02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmrivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yoncunenı Özgen \car Yayın K.oordınatörü Hikmet Çetinkava • Genel Ya\ın Danı^mdnı Ortıan Erinç • Yazııslen Mudürlen. İbrahim \ildiz. E>inç Ta\ançıSorumiuj • Haber Merkezı Mudııru İpek Çalışlar • Gorsel ^ oruumen Ali Acar 9r>\$ Haberlcr: Ergun Balcı • Ekonomı: Abdurrahman Vıldırım • Istıhba- rat Valçın Çakır • Yurt Haberlen. Mehmet Saraç • Makaleler. Sami Karaören • Spor: Abdülkadir Yücelman • Du/elıme Abdullah \azıcı Ankara Temsılcısr Mustafa Baibav •Habcr Muduru Doğan \kın Alalürk 8ul- \an No:I25, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tcl 4195020(7 Hal). Tclev 42344. Fax 4195027 •İzmır Temsılcısı. Serdar Kızık, H Zı> ı BK I i>2 S 2 3 Tel 44) 1220 Tele\: 52359, Fav 4419117 • Adana TemsilcM Çetin Viğenoğlu İnonu Cd 119 S. No 1 Kat. I.Tel- 3522550-3522601-3522492. Tclcx 62155. Fax 3522570 Muesscse Muduru Erol Erkut • Koordınatör: Ahmet Komlsan • Muhasehe B'llent \ener • İdarc HüscjinGürer •İ^lctme ÖnderÇelik • Bılgı-lşlem Nail İnal •Bılgısavar Sı^tem: Müriivet Çiler • Reklam Retıa Işıtman V.a\ımla\an>eBasan:>.cnıGunHdbcT Ajdnb) Bdsın vc Y<mncılık A Ş T ırk.K.ıjı O J 39 4İ Ç j ğ j l o ğ l u 3 4 3 3 4 N ı P K : 4 6 İ M d n b u l T c l . l O 2 l 2 l 5 i : 0 5 l ) 5 ı : o h a t l T c l c \ 2 : 2 4 6 . F j \ fiı 21CI.M 3ŞUBAT1994 İmsak.5.39 Güneş: 7.06 Öğle: 12.25 İkındı: 15.04 Akşam: 17 30 Yatsı: 18.51 t OECD ülkeleri arasındason sıradayız •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dünya Ekonomi Forumu ile Uluslararası İşletme Enstitüsü'nün, ülkelerin rekabetgücü konusunda hazırladıklan raporda Türkiye. OECD ülkeleri arasında son sıralardayeraldı. Raporda, ekonomideki ölçütler arasında yapılan değerlendirmede. hükümetlerin rekabete verdiği teşvik açısından. Türkiye iki senede 5. sıradan 15. sıraya düştü. Türkiye. iç ekonominin gücü düzeyinde ise21.sıradayeraldı. Cindoruk'a eleştiri I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yaşar Dedelek. yerel seçimlerin sonucuna göre. DYP-ANAP ve SHP'nin yer alacağı bir '"milli koalisyon hükümeti" oluşabileceği yolundaki savlara yarut verirken TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'u eleştirdi. Dedelek dün düzenlediği basm toplantısında. TBMM Başkaru Cindoruk'un açıklamalanna değinerek "Türkiye baüyormu. savaş mı var da milli koalisyon olacak? Üstelik bunun başına. Cindoruk gibi tarafsızlığını muhafaza eden birisı düşünülüy or" dedi. Ceyhan Mumcu, CHP adayı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemizin katledilen yazan Uğur Mumcu'nun ağabeyi Avukat Ceyhan Mumcu, CHP'den Çankaya Belediye Başkanlığı'na aday olduğunu açıkladı. Ceyhan Mumcu geçen yıl CHP'ye üye olmuştu. CHP'den, Ankara Anakent Belediye Başkanlığı'na Ankara Milletvekili Alı Dinçer'in, Keçiören'ede, halen belediye başkanı olan Hamza Kjrmızı'nınaday gosterilmesi bekleniyor. CHP Genel Başkam Deniz Baykal. bugün Sheraton Oteli'nde düzenlenecek törenle anakent \e ilçe belediye başkan adaylannı açıklayacak. Sendika temsilcisi kayıp •IİSTANBL L (ANKA) - Türkiye Deri: tş Sendikası üyesı Zülküf İnal'ın 25 ocaktan beri kayıp olduğu biJdirildi. TürkiveDeri-fş Sendikası Yönetım Kurulu tarafmdan yapılan açıklamada. Demsan Deri Fabrikası işyeri temsilcisi Zülküf İnal'dan 25 ocak gününden beri haber alınamadığı. hayaündan endişe edildiği belirtildi. Açıklamada. yetkili ve ilgililerin olayı bir an evvel aydıniığa çıkarması da istendi. Demipel'den TüPk-İş'e yemek • ANKARA (AA)- Cumhurbaşkaru Süleyman Demirel. Türk-İş Yönetim Kurulu ve Başkanlar Kurulu üyelerine 5 şubat cumartesi günü Çankav a Köşkü'nde yemek verecek. Türk-İş yöneticileri. Cumhurbaşkanı Demirel'e çalışanlann sorunlannı ileterek sorunlann çözümünde vardımcı olmasını istevecekler. AYŞE ŞENE GİRGİN 157 köyü kapsayan toplulaştırma çalışmalan 13 bin kişiyi yakından ilgilendiriyor. Ülkenin en büyük toprak sahipleriyle, bir avuç toprak için canlannı ortaya koymuş binlerce kişi aynı korkuyu paylaşıyor: Toprağımızı kaybedecek miyiz?'ya da 'yerimiz değişecek mi?' Harran'ınumuttopraklarmda toplulaştırmafirtmasıesiyor -™-^ ir başka büyük beklenti daha var Harran - JD da f^Z Sosyal çelişkıler, huzursuzluk alabildiğin- M • ce. • ~ Yüzyıllardır süregelen toprak kavgası, kan davalan bu bereketli topraklar için. Can vermiş nice yığitlerin a« öyküleri hâlâ dillerde- gönüllerde... Çünkü: ülkenin en büyük toprak sahipJeri burada. Ekmeğini topraktan kazanan. toprağa bel bağlayan, bir avuç toprağ) bile olmayan insanlar da burada. Birde terör... Velhasıl bütün çelişkıler bir arada. Harran topraklannda. GAP'ın en büyük ünıtesı olan Harran Ovası'nda 134 bin hektarlık (1 milyon 340 bin dekar) arazide bugün dünyanın en büyük toplulaştırma çalışmalan yapılıyor. Bu büyük toplulaşurma alanında tam 157 köy var. Aşağı yukan 13 bin mâliki ilgilendiriyor. Bir avuç toprak için canlannı ortaya ko- yan insanlanmızın bulunduğu umut top- rağında şimdi toplulaştırma çalışmalan yapılırken tabii ki büyük fırunalar da kopu- yor. Toprak sahipleri tek tek ya da topluca mahkemeye başvurup itırazda bulunuyor- lar. Halk, "toprağımızı kaybedecek miyiz" kuşkusu içinde. Ya da. "yerimiz değişecek mi? Ekime elverişli olma> an bir başka y ere mi itileceğiz?" kaygısını taşıyor. TopluJaştırmada esas amaç. araziyi tek- nik olarak sulamaya haar hale getırmek, sosyal huzursuzluğu gidermek. toprak kav- gasına son vermek! Tanm Reformu Bölge Müdürlüğü tüm bu kargaşaya rağmen görevlerinı eksiksiz olarak tamamlamaya, insanlan gücendır- meden, toplulaştırmayı en adil biçimde ger- çekleştınneye çalışıyor. En büyük çalışma Almanya'da ilk olarak 1500'lü yıllarda başlayan toplulaştırma çalışmalan ülkemız- de ancak 1960"b yıllarda Antalya'da küçük bir alanda