02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT1994 ÇARŞAMBA 14 DUNYADAN Uyuşturucukıskaandakidevlet Baü, Zambiya'ya yardım için uyuşturucuylamücadeleyi şart koşunca, politikaalara yönelik suçlamalar gündemegeldi •: IANZANYA G eçtiğimiz ay görevinden istifa eden Zambiya Dışişleri Ba- kanı Vernon Johnston Mwaan- ga'yı taraftarlan, karizmatik kişiliğe sahıp bir lider olarak tanımlarken, diplomatlar ve karşıt partilerin liderle- ri Mwaanga'nın Zambiya'nın en güç- lü uyuşturucu kaçakçısı olduğunu id- dia ediyor. Mwaanga, karşıt parti li- derlerince, daha istikrarlı bir demok- rasiye geçişin önünde engel olarak gö- riilüyor. Mvvaanga görevinden aynlış nede- ninin, ötekı kabine üyelerinin kendisi hakkında ortaya attıklan uyuşturucu ticareti ve rüşvet iddialannı gözden ge- NewYorkTımesdanCumhuriyefeözel çinnesi içinhükümetezaman tanımak amaanı taşıdığını belirtiyor. Şiddetli suçlama ve yalaniamalann gündemde olduğu haftalar boyunca Mvvaanga ya da kabine üyeleri siyasi bir suçla yargı- lanmadı. Bakanlann uyuşturucu ka- çaklığıyla ilgisi konusundaki suçlama- lar 1980'lerin sonunda, Kenneth Ka- unda'nın yönetimi sırasında ortaya çıktı. Sosyalist Kenneth Kaunda, 1963 yılında Zambiya'nın bağımsızlığını ilan etmesiyle yönetime gelmişti. Zambiya'ya yardım elini uzatmayı planlayan Batılı ülkelerin, uyuşturucu kaçakçılığı ve rüşvete son verilmesini, yardımın önkoşulu olarak belirtme- leri, suçlamalann yeniden önem ka- zanmasına neden oldu. Uyuşturucu kaçakçılığı. halüsinas- yonlara neden olan kimi ilaçlar dahil, uyku haplannın Hindistan'daki labo- ratuvarlardan Güney Afrika'daki pa- zara ulaştınlmasını da kapsıyor. Zam- biyalılar ülkelerinin Asya eroininin Güney Afrika'ya ulaşmasında önemli rol oynadığını belirtiyor. uyuşturucu skandalı Zambiya'nın tek partili sistemden çok partili siste- me geçiş niteliğinin de alunı çiziyor. Chiluba hükümeti, 20 yılı aşkın bir süreden sonra ülkede ilk kezçok parti- li seçimlerin düzenlendiği 1991'de oy- lann yüzde 75'ini alarak Kaunda hü- kümetinin yerine geçti. Zambiyalılar, şimdiki hükümetin, en az yerine geçti- ği Kaunda hükümeti kadar yozlaşmış olduğunu belirtiyor. Çoğu hükümet yetkilisiyse bu gö- rüşlere katılmıyor. Zambiya'da şu anda 34 parti ve sözünü sakınmayan bir basın bulunuyor. Enflasyonun artış hıa yavaşladı ve devlet tarafın- dan yapılan yiyecek yardımına son ve- rildi. Ticaret smırlannı düşüren hükü- met, endüstrilerini özeileştirmeye çalışıyor. Uzmanlar, Chiluba hü- kümetinin kusurlannın özellikle de hükümet görevlilerini denetlemedeki yetersizliğinin, Zambiya'nın 80'li yı- 1larda içinde bulunduğu krize geri dönmesine neden olabileceğini belirti- yor. Kaunda hükümetinin eski bakanı Mvvaanga, ilk kez I985"te uyuşturucu madde kaçakçılığından soruşturmaya ahndı ve birkaç ay gözaltında tutuldu. Chiluba ise uyuşturucu kaçakçılığı konusunda hükümetinin hiçbir yanhşı bulunmadığını. olayın sorumlusunun "yabancı devletler" olduğunu belirti- yor. Ancak Zambiya devlet başkanı Chiluba da demokrasiye giden yolun engebeli olduğunu kabul ediyor. Donatella Lorch Ansiklopedi savaşlarmın çirkin yüzü Wall Street Journal gazetesi, Türkiye'deki üç büyük gazetinin tiraj kazanmak için giriştiği savaşı ağır bir dille eleştiriyor T ürkiye'nin üç büyük ga- zetesi Hürriyet, Sabah ve Milliyet arasında, ti- rajı artırmak için her yolun mü- bah kabul edildigi bir savaş sü- riiyor. Ellerinde de, aşağılama- lardan, hakaretamiz sözlerden çok daha etkili bir silah var: Bedava ansiklopediler. Türkler, zaten gazetelerden arabalar, lüks daireler kazan- mak konusunda hayli hevesliy- di. Ancak bir yaşına giren "ansiklopedi savaşlan". dünya- nın en kayıtsız gazete okurlan- nı, ansiklopedi toplayıcılanna döndürdü. Bazı tahminlere gö- re, her dört evden birinde bir ansiklopedi seti var. I'Gazete umrumda değil' 6-12 ay boyunca kupon top- lamak. okura Britannica. Laro- usse ya da Grollier gibi bir ansiklopedinin çevrilmiş bir kopyasını kazandırabilir. An- cak küçük bir sorun var, bir de gazete almaruz gerekiyor, kuş- kusuz okumak zorunda değilsi- niz. 36 yaşındaki resepsiyon me- muru Nesrin Hürel "Gazete umrumda değü" diyor. Geçen yıl düzenli olarak Sabah ve Hümyet almış ama tek hedefı, ansiklopedi ciltleriymiş. Aslında Türkler, "işketnbe gazeteciliğiııden" ve ucuz tüc- car manüğından giderek daha fazla rahatsızlık duyuyor. Edi- törler, yayıncılar birbirlerine saldırmıyorlarsa, ansiklopedi rekabetini kızıştınyorlar. Hürriyet, ana babalara, ço- cuklannı Sabah'ın Grollier'- inden uzak tutmalannı, çünkü bu setin modasının gectiğini söylüyor. Sabah, son dûzenlediği kam- panyalardan birinde "ötekilerin verdÜği ucuz, değersiz" ansiklo- pedilere laf atınca, Milliyet'in VVashington muhabiri, televiz- yona çıkıp Sabah'ın verdiği ansiklopediyi ABD'nin belli başlı kütüphanelerinden hiçbi- rinde bulamadığını söylemek zorunda kaldı. Sabah, buna karşılık, manşetten verdiği ha- berde, gizli bir kasedin deşifre edildiğıni ve burada Milliyet muhabirinin, savlannın yanlış olduğunu itiraf ettiğini yazdı. Sabah'ın Yazı Işleri Müdürü Ergun Babahan omuzsilkip"Sa- vaş biraz gerilimli ama rekabete yol açıyor" diyor. Bunun yanı sıra yeni masraf- lara da yol açıyor. Promosyon- lann tiraj patlamasına neden olduğuysa, tartışma götürür. SA Medya Holding A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Üyesi Gülte- kin Karaşin, promosyonlann okur kazandırmadığını redde- diyor. Ancak üç büyük gazete- nin tirajlannda da ciddi dalga- lanmalar yaşanıyor. Ashnda ti- raj, çok büyük ölçüde, verili bir zaman diliminde gazetenin okurlara dağıttıgı armağanlara bağlı. Daha kaliteli olan Cum- FİNLANDİYA Ak zambaklar ülkesine kadm başkan adayı A ralık ayında televizyon- da yayınlanan ve Fin- landiya'nın 11 devlet başkanı adayının yer aldığı bir açık oturuma katıldığında, kendisine orada ne işi olduğu sorulan Elisabeth Rehn. su anda Finlandiya devlet baş- kanlığının en güçlü adayı. Rehn, secimlere Isveççe konu- şan Finlilerden oluşan bir parti- den aday olarak katılıyor. Rehn, ocak ayında seçimle- rin ilk turunu ikinci aday ola- rak bitirerek seçim uzmanlannı oldukçaşaşırttı. Finlandiya'nın ilk kadın savunma bakanı Rehn'e, 6 şubatta yapılacak se- çimlerin en kuvvetli adayı ola- rak bakılıyor. Rehn'in üyesi ol- duğu İsveçliler Partisi'nin üye- leri seçmen potansiyelinin yalnızca yüzde 6'sını oluşturdu- ğu halde, 58 yaşındaki Rehn, kamuoyu yoklaması sonuçlan- na göre seçimlerin ilk turunda en çok oyu toplayan 56 yaşın- daki diplomat Martii Ahtisaa- ri'den daha önde. Daha önce herhangi bir poü- tik görevde bulunmayan Ahti- saari, tabanı çok daha geniş olan ve merkez solda yer alan Sosyal Demokrat Parti'den aday. ISonucu tahmin etmekgüç Yakm zamana kadar ka- muoyu yoklamalan, Ahtisaa- ri'nin. 6 yılhk görev süresini doldurduktan sonra bir daha secimlere kaülmayan Mauno Koivisto'nun yerine geçeceğini gösteriyordu. Ahtisaari. Finlandiya'nın en tanınan diplomatlan arasında yer alıyor. Eski Yugoslavya ve Namibya'nın bağımsızhğı gibi konularda Bırleşmiş Milletler ile birlıkte çabşmıştı. Finlandiya'nın batı kıyısında yer alan lıman şehri Rauma'da düzenlenen kampanya yürüyü- şünde gençler ve taraftarlan Rehn'e sevgi gösterilerinde bu- lundu. Yürüyüşü izlemeye ge- lenlerin çoğunun ortak düşün- cesi, Rehn'in diğer Finli politi- kacılardan farklı olduğu. Finlilerin ilk kez devlet baş- kanını doğrudan seçme şansına sahip olduğu kış seçim kam- panyasına, sonucunun tahmin edilmesi en güç kampanya olarak bakılıyor. Seçim kam- panyasının sonucunun süpriz olmasmın nedeni, oy kullana- cak kesimin Finlandiya'nın so- runlu ekonomisi ve Rusya-Fin- landiya sınınndaki dengesizlik hakkındaki kuşkulanyla açık- lanıyor. IFartiler değil, adaylar önemli Finlandiya'nın eski ABD bü- yükelçisi Jaakko Doniemi, her yerde olduğu gibi Finlandiya'- da da eski politikaalara artık güven duyulmadığmı ve bu ne- denle kış seçimlerinde, partile- rin ele aldıklan konulardan çok, adaylannın önem kazan- dığını beürtiyor. Ister Rehn. ister Ahtisaari se- çilsin seçmenlerin devlet başka- nından tek bir beklentisi var. O da devlet başkanının Finlan- diya'nın Avrupa Birliği'ne katı- hmı konusunda elinden geleni yapması. Sovyet Rusya'nın çö- küşünden sonra Finlandiya, Avrupa'daki konumunu yeni- den tanımlama çabası içinde. Her ne kadar kamuoyu yok- lamasının sonuçlan Finlilerin, Avrupa Birliğine katılıp kaül- mama konusunda fıkir aynhğı içinde bulunduklannı gösterse de çoğu, Avrupa Birliği'nin ye- ni iş alanlan ve pazar sağlaya- cağına inanıyor. Finlileri en çok rahatsız eden konu, komşu Rusya'daki dengesizlikler. Devlet başkanı adaylannın hiç- biri NATO'ya katılma taraftan değilken Rehn savunma ba- kanlığı sırasında kazandığı de- neyimden dolayı finlandiya için gerekli güvenliği sağlayabi- leceğini belirtiyor. Rehn, İcabi- nenin üçte birinin kadınlardan oluştuğu ülkede, kendisinin, se- çimleri kazandığı takdirde ilk kadın başkan olacağmı da sık sık vurguluyor: "Artık Fînlan- diya'da gerçek anlamda bir eşit- lik olduğuna inanabiliriz." W ilüam E. Schmidt huriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Özgen Acar, kampanyalan boşa kürek çek- mek olarak görüyor. 33 yılhk mesleİc yaşamını de- ğerlendiren Acar. bu süre içinde Türkiye nüfusunun iki katına çıkmasma, okuma yazma bi- lenlerin sayısındaki artışa ve ya- şam standartlanndaki yüksel- meye karşın, gerçekte gazete okurlannın sayısının düştüğü- nü iieri sürüyor. Bir aylık gazete parasınm, ge- lirlerinin yüzde 10'una denk düştüğüne işaret eden Acar, ko- nuşmasını şöyle sürdürüyor: "Türkler, paraları bir gazeteye mi yoksa bir traş bıçağına mı ye- ter, ona karar vermek zorunda- lar. Tirajın düşmesine şaşma- mak gerek." James M. Dorsey The V\ all Street Journal Zengin bir hasat yapıldığı açıklamalaruta karşın, göstergeler ekonominin giderek kötüJeştiğine işaret ediyor. Küfcreyen kedi Kuzey Kore K uzey Kore'nin başkenti Pyongyang'ın en büyük meydanında yer alan Kim îl Sung heykeli, sert ba- kışfanyla beürsiz bir ufku süzerek, ileriye uzanan eliyle ulusunu "daima Oeri"gitmeleri doğrultusunda uyan- yor. Ülke liderinin tanıtımını üstlenen resmi propaganda araçlan "Dünya üzerinde *O'nun cözemiyeceği hiç bir sorun yoktur. Dünya tarihine geçen büyük devlet adamlann en bü- yüğü Kim n Sung'dur" diyebilecek kadar işi ileri götürü- yor. Ne var ki, büyük liderin çözemeyeceği sorunlar da var. En başta ülkede giderek vahim boyutlara ulaşan kıtlık so- runu geliyor. Halkın büyük bir çoğunluğu, bir tas pirinç ve kök bitkilerinden oluşan iki küçük öğünle yetinmek zo- runda. Bunun yanı sıra petrol ve elektrik enerjisinde görü- len kıtlık, fabrikalann çalışmamasına, üretimin durma noktasına gelmesine yol açıyor. Aynca ulaşım da enerji kaynağında görülen darboğazdan dolayı aksıyor. Diğer taraftan kimseninin Kuzey Kore ile savaşa girmek gibi bir niyeti yok. Kuzey Kore'nin 22 milyonluk nüfusu- nun bir milyonu silah altında. Güney Kore'nin başkenti Seul, Kuzey Kore sınınna yalnızca 40 kilometre uzaklıkta bulunduğundan, atış menzili içinde. ABD başta olmak üzere diğer Batıh ülkeler Kuzey Kore'nin nükleer silah üretmeye çahşan diğer asi devletlere örnek olmaması için denetim altında tutulmasının gerekli olduğuna dikkat çe- kiyorlar. Pyongyang sokaklan dünyanın sonu gehnişcesi- ne umutsuz ve bezgin insanlarla dolu. Kimse sağına soluna bakmadan, evi ve işi arasında gidip geliyor. Sokaklarda çöp olmadığı gibi. dükkanlarda satın alacak herhangi bir ürün de yok. Kuzey Kore ekonomisinin bozulması, komünizmin çö- küşü ile hızlandı. Artık ne Moskova nede Pekin kendileri- ne yardun ediyor. Köylerde yiyecek sıkıntısınm had safha- ya ulaştığı, bir tas pirinç için çatışma çıktığı ileri sürülüyor. Ekonominin içinde bulunduğu bu kötü durum nihayet geçen hafta Komünist Parti yöneticileri tarafından dile ge- tirildi. Yürürlükte olan 7 yılhk kalkınma planının bir kena- ra bırakılarak, sanayi üretiminin, enerji kaynaklannın, tanm ve ticaretin kalkmması için ivedi önlemlerin alı- nmasına karar verildi. İlginç olan, Kuzey Kore'ye en somut yardımın Güney Kore'den gelmesi. Ne var ki Güney Kore yardım konu- sunda oldukça temkinli davranıyor. Almanya öıtıeği Gü- ney Kore için olumlu bir gösterge değil. Batı Almanya'nın birleşmenin tüm bedelini ödemek zorunda kalmasını haksızlık olarak nitelendiren Güney Kore, birleşme konu- sunu şimdilik gündeme getirmiyor. Kuzey Kore'nin eski Doğu Almanya'ya oranla daha yoksul olrnası, olası bir birleşmenin yükünü daha da ağırlaştınyor. Kuzey'in dağj- lması milyonlarca sığınmaanın Güney'e gelip iş araması- na yol açacak. Güney Kore ekonomisinin bu yükü kaldınp kaldırmayacağı henüz bilinmiyor. Terry McCarthy Independent POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Taş Yerinde Ağırdır... Silah ve eroin kaçakçılığından milyarlar vuranlar ken- di aralarında bir savaşa girmişlerken, devalüasyondan da milyarlar vuran var. Belki ortada gizli bir döviz maf- yası da var. Piyasaya 230 milyon dolar sürülmüş; bunu kimi kapatmış, kimi de bir gecede vurgunu vurmuş. Bir zamanlar partinin başkanlığına ve başbakartlığa soyunmuş olan Köfcsal Toptan şöyle diyor: "Bu dövizi alanlar bir gecede 30 milyar lira kâr etti. Böyle bir rantı elde etmenin hiçbir yerde olanağı yoktur. Ne yaparsanız yapın, eroin satsanız bu kadar kâr ede- mezsiniz. 230 milyon dolar sayesinde kimler zengin ol- du?" Türkiye'de eskiden iki yolla zengin olurdunuz; biri ero- in, öteki silah kaçakçılığı... Şimdi buna bir üçüncüsü ek- lenmiştir: Devalüasyon! Olaylar duruldukça görülüyor ki, para dalgalanması yüzde 70 enflasyon, yüzde 13.5 devalüasyon demektir. Bundan önce yapılmış para operasyonlarında kimler ne kadar vurmuşlarsa bunda da o kadar. Bu devalüasyon silah, eroin vurgununu vurdu. Bu arada, PKK'nın Zeli kampları da vurgunu yedi. Şimdi tartışması yapılıyor. Sınırlarımızdan 100 küsur ki- lometre uzaklıktaki saldırıya komutu kim verdi? Demirel mi, Tansu Çlller mi, Doğan Güreş mi? Ya da üçü birden vermiş olacaktır. Yalnız, saldırının yapıldığı akşam tele- vizyona çıkan Tansu Çiller, "Bu bir siyasal karardır" dedi. Bunu söylemekle kalmadı, üstüne basa basa 'siyasal bir karar' olduğunu vurguladı. Zeli kamplarına yapılan baskın, komutu kimi verirse versin, sınırlarımızda disiplini sağlamak için yapılmıştır. Çünkü bu kamplar bizi çok rahatsız ediyordu. Üstüne gi- dilmiştir. Demirel, dakikası dakikasına haberim var diyor. Gü- reş Paşa telefonla bilgi veriyor. Tansu Çiller, bir siyasal karar olduğunu incelikle belirtiyor. Tartışmaları keselim, takkemizi önümüze koyup dü- şünelim: Bu bir savaş değildir, bir sınır operasyonudur. Smırlarımızdaki rahatsızlığı gidermek için yapılması ge- rekliydi ki yapılmıştır. Eşitolmayan güçler arasında geç- miştir. Bundan kendileri için özel pay ayıranlar yanılır- lar. Bunun bir tartışması da sınır komşularımız arasında olabilir. Damat Ferit Paşa ilk kabinesini kurduğunda gazeteci- ler bakanlarla konuşma yapıyorlar. Gazeteci diyor ki; önüme şişmanca, kırmızı yüziü, yepyeni üniformasıyla bir tuğgeneral çıktı, ilk sözleri şu oldu: "Askerim.. hiçbir partiye bağlı değilim.. siyasete ka- rışmam!" AJİ Rıza Paşa da kabinesini kurduktan sonra hüküme- tin başına geliyor. Morning Post muhabiri, programını sorduğunda: "Ben asker olduğum cihetle siyasete karışmam" di- yor. Bizde ittihatçılardan bu yana hem kabinede yer alır- lar, hem de sorulduğunda, "Siyasete karışmam!" der- ler. Demokrat Parti döneminde Albay Seyfi Kurtbek Milli Savunma Bakanı olunca, birçok emekli general istıfaya kalkıştı. Nedeni, niçini de: "Ben biralbayınkoltukaltında çalışamam." Siyasette görev, omuzdaki yıldızlara göre verilmez ki.. başka ölçüleri vardır. Bir süre buna uyuldu. Sonra da, "Ben orduyu yedek subaylarla bile yönetirim" de- meye kadar dayandı. Bir sınır operasyonunu abartmayalım, taş kendi yerin- de ağırdır. Operasyonun üstünden çok olaylar geçti: Merkez Bankası karıştı, Çiller'in elini bıraktılar. Ağır taş kımılda- dı... BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Dizlere kadar inen dar 1 ve kısa pantolon. 2/ Yön göstermek için belli yerle- 2 re konulan işaret... Baş- o kasının sırundan geçinen kimse. 3/ "Âlem hoş ıdi 4 ki var idi yâr* Çün yâr — R olmasın ne kim var" (Fu- zuli)... Sosyolojide boy. 4/ Kürkü değerli bir ya- ban kedisi... Matem. 5/ Hintliler'in bağlı oldukla- n tarikatı belirtmek için kül ya da renkli tozla alınlanna çizdikleri işaretlere veri- len ad... Bir nota. 6/ Akıl... Biçim- lenme süreci. 7/ Plan... Tantal elementinin simgesi. 8/ Sabahattin Ali'nin bir öykü kitabı... Bedenin yaşama gücü. 9/ Suda yaşayan tek hücreli bir hayvan... Veri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Akdeniz çevresinde doğal ola- rak yetişen ve tohumlanndan pas- tırma çemeni yapılan bitki... Nazi partisinin hücum kıtasını simgele- yen harfler. 2/ Belli bir birim alan içinde yaşayan tüm canlılan, fıziksel çevrelerini ve aralanndaki her türlü karşıhklı ilişkiyi içe- ren kavram. 3/ Saçı dökülmüş olan... Hatay ilinde bir ırmak. 4/ Su... Asya'da bir ülke. 5/ Osmanhlar döneminde Sırp, Hırvat, Arnavut, Dalmaçyah gibi topluluklann bireylerinden oluşan sı- nır çetelerine verilen ad. 6/ Şube. kol... Altının. simgesini aldığı Latince adı. 7/ Kalabalık... Derviş selamı. 8/ Harmanda saplan yavmaya yarar uzun çatallı araç. 9/ İlave... Bademden yapılan bir şerbet. BİR DEĞİŞİMİN ÖYKÜSÜ UÇ AYDA UÇUNCU BASIM ERBİL TUŞALP'IN KİTAPLARI • Eylül İmparatorluğu 100000 • Zehir Yükiü Bulutlar 50000 "Halepçe'den Hakkâri'ye" • Bin İnsan 60000 • Ben Tarihim Bay Başkan 65000 • Önce Çocuklar Öldü 50000 • Paşa ile General 80000 • Evreninki mi? Özalınki mi? 80000 • "PPK" Plastik Papatya Kokusu 80000 • isteklerinizin tutarı kadar posta ya da damga pulu gön- deriniz. BİLGİ YAYINEVİ : Meşrutiyet Caddesi, No: 46/A 06420 Yenişehir / ANKARA Tel : (0-312) 431 81 22 - 434 49 99 Faks : (0-312) 431 77 58 ;plastik jwpatya kokusu L BİLGİ YAY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle