23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7ARALIK1994 ÇABŞAMBA 14 KULTUR Abidiıı Dino'yuanarkenNEDİM GÜRSEL Abidin Dino, yalnızca buyuk bır sanatçı değıl. yakın bır dosrtu benım ıçın Ara- mızdakı yaş farkma rağmen, Pans'e gel- dığım 1972 yılından bu yana. evını ve gonlufıu bırçok Turk'e açtığı gıbı bana da açmiştı Dınolarla (Abıdın ve Güniz'le) uzun yıllar bırlıkte olrna mutluluguna er- dım Benım ıçın Pans'te ıkıncı bır aıle gı- bıydıler Evlenne ılk gıcjtşımı anımsıyo- rum Turkıye'de 12 Mart fırtınasının bu- tun kıyıcılığı \e bağnazlığıyla estığı do- nemdı Uç delıkanlının ıdamlannı onleye- bılmek ıçın bır şeyler yapabılır mıyız dıye Ataol Behramoğluıle bırlıkte gıtmıştık Saınt-Mıchel Rıhtımı'nda Max Ernst'ın eskı atolyesınde oturuyorlar Ikı guzel ın- sandılar Guzın'le Abıdın. dostluğa, sevgı- ye. tartışmaya, edebıyat ve sanata gonul vermış, dunyaya alabıldığme açık ıkı sur- gun Çok sık goruşurduk Nâzım'ın Stalin uzerıne yazdığı şıırının tümuyle yayım- lanmasına ona>ak olmama dek surdu dostlugumuz, sonra aramız bıraz açılır gı- bı oldu Oysa Nâzım Hıkmet uzenne gı- nştığım genış kapsamlı çalışmayı yakm- dan desteklemışler, benı cesaretlendırmış- lerdı Annemı >ıtırdığım gecenın ertesınde Guzın, Istanbul'a telefon edıp başsağlığı dıledı Pans'e donduğumde bıraktığımız yerden devam ettı dostluğumuz. hıçbır şey olmamış gıbı Yırmı yıl boyunca Guzın ve Abıdın'le çok sık bır arada oldum. çok guzel gunler, geceler yaşadım Abıdın Dıno, ressam ve yontuculuğu- nun yanı sıra çok lyı bır yazardı da Onun bu yonu ne yazık kı yetennce ele alınma- mıştır Fikret Mualla uzenne vazdığı kıtap yayımlandığında aynntılı bır değerlendır- me yapmıştım bır gun dığer yazılanndan, basılmayan 'Kel' adlı tıyatro yapıtından da soz etmek ıstenm Uslubu olan. çok kulturlu \e yeteneklı bır yazardı Abıdın Resmını, bu alanın uz- manlan değerlendıreceklerdır elbet Ben kendı payıma sanatını yakından ızledığım ıçın Dıno'nun sureklı devınım halınde bır sanatçı olduğunu soylemekle yetınmek ıs- tıyorum burada "Onda değişmeyen tek unsur değişmeydi" dıyebılınm Her done- mınde eşsız renkler, ancak yaratıcı bır res- samın elınden çıkabılecek ozgun bıçımler sundu bıze Abıdın Dıno'nun yazarlığıma emeğı geçmıştır Yalnızca Nâzım Hıkmet uzenne >aptığım araştırmalara degıl, oyku ve ın- celemelerıme de Oykulerımı yazılma aşamasındayken okur, eleştınr. benı cesa- retlendınrdı Çeşıtlı ulkelerde yayımlanan kıtaplan- mın kapaklarını, grafık duzenlennı ço- ğunlukla o yapmıştır Gerçek anlamda bır dost, çok uygar bır msandı Abıdın Bey Her an telefon edıp evıne gıdebılırdınız Yaptığı son resımlen buyuk bır alçakgo- nullulukle gosterır, goruşunuzu s>orardı Hep bır şeyler tartışmaya, durmadan uret- meye, yenı bıçım arayışlarına yoneltırdı sızı Bır sure arayıp sonmazsanız o telefon eder, ıncecık sesıyle "Göreceğimiz gekii" derdı <\nısı hâlâ o denlı yakın, evımın du- varlannı boydan boya kaplayan resım \e desenlen oylesıne canlılar kı bır yıl sonra bıle olumune ınanamıyorum Sızı gorecegım geldı Abıdın Bey Bir mutluluk buluşması...26 Kasım 1992 Galerıe heılle du Tempie fParıs) "4bıdın Dino, bu sergîsi için çok çalıstı ve üzerine titizlikle eğildi. Yası ve sağlığı nedeniyle son sergisi duygusuna mı kapıldı acaba " demıstı galenmn ı one- tıc ılennden Claıre Kabul etmesı guç olan bu dusunce tam olarak ger^ekleşmedı fakat Mart 1993 te Tuıkı- \ede ci(tlan "Aklakara " ısımlı resım sergısı de bu go- ruşu tamamen sılemedı 26 Kasım 1992 de Parıs te açı- lan bıı sergısı hazırlığında \e açılısmda bulunduğu son sergısı oldu Parıs ın \ava \e taşıt trafiğınden oldukça çokpa\ alan Rııe Rıvalı \e bıtısık olan Vıeılle du Temp- le Sokağı nda sırın bır galerı bu tarıhle pek çoA Turk, Fransız \e çesıtlı mılletlerden ınsanları konuk ettı Ora- dakı buluşmamn ortak noktası \e mutluluk kaınagı bıı- \vk bır ressam olan 4bıdm Dıno nun son <,alısmalannı ızlemekten ote buvuk bır ınsan olan Abidin Dıno nun \anında olmaktı Ressamlar tnatrvcular doktoılar dıplomatlar oğrenc ıler aruştmnaı ılar gazetectler tele- \ız\oncıdar Abıdın Dıno nun etrafında\dılaı Konusıı "Yiızler" olan bu sergının açılısına gûlumse\en banş dolu vıızler hahmdı Belh tum bu ınsanlar \e orada ol- ma\an bınlerce kısı çerçevelerın arasmdakı Abıdın Dı- no nun dostluk dumasında modellık \apnordu Belkı de onun dostluk dumasma kendı guzel modelleı ını oluşturuwrlardı KEREM SALTUK Polonyalı yönetmen Szajna Türkiye'de Kültür Servisi - Şehır Ttyatrola- n bugunlerde, Polonyalı ressam, oyun >azarı ve yönetmen Josef Szajna'yı konuk edıyor Beklan Algan'ın Goethe'nın "Fausfun- dan yola çıkarak hazırladıgı "Fa- ust'95" adlı projenın on çalışması ıçın Turkıye'ye gelen Szajna, 13 aralık tanhıne dek Tıyatro Araş- tırma Laboratuvarı nın konugu olacak Sanatçı, Şubat 95'te sergı- lenecek olan "Faust'95"ın yonet- menı Beklan Algan. oyuncuları Ayla Algan ve Erol Keskın ıle bır sure bırlıkte çalışacak 1971 yıhnda "Fausfu sahnele- yen Szajna, bu kez oyunun senog- rafısını (çevre duzenı, gıysı tasa- nmı \e metnın dramarurjısı) ha- zırlayacak Faust'u "romantik de- ğil. doguştan başkaldıran bir kah- raman" olarak tanımlayan Szaj- na. "Dekorun bir dış oğe olmak- tan kurtulup oyunun insansal ya- şamı içinde bir koL bir göz, bir ku- lak, bir ses, bir beyin işlevi kazan- masını istivorum. Ben tiyatroyu işitmekten çok görüyorum" dıvor Bilar'm seminerler dizisi sürüyor Kultür Servisi - Bılar Istan- bul'un duzenledıgı 'Sonbahar Dönemı' semınerler dızısı 31 ocak 1995 tanhıne kadar devam edıyor Bu çerçevede yarın saat 18 30'da Semra Somersan dort hafta surecek yenı bır semınere başlayacak "Etnik Gruplar, Azınlıklar ve Turkiye" konulu se- mıner dızısınde Somersan, etnıkı- te konusundakı farklı goruşlerı tartışacak ve Turkıye'de yaşayan etnık gruplar ve azınlıklan öz ola- rak ınceleyecek Aynı saatte Cem Kum "Askeri Tarih" semınennde "Ateşi Ateşle Şöndunne: Asker Duşiınurter ve Örgütçüler" konusunu ele alacak Saat 20 00'de ıse Oruç Aru- oba'nın "Uzun Sürmüş Bir Gii- niın Akşamı" ve Aziz Başan'ın "Öznel Bir Arayış: Türk Kiinliği" semınerlen gerçekleştınlecek Cuma gunu saat 19 00'da tartış- malı bır şekılde yurutulen "Özal'dan Boyner'e Yeni Libera- lizm" semıner dızısınde Aziz Ko- nukman ve Mustafa Sönmez "ÖzeUeştirmeden Kıiçülen Devle- te Neo-Liberal Ekonomi Polirika- lan" konusunu ele alacaklar Panayot Abacı'nın verdıgı "Yu- nanca ile Tanışaüm" semınerlen ıse pazartesı ve cuma gunlerı devam edıyor Nazik, hoşsohbet ve zekiAnadolu efendisinin ikiçehresi Prof.Dr.JALEBAYSAL Reşaf Nuri.25 Kasım 1889'da Is- tanbul'da dogmuş. 7 Aralık 1956"da kanser tedavısı ıçın gıttığı Lond- ra'da olmuştur Mezan Istanbul'da, Karacaahmet'tedır Çocukluk ve ılk gençlık >ıllannı. asken doktor olan babasının vanında. Anadolu kasa- balannda geçırdı Ilk ve orta oğre- nımının bır kısmını Çanakkale'de gordukten sonra tzmır Frerler Mek- tebı'nde okudu 1912'de Istanbul Darulfünunu'nun Edebıyat Bolu- mü'nden mezun oldu Eserier eşi tarafindan yeniden basıldı 1913'te Bursa Sultanısı'nde Fran- sızca oğretmenı olarak hayata atıl- mış, ogretmenlık hayatına çeşıtlı okullarda devam etmıştır 1931 'de Mıllı Eğıtım mufettışı olmuş, 1939- 1943 yılları arasında Çanakkale mılletvekıllığınde bulunmuş 1954'te Pans kultur ataşelıgıne getı- nlmış, sonra da emeklı olmuştur Yazı hayatına, "Eski Ahbap" adlı uzun hıkâyesını yayımlayarak 1917'debaşladı 1918 yılı ıçınde tı- yatro eleştınlen ve araştırma yazı- lan yayımladı. bunlann yanında ba- zı dergılerde hıkâyelerı de çıktı 1922'de Çalıkuşu romanının Vakıt gazetesınde tefnkası ıle unu genış bır çevreye yayıldı Yazar •Reşat Nuri'nin bütün eserlerinde dekor olarak taşra kasaba ve şehirleri, çevre, tip, çeşitli sorunlan ve görüşleri ıle Anadolu atmosferi görülür. Güntekin, Meşrutiyet döneminin, cumhunyetin kuruluş yıllannın ve 1956'ya kadar bundan sonrasmın tanıkhğını yaptı. ve öğretmen Reşat Nuri Güntekin Yazdığı. çevırdıgı, kıtap bıçımıne gırmış veya dergı, gazete sayfala- nnda. tıyatro repertuvarlannda kal- mış eserlennın toplamı 100'u bul- maktadır Çevınlen arasında Emile Zola'dan "Hakikat" ve bır Fransız yazardan "Hazreti Muhaınmed'in Hayatı" vardır Eserlennın tam lıs- tesı Türkan Po>raz ve Muazzez Alpbek'ın ortak ya>ınları "Reşat Nuri Güntekin, Ankara, 1957"de görulebılır Eserlennın tamamına yakın bolumu. olumunden sonra eşı tarafindan venıden bastınldı Behçet Necatigil, "Reşat Nuri'nin butun eserlerinde dekor olarak taş- ra kasaba \e şehirleri, çevre, tip, çe- şitti sorunlan ve görüşleri ile Anado- lu atmosferi görülür" dıyor (Behçet Necatigil. Edebıyatımızda tsımler Sozluğu Eklerle 14 basım Istan- bul, Varhk Yaymlan, 1991) Reşat Nuri Güntekin, ınsanları, çevre koşullan ve sorunlan ıle Ikın- cı Meşrutiyet donemının, cumhun- yetin kuruluş yıllannın ve 1956'va kadar bundan sonrasmın da tanıklı- gını yaptı Roman ve hıkâyelerınde hem duygusal hem toplumsal bır bakış sergıledı Dogal ve canlı, sağlam Turkçesı, duygusal tavrı, aydınlar yanında az okumuşlarca da çok çe- kıcı bulunmasını sağlamış çok ge- nış bır okuyucu çevresı bulmuştur •Reşat Nun Güntekin, 1913'te Bursa Sultanisi'nde Fransızca oğretmenı olarak hayata atılmış, öğretmenlik hayatına çeşitli okullarda devam etmıştir. 1931 'de Millı Eğıtim müfettişi olmuş, 1939-1943 yıllan arasında Çanakkale milletvekilliğinde bulunmuş. 1954'te Paris kültür ataşelıgıne getınlmiş, sonra da emekli olmuştur. Safdenınca bır ıdealızm ve roman- tızm omeğı veren okul pıyeslen dı- şında, dıkkatlı gozlemcılığı, zekâsı. espnsı, ınsan anla>ışı ve ınsancıllı- ğı, yargılama gucu ve hoşgorur gu- lumseyışı ıle Turkıve'nın Çeho- vu'dur dıyebılınz Reşat Nun'nın yazarlığından bır ornek vermek ıçın, "Yeşil Gece"yı seçtım Karayobazlığın, softalığın, hurafecılığın. dındarlık perdesı altı- na gızlenen yalancılıgın ve duzen- Reşat Nuri Güntekin bazlığın, bunlann yanında da halıs ve temız Muslumanlığin ne olduğu- nu Turkiye koşullan ıçınde somut olarak gorebılmek ıçın başvurulabı- lecek en ıvı kıtap, "Yeşil Gece"dır (Reşat Nun Güntekin Yeşil Gece tkıncı basılış Istanbul Inkılap ve Aka Kıtabevlen. 1963) "YeşU Gece", Şahın adlı bır ko>lu çocuğunun havat hıkâ>esını anlatır Babası olen. memleketınde yoksul bır ıhtıyar anasından başka kımsesı kalmayan Şahın, anasını beslemek ıçın bırkaç ay çobanlık eder, fakat o vakte kadar devam ettığı medrese- dekı hocalan çocukta bu>uk ıstıdat gordüklennden zıvan olmasını ıste- mezler Jstanbul'da bır medresede oğrenı- mını surdurmesıne yardımcı olurlar "Kendi haline bırakılsavdı hayatin- dan memnun bir çiftçi veya çoban; buyuk vakalar ve meseleler karşısın- da birçok ilim ve idare adamlann- dan daha sağlam hukumler verdiği- ni görup şaşrığımız halk adamlann- dan biri olurdu." (s 15) Zihnindeki korkunç sualler Zekı. akıllı. duşunen ınsan olarak Şahın, Istanbul'dakı medresede, ho- caları, muderrıslen. softaları, sınıf arkadaşlannı, onlann dar ve karan- lık ıç dunyalannı tanıdıktan sonra yavaş kavaş kuşkulara kapılır, zıh- nınde korkunç sualler uvanır "En eski tarihlerden beri din, da- ima zulme ve fesada alet olmuştur. Asırlardan beri veşil ordunun geçti- ği verierde ebedi bir yeşil gece hu- kum surmuştür... Bir kanun ki ebe- diyyen fena tatbik edilir. cins cins su- iistimallere, zulumlere âlet ve vesile olur, o kanunun doğruluğundan ve kanun koyucunun yuksek kudretin- den şüphe etmek caiz olmaz mı?" (s 26-27) Bıraz daha ılenye gıder. "Demck ebedî hayat muhakkak değildi. Bu dünvada sevilip kaybedi- len, istenip ele geçirilemeyen şeylere başka dunvada kâvuşmak umidi de zavıftı. fnsan, bin mihnet içinde ka- padığı gozlerini belki başka âleme açmayacak ve daundan duşmuş bir kuru yaprak gjbi toprakta çuruyııp gidecektL" (s 27-28) Kahramanımız Şahın. bunalım- dan kurrulmak ıçın hocalanna, on- lardan daha buyuk mudemslere, en sonunda "Nizâ-ı İlm u Din"vazanna (Ahmet Mıthat Efendı nın Draper çevırısı anılıyor) kadar her tarafa başvurur Reşat Nuri'nin. adını an- madan