Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyetImtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç #
Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet
Çetinkava 0 Yazıışlerı Müdürlerr
fbrahim Vıldız (Sorumlu). Dinç Tayanç
# Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara
• Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Dış Habcrlcr: Ergun Balcı • Istıhbarat: Yalçın Çakır
0 Ekonomı Bülent Kızanlık 0 Radyo-TV Lygar
Eremektar 0 Kiillür: Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Yurt Haberler: Mehmet
Saraç 0 Makaleler Sami Karaören 0 Çevirı
Seyfettin Turhan 0 Düzeltme Abdullah Y a/ıcı
Yayın Kurulu llhan Selçuk
(Başkan). Orhan trinç. Oktay
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinkava, Şükran Soner, Ergun
Balcı, Dinç Tayanç, İbrahim Yıldlz,
Orban Bursalı, Mustafa Balba>.
Ankara Temsılcisı Mustafa Balbay 0 Haber Müdürü Doğan
Akın Atatürk Bulvan No 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel-
4195020(7hat). Faks 41950270 IzmırTemsilcısı SerdarKızık,
H Zı>a BK 1352 S 2 3 Tel- 4411220, Faks: 4419117 0 Adana
Temsılcisı. Çetin Yiğenoğlu, Inönu Cd. 119 S. No'1 K.at.1, Tel
3522550, Faks. 3522570
Müessese Müdürü. Eroi Erkırt 0 Koordınatör
AhmetKonılsan0Muhasebe BûlentYener
0 Idare Hüse\üı Gürer 0 Işletme Önder
Çeiik 0 Bılgı-lşlem Nail tnal 0 Bılgısayar
Sıstem. Mürüvet Çiler 0 Reklam Reha
Işıtman 0 Halkla llışkıler Nurten Beriuoy
Ya>ırata>aa ve Basan: Yenı GÜTI Haber Ajansı. Basın ve Ya\ıncılık A $
Türkocağı cad 39 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 lstanbul f d (0 212) 512 05 05 ı20haıı fals lü 2121 513 H5 95
25 ARALIK 1994 Imsak: 5.47 Güneş: 7.19 Ogle: 12.08 tkindi: 14.27 Akşam: 16.47 Yatsı: 18.14
Teğmene nekor
tszminst
• BURSA (Cumhuriyet) -
Muavenet Zırhlısı'nda
vurularak yaralanan tznikli
Teğmen Ahmet Tırnava,
ABD hükümetini 28 milyar
lira tazminata mahkûm etti.
Hafta başında sonuçlanan
dava sonucu, ABD hükümeti,
genç teğmene 28 milyar lira
tazminat ödemeye mahkûm
edildi. Teğmen Tırnava'nın,
tazminatından 18.5 milyar
lira aldığı, kalan mıktan
avukatlık ücreti olarak
ödediği öğrenildi. NATO'nun
1992 yılı Ekim ayında Ege
Denizi'nde gerçekleştirdiği
'Kararhlık Gösterisi 92'
tatbikatında, ABD uçak
gemisi Saratoga'dan
ateşlenen bir fûze, Muavenet
muhbirini vurtnuş, gemi
komutanı Deniz Kurmay
Yarbay Kudret Güngör'ün de
aralannda bulunduğu 5
denizcimiz şehit olmuştu.
Tayine tepki
• Haber Merkezi - Çorlu
Devlet Hastanesi Ortopedi ve
Travmatoloji Uzmanı Dr.
Yücel Kuş'un, Yozgat ili
Devlet Hastanesi'ne tayin
edilmesi üzerine, Kuş'un
büyük kongre delegesi
olduğu Tekirdag Tabip Odası
harekete geçti. Karann
soruşturmasız ve hiçbir haklı
gerekçe olmadan alındığını
öne süren oda, Türk Tabipler
Birliği'ne yaptıklan yazılı
başvunıda sorunun
bakanhğa iletilmesini istedi.
Her yaşta süt içfeı
• GAZİANTEP (AA) - SSK
Gaziantep Bölge Hastanesi
Çocuk Sağlıği ve Hastalıklan
Uzmanı Dr. Orhan
Menetlioglu, dengeli
beslenme açısından önem
taşıyan hayvansal besinlerden
sütte, beyni yaşlanmaktan
koruyan 'acetyll cartinin'
maddesi bulunduğunu
söyledi. Dr. Menetlioglu,
"Gelişim çağındaki çocuklar,
yetişkinler ve yaşlılann yanı
sıra diyet yapanlar için de süt
önemli bir besin kaynağıdır"
dedi.
Baran'dan imam'
savunması
?|ANȣARA(ANKA)-
ağlık Bakanı Doğan Baran.
hastanelerde imam
görevlendirilmesine ilişkin
genelgesini savunarak,
"lmamlar moral verecek, din
propagandası yapmayacak.
Kimse öküzün altında buzağı
aramasm" dedi. Doğan
Baran, hastanelerde din
adamı görevlendirilmesi için
kadro tahsis edilmeyeceğini,
müftülerin din adamlan
göndereceğini belirtti. Plan
ve Bütçe Komisyonu'nda
Sağlık Bakanlığı bütçesinin
görüşülmesi sırasında SHP
dahil bütün partılerin bu
yönde 'temenni önergesi'
verdiğini kaydetti.
Resmiilan
fiyatian aıttrıMı
• ANKARA (ANKA)-
Resmi kurum ve kuruluşlann
gazetelere verecekleri
ılanlann fiyatian arttınldı
Bakanlar Kurulu'nun Resmi
Gazete'de yayımlanan
karanna göre, resmi ilanlann
bir santimetresinin tek
sütundaki yayın ücreti, 18
bin liradan 30 bin liraya
yükseltildı. Resmi ilan fiyatı
günlük Fıili satış ortalaması
10 bin - 50 bin arasında olan
gazeteler için KDV hariç 40
bin, 50 bin-100 bin arasında
olanlar için 60 bin, satışı 100
binden fazla olanlar için 120
bin liraya çıkanldı.
90 köy ilkokulu
eğitime açıkh
• ŞANLIURFA(AA)-
Şanlıurfa'ya atanan 120
öğretmenin göreve
başlamasıyla, kapalı 90 köy
ılkokulunda öğrenime
başlandı. Şanlıurfa tl Milli
Eğitim Müdürü Öner Ergenç,
ataması gerçekleşen
öğretmenlerin halen kapalı
olan 300'ün üzerindeki köy
ilkokulundan 90'ının
açılmasına olanak sağladığını
belirtti.
Uzungöl'e yol
• TRABZON(AA)-
Trabzon'un Çaykara ilçesine
bağlı Uzungöl beldesine ilgi
gıderek artıyor. Halen kar
kalınlığının 30 santimetre
olduğu Uzungöl, bu aylarda
da turistler açısından ilgi
odağı olmaya devam ediyor.
Yaz sezonunda yaklaşık 100
bin doiayında yerli ve
yabancı turisrin geldiği
Uzungöl'de en büyük
sorunun, standartlara göre
yapılamayan yol olduğu
belirtiliyor.
Fikir ve Sanat Eserleri Yasa tasansının korsanlığa hapis cezası veren hükümleri komisyonda budandı
Sanatçdarın utnudu başlamadan bitti•TBMM Adalet Komisyonu'nda,
korsanlığa karşı hapis cezasının
kaldınlmasıyla, Fikir ve Sanat
Eserleri Yasası'nda değişiklik
öngören tasannın yaptınm gücü
zayıflatıldı. Yasada değişiklik
öngören tasanyı hazırlayan Kültür
Bakanlığı hukukçulan, tasannın bu
haliyle, sanatçılann haklannın
istenilen düzeyde
korunamayacağını belirttiler.
ECE TEMELKURAN
ANKARA- Sanatçılann yürürlüğe girmesi-
ni bekledikleri Fikir ve Sanat Eserleri Yasa-
sı'nda değişiklik öngören tasannın son hali,
metni hazırlayan Kültür Bakanlığı yetkilileri-
nin 'düzenkmeler kuşadöndürüldü" yorumla-
nna neden oldu. TBMM Adalet Komisyo-
nu'nda. korsanlığa karşı hapis cezası öngören
hükümleri çıkanlan tasan, hukukçulara göre
etkisiz hale getirildi. Tasanyı hazırlayan hu-
kukçular, çıkanlan hükümlerine karşın, tasan-
nın uluslararası düzeyde olduğunu savundu-
lar. Hukukçular. tasannın 'budanmadan" yasa-
lasmasını beklediklerini vurguladılar.
Fikir ve Sanat Eserleri Yasası"nda değişik-
lik öngören tasannın. korsanlık suçuna karşı
hapis cezasını öngören hükmünün TBMM
Ülkemizde fikir ve sanat eserleri hukuku
Türkiye'de yasalar çağın gerisinde
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türkiye'nin fikir ve sanat
eserleri hukukunu ilk kez tanıma-
sı. 1950yılında"Hakk-ıTelifKa-
nunu"nun yürürlüğe girmesiyle
oldu. Daha sonra Almanya'dan
Türkiye'ye gelen ve Ankara Üni-
vesitesi Hukuk Fakültesi'nin ilk
profesörlerinden olan Prof.
Hirsch'in kaleme aldığı "Fikir ve
Sanat Eserleri Kanunu" yürürlü-
ğe gjrdi. 1951 yılında yürürlüğe
giren kanun. dünyada uluslarara-
sı anlaşmalar ve uluslararası kuru-
luşlann çabalanyla vanlan düze-
yin çok altındaydı. Yasa, dünyada
yapılan yeni anlaşmalara da ayak
uyduramadı. Avrupa Birliği'ne gi-
riş ve Avrupa hukukuna uyum
programı çerçevesinde öncelikli
yasalardan olan Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu, Avrupa'da "ar-
keokjik değer taştdığT söylenen
ve konuya ilişkin jlk uluslararası
anlaşma olan Bern Anlaşması'nın
hükümlerini bile tam olarak içer-
miyor.
Dünyadaki geüşmeler
Fıkır ve sanat eserleri hukuku-
nun beşıği olan Avrupa'da, konu-
ya ilişkin gelişmeler ortaçağda
başladı. Esen ve eser sahibini ko-
nıma düşüncesi ıse ilk kez aydın-
lanma çağinda ortaya çıktı. Avru-
pa'da "tarihi eser" olarak kabul
edilen Bern Anlaşması'nın imza-
lanması ise konuya ilişkin geliş-
meleri ilk somutlayan uluslarara-
sı belgeydi. Ingiltere, lspanya,
Italya, Belçika, Almanya, Fransa
ve Isviçre'nın imzaladığı Bern
Anlaşması, 5 kez revızyona uğra-
dı. lcracı sanatçılara koruma sağ-
layan Roma Anlaşması, çeviri
hakkını düzenleyen Paris Anlaş-
ması, bu revizyonlann en önemlı-
lerinden sayıldı. Bu anlaşmalann,
ülkelerdeki uygulamalannı denet-
lemek üzere Pariş'te WIPO (Dün-
ya Fikri Haklar Örgütü) kuruldu.
Daha sonra yapılan anlaşmalarla
bilgisayarlar ve sınır ötesi radyo
ve televizyon yayınlanna ilişkin
düzenlemeler de yapıldı.
Geçen hafta, Avrupa'yı kapsa-
yan düzenlemeleri yenilemek üze-
re Cenevre'de Bern Konvansiyonu
toplandı. Türkiye'nin de aralann-
da bulunduğu ülkelerin hazırladı-
ğı metinlerin tartışılacağı konvan-
siyonda. fikir \e sanat eserleri hu-
kukuna ilişkin yeni bir Avrupa dü-
zenı belırlenecek. Kültür Bakan-
lığı hukukçulan. üzennde uzlaşı-
lan bu metin için çalışmalara
ıleridekı günlerde başlayacak-
lannı açıkladılar.
Adalet Komisyonu'ndan 'budanarak' geçme-
si, tasanyı hazırlayan hukukçular tarafından,
'yasayı etkisiz bırakmak'olarak nitelendirildi.
Tasannın ilk halinin 156 maddeden oluştuğu-
nu belirten hukukçular, son durumu 'kuşyasa'
olarak tanımladılar. Tasanyı hazırlayan hukuk-
çular. kısalmasına karşın, hâlâ içinde konuya
ilişkin uluslararası sözleşmelerin hükümlerini
ve ılgilı uluslararası kuruluşlann görüşlerini
banndıran yasanın çıkmasının, ilgili kesimler
için 'öJiim kalım meselesi' olduğunu savundu-
lar.
Tasanyı hazırlayan hukukçulardan Necmet-
tin Karaerkek, Cumhuriyet'e yaptığı açıkla-
mada, "Tasannın getirdiği koruma, fikir ve sa-
nat eserleri) le sınırlı değil, matbaalan da içeri-
>or. Korsanlığı her düzeyde engelteyen hiiküm-
ler var" dedi. Tanınmış markalan izinsiz kul-
lanarak piyasaya ürün süren matbaalann oldu-
ğunu belirten Karaerkek, hapis cezasının tasa-
ndan çıkanlmasıyla yaratılan boşluğun öne-
Moda bahannda çiçekler tez solar
Cind>, nıodacı Scherrer'in bir kı$ elbisesini sunuyor. Siyah, ya-
kasız, sapsade bir model.
NECLASEYHUN
"Top" olmak kolay değil.
Hayır, hiç kolay değil...
Her an yeni ^op^lar çıkabilir sahaya, modada...
Futbol sahası değil ki tek olsun...
E! bebek, gül bebek... Yok öyle kolaylık!
Eğer Cindy isen, top modelsen, yanında Oaudia var,
Naomi var, daha da baskalan var.
Hepsı senin kadar "top"...
Gönüllerde, düşlerdesiniz. Bir eliniz yağda, bir eliniz
balda.
Dünyanın dört bir köşesinde milyonlar, milyonlar ve
milyonlarca insan, ya sizin gibi olmayı düşlüyor ya
sizin yanınızda, sizinle birlikte olmayı.
Dü^ler, cinslere göre değişiyor. Kimin rüyasını
süslüyorsanız, erkek ya da kadın, ona göre.
Sevgi yağıyor, hayranlık yağıyor. Para yağıyor dört bir
yandan.
"Yağmur yağarken küpiinü doidur!_" diyor, değil mi,
atasözü?..
Siz de doldurdunuz, doldurdunuz... Doldurmadınız.
etrafa saçtınız. Bitti!..
Sahaya taptaze, yepyeni toplar çıkıyor Sıra artık
onlarda. Ona göre...
Daha şimdiden yeni "top" isimler atılıyor ortaya,
podyumlara. Daha şimdiden Cindy'den, Claudia'dan,
Naomi'den eleklerini duvara asacaklarmış, sahadan
çekileceklermiş gibi konuşuluyor sağda solda...
Yok, o kadar da değil daha... Ama... Tehlike çanlan
bunlar.
Scherrer, 94-95 kış koleksiyonunu, şu güzeller güzeli
"top" Cindy'nin üstünde sundu dünyaya.
Cindy, Tann'nın tatil gününde yarattıklanndan.
Özene, bezene... Ne giyse yakışır ama, hani gene de
ona giden modeller, mevsimler var, pek o kadar
gitmeyenlerde...
Tann'nın sevdiğini daha cömert sunduğunda, daha bir
başka güzel Cindy.
Açılmak yakışıyor ona, mayo yakışıyor, yaz yakışıyor.
Kış kadını olduğu söylenemez. O, daha çok yaz
güzeli!.. Biz, yaz güzelinin sırtmda Scherrer'in kış
modasına bir bakahm.
Scherrer, kısacık etekler de yapmış bu kış için, upuzun
eteklerde...
Manto, ceket ve döpiyeslerinde abartısız omuzlar.
Gene abartısız vücudu, ne sımsıkı saran ne de onu
içinde kaybeden çok bol hatlar.
Dengeli bir bolluk, sade kesimler. Ya yakasız ya da
çoğunlukta eşarp yakalı modeller.
Sade düğmeler, iri cepler ve ille de eteklerde yuvarlak
kesimler.
Scherrer moda evi, bu özelliğin altını çiziyor bu kış.
Çoğu kez de kırmızı ve siyah kalemle.
Çünkü kırmızı ve siyah 94-95 kışında Scherrer'in
gözdesi. Bol bol kullanıyor bu iki zıt, bu iki çarpıcı,
bu iki iddialı rengi.
Günün her saatinde. Cindy'nin üstünde.
Kış ortasında, yaz güzeli... Kısa eteklerle, uzun
eteklerle... Saçlan omuzlannda... Cindy!..
Hâlâ gözde, hâlâ el üstünde, hâlâ gönüllerde,
düşlerde... Hâlâ para yağıyor dört bir yandan...
Ama yeni toplar geliyor sahanın bir ucundan. Gitgide
kapanacak ara.
Varsın kapansın! Yeni toplar çıksın sahaya.
Biraz da onlar doldursun küpünü!..
Upuzun bir ceket İçinde mini elbisesi var. Scherrer'in iri cep-
lerle süslü bu modelini de Cindv sunuvor.
Filiıı en büyük düşmanı kendi dişleri
•Insanın yabanının, yabani hayvanlara karşı en insafsız
olduklan yerlerden bıri Kenya. Dünyanın en ilginç,
bölgeye özgü yabani hayvanlann toplandığı, ünlü
Amboseli Natıonal Park'ın sakinlennin başmda da yan
evcilleştirilmiş filler geliyor. Bunlar insanlara iyice
alışmış. Ancak fillerin değerli dişleri, peşlerindeki fildişi
avcılan için bir çekim alanı oluşturuyor.
Çeviri Servisi - Dünyamızda yabani
hayvan türleri giderek azalıyor.
Avustralya ve Afrika'nın bazı
kesimlerinde yaşadığı bilinen bazı
türler, sayısal olarak izlenıyor.
Bunlan çoğaltma denemelennden
de her zaman sonuç alınamıyor.
Buna karşılık çogalması yasal
önlemler ve uluslararası
anlaşmalarla sınırlanmak istenen a\
merakJıIan, her gün biraz daha
artıyor ve bu artış hızlandıkça da
öbür azalış hızlanarak sürüyor.
Son zamanlarda azalışı günün
konusu haline gelen hayvanlar
arasında fil, leopar, tilki. çita başta
geliyor. Kuşlardan. mevcudu 30-
40'a kadar inmiş olanlar var.
tnsanın yabanının, yabani
hayvanlara karşı en insafsız
olduklan yerlerden bin de Kenya.
Dünyanın en ilginç, bölgeye özgü
yabani hay\anlann toplandığı. ünlü
Amboseli National Park da bu
ülkede. Bu parkın sakinlennin
başında da yan evcilleştirilmiş
filler geliyor. Bunlar adlan, sanlan,
yaşlan belli hayvanlar. İnsanlara
iyice alışmış. Tanzania sınınndaki
parkın içinde keyifli keyıfli dolaşıp
duruyor, yakınlanndan geçen bir
turist ya da avcı, arabasından inip
yanına yaklaşacak, kendisini
okşayacak olursa kendini
bırakışıyla memnunluğunu
belirtiyor.
Ancak fillerin değerli dişleri,
peşlerindeki fildişi avcılan için bir
çekım alanı oluşturuyor. Kısa bir
süre önce Amboseli Parkı'nın 50
yaşlanndaki üç filinden RBG
adıyla bilinen birinin leşi bulundu
ormanın derinliklerinde. Hayvanın
yaklaşık 40 kilo gelen sivri dişleri
sökülmüştü. RBG'nin öbür iki
arkadaşı MİO ve Sleepy de bir
süredir kayip. Kenya'da doğayı
korumakla sorumlu olanlar, bu
manzara karşısında olayı vahşet
olarak nitelemenin ötesınde bir şey
yapamadılar.
Kenya'da yabani hayvan avlamak
yasak. Özellikle bunlann koruma
altına alınmış olanlannı...
Tanzanya'da ise bu konuda hiçbir
denetim yok. Yani bu ülke,
avcılann cenneti. Tanzanya'da 4 bin
dolara avlanma ruhsatı alınabiliyor.
Sürelı olarak ruhsat almak
isteyenler de 32 bin dolara bu
belgeyi elde edebiliyor.
Tanzanya'nın bu kolaylığından
yararlanan avcılar ya da doğrudan
Kenya'ya gitmiş olanlar, Kenya
ormanlannda dolaşırken önlerine
kattıklan hayvanlann Tanzanya'ya
yönelmesini bekliyor ve silahlannı
sınır çizgisınin ötesine yöneltip
ateşliyorlar. Bu profesyonel
avcılardan bazılan, avlannı
satacaklan müşterilerinı de
beraberlerinde gezdiriyorlar. lnsanlann bitmeyen av merakı filleri sürekli tehdit ediyor.
mini şöyle açıkladı:
"Gerek tüketim maddelerüıde,gerek eserler-
de korsanlık yapanlar, zaten çok büyük para-
lar kazanıvoıiar. Para cezası bu yüzden caydı-
ncılıktan uzak. Tasanda para cezalan artünl-
sa da bu çok etkili değil."
Tasannın, Türkiye'yi 'çeviri eser' alanında
da 'azgelişmişülke' kategorisinden çıkaracağı-
nı belirten Karaerkek, 11. madde ile bir eser
için çeviri serbestisınin eserin yayımlanmasın-
dan 70 yıl sonra başlayacağını kaydetti. Avru-
pa ülkelerinde bu sürenin 50 yıl olduğuna dik-
kat çeken Karaerkek, yalnız ABD'de 70 yıhn
kabul edıldiğını açıkladı. Sürenin uzatılması'-
nın, Türkiye gibi okuma oranının düşük oldu-
ğu bır ülkede olumsuz etkı yapabileceğini be-
lirten Kararerkek, şunlan söyledi:
ABD'nin zaran
"ABD'nin Türkiye've gönderdiği raporda,
yıllık zarar 117 miKon dolar olarak gösteriliyor.
ıngiltere de, Türkiye'yi A>Tupa Konseyi'ne bu
konuda şikâyet etti. Maliye Bakanuğı'nın kay-
bı da astronomik düzeyde. Kayıtdışı ekonomi
nedeniylezararunızı hesaplayamıyoruz. Bu ba-
kundan bu hükmün konuunası zorunlu."
Karaerkek, 1983 yılında ANAP hükümeti
tarafından yürürlükteki yasaya eklenen
TRT'nin izinsiz eser yayınlama hakkını dü-
zenleyen 43. maddeye dikkat çekerek, "Bu hü-
küm bir skandaL Devlet televizyonuna, kanun
hükmüyie suç işleme hakkı tanınıyor. Hüküm,
yasanın ruhuna aykın" dedi.
Karaerkek, 43. maddenin de içinde olduğu
büyük bir kısmın tasandan çıkanldığını belirr
terek "156 maddelik yasanuı Meclis'ten geçj-
meyeceği savunulduğu için yasayı kısalttık. Y»-
sa ilk haliyle biitünlük gösteriyordu. Şimdî,
skandai 43. maddeyi bile çıkaramadık" diye
konuştu.
Tasanyla getınlen önemli değışıklıklerden
birinin de 'komşu haklar' olduğunu belirten
Karaerkek, bu haklann. Bern Anlaşması'nın
Roma Revızyonu'yla kabul edilen icracılann
korunmasına ilişkin olduğunu açıkladı. Eseri
kendine özgü bır tarzda yorumlayan icracıla-
nn da korunacağını belirten Karaerkek, bu hü-
kümle Roma ve Paris revizyonlannın yasala-
şacağını kaydetti.
Eser sahipüğinde çağdaş hükümler
Eser sahıplığıne ilişkin yürürlükteki hüküm-
lerin. tasanyla çağdaş bir hale getirildiğini be-
lirten Karaerkek. tasannın 4. maddesıne dik-
kat çekti: " Yürürlükteki yasada Amerikan gö-
riişü benimsenerek, sinema eserinin sahibi >a-
pımcı olarak kabul ediliyor. Kara Avrupası'nda
ise eser sahibi onu >aratandır. Biz de tasanda-
ki hükümle bunu kabul ediyoruz. Yani bundan
sonra, bir türün tüccan sinema eserinin sahibi
olamayacak."
Tasannın 16. maddesiyle, yürürlükteki ya-
sanın 42. maddesinin değiştırilerek, malı ve
manev ı haklan korumada etkin olan meslek
birliklerinin tekelleşmesinin önlendiğini açık-
layan Kararerkek, bu hükmün, bazı çıkar çev-
relerini rahatsızettiğinı belirtti. Karaerkek, ta-
sandaki hükümle, sanatçılara örgütlenme ser-
bestisi getinldiğıne işaret etti.
Tasannın, uyruk aynmı gözetmeden sanat-
çılan koruduğunu belirten Karaerkek, bu ya-
saya bağlı çok sayıda yönetmelik çıkanlacağını
da açıkladı. Karakerkek, 'fikir ve sanat eser-
lerinin anayasası'olarak tanımladığı tasan için
umutlu olduklannı da kaydetti
Erozyon
ordulan
başkomutanı
Demirel :
İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, "yaşamsal bir hastauk"
olarak nitelendirdiği erozyonla. ciddi biçimde
mücadele etmek gerektığıni belırterek "Eroz-
yon önemli bir hastahktır. Vatandaşuı elinden
ekmeğini, aşını, ısısını ve havasuu alan bir has-
taukbr. Dünyadaki rünı doğayı koruma, kendi
sınırlanmızı. kendi doğanuzı korumak kadar
mübarek bir hikmettir"dedı.
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandır-
ma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı'nca(TE-
MA) düzenlenen "Erozyonla Mücadele Haf-
tası" dün lstanbul Hilton Oteli'nde gerçekleş-
tirilen toplantıyla başladı. Toplantının açıhş
konuşmasını yapan Demirel. TEMA Vakfı
Başkanı Hayrettin Karaca tarafından, "Eroz-
yon ordulannınbaşkomutanı" ilan edildi. De-
mirel. "Erozyon insanın elinden ekmeğini, aşı-
nı, işinL harvasını alan bir hastahktır. Erozyon-
la mücadele milli bir harekettir. Bu yüzden eU-
mizdekiler gjtti diye çırpuunak yerine, müca-
dele etmeyi ve cehaleti yenmeyi amaçlamamız
gerekiyor" şeklinde konuştu.
Demirel. sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hâlâ kurtarabileceğimiz çok şey var. Bu-
günden başlarsak bu işin yansını yapmışız de-
mektir. lnsanoflu. ısuımak, yemeİc, bannmak
mecburiy etinde, ancak bunlan > aparken çok
da dikkatli davranmıyor. Erozyonla mücadele
için başlatılan seferberüği, tıpkı kartopunun
çığ ounası gibi çığ haline getirmeliyiz. Yeşilin,
şehitlerimizin de yorganı olduğunu unutma-
makgerekir"
TEMA Başkanı HayTettin Karaca, Çevre
Bakanı Rıza Akçalı, Orman Bakanı Hasan
Ekinci ile TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Baş-
kan Vekili Nihat Gökyiğit'in konuşmalann-
dan sonra ise TEMA Vakfı'nca düzenlenen,
"Toprak Erozyonu veZararian" konulu resim
yanşmalannda derece alan öğrencilere ödül-
leri, Süleyman Demirel tarafından verildi.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel daha
sonra, Çırağan Sarayı'nda, Çevre Teknolojile-
ri Uygulaınacılan Derneği'nce düzenlenen,
"Çevreted '94"ödülünü kazanan firma ve ku-
ruluşlar için gerçekleştirilen törene katıldı.
Cumhurbaşkanı, bu toplantının hemen ar-
dından da Rüştü Akın Vakfi'nca, Etiler'de yap-
tınlan Tekstil Meslek Lisesi 'nin açılışına kaöl-
dı.