07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK1994 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Yasadışı grevinhukuksal sonuçları Yasadışı grev nedeniyle işverenin bildirimsiz fesih hakkım kullanabileceği, 275 sayılı kanunda olduğu gibi 2822 sayılı kanunda da belirlenmiş değildir. Dr. EROL ALPAR Hâkim Albay Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Üyesi fesih hakkı kullanılabüir (İş Kanunu m. 16. 17). Yıllık ûcretB izin haklann- dan yararlanılamaz. Ancak, işçi ve iş- veren arasında olması gereken sada- kat ve bakıp gözetme borçlan, önce- den olduğu gibi aynen devam eder. Sigortah işçilerin sağlık açısından ba- kım ve ilaç yardımlanndan yararlan- ma haklan, grev süresince kesimiye uğratılamaz. Yasadışı grev, öncelikle grev kararı alan sendikanın ve organlannın so- rumluluğuna neden olduğu gibi. grev- cıler de yasadışı grev halinde. bazı sorumluluklarla karşılaşırlar. Hatta yasal grevin bile. greve katılmayan iş- çiler üzennde etkilerinin bulunduğu bir gerçektir. Tüzel kişiliğe sahip olan işçi sendi- kası. yönetim kurulu, yönetim kurulu- nun bir üyesi ya da tüzüğe uygun ola- rak çağnlmış başka bir temsılci. kendi- sine verilmiş olan ışı yaparken üçüncü kişiye verdiği zararlardan sorumlu tu- tuîur. Hatta. tüzüğünde yetkiye ilişkin hüküm bulunması halinde, şube yöne- Y asadışı grev, çeşitli ne- denlerle ve çeşitli biçim- lerde ortaya çıkabilir. Gerçekten grev. iş hu- kuku amacı (mesleki amaç) dışına taşmış ya da Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lo- kavt Kanunu'nun (TSGLK) öngör- düğû yöntemlere uyulmadan ya da grevi yasaklayan ve sınırlayan hü- kümlere aykın olarak yapılmış ise ya- sadışı sayılmak gerekir. Yasadışı grevin doğurduğu sonuç- lar, hukuki ve cezai olmak üzere iki biçimde belirmektedır. Gerçekten ya- sadışı grev. grev karannı alan sendıka. işveren. grevcı işçiler ve hatta greve ka- tılmayan işciler üzennde bazı hukuk- sal sonuçlar doğurur. Bilindiği gibi yasal grev süresince, grevci işçilenn hizmet sözleşmeleri askıda kalmakta- dır. Böylece. işçi yönünden iş yapma. işveren açısından ise ücret ödeme borçlan ortadan kalkar. Gene. grev süresince. fesih bildirme süreleri işle- mez hale gelir. Ancak, haklı nedenle tim kurullannın \e grev komitesinin zarar \erici e\lemlerinden de sendika- nın sorumlu olduğunu kabul etmck gerekmektedir. Aynca. yöneüm kuru- lunun grev gözcüleri gibi yardımcı kı- şilerin faaliyetleriyle ilgili riaksız fıiller- den. sendikanın, 55. madde uyannca sorumlu olduğunu kabul etmek gerek- mektedir. Bunun yanında sendikaca ifa yardımcısı olarak tayın edilmeyen üyelerin fıillerinden sendika sorumlu tutulmayıp. sadece üyelerin zarardan şahsi sorumluluk ilkeleri uvannca so- rumlu olmalan gerekmektedir. An- cak, 2822 sayılı TSGLKnın m. 47 4'e göre grev esnasında greve katılan işçi- lerin ve sendikanın kusurlu hareketleri sonucu grev uygulanan işyerinde ne- den olduklan maddı zarardan sendika sorumlu tutulmuş bulunmaktadır. Benzer hükme anayasanın m. 54 3"te de yer verilmiş bulunmaktadır. Bu hü- kümler. Türk özel hukuk sısteminde yer alan ve yürürlükte bulunan genel esaslara aykın bulunmaktadır. Anayasa m. 54 3 ve TSGLK m. 47 4'te yer alan ve aksama gösteren ikincı husus. "kasıtlı \eya kusurlu hareket- ler" ifadelendir. Zıra kusur. kast ve thmali ıçcren bir deyim olduğuna göre maddede sadece "kusurlu hareketler" denilmiş olması maksadı ifade edebı- hrdi. Bırinci halde tazminat mükellefıvelı yalnızca ışçı kuruluşuna aıttır. Tazmi- nat talep eden işveren: zararlannı. bu zararlann grevle olan illiyet bağını. grevin yasadışı olduğunu. grev karan- nınkuruluşunvetkiliorganmcaalındı- ğını ve organın kusurlu olduğunu is- pat etmelidir. Burada tüzel kışinin organlannın fiilinden sorumluluğu- nun bir uygulaması söz konusudur (MK m. 48 2). Organlann her türlü kusuru. kuruluşun sorumluluğu içın yeterlidir. Yukarıda belırtıldığı gıbı yasadışı grev karan kasten alınmış olabıleceğı gıbı vasadışı olması, örne- ğin sürelere riayetsizlık bıçiminde bir ihmal netıcesi de olabilir. Yasadışı grev nedeniyle işverenin bil- dirimsiz fesih hakkını kullanabileceği, 275 savüı kanunda olduğu gibi 2822 sayılı kanunda da belirlenmiş değildir. Bildinmsız fesih hakkının kullanıl- ması, kamu düzenini ilgilendırme>ıp. salt vasadan doğan bir yetki olması nedeni>le, işveren bu yetkiyi kullan- mak zorunda değildir. İşveren. grevcılenn hizmet akdini feshetmezse. bunlann hı/metlen de- vam eder. İşveren. yasadışı grev halin- de grevcılerin hizmet sözleşmelenni feshctmişse (m. 45 2). fesih beyamnın karşı tarafa vardığı andan ıtibaren hiz- met sözleşmeleri ortadan kalkar. İşçi sendikasının karan üzerine ya- sadışı greve giden işçilerin hizmet akıt- lerı, bildirimsiz olarak feshedilebil- mekte, ancak işverenin işyerinde çalı- şılmaması nedeniyle doğan zaran işçiler deeil. işçi sendıkası karşılamak zorundadır (TSGLK m. 45 2). Bu hü- küm, gene) kurallara göre işverenin hizmet akdini muhik sebeplere daya- narak feshı halinde işçiden bir talep edebileceği ilkesinin (m. 345) bir istis- nasını meydana getirmektedir. İşçilerin bir işçi kuruluşunun karan olmaksızın aralannda anlaşmalan so- nucu, uyguladıklan bir yasadışı gre- vin, işverene verdiği zarardan. grevci işçiler müteselsilen sorumlu tutulacak- lardır. Zıra kazanç mahrumiyetinde olduğu gibi zararlann bir bölümü, hepsinin fııllerinin bırleşmesı sonucu meydana gelmektedir. Keza. her bir grevci, öbürünün teşvık edeni ve orta- ğı durumundadır. Bu durumda. yasa- dışı grev yüzünden ışverenın uğradığı bütün zararlardan. greve katılan tüm işçiler müteselsilen sorumlu olacaklar- dır. TSGLK m. 42 5'e göre yasaya uy- gun grev uvgulandığı sırada. grevci iş- çilerin hizmet sözleşmelen askıda ka- lır. Grev süresi içersinde, işçi iş görme. işveren de ücret ödeme borçlanndan kurtulmuşolur. ARADABIR CANAN ERONAT Çıkmaz'ın Gûlhatmilepi... 8O'li yılların Or-An Sitesi. Sitede bir çıkmaz sokak. Isınmayan evleri, bir türlü yapılamayan yolları ve eri- meyen buzlarr, akrrmyan sulan, camları delip çıkmış ve duvarları islemiş soba boruları ile temiz hava şehri. Işinden aynlmtş ya da görevine son verilmiş üst düzey bürokratları, milletvekilleri Dükkan açmış, bahçeye sar- dırmış mağdurlar, küskünler... Bir zamanın başbakanı, iki yandan parti başkanları. Koruma görevlilerinin barı- nakları, üzerinde güvercin tünekleri. Alıp götürmeler, vefalı vefasız karşıcı çıkmalar. Davullu zurnalı ya da kur- banlı tekbirli geri dönmeler. Birişarkı mınldansa, "nec/geç/yor"diyesokağafırla- yan komşular. Satıcı kamyonlarmın başında, zerzevat- tan çok haber alışverişi için toplaşan site sakinleri. Bir- şey satmaya değil de hatır sormaya gibi gezinen, başın- da fötrü, nezaketli yumurtacımız. Zıtlıklar çıkmazı. Tıkanıklığın, tezatların çıkmazı mı? Aydın çıkmazı mı? Ecevit çıkmazı dediğimizde olurdu. işte Duygu Aykal bu çıkmazda otururdu. Balemizin Duygu'su. Sevgılı komşum. ömrümün zor yıllarını yaşı- yor olmalıydı. Benim de zor yıllarımdı. Sık görüşemez- dik. Seyrek karşılaşmalarımız gerçek buluşmalardı. Onun evi, dışarı taşan cıvıltılarla hemen belli olurdu. Zile dokundunuz mu içeride bir şamata kopar. Anında kapı ardına kadar açılır. Salkımında üzümler gibi birbi- rinden güzel göz karşınızda birikir. Yediden yetmişe bir- birinden sıcanık insan sizi içeri buyur ederdi. 0 ev, böy- lesine çağıran bir evdi Duygu çoğul yaşardı. Işinden evine döndü mü bir ko- şuşturma başlar. Çoluk çocuk peşine takılmış, köpeği Pari önde, bir soluk, dostu Gürsele uğramadan ede- mezdi. Ben onun merdivende, telaşlı, muttarit ayak seslerini severdim. Zeki, sevimli yüzünde patlattığı sessiz kahka- hası, küçücük bedeninde kocaman yüreği, sağlam kişili- ğiyle bir cana yakın insandı Duygu. Günün döndüğü, telaşların durulduğu, ebabil kuşları- nın gelip geçtiği saatlerde balkon sefaları başlar. iftar sofralarının şakırtılarına çilingir sofralarının rahiyaları karışır. Bozkır akşamının büyüsünü uzaktan da olsa biri- leriyle paylaşmak isterim. Güzel seslerin geldiği tarafa yönelirim. Aydınlanan Gece mi? Bilmece Çeşitlemeleri mi? demeye kalmaz, aradığımı Aykal'ların balkonunda bulurum. Duygu, Gürer'e yaslanmış; Can kucağında, Emre eteklerine dolanmış, Kerem yaşının havalarında. Bu gördüğüm güzellik bana yeter. Duygu, eşini uğraşını doğru seçmiş nadir insanlardan biriydi. Sırası geldi mi kendi de bunu belirtirdi. Ne yazık, bizim ülkede yolunu doğru seçmiş insanları yok eden bir illet var: Yapacağı en iyi işi yapma fırsatı bulamamak Canına yeten, çekip gurbete gidiyor; ülkesinde ürün ver- mek isteyen de kösteklerle cebelleşiyor. Iklimini bulamı- yor. Don vuruyor, kırağı çalıyor, yıldırım çarpıyor. Kalp sektesi, kanser bahane oluyor. Duygu o yıllarda çalışıyor, didiniyor, hazırladığı bale- ler sahnelenemiyordu. insankıran Ba/es/ne "kervankı- ran" deseydi daha mı hoşgörüyle bakacaklardı? Devlet arka çıksaydı ingiltere'den eli boş döner miydi? Nasıl da terütaze kaybettik onu, 6 yıl önce bugün. Kim- bilir dağarcığında kalakalmış neleri vardı? O, belki de Ruhl Sunun türkülerimizde yaptığını oyunlarımızda ger- çekleştirme yolundaydı. Halk oyunlarımızm dış ülkeler- deki başarısını, büyük ölçüde, onun getirdiği yeniliklere, araştırmacılığına, derlemeciliğine borçluyuz. Duygunun yapmak istediği, yerinde saymak yerine yeniliklere açılmaktı. Insanı düşünüyor, insanı düşün- dürmek istiyordu. Onun balesi; sahnede ışığın, sesin, duygunun, düşüncenin. sevginin devinimiydi. Duygunun çiçekleri ve çocukları çıkmazın güzellikle- riydi. Bir gün "Gülhatmilerimi görüyor musunuz, nasıl coştular? Tohu.vlannı Gölbaşı'ndan getirdim, avuç avuç bütün siteye serptim. En sevdiğim çiçek gülhatmi. Bir şey beklemiyor. Almadan veriyor" demişti. Gerçekten de o yıl ağustos sıcağını görünce, susuz toprağı, taşı delip fışkırdılar. Dipten solsalar datepeden renk renk çiçekleniyordu delifişek gülhatmiler. İşte böyle onunla bir çiçekte buluşuverdiniz. Belleğimde bir başka yerleşim yeri var, Or-An sitesi- ne benzeyen. 50'li yılların Orhantepes/. Sulan akmaz, yolları yapılmaz. Mağlupları, mahzunları ile "düşkünler- tepesf'diyen de olurdu, "efcabı'rfepesı diyen de. "Gittik- leri yeri kurutuyorlar" diyen de bulunurdu. Orhantepe'de yazları annem yaşardı. Annem çiçekle- rin de annesiydi. Sulayıp büyüttüğü fidanlar da çifter açardı. Gülibrişimler, sardunyalar, ortancalar... Hele bir gülhatmisi vardı ki, Duygu'nunkiler gibi coşkulu. Anne- min bütün tembihlerine karşın, tufeyli otlarla yolup atar- lar, ama o, annemi hoşnut etmek istercesine, her yıl merdiven başındaki taşı delip bütün sevecenliğiylefışkı- rırdı. Ne zaman Duygunun Insancık balesini bezediği, Mo- zart'ın 21. Piyano Konçertosu'nun ağır bölümünü dinle- sem, yalnız Duygunun kucaklaştırdığı çifti değil, seven bütün insanları; annemi, Duygu'yu ve gülhatmileri düşü- nürüm. TARTIŞMA Kültür Bakanlığı ve müzik B Birindenduvmuş vadabirverde okumuştum: Azgelişmişbir ülkenin bakanlanndan bir grup tsviçre'ye davet edilmiş. Isviçreli bakanlar konuk bakanlara tanıtılırken sıra deniz bakanına gelınce. konuk bakanlardan birisi alavlı bır şekildegülümsemış. Niçin güldüğü kıbarca kendısıne sorulduğunda. "İsviçre'de deniî yok ki bakanlığı olsun" demiş. Bunun üzenne İsviçre Başbakanı kendisine "Ama sizde de kültür bakanlığı var'"' diyecevapvermiş. Bizim ülkemiz boyle bir tanımlamava uymaz. Ancak o yöne doğru bir gidiş olmadığı ya da olamayacağı da gözardı edilemez. Birtoplumunçağdaş uv garlık düzeyı. o ülkenin sanat ve dolayısı ile müzikteki gelişmesine bakılarak anlaşılır. ,Az gelişmiş ülkelerden pvrensel düzeyde vazar. şair hatta ressam çıkabilir. fakat çokscsli evrensel müzik kurumlanndan yoksun ise salt bıreysel çabalarla uluslararası besteci ve icracılann çıkması mümkün değildir. Bu konuda ülkemiz genelinde daha yapılması gereken çok şe> varken. ulusal halk müziğimizi çokseslı yapacağjz. evrensel bov utlara taşıyacağızdüşüncesi ile Kültür Bakanlığı'nın yanıltıcı ulusallık gırışımlerine tanık olmakta v e piyasada benzerlenne rastladığımız topluluklan devlet garantısıne aldığını görmekteyiz. Ovsa ulusal müzik. kendını evrensellik katmanlannda kanıtlayan, kabul ettiren müziktir ve o zaman ulusallık kimliği kazanır; aksı takdirde bölgesel veyöreselkalır. Halk müziğimizi. türkülerimizi çoksesli ve çağdaş yapacağız diye devlet eliyle yeni topluluklar kurup bunlan ehliyetsizellere bırakmakla bir yere vanlamaz. İşte kısa bir süre önce televızyonda. Kültür Bakanlığı tarafından yeni kurulan 22 kişilik Devlet Modem Folk Muziği (Türkçesi halk müzıği) Orkesrası'nın konserini ızledim. Kaynarsuya rasgele atılmış sebzeler misali. topluluğun çeşitli Batı veTürk çalgılanndan oluştuğunu gördüm. Çokseslı halk muziği adı altında ucuz uyarlamalarla o güzelim halk türkülerimizin ney gibi, tınısına hayran olduğum milli çalgılanmızın yahn güzelliklerini sulandırmak için elden gelen yapılmıştı. Başka bırdeyişle halkımızın çok sevdiği tarhana çorbasına biraz paça, işkembe. enginar, kuşkonmaz katılmış ve adı da "Modern Tarhana Folk Çorbası" olmuştu. Şimdi Kültür Bakanlığımıza sormak istiyorum: •Çağdaş uygarhğa. tekseslı devlet Türk musikisi korolannın sayısını çoğaltarak ve de yeni folk muziği PENCERE Sleven Salerno for The New York Tlmej orkestralan kurarak mı ulaşacağız? Başka bırdevışle ülkemiz çokseslihkle. >anı demokrasi ile v önetilecek: müzikte ise halkımız tekseshliğe mi layık görülecek? • Üzerinde. artık çağdaş teknoloji ile gerçekleştirilen köprülerin olduğu. sürat motorlannındolaştığı Boğaziçi sulannda kürckleri aheste çekilen sandallara uv gun nostaljik müziklen müzelerden çıkararak müzminleştırmek mı çağdaşlık oluyor? • Yoğun ilgi ve desteklerinizi esirgemevıpdevletin konser salonlannı ve imkânlannı sunduğunuz popülist sanatçılar v e benzerleri. sizin çağdaş müzik anlav ışınızın tavan göstergesi mi. voksa sanattan ziyade politik içenkli bu sanatçılann arkasındaki geniş kitlelerin o\ potansıyelinden yararlanmavımı düşünüy orsunuz? •Onmilvonluk İstanbuTdaki tek senfoni ve opera orkestralannın kadrolan çoktan dolduğu içın ve nüfusu mil> onlan aşan birçok kentimızde henüz bir oda orkestrası dahi yokken. uzun >ıllar sonucu konser. atuv arlarda eğitimlerini tamamlayan gençier. bundan bövle kurduğunuz ve muhtemelen kurmav a devam edeceğınız folk muziği orkestralannda mı sanatlannı gelıştırecekler'.'O zaman. bucurcuna topluluklanndaçalmak içın 10 > ıllık eğıtıme gerek var mıdır'1 • Senfoni orkestralanna özenıp. odavanılmazçok sazlılık tutkusuvla Türk halk muziginin özünü bozarak çağdaşlığı v akalamak. sosv al demokrasinin ilkeienyle bağdaşı>ormu? • Bakanlığınıza bağlı dev let orkestralan ve opera sanatçılannızın baalan piyasada çiftetelliler çalarkcn v e televizyonda şıngır mıngır sunuculuk yaparken vebu durumda onlan bir araya getırmek \ arken. avrıca venı devlet kadrolan açmaya gerek var mıdır? Şunu ıçtenlıkle belirtmek ısıerim kı. bizler ne Klasik Türk Müziği'ne ne de Türk Halk Müziği'ne karşıv ız. Bilakis bunlann, çok kıymetli kültür değerlerimiz olarak bozulmadan üıizlikle korunması inanandayız. Geliştirilmelen gündeme geldığınde. dev let eliyle piyasa müzıkçılerine bırakılmak v erine. bu konunun uzman kişi ve kurumlarca bilimsel yöntemlerle ele alınmasından > anav ız. Fakat şunu da belirtmek isterim ki. bir Kültür Bakanı'nın öncelikli sorumluluğu. toplumumuzun çok küçük bir kesiminin haberdar olabildiği ulusal ve evrensel muziğiçarpıtmadan geliştirmek ve ülkedüzeyinde va>gınlaştırmak. sanat ve kültürü dışlayan medyanın, iletişim araçlan ile her gün şınnga eıtıği düzevsız \e zevksiz müzik türlerinden halkımızı korumak olmalıdır. Ne v ar ki kendısınden bırsosyal demokrat olarak çok şey ler beklediğimiz Sayın Kültür Bakanf ndan çağdaş müzikçiler umutlarını kesmış olacaklar ki aralannda artık şu Karadeniz fıkrasını anlatıy orlar: Temel. ameliy at olmak için masaya uzanmış: ameliyat hazırlıklannı yapan ağzı burnu kapalı doktora bir süre sonra seslenmiş; "Doktor, doktor! Çıkar şu maskeyi > üzünden, artık ben seni tanudum!.." Prof. Saim Akçıl MSÜ Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi N.GOKSUNSAY Çağdaş İkonlar 6-31 Ocak 1994 Galeri Selvin Bestekâr Sok. 61 /A Ankara 7-30 Ocak 1994 Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi Eski Beyoğlu Evlendirme Dairesi Tünel - İstanbul ll-29Ocakl994 Atatürk Kitaphğı Taksim-İstanbul "ÇİNGENELER ZAMANI" TÜM HIZIYLA SÜRÜYOR. BALIK AYHAN VE ARKADAŞLARINDAN ROMANCAZI TRIBUNAL'DE (Çarşamba-Perşembe (,uma-Cumanesıl TOBUNAL OD,\KULL IŞ MLRKEZI K.\RŞISI K.\R.ACA Tîı'ATROSU YANI. 1STIKLALCAD Parasal DemokrasiL Yargıç margıç mı?.. Boşver!. Yasa masa?.. Boşver!. Para mara?.. Haaa!.. Bak şimdi iş değişti, mara bir yana, ama para dedin mi akan sular durur. Her şey parayla başlar pa- rayla biter; Osmanlıca 'â/eme n/zam', Türkçe 'acuna düzen' veren paradır. Paran oldu mu yada para kokusu- nu aldın mı, yasa masa, yargı margı dinlemezstn, kan kokusu almış canavara dönersin, yapmayacağın şey yoktur. Anayasanın "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diye yazan 6'ncı maddesi değişmiştir; "Egemenlik kayıt- sız şartsız para gücünündür". Çünkü bu ülkede paranın açmayacağı kapı yoktur; para bütün kilitleri açan bir maymuncuktur; para bütün yasaların üstündedir, yar- gıçların üstündedir, mahkemelerin üstündedir, -hukuk devleti bir yana- kanun devletinin de üstündedir. • Türkiye bayırdan aşağıya doğru teker meker yuvar- lanmaya başladı. Ancak bu gidişle öyle bir noktaya gelinecek ki, para gücüne dayanarak yasa, yargtç, yargı ve karar dinleme- yerek hukuku delik deşik eden zamane medyası, gire- cek delik arayacak, ne yapacağını şaşıracak... Niçin?.. Çünkü bugün "korsan medya" varsa.. Yarın "mafya "olacak. Bir toplumda her "güç"denetlenmelidir. Bugün med- yanın ne yasası var, ne kanunu var, ne de medyanın hak ve hukuka on paralık değer verdiği var. Dünyanın hiçbir ülkesinde, ister demokrat olsun, ister olmasın, böylesi- ne başıboşluk yoktur. Medyanın da bir hukuku olmah!.. Terör ve anarşi, bir kentin karanlık sokaklannda yada ülkenin ıssız dağlarında kol gezdiği zaman üstesinden gelinebilir; ama Türkiye'nin medyasında yaşanan anar- şi teröre dönüşürse neler olup biteceği bilinemez. • Anayasanın 79'uncu maddesi şöyle yazar: "Seçimler, yargı organlannın genel yönetim ve dene- timi altında yapılır." Ve devam eder: "Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yonetimi ve durüstlüğü ile ilgili bütün iş- lemleri yapma ve yaptırma (...) Yüksek Seçim Kurulu'- nundur. Yüksek Seçim Kurulu'nun kararlan aleyhine başka bir mercie başvurulamaz." Yüksek Seçim Kurulu, Yargıtay ve Danıştay'ın yüksek yargıçlarından oluşur. Genel ve yerel seçimler üstündeki yargı denetiminin verdiği güven nedeniyle, bugüne kadar alınan tüm so- nuçları halk içine sindirmiştir; yenenler ya da yenilenler de seçim sonuçlarını benimsemişlerdir. Uzun yıllardan beri kurumsallaşmış olan bu hakça düzeni korsan tele- vizyonlar para hırsıyla delerlerse, ardından Türkiye'yi nelerin beklediği şimdiden bellidir. • Hiçbir yasaya bağlı olmayan korsan televizyonlar, bu yerel seçimlerde paralı siyasal reklamlardan trilyonlar bekliyorlardı. Parası bol olan siyasal parti düdüğü çala- cak; para gücünün öttürdüğü düdük, dediği dedik ola- caktı. Yüksek Seçim Kurulu, hakça bir reklam düzeni için eşitlik ilkesı getırince iş değişti. Kitaplar toplatılırken, yazarlar ağır cezada yargılanır- ken, profesörler hüküm giyerken, gazeteler ve dergiler kapatılırken kılı kıpırdamayan medya, paracıkların el- den gittiğini gorünce özgürlükçü kesildi. Parasal demokrasi bu!.. VEFAT ve TEŞEKKÜR 1951-52 öğretim yılı Sıvas Öğretmen Okulu mezunu, Atatürk ilke vc dev nmlerinın yılmaz koruyucusu, büyük varhğımız. baba- mız. ailemızin temel direğı. öğretmen. ilköğretim müfettışı OSMANAVCFyı ymrdik. Nur ıçınde yatsın. Büyük üzüntümüzü candan paylaşan dostlanna, yakınlanna vc arkadaşlanna teşekkür edenz. Eşi ve Çocukları YÜKSEL GURSEL'in ıinlııulan YAŞAU OSC DEĞİL O YAŞAMI ZORLAD1 YESOSTARTIŞMASINI TASRI'YLA YAPMAYA GİTTİ ıGııle Gıilc Svvçilı Yiiksel Geıı ılonmi'yi' Mustafa YılmcızYıhlınm 1-4. ACIBİRKAY1P Çok Değerli. Can Kardeşim METİN EKŞİOĞLU Ne yazık kı çok zamansız, genç yaşında bizleri terk etti. Ölüm sözcüğü ona hiç yakışmıyor. Buna ınanmak da imkânsız zaten. O. hep dobra dobra yaşadı. Aynlışı da dobra dobra oldu. Acısı yüreğimi dağlıyor. Çok değerli annesi Mediha. sevgili oğlu Murat. canı kadar sevgili kızı Medoş, hayat arkadaşı sevgili eşi Gülsen başta olmak üzere bütün Ekşioğlu ailesine dayanma gücü, merhuma da rahmetdiliyorum. Yeşim - Av. Kâni EKŞİOĞLU Romanlannızve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel:5540804
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle