Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmrivaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yoncunenı Özgen \car
Yayın K.oordınatörü Hikmet Çetinkava • Genel
Ya\ın Danı^mdnı Ortıan Erinç • Yazııslen
Mudürlen. İbrahim \ildiz. E>inç Ta\ançıSorumiuj
• Haber Merkezı Mudııru İpek Çalışlar
• Gorsel ^ oruumen Ali Acar 9r>\$ Haberlcr: Ergun
Balcı • Ekonomı: Abdurrahman Vıldırım • Istıhba-
rat Valçın Çakır • Yurt Haberlen. Mehmet Saraç
• Makaleler. Sami Karaören • Spor: Abdülkadir
Yücelman • Du/elıme Abdullah \azıcı
Ankara Temsılcısr Mustafa Baibav •Habcr Muduru Doğan \kın Alalürk 8ul-
\an No:I25, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tcl 4195020(7 Hal). Tclev 42344. Fax
4195027 •İzmır Temsılcısı. Serdar Kızık, H Zı> ı BK I i>2 S 2 3 Tel 44) 1220
Tele\: 52359, Fav 4419117 • Adana TemsilcM Çetin Viğenoğlu İnonu Cd 119 S.
No 1 Kat. I.Tel- 3522550-3522601-3522492. Tclcx 62155. Fax 3522570
Muesscse Muduru Erol Erkut • Koordınatör:
Ahmet Komlsan • Muhasehe B'llent \ener
• İdarc HüscjinGürer •İ^lctme ÖnderÇelik
• Bılgı-lşlem Nail İnal •Bılgısavar Sı^tem:
Müriivet Çiler • Reklam Retıa Işıtman
V.a\ımla\an>eBasan:>.cnıGunHdbcT Ajdnb) Bdsın vc Y<mncılık A Ş
T ırk.K.ıjı O J 39 4İ Ç j ğ j l o ğ l u 3 4 3 3 4 N ı P K : 4 6 İ M d n b u l T c l . l O 2 l 2 l 5 i : 0 5 l ) 5 ı : o h a t l T c l c \ 2 : 2 4 6 . F j \ fiı 21CI.M 3ŞUBAT1994 İmsak.5.39 Güneş: 7.06 Öğle: 12.25 İkındı: 15.04 Akşam: 17 30 Yatsı: 18.51
t
OECD ülkeleri
arasındason
sıradayız
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dünya Ekonomi
Forumu ile Uluslararası
İşletme Enstitüsü'nün,
ülkelerin rekabetgücü
konusunda hazırladıklan
raporda Türkiye. OECD
ülkeleri arasında son
sıralardayeraldı. Raporda,
ekonomideki ölçütler
arasında yapılan
değerlendirmede.
hükümetlerin rekabete
verdiği teşvik açısından.
Türkiye iki senede 5. sıradan
15. sıraya düştü. Türkiye. iç
ekonominin gücü düzeyinde
ise21.sıradayeraldı.
Cindoruk'a
eleştiri
I ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP Genel Başkan
Yardımcısı İbrahim Yaşar
Dedelek. yerel seçimlerin
sonucuna göre. DYP-ANAP
ve SHP'nin yer alacağı bir
'"milli koalisyon hükümeti"
oluşabileceği yolundaki
savlara yarut verirken
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk'u eleştirdi.
Dedelek dün düzenlediği
basm toplantısında. TBMM
Başkaru Cindoruk'un
açıklamalanna değinerek
"Türkiye baüyormu. savaş
mı var da milli koalisyon
olacak? Üstelik bunun
başına. Cindoruk gibi
tarafsızlığını muhafaza eden
birisı düşünülüy or" dedi.
Ceyhan Mumcu,
CHP adayı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazetemizin
katledilen yazan Uğur
Mumcu'nun ağabeyi Avukat
Ceyhan Mumcu, CHP'den
Çankaya Belediye
Başkanlığı'na aday
olduğunu açıkladı. Ceyhan
Mumcu geçen yıl CHP'ye
üye olmuştu. CHP'den,
Ankara Anakent Belediye
Başkanlığı'na Ankara
Milletvekili Alı Dinçer'in,
Keçiören'ede, halen belediye
başkanı olan Hamza
Kjrmızı'nınaday
gosterilmesi bekleniyor.
CHP Genel Başkam Deniz
Baykal. bugün Sheraton
Oteli'nde düzenlenecek
törenle anakent \e ilçe
belediye başkan adaylannı
açıklayacak.
Sendika
temsilcisi kayıp
•IİSTANBL L (ANKA) -
Türkiye Deri:
tş Sendikası
üyesı Zülküf İnal'ın 25
ocaktan beri kayıp olduğu
biJdirildi. TürkiveDeri-fş
Sendikası Yönetım Kurulu
tarafmdan yapılan
açıklamada. Demsan Deri
Fabrikası işyeri temsilcisi
Zülküf İnal'dan 25 ocak
gününden beri haber
alınamadığı. hayaündan
endişe edildiği belirtildi.
Açıklamada. yetkili ve
ilgililerin olayı bir an evvel
aydıniığa çıkarması da
istendi.
Demipel'den
TüPk-İş'e yemek
• ANKARA (AA)-
Cumhurbaşkaru Süleyman
Demirel. Türk-İş Yönetim
Kurulu ve Başkanlar Kurulu
üyelerine 5 şubat cumartesi
günü Çankav a Köşkü'nde
yemek verecek. Türk-İş
yöneticileri. Cumhurbaşkanı
Demirel'e çalışanlann
sorunlannı ileterek
sorunlann çözümünde
vardımcı olmasını istevecekler.
AYŞE ŞENE
GİRGİN
157 köyü kapsayan toplulaştırma
çalışmalan 13 bin kişiyi yakından ilgilendiriyor.
Ülkenin en büyük toprak sahipleriyle, bir avuç toprak
için canlannı ortaya koymuş binlerce kişi aynı korkuyu
paylaşıyor: Toprağımızı kaybedecek miyiz?'ya da
'yerimiz değişecek mi?'
Harran'ınumuttopraklarmda
toplulaştırmafirtmasıesiyor
-™-^ ir başka büyük beklenti daha var Harran -
JD
da
f^Z Sosyal çelişkıler, huzursuzluk alabildiğin-
M • ce.
• ~ Yüzyıllardır süregelen toprak kavgası,
kan davalan bu bereketli topraklar için.
Can vermiş nice yığitlerin a« öyküleri hâlâ dillerde-
gönüllerde...
Çünkü: ülkenin en büyük toprak sahipJeri burada.
Ekmeğini topraktan kazanan. toprağa bel bağlayan, bir
avuç toprağ) bile olmayan insanlar da burada.
Birde terör...
Velhasıl bütün çelişkıler bir arada.
Harran topraklannda.
GAP'ın en büyük ünıtesı olan Harran Ovası'nda 134
bin hektarlık (1 milyon 340 bin dekar) arazide bugün
dünyanın en büyük toplulaştırma çalışmalan yapılıyor.
Bu büyük toplulaşurma alanında tam 157
köy var.
Aşağı yukan 13 bin mâliki ilgilendiriyor.
Bir avuç toprak için canlannı ortaya ko-
yan insanlanmızın bulunduğu umut top-
rağında şimdi toplulaştırma çalışmalan
yapılırken tabii ki büyük fırunalar da kopu-
yor.
Toprak sahipleri tek tek ya da topluca
mahkemeye başvurup itırazda bulunuyor-
lar.
Halk, "toprağımızı kaybedecek miyiz"
kuşkusu içinde. Ya da. "yerimiz değişecek
mi? Ekime elverişli olma> an bir başka y ere mi
itileceğiz?" kaygısını taşıyor.
TopluJaştırmada esas amaç. araziyi tek-
nik olarak sulamaya haar hale getırmek,
sosyal huzursuzluğu gidermek. toprak kav-
gasına son vermek!
Tanm Reformu Bölge Müdürlüğü tüm
bu kargaşaya rağmen görevlerinı eksiksiz
olarak tamamlamaya, insanlan gücendır-
meden, toplulaştırmayı en adil biçimde ger-
çekleştınneye çalışıyor.
En büyük çalışma
Almanya'da ilk olarak 1500'lü yıllarda
başlayan toplulaştırma çalışmalan ülkemız-
de ancak 1960"b yıllarda Antalya'da küçük
bir alanda uygulanmış. fakat tescil edilme-
miş. Daha sonra Ecevit hükümetleri döne-
minde 1757 sayılı kanunla yeniden gündeme
gelmişse de kanunun iptaliyle bu çalışmalar
yasal duyarlılıktan mahrum kalmış.
Toplulaştırmaııuı bir başka amacı da müştereklikten
doğan sosval huzursuzlukları ve aıüaşnıazlıkJarı ortadan
kaldırmaktır. Her parselin sınırı ve yolu kanalet veya tab-
liye kanalı gibi sınırlara dayandınlacağından sınır ihtilaf-
lan ortadan kalkacaktır."
- Sulama arazilerinın amaç dışı kullanımı ve düzensiz
yapılaşma konusunda herhangi bir önlem alınıyor mu?
"Tanm arazilerinin tanm dışı kulianımımn önlenmesi
ve düzenli bir yapılaşmamn temini için kö>lerdc gelişme
alanları beürlenmektedir. Bu alanlann imar planları hazı-
rlanırken 2010 vılının nüfusu hesaba alınmaktadır. Ayrı-
ca. toplulaştırmamn ilan edildiği tarihten ifibaren proje
sahasında e>, kuyu. ahır >e benzeri tesislerin yapımı ya-
saklanmıştır. LŞarıva rağmen izinsiz yapılan yapilar
3083 sa>ılı >asa gereğince hiçbir tazminat ödenmeksizûı
yıkılacaktır."
- Yol, kanal ve kanalet için gerekli olan arazi nereden
karşılanacak?
karşılıyoruz. Ancak, toplulaştırma tamamlandıktan son-
ra bürün bu huzursuzluklann giderileceğine inanıvoruz."
Bir çöl görünümündekı Harran'da, Koruklu mev-
kiinde küçük bir alanda adeta mucizeler yaratılmış.
Topraktan bereket fişkınvor sanki!
Tanm Reform Bölge Mıidürlüğü'ne bağlı Şanhurfa
Kö> Hizmetleri Araştınna Enstitüsü bölgede tanmsal
araştırmalar yapmak üzere kurulmuş bir binm. Enstıtü-
nün Koruklu'daki araştırma merkezinde Turkıye'nın
yedı bölgesınde yetışen tüm üriinleri gönmek mümkün.
Deneme tarlalan. bağ, bahçe. sebze ve çiçek seralan gö-
riilmeye değer. Yapılan sulama denemelenyle verim
yüzde 200-300'e vannış. Dallan yerlere bastırana kadar
mahsul yüklü şeftali ağaçlan. her bıri avuç doiduran
şofra kayısılan, çavuş üzümü iriliğindeki çekırdeksız
İzmir üzümleri, incır. nar. fıstık. elma bahçelen. endüst-
riyel sanayi bitkileri. mısır, ayçiçeği. susam tarlalan ve
rengarenk yediveren güllerinin sergilendiği gülistanlar
ve çeşit çeşit çiçek bahçelen.. ve ille de Urfa'-
nın ünlü acı biberi.
Buralarda sulama yapıldığı takdirde "insan
eksen insan çıkar" sözünü kanıtlarcasına de-
nemeler vapılmış ve toprağın bereketi ispat-
lanmış.
Araştırma Merkezi'nin müdürü yüksek zı-
raat mühendısı Erbil özyurt 8 yıldan ben
Harran topraklanna hızmet veriyor. "Aeaba
ne ekersek ne biceriz"ı uygulamayla anlama-
ya çalışıyor. Kendini bu topraklara adamış
olmanın mutiuluğunu yaşıvor. Bilinçli çiftçili-
ğın o ilahi bereketivle övünüyor. Çıftçilere de
bunu anlatmaya çalışıyor.
Gerçekten burada, Ege'nin çekırdeksiz
üzümü. Karadeniz'in mısın. Trakva'nın ayçi-
çeği. Akdeniz'in pamuğu. narencıyesı. Ispar-
ta'nın gülünden tahıl ve baklagıllere kadar
yedi bölgenın ürününü bir kalemde almanın
mümkün olduğu uygulamayla belgelenmış.
İyi bir sulama sıstemıyle. bilinçli \e modern
anlamda >apılan bir çiftçılikle yılın 12 a\nnı
değerlendirerek Harran topraklannda süreklı
ürün almak, refaha kavuşmak ımkânı bulun-
duğu gün gibi aşikâr.
İkinci ürün mısır
Erbil Özyurt bu çalışmalar konusunda şö> -
le diyor:
"Ağırlıklı olarak sulamav a ilk açılacak ke-
sim olan Harran Ovası'nda çalışmalanmızı yo-
ğunlaştırdık. Buğdavarpa gibi tahıl, endüstri-
jel bitkiler. sanavi bitkileri, çeşitli tarla bitkile-
ri, sebze-meyve ve çiçek türlerini değişik sula-
ma sistemleri deneverek en ivi, en bol ürün nasıl
almacağını, bu verimi elde etmek için sudan
nasıl ve ne kadar tasamıf sağlanabileceğini
GAP bölgesinde şu anda uvgulanmakta
olan toplulaşurma çalışmalan 3083 saulı
'Sulama Alanlannda .Arazi Dfizenienmesine Ekonomik olarak işletmeye imkan vermeyecek arazilerin bir arava getirilme- araştınyomz. Harran topraklarının niteliğine
Dair Tanm Reform Kanunu' ile sürdürülü- sine toplulaştırma deniyor. Ancak uygulama yöre halkını tedirgin ediyor. en uygun gübreleme yönteminin ne olabileceği-
ni tespit etmeve çalışıvoruz. Bu arada çiftçile-
Toplulaştırma arazilerinde yol, kanal, kanalet ve kö> re. haftanın belirli günlerinde uygulamavla modern an-
gelişrirmc alanlan ortak ihtiv acı karşılar. Onun için, eğer iamda çiftçiliği ve sulu tarımı anlatmava çalışıvoruz. İste-
bölgelerde Hazine'ye ait arazi varsabu hionetler için ge- yenlerin arazisinden toprak öroeği âlarak laboratuvar-
rekli toprak parçası Hazint ara/ilerinden karşılanacak. İanmızda tahlilini vapıyor, en iyi ürün alabilnıesi için ge-
yor.
Urfa tünelleriyle sulama\a ilk defa açılacak olan
Harran Ovası'nda 134 bin hektarlık (1 milyon 340 bin
dekar) arazide bugün dünyanın en büyük toplulaştırma
çalışmalan yapılıyor.
Tanm Reformu Bölge Müdürlüğü'nce yürütülen
toplulaştırma çalışmalan. arazi düzenlenmesının yanı
sıra diğer ekonomik tedbirieri de beraberinde getın\or.
Ömeğin toplulaştırmadan sonra bölgeye yol, sulama ve
drenaj şebekesı. arazi ıslahj tesfiyesi gibi hizmetler de
getiriliyor.
Tanm Reformu Şanhurfa Bölge Müdürü Mehmet
Başbuğ sürdürülen çaüşmalarla ileâli, bıze şu bılgiyı ver-
di:
•'Ekonomik olarak işletmeye imkan vermeyecek arazi-
lerin bir arav a getirilmesi çalışmalarına toplulaştırma di-
yoruz. Bölgemizde çalışmalara I989'da başlandı. Bir yıla
kadar tamamlanacak. Harran Ovası'ndaki toplulaştırma
alanında 157 köv mevcut. 1 milyon 340 bin dekariık ara-
zinin 110 bin dekarı Hazine arazisi olup geri kalanı şahı-
slara airtir. Bu bölgedeki parsel sayısı 13 bin 285. Toplu-
laştırma aşağı yukan 13 bin mâliki ilgilendiriyor.
Tanmsal üretimin arttınlmasının tek yolu, birim alan-
dan en yüksek ürunü alabibnektir. Tanm alanlannı arttı-
ımak mümkün olmadığından toprağın en ekonomik şekil-
de kuUamlması, muhafazası gerekiyor. Amaç, ekonomik
ürerime imkan vermevecek şekilde parçalanmış arazile-
rin toplulaştırma volu ile bir araıa getirilmesivle. tanma
elverişli işletme büyükJüğü elde etmektir. Bunun için de
bütün parseüerin yoldan ve sudan istifade etmeleri gere-
kir. Parseüer toplulaştırma sonrası tesfiye edilerek düz-
gün bir şekilde teslim edilecektir. Bu şekilde parselin iş-
lenmesi, maklneli tanmdan istifadesi de gerçekleşmiş ola-
caktır.
Bölgede Hazine arazisi yoksa bu toprak kav ıplan mâlik-
lere eşit olarak paylaştırılacak."
- Toplulaştırma sırasında ne gibi esaslar dikkate alını-
yor? Yani arazilenn paylaşımı sırasında mâlikler arası-
nda yer değişıkliği olabilir mi?
"Parselasvon sırasında tapulu arazinin bulunduğu ye-
rin halihazır kuUamlır durumu, şahsa ait sabit tesislerin
(kuyu vs) mevcudiveti göz önüne alınıyor. Şahısları kendi
kullandıklan parsellerde bırakmaya çalışıyoruz. Ancak,
küçük kaymalar olabilir. Toprağı derecelendirerek hiç
kimsenin kavba uğramamasına çalışıyoruz. Yani birinci
sınıf toprağı bulunan kişiye üçüncü sınıf bir toprağı vermi-
voruz. Kesinlikle her mâlike ait parselin bir vanından yol,
bir vanından kanalet geçecek. Sulama başladığı zaman
kimsenin kimseye su konusunda ve yol konusunda müda-
halesi olmayacak."
- Toplulaştırmadan memnun olmayanlar mahke-
meye başvurup ıtıraz ediyorlar. Bu konudaki düşün-
ceniz ne°
"Bazı köylerde bu şekilde toplu itirazlar veya ferdi iti-
razlar oluyor. Bunun nedeni nıiras yoluyla paylaşımdan
kaynaklanan aşırı bir müşterekük olmasıv la ilgilidir. Böl-
gelerimizde ortalama ortak nıalik sayısı 10 kisidir. Fakat
bazı köv lerde bir malike ait on bir dekar arazi 72 parsele
dağıtılmış. Bir başka köyde ise bir dekar arazide tam 92
mâlikin hissesi mevcut. Şahısların kendi aralannda yaptı-
kları nzai taksim nedeniyle de bu parçalılıkta nıiras yo-
luyla daha da artış olmuşrur. Bu tür arazilerde maalesef
bu tür dunımlardan kavnaklanan olumsuzluklaria
rekli olan gübreyi tavsiye edivoruz.
Sekiz vıldan beri sürdürdüğümüz çalışmalar sonunda
gördük ki, ovada sulamayla büyük bir ürün artışı ve çok
geniş bir bitki deseni elde etmek mümkün."
- Harran topraklanna en uveun bitkı türlen hanai-
leridir?
"Ovada sulu tanma geçildiğinde pamuk en önde gelen
bitki tüni olarak göriilüyor. Sulamayla şu anda en verimli
yörelerimize oranla yüzde yüz verim artışı sağlandı. Su-
SU7 tanm uvgulanmakta olan buğday ve arpada da sula-
ma yapddığında yüzde yüze, hatta 150\>e varan verim
artışı görüldü.
İkinci ürün olarak çiftçimize mısırı öneriyonız. Mısır
bu yörenin en önemli bitkilerinden bin. 30'a vakın mısır
türiinde. değişik zamanlarda değişik sulama sistemleriyle
pek çok deneme yaptık. Takriben 1-20 temmuz arası en
uygun ekim zamanı olarak görülüyor. Yaklaşık 3-3.5
ayda olgunlaşıp hasata geçiliyor. Demek ki buğday veya
arpanın hasaduıdan hemen sonra toprağı süriip mısır ye-
riştirilebilir. Bu dunımda toprak 12 av boş kalmadjğı gibi,
mısır ekimi dolayısıyla beslenmiş de olabilir.
Bilinçli bir çiftçilikle uygun bir sulama yöntemiyle böl-
ge, Türkiye'nin tanm ürünkri açığını kapatmada önemli
bir yer alabilir. Sulu tarımla sebze ve meyTe vetiştirmede
de önemli bir verim artışı sağlanabildi. Domates \e sala-
talıkta önemli miktarda verim aluıabiliyor. Sebzecilikte
ihracata bile geçilebilir."
YARIN: Pamuğa hücum
UlrikeMaier'in
trajikölümüne
'ihmal' suçlaması
• Partenkirchen'de kronometre
direğine çarparak hayatını
kaybeden Avusturyalı kayakçı
için nişanlısı, yetkilileri "koruyucu
önlemleri almamakla' suçlayarak
mahkemeye başvurdu.
Spor Servisi - Almanya'mn Partenkirchen Kayak Merkezi'nde
yapılan bayanlar dünya kupası iniş yanşmalannda ünlü Avus-
turyalı kayakçı Ulrike Maier'in kronometre direğine carpıp
boynunu kırarak ölmesinin yankılan süriiyor.
En tehlikeli yanşlar arasında gösterilen iniş müsabakasında
kayakçılar saattte 110 kilometre hıza ulaşabiliyorlar. Ulrike
Maier de iniş yanşması sırasında saatte 104 kilometre gibi bir
ruza ulaşüğı sırada sağ
kayağının ayağından
çıkması üzerine denge-
sinj kaybederek düştü
ve pistin sonuna kadar
sürüklenerek krono-
metre direğine çarptı.
Hemen helikopterle 25
kilometre uzaklıktaki
özel bir kliniğe taşınan
Maier 2 saat sonra ya-
şama gözlerini yumdu.
26 yaşındaki Ulrike
Maier iki kez büyük
slalom dünya şampi-
yonluğu unvanını ka-
zanrruş ve önümüzdeki
günlerde başlayacak
Lillehammer kjş oyun-
lannda favori kayakçj-
lararasındaydı.
1982 yılında Avusur-
26 y aşında ölen Maier, iki kez dünya
şampivonu olmuştu
ya kayak takımına gi-
ren Maier ilk dünya
şampiyonu un-
vanım kızı Melanie'ye 3
aylık hamileyken 1989'da Colorado'da kazandı. Maier, ikinci
unvanına ise geçen yıl Japonya'nın Morioka kentinde sahip
oldu. Geçen ay Maribor'daki yanşı kazandıktan sonra A\ııs-
turya radyosuna verdiği röportajda "Bu benim son sezonum.
Ullehammer'da da yanştıktan sonra artık ailemle ilgileneceğim"
diyc konuşarak gelecek için planlannı anlatmıştı.
Maier'in iniş yanşmasında düşerek ölmesi üzerine bu sporun
tehlıkesı tekrar gündeme geldi. Maier'in nişanlısı Hubert
Schvveighofer televizyona vaptığı açıklamada Uluslararası Ka-
yak Federasyo-
nu'nu suçlaya-
rak "Pistin ke-
narına koruyucu
ağ çekilmemişti.
Tehlike halinde
kayakçıların acil
çıkışdiverutelcn-
dirdikleri \umu-
şak kar kaplı
alanda yok.
Aynca Maeir'in
çarptığı krono-
metre saatinin
orada olmaması gerekiyordu. Kronometre saatinin ayağıda
küçük darbelerde hemen kırılması için ayarlanmalıydı. Bu da di-
reği biraz keserek halledilebilirdi. Bunların hiçbiri y apılmamıştı.
l Irikc'nin düşmesi mümkün değildi. Düşmesinin tek nedeni olabi-
lir. O da orada olmaması gereken bir engele çarpmasıdır" şeklin-
de konuştu. Ulrike Maier'in avukatı kazadan hemen sonra sö-
külen kronometre direğinin yerinin görünebilmesi amacıyla tek-
rar eski yerine konulması için mahkemeye başvurdu. Bütün bu
suçlamalara tek cevap ise yanşm teknik görevlisi Alfonso
Schranz'tan geldi. Schranz vaptığı açıklamada suçlamalan red-
dederek "O direği oraya kovduğumuzda kJmse bizi 'tehlikeli ola-
bilır' diye uvarmadı. Aynca varışmacılar antrenmanlarda ve mü-
sabaka sırasında yüzlerce kez önünden geçtiler, hiçbir şey olmadı."
dıve konuştu.
YARIŞLARDA ÖLEN KAYAKÇILAR
1959 : Toni Mark (Avusturya), Almanya'da yapılan bü-
yük slalomda.
1959 : John Semmelinck (Kanada) Almanya'da yapılan
inişyarışında-
1964: Ross Milne (Avustralya) Avusturya'nın İnnsburck
kentinde yapılan iniş yanşında.
1964 : Walter Mussner (İtalya) İtalya'nın Cervina kasa-
basında antrenman sırasında,
1970 : Michel Bozon (Fransa) Fransa'nın Megeve kasa-
basında iniş yanşında,
1972 : David Novelle (Amerika) Colorado'da iniş yanşı-
nda.
1975 : Michel Dujon (Fransa) Fransa'da antrenman sı-
rasında.
1979 : Leonardo David (İtalya) New York'ta iniş yanşı-
nda düştü. 6 yıl komada kaldıktan sonra 1986 yılında öldü.
1991 : Gernot Reinstadler (Avusturya) İsviçre'de antren-
man sırasında.
1994 : Ulrike Maier (Avusturya) Almanya'da iniş yanşı-
nda.
Hutcal
OKTAY EKİNCİ
Cumhuriyet'te ocak ayı içinde yayımla-
nan "tstanbul'u Sarsan On Yıl" adlı dizi-
mızden. gaüba en çok "sarsılan' kişi Hıncal
Uhıç oldu. O günlerden bu yana, kendi de-
vimiyle neredeyse 'pehlivan tefrikası' gibi.
benden hep şunu soruyor:
" Cumhuriyet'in avlusundaki tarihi İrü'hat
ve Terakki binası neden çürümüye terk edil-
di? Yaktiyle avluyu susleyen ağaç neden ke-
sikuT'
Hıncal Uluç. aslmda bu sorulann
yanıtını benden iyi bıliyor. O güzelim tarihi
bina için bir araşurma yapmaya niyetlenir-
sem, başvuracağırn ilk ısimler arasında
Hıncal Uluç da yer alacak. Çünkü hem
kendisi. hem de aynı gazetede bugün birlik-
te olduklan kimi başka yazarlar. benden
çok daha eski 'Cumhuriyetçiler'. En azı-
ndan. 'kendi dönemlerinde' o tanhi köşkü
kurtarmak için neler yaptıkfannı öğren-
mek üzere. bir gün Sabah Gazetesi'ne ziya-
retlerine gideceğim.
Peki ama. acaba yine de Hıncal Uluç, bu
sorunun yanıtını neden ısrarla 'benim ver-
roemi' istiyor? Cstelik bunu yaparken ne-
yyağma karavkmtn nedensavunuyorı!den 'hınç alırcasına' bir üslup
kullamyor; uygarca tartışma
yerine. dûzeysiz bir "sataşma"
söylemini yeğliyor?
Bu sorunun yanıtını görebil-
mek için hiç kuşkusuz Hıncal
Uluç'un 'başkalan' hakkında
da neler yazdığına bakmak ge-
rekiyor.
Örneğın. 22.12.1993 tarihlı
"HıncaTın Yeri" köşesınde
'Dalan' başlıklı kısa yazısmda
şunlan söylüv or:
"Geçen hafta bir öğleden son-
ra Marmara Üniversitesi İngi-
lizee İşletme Bolümü'nün konu-
ğu oldum. Onlar sordular ben yanıt verdim.
(...) Bir gözlemim oldu beni çok muttu eden..
Bir genç 'Bugün belediye seçimleri yapılsa,
o>Tinuzu kime verirdinız' dedi. "Bedrettin
Dalan'a" dedim... Başka bir şey diyemedim.
Bir alkış koptu salonda. Ben aylardır diyo-
rum size, farklı bir gençlik geliyor diye.
Olaylara çağdaş bakıjor, kül yutmuyor,
yapıcılaria yıkıcüan çok iyi avırt ediyor
diye..."
Hıncal Uluç, Dalan'a olan bu yürekten
1 983- 1 993 kendi 'özgür' köşesinde 3.12.
- _ _ , . _ ,__.___. ,».,,-. ^ ^.^-, » -,-r ^ » -r •. r-r-w 1993 eünü şunlan vaajor: "Bu
ISTANBUL'U SARSAN ON YIL «*«£. * !-*«.*- pisük
varsa, en büyük sonımlusu biz-
"83 Rubu " ve tSTANBUL
Yağmava yasalbazırlık
Anayasaya aykırt ruhsatlar
Dalan'ın " kafasmdaki"planlar
Ayrtcaltklt "rantkulelerı"
Ormanalanlarmda "yeştiyaşam"
Thatcber 'la kopru pazarUğ?
Su btjvzalartnda "luMs yaptlapna'
Boğa&çı nde rmlyarttk kondular
Gecekonduya "mafya' guvetıcesı
KuçukArTTfutlu-Sultanbeylt
ve demokrası
OK TA V EKİNCİ
bağlılığına 'kül vurmavan" gençlen de alet
ederken beş yıl boyunca sürekli olarak
"İstanbul'u yikan planlara" imza atan sev-
gilı dostunu 'yapıcı': bu planlann ürünü
olan Park Oteli gıbı bınalara karşı çıkan-
lan da 'yıkıcı'olarak gösteriyor. Yani, beni
ve bizleri...
Nıtekim Hıncal Uluç. bugün artık Da-
lan'ın bile "günahından sıyrılmak için' suçu
başkalannın üzenne yıkmaya çalıştığ:
Park Oteli'nın yıkımı konusunda. vine
leriz (...) Nasıl geiiyonız, onun
bunun rufasına...
Dr. Sözen'in Park Oteli
yıknıa şovuna, dolu dizgin
katıldık. Sabah, atv'yi izh'yo-
rum mesela... Bizim televizyon
ya. İğneyi kendinüze batınrsak,
öbürleri çuv aldızı daha iyi hisse-
der belki. 'Çevrecılerin haklı
tepsıni çeken Park Oteli' diye
başiıyor haber. Hayır, haber
böyle baslamaz (...) Park Oteli
haberini ben yazsaydım. inançlanm farldı
olduğu için, 'çevrecilerin haksız tepkısini
çeken Park Oteli' diye mi başlayacak o za-
man..."
atv Haber Merkezi'nin, 'Hıncal ağabey-
lerinin' bu uyansını dikkate alıp. almadı-
klannı bilemıyorum. Ancak Hıncal Uluç.
Park Oteli konusunda bile o denli "kraldan
çok krakı' bir tutum sergiliyor ki sadece
bizlenn değil. kente, demokrasiye ve İstan-
bul'un güzellıklenne karşı 'duyarlı olan'
mılyonlarca uvgar ınsanın lanetledığı bir
'yağma binasına' karşı çıkanlar için 'haklı'
sözcüğünün kullanılmasına bile tahammül
edemivor...
İşte bu noktada, ınsarun aklına belki de
•daha önemh" bir başka soru geli\ or:
"Acaba Hıncal Lluç, bu tür yağma ka-
rarlarım ve onları onaylavan/arı neden hep
savıınuyor?"
Cumhuriyet'in bahçesindeki tarihi ko-
nağm neden hâlt restore edilemedıği soru-
sunun 'muhatabının' ben olmadığımı. bu
garip sataşmalan izleven hemen herkes
söylüyor. Ve yine hemen herkes. asıl yu-
kandaki 'son sorunun' yanıtını büyük bir
merakla bekliyor.
Açık söyleyeyim. Doğrusu ben. Hıncal
Uluç'un neden böylesi bir 'gerilim' içıne
girdığıne hiç aldırmıyonjm. O nedenle de
-son vazısından da okumadığını an-
ladığım- bırkaç kısa cümleyle bugüne dek
yanıt vermeyi yeğledım. Ama, okurlanmız
'sen de uzun yaz' dediklen için bütün bun-
lan sergilemek zorunda kaldım.
Ben asıl. İstanbul'u Sarsan On Yıl'ın baş
kahramanlanndan açıklamalar bekliyo-
rum. Onlann "medya dostlarından' değil...