Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT1994 ÇARŞAMBA
14 DUNYADAN
Uyuşturucukıskaandakidevlet
Baü, Zambiya'ya yardım için uyuşturucuylamücadeleyi şart koşunca, politikaalara yönelik suçlamalar gündemegeldi
•: IANZANYA
G
eçtiğimiz ay görevinden istifa
eden Zambiya Dışişleri Ba-
kanı Vernon Johnston Mwaan-
ga'yı taraftarlan, karizmatik kişiliğe
sahıp bir lider olarak tanımlarken,
diplomatlar ve karşıt partilerin liderle-
ri Mwaanga'nın Zambiya'nın en güç-
lü uyuşturucu kaçakçısı olduğunu id-
dia ediyor. Mwaanga, karşıt parti li-
derlerince, daha istikrarlı bir demok-
rasiye geçişin önünde engel olarak gö-
riilüyor.
Mvvaanga görevinden aynlış nede-
ninin, ötekı kabine üyelerinin kendisi
hakkında ortaya attıklan uyuşturucu
ticareti ve rüşvet iddialannı gözden ge-
NewYorkTımesdanCumhuriyefeözel çinnesi içinhükümetezaman tanımak
amaanı taşıdığını belirtiyor. Şiddetli
suçlama ve yalaniamalann gündemde
olduğu haftalar boyunca Mvvaanga ya
da kabine üyeleri siyasi bir suçla yargı-
lanmadı. Bakanlann uyuşturucu ka-
çaklığıyla ilgisi konusundaki suçlama-
lar 1980'lerin sonunda, Kenneth Ka-
unda'nın yönetimi sırasında ortaya
çıktı. Sosyalist Kenneth Kaunda, 1963
yılında Zambiya'nın bağımsızlığını
ilan etmesiyle yönetime gelmişti.
Zambiya'ya yardım elini uzatmayı
planlayan Batılı ülkelerin, uyuşturucu
kaçakçılığı ve rüşvete son verilmesini,
yardımın önkoşulu olarak belirtme-
leri, suçlamalann yeniden önem ka-
zanmasına neden oldu.
Uyuşturucu kaçakçılığı. halüsinas-
yonlara neden olan kimi ilaçlar dahil,
uyku haplannın Hindistan'daki labo-
ratuvarlardan Güney Afrika'daki pa-
zara ulaştınlmasını da kapsıyor. Zam-
biyalılar ülkelerinin Asya eroininin
Güney Afrika'ya ulaşmasında önemli
rol oynadığını belirtiyor.
uyuşturucu skandalı Zambiya'nın
tek partili sistemden çok partili siste-
me geçiş niteliğinin de alunı çiziyor.
Chiluba hükümeti, 20 yılı aşkın bir
süreden sonra ülkede ilk kezçok parti-
li seçimlerin düzenlendiği 1991'de oy-
lann yüzde 75'ini alarak Kaunda hü-
kümetinin yerine geçti. Zambiyalılar,
şimdiki hükümetin, en az yerine geçti-
ği Kaunda hükümeti kadar yozlaşmış
olduğunu belirtiyor.
Çoğu hükümet yetkilisiyse bu gö-
rüşlere katılmıyor. Zambiya'da şu
anda 34 parti ve sözünü sakınmayan
bir basın bulunuyor. Enflasyonun
artış hıa yavaşladı ve devlet tarafın-
dan yapılan yiyecek yardımına son ve-
rildi. Ticaret smırlannı düşüren hükü-
met, endüstrilerini özeileştirmeye
çalışıyor. Uzmanlar, Chiluba hü-
kümetinin kusurlannın özellikle de
hükümet görevlilerini denetlemedeki
yetersizliğinin, Zambiya'nın 80'li yı-
1larda içinde bulunduğu krize geri
dönmesine neden olabileceğini belirti-
yor. Kaunda hükümetinin eski bakanı
Mvvaanga, ilk kez I985"te uyuşturucu
madde kaçakçılığından soruşturmaya
ahndı ve birkaç ay gözaltında tutuldu.
Chiluba ise uyuşturucu kaçakçılığı
konusunda hükümetinin hiçbir yanhşı
bulunmadığını. olayın sorumlusunun
"yabancı devletler" olduğunu belirti-
yor. Ancak Zambiya devlet başkanı
Chiluba da demokrasiye giden yolun
engebeli olduğunu kabul ediyor.
Donatella Lorch
Ansiklopedi savaşlarmın çirkin yüzü
Wall Street Journal gazetesi, Türkiye'deki üç büyük gazetinin tiraj kazanmak için giriştiği savaşı ağır bir dille eleştiriyor
T
ürkiye'nin üç büyük ga-
zetesi Hürriyet, Sabah
ve Milliyet arasında, ti-
rajı artırmak için her yolun mü-
bah kabul edildigi bir savaş sü-
riiyor. Ellerinde de, aşağılama-
lardan, hakaretamiz sözlerden
çok daha etkili bir silah var:
Bedava ansiklopediler.
Türkler, zaten gazetelerden
arabalar, lüks daireler kazan-
mak konusunda hayli hevesliy-
di. Ancak bir yaşına giren
"ansiklopedi savaşlan". dünya-
nın en kayıtsız gazete okurlan-
nı, ansiklopedi toplayıcılanna
döndürdü. Bazı tahminlere gö-
re, her dört evden birinde bir
ansiklopedi seti var.
I'Gazete umrumda
değil'
6-12 ay boyunca kupon top-
lamak. okura Britannica. Laro-
usse ya da Grollier gibi bir
ansiklopedinin çevrilmiş bir
kopyasını kazandırabilir. An-
cak küçük bir sorun var, bir de
gazete almaruz gerekiyor, kuş-
kusuz okumak zorunda değilsi-
niz.
36 yaşındaki resepsiyon me-
muru Nesrin Hürel "Gazete
umrumda değü" diyor. Geçen
yıl düzenli olarak Sabah ve
Hümyet almış ama tek hedefı,
ansiklopedi ciltleriymiş.
Aslında Türkler, "işketnbe
gazeteciliğiııden" ve ucuz tüc-
car manüğından giderek daha
fazla rahatsızlık duyuyor. Edi-
törler, yayıncılar birbirlerine
saldırmıyorlarsa, ansiklopedi
rekabetini kızıştınyorlar.
Hürriyet, ana babalara, ço-
cuklannı Sabah'ın Grollier'-
inden uzak tutmalannı, çünkü
bu setin modasının gectiğini
söylüyor.
Sabah, son dûzenlediği kam-
panyalardan birinde "ötekilerin
verdÜği ucuz, değersiz" ansiklo-
pedilere laf atınca, Milliyet'in
VVashington muhabiri, televiz-
yona çıkıp Sabah'ın verdiği
ansiklopediyi ABD'nin belli
başlı kütüphanelerinden hiçbi-
rinde bulamadığını söylemek
zorunda kaldı. Sabah, buna
karşılık, manşetten verdiği ha-
berde, gizli bir kasedin deşifre
edildiğıni ve burada Milliyet
muhabirinin, savlannın yanlış
olduğunu itiraf ettiğini yazdı.
Sabah'ın Yazı Işleri Müdürü
Ergun Babahan omuzsilkip"Sa-
vaş biraz gerilimli ama rekabete
yol açıyor" diyor.
Bunun yanı sıra yeni masraf-
lara da yol açıyor. Promosyon-
lann tiraj patlamasına neden
olduğuysa, tartışma götürür.
SA Medya Holding A.Ş.'nin
Yönetim Kurulu Üyesi Gülte-
kin Karaşin, promosyonlann
okur kazandırmadığını redde-
diyor. Ancak üç büyük gazete-
nin tirajlannda da ciddi dalga-
lanmalar yaşanıyor. Ashnda ti-
raj, çok büyük ölçüde, verili bir
zaman diliminde gazetenin
okurlara dağıttıgı armağanlara
bağlı. Daha kaliteli olan Cum-
FİNLANDİYA
Ak zambaklar ülkesine
kadm başkan adayı
A
ralık ayında televizyon-
da yayınlanan ve Fin-
landiya'nın 11 devlet
başkanı adayının yer aldığı bir
açık oturuma katıldığında,
kendisine orada ne işi olduğu
sorulan Elisabeth Rehn. su
anda Finlandiya devlet baş-
kanlığının en güçlü adayı.
Rehn, secimlere Isveççe konu-
şan Finlilerden oluşan bir parti-
den aday olarak katılıyor.
Rehn, ocak ayında seçimle-
rin ilk turunu ikinci aday ola-
rak bitirerek seçim uzmanlannı
oldukçaşaşırttı. Finlandiya'nın
ilk kadın savunma bakanı
Rehn'e, 6 şubatta yapılacak se-
çimlerin en kuvvetli adayı ola-
rak bakılıyor. Rehn'in üyesi ol-
duğu İsveçliler Partisi'nin üye-
leri seçmen potansiyelinin
yalnızca yüzde 6'sını oluşturdu-
ğu halde, 58 yaşındaki Rehn,
kamuoyu yoklaması sonuçlan-
na göre seçimlerin ilk turunda
en çok oyu toplayan 56 yaşın-
daki diplomat Martii Ahtisaa-
ri'den daha önde.
Daha önce herhangi bir poü-
tik görevde bulunmayan Ahti-
saari, tabanı çok daha geniş
olan ve merkez solda yer alan
Sosyal Demokrat Parti'den
aday.
ISonucu tahmin
etmekgüç
Yakm zamana kadar ka-
muoyu yoklamalan, Ahtisaa-
ri'nin. 6 yılhk görev süresini
doldurduktan sonra bir daha
secimlere kaülmayan Mauno
Koivisto'nun yerine geçeceğini
gösteriyordu.
Ahtisaari. Finlandiya'nın en
tanınan diplomatlan arasında
yer alıyor. Eski Yugoslavya ve
Namibya'nın bağımsızhğı gibi
konularda Bırleşmiş Milletler
ile birlıkte çabşmıştı.
Finlandiya'nın batı kıyısında
yer alan lıman şehri Rauma'da
düzenlenen kampanya yürüyü-
şünde gençler ve taraftarlan
Rehn'e sevgi gösterilerinde bu-
lundu. Yürüyüşü izlemeye ge-
lenlerin çoğunun ortak düşün-
cesi, Rehn'in diğer Finli politi-
kacılardan farklı olduğu.
Finlilerin ilk kez devlet baş-
kanını doğrudan seçme şansına
sahip olduğu kış seçim kam-
panyasına, sonucunun tahmin
edilmesi en güç kampanya
olarak bakılıyor. Seçim kam-
panyasının sonucunun süpriz
olmasmın nedeni, oy kullana-
cak kesimin Finlandiya'nın so-
runlu ekonomisi ve Rusya-Fin-
landiya sınınndaki dengesizlik
hakkındaki kuşkulanyla açık-
lanıyor.
IFartiler değil,
adaylar önemli
Finlandiya'nın eski ABD bü-
yükelçisi Jaakko Doniemi, her
yerde olduğu gibi Finlandiya'-
da da eski politikaalara artık
güven duyulmadığmı ve bu ne-
denle kış seçimlerinde, partile-
rin ele aldıklan konulardan
çok, adaylannın önem kazan-
dığını beürtiyor.
Ister Rehn. ister Ahtisaari se-
çilsin seçmenlerin devlet başka-
nından tek bir beklentisi var. O
da devlet başkanının Finlan-
diya'nın Avrupa Birliği'ne katı-
hmı konusunda elinden geleni
yapması. Sovyet Rusya'nın çö-
küşünden sonra Finlandiya,
Avrupa'daki konumunu yeni-
den tanımlama çabası içinde.
Her ne kadar kamuoyu yok-
lamasının sonuçlan Finlilerin,
Avrupa Birliğine katılıp kaül-
mama konusunda fıkir aynhğı
içinde bulunduklannı gösterse
de çoğu, Avrupa Birliği'nin ye-
ni iş alanlan ve pazar sağlaya-
cağına inanıyor. Finlileri en çok
rahatsız eden konu, komşu
Rusya'daki dengesizlikler.
Devlet başkanı adaylannın hiç-
biri NATO'ya katılma taraftan
değilken Rehn savunma ba-
kanlığı sırasında kazandığı de-
neyimden dolayı finlandiya
için gerekli güvenliği sağlayabi-
leceğini belirtiyor. Rehn, İcabi-
nenin üçte birinin kadınlardan
oluştuğu ülkede, kendisinin, se-
çimleri kazandığı takdirde ilk
kadın başkan olacağmı da sık
sık vurguluyor: "Artık Fînlan-
diya'da gerçek anlamda bir eşit-
lik olduğuna inanabiliriz."
W ilüam E. Schmidt
huriyet gazetesinin Genel
Yayın Yönetmeni Özgen Acar,
kampanyalan boşa kürek çek-
mek olarak görüyor.
33 yılhk mesleİc yaşamını de-
ğerlendiren Acar. bu süre içinde
Türkiye nüfusunun iki katına
çıkmasma, okuma yazma bi-
lenlerin sayısındaki artışa ve ya-
şam standartlanndaki yüksel-
meye karşın, gerçekte gazete
okurlannın sayısının düştüğü-
nü iieri sürüyor.
Bir aylık gazete parasınm, ge-
lirlerinin yüzde 10'una denk
düştüğüne işaret eden Acar, ko-
nuşmasını şöyle sürdürüyor:
"Türkler, paraları bir gazeteye
mi yoksa bir traş bıçağına mı ye-
ter, ona karar vermek zorunda-
lar. Tirajın düşmesine şaşma-
mak gerek."
James M. Dorsey
The V\ all Street Journal
Zengin bir hasat yapıldığı açıklamalaruta karşın, göstergeler ekonominin giderek kötüJeştiğine işaret ediyor.
Küfcreyen kedi Kuzey Kore
K
uzey Kore'nin başkenti Pyongyang'ın en büyük
meydanında yer alan Kim îl Sung heykeli, sert ba-
kışfanyla beürsiz bir ufku süzerek, ileriye uzanan
eliyle ulusunu "daima Oeri"gitmeleri doğrultusunda uyan-
yor. Ülke liderinin tanıtımını üstlenen resmi propaganda
araçlan "Dünya üzerinde *O'nun cözemiyeceği hiç bir sorun
yoktur. Dünya tarihine geçen büyük devlet adamlann en bü-
yüğü Kim n Sung'dur" diyebilecek kadar işi ileri götürü-
yor.
Ne var ki, büyük liderin çözemeyeceği sorunlar da var.
En başta ülkede giderek vahim boyutlara ulaşan kıtlık so-
runu geliyor. Halkın büyük bir çoğunluğu, bir tas pirinç ve
kök bitkilerinden oluşan iki küçük öğünle yetinmek zo-
runda. Bunun yanı sıra petrol ve elektrik enerjisinde görü-
len kıtlık, fabrikalann çalışmamasına, üretimin durma
noktasına gelmesine yol açıyor. Aynca ulaşım da enerji
kaynağında görülen darboğazdan dolayı aksıyor.
Diğer taraftan kimseninin Kuzey Kore ile savaşa girmek
gibi bir niyeti yok. Kuzey Kore'nin 22 milyonluk nüfusu-
nun bir milyonu silah altında. Güney Kore'nin başkenti
Seul, Kuzey Kore sınınna yalnızca 40 kilometre uzaklıkta
bulunduğundan, atış menzili içinde. ABD başta olmak
üzere diğer Batıh ülkeler Kuzey Kore'nin nükleer silah
üretmeye çahşan diğer asi devletlere örnek olmaması için
denetim altında tutulmasının gerekli olduğuna dikkat çe-
kiyorlar. Pyongyang sokaklan dünyanın sonu gehnişcesi-
ne umutsuz ve bezgin insanlarla dolu. Kimse sağına soluna
bakmadan, evi ve işi arasında gidip geliyor. Sokaklarda
çöp olmadığı gibi. dükkanlarda satın alacak herhangi bir
ürün de yok.
Kuzey Kore ekonomisinin bozulması, komünizmin çö-
küşü ile hızlandı. Artık ne Moskova nede Pekin kendileri-
ne yardun ediyor. Köylerde yiyecek sıkıntısınm had safha-
ya ulaştığı, bir tas pirinç için çatışma çıktığı ileri sürülüyor.
Ekonominin içinde bulunduğu bu kötü durum nihayet
geçen hafta Komünist Parti yöneticileri tarafından dile ge-
tirildi. Yürürlükte olan 7 yılhk kalkınma planının bir kena-
ra bırakılarak, sanayi üretiminin, enerji kaynaklannın,
tanm ve ticaretin kalkmması için ivedi önlemlerin alı-
nmasına karar verildi.
İlginç olan, Kuzey Kore'ye en somut yardımın Güney
Kore'den gelmesi. Ne var ki Güney Kore yardım konu-
sunda oldukça temkinli davranıyor. Almanya öıtıeği Gü-
ney Kore için olumlu bir gösterge değil. Batı Almanya'nın
birleşmenin tüm bedelini ödemek zorunda kalmasını
haksızlık olarak nitelendiren Güney Kore, birleşme konu-
sunu şimdilik gündeme getirmiyor. Kuzey Kore'nin eski
Doğu Almanya'ya oranla daha yoksul olrnası, olası bir
birleşmenin yükünü daha da ağırlaştınyor. Kuzey'in dağj-
lması milyonlarca sığınmaanın Güney'e gelip iş araması-
na yol açacak. Güney Kore ekonomisinin bu yükü
kaldınp kaldırmayacağı henüz bilinmiyor.
Terry McCarthy
Independent
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Taş Yerinde Ağırdır...
Silah ve eroin kaçakçılığından milyarlar vuranlar ken-
di aralarında bir savaşa girmişlerken, devalüasyondan
da milyarlar vuran var. Belki ortada gizli bir döviz maf-
yası da var. Piyasaya 230 milyon dolar sürülmüş; bunu
kimi kapatmış, kimi de bir gecede vurgunu vurmuş.
Bir zamanlar partinin başkanlığına ve başbakartlığa
soyunmuş olan Köfcsal Toptan şöyle diyor:
"Bu dövizi alanlar bir gecede 30 milyar lira kâr etti.
Böyle bir rantı elde etmenin hiçbir yerde olanağı yoktur.
Ne yaparsanız yapın, eroin satsanız bu kadar kâr ede-
mezsiniz. 230 milyon dolar sayesinde kimler zengin ol-
du?"
Türkiye'de eskiden iki yolla zengin olurdunuz; biri ero-
in, öteki silah kaçakçılığı... Şimdi buna bir üçüncüsü ek-
lenmiştir: Devalüasyon!
Olaylar duruldukça görülüyor ki, para dalgalanması
yüzde 70 enflasyon, yüzde 13.5 devalüasyon demektir.
Bundan önce yapılmış para operasyonlarında kimler ne
kadar vurmuşlarsa bunda da o kadar.
Bu devalüasyon silah, eroin vurgununu vurdu.
Bu arada, PKK'nın Zeli kampları da vurgunu yedi.
Şimdi tartışması yapılıyor. Sınırlarımızdan 100 küsur ki-
lometre uzaklıktaki saldırıya komutu kim verdi? Demirel
mi, Tansu Çlller mi, Doğan Güreş mi? Ya da üçü birden
vermiş olacaktır. Yalnız, saldırının yapıldığı akşam tele-
vizyona çıkan Tansu Çiller,
"Bu bir siyasal karardır" dedi.
Bunu söylemekle kalmadı, üstüne basa basa 'siyasal
bir karar' olduğunu vurguladı.
Zeli kamplarına yapılan baskın, komutu kimi verirse
versin, sınırlarımızda disiplini sağlamak için yapılmıştır.
Çünkü bu kamplar bizi çok rahatsız ediyordu. Üstüne gi-
dilmiştir.
Demirel, dakikası dakikasına haberim var diyor. Gü-
reş Paşa telefonla bilgi veriyor. Tansu Çiller, bir siyasal
karar olduğunu incelikle belirtiyor.
Tartışmaları keselim, takkemizi önümüze koyup dü-
şünelim: Bu bir savaş değildir, bir sınır operasyonudur.
Smırlarımızdaki rahatsızlığı gidermek için yapılması ge-
rekliydi ki yapılmıştır. Eşitolmayan güçler arasında geç-
miştir. Bundan kendileri için özel pay ayıranlar yanılır-
lar. Bunun bir tartışması da sınır komşularımız arasında
olabilir.
Damat Ferit Paşa ilk kabinesini kurduğunda gazeteci-
ler bakanlarla konuşma yapıyorlar. Gazeteci diyor ki;
önüme şişmanca, kırmızı yüziü, yepyeni üniformasıyla
bir tuğgeneral çıktı, ilk sözleri şu oldu:
"Askerim.. hiçbir partiye bağlı değilim.. siyasete ka-
rışmam!"
AJİ Rıza Paşa da kabinesini kurduktan sonra hüküme-
tin başına geliyor. Morning Post muhabiri, programını
sorduğunda:
"Ben asker olduğum cihetle siyasete karışmam" di-
yor.
Bizde ittihatçılardan bu yana hem kabinede yer alır-
lar, hem de sorulduğunda, "Siyasete karışmam!" der-
ler.
Demokrat Parti döneminde Albay Seyfi Kurtbek Milli
Savunma Bakanı olunca, birçok emekli general istıfaya
kalkıştı. Nedeni, niçini de: "Ben biralbayınkoltukaltında
çalışamam."
Siyasette görev, omuzdaki yıldızlara göre verilmez
ki.. başka ölçüleri vardır. Bir süre buna uyuldu. Sonra
da, "Ben orduyu yedek subaylarla bile yönetirim" de-
meye kadar dayandı.
Bir sınır operasyonunu abartmayalım, taş kendi yerin-
de ağırdır.
Operasyonun üstünden çok olaylar geçti: Merkez
Bankası karıştı, Çiller'in elini bıraktılar. Ağır taş kımılda-
dı...
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Dizlere kadar inen dar 1
ve kısa pantolon. 2/ Yön
göstermek için belli yerle- 2
re konulan işaret... Baş- o
kasının sırundan geçinen
kimse. 3/ "Âlem hoş ıdi 4
ki var idi yâr* Çün yâr — R
olmasın ne kim var" (Fu-
zuli)... Sosyolojide boy.
4/ Kürkü değerli bir ya-
ban kedisi... Matem. 5/
Hintliler'in bağlı oldukla-
n tarikatı belirtmek için
kül ya da renkli tozla
alınlanna çizdikleri işaretlere veri-
len ad... Bir nota. 6/ Akıl... Biçim-
lenme süreci. 7/ Plan... Tantal
elementinin simgesi. 8/ Sabahattin
Ali'nin bir öykü kitabı... Bedenin
yaşama gücü. 9/ Suda yaşayan tek
hücreli bir hayvan... Veri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Akdeniz çevresinde doğal ola-
rak yetişen ve tohumlanndan pas-
tırma çemeni yapılan bitki... Nazi
partisinin hücum kıtasını simgele-
yen harfler. 2/ Belli bir birim alan içinde yaşayan tüm canlılan,
fıziksel çevrelerini ve aralanndaki her türlü karşıhklı ilişkiyi içe-
ren kavram. 3/ Saçı dökülmüş olan... Hatay ilinde bir ırmak. 4/
Su... Asya'da bir ülke. 5/ Osmanhlar döneminde Sırp, Hırvat,
Arnavut, Dalmaçyah gibi topluluklann bireylerinden oluşan sı-
nır çetelerine verilen ad. 6/ Şube. kol... Altının. simgesini aldığı
Latince adı. 7/ Kalabalık... Derviş selamı. 8/ Harmanda saplan
yavmaya yarar uzun çatallı araç. 9/ İlave... Bademden yapılan
bir şerbet.
BİR DEĞİŞİMİN ÖYKÜSÜ UÇ AYDA UÇUNCU BASIM
ERBİL TUŞALP'IN KİTAPLARI
• Eylül İmparatorluğu 100000
• Zehir Yükiü Bulutlar 50000
"Halepçe'den
Hakkâri'ye"
• Bin İnsan 60000
• Ben Tarihim
Bay Başkan 65000
• Önce Çocuklar Öldü 50000
• Paşa ile General 80000
• Evreninki mi?
Özalınki mi? 80000
• "PPK" Plastik
Papatya Kokusu 80000
• isteklerinizin tutarı kadar posta ya da damga pulu gön-
deriniz.
BİLGİ YAYINEVİ : Meşrutiyet Caddesi, No: 46/A
06420 Yenişehir / ANKARA
Tel : (0-312) 431 81 22 - 434 49 99
Faks : (0-312) 431 77 58
;plastik
jwpatya kokusu
L BİLGİ YAY