tanımlamasını verdığı Ah- met Mithat Efendi şoyle der "Derdini anlamadım sanma MoJ- la. itikat inkılâbı inkılâpların en buhranlısıdır. Hemen Allah muinin otsun." (s 31) Sonunda Şahın Efendı şoyle du- şunur "Akıllara, vicdanlara, şimdiye ka- dar hep bu medreseden yetişenler rehberlik ediyorlardı. Bu adamlar memlekete karanlıktan gayn ne go- turebilirlerdi ki?" (s 34) Ve şu nok- taya ulaşır "V ıllar geçtikçe bu; kimse ile da- vası olmavan. her şeyi hoşgoren. şen, şakacı, munis softada bir ikinci çeh- re gorundu: Muallimliğe yeni bir din gibi inanan. onun mukaddes aş- kına için için yanan, ateşli bir havari çehresi." (s 38) "Hayatlanmızın akıberi meşkûk». Olduğümuz dakika karanlık bir uçunıma vuvarla- nıp gidecegiz... Bi- naenalevh. hem- cinsimize hizmet etmek istiyorsak onlara bu kısa ha- yatı insanca bir tatlılıkla geçirtme- nin çaresini bulmalıyız... Okuma- yan. anlamayan insanlann mesut ol- malarına nasıl imkân verilir?" (s39) "En iyisi şu ki çocuklara yalnız müspet bilgileri oğretmekle iktifa et- meli. Bu nevi bilgileri iyi hazmetme- nin neticesi olarak insanda doğacak kanaat hiç şuphesiz kanaatlann en iyisidir." (s39) Boylece Şahın Efendı medreseyı bırakıp Darulmuallımı'ne gırer "İlkmektep" hocası olur Bır Ana- dolu kasabasında kendısının ve bu kasabanın acıklı kadennı yaşar "Yeşil Gece" bıze Reşat Nuri Güntekin ktşılığınm ana damarla- nndan bınnı de açıklamaktadır Oğ- retmenlık1 Bu damar, bır oğrencıyı anlatı- mında en açık, en keskın bır bıçım- de kendını bellı edıyor "Namık ismindeki bu çocuk, ateş gibi bir şeydi... Her şeyi anlamak is- ter, içindeki yaşamak zevki taze bir kay nak gibi sebepsiz sevinçler. kah- kahalar, yaramazlıklarla durmadan akıp taşardı." (s 75) Reşat Nuri ye bu kıbar. nazık, sevımlı, hoşsohbet. akıllı ve zekı Anadolu efendısıne, bu değerlı oğ- retmene, ulkemız adına. san- dığımızdan çok daha fazla şey borç- luvuz Abidin Dino anıkyor H Kültür Servisi - Abıdın Dıno olum yıldonümünde Galen Nev -* tarafindan hazırlanan bır dızı etkınhkle anılıyor Bugun IstanbuL Galen Nev'de açılacak sergıde J sanatçının "Bu Dunya", "Yalınlar","Çıçekleme","Alakar ga" ve "Bıçımden Öte" ' | dızılennden seçılmış önıekler yer 4 alacak Aynca yıne bugun Maçka * Mıllı Reasurans konferans ''' salonunda saat 15 OO'te, Canan Gerede'nın çektıgı Abıdın Dıno ' belgeselı gostenlecek, fılmden '' sonra da Yaşar Kemal, Zeynep Oral ve Coşkun Aral'ın katıldığı "* bır konferans yapılacak Yıne '' Mıllı Reasurans'ta Bennu *•' Gerede'nın, Abıdın Dıno ' fotoğraflan sergısı de ay sonuna ' kadar ızlenebılecek Ankara ' Galen Nev 'de ıse bugun ' sanatçının "Işkence Desenlen" sergısı açılacak PBVden Türk Dil Kupumu'na kınama • Kültür Servisi - PEN Yazarlar Dernegı Başkanı Şukran Kurdakul, Turk Dıl Kunımu'nun kımı yayınlannın cıddıyetten ve sorumluluktan uzak, yanlı, bılımsel ve dıl yanlışlanyla dolu olduğunu one surerek, kurumun uye ve yonetıcılennı kınadı Kurdakul, yaptığı yazılı açıklamada, 12 Eylul'den sonra "Devlet daıresı olarak" yeniden kurulan TDK'nın amacının, ılgılı yasanın 36 maddesıne göre, "Turk dılının oz guzellığını meydana çıkarmak, onu yeryuzü , dıllen arasında degenne yaraşır yukseklıge enştırmek" olduğunu belırterek, şoyle dedı "Ne yazık kı, TDK bu amaca ters duşen yayınlar yapagelmıştır Bunun başlıca orneklen ımla kılavuzu, ', Turkçe sozluk ve şu sıralarda ' yayımlanan Okul Sozluğu'dur Basında, bu yayınlan konu alan ' uzmanlar tarafindan yazılmış ' yazılara, uyanlara, eleştınlere sık '' sık rastlanmaktadır Yazım f yanlışlan, bılgı yanlışlan, tanım yanlışlan, kokenbılımsel yanlışlar' ve eksıklıkler, orneklenyle ortaya konmaktadır TDK uye ve yonetıcılennın, Turk dılının ' gelışme çızgısını genye doğru yonlendırmeye. Turk dılı oğretımını çıkmaza sokmaya, , Turk okurunu Turk yazanndan 1 uzaklaştırmaya yonelık bır tavır ıçınde olduklan anlaşılmaktadır ^ TDK uye ve yonetıcılennı v kınıyor bu konuda ılgılı kurum ve kışılenn dıkkatını çekı du\u>oruz" ;Toun'un tablosuna 2.6 milyon dolar • MANOCO (AA) - Unlu ressam" Georges De la Tour'un "Saınt- Jean-Baptıste dans le desert" (Çoldekı Aziz Jean-Baptıste) adlı tablosu, 2 6 mılyon dolara r (yaklaşık99mılyarlıra) satıldı. j 18 yuzyıldan kalan yağlıboya tablo, Monaco Krallığı'nın kışlık spor merkezındekı Sotheby's tarafindan gerçekleştınlen açık- arttırmada satıldı Sotheby's'ın Fransa'dakı sorumlusu Prenses Beauvau Crauon. yaptığı < açıklamada. tablonun açık- arttırmada 5 mılyon frank (yaklaşık 34 mılyar lıra) ' uzennden satışına başlandığinı, bu rakamın sonuçta 2 6 mılyon dolara ulaşmasından buyuk memnunıyet duyduklannı soyledı Resım uzmanlan da tablonun çok ıyı durumda bulundugunu ve hıçbır restorasyona gerek duyulmadıgını belırttıler Amerikalılapın Beatles özlemi , • LONDRA (AA) - The Beatles'ın oncekı gun 1 yalnızca Londra'da satışa " çıkanlan albumu ıçın uluslararası trafık başladı Londra'dakı buyuk muzık magazalannda satılan albumü almak ıçın ABD'den çok sayıda t Beatles hayranının Londra'ya geldıgı bıldınldı Pop muzıgın en buyuk topluluklanndan The Beatles'm, dağılışından 24 yıl sonra çıkan albümu, toplam 130 dakıkalık ıkı CD'den oluşuyor Beatles'ın BBC radyosu studyolannda yaptığı ve aralannda hıç duyulmamış kayıtlann da yer aldığı derlemede 56 şarkı var "Lıve at the BBC" adlı albumde klasık Beatles çalışmalan yanında 1950'lenn Chuck Berry ve Lıttle Rıchard gıbı unlulennın populer parçalan da yer alıyor Besteci Troncin, • AIDS kurbanı • BESANÇON(AA)- " Fransız besteci Domınıque ^ Troncın, 33 yaşında AIDS hastalığına yenık duşru ! Fransa'nın doğusundakı n Besançon Bolge Muzık •? Konservatuvan, '• Troncın'ın geçen hafta ' Besançon Hastanesı'nde ' olduğunu açıkladı Domınıque ı Troncın, 1989 yıhnda Pans Konservatuvan'nın beste ve analız odulunu ılk kez alan besteci' olarak tanınıyor Troncın'ın 15 dolayındakı eserlennın bır kısrru \ Washıngton, Berlın ve •' Stockholm'de de yorumlandı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle