23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyetImtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkava 0 Yazıışlerı Müdürlerr fbrahim Vıldız (Sorumlu). Dinç Tayanç # Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Habcrlcr: Ergun Balcı • Istıhbarat: Yalçın Çakır 0 Ekonomı Bülent Kızanlık 0 Radyo-TV Lygar Eremektar 0 Kiillür: Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Yurt Haberler: Mehmet Saraç 0 Makaleler Sami Karaören 0 Çevirı Seyfettin Turhan 0 Düzeltme Abdullah Y a/ıcı Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan trinç. Oktay Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkava, Şükran Soner, Ergun Balcı, Dinç Tayanç, İbrahim Yıldlz, Orban Bursalı, Mustafa Balba>. Ankara Temsılcisı Mustafa Balbay 0 Haber Müdürü Doğan Akın Atatürk Bulvan No 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel- 4195020(7hat). Faks 41950270 IzmırTemsilcısı SerdarKızık, H Zı>a BK 1352 S 2 3 Tel- 4411220, Faks: 4419117 0 Adana Temsılcisı. Çetin Yiğenoğlu, Inönu Cd. 119 S. No'1 K.at.1, Tel 3522550, Faks. 3522570 Müessese Müdürü. Eroi Erkırt 0 Koordınatör AhmetKonılsan0Muhasebe BûlentYener 0 Idare Hüse\üı Gürer 0 Işletme Önder Çeiik 0 Bılgı-lşlem Nail tnal 0 Bılgısayar Sıstem. Mürüvet Çiler 0 Reklam Reha Işıtman 0 Halkla llışkıler Nurten Beriuoy Ya>ırata>aa ve Basan: Yenı GÜTI Haber Ajansı. Basın ve Ya\ıncılık A $ Türkocağı cad 39 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 lstanbul f d (0 212) 512 05 05 ı20haıı fals lü 2121 513 H5 95 25 ARALIK 1994 Imsak: 5.47 Güneş: 7.19 Ogle: 12.08 tkindi: 14.27 Akşam: 16.47 Yatsı: 18.14 Teğmene nekor tszminst • BURSA (Cumhuriyet) - Muavenet Zırhlısı'nda vurularak yaralanan tznikli Teğmen Ahmet Tırnava, ABD hükümetini 28 milyar lira tazminata mahkûm etti. Hafta başında sonuçlanan dava sonucu, ABD hükümeti, genç teğmene 28 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm edildi. Teğmen Tırnava'nın, tazminatından 18.5 milyar lira aldığı, kalan mıktan avukatlık ücreti olarak ödediği öğrenildi. NATO'nun 1992 yılı Ekim ayında Ege Denizi'nde gerçekleştirdiği 'Kararhlık Gösterisi 92' tatbikatında, ABD uçak gemisi Saratoga'dan ateşlenen bir fûze, Muavenet muhbirini vurtnuş, gemi komutanı Deniz Kurmay Yarbay Kudret Güngör'ün de aralannda bulunduğu 5 denizcimiz şehit olmuştu. Tayine tepki • Haber Merkezi - Çorlu Devlet Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Yücel Kuş'un, Yozgat ili Devlet Hastanesi'ne tayin edilmesi üzerine, Kuş'un büyük kongre delegesi olduğu Tekirdag Tabip Odası harekete geçti. Karann soruşturmasız ve hiçbir haklı gerekçe olmadan alındığını öne süren oda, Türk Tabipler Birliği'ne yaptıklan yazılı başvunıda sorunun bakanhğa iletilmesini istedi. Her yaşta süt içfeı • GAZİANTEP (AA) - SSK Gaziantep Bölge Hastanesi Çocuk Sağlıği ve Hastalıklan Uzmanı Dr. Orhan Menetlioglu, dengeli beslenme açısından önem taşıyan hayvansal besinlerden sütte, beyni yaşlanmaktan koruyan 'acetyll cartinin' maddesi bulunduğunu söyledi. Dr. Menetlioglu, "Gelişim çağındaki çocuklar, yetişkinler ve yaşlılann yanı sıra diyet yapanlar için de süt önemli bir besin kaynağıdır" dedi. Baran'dan imam' savunması ?|AN»£ARA(ANKA)- ağlık Bakanı Doğan Baran. hastanelerde imam görevlendirilmesine ilişkin genelgesini savunarak, "lmamlar moral verecek, din propagandası yapmayacak. Kimse öküzün altında buzağı aramasm" dedi. Doğan Baran, hastanelerde din adamı görevlendirilmesi için kadro tahsis edilmeyeceğini, müftülerin din adamlan göndereceğini belirtti. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Sağlık Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi sırasında SHP dahil bütün partılerin bu yönde 'temenni önergesi' verdiğini kaydetti. Resmiilan fiyatian aıttrıMı • ANKARA (ANKA)- Resmi kurum ve kuruluşlann gazetelere verecekleri ılanlann fiyatian arttınldı Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'de yayımlanan karanna göre, resmi ilanlann bir santimetresinin tek sütundaki yayın ücreti, 18 bin liradan 30 bin liraya yükseltildı. Resmi ilan fiyatı günlük Fıili satış ortalaması 10 bin - 50 bin arasında olan gazeteler için KDV hariç 40 bin, 50 bin-100 bin arasında olanlar için 60 bin, satışı 100 binden fazla olanlar için 120 bin liraya çıkanldı. 90 köy ilkokulu eğitime açıkh • ŞANLIURFA(AA)- Şanlıurfa'ya atanan 120 öğretmenin göreve başlamasıyla, kapalı 90 köy ılkokulunda öğrenime başlandı. Şanlıurfa tl Milli Eğitim Müdürü Öner Ergenç, ataması gerçekleşen öğretmenlerin halen kapalı olan 300'ün üzerindeki köy ilkokulundan 90'ının açılmasına olanak sağladığını belirtti. Uzungöl'e yol • TRABZON(AA)- Trabzon'un Çaykara ilçesine bağlı Uzungöl beldesine ilgi gıderek artıyor. Halen kar kalınlığının 30 santimetre olduğu Uzungöl, bu aylarda da turistler açısından ilgi odağı olmaya devam ediyor. Yaz sezonunda yaklaşık 100 bin doiayında yerli ve yabancı turisrin geldiği Uzungöl'de en büyük sorunun, standartlara göre yapılamayan yol olduğu belirtiliyor. Fikir ve Sanat Eserleri Yasa tasansının korsanlığa hapis cezası veren hükümleri komisyonda budandı Sanatçdarın utnudu başlamadan bitti•TBMM Adalet Komisyonu'nda, korsanlığa karşı hapis cezasının kaldınlmasıyla, Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nda değişiklik öngören tasannın yaptınm gücü zayıflatıldı. Yasada değişiklik öngören tasanyı hazırlayan Kültür Bakanlığı hukukçulan, tasannın bu haliyle, sanatçılann haklannın istenilen düzeyde korunamayacağını belirttiler. ECE TEMELKURAN ANKARA- Sanatçılann yürürlüğe girmesi- ni bekledikleri Fikir ve Sanat Eserleri Yasa- sı'nda değişiklik öngören tasannın son hali, metni hazırlayan Kültür Bakanlığı yetkilileri- nin 'düzenkmeler kuşadöndürüldü" yorumla- nna neden oldu. TBMM Adalet Komisyo- nu'nda. korsanlığa karşı hapis cezası öngören hükümleri çıkanlan tasan, hukukçulara göre etkisiz hale getirildi. Tasanyı hazırlayan hu- kukçular, çıkanlan hükümlerine karşın, tasan- nın uluslararası düzeyde olduğunu savundu- lar. Hukukçular. tasannın 'budanmadan" yasa- lasmasını beklediklerini vurguladılar. Fikir ve Sanat Eserleri Yasası"nda değişik- lik öngören tasannın. korsanlık suçuna karşı hapis cezasını öngören hükmünün TBMM Ülkemizde fikir ve sanat eserleri hukuku Türkiye'de yasalar çağın gerisinde ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türkiye'nin fikir ve sanat eserleri hukukunu ilk kez tanıma- sı. 1950yılında"Hakk-ıTelifKa- nunu"nun yürürlüğe girmesiyle oldu. Daha sonra Almanya'dan Türkiye'ye gelen ve Ankara Üni- vesitesi Hukuk Fakültesi'nin ilk profesörlerinden olan Prof. Hirsch'in kaleme aldığı "Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu" yürürlü- ğe gjrdi. 1951 yılında yürürlüğe giren kanun. dünyada uluslarara- sı anlaşmalar ve uluslararası kuru- luşlann çabalanyla vanlan düze- yin çok altındaydı. Yasa, dünyada yapılan yeni anlaşmalara da ayak uyduramadı. Avrupa Birliği'ne gi- riş ve Avrupa hukukuna uyum programı çerçevesinde öncelikli yasalardan olan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, Avrupa'da "ar- keokjik değer taştdığT söylenen ve konuya ilişkin jlk uluslararası anlaşma olan Bern Anlaşması'nın hükümlerini bile tam olarak içer- miyor. Dünyadaki geüşmeler Fıkır ve sanat eserleri hukuku- nun beşıği olan Avrupa'da, konu- ya ilişkin gelişmeler ortaçağda başladı. Esen ve eser sahibini ko- nıma düşüncesi ıse ilk kez aydın- lanma çağinda ortaya çıktı. Avru- pa'da "tarihi eser" olarak kabul edilen Bern Anlaşması'nın imza- lanması ise konuya ilişkin geliş- meleri ilk somutlayan uluslarara- sı belgeydi. Ingiltere, lspanya, Italya, Belçika, Almanya, Fransa ve Isviçre'nın imzaladığı Bern Anlaşması, 5 kez revızyona uğra- dı. lcracı sanatçılara koruma sağ- layan Roma Anlaşması, çeviri hakkını düzenleyen Paris Anlaş- ması, bu revizyonlann en önemlı- lerinden sayıldı. Bu anlaşmalann, ülkelerdeki uygulamalannı denet- lemek üzere Pariş'te WIPO (Dün- ya Fikri Haklar Örgütü) kuruldu. Daha sonra yapılan anlaşmalarla bilgisayarlar ve sınır ötesi radyo ve televizyon yayınlanna ilişkin düzenlemeler de yapıldı. Geçen hafta, Avrupa'yı kapsa- yan düzenlemeleri yenilemek üze- re Cenevre'de Bern Konvansiyonu toplandı. Türkiye'nin de aralann- da bulunduğu ülkelerin hazırladı- ğı metinlerin tartışılacağı konvan- siyonda. fikir \e sanat eserleri hu- kukuna ilişkin yeni bir Avrupa dü- zenı belırlenecek. Kültür Bakan- lığı hukukçulan. üzennde uzlaşı- lan bu metin için çalışmalara ıleridekı günlerde başlayacak- lannı açıkladılar. Adalet Komisyonu'ndan 'budanarak' geçme- si, tasanyı hazırlayan hukukçular tarafından, 'yasayı etkisiz bırakmak'olarak nitelendirildi. Tasannın ilk halinin 156 maddeden oluştuğu- nu belirten hukukçular, son durumu 'kuşyasa' olarak tanımladılar. Tasanyı hazırlayan hukuk- çular. kısalmasına karşın, hâlâ içinde konuya ilişkin uluslararası sözleşmelerin hükümlerini ve ılgilı uluslararası kuruluşlann görüşlerini banndıran yasanın çıkmasının, ilgili kesimler için 'öJiim kalım meselesi' olduğunu savundu- lar. Tasanyı hazırlayan hukukçulardan Necmet- tin Karaerkek, Cumhuriyet'e yaptığı açıkla- mada, "Tasannın getirdiği koruma, fikir ve sa- nat eserleri) le sınırlı değil, matbaalan da içeri- >or. Korsanlığı her düzeyde engelteyen hiiküm- ler var" dedi. Tanınmış markalan izinsiz kul- lanarak piyasaya ürün süren matbaalann oldu- ğunu belirten Karaerkek, hapis cezasının tasa- ndan çıkanlmasıyla yaratılan boşluğun öne- Moda bahannda çiçekler tez solar Cind>, nıodacı Scherrer'in bir kı$ elbisesini sunuyor. Siyah, ya- kasız, sapsade bir model. NECLASEYHUN "Top" olmak kolay değil. Hayır, hiç kolay değil... Her an yeni ^op^lar çıkabilir sahaya, modada... Futbol sahası değil ki tek olsun... E! bebek, gül bebek... Yok öyle kolaylık! Eğer Cindy isen, top modelsen, yanında Oaudia var, Naomi var, daha da baskalan var. Hepsı senin kadar "top"... Gönüllerde, düşlerdesiniz. Bir eliniz yağda, bir eliniz balda. Dünyanın dört bir köşesinde milyonlar, milyonlar ve milyonlarca insan, ya sizin gibi olmayı düşlüyor ya sizin yanınızda, sizinle birlikte olmayı. Dü^ler, cinslere göre değişiyor. Kimin rüyasını süslüyorsanız, erkek ya da kadın, ona göre. Sevgi yağıyor, hayranlık yağıyor. Para yağıyor dört bir yandan. "Yağmur yağarken küpiinü doidur!_" diyor, değil mi, atasözü?.. Siz de doldurdunuz, doldurdunuz... Doldurmadınız. etrafa saçtınız. Bitti!.. Sahaya taptaze, yepyeni toplar çıkıyor Sıra artık onlarda. Ona göre... Daha şimdiden yeni "top" isimler atılıyor ortaya, podyumlara. Daha şimdiden Cindy'den, Claudia'dan, Naomi'den eleklerini duvara asacaklarmış, sahadan çekileceklermiş gibi konuşuluyor sağda solda... Yok, o kadar da değil daha... Ama... Tehlike çanlan bunlar. Scherrer, 94-95 kış koleksiyonunu, şu güzeller güzeli "top" Cindy'nin üstünde sundu dünyaya. Cindy, Tann'nın tatil gününde yarattıklanndan. Özene, bezene... Ne giyse yakışır ama, hani gene de ona giden modeller, mevsimler var, pek o kadar gitmeyenlerde... Tann'nın sevdiğini daha cömert sunduğunda, daha bir başka güzel Cindy. Açılmak yakışıyor ona, mayo yakışıyor, yaz yakışıyor. Kış kadını olduğu söylenemez. O, daha çok yaz güzeli!.. Biz, yaz güzelinin sırtmda Scherrer'in kış modasına bir bakahm. Scherrer, kısacık etekler de yapmış bu kış için, upuzun eteklerde... Manto, ceket ve döpiyeslerinde abartısız omuzlar. Gene abartısız vücudu, ne sımsıkı saran ne de onu içinde kaybeden çok bol hatlar. Dengeli bir bolluk, sade kesimler. Ya yakasız ya da çoğunlukta eşarp yakalı modeller. Sade düğmeler, iri cepler ve ille de eteklerde yuvarlak kesimler. Scherrer moda evi, bu özelliğin altını çiziyor bu kış. Çoğu kez de kırmızı ve siyah kalemle. Çünkü kırmızı ve siyah 94-95 kışında Scherrer'in gözdesi. Bol bol kullanıyor bu iki zıt, bu iki çarpıcı, bu iki iddialı rengi. Günün her saatinde. Cindy'nin üstünde. Kış ortasında, yaz güzeli... Kısa eteklerle, uzun eteklerle... Saçlan omuzlannda... Cindy!.. Hâlâ gözde, hâlâ el üstünde, hâlâ gönüllerde, düşlerde... Hâlâ para yağıyor dört bir yandan... Ama yeni toplar geliyor sahanın bir ucundan. Gitgide kapanacak ara. Varsın kapansın! Yeni toplar çıksın sahaya. Biraz da onlar doldursun küpünü!.. Upuzun bir ceket İçinde mini elbisesi var. Scherrer'in iri cep- lerle süslü bu modelini de Cindv sunuvor. Filiıı en büyük düşmanı kendi dişleri •Insanın yabanının, yabani hayvanlara karşı en insafsız olduklan yerlerden bıri Kenya. Dünyanın en ilginç, bölgeye özgü yabani hayvanlann toplandığı, ünlü Amboseli Natıonal Park'ın sakinlennin başmda da yan evcilleştirilmiş filler geliyor. Bunlar insanlara iyice alışmış. Ancak fillerin değerli dişleri, peşlerindeki fildişi avcılan için bir çekim alanı oluşturuyor. Çeviri Servisi - Dünyamızda yabani hayvan türleri giderek azalıyor. Avustralya ve Afrika'nın bazı kesimlerinde yaşadığı bilinen bazı türler, sayısal olarak izlenıyor. Bunlan çoğaltma denemelennden de her zaman sonuç alınamıyor. Buna karşılık çogalması yasal önlemler ve uluslararası anlaşmalarla sınırlanmak istenen a\ merakJıIan, her gün biraz daha artıyor ve bu artış hızlandıkça da öbür azalış hızlanarak sürüyor. Son zamanlarda azalışı günün konusu haline gelen hayvanlar arasında fil, leopar, tilki. çita başta geliyor. Kuşlardan. mevcudu 30- 40'a kadar inmiş olanlar var. tnsanın yabanının, yabani hayvanlara karşı en insafsız olduklan yerlerden bin de Kenya. Dünyanın en ilginç, bölgeye özgü yabani hay\anlann toplandığı. ünlü Amboseli National Park da bu ülkede. Bu parkın sakinlennin başında da yan evcilleştirilmiş filler geliyor. Bunlar adlan, sanlan, yaşlan belli hayvanlar. İnsanlara iyice alışmış. Tanzania sınınndaki parkın içinde keyifli keyıfli dolaşıp duruyor, yakınlanndan geçen bir turist ya da avcı, arabasından inip yanına yaklaşacak, kendisini okşayacak olursa kendini bırakışıyla memnunluğunu belirtiyor. Ancak fillerin değerli dişleri, peşlerindeki fildişi avcılan için bir çekım alanı oluşturuyor. Kısa bir süre önce Amboseli Parkı'nın 50 yaşlanndaki üç filinden RBG adıyla bilinen birinin leşi bulundu ormanın derinliklerinde. Hayvanın yaklaşık 40 kilo gelen sivri dişleri sökülmüştü. RBG'nin öbür iki arkadaşı MİO ve Sleepy de bir süredir kayip. Kenya'da doğayı korumakla sorumlu olanlar, bu manzara karşısında olayı vahşet olarak nitelemenin ötesınde bir şey yapamadılar. Kenya'da yabani hayvan avlamak yasak. Özellikle bunlann koruma altına alınmış olanlannı... Tanzanya'da ise bu konuda hiçbir denetim yok. Yani bu ülke, avcılann cenneti. Tanzanya'da 4 bin dolara avlanma ruhsatı alınabiliyor. Sürelı olarak ruhsat almak isteyenler de 32 bin dolara bu belgeyi elde edebiliyor. Tanzanya'nın bu kolaylığından yararlanan avcılar ya da doğrudan Kenya'ya gitmiş olanlar, Kenya ormanlannda dolaşırken önlerine kattıklan hayvanlann Tanzanya'ya yönelmesini bekliyor ve silahlannı sınır çizgisınin ötesine yöneltip ateşliyorlar. Bu profesyonel avcılardan bazılan, avlannı satacaklan müşterilerinı de beraberlerinde gezdiriyorlar. lnsanlann bitmeyen av merakı filleri sürekli tehdit ediyor. mini şöyle açıkladı: "Gerek tüketim maddelerüıde,gerek eserler- de korsanlık yapanlar, zaten çok büyük para- lar kazanıvoıiar. Para cezası bu yüzden caydı- ncılıktan uzak. Tasanda para cezalan artünl- sa da bu çok etkili değil." Tasannın, Türkiye'yi 'çeviri eser' alanında da 'azgelişmişülke' kategorisinden çıkaracağı- nı belirten Karaerkek, 11. madde ile bir eser için çeviri serbestisınin eserin yayımlanmasın- dan 70 yıl sonra başlayacağını kaydetti. Avru- pa ülkelerinde bu sürenin 50 yıl olduğuna dik- kat çeken Karaerkek, yalnız ABD'de 70 yıhn kabul edıldiğını açıkladı. Sürenin uzatılması'- nın, Türkiye gibi okuma oranının düşük oldu- ğu bır ülkede olumsuz etkı yapabileceğini be- lirten Kararerkek, şunlan söyledi: ABD'nin zaran "ABD'nin Türkiye've gönderdiği raporda, yıllık zarar 117 miKon dolar olarak gösteriliyor. ıngiltere de, Türkiye'yi A>Tupa Konseyi'ne bu konuda şikâyet etti. Maliye Bakanuğı'nın kay- bı da astronomik düzeyde. Kayıtdışı ekonomi nedeniylezararunızı hesaplayamıyoruz. Bu ba- kundan bu hükmün konuunası zorunlu." Karaerkek, 1983 yılında ANAP hükümeti tarafından yürürlükteki yasaya eklenen TRT'nin izinsiz eser yayınlama hakkını dü- zenleyen 43. maddeye dikkat çekerek, "Bu hü- küm bir skandaL Devlet televizyonuna, kanun hükmüyie suç işleme hakkı tanınıyor. Hüküm, yasanın ruhuna aykın" dedi. Karaerkek, 43. maddenin de içinde olduğu büyük bir kısmın tasandan çıkanldığını belirr terek "156 maddelik yasanuı Meclis'ten geçj- meyeceği savunulduğu için yasayı kısalttık. Y»- sa ilk haliyle biitünlük gösteriyordu. Şimdî, skandai 43. maddeyi bile çıkaramadık" diye konuştu. Tasanyla getınlen önemli değışıklıklerden birinin de 'komşu haklar' olduğunu belirten Karaerkek, bu haklann. Bern Anlaşması'nın Roma Revızyonu'yla kabul edilen icracılann korunmasına ilişkin olduğunu açıkladı. Eseri kendine özgü bır tarzda yorumlayan icracıla- nn da korunacağını belirten Karaerkek, bu hü- kümle Roma ve Paris revizyonlannın yasala- şacağını kaydetti. Eser sahipüğinde çağdaş hükümler Eser sahıplığıne ilişkin yürürlükteki hüküm- lerin. tasanyla çağdaş bir hale getirildiğini be- lirten Karaerkek. tasannın 4. maddesıne dik- kat çekti: " Yürürlükteki yasada Amerikan gö- riişü benimsenerek, sinema eserinin sahibi >a- pımcı olarak kabul ediliyor. Kara Avrupası'nda ise eser sahibi onu >aratandır. Biz de tasanda- ki hükümle bunu kabul ediyoruz. Yani bundan sonra, bir türün tüccan sinema eserinin sahibi olamayacak." Tasannın 16. maddesiyle, yürürlükteki ya- sanın 42. maddesinin değiştırilerek, malı ve manev ı haklan korumada etkin olan meslek birliklerinin tekelleşmesinin önlendiğini açık- layan Kararerkek, bu hükmün, bazı çıkar çev- relerini rahatsızettiğinı belirtti. Karaerkek, ta- sandaki hükümle, sanatçılara örgütlenme ser- bestisi getinldiğıne işaret etti. Tasannın, uyruk aynmı gözetmeden sanat- çılan koruduğunu belirten Karaerkek, bu ya- saya bağlı çok sayıda yönetmelik çıkanlacağını da açıkladı. Karakerkek, 'fikir ve sanat eser- lerinin anayasası'olarak tanımladığı tasan için umutlu olduklannı da kaydetti Erozyon ordulan başkomutanı Demirel : İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "yaşamsal bir hastauk" olarak nitelendirdiği erozyonla. ciddi biçimde mücadele etmek gerektığıni belırterek "Eroz- yon önemli bir hastahktır. Vatandaşuı elinden ekmeğini, aşını, ısısını ve havasuu alan bir has- taukbr. Dünyadaki rünı doğayı koruma, kendi sınırlanmızı. kendi doğanuzı korumak kadar mübarek bir hikmettir"dedı. Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandır- ma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı'nca(TE- MA) düzenlenen "Erozyonla Mücadele Haf- tası" dün lstanbul Hilton Oteli'nde gerçekleş- tirilen toplantıyla başladı. Toplantının açıhş konuşmasını yapan Demirel. TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca tarafından, "Eroz- yon ordulannınbaşkomutanı" ilan edildi. De- mirel. "Erozyon insanın elinden ekmeğini, aşı- nı, işinL harvasını alan bir hastahktır. Erozyon- la mücadele milli bir harekettir. Bu yüzden eU- mizdekiler gjtti diye çırpuunak yerine, müca- dele etmeyi ve cehaleti yenmeyi amaçlamamız gerekiyor" şeklinde konuştu. Demirel. sözlerini şöyle sürdürdü: "Hâlâ kurtarabileceğimiz çok şey var. Bu- günden başlarsak bu işin yansını yapmışız de- mektir. lnsanoflu. ısuımak, yemeİc, bannmak mecburiy etinde, ancak bunlan > aparken çok da dikkatli davranmıyor. Erozyonla mücadele için başlatılan seferberüği, tıpkı kartopunun çığ ounası gibi çığ haline getirmeliyiz. Yeşilin, şehitlerimizin de yorganı olduğunu unutma- makgerekir" TEMA Başkanı HayTettin Karaca, Çevre Bakanı Rıza Akçalı, Orman Bakanı Hasan Ekinci ile TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Baş- kan Vekili Nihat Gökyiğit'in konuşmalann- dan sonra ise TEMA Vakfı'nca düzenlenen, "Toprak Erozyonu veZararian" konulu resim yanşmalannda derece alan öğrencilere ödül- leri, Süleyman Demirel tarafından verildi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel daha sonra, Çırağan Sarayı'nda, Çevre Teknolojile- ri Uygulaınacılan Derneği'nce düzenlenen, "Çevreted '94"ödülünü kazanan firma ve ku- ruluşlar için gerçekleştirilen törene katıldı. Cumhurbaşkanı, bu toplantının hemen ar- dından da Rüştü Akın Vakfi'nca, Etiler'de yap- tınlan Tekstil Meslek Lisesi 'nin açılışına kaöl- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle