Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 ARALIK 1994PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ayhan Uzala'yı kimliği
bilinmeyen kişiler Kadıköy'den
evinin önündeki caddeden 29 kasım
günü herkesin gözü önünde
kaçırmışlardı.
20 gün sonra Uzala, sakallan uzamış,
pejmürde bir kılıkla ve perişan bir
halde evine döndü.
. Annesi onu bu halde görünce
düşüp bayıldı. Yakınlan yaşadığma
inanamıyorlardı. Kendisi de
inanamıyordu. Uzala'yı
kaçıranlar 20 günlük bir
sorgudan sonra, onu öldürmek
üzere gözleri kapalı bir
halde bir ağaca yasladılar. Ölümü
bekliyordu. Böyle bir sona
hazırlanmıştı.
alürken söyleyeceği son
sözlerini hazırladı. Vücuduna,
yaslandığı ağaca
son kez dokundu. Beklemeye
başladı. Birden sesler kesildi.
"Neredesiniz" diye bağırdı.
Ses çıkmadı. Bir kez daha yüksek
sesle bağırdı. Yine ses yoktu.
Gözlerindeki bağı çözdü.
Karanlıkta bir minibüsün
uzaklaştığını gördü. Hâlâ ne
olduğunu anlamamıştı.
Ama kaçmaya karar verdi.
Nerede olduğunu bilmiyordu.
Orman içinde yağmur altında, tam 12
saat çamurlara bata çıka dolaştı.
Önce İzmit'e, bir minibüse
binerek ulaştı.
Gtıayete varmayan failimeçlnıl'ORALÇALIŞLAR
Üzerine sekiz kişi birden çullandı.
Kadıköy'ün ana caddelerinden birinde
güpegündüz adam kaçınyorlardı.
Genç adam direndi. Gözlükleri kınlmış-
tı.
Çevrede birikenler hayret dolu bakışlar-
la izliyorlardı; sekiz kişi bir adamı kaçın-
yordu.
Bir ara ellerinden kurtulur gibi olunca
can havliyle bağırdı:
" Benim adım Ayhan Uzala. Beni öldür-
meye götürüyorlar. Aileme, tnsan Haklan
Demeğine haber verin."
Sesi boguldu kaldı. Çevredekiler donuk,
boş gözlerle bakıyordu.
Bir özel otomobil yanaştı. Sekiz kişi Ay-
han Uzala'yı aracın arka koltuğuna tıkıştır-
dı.
Ayhan Uzala'nın "yanm kalmış bir in-
faz" ya da "işlenemeyen bir faili meçhul ci-
nayete" dogru yolculugu böyle başlamıştı.
Ayhan Uzala, bu inanılmaz ölüm yolcu-
luğunu bütün aynntılanyla Cumhuriyet'e
anlattı.
Ayhan Uzala'nın, "meçhul" kişilerce Ka-
dıköy'de evinin önünden kaçınldığı gün 29
Kasım 1994sabahıydı.
Ailesi, insan haklan kuruluşlan, Hollan-
da devleti, Hollanda vatandaşı da olan Uza-
la içın harekete geçmiş ve Uzala'nın yaşa-
mından endişeduyduklannı açıklamışlardı.
Ayhan Uzala'dan uzunca bir süre hiebir
haber alınamadı. Birçok kişinin inancı Uza-
la'nın bir faili meçhul cmayete kurban git-
tiği yönündeydi.
Çünkü bu şekilde kaçırmalann hemen ta-
mamı öiümle veya kaybolmakla sonuçlan-
mıştı. Uzala'yı da artık aynı kader bekli-
yordu. tnsan haklan savunuculan işi ucunu
bırakmadılar. Ölüm haberi alınmadığına gö-
re yine de bir umut vardı.
'Ölü'nün bayıltan dönüşü
20 gün sonra bir sabah sakallan uzamış,
perişan bir halde Ayhan Uzala, Kadıköy'de-
ki evlerinin zilini çaldı. Annesi kapıyı açar
açmaz, heyecandan düşüp bayıldı. Ayhan
Uzala evine dönmüştü. Ayhan Uzala, ina-
nılmaz olaylar yaşayarak ölümün eşiğine
gelmiş ve kurtulmuştu.
Şimdi onun için yeni bir yaşam başlıyor-
du. Yirmi gündür açtı, önce sıcak bir çorba
içti. Bir sigara yaktı. Ardından avukatlan-
na haber verdi. Bütün yaşadıklannı anlata-
caktı.
Güpegündüz Kadıköy'de evinin önünden
kendisini kaçıranlann ve yirmi gün ölüm
tehdidiyle sorgulayanlann kimler olduğunu
soracaktı. Ayhan Uzala, hâlâ yaşamından
endişe duyuyor, ortalığa çıkamıyor. Biz
Uzala ile kurtulduktan hemen sonra görüş-
tük. Ancak basın toplantısı yapacağını ve bu
söyleşinin ondan önce yayınlanmamasını
bizden rica etti. Biz de bu yüzden söyleşiyi
beklettik.
Uzala ile söyleşimize, kim olduğunu, ba-
şına bu işlerin neden gelmiş olabileceğini
sorarak başladık.
Uzala daha önce gördüğü işkenceler ne-
deniyle boynunu zorlukla çeviriyor, tane ta-
ne ve kısık bir ses tonuyla yaşadıklannı an-
latıyordu. Anlattıklannı dinlerken tüylerini-
zin ürpermemesi mümkün değil. Bu nasıl
bir ülke, bu nasıl bir sistem diye tekrar tek-
rar sorup durduk.
Kimdi bu adamlar?
Güçlerini nereden alıyorlardı?
Güpegündüz sokaktan insan kaçırma ce-
saretini onlara kim veriyordu?
En iyisi Ayhan Uzala'nın anlattıklannı
dinlemek:
lerde kaldık. Daha sonra lise 2'yi Siverek'te,
lise 3'ü Diyarbakır'da okudum. 1977-1978
Diyarbakır Lisesi mezunuyum. Dicle Üni-
versitesi Tıp Fakültesi'ni kazandım. Ama
okuyumadım. 26 ocakta Diyarbakır'da gö-
zaltına alındım.
Burada 23 gün sorgulandım. Sorgum sı-
rasında ağır işkenceler gördüm. Bu neden-
le 5-6 gün askeri hastahanede yattım. Kısa
bir tedaviden sonra, tutuklandım ve cezaevi-
ne gönderildim. Diyarbakr'ın çeşitli ceza-
*hk gözaltına ahnışınT
Ayhan Uzala- 1959 Diyarbakır doğum-
luyum. llk, orta ve liseyi Batman'da oku-
dum. Babamın işi nedeniyle değişik şehir-
"Ustüme
çullananlan
tanımıyordum ama,
sonumun ne
olacağını hemen
anlamıştım. Onlar
beni etkisiz hale
getirmek için
uğraşırken avazım
çıktığı kadar 'beni
ölüme götürüyorlar.
însan Haklan Derneği'ne haber
verin' diye bağınyordum.
Çevredeİcilerin bakışlan ise boş ve
donuktu..."
evlerinde 2 yıl yattım. TKPML-TİKKO da-
vasından yargılandım.
Hakkımda 168/l'dendavaaçıldı. 1981'in
Kasım aymda tahliye oldum. Tahliye işle-
mim yapılırken siyasi şubeden polisler ge-
lip beni tekrar gözaltına aldılar. Tahliye ol-
madan Diyarbakır'da tekrar sorgu merkezi-
ne götürüldüm ve burada 60 gün tutuldum.
Çıkanldığım savcılıkta tekrar serbest bıra-
kıldım. 1984 Mayısı'na kadar serbest kal-
dım. Bu arada TKPML-TİKKO ana davası
sonuçlandı ve 10 yıla mahkûm edildim. Bu-
nun üzerine giyabi tutuklanma karanyla
aranmayabaşladım. Iki yıl kadar Türkiye'de
kaldıktan sonra 1986 yılında yurtdışına çık-
tım. 1993'ün Şubat ayına kadar yurtdışın-
da işçi olarak çalıştım. .
1993'ün Şubat başlannda yeniden Türki-
ye'ye döndüm.
Yine 1993 yılının 22 Nisanı'nda Istanbul
Bakırköy'de siyasi şube tarafından gözal-
tına alınarak, 15 gün ağır bir işkenceden ge-
çirildim. Bu işkenceler sonu-
cunda sol kolum dirsekten kı-
nldı. Saçlanm yolundu. Ağır
hasarlar meydana geldi. Belfı-
tığı oldum bunun tedavisi sürü-
yor. Boyun sinirlerim önemli
oranda zedelendi ve şu anda
boyun hareketlerim çok kısıtlı
ve şiddetli bir ağn söz konusu.
Çıktıktan sonra esas olarak te-
davimle uğraştım. Çünkü bu
rahatsızlıklanm beni sosyal ya-
şamdan tamamen alıkoyuyor-
du.
15 günlük gözaltından sonra
çıkanldığım Devlet Gü\enlik
Mahkemesi tarafından tutuk-
landım, Istanbul Sağmalcılar
cezaevinde toplam üç ay yat-
tıktan sonra çıkanldığım ilk
mahkemede tahliye oldum, be-
raat ettim. Bu dava da
TKPML-TİKKO davasıydı.
Bu süre içinde Adli Tabip'ten 15 günlük
işgörememezlik raporum vardır. Bunun ya-
nısıra çeşitli hastahanelerden alınmış rapor-
lanm bulunuyor. Kolumun işkenceler so-
nucu kınldığı, belfıtığımın olduğu, önemli
sinir zedelenmelerinin olduğunu, bu neden-
le sağ bacağıma inen müthiş bir ağnnın bu-
lunduğunu bu raporlar gösteriyor. Bu ne-
denle düzenli bir fizik tedavisine gereksi-
nim bulunduğu doktor raporlarıyla sabit.
Bütün yaşantımı Nisan 1993'te poliste 15
gün süren işkcnccnın tahribatlannı gider-
meye aynmış durumdayım.
Böyle devam edegeldi.
1994'ün 24 Kasım'ında sabah saat
10.45'te evimizin buluduğu Kadıköy l.yol
sokakta, evimizden çıkar çıkmaz 150 met-
re ilerledikten sonra. daha önceden hiç gör-
mediğim ve sivıl giyimli 8-10 kadar insa-
nın beni yakalamak istediğini fark ettim.
Bu arada üzerime atladılar. Ben de kaçma-
ya çalıştım. 1993 yılında Bakırköy'de de
aynı şekilde alınmıştım. Ben de
insanlann benim gözaltına
alındığımı duyabilmelen ve
akıbetimin belli olabilmesi
için, "Ben Ayhan Uzala, beni
infaz edecekler. basına ve İn-
san Haklan Derneğine haber
veriniz" diye bağırdım.
- Çevredeki insanlar olayı
gördiiler mi?
Ayhan Uzala- Sokağın biti-
mi bir ara caddeye açılıyor. Bu
ara caddede işyerleri var. Işye-
ri sahipleri ve gelen geçenler
toplandılar. Ben direndim ve
boğuşmaoldu. Beni etkisizha-
le getirme 7-8 dakika kadar bir , , . . , , . . . . , . .
zaman aidı.Bu süre içinde, bo- olmadığını, öldürüleceğimi ve bu
ğuşmaan.ndave benim bağnş- k o n u
hakkinda aSİa SOrUŞtUITna
malanm esnasında olay yenne , , :
bir araba yanaştmidı ve zoria yapılmayacagını yıneleyıp
7-8 kişi tarafından arabaya bin-
dirildim. Ve boynumdaki at-
kıyla hemen gözlerim bağlandı. Ellerim ar-
kadan kelepçelendi. Arabanın arka tarafına
bindirilmiştim.
bildi. Arka tarafa bindirdiler. Sağıma ve so-
luma birer kişi, öne de bir kişi oturdu. Ara-
bada toplam 5 kişiydik. Gözlerim kapatıbp
ellerim arkadan kelepçelendikten sonra tab-
minen iki üç saatlik bir yolculuk yaptık. Yol
zaman zaman asfalt, dönem dönem daha
patikamsıydı. Bunu sarsıntılardan anlıyor-
dum. Böyle değişik grift yollarda dolaş-
tınldıktan sonra bir onmana geldik.
-Orman olduğunu nereden anladın?
Ayhan Uzala- Orman olduğunu şurdan
"Bendenbilgi
istediklerinde
kendilerine cevap
vermeyeceğimi
söyledim. Bir
yandan da
çevremden gelen
sürekli şaıjör
seslerini
duyuyordum. Bana
hiç bir şansım
"Gözlerim bağlı, ellerim
kelepçeli"
-Arabayı görmiiş müydünüz?
Ayhan Lzala- Göremedım. Çünkü bin-
dirilirken boğuşmuştum. Üzerime atlamış-
lardı arabayı göremedim. Rengini, plakası-
nı görmem mümkün olmadı. Ama otomo-
çıkardım: Güneşli, güzel bir gündü 29 ka-
sım günü. Gelirken en azından arkamızda
daiki araba vardı.
Benim bulunduğum arabaya sürekli gidip
geliyorlardı. Aralannda bir şeyler konuşu-
yorlardı. Bu gidiş gelişler sırasında ayak hı-
şırtılanndan yere dökülmüş kuru yaprak
sesleri geliyordu.
Orman olduğu büyük bir sessizlikten de
anlaşılıyordu. İnsan sesi yoktu. araba sesi
yoktu. Hiçbir ses yoktu.
llk etapta ismimi sordular. Kimliğim za-
ten üzerimdeydi. Kimliğimi özel eşyalan-
mı aldılar. Güzdanımı. saatimi, olay sıra-
sında gözlüğüm kınlmıştı. Ismımin kimlik-
te yazılı olduğunu söyledim. Evimin adre-
sini sordular. Evimin önünden aldıklannı
söyledim.
"Cevap vermeyeceğimi söyledim"
Daha önce yargılandığım davada sorul-
muş olan sorulan yeniden sordular.
TKPML-TİKKO ile ilgili sorulardı bunlar.
Bu konuda kendilerine bilgi vermemi iste-
diler.
Aksi takdirde öldürüleceğimi, kesinlikle
hiç bir şansımın olmadığını, çünkü bunun
bir operasyon olmadığını, benim dışımda
hiç kimsenin gözaltına alınmadığını, tutuk-
lanmadığını ve illegal alındığımı. hiç bir ya-
sal işlem yapılmayacagını söylediler.
"İllegal alındın. son şansındır. Tek alter-
natifın istediğimiz bilgileri verip, kurtul-
maktır. Bunun dışında davranırsan öldürü-
leceksin", diyorlardı. Bu arada, silahlann
mekanizma şakırtılan ve şarjör sesleri ge-
liyordu. Silahlarlaoynuyorlardı. Silahı ara-
da bir kafama dayıyorlardı.
Ben de, "benim buraya getirilmem yasal
değil. o açıdan hiç bir sorunuza yanıt ver-
meyeceğım, ifade vermeyeceğim, ancak
ben avukatımla görüşüp, ancak o şekilde
ıfade verebileceğim" dedim.
Bunun dışında konuşmayacağımı söyle-
dim. Avukatımla görüşmeden ifade verme-
yeceğimi açıkladım. Orrnanda arabanın
içinde bekletilmem yaklaşık iki sakt kadar
sürdü.
Bu arada gidip gelmeler oluyor, değer-
lendirmeler mi yapıyorlar, ne yapıyorlarsa
geri geliyorlar. Bir iki saatlik beklemeden
ve bu tür bir sorugulamdan sonra, özellik-
le öldürüleceğim yönünde bir hava yaratma-
ya çalışıyorlardı. Ben de o tavnmı sürdür-
düm. İfade vermeyeceğimi söyledim. Bu-
nun yasadışı bir kaçırma eylemi olduğunu
söyledim.
"Kavak ağaçlannı gördüm"
Daha sonra o arabadan çıkanp minibüs
gibi bir araca bindirdiler. Minibüs bildiğî-
miz dolmuş minibüsü gibi değildi. Mitsu-
bishi veya Pegeot'lann arkası söküimüş. ka-
sa türü bir araçtı.
Ellerim arkadan kelepçeliydi. Minibüsün
arka tarafına koydular.O arada gözbağım
biraz kaydı,-uzun kavak ağaçları gördüm.
Az bir şey görebildim. Bir kişi yanıma bin-
di. Benim bulunduğum yerde koltuk falan
yoktu.
Daha sonra ormandan aynldık. Takriben
üç saatlik bir yolculuk yaptık. Dönem dö-
nem asfalt, dönem dönem köy yollan gibi
yollardan geçtik.
Bu yolculuğun sonunda bir binaya gel-
dik. Bina daha sonraki incelemelerimden
sonra da çıkarabildiğim kadanyla eski bir
yapıydı. Defalarca polis karakoluna düş-
müş bir insanım.
O güne kadar şahit olduğum yerler. polis
karakolunun aynlmaz parçalan olan, insan
sesleri, telefon sesleri gibi hiç bir ses yok-
tu. Daktilo sesi. ayak sesleri, bafnşmalar
buna benzer hiç bir şey yoktu.
Tam bir sessizlik vardı. Benim bulundu-
ğum hücrede bir yatak vardı. Dört metreye
dört metre büyüklüğünde bir hücreydi. Hiç
bir penceresi yoktu.
Yüksek tavanlıydı. Bir elektrik ampulü
vardı. Demir bir kapıya sahipti. Demir ka-
pının orta yerinde mazgalı bulunuyordu. Ya-
tağın üzerine nevresim, çarşaf ve battaniye
serilmişti.
Beni oraya koyarlarken. oranın kurallan-
nı açıkladılkr:" Içeri girdikten sonra, biz
gözbağım açacağız. Biz dışan çıkıp kapıyı
kapattıktan sonra tamam diyeceğız dediler."
SÜRECEK
Ayhan Uzala ÎHD'de yaptığı basm toplantısmda, 20 gün boyunca fiziki ve manevi işkence gördüğünü söyledi
^Hollanda vatandaşı olmasam öldürecelderditstanbul Haber Servisi -
Kimliği belirsiz kişilerce
kaçınlan ve 20 gün sonra
serbest bırakılan Ayhan
Uzaladün tnsan Haklan
Derneği (İHD) Istanbul
Şubesi'nde basın açıklaması
yaptı. Basın açıklamasına
Uzala'nın ailesi, avukatlan ve
bazı sanatçılar katıldı.
Açıklamanın yasal olmadığını
belirterek engel olmaya çalışan
ve toplantıya katılmak isteyen
polislere izin verilmedi.
Ayhan Uzala yaptığı
açıklamada, kaçmldıktan sonra
20 gün boyıftıca manevi
işkence gördüğünü belirterek,
sürekli olarak öiümle tehdit
edildiğini söyledi. Kendisinin
de faili meçhul cinayetler
zincirinin yeni bir halkası
olacağını vurgulayan Uzala,
sağ kurtulmasında Hollanda
vatandaşı olmasının etkili
olduğunu söyledi.
İHD Istanbul Şube Başkanı
Avukat Ercan Kanar da yaptığı
açıklamada, gözaltında
kayıplann sorumlusunun devlet
olduğunu belirterek, "Yargısa
infazlardan, işkencede
ölümlerden, kontra
cina>etlcrinden sonra
gözattında kaybetmeler de
iktidann temel kurumlanndan
biri haline geldi. Muhaliflerin
yaşama hakkı ve can güvenliği
en güçlü organizasyon olan
iktidann hukuk dışı güçlerince
tehdit altında" dedi.
"Latin Amerikayı geçti^
Türkiye'nin gözaltında kayıplar
açısından Şili, Arjantin, Peru
gibi Latin Amerika ülkelerini
geride bırakmak üzere
olduğunu vurgulayan Kanar,
1990 yılından bu yana 44
kişinin kaybolduğunu ve
cesetlerinin dahi
bulunmadığını söyledi.
Sonışturma başlatüsın
Demokratik hukuk devletinin
laftan öteye gidemediğini
belirten Kanar, "Hukukun
zerresi olan bir toplumda
iktidar güçleri adam kaçınp
ka>bedebilir mi? Eğer böyle
sayısız kavıptar yıllardır
yaşamyorsa dtnlerin üst düze>
yetkililerinin habersiz olmaması
mümkün mü? Bu soruların
yanıtını son Ayhan Uzala olavı
yanıttıyor. Ayhan Uzala'nın 20
gün süresince yaşadıklannı
biliyoruz. Uzala'nın Hollanda
vatandaşı olması, ilgili dotetin
girişimleri ve belki de olayın
Avrupa Birliği tartışmalannın
oiduğu bir döneme rasrlaması
öidürülmesini engellemiştir.
Yetkililer suçüstü yakalanmıştır.
Bu olay gözaltında kayıplardan
üst düsey devlet yetkililerinin de
haberdar olduğunu
kanıtlamıştır. Içişleri Bakanı
istifa etmeli, Istanbul Emnhet
Müdürü görevinden
alınmalıdır. TBMM'de
konrrgerilla \e vargısız
infazlarla ilgili araştırma ve
sonışturma başlatılmahdır.
Demokratik tüm kurumlan.
devletin hukuk dışı güçlerinin
üzerine gitmeye çağınyorum"
şeklinde konuştu.
Ayhan Uzala'nın babası
.VÎehmet Emin Uzala da
oğlunun sağ olmasından
mutluluk duyduklarını
belirterek, "Biz bile artık ondan
umudumuzu kesmiştik. Dileğim
kimsenin başına böyle bir şey
gelmemesi" dedi.
Dava açılacak
Avukat Mihriban Kırdök de
Ayhan Uzala'nın
kaçınlışından sonra tüm ilgili
kurumlara başvurularda
bulunduklannı, ancak olumlu
herhangi bir sonuç
alınamadığını söyledi.
Uzala'nın sağ kalmasında
Hollanda'nın hükümet
düzeyinde girişimlerinin çok
etkili olduğunu belirten
Kırdök, dava açacaklannı da
söyledi.
Besteci Şanar Yurdatapan,
sanatçı Ferhat Tunç,
HADEP Istanbul 11 Başkanı
Kemal Parlak'ın da katıldığı
basın açıklamasının yasal
olmadığını belirterek
engellemek isteyen sivil
polislere de içeri girmeleri için
izin verilmedi.