uygulanmış. fakat tescil edilme- miş. Daha sonra Ecevit hükümetleri döne- minde 1757 sayılı kanunla yeniden gündeme gelmişse de kanunun iptaliyle bu çalışmalar yasal duyarlılıktan mahrum kalmış. Toplulaştırmaııuı bir başka amacı da müştereklikten doğan sosval huzursuzlukları ve aıüaşnıazlıkJarı ortadan kaldırmaktır. Her parselin sınırı ve yolu kanalet veya tab- liye kanalı gibi sınırlara dayandınlacağından sınır ihtilaf- lan ortadan kalkacaktır." - Sulama arazilerinın amaç dışı kullanımı ve düzensiz yapılaşma konusunda herhangi bir önlem alınıyor mu? "Tanm arazilerinin tanm dışı kulianımımn önlenmesi ve düzenli bir yapılaşmamn temini için kö>lerdc gelişme alanları beürlenmektedir. Bu alanlann imar planları hazı- rlanırken 2010 vılının nüfusu hesaba alınmaktadır. Ayrı- ca. toplulaştırmamn ilan edildiği tarihten ifibaren proje sahasında e>, kuyu. ahır >e benzeri tesislerin yapımı ya- saklanmıştır. LŞarıva rağmen izinsiz yapılan yapilar 3083 sa>ılı >asa gereğince hiçbir tazminat ödenmeksizûı yıkılacaktır." - Yol, kanal ve kanalet için gerekli olan arazi nereden karşılanacak? karşılıyoruz. Ancak, toplulaştırma tamamlandıktan son- ra bürün bu huzursuzluklann giderileceğine inanıvoruz." Bir çöl görünümündekı Harran'da, Koruklu mev- kiinde küçük bir alanda adeta mucizeler yaratılmış. Topraktan bereket fişkınvor sanki! Tanm Reform Bölge Mıidürlüğü'ne bağlı Şanhurfa Kö> Hizmetleri Araştınna Enstitüsü bölgede tanmsal araştırmalar yapmak üzere kurulmuş bir binm. Enstıtü- nün Koruklu'daki araştırma merkezinde Turkıye'nın yedı bölgesınde yetışen tüm üriinleri gönmek mümkün. Deneme tarlalan. bağ, bahçe. sebze ve çiçek seralan gö- riilmeye değer. Yapılan sulama denemelenyle verim yüzde 200-300'e vannış. Dallan yerlere bastırana kadar mahsul yüklü şeftali ağaçlan. her bıri avuç doiduran şofra kayısılan, çavuş üzümü iriliğindeki çekırdeksız İzmir üzümleri, incır. nar. fıstık. elma bahçelen. endüst- riyel sanayi bitkileri. mısır, ayçiçeği. susam tarlalan ve rengarenk yediveren güllerinin sergilendiği gülistanlar ve çeşit çeşit çiçek bahçelen.. ve ille de Urfa'- nın ünlü acı biberi. Buralarda sulama yapıldığı takdirde "insan eksen insan çıkar" sözünü kanıtlarcasına de- nemeler vapılmış ve toprağın bereketi ispat- lanmış. Araştırma Merkezi'nin müdürü yüksek zı- raat mühendısı Erbil özyurt 8 yıldan ben Harran topraklanna hızmet veriyor. "Aeaba ne ekersek ne biceriz"ı uygulamayla anlama- ya çalışıyor. Kendini bu topraklara adamış olmanın mutiuluğunu yaşıvor. Bilinçli çiftçili- ğın o ilahi bereketivle övünüyor. Çıftçilere de bunu anlatmaya çalışıyor. Gerçekten burada, Ege'nin çekırdeksiz üzümü. Karadeniz'in mısın. Trakva'nın ayçi- çeği. Akdeniz'in pamuğu. narencıyesı. Ispar- ta'nın gülünden tahıl ve baklagıllere kadar yedi bölgenın ürününü bir kalemde almanın mümkün olduğu uygulamayla belgelenmış. İyi bir sulama sıstemıyle. bilinçli \e modern anlamda >apılan bir çiftçılikle yılın 12 a\nnı değerlendirerek Harran topraklannda süreklı ürün almak, refaha kavuşmak ımkânı bulun- duğu gün gibi aşikâr. İkinci ürün mısır Erbil Özyurt bu çalışmalar konusunda şö> - le diyor: "Ağırlıklı olarak sulamav a ilk açılacak ke- sim olan Harran Ovası'nda çalışmalanmızı yo- ğunlaştırdık. Buğdavarpa gibi tahıl, endüstri- jel bitkiler. sanavi bitkileri, çeşitli tarla bitkile- ri, sebze-meyve ve çiçek türlerini değişik sula- ma sistemleri deneverek en ivi, en bol ürün nasıl almacağını, bu verimi elde etmek için sudan nasıl ve ne kadar tasamıf sağlanabileceğini GAP bölgesinde şu anda uvgulanmakta olan toplulaşurma çalışmalan 3083 saulı 'Sulama Alanlannda .Arazi Dfizenienmesine Ekonomik olarak işletmeye imkan vermeyecek arazilerin bir arava getirilme- araştınyomz. Harran topraklarının niteliğine Dair Tanm Reform Kanunu' ile sürdürülü- sine toplulaştırma deniyor. Ancak uygulama yöre halkını tedirgin ediyor. en uygun gübreleme yönteminin ne olabileceği- ni tespit etmeve çalışıvoruz. Bu arada çiftçile- Toplulaştırma arazilerinde yol, kanal, kanalet ve kö> re. haftanın belirli günlerinde uygulamavla modern an- gelişrirmc alanlan ortak ihtiv acı karşılar. Onun için, eğer iamda çiftçiliği ve sulu tarımı anlatmava çalışıvoruz. İste- bölgelerde Hazine'ye ait arazi varsabu hionetler için ge- yenlerin arazisinden toprak öroeği âlarak laboratuvar- rekli toprak parçası Hazint ara/ilerinden karşılanacak. İanmızda tahlilini vapıyor, en iyi ürün alabilnıesi için ge- yor. Urfa tünelleriyle sulama\a ilk defa açılacak olan Harran Ovası'nda 134 bin hektarlık (1 milyon 340 bin dekar) arazide bugün dünyanın en büyük toplulaştırma çalışmalan yapılıyor. Tanm Reformu Bölge Müdürlüğü'nce yürütülen toplulaştırma çalışmalan. arazi düzenlenmesının yanı sıra diğer ekonomik tedbirieri de beraberinde getın\or. Ömeğin toplulaştırmadan sonra bölgeye yol, sulama ve drenaj şebekesı. arazi ıslahj tesfiyesi gibi hizmetler de getiriliyor. Tanm Reformu Şanhurfa Bölge Müdürü Mehmet Başbuğ sürdürülen çaüşmalarla ileâli, bıze şu bılgiyı ver- di: •'Ekonomik olarak işletmeye imkan vermeyecek arazi- lerin bir arav a getirilmesi çalışmalarına toplulaştırma di- yoruz. Bölgemizde çalışmalara I989'da başlandı. Bir yıla kadar tamamlanacak. Harran Ovası'ndaki toplulaştırma alanında 157 köv mevcut. 1 milyon 340 bin dekariık ara- zinin 110 bin dekarı Hazine arazisi olup geri kalanı şahı- slara airtir. Bu bölgedeki parsel sayısı 13 bin 285. Toplu- laştırma aşağı yukan 13 bin mâliki ilgilendiriyor. Tanmsal üretimin arttınlmasının tek yolu, birim alan- dan en yüksek ürunü alabibnektir. Tanm alanlannı arttı- ımak mümkün olmadığından toprağın en ekonomik şekil- de kuUamlması, muhafazası gerekiyor. Amaç, ekonomik ürerime imkan vermevecek şekilde parçalanmış arazile- rin toplulaştırma volu ile bir araıa getirilmesivle. tanma elverişli işletme büyükJüğü elde etmektir. Bunun için de bütün parseüerin yoldan ve sudan istifade etmeleri gere- kir. Parseüer toplulaştırma sonrası tesfiye edilerek düz- gün bir şekilde teslim edilecektir. Bu şekilde parselin iş- lenmesi, maklneli tanmdan istifadesi de gerçekleşmiş ola- caktır. Bölgede Hazine arazisi yoksa bu toprak kav ıplan mâlik- lere eşit olarak paylaştırılacak." - Toplulaştırma sırasında ne gibi esaslar dikkate alını- yor? Yani arazilenn paylaşımı sırasında mâlikler arası- nda yer değişıkliği olabilir mi? "Parselasvon sırasında tapulu arazinin bulunduğu ye- rin halihazır kuUamlır durumu, şahsa ait sabit tesislerin (kuyu vs) mevcudiveti göz önüne alınıyor. Şahısları kendi kullandıklan parsellerde bırakmaya çalışıyoruz. Ancak, küçük kaymalar olabilir. Toprağı derecelendirerek hiç kimsenin kavba uğramamasına çalışıyoruz. Yani birinci sınıf toprağı bulunan kişiye üçüncü sınıf bir toprağı vermi- voruz. Kesinlikle her mâlike ait parselin bir vanından yol, bir vanından kanalet geçecek. Sulama başladığı zaman kimsenin kimseye su konusunda ve yol konusunda müda- halesi olmayacak." - Toplulaştırmadan memnun olmayanlar mahke- meye başvurup ıtıraz ediyorlar. Bu konudaki düşün- ceniz ne° "Bazı köylerde bu şekilde toplu itirazlar veya ferdi iti- razlar oluyor. Bunun nedeni nıiras yoluyla paylaşımdan kaynaklanan aşırı bir müşterekük olmasıv la ilgilidir. Böl- gelerimizde ortalama ortak nıalik sayısı 10 kisidir. Fakat bazı köv lerde bir malike ait on bir dekar arazi 72 parsele dağıtılmış. Bir başka köyde ise bir dekar arazide tam 92 mâlikin hissesi mevcut. Şahısların kendi aralannda yaptı- kları nzai taksim nedeniyle de bu parçalılıkta nıiras yo- luyla daha da artış olmuşrur. Bu tür arazilerde maalesef bu tür dunımlardan kavnaklanan olumsuzluklaria rekli olan gübreyi tavsiye edivoruz. Sekiz vıldan beri sürdürdüğümüz çalışmalar sonunda gördük ki, ovada sulamayla büyük bir ürün artışı ve çok geniş bir bitki deseni elde etmek mümkün." - Harran topraklanna en uveun bitkı türlen hanai- leridir? "Ovada sulu tanma geçildiğinde pamuk en önde gelen bitki tüni olarak göriilüyor. Sulamayla şu anda en verimli yörelerimize oranla yüzde yüz verim artışı sağlandı. Su- SU7 tanm uvgulanmakta olan buğday ve arpada da sula- ma yapddığında yüzde yüze, hatta 150\>e varan verim artışı görüldü. İkinci ürün olarak çiftçimize mısırı öneriyonız. Mısır bu yörenin en önemli bitkilerinden bin. 30'a vakın mısır türiinde. değişik zamanlarda değişik sulama sistemleriyle pek çok deneme yaptık. Takriben 1-20 temmuz arası en uygun ekim zamanı olarak görülüyor. Yaklaşık 3-3.5 ayda olgunlaşıp hasata geçiliyor. Demek ki buğday veya arpanın hasaduıdan hemen sonra toprağı süriip mısır ye- riştirilebilir. Bu dunımda toprak 12 av boş kalmadjğı gibi, mısır ekimi dolayısıyla beslenmiş de olabilir. Bilinçli bir çiftçilikle uygun bir sulama yöntemiyle böl- ge, Türkiye'nin tanm ürünkri açığını kapatmada önemli bir yer alabilir. Sulu tarımla sebze ve meyTe vetiştirmede de önemli bir verim artışı sağlanabildi. Domates \e sala- talıkta önemli miktarda verim aluıabiliyor. Sebzecilikte ihracata bile geçilebilir." YARIN: Pamuğa hücum UlrikeMaier'in trajikölümüne 'ihmal' suçlaması • Partenkirchen'de kronometre direğine çarparak hayatını kaybeden Avusturyalı kayakçı için nişanlısı, yetkilileri "koruyucu önlemleri almamakla' suçlayarak mahkemeye başvurdu. Spor Servisi - Almanya'mn Partenkirchen Kayak Merkezi'nde yapılan bayanlar dünya kupası iniş yanşmalannda ünlü Avus- turyalı kayakçı Ulrike Maier'in kronometre direğine carpıp boynunu kırarak ölmesinin yankılan süriiyor. En tehlikeli yanşlar arasında gösterilen iniş müsabakasında kayakçılar saattte 110 kilometre hıza ulaşabiliyorlar. Ulrike Maier de iniş yanşması sırasında saatte 104 kilometre gibi bir ruza ulaşüğı sırada sağ kayağının ayağından çıkması üzerine denge- sinj kaybederek düştü ve pistin sonuna kadar sürüklenerek krono- metre direğine çarptı. Hemen helikopterle 25 kilometre uzaklıktaki özel bir kliniğe taşınan Maier 2 saat sonra ya- şama gözlerini yumdu. 26 yaşındaki Ulrike Maier iki kez büyük slalom dünya şampi- yonluğu unvanını ka- zanrruş ve önümüzdeki günlerde başlayacak Lillehammer kjş oyun- lannda favori kayakçj- lararasındaydı. 1982 yılında Avusur- 26 y aşında ölen Maier, iki kez dünya şampivonu olmuştu ya kayak takımına gi- ren Maier ilk dünya şampiyonu un- vanım kızı Melanie'ye 3 aylık hamileyken 1989'da Colorado'da kazandı. Maier, ikinci unvanına ise geçen yıl Japonya'nın Morioka kentinde sahip oldu. Geçen ay Maribor'daki yanşı kazandıktan sonra A\ııs- turya radyosuna verdiği röportajda "Bu benim son sezonum. Ullehammer'da da yanştıktan sonra artık ailemle ilgileneceğim" diyc konuşarak gelecek için planlannı anlatmıştı. Maier'in iniş yanşmasında düşerek ölmesi üzerine bu sporun tehlıkesı tekrar gündeme geldi. Maier'in nişanlısı Hubert Schvveighofer televizyona vaptığı açıklamada Uluslararası Ka- yak Federasyo- nu'nu suçlaya- rak "Pistin ke- narına koruyucu ağ çekilmemişti. Tehlike halinde kayakçıların acil çıkışdiverutelcn- dirdikleri \umu- şak kar kaplı alanda yok. Aynca Maeir'in çarptığı krono- metre saatinin orada olmaması gerekiyordu. Kronometre saatinin ayağıda küçük darbelerde hemen kırılması için ayarlanmalıydı. Bu da di- reği biraz keserek halledilebilirdi. Bunların hiçbiri y apılmamıştı. l Irikc'nin düşmesi mümkün değildi. Düşmesinin tek nedeni olabi- lir. O da orada olmaması gereken bir engele çarpmasıdır" şeklin- de konuştu. Ulrike Maier'in avukatı kazadan hemen sonra sö- külen kronometre direğinin yerinin görünebilmesi amacıyla tek- rar eski yerine konulması için mahkemeye başvurdu. Bütün bu suçlamalara tek cevap ise yanşm teknik görevlisi Alfonso Schranz'tan geldi. Schranz vaptığı açıklamada suçlamalan red- dederek "O direği oraya kovduğumuzda kJmse bizi 'tehlikeli ola- bilır' diye uvarmadı. Aynca varışmacılar antrenmanlarda ve mü- sabaka sırasında yüzlerce kez önünden geçtiler, hiçbir şey olmadı." dıve konuştu. YARIŞLARDA ÖLEN KAYAKÇILAR 1959 : Toni Mark (Avusturya), Almanya'da yapılan bü- yük slalomda. 1959 : John Semmelinck (Kanada) Almanya'da yapılan inişyarışında- 1964: Ross Milne (Avustralya) Avusturya'nın İnnsburck kentinde yapılan iniş yanşında. 1964 : Walter Mussner (İtalya) İtalya'nın Cervina kasa- basında antrenman sırasında, 1970 : Michel Bozon (Fransa) Fransa'nın Megeve kasa- basında iniş yanşında, 1972 : David Novelle (Amerika) Colorado'da iniş yanşı- nda. 1975 : Michel Dujon (Fransa) Fransa'da antrenman sı- rasında. 1979 : Leonardo David (İtalya) New York'ta iniş yanşı- nda düştü. 6 yıl komada kaldıktan sonra 1986 yılında öldü. 1991 : Gernot Reinstadler (Avusturya) İsviçre'de antren- man sırasında. 1994 : Ulrike Maier (Avusturya) Almanya'da iniş yanşı- nda. Hutcal OKTAY EKİNCİ Cumhuriyet'te ocak ayı içinde yayımla- nan "tstanbul'u Sarsan On Yıl" adlı dizi- mızden. gaüba en çok "sarsılan' kişi Hıncal Uhıç oldu. O günlerden bu yana, kendi de- vimiyle neredeyse 'pehlivan tefrikası' gibi. benden hep şunu soruyor: " Cumhuriyet'in avlusundaki tarihi İrü'hat ve Terakki binası neden çürümüye terk edil- di? Yaktiyle avluyu susleyen ağaç neden ke- sikuT' Hıncal Uluç. aslmda bu sorulann yanıtını benden iyi bıliyor. O güzelim tarihi bina için bir araşurma yapmaya niyetlenir- sem, başvuracağırn ilk ısimler arasında Hıncal Uluç da yer alacak. Çünkü hem kendisi. hem de aynı gazetede bugün birlik- te olduklan kimi başka yazarlar. benden çok daha eski 'Cumhuriyetçiler'. En azı- ndan. 'kendi dönemlerinde' o tanhi köşkü kurtarmak için neler yaptıkfannı öğren- mek üzere. bir gün Sabah Gazetesi'ne ziya- retlerine gideceğim. Peki ama. acaba yine de Hıncal Uluç, bu sorunun yanıtını neden ısrarla 'benim ver- roemi' istiyor? Cstelik bunu yaparken ne- yyağma karavkmtn nedensavunuyorı!den 'hınç alırcasına' bir üslup kullamyor; uygarca tartışma yerine. dûzeysiz bir "sataşma" söylemini yeğliyor? Bu sorunun yanıtını görebil- mek için hiç kuşkusuz Hıncal Uluç'un 'başkalan' hakkında da neler yazdığına bakmak ge- rekiyor. Örneğın. 22.12.1993 tarihlı "HıncaTın Yeri" köşesınde 'Dalan' başlıklı kısa yazısmda şunlan söylüv or: "Geçen hafta bir öğleden son- ra Marmara Üniversitesi İngi- lizee İşletme Bolümü'nün konu- ğu oldum. Onlar sordular ben yanıt verdim. (...) Bir gözlemim oldu beni çok muttu eden.. Bir genç 'Bugün belediye seçimleri yapılsa, o>Tinuzu kime verirdinız' dedi. "Bedrettin Dalan'a" dedim... Başka bir şey diyemedim. Bir alkış koptu salonda. Ben aylardır diyo- rum size, farklı bir gençlik geliyor diye. Olaylara çağdaş bakıjor, kül yutmuyor, yapıcılaria yıkıcüan çok iyi avırt ediyor diye..." Hıncal Uluç, Dalan'a olan bu yürekten 1 983- 1 993 kendi 'özgür' köşesinde 3.12. - _ _ , . _ ,__.___. ,».,,-. ^ ^.^-, » -,-r ^ » -r •. r-r-w 1993 eünü şunlan vaajor: "Bu ISTANBUL'U SARSAN ON YIL «*«£. * !-*«.*- pisük varsa, en büyük sonımlusu biz- "83 Rubu " ve tSTANBUL Yağmava yasalbazırlık Anayasaya aykırt ruhsatlar Dalan'ın " kafasmdaki"planlar Ayrtcaltklt "rantkulelerı" Ormanalanlarmda "yeştiyaşam" Thatcber 'la kopru pazarUğ? Su btjvzalartnda "luMs yaptlapna' Boğa&çı nde rmlyarttk kondular Gecekonduya "mafya' guvetıcesı KuçukArTTfutlu-Sultanbeylt ve demokrası OK TA V EKİNCİ bağlılığına 'kül vurmavan" gençlen de alet ederken beş yıl boyunca sürekli olarak "İstanbul'u yikan planlara" imza atan sev- gilı dostunu 'yapıcı': bu planlann ürünü olan Park Oteli gıbı bınalara karşı çıkan- lan da 'yıkıcı'olarak gösteriyor. Yani, beni ve bizleri... Nıtekim Hıncal Uluç. bugün artık Da- lan'ın bile "günahından sıyrılmak için' suçu başkalannın üzenne yıkmaya çalıştığ: Park Oteli'nın yıkımı konusunda. vine leriz (...) Nasıl geiiyonız, onun bunun rufasına... Dr. Sözen'in Park Oteli yıknıa şovuna, dolu dizgin katıldık. Sabah, atv'yi izh'yo- rum mesela... Bizim televizyon ya. İğneyi kendinüze batınrsak, öbürleri çuv aldızı daha iyi hisse- der belki. 'Çevrecılerin haklı tepsıni çeken Park Oteli' diye başiıyor haber. Hayır, haber böyle baslamaz (...) Park Oteli haberini ben yazsaydım. inançlanm farldı olduğu için, 'çevrecilerin haksız tepkısini çeken Park Oteli' diye mi başlayacak o za- man..." atv Haber Merkezi'nin, 'Hıncal ağabey- lerinin' bu uyansını dikkate alıp. almadı- klannı bilemıyorum. Ancak Hıncal Uluç. Park Oteli konusunda bile o denli "kraldan çok krakı' bir tutum sergiliyor ki sadece bizlenn değil. kente, demokrasiye ve İstan- bul'un güzellıklenne karşı 'duyarlı olan' mılyonlarca uvgar ınsanın lanetledığı bir 'yağma binasına' karşı çıkanlar için 'haklı' sözcüğünün kullanılmasına bile tahammül edemivor... İşte bu noktada, ınsarun aklına belki de •daha önemh" bir başka soru geli\ or: "Acaba Hıncal Lluç, bu tür yağma ka- rarlarım ve onları onaylavan/arı neden hep savıınuyor?" Cumhuriyet'in bahçesindeki tarihi ko- nağm neden hâlt restore edilemedıği soru- sunun 'muhatabının' ben olmadığımı. bu garip sataşmalan izleven hemen herkes söylüyor. Ve yine hemen herkes. asıl yu- kandaki 'son sorunun' yanıtını büyük bir merakla bekliyor. Açık söyleyeyim. Doğrusu ben. Hıncal Uluç'un neden böylesi bir 'gerilim' içıne girdığıne hiç aldırmıyonjm. O nedenle de -son vazısından da okumadığını an- ladığım- bırkaç kısa cümleyle bugüne dek yanıt vermeyi yeğledım. Ama, okurlanmız 'sen de uzun yaz' dediklen için bütün bun- lan sergilemek zorunda kaldım. Ben asıl. İstanbul'u Sarsan On Yıl'ın baş kahramanlanndan açıklamalar bekliyo- rum. Onlann "medya dostlarından' değil...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle