14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ARALIK 1994 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY12 ııülyoıı ıııark B Baştarafı 1. Sayfada Hasan Özdoğan tarafından dii- zenli olarak Süleyman Mercü- mek'in hesabına yatınldığı bel- gelerle kesinlik kazandı. Ankara'ya ulaşan soruşturma dosyasında Hasan Özdogan"ın para yatınrken kimlik olarak sunduğu Bursa Nüfus Müdürlü- ğü'nden verilmiş kimliğinin fo- tokopisine kadar tüm detaylann dosya kapsamında yer aldığı öğ- renildi. Almanya"da toplanılan yardımlann 10 milyon markı geçtiğini belirten uzmanlar. Türk makamlannın resmi talep- te bulunması durumunda Bosna yardımlannın kesin boyutlannın tespitedilebilmesi için Milli Gö- rüş ve Avrupa tslam Birliği'nin tüm banka hesaplannin incele- meye alinacağını belirttiler. Almanya'da yardım olarak toplanılan paralann bu ülkede oturma izni bile bulunmayan Mercümek'in hesabına aktanl- ması ve bu paralann daha sonra virmanlama yöntemiyle Türki- ye'ye gönderilmesi unsurunun suç teşkil ettıği öğrenildi. Mer- cümek soruşturması kapsamın- da sonradan ortaya çıkan ve Mil- li Görüş - Avrupa Islam Birligi tarafından toplanılan yardımla- nn kesin akıbeti. açılan ek bir araştırma ile soruşturuluyor. ERBAKAN İÇİN GEREKÇELİ KARAR; Sarf edilen sözler eleştiri mahiyetinde ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ankara 1. Aslije Hukuk Mahkemesi'nce, Refah Partisı (RP) Genel Başkanı Necmcttin Er- bakan'ın bır süre önce yayımla- nan "Gündem" adlı programda kendisine hakaret edildiğı gerek- çesiyle TRT hakkında 200 milyon lira tazmınat istemiyle açtığı da- vanın ret gerekçeleri açıklandı. Gerekçelı kararda Erbakan'ın, TRT Genel Müdürü Tayfun Akgii- ner, Haber Daıresı Başkanı Oktay Göçer ıle Cüneyt Canver hakkın- da, Canver'ın TRT-İNT \e TRT-I kanallanndan bır süre önce her gün sabah saatlerınde canlı olarak ya- yımlanan Gündem adlı programda söylediği sözler üzerine dava açtı- ğı anımsatıldı. Can\er"ın. "Hoca- mız 12 Eylül'den sonra laikcumhu- riyeti yıkmaya teşebbüs suçundan yargılanmış. ancak delil yetersizli- ginden beraat etmiştir. Hoeamu. laikcumhuriyt'ti \ıkma\a teşebbüs konusunda şerbetiidir ve deneyim- Bdir. Sanıyonım o teşebbiislerini de sürdürüyor bir anlamda" sözlerı üzerine kişılık haklanna saldında bulunuldugu ıddıasıyla RP Genel başkanı Erbakan tarafından mane- \i tazminat davası açıldığı kayde- dilen kararda, şöyle denıldı: "TRT kanallannda. dava kontı- su tarihte kişilik haklanna saldın olarak nitelenip da\a açılan so'zle- riıı sarfedildiği tartışması/dır. Tar- Oşrna, sarf edilen sözierle davacı- nın kişilik haklanna saldında bu- lunup bulunulmadığı üzerinde top- lanmıştır. Bunun tespiti için söyle- nen sözlerden önceki ola\ lar. dava- cı Erbakan'ın bu olaylar karşısın- daki rurum ve davranışı ile yapbğı konuşmalar >e da>acının sö\lediği sözler tümüyledegtrltndirilmiştir. Davacı RP Genel Başkanı Erba- kan, 12 Eylül'densonra,"laık cum- hunyetı yıkmaya' teşebbüs suçun- dan yargılanıp, beraat etmiştir. Partisine mensup bir millevekili ise 'Atatürk'eveO'nunannesıne' tüm kamuoyunun tepkisine \ol açacak şekildc dil uzatmıştir. Bizzat Başba- kan, bunu tel'in \e Atatürk'e saygı mitingi düzenlerken, davacımn partisi çağnlmamıştır." Ankara 1. Aslı\e Hukuk Mah- kemesı'nın gerekçelı karannın son bölümünde de. "davacının ve par- tisinin anayasa değişikliği sırasında basına yansı\an düşünceleri ile yu- kanda açıklanan olayın güncelliği karşısında sarf edilen sözlerin eleş- tiri sınırlan içinde kalan sözler ol- duğunun kabul edildigi" beltrtile- rek. Yargıtay \olu açık olmak üze- re, davanın reddedildiği bildırildi. Necmettın Erbakan, bir süre ön- ce de, Gündem programının 28 Şubat 1994 günü yayımlanan bö- lümünde. kendisine. partiye ve partı camıasına dolaylı yollardan hakaret edıldığını öne sürerek, 200 milyon lıralık bır tazminat davası daha açmıştı. Uçakta katliam • Baştarafı 1. Sayfada hin alındı. Yolculardan 9"unun öldürüldüğü bildirildi. AirbusA300tipiAF8969se- fersayılı uçagın rehın alıomasırı- dan sonraki iki saat içerisinde. çoğunluğu kadın ve çocuk olan 55 kişi. gruplar halinde serbest bvrakıldı. Fransız televizyonu TF 1, serbest bırakılan yolculann rfadelerine dayandırarak verdigi haberinde. 7 yolcunun, terörist- lerin açtığı ateş sonucu öldüğü- nü, iki yaralı yolcunun da kargo bölümüne atılarak ölüme terk edildigini kaydetti. Yaralı yolcu- lara yardıma gelen güvenlik güç- len ise korsanlann ateş açması sonucu uçağa yaklaşamaması nedeniyle. bu kişilerden de ümit kesildiği bildirildi. Serbest bıra- kılan yolcular. korsanlann "dini sloganlar attığını \e kadınlara ba- şörtüsü dağıtarak başlarmı ört- meye zorladıklannı" ifade etti- ler." Cezayir Dışişleri Bakanı Ab- durrahman Şerif de yolculardan bazılannın öldügünü dogruladı. Abdurrahman. korsanların Ce- zayir makamlanndan uçagın ha- valanmasuıı istediklerini, ancak uçagı nereye götüreceklen ko- nusunda bir açıklama yapmadık- lanm bildirdi. Öldürülenlerden birinin tatil amacıyla Paris"e gi- den bir polis olduğu bildirildi. Olay nedeniyle havaalanına' ya- pılacak seferlerin yanı sıra Ceza- yir dışına yapılacak seferler de askıya alındı. Paris'teki güveni- lir kaynaklar. uçakta iki Fransız diplomatın bulunduğunu bildir- diler. Uçaktaki yolculann büyük bölümünün Cezayırli olduğu, Fransız yolcu sayısının 10 kadar olduSu da eelen bilgiler arasın- da. Uçaktaki yolculann yakınlan, uçağın ineceği Orly Havaala- nı'nda toplanarak beklediler. Fransa Dışişleri Bakanlığı, bir kriz masası oluşturarakolaylail- gili çalışmalara başladı. İsıtıet Paşa'yı unutmadık • Baştarafı 1. Sayfada den oluşan "Atatürk ve Inönii" konulu resim sergısi ile "Lozan" konulu karikatür sergisi açıla- cak. tzmir'de ise lsmet Inönü'yü anma etkinliklen dün akşam Ko- nak Belediyesi'nin düzenlediği bir toplantıyla başladı. Özel Fa- tih Koleji Gösteri Salonu'nda yapılan toplantıda (Conak Bele- diye Başkanı Ahmet Sanşın ve Prof. Dr. Ergun Aybars, İnö- nü'nün asker ve politikacı kişiliğini anlatan birerkonuşma yaptılar. Konak Belediyesi ile Kültûr- Sen'in ortaklaşa düzenlediği et- kinlikte ise Devlet Opera ve Balesi sanatçılan şan konseri verdiler. Anma programı kapsamında, bugün de İsmet tnönü'nün doğ- duğu ev ziyaret edilecek. ATYARI5LARI FİKRET , i DAĞLlOÖİÜî 1. KOŞU: F: Charmy (4). P: My Joba (8). PP: High Flyer (2), S.Lıly(6). 2. KOŞU: F: Liza 1 (7), P: Güncan (6), PP: Saadetim (9). S: Aristocratic (1). 3. KOŞU: F: Kurtcebe (9). P: Akçagelin (3), PP: Dancıng Lady (4), S: Kraliçekızı (5). 4. KOŞU: F: Kalender 2 (2), P: Babaorhan (5). PP: Erkanım (6), S:Gülay3(9). 5. KOŞU: F: Shahame (2). P: Shar. Reef (3), PP: Tekaday (4), S: Ocean Goıng (6). 6. KOŞU: F: Lan Celot (10). P: Down Town (8), PP: Albeni (9), S: Non Stop Dance (2). 7. KOŞU: F: Muradım 3 (6), P: Reıs 2 (16), PP: Baykan 1 (3), S: Umudum (8), SS: Ekber 1 (7). 8. KOŞU: F: tlter (1), P: Akosman (5), PP: Muzaffer 1 (7), S: Tümerbey (4). Günün İkilisi: 4 Koşu. 2 5 Tabela Bahis: 6 16.3.8.7. ALTILI GANYAN 2 5 6 9 10 8 6 16 3 1 5 OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ Burhan Dalgıç M. Kımacı TuğrulSaka Ertan Kapusuz 9 9 9-4-3 9 2-5-6-9 2-5-6-9 2-5-6-9 2-5-6-1 2-3-4 2-3-1 2 2-3-4 2-8-9-10 2-5-9-8 2-10-9-8 8-9-10 6-16-3-8 6-3-8-5 6-7-8 6-7-8 1 1 1-7-5 1 • Baştarafı 1. Sayfada sağlıklı karar ahnmasının olanağı da yoktur. SHP ve CHP'nin solda bütünlü- ğün sağlanması için toplanan ola- ğanüstü kurultayları, ikiye aynlmış bir sosyal demokrat hareketin ye- niden bir araya gelmesinden çok, kırılan vazonun parçalarının top- lanması girişimiydi. Her iki partinin yakın geçmişteki hesapları, "tek baş/na arslanlar gi- bi yürüyüp diğerinin kendisine ka- tılmak zorunda kalacağı" üzeri- neydi. CHP 9 Eylül 1992'de yeni- den açıldığında Baykal ve arka- daşlarının yorumu şuydu: "Gümbür gümbür geleceğiz..." Bir süre sonra görüldü ki CHP yine gümbür gümbür ama, gelmi- yor, gidiyor. Bunun üzerine SHP, iktidar gücünü de kullanıp CHP'yi kendi içine katılmaya zorlama he- sapları yaptı, ama 27 mart yerel seçimleri iki partiye de yar olmadı. Genel değerlendirmeleri bir ya- na koyalım, düne gelelim. Kızmaca, danlmaca yok. Her iki parti de ikinci lige düşmüş takım- ların görüntüsünü veriyordu. Ko- nuşmacılar, bunun acısını farklı ifadelerle dile getirdiler. Heyecanh konuşmalar, birinci lige çıkmak için ruh arayışını ortaya koyuyor- du. SHP'nin Yükseliş Koleji, Parçalanma Kurultayı mı? CHP'nin Altınpark salonundakı kongrelerine dinleyici almmadığın- dan "bindirilmiş kıta" yoktu. Oze- leştiriler "acı "olduğu için delegeler zaman zaman tepki gösterdiler. "Söylediklerin doğru ama, şimdi doğruyu söylemenin ne alemi var?" demek istiyoriardı. Dün bir kez daha görüldü ki Ka- rayalçın bütünleşmenin "he- men"olmasından yana değil. SHP lideri, Çiller'le 1996'ya kadar ikti- dan sürdürmeyi kafasına koymuş. Zaten CHP ile bütünleşme olayı, tümüyle 4 aralık ara seçimleri üze- rine hesaplanmıştı. Seçim iptal edilince Karayalçın için birleşme- nin ivediliği de ortadan kalkmıştı. Ama ortada her iki liderin verdiği bir söz vardı. SHP lideriyle hafta içindeki bir geceyarısı telefon sohbetinde önümüzdeki dönemi konuştuk. Art arda sıraladı: "Çok önemli bir döneme girdik. önümüzde yepyeni bir süreç var. 6 marta kadar büyük bir dönüşü- mü gerçekleştirmek zorundayız. Yeni bir sayfa açıldı. Gümrük Birli- ği konusunda ciddi gelişmeler sağlandı. Bu süreç Türkiye'nin ya- ranna..." Araya girip sordum: - 6 marttan önce bır solda birlik olayı var. Siz, sanıyorum, hiçbir şey o/mayacakmış gibi koalisyon için çalışıyorsunuz... - tabii, bütünleşme olacak. O süreç zaten işliyor. Karayalçın bunu söylüyordu ama, sanki ses yürekten gelmi- yordu. SHP lideri belki de şöyle bir demeç verseydi, daha samimi olurdu: "Birtiği 4 aralıktaki seçimler ne- deniyle istemiştim. Seçim yok, şu aşamada koalisyonun yoluna de- vam etmesi için başka oluşumlara gerek yoktur. Bir partinin hedefi iktidar olmaksa, işte biz iktidarın ortağıyız. Ben, 1996'ya kadar şansımı denemek istiyorum. Ben milletvekili değilim. Genel baş- kanlığım biterse siyaseti sürdür- me olanaklanm çok zayıflar." Karayalçın, bunları söylemeden, bu anlama gelecek tavırlar sergıli- yor. Bunun somut örneğini önceki geceden itibaren yaşamaya baş- ladık. Karayalçın ve Baykal, önce- ki akşam Washington Resto- ran'da yemek yediler. Her şey çö- zümlenmiş olsaydı, böyle bir ye- meğe gerek yoktu. Bu görüşmede "delegelerin eşitliği" sorunu yine giderilemedi. Dün sabah iki lider bır kez daha bır araya geldıler. Baykal, gazetecilere, SHP'nin so- run olarak ortaya koyduğu her şe- yi SHP lehine kabul ettiklerini söy- ledi. Ama Karayalçın açıklama yapmadı. Kına gecesi olur mu? Tüm bunların ardından Karayal- çın, kurultay konuşmasında bir- leşme takvimi için parti meclisine yetki verilmesini istedi. 28 ocak olarak kesinleşmiş tarih için de şu deyimi kullandı: - 28 ocak ya da başka bir ta- rih... Bunun anlamı şu: "Parti meclisine yetki verin ve ben bu tarihi başka bahara ertele- yeyim." Karayalçın'ın yaptığı, kına gece- si düğün tarihini ertelemeye ben- ziyor. O zaman sülaleyi toplayıp kınayı niye yaktınız? Öğleden sonra SHP ve CHP kurmaylarının SHP Genel Merke- zi'ndeki sıkı pazarlığı kesin sonu- cu getirdi. Birlik kurultayının 28 ocakta yapılması, bugünkü dele- ge sayılarıyla kongreye gidilmesi ve genel başkanlık için ilk turda salt, ikinci turda adi çoğunluk aranması konularında anlaşma sağlandı. Bu Karayalçın'ın hesap- larına ters bir gelişme. Daha önce bilmem kaç kez bu- lunmuş ortak nokta bir kez daha bulunmaya çalışılıyordu. Bulunan nokta bir başka hesapla bozulu- yor, sonra yenisi aranıyor. Bu ka- dar sık nokta değişikliğini Kristof Kolomb'un pusulası bile yakala- yamaz. Böylesine karşılıklı güvensizlik- ler, ayrı hesaplar içinde gerçekle- şecek ortaklık, yeni kavgalara da gebe görünüyor. O zaman ister is- temez akla şu soru geliyor: - Bütünleşme kurultayından ye- ni parçalanmalarla mı çıkılacak? Bu tabii ki istenen bir sonuç de- ğil. Ne var ki futboldan örnek ver- meye devam edersek, şu andaki görüntü, küme düşmüş iki kulübü hiçbir şeyi dışarıda bırakmadan biıieştirmeye benziyor. Böyle olur- sa, 11 kişilik takıma girmek iste- yenlerin sayısı artacak. O zaman daha bir kıran kırana çekişme ya- şanacak. Takıma girmeye hak ka- zananlar bu kez kendi aralarında hesaplaşmaya gidecek. Orta saha oyuncusu diğer takımdan geldiği için "gıcık" olduğu santrfora pas vermeyecek. Geri dörtlü kendi arasında anlaşamadığı için kaleyi koruyamayacak... Sağlıklı bir takım için "özveri", "oynama hırsından" daha önemli olsa gerek... BP Benzini, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de "İyi Benzin'dir. BP Benzini, BP araştırma laboratuvarlarında geliştirilen üstün nitelikli (3. jenerasyon) katıklara sahip, iyi benzindir. Bugün tüm dünyada, benzin, rafineriden alınıp kullanıma sunulmadan önce, yüksek standartlara uygun katıklarla zenginleştirilmek zorundadır. BP Benzini'nin özel katıklan, motoaın benzinle temas eden tüm parçalan üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturur. Böylece benzinin, karbüratör ve enjektör memesinde kurum ve tortu yapmasını önleyerek, erame supaplarının daima temiz kalmasını sağlar. Sonuçta motor düzenli çalışır, benzin düzenli ve tam yanar, çabuk bitmez. Egzozdan çıkan, havayı kirleten atık gazlar azahr. BP Benzini, ister normal olsun, ister süper olsun, ister kurşunsuz olsun, dünyanın her yerinde "İyi Benzin"dir. BP kalitesinin, tüm taşıt üreticilerinin desteğini kazanması, işte bu yuzdendir. İyi Şoför İyi Benzin Kullanır. »rc w
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle