Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 16ŞUBAT1994ÇARŞAMBA
Hollanda'daki foklann koruyucu meleği Lenie't Hart, 23 yıldır doğanın korunması için uğraş veriyor
Fok öldürenehapiscezasıveriür
ŞE\ Kİ AVCI
FOÇA - "Genç insanlara inanıyo-
nm. Onlarla önceki kuşaklar arasm-
daki farkı görüyorum. ÂnJavışlar de-
ğişiyor."
Bavan Lenie't Hart, VVadden De-
nizi'nde yaşayan foklann koruyucu
meleği. 23 y ıldır doğanın korunması
için uğraş veriyor. Kurduğu Fok
Rehabilitasyon ve Araştırma Mer-
kezi (Seal Rehabılitation and Rese-
arch Cente-SRRC) birçok ülkeden
gençlere de kapılannj açmış.
Lenie"t Hart yalnız VVadden De-
nizi'nde yaşayan foklarla değil, dün-
yadaki tüm foklarla yakından ilgile-
niyor. Yaşamının 23 yılını doğanın.
özellikle de foklann korunmasına
adamış olan Hart. Foça'da iki gün
kaldı.
- Türkiye'de Akdetıiz fokunun
(monachus monachus) korunması
için çalışmalar y apılıyor. Bu çaltşma-
larda karşılaşılacak zorluklar neler-
dir? Hollanda'da koruma çalısmala-
nna başladığııuz zaman ne gibi zor-
luklarla karşılaştınız? Balıkçılaria
sonıniarınız var mı?
L. HART - Evet. Balıkçılaria
problemler var. Kimi balıkçılar so-
rumsuzca denizdekı balıklan ve di-
ğer canlılan yok edecek biçimde
çalışmak istiyorlar. Kımileri ise"De-
nizler bizim ekmek tekneıniz" diye-
rek denizleri sürekli avlanabilecek-
leri şekilde kullanıyorlar. Foklara
zarar vermemek için özen gösten-
yorlar. Hatta yaralı bir fok gördük-
lerinde alıp tedavi için merkezimize
getiriyorlar.
Kimileri foklan sevmiyorlar.
Çünkü foklar için getirilen koruma
kararlan onlann sorumsuzca balık
avlamalanna engel oluyor. Bu ba-
lıkçılaria yaptığımız tartışmalarda
bizim ve onlann amaçlannın farklı
olmadığını, aslında aynı doğrultuda
olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
Balıkçılar da biz de temiz ve balıkla
dolu bir deniz istiyoruz. Bahkla do-
lu bir deniz, hem balıkçılar hem de
foklar ıçın.
Kısa sürelı çıkarlan için denizlere
ve denizdeki canlılara her türlü kö-
tülüğü yapabilecek ınsanlan ancak
denizlere "ekmek teknesı' gözüyle
bakanlar durdurabilir. Yannını
-kendı çocuklannın geleceğini bile-
Eoklann sakin yerlere ihtiyacı olduğunu hatırlatan
Hart şunlan söylüyor: "Bazı alanlann korunması
yalnız foklar için değil, balıkçılar ve turizm için de
gerekli. İnsanlar, foklarla bir arada yaşamak için bir
yol bulmak zorundalar."
düşünmeyen sevgisiz insanlardan
denizlerin korunması gerekir.
- Foklann yaşadığı bölgeleri nasıl
konıyorsunuz? Koruma çalışmalan-
na halk destek veriyor mu?
L. HART - Hollanda'da foklar
çok sevılır. Halk onlan bir sembol
olarak görür. Eğer kendilerine bile
sevgisi olmayan küçük bir kesimi dı-
şanda tutarsak. halkın tamamı fok-
lan korur. Daha önce de söylediğim
gibi sevgiden hiç nasibini almamış
kimi balıkçılar denizde fok gördük-
lerinde. teknelerini düşmanca onla-
nn üzerine sürerler. Ama iyi balıkçı-
lar foklara zarar vermemek için et-
raflanndan dolaşır.
Bir alanın koruma altına alınma-
sına, doğanın. foklann, kuşlann ve
çevrenin korunmasına karşı olanlar
foklara "hırsız, huysuz, alçak" bize
de "çügın" diyorlar. Ama foklara
bir şey yapamazlar. Çünkü onlar ta-
mamen koruma altına alınmıştır.
- Peki zarar verirlerse ne olur. Bir
fok öldürürlerse...
L. HART - Bunu foklara çok kı-
zanlar bile yapmazlar. Süresini bil-
miyonım. ama fok öldüren hapse
atılır. Rahatsız edenlere para cezası
kesilir. Yörenin (VVadden Denizi)
korucusu anında ceza keser.
Lenie't Hart bu sözleri söyledik-
ten sonra yardımcısı Dr. Lies Ved-
der, Arzu Yıldıran ve Hanm Güçlü-
soy hep birlikte gülüşmeye başladı-
lar. WWF Foça Pilot Projesi yürü-
tücüsü Yalçın Savaş ve ben bu gü-
lüşmeye bir anlam veremedik. Ba-
yan Hart bizim sormamıza fırsat
vermeden anlatmaya başhyor.
L. HART - Wadden Denizi'nin
korucusu John de Boer fatura ya-
zar. Foklan rahatsız eden turistlerin
korkulu rüyasıdır. Belli alanlara
yalnız balıkçılar gjrebilir. Turistlerin
girişi ise yasaktır. Bay Boer ceza kes-
meye yetkilidir. Hükümet tarafın-
dan atanmıştır. Suçu gördüğünde
bir rapor düzenler ve suçluyu mah-
kemeye verir. Her şeyi denetlemek
ve bölgeyi korumak için tam yetkili-
dir. Foklan rahatsız eden bazı tu-
ristler Bay Boer'i görünce ceza ye-
memek için kaçmaya çalışırlar.
Ama bunu başaramazlar. Çünkü
John de Boer mutlaka yakalar ve ce-
zayı keser. Sevecen bırinsandır. Adı
geçtiğinde gülüşümüzün nedenı bu.
Her toplumda kurallara tepki du-
yankesimlerolur. Kurallarolmazsa
teknolojinin alabildiğine geliştiği
günümüzde foklar da kuşlar da ba-
lıkçılar da olmaz. Bu nedenle kural-
lara, korunan alanlara ve her türlü
ticari faaliyetin yasaklandığı yeriere
ihtiyaçvar.
- V üriitüJen koruma çaltşmalarının
Akdeniz fokunun neslini sürdürebil-
mesi için gereken koşuUarı sağlama-
ya yeteceğine inaıuyor musunuz?
L. HART - Genç insanlara inanı-
yorum. Onlarla önceki kuşaklar
arasındaki farkı görüyorum. Anla-
yışlar değişiyor. Gençlcr doğanın
korunması için bir şey ler y apmak is-
teyen yeni bir ruh taşıyorlar ve bu
yeni bir şey. Bilgimızle onlara yar-
dımcı olmayı seviyorum.
- Foça'da ve Akdeniz foklarının
yaşadığı diğer bölgelerde turizm hızla
geüşiyor. Çok hızlı bir \ apılaşma > ar.
Bu gelişmelerin foklara bir zararı do-
kunur mu?
L.HART - Foklanrrsakin yerlere
ihtiyacı vardır. Bazı adalan onlara
ayırmak zorundasınız. Hollanda'da
bunu yaptık. Bazı yerlere turistler
sadece rehber eşliğinde girebilirler.
Bazı alanlann korunması yalnız
foklar için değil. balıkçılar ve turizm
için de gerekli. Getirilen kısıtlamala-
nn nedeni turistlere anlatılmalı. Bu
mutlaka yaptlmalı. Bir bahkçı tek-
nesiyle turistleri gezdirirken. "Bura-
da fok mağaralan var. Rahatsız et-
memek için adanın biraz açığından
çekiyonım" dedığınde turistler ba-
lıkçının bu davranışını saygıyla kar-
şılarlar. Ekoturizm birçok yerde
yapılıyor. Ancak foklann yaşadığı
küçük bir adada hem foklan iste-
mek hem de turizm yapmak, bu ikisi
bir arada olmaz. Bu seçimı yapmak
lazım.
Akdeniz foku Akdeniz için bir
sembol. İnsanlar foklarla bir arada
yaşamak için bir yol bulmak zorun-
dalar.
Eğer dengeyı bulur gittikçe artan
ınsan nüfusuyla doğayı dengelerse-
niz. bu foklar için de insanlar için de
bir çözümdür. En önemli konu eğı-
tım.
NORVEÇ
Çığhk'ın
çaknması
şokyarattı
GÜRHAN L ÇKAN
OSLO - Cumartesıyı pazara
bağlav an gece Oslo'daki Ulusal
Galen'den. Norveç'in yetıştirdiği
en ünlü ressam Edvard Munch'un
en ünlü tablosu "Çığlık"ın
çahnması Norv eç'te ve tüm sanat
dünyasında şok yarattı. Galeriye
sabah 06.30'da yanaşan Mercedes
marka bir minibüsten çıkan iki
kişi. birinci kaltaki birpencereye
dayadıklan merdivenlecamı
kırdılar. Hırsızlardan birisi
aşağıda beklerken öteki içeri girdı
yc kısa süre sonra elinde tabloy|a
dışan çıkiı. Bütün darbe tam 50
saniyesürdü. Müzedışındaki
kamera tarafından yakalanan
görüntüler kısa sürede dünyanın
birçok TVsindeyayımlandı.
Ulusal Galeri'de. Kış
Olimpiyatı'ndanötürü Munch'un
tüm yapıtlan ilk kez biraraya
getinlmışti. "Çığhk"da buamaçla
ikincı katıan bir aşağı kata
indırilmıştı. Müz;nin24saat
gözcüy le korunmasına karşın.
yapılan bu değişikliğın hırsızlığı
teşvik ettiğini MüzeMüdürü Knut
Bergdekabuledıvor. Knut Berg,
"O sırada aklımı/a böyle bir şey
gelmemişti. Sonradan akıilanması
kolay"dıyerek şuaçıklamayı
yaptı: "Tabloyutaşımasıgüçounuş
olmalı. Çerçeveli olarak 110x180
santimetre. Camı kurşun geçirmez
olduğu için özellikle ağır ve kalın."
Oslo Üniversıtesı'nın sanat
profesörü Trygve Nergaard,
Munch'un bu yapıtını bez üstüne
değil. kalın kartona yaptığını
belirterek hasar görme riskinin
büyük olduğunu söyledi.
"Çığlık"ın satılmasına olanaksız
gözüv le bakılıv or. Bu nedenle
herhangi birdeğer bıçılmivor.
Hırsızlığın va birısmarlama
şonucu olduğu y a da en son
İsv eç'in Çağdaş Müzesi'nden
çalınan Picasso y apıtlan için de
akla geldiği gibi "sanat terorizmi"
nedenıylevapıldığısanılıyor. Bu
ikincı durumda hırsızlargenellikle
müzey i ya da yapıtı sigortalayan
şirketi arayıp şantaj y aparlar.
L'lusal Galeri'de tablodan boşalan
yere aynı v apıtın bir afışi açıldı v e
altına kısaca "çalındı" yazan bir
kağıtılıştınldi Norveç polısı.
ellerinde ipucu olup olmadığı
sorusunu yanıtsız bırakmakta.
Kirlilik
BalıkGölleri'ni
tehditediyor
SAMSUN (AA) - Samsun'un
Bafra ilçesindeki Balık Gölleri'nde
giderek artan kirlenmenin
balıklan tehdit ettiği bildirildi.
Bafra Balık Gölleri'ndeki kirliliğin
özellikle DSİ'ye ait drcnaj
kanallanndan kaynaklandığmı
belirten Samsun Çevre Müdürü
Celal Kişi, Karaboğaz Gölü'ndeki
42 ton bahğın tehlike altında
olduğunu söyledi. Kirliliğin en
kısa zamanda önlenmesi
gerektiğine dikkati çeken Kişi.
şunlan söy ledi: "DSf'nin drenaj
kanallarına akan tanmsal atıklar
ve kövlülerin bu kanallan
kirletmesi, göllerin de kirlenmesine
yol açıyor. Oluşturduğumuz
komisyon yörede inceleme yaptı.
Kanalİarın göllerle olan bağlantısı
kesiimediği takdirde yakın bir
gelecekte göllerde baİık nesli
kuruyacaktır. Yöre halkının
bilinçlenmesi, me\sim dışı
avlanmanın önlenmesi ile tehlike
ortadan kalkar."
Eskiden Anadolu köylerinde her evde bulurjan dokuma tezgahlan, artık birer birer yok oluyor
Sevgiliye sözü olanbirkilim dokur
BÜLENT ECE\İT
Duygu yüklü kilimler kımı zaman
sevgilive mektup olmuş. kimi za-
man şehit ere ağıt olmuş. Kimi za-
man masal anlatmış. kimi zaman
doğanın rengarenk şıirinı okumuş.
Çocuk vegençlerısebanşı. kardeşli-
ği ve sevgiyi dile getirmiş dokuduk-
lan kilimlerin motiflerinde. Anado-
lu köylerinde her evde bulunan do-
kuma tezgahlan artık birer birer
vok olurken. çeyız sandıklannda
saklanmak üzere dokunuyor kilim-
ler.
Eskı bir köy Alanya'nın Şıhlar
Köyü. İran Horasan'dan gelip yöre-
ye yerleşen Pirce Alaattin köy ü oluş-
turmuş. 200 haneli bu kövde her
evde bir dokuma tezgahı bulunu-
yor. Ancak kullanılabilir olanlan-
nın sayısı 10-15'i geçmiyor.
Dokuma tezgahına "ıstar" dıyor
yaşlılar. Dokunan kilime ise "farda"
deniliyor. Istar ağaçtan yapılıyor.
Bu ağaç cinsi katran, gürgen veya
çam ağacının öz kısmından oluş-
makta.
Dokuma için gerekli olan yün ve
kıl. ilkbahar ve sonbahar aylannda
hayvanlardan kırkılıyor. Kırkılan
bu yünler, yıkanıp temizlendikten
sonra taraklanıyor. Yünler ip haline
getirilecek şekilde hazırlanır. Yünler
kendi etraflannda burulduktan son-
ra yöredeki deyimiyle "sömek, kol-
çak veya teker" haline getirilir. Bu
iplikler ya kendi renkleriyle doku-
nur, ya da kök boya kullarularak
renklendirildikten sonra tezgaha gi-
rer. Ancak kök boya yerine modem
boyalar ile renklendirmenin son yıl-
larda iyice arttığı belirtiliyor.
İhtiyaca göre dokuma
Şıhlarlılar artık gereksinimlenne
göre dokuma yaptıklannı söylüyor-
E'ski bir köy Alanya'nın Şıhlar köyü. Horasan'dan gelip yöreye
yerleşen Pirce Alaattin, köyü oluşturmuş. 200 haneli bu köyde her
evde bir dokuma tezgahı bulunuyor. Ancak kullanılabilir
olanlarının sayısı 15'i geçmiyor.
lar. 74 yaşındaki Mehınet Yıldınm'-
ın dediği gibi "Genç kı/lar çocuklar,
vaşlılar duygularını dökerlerdi kilim-
lere, halılara. Şimdi sadece çocukla-
ra birer tezgah kuruluyor. onlarda
orada ovalanıyorlar, ayda yılda bir
kilim çıkarıvorlar. Gençlerüniz ise
çeyizlik olarak tek tük dokuyorlar."
îsa Koca, "Tevellütüm 1330" di-
yor. Yanı 88-90 yaşlannda. "Ben
yöriiğüm" diye övünürken. cioku-
malar konusunda da şunlan anlatı-
yor:
Yaylaya çıktığunız yok
"Eskiden ıstarlar (tezgahlar) var-
dı. Istarı yaylaya, serbest yere çakar-
dık. Kadınların işi buydu. Şaharlan,
kilimleri dokurlardı. Koyunun yii-
nünden ip yaparlar, dokurlardı. Ama
şimdi yaylaya falan çıktığunız yok
ki. Y aylaya çıkan da dokuma yapmı-
yor. Köylüler artık hazır alıyorlar ki-
limi, haİıyı."
Yörede dokunan türlerin başhca-
lan şunlar: Alaçuval, sili. seccade ve
paspas. bağcık, heybe, kilim.
Alaçuval: İçine giysi. ev eşyası
koymak amacıyla kullanılan büyük
çuvallar. Köyde dokuyan kalmadı-
ğı belirtiliyor. t
Sili: Anadolu köylerinde çok do-
kunmaktadır. Buna "eyerkaşı sili"
adı veriliyor. Bu üzerindeki motif-
lerden adını almaktadır. Bir başka
sılı dokuma ise "dokuzkol sili"dir.
Bunun da motıflen farklıdır.
Seccade ve paspas: Seccade gencl-
lıkle çeyizlik olarak her genç kızın
sandığında bulunmaktadır. Dokuz-
kol \e uçaklı motifler kullanılmak-
tadır. Seccade ölçüleri 60x110 cm.
paspasınsa 40x40 veya 50x50 cm'-
dır.
Bağcık (ip): Genellikle 2-6 metre
enınde: 3-4 metre uzunluğunda do-
kumalardır.
Heybe: Kilim sili tekniğinde do-
kunan genellikle tek gözlü, bir yüzü
motifli diğer yüzü yoz olarak do-
kunmuş dpkumalardır.
Kilim: Üzerindeki motiflere göre
adlandınlırlar. Anadolu'da en çok
dokunan dokuma çeşidi kilimler
dokuyanın duygulannı, yerel kültü-
rü yansıtır
. Boyutlan çok değişken olan ki-
limlerin yörede çeşitli adlan bulun-
maktadır: "Yenioğlu, kolanlı, çapa
kirtme kilim, boz kilim (çul), üzüm
gözlü kilim."
Kültürün yareunası motifler
Dokumalardaki motifler yörenin
kültür yansımasıdır. Alanya yöre-
sindeki motiflerde ağırhklı olarak
yörükler yaşadığı için bu kültür
ağırlık kazanmıştır. Yani konar-
göçer kültürün bir yansımasını bu
yörenin kilim motiflennde bulmak
olası.
Eyerkaşı silinin ortasında "göz",
"direk", "karnıyarık", "göbek ko-
lu", motiflen bulunuyor. Kilimler-
de; "dokuzkol", "avsallsuyu", "diş-
suyu", "koç boynuzu", "dört göz".
"üzûmlü", "göz", "eğri su" gıbı mo-
tiflerdir.
Hey be ve alaçuvallarda ise 'İliksu-
yu", "dişsuyu", "etliksuyu",
"bışyacık", "büllüç gözü". "çapraz",
"burusu", "ala boncuk", "ala bağlı",
"koç boynuzu suyu", "eğrsisu",
"knrım", "sirtmeç" ve "dört göz"
gibi motifler bulunuyor. "uçaklı",
"bıçkısuyu", "eğrssu" ve "beş ar-
gaç" motifleri de seccade ve paspas-
larda uygulanıyor.
50 yaşındaki Çelebi Durusoy, do-
kumalarda, bütün motiflerin kulla-
nılabileceğini belirtirken. "Genellik-
le kırmızı renkleri tercih ediyoruz.
Ancak belli bir oranda da beyazın
girmesini istiyoruz" diyor.
Kilime karşıhk fabrika halısı
Emekli imam Şükrii Ergin (65).
turistik bölgelerde halı ve kilim satı-
cılannın köylerine gelip, camilerde-
ki eski kilimleri aldıklannı ve yeni
halı ile değiştırdiklerini anımsatıyor.
"Artık kilim filan dokuyan yok oğul.
Kızlar çeyizlerine koymak için yapı-
yorlar çoğunlukla" diyen Şükrü Er-
gin. "Kimileri d« yöreye gelen insan-
lara kilim satıyorlar tabii. Ekmek pa-
rası. Tarlası takkası yoksa kilim do-
kuyor, napsın? Ben imam iken çok
tüccar geldi. Camideki eski kilimleri
alıp, yeni halı ile degiştirmek istedi-
ler" dıye yakınıyor.
Kültür 11 Müdürlüğü folklor
araştırmacısı Naci Ö/can. Alanya
vöresindeki dokuma yapan kövlcr-
de tezgahlann işler hale geıirilmesi
gerektiğine inandığını belırtıyor.
Ozcan'a göre köylüye teşvik venl-
mesı ve vün ıplik bovama gibi mal-
zemelenn sıandarılarına uygun hale
getirilmesı vekavboimayayüztutan
motitlenn yenıden canlandmlması
bunlann kalıplarının çıkanlarak ar-
şivicnmesı gcrekivor. Hatta Özcan.
bu kilimlerin müzelerde sergılenme-
sınden yana olduğunu da dile getiri-
yor. Özcan. "Böylece yıllardan beri
nesilden nesile aktarılan bir kültürel
unsurumuzun yaşatılması sağlana-
cak \e ekonomik yaşantımızda bir
gelir kaynağı oluşturacaktır" dıyor.
EI dokuması yaygı yarışması
L'luslararası Bodrum Halı Fuan
ve Festivali. EI Dokuması Yaygı
Yarışması 28 Mayıs - 4 Hazıran
1994 tarihleri arasında yapılacak.
Her ülke kendi yanşmacılan arasın-
da ödüllerini belırleyccekler. Türki-
ye ise 5 dalda birincilenni seçecek.
Etkinliğin son gününde ise tüm ül-
kelerin jürileri ile dünyanın önde ge-
len halı ıthalatçılarından oluşan
dünya jürisi. 5 dalda tüm ülkelerin
birincileri arasından dünya birinci-
lerini seçecek.
Altın halı ödülü
Dünya çapmda yapılacak olan bu
yanşma sonunda "En İyi Malzeme
Tasarımı", "En İyi Boya Tasanmı",
"En iyi Desen Tasarımı", "En İyi
İşçilik" ve "En İyi Yıkama" için
"Altın Halı" ödülü verilecek. Her
Altın Halı ödülü kazanan ise 5'er
bin dolar para ödülü alacak. Bu
yanşmaya katılmak ıstevenler kül-
tür müdürlüklerinden form alabile-
cek.
Tiryakiler,
kahveyi
birdenbire
bırakmamalı
ANKARA (ANKA)- Kahve
içme alışkanlığı olan kişilerin
bunu birdenbire kestıklennde
yorgunluk. başağnsı ve önemli
ölçüdc enerjı kay bı ortaya
çıktığı bildirildi.
Kahve alışkanlığı olan kişilerin,
kahve ıçmey ı kestıklennde
ortaya çıkan bclırtilerin
bilinmesine karşın Amerikan
Psikiyatri Derneği'nin kafeıni
bağımlılık yapan maddeler
listesinealmadığı belirtilirken
Amenka'da bu konuda yapılan
bıraraştırmu. "kafeinin diğer
bağımlılık yapan maddelerde
olduğu gibi bırakıldığında
y oksunluk belirrileri ortay a
çıktığınf'saptadı.
Araştırmadagündeortalama
235 fincan kahve ıçen 62 kışı
ıncclenırken başlangıçta yüzde
2 olan başağnsı yakınmasının
kafeıni kesılen kışılerde yüzde
52'ye çıktığı belirlendi.
Kafeın v cnlmey e dev am edilen
diğer grupta ise başağnsı
v akınması oranı y üzde 6 olarak
saptandı
Araştırmacılar sonuç olarak
orta düzeydc kahve lüketen
kişilerdebılekahvenın
birdenbire bırakılması
durumunda. yoksunluk
belırtıleri ortaya çıkabileceğini.
bu nedenle kahveyi bırakmak
isteven kışılenn bunu vavaş
yavuş bırakmaldnhalinde
v ücudun bu duruma
alışdbıleccğını bildirdiler.
Spor, erken
yaşlanmayı
önler
KONVA (AA) - Konya Selçuk
Ünivcrsıtesi Tıp Fakültesi
öğretım üvesi Prof. Dr. Kemal
Balcı, v aşam boyu spor
v apmanın en ucuz v e en etkili
koruv ucu hekımlık olduğunu
bclırterek. "Spor kişilerin nıhsal
dengesini sağlamakta ve güven
duygusunu arttırmaktadır' dedi.
Prof Balcı. kalp-damar
hastalıklannınyanında birçok
rahatsızlığın giderilmesinde
sporun rolünün tartışılmaz
olduğunu kaydederek şunlan
söyledi:
"Hareketsizlik tembelliği.
tembellik de fazla kiloyu
beraberinde getirmektedir.
Fazla kilo ise organlardaki
bütün rahatsızlıkJann
davetçisidir. Hareketsiz
yaşamda kaslar zayıflar, iskelet
sistemi esnekliğini ve gücünü
yitirir, kemiklerde erken
kireçlenmeler olur.
Böyle kişilerde bel tutukluğu ve
bel ağrıları sıklaşır.
Siyatik >e bel fıtığı gibi sorunlar
da hareketsizlikten
kaynaklanmaktadır. Bu
hastalıklara maruz kalmamanın
tek yolu spor yapmaktır. Spor,
bir sağlık iksiri olarak y apdırsa
kişileri nıhsal yönden de
rahatlatır.
Günümüzde kalp-damar
hastalıklan önemli bir sonın
haline geüniştir.
Bu hastalık da hareketsiz
yaşamın bir uzanttsıdır. İnsanlar
sporu kendisine bir ilke edinerek
ve severek yaparsa daha iyi
sonuç alır ve ömür boyu sağlıklı
yaşar."