Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ARALIK 1994 CARSAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Zorunlu
tsssrnınsp
•ANKARA(ANKA)-
Zorunlu tasarruflann 1995
yılı nema ödemelerinin şubat
ayından itibaren yapılmasına
ilişkin karar, Yüksek
Planlama Kurulu'na sunuldu.
Yüksek Planlama Kurulu'nun
önümüzdeki günlerde
imzalaması gereken karar
uyannca, en az 24 ay süreyle
tasarrufta bulunmuş olan
çahşanlara, hesaplannda
biriken tasarruf kesintileri ile
işveren katkı paylannın 1994
sonuna kadar getirdiği
nemanın üçte biri ödenecek.
Ancak hesaplanacak bu üçte
bir oranından önceki yıllarda
yapılan ödemeler düşülecek.
Vergi mükellefine
bUdirim zonunluluğu
• ANKARA(ANKA)-
Stopaj gelir vergisi ile katma
değer vergisi mükelleflerine
yıllık bildirim zorunluluğu
getirildi. Yıllık bildirimlerde
bir takvim yılında verilen
muhtasar beyanname ile
katma değer vergisi
beyannamelerinin ilgili
sütunlannda yer alan tutarlan
yıllık toplamlan göstenlecek.
Deterjana
standart geldi
• ANKARA(ANKA)-
Kamu kurumlanna alınacak
çamaşır ve bulaşık
detarjanlanna standart
getirildi. Resmi Gazete'deyer
alan karara göre, deterjanlann
fiziksel ve kimyasal
özellikleri, ambalaj ve
depolama koşullan
belirlenirken, bunlara uygun
olmayan deterjanlann kabul
edilmeyeceği bildirildi.
Erek: Türkiye GB
kapısından girmeli
• İSTANBUL (AA) - Devlet
Bakanı Alı Şevki Erek,
Türkiye'nin kendi sanayisini
dünyaya uyarlaması için
gümrük birliğı kapısından
girmesi gerektiğini söyledi.
Erek, Marmara Grubu
Stratejik ve Sosyal
Araştırmalar Vakfı tarafından
düzenlenen "1995 yılında
girerken Avrupa Birliği ve
Türkiye" konulu toplantıda
yaptığı konuşmada, gümrük
birliğinin AB'ye giden tam
üyelik yolunda bir araç
olduğunu belirterek, "1996
yılında Avrupa Birliği üyesi
devletler politik entegrasyona
gidecekler. Türkiye bunun
dışında kalırsa, çok şeyden de
geri kalır" dedi.
Ekonominin patronu Doğan mı, Gönensay mı sorusuna, Aykon Doğan'dan yanıt:
Oıııı ııııdıatap bfle ahnam
NURSUN EREL
ANKARA - Ekonomi yönetiminde ger-
çek patronun kim olduğu sorusuna yanıt
aranırken, kararlan kendisinin aldığını
öne süren Başbakanlık Ekonomi Başmü-
şaviri Prof. Dr. EmreGönensay'ın yakla-
şımını değerlendiren Devlet Bakanı Ay-
kon Doğan, "Srvasi sorumluluğun bulun-
madıgı yerde yetki de oünaz" dedi. "Alı-
nan karariar ya da uygulamalar nedeniv-
le Meclis'e kim hesap verecek? Yüce Di-
van'a kim gidecek" sorulannı gündeme
getiren Doğan. Gönensay'ı "muhatap bi-
le kabul etmediğhü" söylerken, Başbakan
Tansu Çiller'e de "Benimle vasıtayla ım
görüşecek?" diye serzenişte bulundu. Hü-
kümet üyelerini hedef alan açıklamala-
nndan Çiller'in de rahatsızlık duyduğu
bıldirilen Gönensay'ın, gelişmelerin ar-
dından, ekonomi bürokratlanyla yaptığı
"pazartesi toplantüarT için önceki gün
çağn yapmadığına dikkat çekildi. Çiller,
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tara-
fından da kabul edilen ABD Temsilciler
Meclisi lnsan Haklan Komitesi Başkanı
Tom Lantos'a randevu vermeyerek Gö-
nensay'la görüştürdü.
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı
Aykon Doğan. Emre Gönensay'ın "Eko-
nomide kararlan ben alıyorum, Aykon
Doğanzeytinyağıfiyaüanna bakıyor" yo-
lundaki açıklamasının ardından büründü-
ğü sessizlikten sıynldı. Doğan. "aslında
muhatap bile almadığmı" vurguladığı
Gönensay'a, Eflatun'un, "Bilmemek ha-
ta yapOnr"sözünü anımsattı.
Aykon Doğan'ın, Cumhuriyet'in soru-
lanna verdiği yanıtlar şöyle:
- Başbakan'ın ekonomi koordinasyo-
nundan sorumlu kıldığı Gönensay "ın açık-
lamalannı nasıl değeriendirdiniz?
- Farklı konumlardayız. Beni millet seç-
miştir. Başbakan da görev vermiştir.
AYKON DOĞAN'DAN
• Başbakan benimle
vasıtayla mı
görüşecek
•Yetkilerini bir
memura
kullandıracaksa
kendisi bilir
• Ben de memuriyet
yaptım, ama böyle
hata yapmadım.
•Farklı konumlarda
iki insanız, beni
millet seçmiştir.
•Onu muhatap
almam, sorumluluğu
da yetkisi de yok
- Ama Gönensay sorumluluğunuzu sa-
dece ze>timağı fhatları ile sınırlamış?
- Eflatun'un bir sözü \ardır, "Bilme-
mek hata yaptınr." Onu hatırlatmak la-
zım. Devlet ışlerinde sorumluluk kime
ait? Yüce Divan'a kim gıdiyor? Devlet
ışleri üzerinde görüş serdetmeden önce,
Türkiye'de hukuku bılmek lazımdır. Şim-
di bizim konumuz, seçilmiş kişiler. Efla-
tun'un sözüdür bu. "Bilmemek hata yap-
tonr." Ben kendi konumumu iyi değerlen-
dirirsem hata yapmam ve onu da (Gönen-
say) muhatap saymam. Ben memur mu-
yum? Üstelik ben memuriyet de yaptım,
ama hiçbir zaman böyle hata yapmadım.
- Ama Gönensay başkanlığında pazar-
tesi ve perşembe günleri toplanan bürok-
ratiarta karariar ahnıyor? Hatta bunlar si-
ze de nazik bir dille tebliğ edilivormuş?
- Oralarda hiçbir karar alınmamıştır,
hıçbirtebligatdayapılmamıştır. Devletin
memurları var, bunlar tayinle gelir ve so-
rumluluklan da yoktur. Bana neyi tebliğ
edecekler? Sonuçta önüme yazılı bir me-
tin gelır, benim bunu kabul edip etme-
mem bana ait bir sorundur.
- Hazine'deki atamalara siz im/a atma-
dınız. Hatta yeni isimlerin size sorulmadı-
ğı da söyleniyor?
- Kanunu yeni çıkmıştır, Hazine ve Dış
Ticaretaynlmıştır. Henüzdelegasyon ya-
pılmadı, dolayısıyla bu aşamada atama
ıkılı kararname ile oluyor.
- Emre Bey, Başbakan Çiller'in kendi-
sini tam yetkili kıldığını söylüyor?
- Zannetmem. Başbakan benimle vası-
ta ile mi konuşacak? Orada da Eflatun'un
sözü geçerli. Bilgi eksıkliğidır hata yap-
tıran Ben bu kadar rahatım. Devlet siya-
si bırorgandır. Siyası mesuliyetler vardır
- Başbakan'ın tercihisizdeğilde Gönen-
say gibi görünüyor mu?
- Sorumluluk olmayan yerde yetki de
yoktur.
M\—
HULYA GENÇ
Cumtıuriyot GSazetesi
Türkocağı Cad. 39/41
Cağaloğlu/ISTANBUL
TEL: 512 O5 O5
FAX 514 Or 51
Eski çikolataya yeni fiyat
Profilo, makineyi
değiştirdi
1
989'da aldıöımız Profilo marka bulaşık
makinemız birkaç ay önce kapağından
su akıtmaya başladı. Emek
Mahallesi'ndeki Profilo servisine başvurduk.
Evde ve serviste sorunu gidermeye
çalıştılar, ancak giderilemedi. Bunun üzerine
Profilo Bölge Müdüriüğü konuyla ilgilendi.
1989 model makinemizi yenisi ile
değiştirdiler. Profılo'nun örnek davranışı için
tüm ilgililere teşekkür ederim.
Erdal Günel/ANKARA
Y
eğenimi ziyarete giderken ona bir
çikolata götürmek istedim. Akdeniz
Market'te çeşîtli çikolataların içinden ilk
tercihim olan Nestle'yi aldım. Paketin
üzerindeki etiket fiyatı ile benden istenilen
rakam birbirini tutmuyordu. Bir tüketici
olarak bu duruma karşı çıktığımda,
Adana'daki dağıtım firmasının ürünü
kendilerine pahalı verdiğini, buna göre
kendilerinin bu fiyatı belirlediklerini
söylediler. Nestle'nin bu olaya sahip
çıkacağını hem kendini, hem de tüketicisini
koruyacağına inanıyorum.
Asuman Tapanyiğit/İSTANBUL
•
I
stanbullu iki okurumuzun
şikâyeti de, ürünlerin üzerinde
bulunan etiket fiyatlarıyla satış
fiyatlannın birbinni tutmaması. •
Üretici firmalann son yıllarda
geliştirdiği, tüketim mallannın
üzerine fiyat etiketi koyma
uygulaması, tüketicinin işini
kolaylaştırdı. Satın aldığı malın
gerçek değerini görerek alışveriş
eden tüketicinin aldanma riski
böylece azalmış oldu.
Asuman Hanım'ın şikâyetini
üretici firmaya ilettığimizde,
yetkililer söz konusu tarihte
Nestle'nin bütün ürünlerine zam
yapıldığını ve söz konusu ürünün gerçek fiyatının 20
bin liradan 25 bin liraya çıkanldığını belirttiler. 5
A
ylık otomobil dergisi "Car&MarTi,
kaçırmamaya çalışıyorum. Ancak, uzunca bir
gezide bulunduğum eytül ayında, bu sayıyı
edinememiştim. Ekimde Türkiye'ye dönünce,
derginin dağıtım yerine gittim ve eski sayıyı
istedim. Ekimden itibaren zam geldiğini, bu
nedenle 150 bin lira ödemem gerektiğini söylediler.
Oysa derginin üzerinde yüz bin lira yazıyordu. Itiraz
ettim, "Istemiyorsanız almayın" dediler. Ben de
arşivimi bozmamak için almak zorunda kaldım.
Şimdi bu arkadaşlannki haksız kazanç değil mi? Bu
tip anlayışlan, gazeteniz aracılığıyla protesto
ediyorum.
Cem Kekeç /istanbul
Nisan Kararlan sonrasında
Nestle'nin ürün fiyatlannı yeniden
belirlediklerini hatıriatan yetkililer,
ambalajlann üzerinde ikinci bir
etiket bulunmasını bu şekilde
açıkladılar. Asuman Hanım'a
satılan çikolatanın gerçek
değerinin 25 bin lira olduğunu
belirttiler. Cem Bey'in durumu ise
biraz farklı. Dergi ve gazete gibi
süreli yayınlara zam gelmesi
halinde, eski sayılann satışlan
yeni fiyatlar üzerinden yapılır.
Dergi ve gazetelerin üzerinde
bulunan eski fiyatlar dikkate
alınmaz. Car&Man dergisinin
yaptığı, haksız kazanç sağlamak değil, piyasada
süregelen bir uygulamayı devam ettirmektir.B
Hükümet, gümrük
birliğîne
hazırlanınıyor
• Hükümetin, gümrük birliği için yeterince
çalışma yapmadığını belirten tekstil, hazır giyim
ve konfeksıyon sektörü ternsilcileri, önümüzdeki
dönemde mevzuat uyumu ile birlikte insan haklan
ve demokrasi uyumu da istediler.
HalitNarin
OkanOğuz
Ekonomi Servisi -
Tekstil, hazır giyim
ve konfeksiyon sek-
törü temsilcileri, An-
kara'nın, Avrupa
Birliği ile yapılacak
ortaklık konseyi top-
lantısı öncesinde ge-
reken hazırlıklan
yapmadığını ileri
sürdü.
Dün düzenlenen
basın toplantısında.
Türkiye Tekstil Sa-
nayii Işverenler Sen-
dikası Başkanı Halh
Narin, bürokratlany-
la mevzuatıyla güm-
rük birliğine doğru
yol alacak ciddi ve
kalıcı bir yapılanma-
ya gerek duyulduğu-
nu belirterek "Deği-
şen bürokratlarla
Briiksel'i anlamak
mümkün değil. Radi-
kaJ tedbirlere ihriyaç
var" dedi.
Çiller'in sözlerin-
deki kararlılığı haya-
ta geçirmesi gerekti-
ğini söyleyen Narin,
şöyle konuştu: "Tek
kozumuz Çiller. Çil-
ler, kararlılığını tatbi-
kata dökmezse güm-
rük birliği tartışma-
lannın hiçbir anlamı
kalmaz."
Narin, devletin yiyici değil,
üretici sektörlerle yakınlaşması
gerektiğini belirtti.
Türkiye Giyim Sanayicileri
Derneği Başkanı Nur G«r de
Türkiye'nin kendi insanı için re-
formlara girmesi gerektiğini be-
lirterek, Dış Ticaret Müsteşarlı-
ğı'nın altı aydır çalışmadığını
kaydetti.
Ger, " Mevzuat uyum yasala-
nndan yalnızca biri çıktı. Patent
Yasası, 10 yühk geçiş süresiyle ge-
nel kurula indL Çağımızda 10 yü,
Nur Ger
artikbir asırdır" de-
di.
Tekstil ve konfek-
siyon sektörünün,
özelleştirmeyle or-
taya çıkacak istih-
dam sorununun
panzehiri olarak ta-
nımlayan Ihracatçı-
lar Birliği Başkanı
OkanOğuz ise mar- • J
ta kadar olan üç ay-
lık sürenin çok iyi
değerlendirilmesi
gerektiğine işaret et-
ti. Beş devlet bakan-
lığını, beş günden
kısa sürede geçiren
hükümetin, niye
AB'yle ilişkilerden
sorumlu bir bakan-
lık kurmakta gecik-
tiğini "soran"Oğuz.
"İki ayda bir deği-
şen müsteşaıiaria
bu iş yürürülmez"
dedi. Öğuz. konuş-
masını şöyle sürdür-
dü: "Bu üç aylık sü-
rede, mevzuat uyu-
munun yanı sıra, in-
san haklan ve de-
mokraside uyum ça-
hşmalan yapdmalı-
dır."
tstanbul Tekstil
ve Hammade lhra-
catçılan Birliği Baş-
kanı Ertekin Asha-
boğlu, Çiller'in aylaröncesinden
AB'deki üst düzey yetkililerle di-
yaloğa geçmiş olması gerektiği-
ni söyleyerek, "19aralıkbadire-
sini ucuz aüatnk'" diye konuştu.
ATİAD (Avrupa-Türk Işa-
damlan ve Sanayicileri Demeği)
Başkanı Kemal Şahin de yaptığı
konuşmada, başta Almanya ol-
mak üzere bütün Avrupa'da iki
aydır yoğun girişimler sürdür-
düklerini belirterek öneümüzde-
ki dönemde Fransa'ya ağırlık
vereceklerini kaydetti.
DİKKAT, SİGORTANIZ YANABİLİR!
SİGORTACILIKTA
Y E N İ DÜZE
S/gortocı/ık mevzuoü degişti.
Sağlıklı ve güvenli bir sigortaalık ortamı amaçlayan
yeni mevzuat, sigorta şirketlerine, acentelerine ve
sigortalılara yeni yükümlülükler getiriyor.
SİGORTA PRİMİNİZİ
ZAMANINDA ÖDEYİN,
Çünkü artık, Sigorta Şirketinin
hasar ödeme sorumluluğu,
sigorta priminin veya ilk taksitinin
peşin ve nakden ödenmesiyle başlıyor.
SİGORTA PRİMİNİZİ
DOĞRU KİŞİYE ÖDEYİN.
Çünkü artık, tahsilata yetkili olmayan
kişi ve kuruluşlara ödenen primler,
Sigorta Şîrketinin yükümlülüklerini başlatmıyor
ve hasannız ödenmiyor.
(Bu uygulama 1. 1. 1995'ten itibaren geçerlidir.)
Krtnr Jfvn 1 lastnK fıttdcn MflMn n bpra j«t«)rn*)n JÜUnm
lUm IHrlaut Uak. Ita // IMlc llhk Lcl U w > W* «'» «'"«" W (1111 l'S H M 'Mt (111) lli It SS
TÜRKİYE SİGORTA VE REASÜRANS ŞİRKETLERİ BİRLİĞİ
Tufttıye Sigorta ve Reasurans
Şırttetlen Ekiigı uikem(zde sıgortacltk
ve reasurans konusunda faalryet
gösteren bütun ştffcetlem yasa ge*^gı
ûye olckıkJan meslek kuruluşudur
Adnatıa Sıgoru • İĞf Gvam Stpm • AGF Ganoo Hayzt * Aksıpru * Ammc» Home S^oro - Intnan \Jt - Aufaiu fiprta • to*k Hajru
Sigorta • ksu&a ' ftapk Sigorta * Bırj Sigorta •ftıymdvb&m ' tynKİır Hayat * krkk Stgom * Ggna-U Spns - tmmeıai I M M
BENCE
IZZETTIN ONDER
'Piyasa'dan 'Demokrasrye
"Piyasa" sözcüğü, salt bir tanım olmanın ötesinde, öz-
gürlük, serbest girişimcilik, demokrasi vb. birtakım kav-
ramları da beraberinde çağrıştırır. Hele bir de piyasa söz-
cüğünüri başına "serbest" sıfatı eklenip "serbest piyasa"
kavramı kullanıldığında hiçbir şekilde karşı çıkılamaya-
cak sihirli bir anahtarı ele geçirmiş oluruz. Böylece, ser-
best piyasa, liberalizm, özgürlük vb. gibi kulağa hoş ge-
len kavramlan arkaya arkaya dizebiliriz. Hatta karşımız-
dakinin kafasında istediğimiz imajı yaratabilmek için, tüm
bu kavramlan peşi sıra döktürmemize de gerek yoktur. Sa-
dece "piyasa" kavramını kullandığımızda, çoğu zihinler-
de istenen imaj yaratıhr. işte sadece Türkiye değil, tüm ka-
pitalist âlem, böyle gizemli bir ortamın hoş sarhoşluğunu
yaşıyor.
Ozelleştirme kavramı da aynı bağlamda kamuoyuna
pazarianmaktadır. Mülkiyet, kamu kesiminden özel kesi-
me geçince, kârlılığın artaçağı çığlıklan tüm insanlann bi-
lincini tutmuş gözüküyor. Ozelleştirme gerçekleştirilince,
kârlılığın artaçağı, böylece ekonomiye ciddi katkıda bu-
lunulacağı, hatta enflasyonun denetleneceği ileri sürül-
mektedir. Bu sarhoşluk yaşanırken, verimlilik nedir, kâr ne-
dir, bunların hangisi anlamlıdır? Kimse bunlan sorgulamaz.
Ekonomik kaynakların etkin kullanılması, bir yandan
mülkiyet kavramı ve ilişkılerinin hiçbir boşluk bırakılma-
yacak biçımde tanımlanması, dığer yandan da ekonomi-
de müthiş bir faktör akışkanhğının bulunması koşuluna
bağlı bulunmaktadır. Bunun anlamı, ekonomide tam re-
kabetin olmasıdır. Zira, ancak tam rekabet ortamında,
hem mülkiyet sınırlarının tanımı yapılmış hem de faktör
akışkanlığı gerçekleştirilmiş olur. Ahlaklı kapitalizm bunu
öngörür, ama herkesten ahlak beklemek, aşın saflık olur,
hele de kaynak sorunu bu kadar ciddi olunca!
Türkiye'de rekabetçi bir ortam yoktur. Bu durumda pi-
yasa sözcüğü, tekelciliği ifade etmektedir. Tekel de ken-
di başına bir piyasa türüdür. Ne var ki, bu piyasada bir-
çok alanda kısıt vardır. Bu kısıt, milli servetin kullanımına
karar verenlerden tüketim, tasarruf ve teknoloji seçimine
kadar her alana yayılır. Çünkü, karşılıklı mülkiyet alanlan,
tekelci piyasada iyi tanımlanmamıştır. Bu nedenle tekel
sahibi; çevreyi kullanır, topluma fiyat dikte eder, emek pi-
yasasına hakim olur, hatta devlete hakim olur. Kısacası,
tekellerin oluştuğu, güçlü holdinglerin bulunduğu ekono-
miler, tek yanlı hakim mülkiyet ilişki ve gücünü yansıtır. Bu-
na da teknık niteliği itibanyla, piyasa adı verilir. Ancak bu
piyasa, liberalizme açık olduğu halde, demokrasiye ka-
palıdır.
Demokrasi kavramını kimsenin bir aldatmaca olarak
kullanma hakkı olamaz. Demokrasi sözcüğünü ağzına
alanlar, bunun ıçinı doldurmak zorundadır. KİT'lerin insan
ambarı olmasından, Güneydoğu'da yaşanan savaşa ka-
dar tüm olgular, görüntüsel olarak demokrasi sorunu ola-
rak topluma yansıtılmaktadır. Ancak tüm bu sorunlar,
özünde ekonomıktir ve kaynak paylaşımı sorunudur. Yi-
netüm bu sorunlar, kaynak paylaşımı açısından mülkiyet
ilişkılerinin demokratik olarak belırlenmediğini yansıtmak-
tadır. Parlamentodakı temsıl görüntüsü dahi, sıyasal ka-
rarlara katılımda mülkiyet sınıriarının yanlış belirlendiğini
açıkça göstermektedir.
O halde konu, bir kimlik sorunu ya da kültür sorunu ol-
maktan öte ve hatta ondan da önce, ekonomiktir. Demok-
rasiyi ağzına alan herkesin, önce kaynak paylaşımından
söz etmesı gerekir. Kaynak paylaşımını ileri sürmeden, de-
mokrasi havariliğine soyunmak, cehalet değil ise aldat-
macadır!
Böyle bir aldatmacayı çözecek tek faktör, halktn bilin-
cidir.
Yeni yılın ve tüm yıllann bilinçli davranan insanlığa, al-
datıcı olmayan gerçek anlamda mutluluk getirmesini di-
lerim.
Demokratiklesme sart'
Tigrel Avrupa
Birliği içinumutsuz
•Gümrük Birliği tartışmalan dün İktisadi Kalkınma
Vakft'nın düzenlediği bir toplantıda yeniden ele alındı.
Toplantıda konuşmacı olarak hazır bulunan Ali Tigrel,
AB ile teknik metinle ilgili üzerinde anlaşmaya
vanlmamış maddeleri sıraladı.
Ekonomi Servisi- Gümrük
Birliği ile ilgili ılışkilerin siyası
nitelik kazandığını belirten Baş-
bakanlık AB Koordinatörü Bü-
yükelçı Ali Tigrel Yunanistan
konusunda da umutsuz. 7 Mart'a
kadar, Yunanistan' ın tavnnın de-
ğişmesini beklemediğini dile ge-
tiren Tigrel. "ancak Türkiye
demokratiklesme alt\apısını
hazırlarsa.bu olay engel teşkil
etmez" dedi.
Sonu gelmeyen Gümrük Bir-
liği tartışmalan dün İktisadi Kal-
kınma Vakfı"nın düzenlediği bir
toplantıda yeniden ele alındı.
Toplantıda konuşmacı olarak ha-
zır bulunan Alı Tigrel, AB ile
teknik metinle ilgili üzerinde an-
laşmaya varıimamış maddeleri
sıraladı.
Tigrel öncelikle mali yardım
konusunda ortak bir zeminde bu-
luşulamadığına dikkat çekerek
şunlan söyledi:
"Türkiye'nin hizmetlerin
serbest dolaşımı ve verleşim
hakkı müzakerelerinin 1995'te
başlatılması talebi konusunda
henüz anlaşmaya varılmadı.
Bu arada fikri ve sinai mülki-
yet hakkı ile AT ve GATT stan-
dartlannın 1 Ocak 1996'da uy-
gulanmaya konulması yolunda
da pürüzler bulunuyor. Türki-
ye'nin Gümrük Birliği'ne ge-
çişten sonra üçüncü ülkelerle
ortak gümrük tarifesi ile ilgili
çekinceleri de devam ediyor."
Öte yandan.Tigrel ortaklık
konseyi toplantısı ile ilgili üç
önemli noktayı da şöyle sıraladı:
-Avrupa Parlemontosu karan-
na karşın prtaklık konseyi tpp-
landı,
- DEP milletvekilleri ile ilgi-
li karann Essen zirvesi öncesi
açıklanması ortaklık konseyinin
ertelenmesine gerekçe oluştur-
duğu gibi dönem başkanı Al-
manya'nın manevra kabilıyetini
de azalttı,
-Avrupa Birliği içinde her za-
man yalnız 'kalan Yunanistan,
Lüxemburg ve Isveç'i yanına
çekmeyi başardı