Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 2 ŞUBAT1994 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Boğazlar deniztrafığinde çağdaşlaşma...Bu tuzugun uygulanmasma, yerleşmesıne herkes yardımcı
olmalıdır. Tuzük ıçm soylenebılecek tek eksık, bır kaza halınde
çevreye venlecek zarar bakımından sıgorta zorunluluğu
geürmemış olmasıdır.
Dr. İur. FERHAT FERHANOĞLU Deniz Hâkim
Albay, Askeri Yargıtay Üyesi
B
oğazlar>e Marmara Böl-
gesi Deniz Trafık Düzeni
Hakkında Tuzuk, 11
Ocak 1994 tanhve 21815
sa>ıh Resmı Gazete'de
yayımlanmış, yururlukle
ılgılı 58 maddesınde de, tuzuk hu-
kumlennın 1 Temmuz 1994 tanhınde
yururluğe gıreceğı belınılmıştır
Öncelıkle Tûrkiye'nın aşağıda belır-
teceğımız onemh duzenlemelen yap-
ma yetkısının bulunup bulunmadığı-
nın ıncelenmesı gereklıdır
1936 tanhh Montreux Boğazlar
Sözleşmesi'nın 2 maddesınde "Barış
zamanında. ticaret gemileri. günduz \e
gece, bayrak ve yük ne olursa olsun,
aşağıdaki 3. madde hukumlen saklı
kalmak ûzere, hiçbir ışlem olmaksızın
boğazlardan zararsız geçiş hakkından
yararlanacaklardır.." kuralı yer al-
maktadır Kural ıncelendığınde salt
zararsız geçiş hakkı açısından kaleme
ahndığı, ozelhkle çatışmalann deniz
kazalanndakı payının one çıkmadığı
bu yülarda, seyır guvenlığı ıle ılgılı bır
düzenleme yapmaya gerek gorulmedı-
ğı anlaşılmaktadır Ancak seyır gu-
venlığuun onemı anlaşıldıkça ulusla-
rarası sozleşmelerle bu konunun
duzenlenmesı yoluna gıdılmıştır 1919
yüından ıübaren seyır guvenlığının te-
mel yasalan nıtelığındela SOLAS
(Deruzde Can Guvenlığı) sozleşmelen
gundeme gelmış. en son ve 1978 yılın-
da bazı değışıklıklere uğrayan SO-
LAS-74 ımzalanmıştır Turkıye'nın de
taraf olduğu (\) bu sozleşmede. sozleş-
me metnı ıle bağdaşmayan sozleşme
hukumlennın geçersız olduğu vurgu-
lanmıştır SOLAS-74'un V bolumu-
nun 8 maddesınde kıyı devletının
yararh gorulen trafık ayınm şemalan
yaparak rotalan duzenleyebıleceğı,
guvensız koşullann bulunduğu yerler-
de geçışı onleyebıleceğı belırtılmıştır
Tûrkiye'nın taraf olmadığı, ancak
100'den fazla ulke tarafından kabul
edılen ve seyır guvenlığıne ılışkın ku-
rallanna Tûrkiye'nın de bır ıtırazının
bulunmadığı, bu ıtıbarla bızım açımız-
dan da teamül kuralı değen taşıyan
1982 Bırleşmış Mıllctler Demz Huku-
ku Sözleşmesi'nın (2) 22 maddesınde,
kı>ı devletının seyır rotalan ve ayınm
şemalan duzenleyerek tum gemıler-
den bunlara uyulmasıru ısteyebıleceğı
belırtılmıştır Aynı sozleşmenın ulus-
lararası seyrusefere açık boğazlarda
gıdış gelış yollan, trafık ayınm şemala-
n belırleme ıle ılgılı 41 maddesınde de.
kıyı devletının her zaman trafık ayınm
şemalan kurma, değıştırme ve bunlara
uyulmasını ısteme yetkısıne sahıp ol-
duğu gostenlmıştır
Kıyı devletının, seyır guvenlığıne
ıbşkın kurallara uyulmasını ısteyebıle-
ceğı, gemılenn seyır guvenlığı bakı-
mından deneümlennı yapabıleceği
1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'-
nın 94 6 maddesınde ve SOLAS-74'-
un 19 maddesınde gostenlmıştır
STCW-78'ın (Gemı Adamlannın Eğı-
tımı, Sertıfıka ve Vardı>a Standartlan
Hakkında Uluslararası Sozleşme) X
maddesınde ve ek bolum l'ın 4 kura-
lında da gemı adamlan ıle ılgılı dene-
tım yetkısı bulunduğu gostenlmekte-
dır '
Oğretıde de, oteden ben kıyı devletı-
nın ıç sulannda ve karasulannda. de-
niz trafığını bebrleme, seyır rotalan ve
ayınm duzenlen kunna ve denetım
yapma yetkısı bulunduğu kabul edıl-
mektedır (3)
Montreux Boğazlar Sözleşmesi dc.
seyır guvenlığıne ılışkın gelışmeler ve
teİcruk ılerlemeler karşısında, 1936"da
kalmamış, çağın gereklenne u>gun
yorumlanmış ve çağdaşlaşması sağ-
lanmıştır Bunlardan hemen aklımıza
gelenler, tehhkeh yuk taşıyan gemıle-
re. seyır guvenlığı kaygısıvla Istanbul
Lıman Tuzuğu ve Çanakkale Lıman
Yonetmenhğı ıle sınırlamalar getınl-
mış olması. 333 metre boyundakı Hın-
dıstan bandıralı Kanchen Junga adlı
tankenn 1 Ocak 1990 tanhınde bo-
ğazlardan geçışı vedaha sonralan bu
tur buyuk gemılenn geçışı sırasında
boğazlann öbur gemılere kapatılmış
olması vergı ya da harç tutannın altın
frank yenne alün dolar uzennden tah-
sılıne geçılmesı (4). sportıf faalıyctler
nedenıyle boğazın trafığe kapatılması
gıbı ıtırazsız suregelen uygulamalar ıle
Monireux Boğazlar Sözleşmesi 1936"-
da kalmamış, 1990'lara gelebılmıştır
Şımdı başlıca >enıhklennı saymaya
çalışacağımız tuzuk. Montreux Bo-
ğazlar Sozleşmesı'nın daha da cağdaş-
laşmasını sağlayacak, geçışı onlemeyı
değıl. guvenlı seyn sağlamayı amaç
edınmış bır duzenlemedır
Tüzükle geririlen başlıca yenilikler:
1- Boğazlar ve Marmara'da Trafık
Kontrol Sıstemı (Vessel Trafıc Servı-
ces) kurularak, geçışlenn trafık kont-
rol merkezının gozetımınde ve yardı-
mıyla, guvenlık ıçınde yapılması
yolunda çok buyuk bır adım atılmış-
Vır Soz konusu ıdaremn yeterlı teknık
donanımla donatılması ve >eterlı seyır
denetım uzmanlannın sağlanması ıle
(Bız, yetışmış hava denetım uzmanla-
nndan yararlanılabıleceğı goruşunde-
yız) boğazlar sıstemımız çağdaş bır
guvenlık sıstemıne kavuşmuş olacak-
tır Bu bakımdan gerek Trafık Kont-
rol Sıstemı'nın hazır hale geünlmesı.
gerekse geçiş yapacak gemılenn ha-
berdar olması bakımından tuzuk
hukumlennın 1 Temmuz 1994'te vu
rurluğe gırecek olması ısabetlı olmuş-
tur
2- Yalnız Istanbul Boğazı'nda bulu-
nan trafık aynm duzenı, Çanakkale
Boğazı'nda ve Marmara Denızı'nde
de kurulmuş, aynca her ıkı boğazın gı-
nş ve çıkışlannda gobekler ve yakla^-
ma ıstıkametlen duzenlenerek boğaz-
lann gınş ve çıkışlanndakı kazalann
onlenmesı amaçlanmıştır
3- Büvük gemi olarak nıtelenen 150
metre ve daha buyuk gemılenn Boğaz-
lar Sistemi'nden geçebılmesı ıçın. do-
natan ya da ışletıcısı tarafından sefenn
planlanması aşamasında, ıdareye ge-
mı ve vuku hakkında bılgı venlmesı
zorunluluğu getınlmış. ıdarenın, bo-
ğazlann morfolojık yapısını. fızıkı du-
rumunu. gemının bovutlan ve manev-
ra yeteneğını, can. mal ve çev re guv en-
lığıyle deniz trafığının durumunu goz
onunde bulundurarak değerlendırme
yapacağı ve sonucunu başvuranlara
bıldıreceğı gostenlmıştır Bu maddeye
gore ıdare, can mal ve çev re guvenlığı
ve deniz trafığının guvenlığı tehhkeye
gınyorsa, başvuranın geçışını one ala-
bılecek, gecıktırebılecek. guvenhğın
tamamen ortadan kalkması soz konu-
su ıse, geçiş ıstemını kanımca reddede-
bılecektır
4-Tuzukle 150 metre vedaha buvuk
Turk gemılerıne kılavuz kaptan alma
zorunluluğu getınlmış, aynca bu bu-
yukluktekı yabancı gemılenn de gu-
venlık bakamından kılavuz kaptan
alma yonunden uyanlacaklan kuralı
getınlmıştır
5- Goruş uzaklığının, 2 mılın altına
ınmesı halınde, geçışte radarlann açık
tutulacağı, 1 5 mılın altına ınmesı ha-
lınde çok ıyı goruntu vermeyen gemı-
lenn boğazlara gıremeyeceklen 1
mılın altına ınmesı halınde tehfikeh
yuk taşıyan gemıler ıle buyuk gemıle-
nn boğazlara gınş yapamayacaklan,
0 5 mıle ındığınde boğaz trafığının tek
>one açık tutulacağı ve yalnızca 100
metrenın altındakı gemılenn tek yonlu
geçiş yapacaklan. boğazın herhangı
bır bolgesınde goruş uzaklığının 0 5
mılın altına ınmesı durumunda geçışın
tamamen durdurulacağı kuralı getınl-
mıştır
Sonuç
Turkıye'nın, yerlı-yabancı tum ge-
mılere, daha guvenlı bır geçiş sağla-
mak amacıyla yaptığı ve başlıca yenı-
lıklennı savmaya çalıştığımız bu
düzenleme, uluslararası hukuka uy-
gundur Tek amaç can ve mal guvenlı-
ğıdır Bu tuzuğun uygulanmasma,
yerleşmesıne herkes yardımcı olmalı-
dır Tuzuk ıçın soylenebılecek tek
eksık, bır kaza halınde çevreye venle-
cek zarar bakımından sıgorta zorunlu-
luğu getıtmemış olmasıdır llende
onun da gercekleşeceğı umuduyla tu-
zuğe tum emeğı geçenlen kutluyoruz
11) Blu 2* < 1980 unhlı Rcsmı Gazctt
(2) Ö7man M A Bırleşmı^ Mılletler Dcnız Hu-
kuku Sozlcşmcsj (Tercumt | 1984 Ankara tstanbu)
DenızTıcaru Odası Yayın No ^
(1) O Connel D P The Interaational La» of the
Sca Clarcndan Press Oxford 1984 s 812 Colom-
bos C J Tht IrHernatıonal La» of the Sea Lon-
don 1%7
S 132
(4) Çdğa T Gemılcrden Alün Frank Uzennden
Mınan RtMmlere Daır İstanbul 1982
ARADABIR
MUHSÎNE HELİMOĞLU YAVUZ
Suskuya Yazgılı Ülke
Bızım toplumumuzda, kendısını yazılı ya da sözlu ola-
rak, doğru-duzgun anlatabılen ınsan çok azdır Boyle
olunca da buyuk bır çoğunluk, ustesınden gelemedıklerı
bu ışten kolayca kurtulmak ıçın bazen, duzgun anlatım
bır "Tanrı vergısı" bır "yetenek'tır deyıp, ışın ıçınden
sıyrılırlar Kımılerı ıse, ışı daha da ılerı goturup, bu ozel-
lığı "edebıyat parçalamak ya da ' laf ebelığı" olarak
nıtelendırıp akılları sıraaşağısarlar
Duzgun anlatım elbette kı bır Tanrı vergısı değtldır O
sonradan dısıplınlı bır çalışmayla elde edılebılecek, bır
guzel "toecen "dır Bu becerıyı kazanmak ıçın de her
şe,yden once çok okumak, okuyup dınledığını doğru ola-
rak anlayabılmek, duygu duşunceve ızlenımlerını sozlü
ve yazılı olarak açık ve doğru bır bıçımde anlatabılmek,
bılgı ve gorgusunu arttıracak bır "yaşam alanı" kurmak
ve o çevredekı değerlerı bılınçle dınleme ve ozumleme
sağduyusuna sahıp olmak, sozcuk dağarını gelıştırmek,
dılbılgısı kurallarını yazım ve noktalamayı çok lyı bıl-
mek, gereklı dıksıyon fcnlgısıne sahıp olmak, anlatıma
başlamadan once zıhnınde kuçuk bır on-tasar yapmak
ve en onemlısı de bu konuda ısteklı olmak ve uğraş gos-
termektır
"Laf ebelığı" gıbı, 'edebıyat yapmak ' gıbı olumsuz
nıtelendırmelere gelınce, bu elbette çok ucuz ve erdem-
den yoksun bır nıtelendırmedır Boyle yapılacağına, bu
guzel ve yararlı becerı ovulmelı, yureklendırılmelı, da-
hası ona oykunulmelı ve sahıp olmak ıçın çalışılmalıdır
Ama, gorulduğu gıbı bu guç bır ıştır Ayrıca, soz gelene-
ğını "Soz gumuşse sukût altmdır' atasozunun sınırladı-
ğı bır toplum olduğumuz duşunulurse neden bunca
suskun" bır toplum olduğumuz da ortaya çıkar
Her şeyı sorup-ogrenmek, ınceleyıp-anlatmak coşku-
suyla dolu olduğumuz o guzelım çocuk yaşlarımızda
hep, "Çocuklar çok konuşmaz, hele kızlar hıç konuş-
maz ' uyarılarıyla buyumedık mı? "Çok lafta yalan, çok
malda haram vardır sozuyle gırışımcılığımızı yıtırıp,
"Ağır ol molla desınler ' Bır şey bılıyorsan soyle her-
kes ders alsın, yoksa sus, senı herkes bır adam sansın'
sozlerıyle de konuşmanın değıl, susmanın bır erdem ol-
duğunu oğrenıp konuşmayla değıl susmayla adam olu-
nacağına ınandırılıp, kendımızı "bır buyuk suskuya
yazgılı kılmadıkmı?
Ya, gelenek ve ınançlarımızda yer alan, çok konuşan,
şarkı-turku soyleyen çocukların ağzına, dortyol ortasın-
da kelık (eskı ayakkabı) vurmak ve onun ıçıne gırerek
sese-sozedonuştuğu varsayılan "şeytan"\ boylecesus-
turmak eylemıne ne demelı Herkesın gozu onunde,
dort yolun kesıştığı, yerleşım bırımının en ışlek yerınde
ağzına "kelık" vurulan bır çocuk-bıreyden, gelecekte
guzel konuşma becerısıne ısteklı olmasını nasıl bekle-
yebılırız"?
Hele bır de buyuyunce şaır-yazar olur da hapıslere
duşerse ne olacak1
Oyleyse en lyısı, buna ozenenlerı laf ebesı" deyıp
kuçumseyerek caydıralım ve dışlayalım
Sakın ha, bız de ovie olmayalım
Bu sakat mantık ıçın şu ıkı acı haykırıştan başka soz
bulamıyorum
"Vay benım ulkem1
Vay benım ınsanım1
OKURLARDAN
Çarfofelek dönûyor
Toplumumuzun geleceğı açısından yetkılılerce
uygulanması ısterulen olumîu tasanmlar her nedense
sonuçsuz kalıy or Aradan yıllar geçıyor, şu ya da bu nedenle
sıkıştıkça ay nı tasanmlar y ıne gundeme getınhy or Bırçok
alanda bunun orneklen vardır Orneğın, yıllar once her
kahvede bır kıtaphk oluşturulması ongorulmuştu
Yetkılılerce yazıhp çızılrnış, rady olarda, TV'lerde
duyurulmu§ ama sonuç alınamamıştı Bu gıbı gınşımlenn
ardına duşup gerçekleş.tınlmesı noktasına bır turlu
gebnemez Aradan yıllar geçer. yıne aynı gınşıme gereksınım
duyulur ve konu yıne gundeme gehr Ama hıçbır zaman
yaptınm zorunluluğu olmadığından bu çarkıfelek boy lece
doner durur
ÖMERNİDA
TARTIŞMA
Aydınlanmızın suçuyok mu?
1
2 Ocak 1994
Çarşamba gunkü
Cumhunyet'ın
ıkıncısayfasında
SayınVedat
Gûnyol'un "Tiksinç
Politikacüar" başlıklı yazısını
her zamankı gıbı buy uk bır
zevkle okudum, değındığı
gerçekleretumuvle
katılıyorum Yalnızca eklemek
ıstedığım onemlı bır nokta var,
bugunku çurumuş ortama
gelışımızde, polıtıkanın,
çoğunluğuçıkarcı ve uçkağıtçı
olan kışılere bırakılışında
aydınlanmızın hıç mı suçu yok
0
CHP'run tek partı donemınde
Atatürk ve İnönü'nun seçımı ıle
mılletvekılı olan ve sayılan bır
duzıneyı bıle bulmay an
sanatçılar arasında Hasan Ali
Yüceldışında koklu reformlar
yapan. çoğu gunumuze dek
gefen yararlı eserler bırakan bır
başka ad anımsamıyorum
Sozde demokrasıye geçtıkten
sonra ıse seçımle gelenlenn
ıçınde bır tek Samet Ağaoğlu
kaimıs belleğımde, o da ne
yazık kı Bayar-Menderes
ıkılısının dumen suy una
kapılıp. gerçek bır âydından
beklenenlenn hıçbınnı
yapmadı. ya da yapamadı
Vakın çevremden bılıyorum,
bızım aydınlanmız polıtıkadan.
vebadan kaçar gıbı kaçıy orlar
"Aman o çirkefe girilir mi, o
adamların arasında nasılsa
azınlıkta kalırız, ne > apabiliriz
ki..." sozcuklen baş ozurlen
Nasıl kotu para ıvıparayı
sürumden dışlarsa. kotu
polıtıkacılar da ıvılen
yonetımden uzafclaştınyor
Cumhuny et tanhının en kntık
gunlennı yaşıyoruz, eğer
aydınlanmız buy uk bır ozven
ıle toptan polıtıkaya atılarak
kotu ve bıîgısız kışılen eğıtıp
yararlı hale getırebılırlerse,
durust olamayanlan da safdışı
bırakabılırlerse belkı bır
kurtuluşyolubulabılınz En
azından denemeye değer
Eskılenn bır sozu v ardır,
"L mudutn kalacağına emeğim
kalsın" derler Yeterkı
aydınlanmız, bırbırlenyle
dıdışmeyı bırakıp ortak
duşmana karşı ozven ıle el ele
savaşsınlar
Yabancı ulkelerde devlet
yönetımme katılan nıce aydın
var Fransa'da \lalraux,
Çekoslovakya'da Havel,
Polonya'da Paderenski gıbı
Uzağa gıtmeye gerek yok.
yakın zamandalomşumuz
Yunanıstan'da bakanlık yapan
Mikis Theodorakıs v e Melina
Mercouri'yı oraek
gosterebılınz
Aydınlanmızın polıtıkadan
uzak kalmak ıçın ılen
surduklen nedenlerden bınsı de
başannın ancak çok para ıle
kazanılabıleceğıne ınanmalan
Yetmışlı yıllarda "Karaoğlan"
efsanesını \aratan. dağa taşa
"Lmudumuz Ecevit" yazdınp
bıleğının gucu ıle seçım
kazanan Saym Ecevit'ın çok
parası mı vardı kı9
Akla şoy le
bırsorutakılabıhr "Bugiınniye
aynıbaşarıyıgosteremiyor"
dıye, bunun ıncelenmesı ayn bır
konu
12 Eylul'un Turk soluna
yaptığı en buyuk kotuluk
Atatürk'un tum yapıtlan gıbı
partısını de ortadan kaldınp
bugunku dağınık hale getırmesı
oldu, bu gıdışle toparlanıp bır
arayageleceğede
benzemıyorlar, tav andan,
tabandan tum çabalar sonuç
vermıyor
Unutmayalım kı buuğurda
çaba gostermeyenlenn
geîecekte hıçbır şeyden
yakınmayahaklan
blmayacaktır
Fatma Kethüdaoğlu
Sayın Çiller'e açık mektup
E
vet memur
sokakta
ışportacılık
yapıyor. pıyango
bıletı satıyor
ayakkabısını
pençeletıyor, yamalı takım
elbısegıyıyor Kısacası onuru
ıleayakta kalmayaçalışıyor
Ama başarabılıy or mu bunu°
Hayır1
Çocuğunun onunde
boynubukuk bakkalın
onunde başı eğık Memur
olduğunu belırttığı zaman
karşılaştığı küçumseyen
bakışlar Ayaklar altına
alınan ınsanlık onuru, dahası
''memur kimliğinde ay aklar
altına alınan dev lef'ın
^aygınlığı
1983 ruhunun, devletı,
•'satacağız" çığlıklan ıle nasıl
v ağmaladığına hep bırlıkte
tanıkolduk "Kıiçülteceğiz"
dıye dıye kuçultulen devlet
değıl, dev letın saygınlığı oldu
Sız de satışlardan yanasımz
Guç sızde. satabılırsınız
Satıyorsunuz da Ama
unutmayalım, satmak başka
şey busatışazemın olsun dıye
dev let kurumlannı, once
çalışmaz hale getınp sonra da
bakın hiçbir işlevleri kalmadı"
dıy erek bu kurumlann ve
çalışanlannın saygınlıklan ıle
oynamak çok başka bır şey Bu
say gınlık ıle bır kez oynanmay a
başlandı mı ıpın ucu kaçıvenr
sonra Sız TEK ı,T\ı satmak
ıçın çabalarken bır bakarsınız.
y argı kararlan ağızlarda sakız
olmuş \ e bır gungelır, devletın
saygın memurlan olabılmek
ıçın sokağa çıkan ınsanlar
coplanıvenrler
1
Bugun ınsanlar, ekmek ve su
kadar ozguriuk de ıstıy orlar
Bunlann aynlmaz bır butun
olduğunun bılıncındeler
Dev letı de, tum say gınlığı ıle
ozgurluklenn guvencesı olarak
gormek ıstıy orlar Sosyalbır
hukuk dev letının koruy ucu
şemsıyesı altında demokratık
haklannı sonuna kadar
kullanmak ıstıyorlar Bu
haklan kullanabılmenın de
orgutlu olmaktan geçtığını
bılıyor amk herkes
Memurlann ıstedığı de bu
Insanca yaşay abılmek ve
haklannı alabılmek ıçın kendı
orgutlenne sahıp olmakıstıy orlar
Başkent Ankara'nın Kızılay
mevdanında demokratık
haklannı kullanmak ısteyen
memurlann, ızın alınmadığı
gerekçesı ıle coplanmalan. çok
değıl bır hafta önce Star TV
onunde avnı haklan ozgurce
kullanabılen kışılen akla
getınv or Ve ıster ıstemez
soruy or ınsan Onlar kımden
ızın almışlardı9
Ya Sıv as°
İnsan duşunmek bıle ıstemıyor.
"Konuşan Türkiye" denıy or,
"Demokrasi", "Insan haklan"
denıy or Bu sozcuklen
kullanmak. kullanana, bunlan
hav ata geçırmek gıbı bır de
sorumluluk y ukluy or
Kızılay mevdanında coplanan
''Konuşan Türkiye" ıdı.
"Demokrasi idi", "İnsan
haklarrıdı Benkımmıyım'
Ben orada dayak yıyen
memurum Ama artık, yalnızca
seçım zamanı oy una gerek
duyulan, obur zamanlarda
sağır v e dılsız olması ıstenen
memur değılım Ben Anadolu
ay dınlanması ıçın. başta buy uk
Ataturk olmak uzere, bırer ışık
y akan tum kışılere borcumu
odcmek ıçın yola çıkan
memurum
Sunay Özoğlu
Ankara
Sakat bırak, sonra topluma kazandır
SÖYLEV (CİLT1-2)
Hrfzı V. V elidedeoğlu
23 bası 70 000 (KDV ıçınde)
Çağdaş Yaunları Turkocaçı Cad 39-41 Cağaloğlu-frtanbul
3
aralıkDunya
Özgurlüler Gunü ve
lOarahk İnsan
Haklan Gunü ıdı
Sosyal guvenlık
kuruluşlannda ve
hastanelerde tedav ı goren
çocuklara gereken ozen
gostenlıyormu''
Sosyal Sıgortalar Kurumu,
1 3 1993 Tanhıne kadar tıbbın
"hipofizer cucelik" olarak
tanımladığı hastalıktan dolay ı
tedav ı edılenlerden %20
katıhm payı almamak tay dı
Ancak muhtemelen ekonomık
nedenlerden dolay 11 3 1993
funu SSK tek taraflı bır şekılde
uyume hormonu
yetersızlığınden tedav ı olan bu
çocuklardan ° o20 katıhm payı
ıstedı ve v uzlerce aıle,
çocuklannı tedav ı ettıremez hale
geldı SSK sağhkkurulu
raporuna karşın surmekte olan
tedavılen kestı Bır sıgortabdan
%20 katılım payı almak demek
bunun, aylık 4 mıly onluk aıle
butçesınden çıkması demektır
Uzun tedavı suresını gerektıren
ve pahalı olan bu ılaç bedelını
bır sıgortalının odemesı
mumkun değılken. SSK, bu
bedelı veremeyen aılelenn
çocuklanna ılaç
vennemektedır
Bugun saptay abıldığımız
kadanyla 900 çocuk hipofizer
cucelik'tanısıyla tedavı
gormektedır Tedavı olanağı
sağlanmazsa gelecekte bu 900
çocuk cuce kalacak demektır
102 sayılı Sosyal Guvenhğın
Asgari Norm'lan
Sozleşmesı'nın Meclıs ten
geçmesı ıçın Çalışma ve Sosy al
Guvenlık Bakanrnınçok
buyuk cabası oldu Bucabayı
toplum unutmadı ve
unutmayacakda ^ncakbu
sozleşmenın yasalaşmasında
buyuk katkısı olan bakanhğın
bu sozleşmeye aykın
davranmasını nasıl
değerlendıreceğız9
Sozleşmenın
10 maddesı "Sağlık
y ardımlarında katılım pay ı
ilgiliy e ağır bir malı \ uk teşkil
etmeyeeek şekilde tespit
edilmelidir" der Çocuk Haklan
Sozleşmesı'nın 24 maddesı,
malı gerekçelerle çocuklann
tedav ılenrun engellenmemesını
ıster Bır sıgortalıdan sağlık
yardımı adı altında 3-4 mıly on
istemek "Bırak çocuğun cüce
kalsın" demektır
<\nnelennın sırtında okula
gıdıp gelen ufaok yureklerın.
îopluma kazandınlmlası ıçın
soylevlere gerek yok
Sıgortalının yasal haklannın
y enne getınlmesı sağlanmalı
SSK nın ekonomık
durumunun kotu olması.
çocuklann "cuce"
bırakılmasının gerekçesı
olmamalı
Av. Nurten Çağlar
PENCERE
Bir İflasın İki KurbanıL
Evvel zaman ıçınde, pıre pehlıvan, deve tellal ıken,
Arap çollerınde faız haram ıken, Ingılız keferesı merkez
bankası dıye bır şeytan ışı ıcat ettı
Ingılız Kralı har vurup harman savurduğundan hazı-
nesınde altın kalmamıştı O sırada yenı palazlanmaya
başlayan kımı açıkgoz burjuva, guvenceye almak baha-
nesıyle halkın altınlarını toplayıp adına banka denen bır
ışyerı kurmuştu Herıf, muşterılerıne banknot denen bır
kağıt verıyor faızden kazanıyordu Kral bu bankacıların
en kalantoruna başvurup borç ıstedı, ama, olacak ış mı1
Kralın hazınesı, burjuvanın bankasına borçlanır mı1
Iş-
te o gun kralın hapı yuttuğu gundur, bır yandan Magna
Carta ıle başlayarak majestelerının yetkılerı sınırlan-
mış ote yandan soylu kral soysuz burjuvaya borçlan-
maya başlamış, banka patronu bır yandan hazıneye
bor
ç verıyor, ote yandan pıyasaya kral adına banknot
suruyor, herıf devlet ıçınde devlet olmuş
Merkez bankaları boyle kuruldu, altın para ortadan
çekıldığınde kâğıt para ya da otekı adıyla banknot pıya-
sayı sardığında, Osmanlı Imparatorluğu nda ingılız-
Fransız ortaklığı olan 'Osmanlı Bankası merkez banka-
sı ışlevını ustlendı, 19'uncu yuzyılın sonunda Turkıye
oylesıne 'kureselleşmış (globalleşmış) dış pıyasaya
'entegre olmuştu kı merkez bankamız bıle yabancı ser-
maye ortaklığıydı Ancak lıberal ekonomıye sahıp Os-
manlı Devletı 'bırakmız yapsınlar, bırakınız gecsınler"
dıye dıye parçalandı
Tanrı TC'yı korusun1
Çunku lıboşızm salgınlaştıkça, bolunup parçalanma
surecının de hızlandığı ızlenıyor
•
Tûrkiye'nın Cumhurıyet Merkez Bankası'nı Atatürk
1930'da kurdu Merkez Bankası bır yanda, devletın hazı-
nesı ote yanda hukumet ben yanda parasal ışlerı yuru-
turler Hazme nın başındakı kışı 'musteşar'dır adı us-
tunde Vsf/şar/'dengelıyor Merkez Bankası nın başında-
kı kışı 'başkan dır Frenkçesı gouverneur adı ustunde
yoneten kışıdır, sırasında hukumete bıle kafa tutabılecek
ozerklığe sahıp sayılır Başbakan Banknot bas1
' dedı
mı, Merkez Bankası hemen başustune derse, hıçbır
kıymet-ı harbıyesı kalmaz banknot matbaası'na donu-
şur Evvel zamanda krallar bıle merkez bankalarına
hukmedemezlerdı kapıtalızmın demokrasıye açılan
ekonomık duzenınde başbakanın durumu ne9
llk kadın başbakanımız Demır Leydı mız sultanımız,
kralıçemız Amerıka dan kendısıne ozel bır Merkez Ban-
kası Başkanı getırttı Bülent Gültekin namındakı 'prens"\
once Özal keşfetmıştı Gultekın kolejde okurken hızlı
solcuolup 'Kahrolsun Amerıka dıye yumruğunu hava-
lara kaldırırken, ayaklan kısa surede suya erıp Amerı-
kan vatandaşlığına geçen parlak zekâlarımızdan bırıy-
dı
Bülent 68 h.BİII 68 lı Tansu68'lı
Ne var kı evdekı hesap çarşıya uymadı aradan beş ay
geçmeden 'Prens'ıstıfaettı
Neden
7
Payıtaht ın yorumcuları Çıller'ın sultanlığına 'Prens -
ın dayanamadığını soyluyorlar Oysa ışın ıçyuzu daha
değışık Bızım bugun ıkı merkez bankamız var bırı Tur-
kıye Cumhurıyetı Merkez Bankası, otekı Amerıkan Mer-
kez Bankası (ABD Federal Rezerv) Ikısı de ulke pıyasa-
sına banknot suruyor bızımkının adı 'lıra Amerıkan
banknotunun adı dolar'
Halk ıkısı arasında şaşırdı
Çunku 1980 lerden berı ulkede dolanzasyon" uygula-
nıyor, lıra tu kaka oldu, bankalardakı mevduatta dolar
lırayı solladı, artık TC'nın parası dolar mı, lıra mı bellı
değıl Tam bu kargaşada Başbakan Çıller Merkez
Bankası Başkanı Gultekın ı sureklı baskı altına alarak
ustelemesın mı
- Para bas
1
Çıller, ekonomı profesoru olduğu ıçın bu ışı bılırım sa-
nıyordu, ama, 'kıymet ıle nedret arasındakı ılışkıyı tam
anlamamış Pıyasaya TL uzennden banknot pompala-
yıp bır de faızlermı duşuk tuttun mu halk dolara hucum
etmez mı
7
Al başına belayı" Ortalık bırbınne gırdı
Dolarızasyonun sonu ışte boyle olur
1
Bızım Merkez Bankası 1930'da kuruldu, 2000'e doğru
ışı bıtıktır, pıyasaya çıkardığı her banknot gunden gune
değerını yıtırıyor, Turk Lırası pul oldu
Aklı evveller şımdı buna çare arıyorlar, ama, yapacak-
ları her şey nafıledır Ve geçıcıdır, bır ulkenın dolarızas-
yonla ıflah olacağını savunan lıboşızm gumbur gumbur
ıflas ettı
Çıller ıle Gultekın, bu iflasın ıkı kurbanı'
Kırmızı Karanfil
Ne Renk Solar
Fejza Hepçilingirler'ın bu özgün
ve ılgmç romanı
Simavi \ a\ınlan tarafından vavınlandı.
ALİFERİDUN
CEYLAN'ın
ka vbının denn uzuntusu ıçındev ım
Aılesıne, dostlanna. SHP or gutune başsağhğı
dıknm
ERMANŞAHİN
DEVLET BAKANI
TEŞEKKÜR
Kızımız SİBEL ÇAĞLFnın amelıyatında yakın
ılgılennı esırgemeyen Sa\ın
Op. Dr. HİLMİ KÖRBEYLİ'ye,
Anest. HAYRETTİN AKÇAY'a,
1 kat hemşırelen AYLA, BERRN, DÎLEK
hanımlara ve aynca Aksoy Hastanesı'nın tum
personelıne teşekkuru bır borç bılınz
İPEK-SERHATÇAĞLI
MEKTUPLARLA KÖ Y ENSTİTÜSÜ
YILLARI
İ. Hakkı Tonguç
50 000 (KDV ıçınde)
\aunlan TurkiKapCud 39-41 Cagabğlu-htanbul
Ödemeb gönderilmez