23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 1994 ÇARŞAMBA 14 KULTUR 1994'TE BALE VE MODBffll DANS N. RANA EVCİM MDTnin İsrail turnesi büyük başanydıGenel olarak, 1994 yılı bale sa- natçılan için uzun yıllar anılacak ve tartışılacak olaylarla dolu. çarpıcı bir yıldı. 5 Nisan Kararlan'yla yenı bir boyut kazarian sıkışık ekonomik durum çerçevesinde, gerek devlet balelerinın, gerekse özel dans toplu- luklannın koşullan her geçen gün daha ağırlaştı. Uluslararası lstanbul Festivali kapsamında düşünülen bü- tün bale gösterileri iptal edilmek zonında kaldı. Dünya çapında sesi- ni duyurmuş bırçok ünlü bale ve modern dans topluluğunun bu festi- val çerçevesinde ülkemizde gösteri- ler sergilemesıyle evrensel sanatla- nn kültürümüzün önemli bir parçası olduğu vurgulanmış oluyordu. Av- rupa'nın sayılı büyük sahnelerinden olan AKM sahnesinin fiziki ve tek- nik boyutlan gösten yapmak üzere misafir gelen sanatçılan şaşırtıyor, "gelişmekte olan iilke" ımajımıza yeni, önemli boyutlar kazandınyordu. 1994 yılında Uluslararası tstanbul Festivali'nin ağır ekonomik kararlara kurban edilmesiy- le kalkınma grafığimizin ciddi sorunlar ya- şadığını bütün dünya sanatçılanna ilan et- miş olduk. Sanatçtiar Wn kez suskunluklanna Yine aynı günlerde, İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ın bir televizyon söyleşisinde "bale belden aşağı hizmet eder" gibi talihsiz bir ıfade kullanmasıyla belleklerden kolay kolay silinmeyecek bir şok yaşandı. Yıllardır, bale ve modern dans sanatına uygun olarak daha çok bedenleri- nin dilini kullanmaya alışkın sanatçılar. iik kez suskunluklanna bir son verme zorunlu- luğunu duydular. Gazeteler ve televizyonlar bu sanat dalında yönetici, sanatçı, öğret- men ve eleştirmen olarak hizmet veren ki- şilerın demeçlenyle doldu taştı. Yıllardır içten içe büyüyen, yayılan kültür kirliliği, artık gözardı edilemeyecek boyutlara gel- miştı. Ekonomik darboğaza yaratıcılığın MDT, uluslararası ihşkilerde dans sanadnın ne kadar birieştirici ve tamöcı rol oynayabüeceğini çarpıcı şeküde kamnadı. Ankara Devlet Balesi 1994 yıhnda' Uyuyan Gûzel'i de sahnekdi. Devlet Balesi için başlangrçta oklukça başardı prodiiksiyon olan 'Don Kişot' balesi sergilendi. gücüyle karşı koyulabilirdi, ama kültürel darboğaza karşı dırenmek için her şeyden önce dayanışma gerekiyordu. Böylece, sa- natlannı kültürel nitelik ve değer açısından savunmak zorunda bırakılan bale ve mo- dern dans sanatçılan çeşitli demokratık ör- gütlere ve özgür tartışma ortamlanna ya- kınlaşma gereğıni duydular. Devlet balele- rinde çalışan sanatçılann büyük bir çoğun- luğu Tiyatro Opera \e Bale Vakfı'na üye oldular. knza kampanyalan, sokaMarda Yıllardır ekonomik politikalara ve siyasi olaylara karşı en tepkisiz, en sessiz toplu- luk olarak bilinen bale ve modern dans sa- natçılan, kamuoyunda giderek daha çok eleştiriye hedef olmaya başladılar ve sessiz kalmanın doğnı bir savunma biçimı olma- dığını öğrendiler. Öncelen kantın sohbetle- rinde ve prova molalarında kısıtlı kalan özeleştirıler ve yakınmalar, giderek toplu hareket kıpırdanmalanna dönüştü. Bütçe toplantılan sırasında çeşitli partilere men- sup bir grup milletvekilinın Kültür Bakan- lığı bütçesınden 44 milyar lira kesilmesini önermesiyle-yılın son şoku da yaşanmış ol- du. Sonuçta, yıl boyunca gelişen ekonomik ve kültürel olaylann etkisiyle Cumhuriyet tarihinde ilk kez, bale sanatçılan Atatürk il- keleri ve evrensel sanat için derneklerde fa- aliyet göstermeye. imza kampanyalarına katılmaya, hatta sokaklarda dans et- meye başladılar. "Opera ve Bale ne- ye yarar, kimlcr seyreder?1 " gibi tar- tışmalara yol açan yaklaşımlara kar- şı, Sanata Evet gibi öz, kavranması kolay bir sloganla açılan savaşa ka- tıldılar. Bütün bu gehşmeler, 1994 yılının bale ve modern dans sanatı için ilerki yıllarda da devam edecek bir aydınlanma ve bilinçlenme süre- cınin başlangıcını belirlemiş oldu Hrinci Aspendos Opera ve Bale Festtvai Yılın bale ve dans sanatı adına önemli girişimi Birinci Aspendos Opera ve Bale FestivaH'ydi. Festiva- le istanbul Devlet Balesi, MDT ve Mersin Devlet Balesi katıldı. Tarihı mekanı değerlendırmek ve bu sanat dallannda çalışan birçok sanatçıyı biraraya getirmek açısından bu or- ganizasyon son derece olumluydu. Sonraki yıllarda Aspendos Opera ve Bale Festivallerinin ülkemizde bu alanda çalışan bütün toplulukları kapsayacak şekilde ve daha iyi duyurularla uluslararası bir olaya dönüşmesinin çok ya- rarlı olacağı kuşkusuz. Son derecs çağdaş, kendtae özgü MP yönettn 1994 yılında dans sanatı adına Kültür Bakanlığı bünyesınde gerçekleştirilen en büyük başan, Modern Dans Topluluğu'nun israil turnesiydı. MDT, Tel-Aviv Suzanne Dellal Sanat Merkezı'nin düzenlediği En- ternasyonal Dans Yanşması'nın Gala gece- sine konuk olarak davet edilmişti. Bu festi- valde, Brezilya, Polonya, Ingiltere, Japon- ya, Macaristan, ABD, Güney Kore, tspan- ya, Çekoslovakya, Fransa ve Kanada'dan seçkin sanatçılar yeralıyordu. Tel-Aviv'den sonra, Natanya şehn Belediyesi de MDT'yi özel olarak davet etti ve topluluğun başansı övgü topladı. Ekim ayında gerçekleştirilen bu turneden sonra Nisan 1995'te de ABD Houston'da düzenlenen "Salule to Tur- key" Festivali'ne davet edilen MDT, böylece uluslararası ilişkilerde dans sa- natının ne kadar bırleştirici ve tanıtıcı rol oynayabileceğini çarpıcı bir şekilde kanıtlamış oluyor. Bugüne kadar MDT dansçılarını çahştıran kişilerin arasında Richard Alston, Michael Popper, Gary Galbraith, Lynn Seymour, Siobhan Davies, Lloyd Nevvson, Mark Baldvvin gibi tanınmış ısimler var. Bütün bu uluslararası koreog- raflar tngılız Kültür Heyeti, Amen- kan Kültür Ateşeliği ve Alman Kültür Ataşeliği'nin maddi katkıla- n sayesinde MDT bünyesindeki ça- E lışmalarını gerçekleştirebildiler. ^ ^ Bunun dışında, broşür ve afış bası- x mı gibi tanıtım işlerinde de bazı sponsorlar bulunması başanldı. Ulusla- rarası boyutlarda düşünebılen, tanıtıma ve dinamiklığe önem veren, son derece çağ- daş, kendine özgü bir yönetim biçimini bünyesine oturtmak için savaşan MDT'nin Genel Sanat Yönetmeni, ay- nı zamanda Devlet Opera ve Balele- ri'nın Genel Müdürlüğü'nü de yürü- ten Rengim Gökmen. MDT'nin Sanat Yönetmeni de Beyhan A. Murphy. Bu topluluk büyük olasılıkla gelecek yıllar- da diğer Devlet Baleleri'nde de yapılabile- cek yenilikler konusunda örnek olacak. Bir operanın bütçesine bağımlı olarak çalış- mak zorunda kalmayan MDT, kurum olarak kendi ayaklan üzerinde durma hakkını kazanmış, Kültür Bakanlı- ğı'na bağlı bir dans topluluğu ola- rak da yeni bir model oluşturuyor. Modern Pans TopMyğu MDT yeni sezonda, 26 Kasım 1994 tarihinde başlayan "Karma Program"ı sergilıyor. Aynca, 11 Mart 1995'te gör- kemli bir gala programıyla "MDT En- ternasyonal" gösterime girecek. Bu programda. Amanda Miller, Yair Vardi. Mark Bahvin ve Ashley Page MDT için özgün eserler yaratacaklar. Birer perdelik çağdaş yapıtlara yer veren MDT'den farklı olarak, Ankara Devlet Opera ve Balesi üç perdelik uzun ve klasik eserlere ağırlık veriyor. Aynı zamanda Türkıye'nın ilk Devlet Balesi olan bu topluluk, dolayısıyla yaş orta- laması daha yüksek ve daha kaba- nk bir kadroya sahip. Bu açıdan en önemli sorunlan yenı mezunlann çektiği kadro sıkıntısı. Gencecik yeteneklerin kapı- larda beklemesine neden olan bu durum için tek çözüm emeklihğin cazip bir hale getirilmesi. Bu konuda birkaç yıldır yapılan çalışmalara rağmen 1994 yılında da sonuç elde edilemedi. Prova salonlannın bulundu- ğu yenı bina, başlangıçta yalnızca bale ve modern dans için düşünülmüş, ama şu anda bütün birimler tarafından kullanılıyor. Her şeye rağmen, iki büyük prova salonu bulu- nan Ankara Devlet Balesi bu konuda en şanslı kurum olarak görünüyor. Aynı-bina- da MDT de iki küçük çalışma salonuna sa- hip. Ankara Devlet Balesi 1994 yılında Uyu- yan GüzeL, Yedi CüzeUer ve Don Kişot bale- lerini sergiledi. Bir yılda üç büyük prodük- siyon sergilemeyi başaran bu topluluğun ödenek sağlamak bakımından başkentte yer almanın avantajını kullandığı düşünülebilir. Bu eserler arasından Yedi Güzeller, Türki Cumhuriyetler'le kültürel ilişkıler çerçeve- sinde gerçekleştirilmiş. Eser, Azerbaycan'lı Refika Akhundova ve Maksut Mamedov'a ait. Batı ve Doğu kültürlerı arasında bir köprü oluşturan Türkiye'de Azerbaycanlı koreograflann da eser sahneleyebilmesıyle bale sanatının evrenselliği vurgulanmış olu- yor. Ne yazık ki, bazı milletvekillen ve po- litikacılar 1994 yılının bu olayını atlamış görünüyorlar. Bu yıl, Ayşe Fîdanhk ve Arzu Dirin gibi genç yeteneklerin parladığı Ankara Devlet Ba- lesi, 1995 yılına 20 yıl önce ilk kez sahnelenmiş olan Şımank Kız balesiyle baş- lamaya hazırlanıyor. yeni sanat merkezi 1994 yılının başından ıtibaren kendilerini küçük sahnelere ve daha kısıtlı olanaklara hazırlamaya başladılar. Bu sorunlar arasın- da, Aksanat'ta sanatçılara yeni bir prova sa- lonu sağfanması tstanbullu bale ve modern dans sanatçılanm sevindiren en çarpıcı ye- nilikti. Salon yardımının yanısıra, çeşitli söyleşiler ve bale fılmi gösterilerine de yer veren bu yeni sanat merkezi buruk bir yılın umut ışığı oldu. 1994, aynı zamanda Türk Balesf nin ku- rucusu olarak bilinen Dame Ninette de Va- krfs'nın 90. yaşını kutlandığı yıldı. Bu kut- lama, Türk bale sanatçılannın değerli hoca- lanna şükranlarını iletmesi için ilginç bir fırsat yaratmıştı. O günlerde İstanbul'da başkoreograflık görevini yürüten Richard Glasstone'un da desteğiyle Ninette de Valo- is'nın iki koreografisinden oluşan bir prog- ram hazırladı: Çeşmebaşı/Rake's Progress (Kumarbazın Sonu). Bunlardan Çeşmebaşı, aynı zamanda ilk Türk bale eseri olarak da anılır. Rake's Progress de Türkiye'de ilk sahnelendiği yıllarda Ninette de Valois ta- rafından, oyunculukta gösterdikleri üstün başan dolayısıyda Türk sanatçılanna arma- ğan edılmıştır. Dansçilara fazla bir teknik katkısı olmayan, ama değerli tarihi bir bel- ge nitelığı taşıyan bu program ilginç bir ta- nıtım aracı olarak kullanılabilırdi. lngılte- rede bale geleneğinın en önemli ısmı olan Ninette de Valois'nın Türk bale sanatçıla- n için gerçekleştirdiği ve onlara adadığı bu eserler, yine Türk sanatçılar tarafından Ingiltere'de sahnelenebilirdı. Asksre pdan oenç vc dmannk tzmir Devlet Baleleri'nin sergilediği ilk üç perdelik yapıt olarak tarihi bir özelîiğı olan bu eser, yıllar sonra orkestrasız, cızırtılı teyp kayıtlanyla gerçekleştirildi. Kısacası 1994, tstanbul için belgeseller ve yenilikle- rin çekiştiği ilginç bir yıl oldu. Eğer söz ve- rildiği gibi AKM Büyük Sahnesi Şubat 1995'te gösterime açılırsa, tstanbul Devlet Balesi sanatçılan kaldıklan yerden devam etmek üzere yeniden Don Kişot balesıni sergilemeye hazırlanıyorlar. tanir Devlet BaHtt Devlet balelerinın ıçinde yaşı gereği or- tanca kardeş olan, bu yüzden de tipik so- runlar yaşayan lzmır Devlet Balesi 1994 yı- lını oldukça zor şartlar altında geçirdi. Iz- mirli bale sanatçılannın sahnesinin yeter- sizliğinden de öte, çalışacak kendilerine aıt bir salonlan bile yok! Gün boyu bale çalış- malannın sürdürüldüğü mekan, akşamlan bir fuayeye dönüştürülüyor; tuvaletler bu salonun içinde; şoyunmak ıçın kümes gibi bir odayı 35 kişi paylaşıyorlar. Sağlıklı bir binadan ve sahneden yoksun bu sanatçılar bütün zorluklara karşın son derece çalışkan ve dirençli. Yeni sezonun ilk yeni prodüksi- yonu olarak Oytun Turfanda'nın Kamelya- lı Kadın'ını küçük sahneye göre uyarlanmış şekliyle sergıliyorlar. 1995 yılının ilk yeni eseriyse Raymonda balesi olacak. Kurtulu- şundan bu yana on yıldan fazla bir süre ge- çen tzmir Devlet Balesi sanatçılan soruyor, "Neden bize de baleye uygun bir sahne ve bina yapılmı\or? Neden herşey yalnızca dü- şüncede kalıvor? 1994 yılında da değişen birşej yok. Sıra bize ne zaman gelecek?" Öte yandan, AKM'deki Büyük Sa,hne gösterime kapatılmadan önce lstanbul Dev- let Balesi için başlangıçta oldukça başanlı bir prodüksıyon olan Don Kişot balesi, gi- derek düşen bir moral ve gevşemeyle bir- , kaç kez daha sergilendi. Bu son temsiller hem 1993 yılın- da parlayan Ayfer Ze- ren/Deniz Berge çifti- ne, hem de yıl sonun- da ilk denemelerini yap- mış olan Çtgdem Tezcür/Al- kış Peker çiftine birkaç temsıl daha yapma şansını vermiş oldu. Ne yazık kı bu gösterilen hemen izleyen ay- iarda, hem Alkış Peker, hem de De- niz Berge mesleklerinin en verim- i çağında askerlik görevlerini yerine getirmek üzere sahneler- den ayrıldılar. lstanbul Devlet Operası doldu- rulması zor bir boşluk- la karşılaşmış oldu. As- kere gıden genç ve dinamik dansçıların yarattığı boş- luk, bütün devlet balele- rınde gündemde olan birsorun. Milli Savun- ma Bakanlığı ve Kül- tür Bakanlığı ara- sında imzalana- cak bir protokolle sporculara tanı- nan kolaylıkların bale sanatçılanna datanınması 1994 yılında gerçekle- 'Çoppelia' AKM kapalı olduğu için-orkestrasız, crarnlı teyp kayıtlanyla gercekJeşti. *?rnedı, ama gele- Istanbul Devlet Balesi için 1994 yılı bir k l l l v or. Özellikle Mersin Devlet Balesi gibi duraklama dönemi olarak başladı. Birkaç yıldır "Bakıma alınıyor, alındı, alınacak" söylentileriyle tedirgin bir bekleyiş içinde olan Atatürk Kültür Merkezi sahnelerinin 1994 yılında mutlaka onanlacağı kesinleş- miştı. Başlangıç tarihi olarak mayıs ayı he- def göstenlmesine rağmen kasım ayı sonla- nnda ancak harekete geçildi. Bu durumda, onanm için en elverişli dö- nem olan yaz aylanndan ne Uluslararası ts- tanbul Festivali AKM sahnelerinden yarar- lanabildi, ne de sonbaharda başlayacak olan yeni sezon için herhangi bir hazırlık yapıl- mış oldu. lstanbul Devlet Balesi sanatçılan yaş ortalaması çok genç olan bır toplulukta bu sorunun gerçekten çok acil bir çözüm beklediği açık. YeaüdePMi çekiştiği iginç MP yi Bu yılın tstanbul Devlet Balesi'ndeki ko- reograf adayları için önemli bir olayı da Balede Yeni Renkler başlığı altında üç kore- ografa fırsat tanınmasıydı. Erdal Uğurlu, Sibel Kasapoğlu ve Nü Berkan'ın gerçek- leştirdiği üç eser ilk önce AKM Konser Sa- lonu'nda, kasım ayından itibaren de Birim Tiyatro'da sergilendi. Bu yıl repertuvara alınan bir başka eser de Coppelia balesiydi. Ankara, lstanbul ve Dame Ninette de Valois'nın 90. vaşı kurlanırken, İstanbul Devlet Balesi, Richard Glasstooe'un da desteğivle Valois'nın iki koreografisinden oluşan bir program ha- zırladı: Çeşmebaşı (üstte)/Rake's Progress (Kumarbazın Sonu). Ankara Devlet Balesi 'Yedi Güzeller'i Türki Cumhuri\erler'le kültürel ilişkıler çerçevesinde gerçekkstirdL Mcruı ueneı INHSSI Devlet Baleleri'nin en genci Mersin Dev- let Balesi sahneden yana çok şikayetçi de- ğil. Tarihi bir binanın restorasyonuyla sağ- lanan sahnenin boyutlan Ankara Opera- sı'nınkilere çok yakın. 28 kişiden oluşan küçücük kadrolannda en ileri yaş bu, bu yaşta iki kişi var. Dolayısıyla gerek kadro olarak, gerek kurum olarak gençliğin dinamizmini yaşı- yorlar. Herkesten daha fazla olan sorunlan- nı kollanan kardeş olmanın avantajıyla aş- maya çahşıyorlar. Orneğın, yalnızca ıkı terziyle çahşıyorlar, ama Ankara ve lstanbul "dan kostüm yardı- mı alıyorlar. Büyük kardeşlerin eskileri Mersin'e gönderiliyor, sökükler dikiliyor, düzeltiliyor ve Mersin'deki eserlerde kulla- nılıyor. Akrabalar arası dayanışma sayesinde mu- cizelerle dolu bir ekonomik yapıya sahıp olan Türkıye, aynı mucizenin ben- zerini Devlet Baleleri ailesi çerçe- vesinde de gerçekleştirerek binde üçlük bir kültür bütçesine rağmen dört ayn şehirde bannmayı başan- yor. Mersin'de soyunma odalan hıç yok, erkekler dört ayn şehirde ba- nnmayı başanyor. Mersin'de soyunma odalan hiç yok, erkekler kalmışlar, yakıt so- runlan var, kendilerine düşecek büt- çe payını öğrenmek için ocak ayını merakla bekliyorlar. Bunlara rağmen, çalışmamayı, üretmemeyi akıllanna bile getirmi- yorlar ve 1995 yılına Kuğu Gölü gi- bi iddialı bir eserle başlamayı düşü- nüyorlar. Bu belki gerçekçilikten çok uzak bir proje, ama bale sanatçılannın ayak seslennin Meclis koridorlann- da yankıladığı, "Sanata Evet" im- zalannın onbinlerle sayıldığı 1994 yılı sonlannda yüreklilik ve çalış- kanlık en vurucu varoluş nedeni olarak görülüyor. Halikarnas Balıkçısı'ndan 'Bulamaç' • İZMİR(AA) - Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı, ölümünün 21. yılında bugüne kadar kitap olarak yayımlanmamış 21. romanıyla okurlanyla buluşuyor. 1948 yılında 'Demokrat İzmir' gazetesinde seri halinde okuyucuya sunulan "Bulamaç' adh roman, önümüzdeki günlerde Bilgj Yayınevi'nin 'Bütün Eserleri' dizisinden çıkacak. Romanda, Halikarnas Balıkçısf nın, kara ve deniz insanlanna olan sevgisi, mitolojik öykülerle süsleniyor. Yazann manevi oğlu, tüm yapıtlannı basıma haarlayan Şadan Gökovah, 'Bulamaç'ın, Halikarnas Balıkçısı'nın yaşamından kesitler içerdiğini, belgesel değer taşıyan bu romanın 1947 yılında Bodrum dönüşü yazıldığını bildırdi. Halikamas Balıkçısı'nın her ölüm yıldönümünde bir kitabını basıma hazırladığıru anımsatan Gökovah, yazann 30 kıtabı bulunduğunu, ancak özellikle Ingilizce, İspanyolca ve ttalyancadan yapüğı çevirilerin okura ulaşunlmasının önemli olduğunu belirtti. Latin âşık r Brazzi öldü • ROMA (AFP)- İtalyan sinema oyuncusu Rossana Brazzi öldü. 1950'li yıllann Hollyvvood filmlerinde 'latin âşık' tiplemesiyle tanınan Brazzi, 77 yaşındaydı. Geçen cumartesi günü yaşama veda eden aktör, 1939-1990 yıllan arasında iki yüzü aşkın fılmde oynadı. Sanatçının rol aldığı fılmler arasında Henry Mankiewicz'in "The Bare - footed Countessa - Çıplak Ayaklı Kontes', David Lean'ın 'Summertime - Venedik Tatili' adh fılmleri de bulunuyor. ABD'deen iyi tanınan İtalyan oyunculanndan biri olan sanatçı, Roma ve Beverly Hills'te dönüşümlü olarak yaşıyordu. Yeni yılda Cavit Atmaca resim sergisi • Kültür Servisi - İzmırli sanatçı Cavit Atmaca'nın yeni yılda Ares Sanat Evi'nde açacağı resim sergisi, 5-26 ocak tarihleri arasında gezilebilecek. Resim serüveni kırk yıl önce DGSA'dan mezuniyetiyle başlayan Atmaca, otuzu aşkın sergi açarak İstanbul Arkeoloji Muzesı, Devlet Resim ve Heykel, DYO ödülleri de dahil olmak üzere ona yakın ödül kazanarak serüvenini sürdürdü. Londra ve Paris'te ünlü müze ve galerilerde incelemelerde bulunan sanatçının Ankara ve İzmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde, tzmir Selçuk Yaşar Müzesi'nde, Cumhurbaşkanhğı Köşkü'nde, Kültür Bakanbğı'nda, Ankara Devlet Konservatuvan'nda, BoluGüzel Sanatlar Akademisi'nde, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde, aynca yurtiçi ve ^rtdışında çeşitli özel koleksiyonlarda birçok yapıü bulunuyor. Sahnelerimizde ilk Boşnakça oyun • Kültür Servisi - Ankara Devlet Tiyatrosu, AJiya İsakoviç'in yazdış, Bosna-Hersek geleneksel halk şiirinin en tanınmış örneklerinden olan 'Hasan Ağa'nın Kansı' (Hasanagınıtza) adh oyunu sergilıyor. Türk dilinde sergileneçek bu ilk Boşnakça oyun, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'da gerilemeye başladığı, Bosna'nın son sınır olduğu dönemi konu alıyor. Bu oyunun bir diğer özelliği ise yann genel provayla birlikte düzenlenecek olan basın toplantısı olacak. Küçük Tiyatroda saat 12.00'deki genel provarun ardından 13.15'te başlayacak olan basın toplantısına Kültür Bakanı Timurçin Savaş, Bosna-Hersek Büyükelçisi Hayretün Somun, Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Bozkurt Kuruç, Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürü Mehmet Ege, oyunun Bosnalı yönetmeni Süleyman Kupubsoviç ve sanatçılar katılacak.Aynca, basın toplantısının yapılacağı Küçük Tiyatro'nun fuayesinde, Saraybosna kuşatmasının konu edildiği 'dünya tarihindeki en uzun ve en iğrenç kuşatmanın 1001. günü' adı altında bir fotoğraf sergisi açılacak. Fotografevi'nin ocak etkinlikleri • Kültür Servisi - Fotografevi'nin etkinlikleri, ocak ayında açılacak Ara Güler'in fotoğraf sergisi ile ;ürüyor. Fotoğrafevi'nde 7 ocak cumartesi günü, Buket Uzuner ile bir söyleşı gerçekleştirilecek. Salı günleri dia göstenlerinin yer alacağı Fotoğrafevi'nde, fılm göstenmleri cumartesi 16.00'da olacak. John Landis'in yönettiği Blues Brothers' ile Yusuf Fakıoğlu'nun 'Bir Solukta Çin'i bu ayın filmlerinden.Tümü ücretsiz olan bu etkınliklerin yanı sıra fotoğraf seminerleri de yapıhyor. Temel fotoğraf seminerlerinin yanı sıra Türkiye'nin önde gelen fotoğraf sanatçılannın vereceği ileri fotoğraf seminerleri de d ü > ( T l : 25105 66).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle