Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ARAUK 1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
115gazeteci
öldürüldü
• BRÜKSEL(AA)-
Dünyanırı çeşitli yerlerindeki
çatışmalarda en az 115
gazetecinin öldüğü 1994'ün
gazeteciler için 'en kötü yıl'
olduğu bildirildi.
^ Uluslararası Gazeteciler
^- Federasyonu (F1J) tarafından
_» yayımlanan bir rapora göre,
5- 1988 yıhndan bu yana görev
_• başında ölen gazeteciler
_. konusunda yapılan
j . araştırmada, gazeteciler için
. en kanlı yılın 1994 olduğu
„ belirlendı. Diğer en kötû yıl
-, ise, 84 gazetecinin öldüğü
„ 1991 oldu. FIJ'ninGenel
;; Sekreteri Aiden White,
fc "1994,dahaönce
_ görülmemiş bir şekilde,
«. medya katliamının yaşandığı
^ bir yıl oldu" dedi.
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - RP'li Sincan
Belediye Başkanı Bekir
Yıldız, erken yayımladığı
yeni yıl mesajmda,
yuntaşlan, yılbaşı
gecesinden ""koruyucu"
önerilerde bulundu. Sade bir
. gecegeçirilmesigerektiğini
;. belirten Yıldız,
" Azgınlaşmayalım" diyerek
yılbaşmın "halkın
kötülüklerden korunma
gecesi" olarak ilan edilmesi
- gerekliğini savundu. Yıldız,
" önerilerinin "ültimatom"
- niteliğinde olmadığını
açıkiarken Ankara Valisi
Erdoğan Şahinoğlu,
"haklannda tahkikat açanz.
Bu ülkede herkes haddini
bilsin" açıklaraasıru yaptı.
DemipeCden
bütçeye onay
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, 1995
Mali Yıh Bütçe Yasası'ru
onayladı. Cumhurbaşkanhğı
Basın Merkezi'nden konuya
ilişkin yapılan açıklama
şöyle: "Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, 4061
sayılı 1995 Mali Yılı Bütçe
Yasası'nı,4062sayılı 1993
Mali Yılı Kesinhesap
Yasası'nı, 4063 sayılı 1995
Mali Yılı Katma Bütçeli
Idareler Bütçe Yasası'ru ve
4064 sayılı 1993 Mali Yıh
Katma Bütçeli İdarejer
Kesinhesap Yasası'aı . - .
onaylanjışlardır."
Buca Cezaevi'ntfe
açlıkgrevi
• IZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)- Değişik tarihlerde
yaptıklan açlık grevlerinde
eldeettikleri hakların geri
ahnmasını protesto eden
Buca Cezaevi'ndeki tutuklu
ve hükümlüler, yeniden açbk
grevine başladılar.
Eylemcilerin aileleri de
yakınlannın cezaevinde
jandarma ve diğer
görevlilerin saldınsına
uğradıklannı öne sürerek
güvenlikten sorumlu
jandarma komutanı ile ikisi
müdür üç cezaevi yöneticisi
hakkında İzmir Cumhuriyet
SavcılığVna suç duyurusunda
bulundular.
Karakaş'tan
sortı önergesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-SHPGrup
Başkanvekili Ercan
Karakaş, lçişleri Bakanı
Nahit Menteşe'nin
yanıtlaması istemiyle
TBMM Başkanhğı'na
verdiği önergede,
lstanbul'da kaçınlan Kürt
kökenli Ayhan Uzala'nın
başına gelenlerle ilgili
herhangi bir soruşturma
başlatılıp başlatılmadığını
sordu. Karakaş,
! şunları dedi:"Gözleri
I kapalı olarak meskûn
î olmayan mekânlara taşınan.
; surek.li manevı ışkence
• altında rurulan ve ölümle
' tehdit edilen söz konusu
kişi, vatandaşlığına geçtiği
Hollanda hükümetinin
; girişimleri sonucu serbest
| bırakılmıştır. Bu tür
• olaylann kabul edilmesi,
benimsenmesi ya da
sessizce geçiştirilmesi
olanaksızdır."
Kısmetim-1'in
kaptanı
cezaevinde
• İSTANBUL(AA)-
Akdeniz'in uluslararası
sulannda mürettebatı
tarafından 3.1 ton
uyuşturucu yüküyle batınlan
' Kısmetim-1' gemisiyle ilgili
açılan davada, 5 yıl 10 ay
hapis cezasına çarptınlan ve
cezası Yargıtayca onaylanan
kaptan Tayfun Erkan dün
cezavevine götürüldü.
Adalette tahrik skandah
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin 'katliamı tahrik'le suçladığı
Aziz Nesin'in, Sıvas Cumhuriyet Başsavcılığı'nca aklandığı ortaya çıktı
GÖKSELPOLAT
ANKARA- Sıvas katliamı da-
vasında, "Salman Rüşdi'nin
'Şeytan Ayetleri" adh kitabını
Türkiye'de yayımlayarak Miislü-
man rialkı tahrik ettiği ve bu ne-
denle olaylann sorumlusu oldu-
ğu" gerekçesıyle hakkında suç
duyurusunda bulunulan Aziz Ne-
sin'le ilgili tartışmalar bir yargı
skandalını da ortaya çıkardı. An-
kara Devlet Güvenlik Mahkeme-
si'nin (DGM) suçladığı Nesin
hakkında, Sıvas Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın, tahrik yönün-
den "soruşturnıa açmaya gerek
görmedigT belirlendı. Aziz Ne-
sin, Şeytan Ayetleri'nin çevirisi
ve yayımlanmasıyla ilgisi bulun-
madığını açıkiarken DGM, *tah-
rik" olarak değerlendirdiği bu
yayına dayanarak katliam sanık-
lanna verilen cezalara dörtte bir
oranında indirim uyguladı.
Sıvas Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'nca, Adalet Bakanlığı Ceza
Işleri Genel Müdürlüğü'ne gön-
derilen 23.7.1993 tarihve 3/1474
sayılı yazıda, yazar Aziz Ne-
sin'in, Sıvas'taki konuşmalann-
da. "herhangi bir kesimi tahkir
ve tezyif edici sözler sarfetmedi-
ği, konuşmalana, tümü itibany-
la bir düşünceyi yansıtüğr vur-
gulandı.
'Tahrik değil, düşünce'
O dönemde Sıvas Cumhuriyet
Başsavcısı olan Oktay İrdem'in
imzasını taşıyan söz konusu ya-
zıda, şöyle dendi:
"2 Temmuz 1993 giinü Sıvas'ta
meydanagelen olaylarla ilgili ola-
rak, Hürriyet Gazetesi'nde ya-
vımlanan, 'Sıvas'ta Aziz Nesin
lsyanı: 35 ölü' başhklı haberde;
Pir Sultan Abdal etkinlikleri için
Sıvas "a gelen Aziz Nesin'in, "Bın
yıllık Kuran'a neden ınanayım.
Bu yüzden Müslüman değilim'
Tiyatroda
Nesin gecesi
tstanbul Devlet Tiyatrosu
tarafından düzenlenen
"Sanat İnsanlan" başbklı
bir dlri etkinliğin ilki Aziz
Nesin'e aynldı. Etkinliğin,
Ankara DGM'nin Sıvas
olay lannın Aziz Nesin'in
tahrikiy le başladığı
gerekçesıyle hakkında yasal
işlem yapılması için suç
duyurusunda bulunduğu
güne rastlaması, sanatçı
dostlannın ve kendisini
sevenlerin her zaman
yanında olduklannı
göstermesi açısından geceye
başka bir anlanı karü.
Nesin'i, etkinliğin
gerçekk-jtirildigi Taksim
Sahnesi'nde, salona girerken
ayakta alkışlayan izleykiler,
gece sona erdiğinde yine
ayakta alkışlayarak
uğurladılar.
Aziz Nesin'in bir yazar ve
aydın olarak çeşitii
yönleriyle anlatıkkğı, Devlet Tiyatrosu oyuıtculannın bazı oyunlanndan sahneler ve yazarla ilgili
küçük parodiler sunduklan. sanatçı ve yazar dostlannın kendisiyle ilgili anekdotlar aktardıklan
gece bir dramatik belgesel niteliği taşıyordu. (Fotoğraf: AYKUTKÜÇÜKKAYA)
sözteri yerel basında abartüı şe-
kildeyayımlanınca, kentte büyük
bir tepki olduğu belirtilmiş ise de;
Aziz Nesin'in Sı\as Kültür Mer-
kezi'nde 1 temmuzda yaptığı ko-
nuşmayı içeren bant çözümünün
incelenmesinden veyine aynı gün
TGRT televizyon kanalında ya-
yımlanan röportajı içeren bant
çözümünün tetkikinden, konuş-
malana, tümü itibany la bir dü-
şünceyi yansırtığı, herhangi bir
kesimi tahkir ve tezyif edici söz
sarfedilmediği, keza suç işlenme-
sini tahrik edici sözler de söyien-
mediği görülmüştür.
Bu itibarla, Aziz Nesin hak-
kında cezai takibat düşünülme-
mektedir. Bu hususta iki adet
bant çözümü de ilişikte sunul-
muştur.
Mahalli basınla ilgili olarak
yapılan incelemeden de olay gü-
nü ve olay günü gecesi Sıvas'ta
yayımlanan gazetelerde, tahrik
edici ve abartılı nitelikte herhan-
gi biryazının çıkmadığı sonucu-
na vanlmıştır."
DGM: Nesin tahrik etti
Sıvas katliamı davasını karara
bağlayan Ankara 1 Nolu Devlet
Güvenlik Mahkemesi ise dava
dosyasında da bulunan bu bel-
genin varlığı karşısında "Şeytan
Ayetteri" isimli kitabın yayım-
lanmasını tahrik unsuru olarak
değerlendirdi. Mahkeme, Hint
asıllı tngiliz yazar Salman Rüş-
di'nin yazdığı
u
Şe>tan Ayetkri"
isimli kitabın, Aydınlık gazete-
sinde yayımlanmasından Aziz
Nesin'i sorumlu tuttu ve tüm
Müslüman halkın bu yayından
dolayı haksız şekılde tahrik edil-
diği sonucuna vardı. DGM, böy-
lece olaylann "müsebbibi" (ne-
deni) olarak Nesin'i gösterdi ve
sanıkların bu tahnk nedeniyle
eylemi gerçekleştirdiklerini be-
lirterek cezalannda dörtte bir
oranında indirim yaptı. Mahke-
me, bu görüşten hareketle Nesin
için suç duyurusunda da bulun-
du.
Aziz Nesin ise Sıvas Cumhu-
riyet Başsavcılığı'nın yazısında
yer alan ve TGRT televizyonun-
da yayımlanan röportajın bant
çözümüne göre, "Ben hiçbir pey-
gamberin ailesine, hatta bugün
yaşayan insanlann ailesine saldır-
maktan yana değilim. Böyle bir
şeyolmaz" dedı. Nesin, muhabi-
rin, Şeytan Ayetleri konusunda-
ki sorulanna, özetle şu yanıtı ver-
di: "Aydınlık gazetesinde çıkan
Salman Rüşdi dizisi bana ait de-
ğüdir. Onu da yazdun. Burada bu
gazeteyi okursanız görürsünüz,
cevap verdim Salman Rüsdi'nin
ajansına. Bu gazetede çıkan bö-
lümleri ben çeûrmedim. Zaten
kitabı da ben çe\ irmiyorum, baş-
kasına çevirriyorum."
Ankara DGM'nin, Nesin'le il-
gili suç duyurusu, suç yeri olma-
sı nedeniyle yine Sıvas Cumhu-
riyet Başsavcılığı'nca incelene-
cek. Nesin'in, Sıvas'ta yaptığı
konuşmalarda herhangi bir tah-
rik unsuru bulunmadığına karar
veren savcılık, katliamdan 6 ay
önce Aydınlık gazetesinde ya-
yımlanan Şeytan Ayetleri isimli
kitap ile sanıklann eylemi ara-
sında bir bağlantı bulunup bu-
lunmadığını belirlemeye çalışa-
cak.
Sıvas Cumhuriyet Başsavcılı-
gı, Ankara DGM'nin karan yö-
nünde bir sonuca vanrsa, 80 ya-
şında olan yazar Aziz Nesin hak-
kında 1 yıldan 6 yıla kadar ağır
hapis cezası istemiyle dava açı-
labılecek. Ancak savcılığın. An-
kara DGM'nin bu karanyla bağ-
lı olmadığı ve "takipsizlik"karan
da verebileceği belırtıliyor.
Sıvas'ta katledilen Yasemin ve Asuman'ın annesi Yeter Sivri:
Devlet, katillerden korkuyor mu?•Sıvas'ta yakılan Ozan Nesimi Çimen'in kansı Makbule
Çimen: Sıvas, bir kez daha tutuştu. Yanmamızı seyrettiler,
'şimdi de çığlığımızı gizliyorlar. "Ceza, bizim yüreğimizi
soğutmadı, şeriatçılan da susturmayacak."
ECE TEMELKURAN
ANKARA - "Bu ceza bizim
yüreğimizi soğutmadı, onlan da
susturmayacak.«" Bu sözler,
kocası yakılan acılı bir eşin
ağzından. Sıvas katliamı davası
karannın en çarpıcı özeti.
tki kızı Sıvas'ta şeriatçılar
tarafından yakılan anne Yeter
Sivri, önceki gün Ankara Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nin
(DGM) önünde, kendisini
başörtüsüyle asmak istedi.
Hastaneye kaldınlan anne, dün,
"Artık söyleyecek bir şeyim yok.
Bize bir ülke göstersinler, biz
oraya gidelim" diyor. Sıvas'ta
yitirdiği eşınin acısıyla "Asın
beni" diye bağıran Ozan Nesimi
Çimen'in eşi Makbule Çimen.
bağınyor: "Sıvas, bir kez daha
tutuştu. Yanmamızı seyrettiler.
Şimdi de çığlığımızı gizliyorlar."
Yasemin üniversite, Asuman lise
öğrencisiymiş. Odalan hâlâ aynı.
Üzerinde bebek resımleriyle
günceleri, yataklannın üzerine
atılmış yemenıler, kilimler, iki
yatak yan yana. İki erken biten
yaşamın, buz gibi yasını
tutuyorlar. Bu evde artık genç
kızlar şakalaşmıyor, artık aşk
şarkılan yok. Arıneleri Yeter
Sivri, önceki gün DGM'nin
önünde kendini başörtüsüyle
asmaya çalışırken durdurulup,
hastaneye kaldınldı. Dün, artık
susmuş. Acınm kilitlediği yerler
açılmıyor. Her şeyi bir nefeste
söylüyor. "Bir gün anyı
öldürmek için turmuşrum.
Asuman, bağıra bağıra
bıraktırdı any\. Bu çocuğu
yakblar işte. Kim bu köpekler?
Mahkemeyi dinleyen arka
sıradaki beylerden biri ayak ayak
üstüne atınca, srvil polis gelip
uyardı. Sanıklar hâkime,
gazetecilere saldırdı, kimse bir
şey demedi. Polisler severcesine
çıkardı sanıklan. Tansu
Hanım'ın çocuklan öklürülse bu
cezayı mı >erirlerdi acaba? Biz
>atandaşız. Yaktıklan kızlann
babası askerliğini y aptı. bu ülke
için yülarca çahştı. Bu de\let bizi
vatandaş saymıyorsa, bir ülke
göstersin biz oraya gideüm."
'Bize düşen öhnek'
Anne. sesindeki yanık
izleriyle sürdürüyor sözü.
"Ne yapacakımz?" sorusunu, her
şeyi anlatan kınk bir
gülümsemeyle karşılıyor:
"Hiçbir şey. Devletin korktuğu
köpeklere biz ne yapabiliriz?
Bize düşen ağlamak, ölmek.
DCM'nin önünde asacağız
kendimizL"
Anne, yine Asuman'ı anımsıyor:
"Bir yazarla mektuplaşıyordu.
'Ben' diyeyaznuş, 'Okulu
bitirince, Kitap Partisi
kuracağım.' BÖyle bir çocuğa
kıydılar işte. Ben onuriu çocuklar
yetiştirdim. Ama gördük ki
Türkiye onursuz."
Makbule Çimen, eşinin acısıni
unutmadı, unutmayacak. "Bizi
yeniden vaktılar" diyor. "Bizi
hep yakacaklar."
Hemen ekliyor:
"Bir gün bu kararian veren
hâkimkri de mahkemeleri de
yakacaklar. Hâkimler dün
yanmadıklanna şaşırsınlar. Bu
ceza bizim yüreğimizi soğutmadı,
onlan da susturmavacak."
ÇtZMEDEN YUKARI/ MUSA KART
TAHRiKÇt
AZİZ NBBİN
HAKK/NCA SUÇ
ADALET YERINI BULDU!
POLITIKA GUNLUGU
HİKMET ÇETtNKAYA
Çarpttma...
Milli Gazete'nin dünkü başlığı:
"Sıvas davasmda şok cezalar..."
Vakit gazetesi:
"Sıvas'a 570 yıl!.."
DGM Başkanı Muammer Ünsoy'un karan açıklamasın-
dan sonra sanıklar "Allahü ekber", "Ya Allah bismillah, Al-
lahü ekber" sloganlan atıyor...
Olay ortada. Türkiye'yi tepeden tırnağa kuşatan "kara-
yobaz çeteleri" mahkemenin verdiği 15 yıl hapis cezasını
çok buluyor ve yargıçlann üzerine bozuk para, çakmak ata-
rak saldırıyor.
Şeriatçı gazeteler dün manşetlerinde Sıvas'ta 37 aydı-
nı diri diri yakan kaniçicilere sahip çıkıyor...
Aziz Nesin'in koyduğu tanı doğrudur.
Ne diyor Nesin?
Şöyle:
"ödün vermekle bu işin sonu alınamaz. Bu karan ve-
renler, o insanlardan ve onlann gruplanndan kendilerini ko-
rusunlar. Bugün mahkeme heyetine çakmak atanlar, ya-
nn daha başka şeyler atartar. Bu bir toplumsal çöplüktür.
Bu çöplük Sıvas'ta, Taksim'de patladı. Bu çöplüğe çöp
atanlar devleti temsil eden insanlardır ve bu çöplük pat-
lamaya devam edecektir..."
Aziz Nesin haklı değil mi?..
Dinci örgüt liderieriyle toplantı yapan, Başbakan Tansu
Çilter'dtr. O dinci liderier ki laik, demokratik Türkiye Cum-
huriyeti'ni yıkmak için müritlerine "kod adı" vererek özel
dershanelerde yetiştiren ve sahte sağlık raporiarıyla aske-
ri liselere sokanlardır.
Taksim ve Kızılay'da "Şeriat isteriz" diye yürüyenler kim-
lerdi? Sıvas'ta aydınlan diri diri yakan alçaklara alkış tu-
tanlar kimlerdi? Karayobaz çetelerinin sözcülerini demok-
rasi adına televizyonlardaki açıkoturumlara çıkaranlar kim-
lerdi?
• • •
Mahkemeyi izleyen arkadaşımız Ece Temelkuran izle-
nimlerini şöyle aktanyor:
"Polisler gülümsüyor, yaşlı analarçığlıkatıyor..."
Bir eski zaman masalına takılıp kalıyor insan...
Beyazıt'ta solcu öğrencilerin üzerine yürüyen polisleri
anımsıyoruz...
"Ya Allah bismillah, Allahü ekber..."
Sonra yargıçlann üzerine bozuk para ve çakmak atan
sanıklann haykınşlarını duyar gibi oluyoruz:
"Ya Allah bismillah, Allahü ekber..."
Bu benzerlik niye?
Ece'nin izlenimlerini okuyorum:
"Genç birerkek, solyumruğunu kaldınp gökyüzüne ba-
kıyor, donuk. Gazeteciler, oradan oraya mikrofonlarla ko-
şuşturuyoriar. Polisler gülümsüyor. Bir anne, bağrını açıp,
her şeyi anlatan ve bitmeyecek ağlamasını başlatıyor. Bir
adam, durmadan belirsiz yönlere doğru koşuyor. Bir ba-
ba, yere çöküp, başını ellerinin arasına alıyor, sess/z. Ço-
cukian çıra gibi yakılan insanlar, çaresizliğin boşluğu için-
de kıvranıyohar. Sloganlar tükenince, susup kalıyorlar. Ad-
liye Sarayı'nın önü, arkasında mavi üniformalardan bir fo-
nun durduğu, acınm ve çaresizliğin hatıra fotoğrafına dö-
nüşüyor."
• • •
Ankara'da alışveriş ettiği mağazanın Atatürk resmi ver-
mesine öfkelenen ve "Bizim ödediğimiz paralar, kurşun
olarak bize dönüyor" diye yazı yazan "Nur kamplannın
abisi", Cumhuriyet'in Kubilay eki' vermesini içine sindi-
remiyor.
Adam Divan-ı Harp tutanaklannı bile okuyup anlayacak
düzeyde değil. Adam koyu bir Cumhuriyet ve Atatürk düş-
manı. Adam kulaktan dolma bilgilerle ahkâm kesıyor.
Adam diyor ki:
"Cumhuriyet, 65 yıl önce kendi uydurduğu 'isyan' ola-
yını her yıl yeniden ısıtıp önümüze getirmekte ısrariı. Bu yıl
da bir özel 'Kubilay' eki çıkardı. Orada, olayı hem kendi
çarpıttıklan biçimiyle aktanyor, hem de 'Adamlann kafa-
sında zaten bir şey yok, esrar içe içe bitip tükenmişler' gi-
bi gerçeğe ışık tutan tanıklan... Bu arada, Kubilay'ın ken-
disigibi öğretmen olan eşi Fatma Vedide ile 1975'teya-
pılmış birmülakata da yer veriyor...
Ben en çok Fatma Vedide'nin, 'Eşimin ailesi Giritli idi,
önceAdana/Kozan'a, oradan Antalya'ya, oradan da Izmir'e
gelmişler' açıklamasına takıldım. Çünkü konuyu araştıran-
lar, Kubilay'ın Girit asıllı değil, Gagavuz Türkü olduğunu
söylüyotiar... Aynca, Fatma Hanım'ın eşinin dini inançla-
nyla ilgili olarak verdiği bilgiler de, söylentıyi doğruluyor...
Türk Ocaklan kurucusu Hamdullah Suphi Tanrıöver,
1920 'lerde Romanya 'da büyükelçi olarak bulunurken, ora-
da rastladığı, Türk asıllı, bazısı iyi Türkçe konuşan, ama Hı-
ristiyan dininden olan Gagavuzlann Türkiye'ye göçmesi-
ni teşvik etmişti. Onun yönlendirmesiyle, çok sayıda Ga-
gavuz Türkü, Türkiye'ye gelıp Ankara, Istanbul ve Izmir'e
yerleştıler... Içlehnden bazılan, devlet hizmetine de girdi
ve bayağı yükseldı... Benim bildiğim, Kubilay, o gençler-
den biriydi..."
Adam Kubilay'ın Müslüman değil, Hıristiyan olduğunu
söylüyor...
Imam-hatipli boyunu da aşıyor böylece...
Kabahat onda değil, onun elinden tutan dönek sosya-
list ağabeylerinde...
Meraklı adam Kubilay'la ve Cumhuriyet'le uğraşacağı-
naZaman gazetesinin "pornodergidağıtma"işiyle ilgilen-
se ve okurlannı bu konuda bilgilendirse daha başanlı ola-
cak...
Bunu yaparken de Sıvas'ta 37 aydını diri diri yakıp öldü-
renlerie Giritli Mehmet, Sütçü Mehmet, Nalıncı Hasan'ın
tıpatıp benzerlikleri olduğunu görebilecek...
Çünkü 1930'larda "kadın göbeğine" yazı yazanların
1994'lerde "porno tutkunu" olduklannı anlayacak...
Yapar mı dersiniz?..
Romanlannızve
Ansiklopedüeriniz
yerinizden alınır.
Tel:5540804
'Dinci yangm
körükleniyor'
Haber Merkezi - tşçi Partisi,
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
ve Sosyalist tktidar Partisi de
Sıvas davasında verilen kararla-
n eleştirdiler.
Işçi Partisi Genel Sekreteri
Mehmet Bedri Gültekin, yaptı-
ğı açıklamada. "Sanıklan bıra-
kıp, Aziz Nesin'i yargılamaya
kalkanlar,yenişeriat yanguılan-
nı körüklemişlerdir" dedi. Bu
arada Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti (TGC) Başkanı Nafl
Güreİi, önceki gün yapılan
olaylı Sıvas katliamı davasında,
hapis cezasına çarptınlan
sanıklann gazetecilere karşı
gerçekleştirdiği saldınyı sert bir
dille kınadı.
Sosyalist tktidar Partisi (SlP)
Siyasi Bürosu Merkez Yönetim
Kurulu ise yaptığı yazılı açıkla-
mada, "Mahkemenin suçlulara
verdiği ceza şaşırtıcı degildir.
Şaşırtıcı olan, mahkemenin
yazar Aziz Nesin'i suçlamaya ce-
saret edebilmis olmasıdır" dedi.
Aydınlar, katillere verilen cezanın hukukun üstünlüğüne yakışmadığını düşünüyor
Yaşama hakkına yapılmış barbar saldınKültür Servisi - Ankara Devlet Güvenlik Mah-
kemesi'nin Sıvas'ta 37 kişinin katledilmesiyle ilgi-
li davada, 86 sanıği 2 yıl ile 15 yıl arasında değişen
hapis cezalanna mahkûm etmesi ve olaylann Aziz
Nesin'in tahriki
ile başladığına
karar vermesine
sanatçılar da bü-
yük tepkı göster-
di.
Sıvas'ta 37 ay-
dının yakılarak
öldürülmesini
köktendinciliğin,
ideolojisinin ge-
reği gibi göster-
diğini belirten
yazar Şükran
KurdakuL bunun
şenat adına insa-
VedatGünyol n
>n yaşama hak-
kına yapılmış bar-
barca bir saldın olduğunu vurguladı. Katillere ve-
rilen cezayı hukukun üstünlüğü ilkesine yaraşır dü-
zeyde bulmayan Kurdakul, "Aziz Nesin'in dünya
görüşünün tahrik unsuru' sayıhnası ise yaktşıksız
bir zorlamadır. YargL,Cumhuriyettarihimizin bu ka-
re lekesine böyle yüzeysel yaklaşmamalıydı"' dedi.
Aziz Nesin'in
sözlerine katıldı-
ğını belirten Ve-
dat GünyoJ ise
"Bunlar zavallı
insanlar, robotlar,
beyinleri yıkan-
mış. Meclîse de
gjrmiş bir takım
insanlar onlan
kuUamyor. Aziz
Nesin'in dediği
gibi asılonlan bu-
lup cezalandır-
malı. Ydanı ba-
şından ezmdi"
ifadesini kullan-
d'- Adalet Ağaoğlu
Adalet Ağaoğ-
lu, Sıvas yangınını başından beri partilerin şeriat is-
teyenlere bir ödün verişi olarak değerlendirdi. Ka-
rar sonrası, mahkeme salonunda yapılan gösterinin
de buradan güç aldığına değinen Ağaoğlu. "Budu-
nım bana bir prova gibi görünüyor. Yönetimin hâ-
lâ kör, sağır ve kararsu kauşını hay retle karşüıyo-
rum" diye konuştu. Aziz Nesin'e suç duyurusunda
bulunulmasının büsbütün isyanını ayaklandırdığını
vurgulayan Ağaoğlu. çok geç kalınmış olmasına
karşın ilgilileri bu duruma karşı duyarlılığa çağır-
dv. "Tabü ortada hâlâ laik devlet diye bir şey varsa
ki ben olmadığına büsbütün inandım. Aziz Nesin
yerden göğe kadar haklı. Olan biteni dünden bugü-
ne hep politik çıkar için kuUanan hükümeder, ikti-
darlar asıl suçlu"dcdi.
Ressam İbrahim Balaban ise cezalann az oldu-
ğunu dile getirdi. Hukukçu olmadığı halde hapisha-
nede pek çok dava gördüğünü belirten Balaban, dü-
şünüp planlayarak adam öldürmenin cezasının 22
yıldan başladığını söyledi
Balaban u
Burada düşüne düşüne, bilinçli olarak
ellerine benzinleri alıyorlar, gidiyorlar yakıyorlar. O
güzelim insanlar ülkeyi aldınlarma uğruna orada sa-
natlannıgöstermeyegidiyoriar.Orayıışıtmak istiyor-
lardı ama kendilerini yakarak değil sanat yaparak
ışıtmak için oraya girmişlerdi. Bu ülkeye ışık saçan
insanlan kasıtlı olarak yaktıklanndan ötürü bunla-
ra en az 22 yıldan idama kadar ceza vermeleri gere-
'gö-kirdL Biz hukuku \e davalan öyle görmüştük"1
rüşünü dile getirdi.
Olayın Cumhuriyet'in geleceği açısından vahim
olduğunu dile ge-
iıren Demirtaş
Ceyhun. sanıkla-
nn duruşma son-
rası mahkeme he-
yetine bozuk pa-
ralarla birlikte
çakmak da atma-
lannın çok an-
lamlı bir işaret ol-
duğunu belirtti.
Ceyhun, "Aziz
Nesin'i mahkum
etmek isteyen,
onun hakkında
suç duyurusunda
bulunan mahke-
Demirtaş, Ceyhun „ « heyeti de bun-
ca ödün vermesi-
ne karşın, tehdit edihnekten kurtulamamış. Cum-
hu rbaşkanı'nin, partamentonun, hükümetin dikka-
tini çekmek isterim" dedi.