07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER TTB Merkez Konseyi, doktorlann eylemlerine tepkisiz kalan Başbakan'm psikolojik durumunu tahlil etti: Çifler'e'algdamaeksikliğî9 tarusı ARAYIS TOKTAMIŞATEŞ • Özlük haklan için yaptıklan eylemlere ilgisiz kalan Çiller'i protesto eden doktorlar Başbakanlık'a yürüdüler. Burada Çiller'in psikolojik durumuyla ilgili hazırladıklan raporu basma dağıtan doktorlar Başbakanın 'çalışanlann sorunlannı anlamamaya eğilimli bir kişiliğinin' olduğunu ileri sürdüler. ANKARA (ANKA) - Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi. Başbakan ÇilJer'in psikolojik durumuyla ilgili bir rapor hazırlayarak algılama ve değerlendirme kusuru ile ağır derecede empa- ti eksikliği (çahşanlann yerine kendini koyup onlar gibi düşünememe) rahatsızlığı olduğunu açıkladı. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Baş- kanı Selim ölçer, Merkez Konseyi üyeleri ve 44 tabip odası başkanı, doktorlann özlük haklan için yaptıklan eylemlere karşı herhangi bir tepki gösıermeyen Başbakan Tansu Çiller'i protesto etmek amacıyla Başbakanlık binasına yürüdü. Güvenlik güçlerinin yer yer grubu dağıtmak is- temesine karşın Başbakanlık önünde toplanan doktorlar, Çiller hakkında hazırladıklan raporu basına dagıtülar. Doktorlann, Başbakan Tansu Çiller hakkın- da hazırladıklan raporda bulgular ve tanılar sonucunda "Yukandaki bulgular sürdüğü tak- dirde 27 Mart 1994 tarihinden itibaren süresiz is- tirahat" karan da yer alıyor. Çiller hakkındaki rapor şöyle: "Adı Soyadı: Tansu Çiller Yaşı: 47 C insiyeti: Bay an Görevi ve çaİtştığı kurum: Başbakan, Başba- kanlık. Bulgular - Hekimlerin. sağlık çalışanlannın ve emekçi- lenn sorunlanna karşı ilgisizlik. duyarsızlık. Başbakanlık'a yürûyen doktorlar Çiller yerine Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe ile görüşrüler. - Sabit fıkirlilik (çalışanlara karşı olumsuz gö- rüş ve tutumlar, işverenlere karşı aşın kayırma işgüdüsü). - Kendisini olduğundan başka türlü gösterme çabası. Göreve getirdiği sağlık bakanlannın kendisi- nedanışarak verdiği sözlere ve 18Ekim 1993'ten beri tüm kamuoyunun desteklediği eylemlere rağmen. sağlık çalışanlannın ücretlerinin arttı- nlmasını öngören düzenlemeleri elinin tersiyle ıtmesi. Tanılar 1) Algılama ve değerlendirme kusuru (konu- lara tek taraflı bakmaya ve çalışanlann sorunla- nnı anlamamaya eğilimli kişilik). 2) Ağır derecede empati eksikliği, (çalışanlann yerine kendini koyup onlar gibi düşünememe). Karar: Yukandaki bulgular sürdüğü takdirde 27 Mart 1994 tarihinden itibaren süresiz istirahat." Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Baş- kanı Selim Ölçer, Başbakanlık'a yürüme neden- lerini açıklarken yaklaşık 5 aydır Başbakan Tansu Çiller'in, randevu taleplerini yanıtlama- dığını ve sağlık çalışanlannın şorunlanna karşı duyarsız kaldığını öne sürdü. Ölçer, Çiller'in da- ha çok belli bir kesimin sözcülüğünü yaptığını ve çalışanlan yok saydığını savunarak "ÇaUşan, emeğiyle kazananları yok sayarak iktidarda ka- lacaklarını sananlar yanılıyorlar" dedi. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ve 44 tabip odası yöneticisi bugün bir toplantı yapa- rak şimdiye kadar yapılan doktor eylemlerini dcğerlendirecekler ve bundan sonraki eylem pla- nını hazırlayacaklar. Toplantıda aynca 27 Mart yerel secimlerinde doktorlann iktidara karşı na- sıl bir tavıralacağı da tartışılacak. Başbakanlık'a yürüyen Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi yöneticileri ve tabip odalan yö- neticilerini Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe ka- bul etti. Daçe. kısa süren görüşmede doktorlara öfkelenmemeleri gerektiğinı söyleyerek "Sorun- larınızı siyasi gösteriye dönüştürerek aktarmayın. Doktorlar öfkelenmemesi gereken insanlardır ge- rekirse öfkeyi de bastırmalıdırlar" dedı. Daçe doktorlann özlük haklanyla ilgili düzenlemeler üzerine çalıştıklannı belirterek bu çalışmalann sonuçlannı on gün içinde açıklayacaklannı ifa- deetti. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Baş- kanı Dr. Selim Ölçer de doktorlann aldıklan üc- retle geçinemez hale geldiklerini belirterek "Sağlıklı hizmet edebileceğimi/ ortamlarda, geçi- nebilcceğimiz kadar para istiyoruz, bi/i kara pa- raya itmeyin" dıye konuştu. Ölçer "Bizim bura- ya gelmemiz hekimlerin öfkesinin sadece yüzde biridir" dedi. CiNer'cziyaret Işçiden hükümete uyarı • Türk-lş ve Hak-îş konfederasyonJannın liderleri, dün Başbakan Tansu Çiller'i ziyaret ettiler. Sendika başkanlan, bir avuç terörist için bütün toplumn ilgilendiren özgürlüklerin feda edilmemesini istediler. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - İşçi; hükümeti. terörle mücadele ederken "demokra- siden ödün verilmemesr konu- sunda u>ardı. Türk-lş ve Hak-lş konfederasyonlannın liderleri, Başbakan Tansu Çil- ler'i ayaret ederek, "Bir avuç terörist için bütün toplumu ilgi- lendiren özgürlüklerin feda edilmemesi" için dikkatıni çektiler. Başbakan Çiller de terörle mücadelede çalışanla- ra "işbirhğT önererek "Ne çoksestilikten ne demokratik- leşmeden taviz veririz" dedi. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral ile Hak-İş Ge- nel Başkanı Necati Çelik, "ça- hşanlaruı ortak sesi" oluşu- munda yer alan 19 demokra- tik kitle örgütü adına dün Başbakan Çiller'i ziyaret etti- ler. Zivaret sırasında 5442 sa- yıiı İl İdaresi Yasası'nın bazı maddelerinin değişürilmesine ilişkin yasa tasansı ile Terörle Mücadele Yasası'nda degişık- lik yapılmasına dair yasa tasa- nsı konusundaki endişelerini ilettiler. Sivil sıkıyönetim endişesi Konfederasyon \e demok- ratik kıtle örgütlerinin Çiller'e ilettiği ortak meünde. tasanla- nn "demokratik rejimin gele- ceği acısından kaygı yarattığı" kaydedilerek "sivil sıkıyöne- thn" endişesi vurgulandı. İl özel idarelerine özgürlükleri kısıtlayan yetkiler verilmesi- nin kaygı verici olduğuna dik- kat çekilerek "Terörle müca- dele ederken demokrasiden ve demokratik yaşama biçimin- den ödün verilmemeli; devlet, esasen temel görevi olan terörü önlemeye çalışırken bir avuç terörist için bütün bir toplumu ilgilendiren özgüıiükler feda edilmemelidir" denıldi. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, kökten teröre karşı olduklanm vurgulaya- rak, "Konfederasyon ve sendi- kalarm, terör odaklarına yar- dımcı olan kuruluşlar olarak gösterilmesi bizi iizdii" dedi. Hak-İş Genel Başkanı Ne- cati Çelik de, terörle mücadele etme yönünde hazırlanan ya- sal düzenlemelerin "demokra- tikleşme sürecini engelleyici" nitelikte olduğunu vurguladı. Zararlarödeniyor Başbakan Tansu Çiller de, DYP ve iktidar olarak ışçi ve memurun yanında olmayı gö- rev bildiklerini ve önem ver- diklerini vurgulayarak "Özel- leştirme gerçeği ve gereği ile karşı karşıyayız. KİTlerde bü- yük zaraıiar >ar, bu zararlar vergilerle ödeniyor. İşçinin za- rar görmemesi için her zaman her yerde seferber olacağ»" tfcdi. Kurucu Mectis 33. yılında tstanbul Haber Servisi- Kurucu Meclis üy eleri, 33. kunıluş y ılını kutladı. 6 Ocak 196 Tde kurulan Kurucu Meclis'in hazırladığı anay asada, ilk kez sosyal adalet kavramı yer almıştı. 1961 Anayasası'nı hazııiayan Meclis üyeleri 33. kurulus vıldönümünü eşleriy le birlikte Baltalimanı İstanbul Üniversitesi Sosyal Tesisleri'nde kutiadılar. Yemeğe eski bakanlardan Niivit Yetkin. Rüştü Özal, Alev Çoşkun, MBK üyeleri Haydar Tunçkanat, Sdahattin Özgür ile Rıfat Çini. Selçuk Çakıroğlu, Mehmet Sait Erdinç, Yavuz Fevzioğlu. İsmct Giritli, Şevki Aysan, Derviş Taşman. Burhan Özdağ katıldı. (Fotoğrat":YILMAZ KARABACAK). Hastane döner sermayesini vakıllaı* yutuyor Haydarpaşa Kalp ve Damar Cerrahisi Hastanesi'nde başlatılan soruşturma sonucunda hazırlanan raporda, hastalardan alınan paralann 'bağış' adıyla vakfa aktanldığı öne sürüldü Özlük Raporumdur... Bazen olaylar öyle üst üste geliyor ki, inanın bunalıyo- rum. Şeytan dürtüyor. "Haftada beş güne çıkar şu yazı- ları"diyor. İlhanSelçuk a kalsa, "N'olucak, yazarsın..." Ama sonradan aklım başıma geliyor. altından kalkama- yacağımdan korkuyorum. Zaten derslerimi de ihmal ediyorum ister istemez. "Kimi öğrencilerim yüzümü unuttular "dersem, belki bi- raz abartma olur. Ama Müjdat Gezen Sanat Merkezi'- ndeki 'Uygarlık 7an'/7/'dersinesirtahyapamadım. Sevgi- li Müjdat ve Mehmet "Derse geliyor musunuz?" diye te- lefon etmeye utanır oldular. Mehmet, emekli albay ol- duğunu hatırlayacak diye korkuyorum. işi pişkinliğe vur- duk, ucunu koyverdik. Bakalım ne olacak? Bir sürü kitap çıktı. Hepsi birbirinden değerli. Onları biraz yazmak istiyorum. Bir sürü dergide, birbirinden ilginç yazılar yavımlani- yor. Onları değerlendirmek istiyorum. Ergun Balanm, Taner Berksoy un, Yakup Kepenek- in, Dlnç Tayanç'ın konularındaki uzmanlıklarına saygım var. Ama biraz dış politika yazmak istiyorum, ekonomi yazmak istiyorum. özgürlükçü liberal DYP ile arslan sosyaldemokrat' SHP'nin 'yaralan sarmak' için kurdukları koalisyon dö- neminde, yeni yaralar açılıyor. Bunları ele almak istiyo- rum. Ûzel radyoları ele almak istiyorum. Müziği de katledi- yorlar, güzel Türkçemizi de. Kahroluyorum. Televizyon kanallarının habercilik anlayışı ve sunuş biçimleri midemi bulandırıyor. Değinemiyorum. Yerel yönetimler bir alem. Yerel yönetim seçimleri bir başka alem. Fırsattnı bulup, genişliğine irdeleyemiyo- rum. Sağdaki partilerin durumu ibret verici. Soldaki partile- rin durumu hayret uyandırıcı... Laiklik konusunda, Kürtsorunu konusunda, demokra- si konusunda yeterince yazamıyorum. Eğitim konusuna hiç sıra gelmiyor. Okurlarımdan gelen mektuplar dağ gibi birikti. İlk he- vesle bunlara birkaç satır teşekkür ediyordum. Şimdi bunu da yapamıyorum. Bazılarını bu sütuna aktarmak istiyorum. Olmuyor. Bunlara ek olarak; seminerlere, panellere katıhyor, konferanslar veriyorum. Bir yandan okullar, bir yandan dernekler, sendikalar, partiler, radyolar, televizyonlar, gel konuş' diyorlar. Aslında bayılıyorum konuşmaya. Ama zamanı yetiremiyorum. 'İhmal edildiklerini' düşünen dostlarım kırılıyor. An- nem de karım da ailenin diğer üyeleri de aynı kanıda. Ayşegül pek dile getiremiyor, ama intikamını başka bi- çimde alıyor. Uyuyana dek, ya televizyon karşısında lego oynuyoruz ya çalışma odamda 'öğretmencilik.' Is- tersen oynama. Kıyameti kopartıyor. Uyuma zamanı da insafına kalmış. Saat 21 OO'de de uyuyabilir 24.00'te de. Ve tüm bunlara ek olarak Türkiye'de ve dünyada olup bitenleri izlemek, bu konularda yazılanları okumak ge- rekiyor; yorumlamak gerekiyor, düşünmek gerekiyor. Dergt ve kitaplar da cabası... Ümit Gürtuna, Laiklik' kitabını bekliyor. Turan Boz- kurt ve Hüsnü Terek 'Cumhuriyet Tarihi'ni Arada dere- de fırsat yaratıp. onları da tamamlamaya çalışıyorum. 'Müzik keyfi' de rafa kalktı çoktan. Bırakın VVagner'i; Brahms'ı. Beethoven i bile dinleyemiyorum. Bazen car da agı'r geliyor. Bu gidişle 50'sînde popa döneceğiz...' Allahtan bu arada yemek-içmek için zaman ayırmam gerekmiyor. Sevgili Üstün Korugan öyle bir perhize soktu ki, sormayın... Ve tüm bunlara yetişebilmek için uykumdan kesiyo- rum. Tabii bu kez de sigaraya dayanamıyorum. Dostla- rım "sevmesen yapmazsın" diyorlar. Haklılar. Sevme- sem elbette yapmam. Aslında bu yazıyı 'şikayet olsun' diye yazmadım. Ma- saya 'elimdeki konulardan hangisini yazayım?' diye oturdum. Kalemimden bu yazı çıktı. Biraz fazla öze/ol- duğunun farkındayım. Ama işte bu da böyle bir yazı ol- du... İstanbul Haber Servisi - De\ - lete ait döner sermayelı hasta- nelerin bir bir iflasın eşiğine ge- tirildiği ve özelleştinne kap- samında 'yok pahasına' satıla- cağı öne sürülüyor. Sağlık ve Adalet Bakanlığı müfettışleri bu iddialarçerçevesinde ilk ola- rak Haydarpaşa Kalp ve Da- mar Cerrahisi Hastanesfnde soruşturma başlattılar. Müfet- tişlerin haarladığı raporlaıda. hastalardan alınan paralann döner sermaye yerine 'bagış' adıyla vakfa aktanldığı. böyle- ce hastanenin döner sermayesi- nın kurutulduğu ve vakfa ba- ğımlı hale getirildiği öne sürülü- yor. Hastane Başhekımi Prof. Dr. Mürşit Koryak'ın aynı za- manda vakıf başkanlığı ve va- kıf şirkctinin hissedan olduğu- nu da belirten uzmanlar. malze- me alımında vakıf şirtetinin kullanıldığına dikkat çekiyor- lar. Maaş tehditi Haydarpaşa Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Hastanesi"- ndeki gelişmeler hastane eski saymanı Üçler Aksoy'un 16.10. 1990 tarihinde hastane başhe- kimliğine yazdığı bir dilekçeyle başladı. Aksoy. dilekçesinde hastane hizmetlerinden yarar- lanan hastalardan alınan ücret- lerin makbuz karşılığı döner sermaye veznesine yatınlması gercktiğine dikkat çekti. Hasta- lardan alınan paralann döner sermaye veznesi yerine başkan- lığını hastane Başhekimi Prof. Dr. Mürşit Koryak'ın yaplığı ve isim benzerliği dışında hasta- ne ile hiçbir ilgisi bulunmayan İstanbul Göğüs Cerrahisi Vakfı'na yatınldığını belirten Aksoy. personele neden böyle bir uygulamaya gittikleri sorul- duğunda. "Başhekimin kesin talimatı var. Ayıkırı hareket edenlerin maaşları kesilecek" yanıtını aldıklannı da dilekçe- sinde belirtti. Başhekim tarafın- dan dılekçenin dikkate alınma- ması üzerine Aksoy. Sağlık Ba- kanlığı Tedavi ve Sağlık Hiz- metleri Genel Müdürlüğü'nede aynı dilekçeyi gönderdi. Bu arada Anadolu yakası ec- zaalan da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığf na bir dilek- çe ile başvurarak Başhekim Prof. Dr. Mürşit Koryak'ın Ka- dıköy'de tek bir eczane ile çalış- tığını ve>hastaneye gelen hasta- lann sadece bir tek eczaneye gönderildiğini belirterek bu uy- gulamaya son vcrilmesini iste- diler. Bu gelişmelerden sonra Sağlık Bakanlığı müfettişleri konuya el koydular. Bakanlık Başmüfetlişi ErcanÖzkan Has- tane Saymanı Lçler Aksoy'un ifadcsini aldı. Aksoy ıfadesin- de. dilekçesinde yazdığı savlan tekrarladı. Şirketin ve vakfın hastancyle hiçbir resmi ilişkisi olmamasına karşın adresleri. kullandıkları faks ve telefonlann hastaneye aıt olduğu da savlandı. Soruş- tunna dosyasında yer alan sav- lar arasında. "Bu şirket aracılı- ğıyla diğer firmaların hastane- mize sattığı malzemeler çok daha yüksek fiyatlarla satılrr.ış- tır. Döner sermayeden bunlar fa- tura edilerek hastane \e devlet zarara uğratılmıştır. Ayrıca bu malzemeler devlet kunımları. SSK, Y eşilkart ve Bağ-Kur'a fa- rura edilerek çifte kar sağlan- mıştır" eörüşlenne dc ycr veril- dı Bu gece Miraç Kandili • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- İslam dinince Hazreti Muhammed'ın. göğe y ükselerek. Allah'la buluştuğu gün olarak kabul edılen Miraç Kandili. bu gece kutlanıyor. Diyanet (şlcn Başkanj Mehmet Nuri Yılmaz. dün yaptıgı yazılı açıklamada. İslam dininin gerekli gördüğü. birlik. beraberik. kardeşlik, dayanışma. yardımlaşma, sevgi. saygı ve hoşgörü gibi duygulann pekiştiıilmesi gerektiğinrkaydetti. Miraç'ın kclime anlamı olarak, "yükseğc çıkmak, yükselmek veya yüksclmey i sağlay an manevi merdivcn ve asansör" anlamına geldiğini belirten Yılmaz. Hıcret'ten yaklaşık 1.5 yıl önce Recep ayının 27. gecesinde Hazreti Muhammed'in "Mescid-i Haram"dan. "Mescid-i Aksa"ya götürüldüğünü. oradan da zaman ve mekam kavramlannı aşarak göklere yükseldiğini ve Allah'm huzuruna ulaştığını iladeetti. LeventJoğlu'ndan Kenter'e yanıt • Haber Merkezi-İstanbul Üniversitesi Devlet Kor.servatuvan öğrctım üyelerindcn Ahmet Levendoğlu veGüngör Dilmen. Gcnclkurmay Başkanı Orgcncral Doğan Güreş'in oğlu Serdar Güreş'le ilgili Yıldız Kenter'in basında yer alan açıklamalanna yanıt verdiler. Ahmet Levendoğlu. yaptığı y azılı açıklamada. Yıldız Kenter'in "Scrdar'ın puşanın oğlu olduğunu unutmadığı. ona başka öğrencilere baktığı gibi bakmadığı. paşa çocuğu olduğu için SerdarGüreş'e karşı bir tuıumda olduğu" şörünümünü yaratmaya çalıştığını öne sürerek "Bu çirkin yaklaşımışiddellckınıyoruırfdcdi. Baro'dan Medya terörü uyarısı İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan. İSKİ olayıyla ilgıb ola- rak basında çıkan haberlerin "medya terörü" yarattığını ileri sürdü. Turgut Kazan. ad ver- meden İSKİ soruşturmasını yürüten Savcı Selim Ulaş ve Mali Şube Müdürü Salih Gün- gör'ü suçlayarak "Sonradan or- tay a çıkan bantları kim, nerede. hangi yetkiyle çekip kaça sat- mçtır" diye sordu. istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeleriyie bir- likte düzenlediği basın toplantı- sında. medyanın son dönemde- ki yayınlanyla demokrasiyi tehdit ettiğini ileri sürdü. Turgut Kazan. İSKİ soruş- turmasını yürüten Savcı Selim L'laş ve sonradan ortaya çıkan video bantlann çekimının ya- pıldığı Mali Şube'nin Müdürü Salih Güngör'ü ad vermeden eleştirerek şöyle konuştu: "Bu çalkantının durdurulması gerekiyor. Toz duman içinde adalet olmaz. Çok ciddi bir med- ya terörü yaşıyoru/. Yargıçlar, böyle yazüıp çizilen davalara girmekten korkar hale gelir, o zaman ortalık medya kahra- manlığına soyunan gönüllülere kalır. Kimi savcı kendini İtalya'- dakine, kimi yargıç kendini Amerika'dakine benzetir. Konu- şur, yaptığı soruşturmayı, yürüt- tüğü davayı gazetecilere anlatır. Ama böyle kahramanlığa oyna- yan savcılarla, yargıçlarla hu- kuk devleti olmaz. Bu gidişi ön- lemeliyiz. Dünyanın hiçbir ye- rinde soruştuımaya ait bantlar TV kanallarında yayımlana- maz. Peki bu soruşturmayı kim yapmıştır, nerede yapmıştır, hangi yetkiye dayanarak yap- mıştır? Bu bantlar nerelere taşın- mış, kaç liray a satılmtştır? Bu işi kim yapmtştır? Bantın çekildiği yer îçişleri Bakanlığı'na bağlı- dır. Bantları dosyaya koymayıp TV kanallarına gönderenler ay- nı bakanlığa bağlı kişilerdir.' DEMOKRASİ PARTİSİ 1993 yılı: Kan, gözyaşı, hayat pahalılığı, işsizlik, yolsuzluklar ve demokrasi krizinin daha da derinleşmesiyle geçti. Yeni yılda: Bu acılann yaşanmamasını temenni eder; banş, sevgi ve kardeşliğin esas alınacağı bir yıl olması dileğiyle, halkımızın yeni yılını kutlar, saygılar sunanz. HATİPDÎCLE DEP GENEL BAŞKANI İŞLETMEVE YÖNETİM MÜDÜRÜ ARANIYOR Danışmanlığını yaptığımız, İstanbul'dafaaliyette bulunan büyük bir hizmet işletmesi için, konusunda deneyimli40yaşaltında, işletmeve yönetim müdürü aranmaktadır. İlgililerin, özgeçmişlerini de içeren dilekçeleri ile aşağıdaki adrese yazılı olarak başvurmaları rica olunur. Akın Erdem Yeminli Mali MüşavirlikA.Ş. Şehrt MuhtarCad. No: 13, D: 12 80090 TAKSİM/İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle