Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 SUBAT1994 PERSEMBE CUMHURIYET SAYFA
GENÇLIK - EGITIM
Yaşanılırbir yurtisteyenöğrenciler,
'topluistekleri' yüzündenyurttan oldular
Yurtlardayaşadıkları sorunları 5 bin imzalı bir dilekçeyle Kredi ve Yurtlar Kurumu 'na
üetîikleri için haklarında soruşîurma açılan 6 öğrenci, Çemberlitaş Kız Yurdu'ndan atıldı.
Gençlik-Eğitim Servisi - Yurtlarda
yaşadıkları sorunlan dile getiren beş-
bin imzalı dilekçeyi, Kredi ve Yurtlar
Kurumu'na verdikten sonra hakla-
nnda soruşturma açılan öğrencilerin
bir bölümü kaldıklan yurttan atıldı.
Edirnekapı Erkek Öğrenci Yurdu'-
ndan dört kişinin 45; üç kişinin de 10'-
ar günlük uzaklaştırma cezası aldığı
soruşturmada, Çemberlitaş Kız Öğ-
renci Yurdu'ndan da Zeynep V ıldız,
Ehırsun Ege, Ayla Caba, Serpil Kork-
maz, Dtıygu Ocal ve Fıgen Doğru
çıkanldı. Yurt Idare İşletme Yönet-
rneliği'nin 20. maddesinin c fıkrası
(İdareye karşı ferdi veya toplu olarak
sözlü ya da yazılı küçük düşürücü be-
yanda bulunmak veya buna teşvik et-
mek) gereğince "yurttan süresiz çı-
karma" cezası alan öğrencilerle gö-
rûştük.
Ynrtta kaldığınız dönemde yaşadığı-
nız sonınlar nelerdi?
Bizler, sorumluluklannın bilincin-
de olan insanlanz. Sağlıkh koşullarda
yaşamak da bizim en doğal hakkımız.
Mevsim kjş olmasına rağmen Çem-
berlitaş Yurdu'nda kaloriferler yan-
mıyordu. Bize daha önce ayhk olarak
verilen kahvaltı paralannı ödememe-
ye başladılar. Temizlik için alınan iş-
çiler çok yaşlı olduğundan doğru dü-
rüst temizlik yapılmıyordu. Odalarda
12 kişi kaldığımız için bir sürii sorun
yaşıyorduk. Giriş saati 21.00 oldu-
ğundan hiçbir etkınliğe kaülamıyor-
duk.
Soruşturmalar ne zaman başladı?
Yurtta kalan öğrenciler, bir süre önce koşullann düzeltilmesi için imza toplamış gösteri Vapmtştı. Daha sonra yurt
yönetimlerince haklarında soruşturma başlatüdı ve şimdi kimisi süreli, kimisi süresiz uzaklaştırma cezası aldüar.
Bu şorunlar sadece Çemberlitaş'ta
değil. İstanbul genelindekı tüm yurt-
larda yaşanıyordu. Öncelikle Edirne-
kapı Erkek Öğrenci Yurdu'nda ye-
mek boykotu ve basın açıklaması
yapıldı. Tüm yurtlarda kalan öğren-
ciler ortak bir toplantı yaptı.
Çemberlitaş Kız Yurdu"unda imza
topladık ve basın açıklaması yaptık.
llk soruşturma bu yüzden açıldı. İda-
renin işini engellemekten 11 kişi uzak-
laştırma, 7 kişi de kınama cezası aldı.
5 bin imzalı dilekçeyi Kredi ve Yurt-
lar Kurumu'na verdik. İkinci bir so-
ruşturma açıldı. Bunun sonucunda
ise 4 kişi bir ay uzaklaştınldı, 6 kişi de
yurttan atıldı.
Soruşturma dönemi içinde yurttaki
görevlilerin ve yetkililerin size karşı
tavn nasıldı?
Memureler yüzümüze gülüyorlar-
dı, ama emir k'ulu olduklannı söyle-
yerek bazı şeyleri yapmaktan geri
kalmıyorlardı. İlk imza topladığımız-
da, yurt görev lileri birincı smıföğren-
dlenyle bire bir görüşmüşler ve "İm-
za toplayanlar teröristtir onlardan
uzak durun" gibi bizım hakkımızda
suçlayıcı sözler söylemişler. Bizimle
de bire bir görüşerek sındirmeye çalı-
şıyorlardı. Bölge Müdürü \urda gel-
diğinde ona sorunlanmızı anlatmaya
çalışlık. ama bizi dinlemedi bile. Biz
de odayı terk ettik. Sanıyoruz buna
alınmış.
Soruşturmalar döneminde diğer ku-
rum ya da kuruluşlann sizlere yaklaşı-
mı nasıldı?
Emekçı Kadınlar Birliği. ÇASOD,
ÇHD. İHD, EĞİT-SEN, SHP ve adı-
nı şu an sayamadığımız kurum ve ku-
ruluşlar bize destek verdiklerini açı-
kladılar. SHP bizim sorunumuzla
yakından ilgileneceğini söylediği hal-
de bu sadece sözde kaldı. Basın, so-
runlarımıza yer verdi, ama burada
şunu belirtmek gerekir, bizim ilk
basın açıklamamız Çemberlitaş'ta
>apılmıştı ve açıklamaya gazeteciler
alınmadı. Basına karşı gösterilen bu
tavır bizce önemli.
Aileleriniz yaşananiara nasd tepki
gösterdi?
Ailelerimizle görüşen yurt yetkilile-
ri kendılerini haklı göstermeye çalıştı-
lar. ama söylediklerine kendilerinin
bıle inandığını sanmıyoruz. Aileleri-
miz doğal olarak çok üzüldüler. Ev
tutmak zorunluluğu doğdu. Ekono-
mik durumumuz iyi olsaydı zaten
devlet yurdunda kalmazdık. Ev tut-
mak başlıbaşına sorun olduğu gibi
depozitosu. eşyası bizim için sorun
olacak.
Şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Bizler demokratik taleplerimizi dile
getirdik. sorunlanmızı uygun bir dille
ifade etmeye çalıştık. ama yetkililer
bizi dinlemedikleri gibi yurttan attı-
lar. Avukatlığımızı ÇHD üstlendi.
Dava açacağız. Sonuçta şiddete ya da
başka bir >ola başvurmuyoruz. Ta-
leplerimizi demokratik yollarla elde
etmeye çalışacağız. •
Söyleşi
"Edebiyatımızda Yeniler
Tansu Bele
(Ay Geceye Yalnız
Doğar) Ender Macun
(Yağmuruykusu)
Bugün, saat 16 OCda
Atatürfc Kitaplığı, Ta' '
Fotoğraf Söyleşileri
Nevzat Çakır
Konuklar: Ersin Alak,
Şakir Eczacıbaşı,
Nusret Nurdan Eren
a saaM9.0ffda
IFSAKta
"**$&**
TRT'nin dikkatine...
Ben bu sene İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi bölümiine ek
kontenjanla yerleştirildim. Büiyorsunuz, bizim örgün
öğrenimden yararlanma imkanımız oldukça kısıılı. Durum
böyle iken televizyon yayınlarından dayararlanamamak,
zaten zor olan öğrenim durumumuzu iyice zora sokuyor.
Bilmiyorum, dersler başka kanallardan da verilecek mi,
ama sadece TV4 ten verilecekse işimizgerçekten çok zor.
Yetkililer acaba hiç dûşünmedimi, TV4 kaç ilimizeyayın
yapıyor?
Şayınyetkililer, gazetenizden okuduğumagöre Anadolu
Üniversitesi ile sıkı bir ilişkiniz olmuş. Durumu kendilerine
iletirseniz biz TV4 ü izleyemeyen Açıköğretimlileride
düşünürler herhalde... Yapacağımzgirisimler için şimdiden
teşckkiirler.
Atîlla Cingöz
Tiirkiye'de 'dörtkız başıtta'rock yapmak
BEHZAT ŞAHİN/KEMAL
GÖKHAN GÜRSES
Hem arabeskin, arabesk popun
egemen olduğu bir toplumda rock
yap hem de erkek egemen toplumda
bu işi "dört kız başına" yap. Olacak
iş mi diye sorarsanız. onlar. bunun
"olacak iş" olduğunu kanıtlamaya
yeter de artar bile. Kim mi onlar?
Onlar "Volvox." Latince'de "bü-
tün ses" anlamında; biyolojide de
"tek hücreliler koionisi." Onlar vo-
kal-gitarda ODTÜ Ekonomi'den
Şebnem Ferah, davulda Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül-
tesi Endüstri Tasanmı'ndan Gül
Ağırca, klavyede Mimar Sinan
Üniversitesi Devlet Konservatuan
Müzikoloji'den Özlem Tekin, bas-
ta Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili
ve Edebiyatı'ndan Ebru Bank
(Kardeşinin adı Tö Bank. kedileri-
nin de Pamuk Bank'mış. Biz Ebru'-
nun kötü espri nakledicisiyiz).
Şu sıralarda sahneye çıküklan
Ortaköy Sis Bar'la Beyoğlu Ke-
mana tıkhm tıklım. Eh, bu durum-
da onlarla söyleşi yapmak için
daha sakin bir yer bulmak gerek.
Ortaköy Cuba Bar'da birbirinden
şirin dört kızla keyifli, esprili söy-
leştik. Söyleşide işbölümü şöyle
gerçekleşti:
Şebnem grubun sözcülüğünü
üstlendi. Ebru ile Özlem Şebnem'e
katkıda bulundu, grip olan Gül de
burnunu çekip durdu. Buyrun soh-
bete... (Kahkaha efektleri konserve
değildir.)
Isterseniz Vol>ox nasd ortaya çık-
tı oodan başlayalun?
Hepimiz başka arkadaşlarla çalı-
şıyorduk. Bir arada çalışmamızın
daha doğru olacağını düşündük.
Gerek 16-17 yaşın insana verdiği,
kızlar da yapar hissi, gerek bizim
daha iyi anlaşacağımızı düşünme-
miz, gerekse müzikal açıdan aynı
seviyede olmamız bizi bir arada ça-
lışmaya itti. Uzun bir süre
biz de çalanz, biz de ederi-
zi kamtlamak gibi, yani
gençliğin verdiği gözüka-
rahkla başladık, ama...
Hala gencsiniz.
O zaman Bursa'-
daydık. Bu işi kızlar yapa-
maz, gibi bir karu vardı.
Mesela çahştığımız stüd-
yoya gelen kızlar, gitar
çajan erkeklerin sevgilile-
ri fılandı. Onlann gitar-
lannı taşıyorlardı. Pek
fazla aktif olan yoktu.
Peki, slzin gitarlannı/ı
taşıyan erkekler var mı?
(Kahkahalar) Yok.
Çok uzun bir süre bunu
kabul ettirmek için uğ-
raştık. Yani kısa sürdü
hırsımız. Çünkü anladık
ki ister kız olun ister er-
kek, bu işi doğru düzgün
yaparsamz kabul edilirsi-
nız. Biz de aletlerinı doğru
düzgün çalmaya çalışan,
yapuğı müziği doğru düz-
gün yapmaya çalışan in-
sarilar olarak bulmaya
çalıştık kendimizi. Sem-
patik geliyorduk o za-
manlar, ama bunun ardı-
na sığınmak istemedik
gruplanndan çok daha ağır koşul-
larda çalıştık ve sonunda bütün ar-
kadaşlanmızın desteğini kazandık.
Onlar da bize yardım olsun diye gi-
tarlanmızı taşıdı (Kahkahalar).
Gûncel zorluklar neydi?
Bizler, rockın bize getirdiği birta-
kım toplumsal verilerden çok bi-
reysel verilere inanan insanlanz.
Yani rock topluma şunlan bunlan
getirmişse, biz de küçük onlar ola-
rak yetişmek zorunda değiliz. Biz-
ler değişimden yana olan insanla-
nz. Ukalalık olarak düşünebilirsi-
niz. ama rockın yapuğı. yarattığı
şeyler değil. burıdan sonra bizim
Onlar 'Volvo.v.' Latince'de 'bütün ses'anlamında; biyolojide de "tek hücreliler koionisi../ Birlikte calışmaya, 'biz de çalanz, biz
de ederiz'i kamtlamak için, gençliğin verdiği gözükaralıkla Bursa'da başlamışlar, şimdi İstanbul'dalar. (Fotoğraf: AHMET ŞIK)
Erkek yaptığımız şeyler rockı oluştura-
caktır. Biz 60"lar döneminde olan
şeylerin çok fazla etkisinde değiliz.
Bunu hiçbir zaman gözardı etmiyo-
ruz. ama bizi biraz daha başka de-
ğerlendirmek gerekir. Rockın felse-
fe kısmı gerçekten yavaş yavaş kay-
bolmaya başladı. Her neyse, nasıl
zorluklarla karşılaştığımızı anla-
talım. Bir kere başta Bursa'da, ora-
ya gelen bütün gruplan herkes eğle-
nerek dinlerken, bizi, şimdi ne ya-
pacaklar acaba, bunlan kim
çıkardı. diye düşünerek dinliyordu.
Insanlar müzik dinlemeye geliyorsa
zaten birtakım önyargjlan kapıda
bırakmış olmalı. Özellikle bizim o
konserde çıkacağımızı bıliyorlarsa.
Erkek mü/isyenlerde ensrrüman-
larını kadınlaştırma eğilimi vardır.
Sizde nasıl olu> or bu?
Yok. bizde öyle değil de \ucudu-
muzun bir parçası gibi. bir arkada-
şımız, çocuğumuz gibi hissediyo-
ruz.
Sahnede kendinizi nasıl hissedi-
yorsunuz?
Sahne zaten bir kanş yüksekte,
çıktığımız zaman boy problemimiz
olu\or... (Kahkahalar) Dördümü-
zün aynı anda aletlerini eline alıp
çalışı, hakikaten anlatılması çok
güç bir duygu. Bir kere bunun bize
verdiği çok büvük güven var. Biz
5-6 yıldır bir aradayız. Neredeyse
kimyasal bir ilişki var aramızda.
Gerek aletlerimizle gerek birbiri-
mizle inanılmaz bir pozitıf enerji
oluşturuyoruz.
Sizi, kendi dinlevici kitleniz dışın-
da dinlemeye gelen var mı, hani şura-
da kızlar çalıvormuş, gidip bir dinle-
yelim diye?
Mutlaka oluyor. Ama gerek çal-
dığımız >erler, gerek bizim tavırla-
nmız başka şekilde davranmalan-
na imkan vermiyor. Gerçi bir kere-
sinde Ebru'nun klavyesine gül yap-
rağı döktüler. ama onu da anlayışla
karşılamak gerek. onlann orada
öyle yapılıyor herhalde.
Dışarıdaki insandan
nasıl etkileniyorsunuz?
En basıtmden kala-
balık bir yerde yürürken
insanlann bizim giyimi-
mize ya da bizim diğerle-
rine göre daha rahat
davranmamıza garip ga-
rip bakmalan. bizim ne-
gatif enerji almamıza ne-
den oluyor. Bu da tabii
ki bestelere. sahnedeki
tavnmıza da yansıyor.
Rock müziği onun için
seviyoruz. o an hisset-
tiğiniz bütün duygulan
sıfır tiyatro yaparak,
nefretse nefreti, sevgiyse
sevgiyi veriyorsunuz, eğ-
lenmek istiyorsanız eğle-
niyorsunuz ya da ken-
dinizle dalga geçiyorsu-
nuz. Zaten toplumdan
negatif enerji almasak
bu kadar vurgulayıcı ol-
mazdı yaptığımız şey. bu
kadar özel olmazdı.
Bir tarafımız Doğu'da
bir tarafımız Batı'da. 60'-
larda Türki>e'de rock
yapanlar Türk motifleri-
ni de kullanıyorlardı. Siz-
deyse daha radikal, bütü-
nüyle rock kurallarına uyan bir eği-
lim var. Bunu nasıl taşıyorsunuz, ne
ile besliyorsunuz?
Bu gerek yeüştiriliş biçimimizle,
gerek okuduğumuz okullarla. ge-
rek yaşadığımız yerlerle. anne-
babalanmızîa olan ilişkilerimizle.
dinlediğimiz müzikle. kendimizi ne
vatandaşı olduğumuzu gördüğü-
müzle, yani biz ülkemizi seviyoruz.
başka ülkeleri de seviyoruz. insan-
lan da seviyoruz, ama dünya va-
tandaşı olarak görüyoruz kendımi-
zi. Düşünürsek koskoca evrende
minicik bir dünyanın üzerinde ya-
şayan insanlanz. Tabii ki İngiltere'-
deki. Amerika'daki insandan farkı-
mız yok. Müzikal olarak da.
"Anneniz babanız yok mu sizin
yavmm?"
(Kahkaha efekü) Var. Üstelik
teşvik ediyorlar. Bizi izlemeye geli-
yorlar. Müzikle uğraşmak çok pa-
halı bir şey. Sürekli destek oldular.
Ailemiz de gençliklerinde müzikle
uğraşmış insanlar.
Genel olarak bir değişimden söz
ediliyor. Nasıl bir değişim bu? Ve ıy-^
sılbirgençlik? ." ,\
Bunu şöyle açıklayabiliriz, 35-49
yaşlanndaki müzisyenler bizi eleşti-
rirken gözleri doluyor. "Çocuklar
inaıuunıyorum sizlere'" diyor. Bız-
den çok çok daha i>i müzisyenler.
bizden çok daha duygusallar. Hoş-
lanna gitmeyecek pek çok yönleri-
miz olmasına rağmen. bizi yürek-
lendirecek eleştiri yapı>orlar. Bu-
günün gençleri. bu kadar duygusal
değil. Artık birtakım sosyal uyan-
lar. sosyal mesajlar. öneriler duy-
mak için insanlar konsere gitmiyor.
"Bilet aldık, eğlenmeye gidiyoruz"
di> orlar. Kimsenın sözlerle ilgılen-
diği >ok. Biz de sözlerimizin anlaşı-
Imasını çok isteriz. Ancak inşallah
sözlerine dikkat ederler diyoruz.
Ama her şeyden önce kendimiz için
yapıyoruz.
Peki böyle bir durumda Türkçe
rock yapmak anlaşümayı kolaylaş-
tırmaz mı?
Ama biz dışanda da anla^ılmak
istiyoruz. Aynca rockm dili Ingiliz-
çedir. Almanı da İngilizce yapıvor.
İsviçrelisi de.
Siz de orada sesiniz duyulsun isti-
yorsanız kendi motiflerinizden bir
şeyler katmanız gerckmivor mu?
Zaten Deep Purple da Doğu mo-
tifleri kullanıyor. Bizim Doğu mo-
tifleri kullanmamızla Deep Purp-
le'ın Doğu motiflerini kullanması
arasında hiç fark yok. Bizim Türk
müziği hakkındakı bilgimiz onlar-
dan fazla değil. katabileceğimiz
motifler de komik durabüir. •
Avustralya'dan
Amerika'ya, açıköğretim
AÇIK
YUKSEK
ÖĞRETİM
KÖŞESİ
GençBk-Eğitiın Servisi -
Türkiye'de bugünkıi anlamıy-
la açıköğretim, 1982 yıhnda
Anadolu Üniversitesi'nde li-
sans düzeyinde iki ayn prog-
ramla başlandı. Bugün ise Açı-
köğretim Fakültesi ile İktisat
ve İşletme Fakültelerinin li-
sans, lisans tamamlama ve ön-
lisans düzeyinde uyguladıği
program sayısı 30'u aştı.
Dünyada açıköğretim ya da
başka bir deyişle uzaktan egiti-
min 60 yıllık bir geçmişi bulu-
nuyor. Irlanda'da Kilroy's
College, 1932 >ilında Fransız-
ca, Ispanyolca ve Almanca dil
eğitimi sertifıka programlannı
başlatu. Halen dünyada 557
yüksek öğretim kurumu açı-
köğretim sistemiyle eğitim ve-
riyor. Bu kurumlardan 149'u
Avrupa'da, 169'u Kuzey Ame-
rika'da, 259'u ise dünyamn di-
ğer ülkelerinde buunuyor.
Amerika Birleşik Devlet-
leri'nde Pennsylvania, VVis-
consin, North Carolina, Cali-
fornfa George Washington,
Missouri gibi önde gelen üni-
versiteleri uzaktan eğitim yön-
temiyle lisans. yüksek lisans ve
doktora eğitimi veriyor. Eği-
tim dallan arasında ise tekstil-
den tanma. iş idaresinden mü-
hendisliğe kadar çeşitli dallar
bulunuyor.
İngiltere'de 1969 yıhnda ku-
rulan açık üniversite, lisans ve
lisans üstü programlar uygu-
lanmaktadır. Bu ptogramlar
İngiltere dışında Belçika. İr-
landa, Lüksemburg ve Hollan-
davatandaşlanna da açıktır.
İngiltere'de Aston, Dur-
ham, Londra, Lancaster, Hull,
Stirling, Brunel üniversiteleri,
Oxford Politeknik ve Sheffield
Politeknik gibi yükseköğretim
kurumlan da çeşitli dallarda
açıköğretim yapmaktadır.
Fransa'da ise aralannda Pa-
ris. Bordeaux, Toulouse,
Strasbourg üniversiteleri başta
olmak üzere özellikle 1970 yı-
lından bu yana çok sayıda
yükseköğretim kurumu arala-
nnda yabancı dil eğitimi de ol-
mak üzere değişik dallarda
uzaktan eğitim yöntemiyle li-
sans ve lisans üstü eğitim ver-
mektedir.
Avustralya'da Southern
Queensland, Adelaide, Char-
les Sturt üniversiteleri, Ka-
nada'da Victoria, Saint Fran-
cis Xavier, Laurention üniver-
siteleri de doğa bilimlerinden
hukuka kadar çeşitli dallarda
uzaktan eğitim yöntemiyle li-
sans ve lisans üstü eğitim ver-
mektedir. Hindistan'da Anna-
malai, Madras. Delhi. Pencap,
Himachal Pradeş, Kakatai
üniversiteleri gibi kurumlar,
açıköğretim yöntemleriyle
felsefeden zoolojiye kadar çe-
şitli dallarda eğitim hizmeti
sunuyor. İtalya, Hollanda,
Belçika, Danimarka, Finlan-
diya gibi gelişmiş Batı ülkele-
rinde de açıköğretim yönte-
miyle binlerce öğrenci mühen-
dislikten işletmeciliğe değin de-
ğişik dallarda lisans, yüksek li-
sans ve doktora eğitimi yapma
olanağına sahıptir. •
Anadolu Üniversitesi
öğretim görevlileri
Doç.AliAtıfBir(Satış
Yönetimi): Üretimden
çok satmanuı önemli
olduğu bir çağda yaşı-
yoruz. Firmalar artık
"satış elemanı" arıyor-
lar. Amacımız. satışa
daha planiı ve daha ör-
giitlü elemanlar yeriş-
rirmektir. Bu programı
bitirenler çeşitli işlet-
melerde iş bulabilirler,
kendi işletmelerinj ku-
rabilirler. Hatta bu işin
eğitimi aldıklan için
kendileri "secici" olabilirler. Biz aslında satış yönetimi eğitimi
veriyoruz. Öğrencilerimiz, kitaplannı çok iyi okumalıdırlar..
Unutulmamabdır ki bu kitaplar Türkiye'de bu konuda yazdabi-
lecek en iyi kitaplardır. Öğrencilerimize önemli bulduğum bir
noktayı da hatırlarmak isriyorum; satışçüığı bir meslek olarak
benimsemelidirler.
TV'de Açıköğretim f/Z
10.00 Açık UseProgramlan ^XT
Tarıh-1: Turklerın IslamiyeteGirişleri,
Matematik-1: Fonksiyonlarda Bileşke lşl.-1
Edebıyat-1: Güzel Konuşma,
Fen Bılgisi-1: Samit ve Katlı OranlarKanunu
Sağlık Bılgisi-1: Eeslenme-2
Almanca-1: Ders-13
12.00 Açık Yükseköğretim Programlan
Sosyal Bilımler Ev idaresi Önlisans Programlan
Aile Yapısı: Anadolu Üniversitesi Devlet
Konservatuvarı'ndan Erol ipekli ve Sevinç Dülger
"Evliliğe İlk Adım" konulu dersi dramatıze ederek
anlatacaklar.
DinlerTarihi: Yrd. Doç. Dr. Metin Balay
"Hınduizm ve Budizm" konulu dersi işleyecek.
İktisat ve İşletme Fakülteleri
Atatiirk İlkeleri ve İnkılap Tarihi: Anadolu
Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet
Mumcu'nun anlatacağı dersin konusu "Türk
inkılabınaYol Açan NedenlereToplu Bir Bakış"
ingilizce: Anadolu Üniversitesi Yabancı Diller
Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Zülal Balpınar ve
Eğitim Fakültesi Öğretim Elemanı M. Smith'in
birlikte sunacakları ingilizce dersi "Lett, Right,
Strıghtehead" konularını içerıyor.
AÖF Önltsans Programlan
Ulusfararası pazaıiama: Prof. Dr. Çevik Uraz
"Unite 1" dersını işleyecek.
Satış İlkeleri: Anadolu Üniversitesi lletişim
Bılımlerı Öğretim Elemanı Doç. Dr. Ali Atıf Bir
"Satış ve Satışın Temel ilkeleri "konusunu
anlatacak.
SağlıkPersoneliÖnlisans Programı
Biyokimya: "Biyokimya Giriş III" dersini Prof. Dr.
Mınelnal işleyecek.
Mikrobiyoloji: Osmangazi Üniversitesi Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Akşrt "Bakterılerin Yapı
ve Fizyolojileri" konularını işleyecek.
Doğum ve Kadın Hasialıklan Hemşireliği:
"Kadın Yaşamının Evrelerı" konulu ders Doç Dr.
AnahıtCoşkun tarafından anlatılacak.
CerrahiHastalıklar:Prof Dr HalukKıperın
anlatacağı ders "Cerrahınin Tarihçesı ve Şok"
konularını içerıyor
15.30 Açık Lise Programlan
Sağlık Bilgisi.ÇevreSağlığı-2
Fransızca: Ders-13
Matematık: İkinci Derece Bir Bılinmeyenli
Denklemler-3
Almanca: Ders-13
Fen Bilgisi. Psikoloji: Sosyal Davranışlar ve
Sosyal Psiko.
17.30 Eğitim Paketi
18.00 Açık Lise Programlan
Edebıyat: Yazılı Anlatım
Genel Türk Tarihi: Türk-lslam Dev, Külturve
Medeniyet
Biyoloji, Coğrafya: Dış Kuvvetler
İngilizce: Ders-6
Ekonomı: Müteşebbıs ve Teşebbüs
20.00 Açık Yükseköğretim Programlan İktisat ve
İşletme Fakülteleri
Bltgisayar ve Basic Programlama: "Algoritma
veTasarım Yöntemleri" dersını Doç. Dr Ali
Güneş anlatacak.
Rekiamalık ve Safaş Yönetimi: Anadolu
Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç.
Dr. Fermanı Maviş "Reklam Etkinlığinin
Ölçülmesı" konusunu işleyecek.
Maliye Politikası: "Enflasyon ve Devlet
Borçlanması" dersını Prof. Dr. izzettın Önder
anlatacak.
Lisans Tamamlama Programları
Beden Eğıtımı önlisans Tamamlama Programı
Antrenman Bilgisi: Yrd. Doç. Dr. Yaşar Sevım
"Kuvvet, DayanıklılıkveSürat" konularını
işleyecek.
Spor Fızyolojisi: "iskelet Kasları ve Egzersiz"
dersını Aysun Yüksel anlatacak.
(Aynca AÖF önlisans dersleri ile sağlık
personeli ön lisans derslerinin gündüz yayınlan
tekrarlanacak.)
23.40 Rock Marfcet