Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Özgen Acar •Genel
Yayın Koordinatörü. Hikmet Çetinkava • Genel
Yavın Danışmanı Orhan Erinç OYazıışlcn
Müdürlen tbrahim Yıldız. Dinc Tayanç(Sorumlu)
• Haber Merkezı Müdürü: İpek Çaltşlar
• Gorsel Yoneimen ^li Acar • Dı^ Haberler. Ergun
Balcı • Ekonomı: Abdurrahman Yıldının • İstıhba-
rat: Valçın Çakır • Yurt Haberleri: Mehmet Saraç
• Makaleler: Sami Karaören • Spor Abdülkadir
Yüctlman • Düzeltme- Abdullah Yazıcı
Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbav •Haber Muduru Doğan Akın Aiaturk Bul-
van No-125. Kat. 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 Hdi). Te!ex 42344. Fax
4)95027 »Jzm/r Temsılcısı Serdar Kızık. H Zıva Bh 1352S2 3 Tei:44ll220
Telex: 52359. Fa\ 4419117 «Adana Temsılcısı Çetin Viğenoğlu İnonüCd II9S
No: I Kat: 1. Tel- 352255O-15226OI-3522492. Tele\: 62155. Fax 3522570
Mue^sese Mudüru Erol Erkut • Koordınatör:
Ahmet Koruban • Muhasebe- B>~feırt Vener
• fdare HfcevinGürer •Işlelme ÖnderÇefik
• Bılgı-Işlem Nail Inal #Bılgısa)dr Sıstem:
Yiürüvet Çiler • Reklam R«ha IşıOnan
N a>ımla>«meBasan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basm \e Y<t>ıncilık A Ş
Tü'rkocjğı Od 19 41 Cağaloglu 34334Isı PK Ü46isunbülTel.(0 ;i:»5I2O5O5ı;OhJi)Telcx 2224b FJX (0 :i:ı.M3!ı5'« 10ŞUBAT1994 İmsak- 5.32 Güneş: 6 58 Öğle 12.25 İkındrl5 11 Akşam:17 38 Yatsı: 18 59
Turizmde ilk
rakamlar
• ANTALYA(AA)-
Antalya'ya ocak ayında
havayoluy la gelen yabancı
turist sayısında. geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde
36'lık artış oldu. Antalya
Havalimanı
Başmüdürlüğü"nden alınan
bilgiye göre. yöreye geçen ay
dış hatlarda 202 uçak seferi
düzenlendi. Bu seferlerle,
Avnıpa ülkelerinden 17 bin
326 turist geldi. Yetkililer,
gelen turistlerin yüzde 88'ini
Alman, yüzde 9'unu ise
İsraillilerin oluşturduğunu,
kalan yüzde 3'liik bölümün de
öteki Avnıpa ülkelerini
kapsadığını söylediler.
Akarcalı'dan
Dalan'a eleştiri
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP İstanbul
Mılletvekili ve Tunzm eskı
Bakanı Bülent Akarcalı,
DYP İstanbul Büyükşehir
Belediye başkan adayı
Bedrettin Dalan'ın. Park
Oteli'nin yapımına izin
verdiği iddiasını yalanladı ve
"Başkalannı suçlayarak
haysiyetsizliğıni örtbas
etmeyeçalışıvor" dedi.
Akarcalı. çok katlı yapım
iznini kendisinin değil.
dönemın Tunzm Bakanı
Tınaz Titiz'in ımzaladığını
bıldırdi.ANAPGrup
Başkanvekılı Hasan
Korkmazcan da TBMM
çalışmalanna katılmayan
Dalan'ın mılletvekilliğinin
hukuken düştüğünü
belirterek. "Meclis'e en az
katkısı olan bırkişinin halen
maaş ahyor olmasının
ahlakla bağdaşır yanı
yoktur"dedi.
Pakdemipli: Zam
fıptınası esiyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Ekrem
Pakdemirli. koalısyon
hükümetınin. Türİciye'yi
aşılması güç bırdarboğaza
sürükledığını ve "'zam
fırtınası" estirdiğini ileri
sürerek. Türkıye'yi
darboğazdan çıkaracak
kadro, ilke ve programın
ANAP'ta olduğunu söyledi.
Hubble
teleskobu
• WASHINGTON (AA) -
Dünyanın uzaydaki gözü
olarak kabul edılen Hubble
teleskobu. temmuz ayında
Jüpıter gezegenı ile çarpışması
beklenen kuyruklu yıldız
parçacıklannın fotoğrafını
çektı. Yetkililer. parçacıklann
gezegenileçarpışmasmın 100
milyon hidrojen bombasının
gücüne eşit olduğunu ifade
ederek parçacıklann 11
tanesinin oldukça büyük
olduğunu ve çaplannın 2 ila 4
kilometrev e ulaştığını
kaydettiler. Bıryetkili, "Buyıl
19 temmuzda. 18 ya da 20
parça, Jüpiter gezegenine 100
milyon megatonluk birgüç ile
çarpacak" diye konuştu. Ayru
yetkili. elde edilen bu verilerin
büy ük bır meteorun
Dünv a'ya çarpması sonucu
dinozorlann yok oiduğu
teorisinı desteklediğini
kaydederek •"Jüpiter'deki
bütün dınozorlar ıçin kaçma
vaktı gelmistir" dedi.
Ölüm, asansöPde
yakaladı
• İstanbul Haber Servisi -
Dün akşamüstü alış veriş
dönüşü. oturduğu Şişli
Kazım Orbay Caddesi 54
numaralı apartmana gelen 60
vaşındaki Bilge Doğan, 2.
kattakı daıresıne çıkmak
isterken asansör kabininin
boşluğa düşmesiyle meydana
gelen kazada beyin kanaması
geçirerek yaşamını yitirdi.
Oturduğu daırede yalnız
yaşadığı beürlenen Bilge
Doğan"ın ölümüne neden
olan kazada. asansörün
işletiminden sorumlu
kişilerin ihmallerinin olup
olmadığı yönünde
soruşturma yapıldığı
bildırildi.
TüPkYazıDili
Sempozyumu
• ANKARA (AA)-Türk
Yazı Dili Sempozyumu'nda,
bazı bilim adamlan, ortak yaa
dili sağlanması için ortak
alfabeyı şart koşarken baalan
da her ülkenin kendi diline
uygun alfabenin kabul
edilmesi önerisinde
bulundular. Türk İşbirliği ve
Kalkınma Ajansı tarafından
düzenlenen sempozyuma
Romanya"dan katılan Prof.
Dr Enver Mahmut, dünyanm
ve özellikle Avrupa'nın
entegrasyona gittiğini
haürlattı.
"Barış ve Hoşgörü" toplantısının bir numaralı düzenleyicisi ABD'Ii Yahudi hahamArthur Schneier:
BeııdebağnazhkkurbanıymıORAL ÇALIŞLAR
Üç tek Tannlı dinin önde geien isimlerinin
dünyada ilk kez bir masa etrafında toptanması-
na önayak olan ABDIi Yahudi haham Arthur
Schneier'lc bu ginşimin perde arkasını \e gele-
ceğini konuştuk.
Schneier'e, "Neden böyle bir ginşimin içinde-
siniz, nasıl sonuclar elde edeceğiııizi umuyorsu-
mız" dıve sorduğumuzda şu yanıtı verdı:
u
Be-
ram yaşamöyküm neden bu işin içinde olduğu-
mun cevabıdır. Ben 6 yaşında Viv ana'da küçük
bir Yahudi çocuğu iken, sırf farklı bir dinden ol-
duğum için bütün ailemi Naziler. toplama kamp-
lannda yok ettiler. Böyle bir acıyı kimsenin bir
kez daha yaşamasını istemiyonım."
Schneier"in uluslararası çapta ilk önemli giri-
şimlerinden birisi "Bern Deklarasyonu" olarak
bilinen Yugoslavya'daki üç dinin temsilcileri-
nin ortaklaşa kaleme aldıklan metnın yazı-
lmasına önayak olmasıydı.
Bu yüzden ilk sorumuz "Bern Deklarasvo-
nu" oldu. Schneier- Bern Deklarasyonu"ndan
önce size bu toplantıyı düzenleyen "Vicdana
Çagn Vakfı"nı anlatayım. Bu vakfı 1965
yılında ben kurdum. Bu vakfın kuruculan
arasmda Müslümanlar, Katolikler ve Yahudi-
ler var. Vakfın temel amacı, din özgürlüğü ve
insan haklan. Biz bu vakfı kurduktan sonra.
eski Sovyetler Birliği'ndekı ülkelerin. Roman-
ya"nın. Çekoslovakya'nın dinı kurumlarnla
ilişki kurduk. Aynca. mezhep a> nlığı nedenıv-
le çatışmalara konu olan Kuzev İrlanda'daki
cemaatlerle ilişki sağladık. Ayn-
ca Arjantin. Küba gibi ülkelerle
de ılgılendik. Ben, Çin'i 1981
yılında ziyaret eden ilk dini lide-
rim. Dünyanın çeşıtli yerlerinde-
ki değişik kilıselerle temasımız
\ar.
- "Bem Deklarasyonu nasıl or-
tayaçıktı?"
Schneier - Eski Yugoslavya'-
daki gruplarla ilk temasımız
1985 yılında başladı. Dini lider-
leri ABD'yedavetettik.İkihafta
New York'ta kaldılar. Sonra
ben Yugoslavya'yı ziyaret ettim.
san öldürmeye karşı olduğunu
birlıkte herkesin önünde ilan
edivor. Bunu önemli görüyo-
ruz. Örneğin. eğer din aynlığı
çatışmanın asıl nedeni olsaydı,
Yugoslavya'da olurdu. Yüzler-
ce vıl yan vana dostça yaşamı-
şlar. Bence çatışmanın nedeni
din değıl. Dini ve Allah'ı bu işe
kanştırmamak gerek. Asıl ne-
den etnık ırkçılık. Eğer dinler
arassnda dostluk mesajını güçlü
bır şekılde verebilirsek, bir etkı
yapabileceğımızi sanıyorum.
Ikincı olarak. buradaki dini
liderler büvük bir medeni cesa-Dini ve etnik liderlerle görüş-
tüm. Arnavutluk'agittim. Çeşit- İstanbul'daki dini liderler topantısına eşiyle biriikte katılan \ iedana Çağrı \akfı ret örneği veriyorlar. Bu çatı
li görüşmeler sonrasında üç di- Başkanı Arrhur Schneier, dini liderlerin toplanrısına öncülük etmesini, ailesinin şmaları dünyadakı jeopolıtik
nın liderlennin birarayagelipsa- Nazi işgali sırasında katledilmesine bağli)or. (HATİCE TUNCER)
< 1 ı m ı m
'
i ı n
— " i - »™™
vaşa karşı bir açıklama yapma
larasyona tanık olarak katıldı.
- "Müslüman Arap ülkelerinin bu toplantılara
karşı tutumu nedir. Örneğin burada onlardan
hiç temsilci yok."
Schneier - Onlann tutumu olumlu. Büyükel-
çi Ansay. İslam Ülkeleri Konferansı Örgütü"-
nün temsilcisı olarak burada bulunuyor. En
büyük İslamı örgüt bu.
- "Bu toplantıdan nasıl bir sonuç elde edeceği-
nizi umuyorsunuz?"
Schneier - Önce bu konuda bir duyarlık ya-
ratmayı umuyoruz. Farklı dinlerden önde ge-
len ınsanlar van vana duruvor \e dinlerının in-
eğilimi ortaya çıktı. Bunun üzerine tsviçre'de
buluşulmasına karar verildi. İki gün bütün
baskılardan uzak uzun uzun görüşme olanağı
bulduk.
- "Üç dinin liderlennin bir araya gelmesi ilk
kez mi gerçekleşiyordu"
Schneier - Bu özel konuda ilk kez.
- "Bunun dışında"
Schneier - Pek sö> lenemez. Bazı Yahudi. Hı-
nstivan buluşmalan oldu. Ama Müslüman-
lann da katılması ilk kez.
Bern Deklarasyonu. İsvıçre Cumhurbaş-
kam"nın makamında imzalandı. O da bu dek-
durumdan s,ovutla>ama>ız.
- "Siz bir Amerikan vatan-
daşısuıız. Dünyanın dört bir > anındaki çatışma-
lara ABD müdahale edi>or ve bunu bu çatışma-
lara engel olmak amacıyla >aptığını söylüyor.
Siz ise farklı bir yol izleyerek, dini cemaatleri
uzlaştırmava çalışıyorsunuz. Bu enerjinizin bir
kısmını bura\a mesaj yolla>an Clinton üzerinde
yoğunlaştırsanız, Bosna trajedisine engel olacak
adımlar atılması için kamuoyu baskısı yap-
sanız..."
Schneier - ABD bır süper devlet. Clinton,
donemınde dış politıkasında değışıklikler oldu.
Somah. ABD'nın dış müdahalelennin sonuç-
lan üzennde uvancı bir etkı yaptı. Kamuoyu
dış müdahalelen onaylamıyor. Aynca Avru-
pa'nın tutumu önemli. Onlar. ABD"den daha
çekingen davranıyorlar.
- "Kuveyt konusunda bu kadar çekingen dav-
ranmamışlardı...''
Schneier - Doğru. ama Kuveyt'ten bazı ders-
ler çıkardıklan anlaşılıyor.
- "Türkiye'de ve Yunanistan'da bazı dini çev-
reler, bu toplantıva karşı çıkıvorlar."
Schneier - Bız dostluk, banş \e hoşgörüden
yanayız. Bağnaz çevrelerin buna karşı çıkması
normaldır. Bız mılyonlarca Müslüman. Yahu-
di ve Hınstişana sesleniyoruz. Ne diyorlar?
- "Gazetenin birisinin başlığı, Diyanet İşleri
Başkanfnın açıklamasına aynbnış. Olumsuz-
luklar görürsek çekiliriz' diyor."
Schneier - Çekilmedi ve toplantıya katıldı.
Konuşma yaptı. güzel şe\ler söyledi.
- "Batdılann bazı girisinileri, özeUikle de dini
temelli olanları burada hep kuskuyla karşı-
lanmıştır..."
Schneier - Anlıvorum. Kendi adıma şunlan
söyleyebilirim: Ben de bir dini bagnazlık kur-
banıyim. 6 yaşında Viyana'da küçük bircocuk
iken Nazi işgalinı yaşadım ve Yahudi olduğum
ıcın bütün yakınlanmı toplama kamplannda
yitirdim. Bunun ne anlama geldığini bılinm.
Ben bunu çok erken yaşlarda öğrendim. Okul-
da arkadaşlanmdan yabancı muamelesi gör-
düm. Aılem dışlandı. Benim bu işe hangi psiko-
lojik nedenlerle gırdığım merak ediliyorsa işte
bu nedenledir. Ben Nevv York'takı en kala-
balık Yahudi cemaatinın hahamıvım.
Anadolu
ve
Hallac-ı
Hfansur
Prof. Dr. Niyazi Öktem
Kallac, bütün dünyada oiduğu gibi Anadolu'da
yaşayan birçok düşün adamı ve ozan üzerinde de derin
etkiler bırakmıştır.Ahmet Yesevi'den Hacı Bektaş
Veli'ye uzanan bu felsefenin önemli ozanlarından biri
de Nesimi'dir. Halep'te Memluk Sultanı tarafmdan
derisi yüzülerek öldürülen Nesimi, Hallac'ın "Enel
Hak" anlayışını derinleştirmek istemiştir.
Yunus Emre'denMevlana'ya
AııadohıMa Hallae'uı izleri...
BARIŞ VE HOŞGÖRÜ KONFERANSI
İslam temsilrilerine
sözhakkı verilmedi
• Tek tannlı üç dinin yerli ve yabancı temsilcileri
nin katıldığı Banş ve Tolerans Konferansf nın son
günündedeklarasyon krizi yaşandı. Bulgaristan
Müftüsü Hasan Salih, toplantılarda kendisine ve
birçok İslam temsilcisine söz verilmediğinden
yakındı.
rürklerde Hallac-ı Man-
sur'un taşıdığı öneme
zaman zaman değindik.
Türkler için Hallac sa-
dece heyecan verici ebe-
di bir kişilik değil. avnı
zamanda ideal bir aziz tipidir. Hallac"çı
bir vezir olan El Müslima'nın Tuğnıl
Bey'e Bağdat'ın kapılannı açması da
rastlantı değildir. Hallac Türk ckıp ve
yazarlanyla. din alimlerini önemli oran-
da etkilemiştır. Hallac'tan etkilenen ilk
Türk ozanı Ahmet Yesevi'dir. (Ölümü
Hicri 561). Yesevrnın hikamlan ta-
mamıyla Hallac'ın etkısinde yazılmışlır.
O da Tann aşkı peşine düşer ve Hallac'ı
bulur. Hallac'ın tüm görüşlennı. 'Enel
Hak' anlayışını doğrulayan Yesevi,
onun ölümüne sebebiyet veren katı
mollalan eleştırmiştir.
Yesevi"nin hikamlannın Buhara'da
yayımlanan nüshasında Kul Süleyman
Garip ve Şems Garip adında iki ozanın
yazdığı ilave uzun şıır vardır. Burada
halk diliyle 358 mısrada Hallac'ın öykü-
sü anlatılmaktadır.
Şiirde Allah'a hamdedildik-
ten sonra öyküye geçilir. Allah
önce Nur-u Muhanunediye'vı
yarattı. Nur-u Muhammed"den
yedi damla düşer. bunlardan
dördü Ebubekir, Ömer, Osman
ve Ali'dir; damlalardan biri kızıl
güldür ki bu Hallac'tır. Diğer
ikisinin ne oiduğu pek anlaşıla-
maz.
Bu dönemde Türk halk ede-
biyatında Hallac'ın küllen, kül-
lerin aüldığı nehirdeki köpükler
gibi temalara bağlı olarak bir-
çok öykü üretilmiştir. Bu öy-
küleri daha sonra Türk ozanlan
ve Nesimi kullanmıştır.
Hallac'ın gül olarak simge-
lenmesi bir hadise dayandın-
lmaktadır: "Kim AUahuı ününe
mazhar olmak istiyorsa kımuzı
gülü seyretsin." Buna bağlı ola-
H a c ı
Bektaş
raktır ki Lâmi. gül üzenne kasıde
yazmıştır.
dırmak istemiştir. Benzer birefsane Ha-
lep'te de Türkler arasındd üretilmiştir.
Anadolu Türkçesı'nde Hallac temasını
işleyen en büyük ozan Yunus Emre'dir.
Tekkelerde hâlâ Yunus Emre'nin Dı-
van'ından alınan mistik şiirler teren-
nüm edilmektedir. Kendisi doğrudan
doğruya Hallac. Ahmet \ese\i. Hacı
Bektaş Veli çızgisindcdir. Taptuk Emre,
San Saltuk da bu çizgi ıçindcdir. Yunus
Emre'deki mistisizm panteist nitelikte-
dir. Niyazi Mısrî'ye kadar Osmanlı ül-
kesinde Yunus venılenememıştir.
Emre ve Hallac
Yunus'un şıırlerinde
Kuran'dan alınan ılkeler.
Arap ve İran motıfleri gö-
rülür Duru bir Anadolu
Türkçesi'vle yazmıştır. Baba İlyas. Baba
İshak. Bağdatlı Ebül Yefa'nın düşünsel
etkilen Yunus Emre'yı Hallac'a götü-
ren bir başka boyuttur. Kendisi de şiir-
lennde Mansur'un etkisını açıkça behr-
tir. Yunus Emre'nin düşüncelerini Sait
Emre ve Molla Kasım sürdürmüştür
Hallac felsefesinin önemli ozanlann-
leştirmek istemiştir. Nesimi'deTannaş-
kıy la biriikte güzel insana duyulan sevgi
teması da işlenmiştir. Onu Memlüklüler
idam etmiştir. fakat Memlük sultanla-
nndan Kansûh Gavri ile Şârâvi ölüm
karşısında gösterdiği metanet. hatta ne-
şeyi takdir etmişlerdir. Bu sultanlar Ne-
simi'ye hak ettiği yeri vermişlerdir. Ne-
simi'nınizindengidenIerRâfi,Temannaî,
L'sulî \e Sarı Abdullah Çelebi'dir.
Yeniçerilerin halk şiirleri ve şarkıla-
nnda Hallac ve Nesimi'nin düşünceleri-
nin izlerini görmek mümkündür. Bu
konumdd olan yeniçeri ozanlan arasın-
da Koyunoğluve Kâtıbî'yisayabiliriz.
Aynca Kınm Han'ın koruduğu Mus-
tafa Gevheri. Topkapuluzade Feizi Mus-
tafa Çelebi de Hallac'çı \e Nesimi'cidir-
ler.
Hallac'ı Gül kasidesiyle işleyen ozan
Lâmi'dir. Lâmi. Kamıni'nin oğlu Selim
Han'a yazmış oiduğu Gül kasıdesmde
doğrudan doğruya Mansur'un yaşa-
möyküsüne yer vermiştir.
Bunun dışında gizli bir tarikat olan
Bayrami\e-Hamza\iye mensuplan Ar-
navut Dükanizade .Ahmet Bey, Osman
Haşim. Oğlan Şeyh İbrahim de Enel
Kırgız boylannda Hallac öyküsüne
dayalı bir söylence üretilmiştir. Pecevir'-
de Mansur adında bır garip. kız kardeşi
Enel'le biriikte yaşarmış. Enel bır gün
dağa çıkmış ve burada bir testi şarap
bularak içmiştir. Ağabeyi onu ararken
mağaradan Enel Hak sesleri duymuş-
tur. Mansur da şarabı içerek Enel Hak
Veli Mevlana
dan biri de Nesimi'dir. Nesimi. Tebriz
asıllı olup, bu kentte Türkmenler tara-
fından kurulan ve kumculuğunu Fadul-
lah bin Ebu Tebrizi'nin yaptığı (Timur-
lular tarafından Hicri 804 tarihinde
idam edilmiştir) Hûrûfıye mezhebine
mensuptur. Nesimi Tebriz'den Halep'e
kaçmış ve burada müritler edınmiştir.
Nesimi'yi Kahire'den gelen Memlük
Sultanı. düşüncelerinden dolayı öldürt-
Yunus Emre
Hak' anlayışını sürdürmüşlerdır.
Zuhuri Karaçelebizade (ölümü H.
1042), Münif Mustafa Efendi Antakevi
(ölümü H. 1156). Mevlevi Ebubekir Kâni
(ölümü H. 1206). Şeyh Galip (ölümü H.
1210),EsrarDede(ö"lümüH. 1211). Ab-
dülhamid Ziya Paşa (ölümü H. 1297).
'Enel Hak" felsefesine yer vermişlerdir.
diye bağırmaya başlamış. Bunun üzeri- müştür. Önce onun da eli ayağı kesil-
ne mollalar durumu kaana ıletmişler.
Kaan kardeşleri öldürtmüş. cesetlennı
yaktınruş. Yakılan cesetlerin külleri bir
havuza dökülmüş. Hav uz köpüklenmış
ve köpüklerden 'Enel Hak' sözleri çık-
maya başlamıştır. Havuza yaklaşan kız-
lann köpükler ağızlanna ginniş; kızlar
hamile kalmış ve 40 oğlan doğmuştur.
Bunlardan 30'u Türkistan'a gelmiş,
Otuzoğul Kjrgjzlannı oluşturmuşlardır.
Diğer onu da Onoğullar aşiretinin ku-
ruculan olarak kabul edilmiştir. Görü-
lüyor ki bir Kırgjz-Türk söylencesi,
boylannın kuruluşunu Hallac'a dayan-
miş. daha sonra derisi yüzülmüş ve deri
bir direk üzerinde halka gösterilmiştır.
Hallac gibi öldürüldüğü hususunda ke-
sin bilgiler yoktur. ama bu tür anlatım-
lar mevcuttur.
Hûrûfılik gerek Timurlular gerekse Os-
manlılar tarafından olumlu karşılanma-
rruştır. Osmanlı, Hûrûfı şair Temennai'yi
asmışür. Hürûfiler ashnda ölümü ken-
leri ıstemektedir. Hallac'çı olarak bili-
nen Attar'a göre hûrûfılik Hallac'çılığın
aşın bir yorumudur. Bektaşiliğı 'Dân
Mansur'giriştörenıHûrûfiliktengeçmiş-
tir. Nesimi 'Enel Hak' anlayışını derin-
Aydınların merakı
Eyyûp Sultan Mezarlığı'-
nda Kazasker RumelUi
Hasan Tahsin Bey'in me-
zar taşı üzerinde (ölümü H. 1278) Hal-
lac'la mevtayı karşılaştıran Mehmet
Can'a ait ilginç bir şiir vardır. Son y
r
üzyı-
1da Salih Zeki Aktay, Hallac'ın ya-
şamıyla ilgili bir piyes yazmış; Nurettin
Topçu da Hallac'ın görüşlerini dersle-
rinde incelemıştır. Osmanlı aydınlan
içinde de Hallac'a merak gösterenler ol-
muştur. Bir aydın tarikatı olan Mevlevi-
lik belli sırurlar içinde Hallac felsefesine
yer vermiştir. Osmanlı aydını Hallac'ı
zaten Mevlana Celaleddin Rumi vc
Muhiddini Arabi \ asıtasıv la öğrenmiş-
tir.
Hallac felsefesine ağırlıkh yer veren
aydın tarikatı Melâmiliktir. Bosnalı
Hamza Bâlî (Hicn 969'da idam edil-
miştir.) tarafından kurulan Melâmilik
gjzli bir mezheptir. Bağdat'ın ikincı
fethinde bulunan Bayramiye -
Melâmiye mensubu San Abdullah Çe-
lebi, Hallac'la ilgili bilgilen öğrenmiş-
tir. Döndüğünde Hallac'çı görüşü iş-
lemeye başlamış \e bu düşünce
Melâmiler arasında yayılmıştır. San
Abdullah Çelebi (ölümü H. 1071) ge-
niş kültüre sahip binydi. Bayramiye
tarikatının öyküsünü Sergüzeşt adlı
eserinde dile eetıren torunu Lalezade
Abdülbâki (ölümü H. 1159).ŞehitDağ-
mat Ali Paşa'vı bu tarikata bağla-
rruştır. San Abdüllah'ın hocası ünlü
Mahmut Hüdai'dır CcKctıve mezhe-
bine mensuptur veoda Hallac'tan söz
etmiştir.
Bursalı İsmail Hakkı (ölümü H.
1137) ünlü tefsın 'Rûh El Beyan'da
Hallac'tan söz eder.
Helvetıye tankatına men-
sup Niyazi Mısrî, Hallac'ın
düşüncelennı kendi özgün yo-
rumuyla aktaran bir ozandır.
Helvetiye mezhebini El Suha-
verdı aeleneane mensup İbra-
him Zahid Kilânî Mıladi XIV.
yüzyılda Harzem'de kurmuş-
tur. Mezhep Karakoyunlu
devletı hudutları içinde
yayılmış. daha sonra Anado-
İu'ya geçmıştir.
Helvetiye mezhebi içinde de
Hallac'a büyük önem \enl-
mektedir. Bektaşilerde oiduğu
gıbı Hallac alegonsi onlarda
da vardır. Hehetıve mezhebi
Anadolu'da Şabanı>e. Şemsi-
ye. Niyazişe. Celvetıye adlan-
nda bölünmelere uğramıştır.
Me\ lana Celaleddin Rumf-
nin Hallac düşüncesinı Mes-
nevi'sınin bazı bölümlennde ışlediği-
ne değınmıştik. Farsça \azan. ancak
aslen Türk ve Sünni olan Mevlana ge-
rek İran. gerekse Türk edebiyatı ve
din felsefesi için önemli bir kaynaktır.
Mevlana 20 vaşında Konya'ya gel-
miştır. Doğmuş oiduğu Belh kentinde
Sanaî ve Attar'ın şiirlerinden Hallac'ı
tanımıştır. Ona göre Attar. Hallac'ın
ruhunu taşımaktadır. 30 yaşında
Şemsi Tebrizi'yi tanıyan Mevlana. bu
dönemden sonra eskisi kadar Hallac'-
çı olmamıştır. Şems. Hallac'ı yetersiz
bulmaktaydı.
Bektaşilikte sadece giriş töreninde
Hallac simgelenmez. dua ve zikirlerin
çoğunda Hallac arulmaktadır. Bekta-
şi törenlerinde Hallac'ı sembolıze
edenritüelinbir kısmını Anadolu Ale-
vileri de benimsemiştir.
YARIH:Dünyada
Hallac-ı Mansur
Haber Merkezi -islam. Hiris-
tıvan \e Musevi din temsilcileri-
nın Bosna. Kafkasya ve Orta
Asva'daki çatışma ve sorunlan
tartıştıklan "Banş ve Tolerans"
konferansı,"deklarasyon krizi'-
'ylesonaerdı.
Tek tannlı üç dinin yerlı ve
yabancı temsilcileri. konferan-
sın son gününde "Balkan so-
runları, Kafkas sorunlan ve yeni
özgüıieşen devlet sorunlan"
başlıklı üç ayn çalışma grubun-
da bir araya geldiler. Deklaras-
yon hazırlıklannın başladığı
öğle saatlerinde ise İslam tem-
silcilerinin. konferansın işleyişi-
ne ilişkin sıkıntılan ortaya çıktı.
Bulgaristan Müftüsü Hasan
Salih, katıldığı çalışma grubu
toplantılannda kendisine ve
birçok İslam temsilcisine söz
verilmediğinden yakındı. Salih,
tartışmalarda İslam temsilcile-
rinin. ileri sürülen görüşleri
kabul etmek durumunda kal-
dıklannı söyledi.
Konferansın sonuç deklaras-
yonunun açıklanacağı saat 14.
15'teki basın toplantısı öncesi
deklarasyon krizi ortaya çıktı.
Deklarasyonun hanrlandığı
konferans salonundan kızgın
bır ıfadeyle çıkan Diyanet İşleri
Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz.
arkasından gelen Hahambaşı
Arthur Schenier'le bir görüşme
yaptıktan sonra jeniden salona
döndü. Edinilen bilgiye göre
sorun. Ortodoks kilise temsılcı-
lerinin konferansın geleneğınde
oiduğu bıçımıyle deklarasyo-
nun imzalandığı kentin adının
verilmesine itiraz etmeleriyle
orta\a çıktı. Deklarasyona, is-
tanbul yerine Boğaziçi adının
verilmesı bu krizi çözdü. Ancak
insanlık suçlannın işlendığı böl-
geler arasına Azerbaycan'ın
vanında Ermenistan'ın sokul-
ması ve Bosna'da saldırgan ta-
rafın tanımlanmaması ikinci
krize yol açtı. Her iki sorun da
deklarasyonda, İslam temsilci-
lerinın karşı çıktığı söylenen
biçimiyleyeraldı.
Üç dinin 100'e yakın temsil-
cisinin biraraya gelerek banş ve
tolerans arayışlan somut çö-
züm önerileri getirmedi. Ancak
bölgesel sorunlan ızlemek ıçin
kurulması kararlaştınlan çalış-
ma komisyonlan umut verici
bir gelişme olarak dile getirildi.
Kürt Vakfı'nın
tesdli
9 marta kaldı
İstanbul Haber Servisi - 98
kurucu tarafından kurulan
Kürt Hak ve Özgürlükler
Vakfı'nın tescili. "300 milyon li-
ranın. 9 mart tarihine kadar ban-
kada bloke edilmesi" koşuluna
bağlandı.
Beyoğlu 3. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde dün yapılan
duruşmada, Prof. Hüseyin Ha-
temi tarafından hazırlanan bi-
lirkişi raporu okundu. Rapor-
da, vakif senedinde değiştiril-
mesi gerektiği vurgulanan
maddelenn rapor doğrultusun-
dg düzeltildiğinin anlaşıldığını
behrten mahkeme. vakıf sene-
dinde beyan edilen 100 milvon
üranın. kuruluş amacının ger-
çekleştırilmesi ıçin yeterli olma-
dığı karanna vardı. Mahkeme.
duruşmaya katılan kurucular
Mehmet Ali Eren, Hasan Deniz,
Yılmaz Çamhbel. Mehmet Par-
lak, Remzi Çakın, Şerafettin
Elçi, İbrahim Akso> v e Mehmet
Ernin Kardeşe, 9 mart tarihine
kadar vakıf hesabının 300 mil-
yon liraya çıkanlması ve hesa-
bın bloke edilmesi konusunda
görüşünü bıldirdı.