Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET2 7OCAK1994CUMA
KULTUR
AvrupaŞanatçüar
Forumu'nun İsîanbulda
îoplanmasına öncülük
edenCevatÇapan:
Sanatçılanmız içinyenibir olanak
DİKMEN GÜRt N UÇARER
G
nlliver"ler aralık ayı içm-
de İstanbul'da toplandı.
1987"de Amsterdam'da.
1990'da Leningrad'da toplanan Av-
rupa Sanatçılar Forumu. 3. Genel
Toplantı için İstanbul'u seçti. Tabıi.
bu secimde Prof. Dr. Cevat Çapan m
rolü büyüktü. Küitür Bakanhş da
öneriyi destekleyince birçok ünlü ya-
zar ve sanatçı "AvrupalıluV". "kültürel
(sbirliğT. "bireyin bağımsızlığı ve so-
nımluluklan" gibi sorunlan tartışmak
üzere İsîanbulda bıraraya geldi.
"Gulliver" toplantılannda tiyatro
açısından ne gibi sorunlar iizerinde
durulmuş, bu sorunlann irdelenmesi
ne gibi sonuçlar doğurmuştu? Bu so-
rulan öncelikle toplantıya katılan ti-
yatro adamlannı tanıtarak yanıtlıyor
Cevat Çapan: "Gulliver grubu içinde
eski Yugoslavy a'dan gelen ünlü bir yö-
netmen vardı. Ljubisa Ristic. . Nek
Hartling ise Berlin'deki Hebbel Tiyat-
rosu'nunyönetmeniavrıea çeşitli ıdus-
lararası kuruluşlarda çok kültürtü ta-
sarılarda danışman veva üve olarak rol
oynayan bir insan. Bu ikisinin dışında,
Macaristan'dan yönetmen Katalin La-
bam konuğumuzdu. Yine eski Yugos-
lavy a'dan gelen Dragan Klaiç ise tiyat-
ro profesörü vedramaturgaynca Hol-
landa'nın lluslararası Tiyatro Enstifü-
sü Müdürii."
Çapan, Gulliver toplantısının ana
konusunun "çok kültürlülük" olduğu-
nun altını çizdikten sonra, Ljubisa
Ristic'inçok kültüdülüğe yaklaşımı
iizerinde duruyor. "Ristic, eski Yugos-
lavya'nın bugünkü durumunun dramını
vaşamakta. Eski Yugoslavva bir an-
İamda çok kültürlülüğün laboratuan
olarak 50 yıl geçirmiş bir ülke. Etnik
gruplar, çeşitli dinler birarada voğrul-
muş. Ristic'in bugüne kadar vaphğı iş-
ler çok kültürlüliikle ilgili."
- Eski \ ugoslavv a'nın dramını yaşa-
yan Ristic Avrupa kûltürel birliği konu-
sunda ne düşünüyor?
Halka açık toplantılardan birinde
Ristic bu konuvu gündeme getirdı \e
dedi ki, "Biz bir zamanlar Spotice'deki
tiyatromuzda Sırpça dışında Macarca,
Mekadonca ovunlar da oynuyorduk.
Topluluğumuzda Yugoslavy a'nın ber
kesiminden insan vardı. Bu insanlar
arasında ayrılık gaynlık yoktu. Ama
şimdi Yugosla>ya düşman kardeşlerin
birarada yaşavamayacağı bir ülke
dunımuna geldi. Bu yuzden bizim tiyat-
romuz da bir başansızhğın vaşaridığı
ülkede, tarihte kalmış bir tiyatro görii-
nümünde. Ne yazık ki çok kültürlülü-
ğün yaşanamadığını bİ2 şimdi göriiyo-
ruz." Klaiç ise bir tiyaıro adamından
çok sosyolog olarak katıldı bu konuş-
malara. Belgrad Üniversitesi'nde ti-
yatro derslen verdığı yıllarda Yugos-
lavya'nın çeşıtlı kesimlennden gelen
ınsanlarla tanışmıştı. Bılgısinın. gör-
güsünün bu çok kultürlülüğe da-
\andığını \e bunun tivatro ıçın çok
sağlıklı bir şev olduğunu dile getırdı.
- Avrupa ülkelerinin Bosna konusun-
daki çekimseriiği sözkonusu ooMu mu?
Şu gerçek iizerinde duruldu; eski
Yugoslavya'da yaşanan durum bi-
lınçli bir kayıtsızlıkla önlenemiyor,
yani eski Yugoslavya bugün başka bir
politikanın aracı olarak kullanılıyor.
Bu konuda da Avrupa'nın ehnin ko-
lunun bağlı olması dünyadaki tek sü-
per gücün işine yanyor.
-' Bugün Vugoslavya'da etnik grup-
lar, farklı dinler sözkonusuyken ör-
neğin Almanya'da durum daha farklı...
Çok kültürlülük dedığimiz durum
salt bir ülkede o ülkenm yurltaşlannın
değışık kültürlere sahıp olmasından
kaynaklanmıyor. Bir ülkeye başka ül-
kelerden gelmış yabancılann da ya-
rattığı bir ortam. Bugün Avrupa'da
özellikle zengınleşmiş. sanayıleşmiş
Avrupa ülkelenndeçalışan milyonlar-
ca yabancı işçi var. Bunlara "göçmen
işçi" yahut "konuk işçi" deniyor ve
onlara Avrupa'nın benımsedığini id-
dia ettiğı insan haklanna saygılı bir
yaşama ortamı sağlanmaya çalışılı-
yor. Oysa. gerçekte çok büyük sorun-
larla karşı karşıya olduğunu görüyo-
ruz bu ınsanlann. İnsanlar arasında
bir takım önyargılar kolay kolay orta-
dan kalkmadığı için bu önyargılar
sınırlargetınyor. aynmcılık >araüyor,
iletişimi güçleştiriyor. Böylesı durum-
lan ortadan kaldırabilecek bir yak-
laşım yine sanatçılardan, aydınlardan
bekleniyor. Bunun da yalnızca resmi
kuruluşlann iyi niyetli politikalanyla
değil. doğrudan doğruya birebir insan
ilışkıleriyle, dostluklarla olumlu bir
doğrultuda gelişebileceğini göriiyo-
ruz. Sınırlı zaman ıçınde yaptığımız
bu toplantıda bizlerin de bir takım ön-
yargılanmız olduğunu ama tartışmay-
la, konuşmav la bu önyargılann bir öl-
çüde ortadan kaldırüabileceğinı gor-
dük. Türkıye'ye herşeye rağmen Av-
rupa'nın kıyısında bir ülke olarak
bakıyorlar. Avrupa kültürünün
dışında bir küitür olarak yaklaşıyor-
lar, ama toplumu doğrudan doğruya
onun içine girerek yaşadıklan zaman
bir küitür şoku geçinyorlar. Bu küitür
şoku son değerlendirmede olumlu bir
sonuç yaratıyor. Gelmış olmalan.
bırayı kısa bir süre de olsa tanımış ol-
malan olmlu etkiler bırakıyor.
- Gulliver'in Türkiye'deki tiyatro et-
kinlikleri açısından kısa bir değerlen-
dirmesini vapabilir misiniz?
Tiyatro uzmanlanndan hem eğıtım
hem bilgi alışverişi konusunda istifade
edebiliriz. Bizim tiyatro sanatçı-
lanmızın Avrupa'daki meslekdaş-
lanyla çalışmalan içim olanaklar
sağİanabilırKonuklar arasında adını
anmadığjm bir üyatrocu daha vardı;
Erik Antonis. Anvers'in Avrupa'nın
Küitür Başkenti olması dolayısıyla
düzenlenen etkinhklerin sorumlusuy-
du. Anverse giden topluluklanmızın
çalışmalannı görmüş ve beğenmiş. Bu
toplantıda Antonis'in Türk sanatçılar
için bazı olanaklar hazırlayacağı orta-
ya çıktı. Gulliver'in uygulamada ya-
rarlı olduğu konulardan biri, Avru-
pa'da çeşitli kuruluşlann elinde bulu-
nan kaynaklann nasıl kullanılabilece-
ğ yolunda bılgi sahibı olması. Araşu-
rma bursu olarak. seyahat bursu ola-
rak, ortak tasanlann gerçekleştirilme-
sı olarak yararlanılabilir bu kaynak-
lardan. Bugün Avrupa'da bu bılgile-
nn elde edilebıleceğı belli merkezler
v ar; şimdi tstanbul da bu merkezler-
den biri oluyor. Sanatçılanmız için
venı bir olanak.
Çaykovski'nin ölümsüz bale yapıtından uyarlanan Tmdıkkırarf sinemalarda
Küçük Tındıkkıran'yinezirvede
Küitür Servia - Çayko>ski'nın
ölümsüz yapıtı "Fmoıkkıran Ba-
lesfnin sinema versıv onu. "Geor-
ge Balanchinenin Fmdıkkjran'r Istan-
bul'da Şişli Site, Kadıköv Reks. Bevoğlu
Dünya. Çemberlıtaş Şafak. Bakırköv
tncirii. Ankara'da Batı ve Derya. Antaî-
ya'da LTusov sınemalannda ve Adana
Gaieria'da gösterime gırdi. St. Peters-
burg'da bundan tam ikı yüzyıl once ılk
göstenmi yapılan "Fmdıkkıran"ın sonra-
ki yüzlerce sahnelenışimn bınnde, Georgc
Balanchıne 15 yaşında Fındıkkıran pren-
si rolünün üstlenmiş, yıllar sonra Nev\
\'ork Şehir Balesı'nde ılk koregrafı çalı-
şması da yıne "Fındıkkıran" olmuştu
Nevv York Şehır Balesı ile "E>de Tek
Başma"dan tanıdığımız çocuk yaldı? Ma-
caulay Culkin. fılmde başrolü üstleruvor
13 yaşmdaki Macaulay Culkın'in ma-
nejerliğıni üstlenen babası Kit Culkin de
çocukken Fmdıkkıran prensı rolünü ov-
namış bır sanatçı. Bu nedenle oğluna
Fmdıkkıran'ın sinema u> arlarnasmda rol
alması tekhf edıldığinde her zamankıne
oranla alçakgönüllü bir ücret karşılığı
teklifı kabul etmiş. Çocuk yıldLZ Macau-
lay "Evde Tek Başma 2" için bej milvon
dolar artı hasılatın yüzde beşınden oluşan
bir sözkşmeye imza attığı halde
"Fındıkkıran*" ipn sadece 10 bin dolar ve
hasılatın yüzde beşinden oluşan bır ücrete
anlaşmış. Bunun karşılığjnda Kiı Culkin,
yapımcılann *'Fındıkkıran"a sadık kal-
masını ve sınemava uyarlamak verine
sahnelenişinin aynen fılme çekilmesını ıs-
temiş .Ancak deneme gösterimlerinın
ardından sorunlar başgostesterdı:Dene-
me göstenmleri çocuklann konuyu anla-
makla zorlandıklanru ortaşa kovdu ve
yapıma fırma Wamer Bros, Kevin klein-
in öyküyü anlatmasına karar verdı.
IKevin Kline'ın
sesi tartışma \arattı
Kit Culkin fılmın bu halini se\rettik-
ten sonra ¥4
Çayko«ki'yi kattetmişsHttz"
diyerek Kleın'm sesınin çıkanlmasında
diretti. Eğer KJeın'ın açıklamalan kalırsa
Macaulay fılmin rekJam ve promosyo-
nunda hİç yer almayacakü. Eğer ses çı-
kanlırsa Macaulay yüzde beşlik hakkı-
ndan vaz gececsktı. Ancak Wamer Bıra-
deler bu anlaşmayı kabul etmedı ve
kasım ayında fılm Amenka'da göstenme
girdiğinde Kleın'ın sesi müziğı duyulmaz
kılarak şöyle açıklamalar yapıvordu:
"tşte Noel Parnsinin konuklan salona giri-
yorlar" "•Fmdıkkıran" İnglızce konuşul-
mayan ülkelerde göstenme ardığınde ise
bu ses fılmi açıklama ışlevmi lamamen yı-
tirip. müziği bozmakla kaldı.
"Fmdıkkıran" rolüne hazırlanmak için iki
yıl dans derslen alan küçük vıldız Macau-
lay Culkin. onun adına yürütülen bu
tartışmalardan tümüvle habcrsiz.
Yıne de bır ış adamı tavnyla "Gecen
yıl ve ondan önceki yü noetde Evde Tek
Başmaiar vizyona girdi. Bu noel de
Fındıkkıran. Gelecek noel gösterime gire-
cek olan 'Pagemaster'uı çekimleri bitti
bile. Kısacası noel tatiHerini kapattım " dı-
yebüı\or, Ancak mılvarder bır çocuk ol-
duğunu pek fark etmıvor "Bu filmlerden
ne kadar kazandığnnı bilmivorum. 10 do-
lara ihtivacını olunca gidip annemden isti-
vorum. Bazen hayır veremem dediği bile
ohıyor."
1~988 yılında "Rocket Gibrahar" fil-
mınde Burt Lancaster'ın çocuklanndan
birini oynayarak sinemaya ilk gırişinı ya-
pan Culkin. 1989da "Lnde Buck".
1990'da "Jacob's Ladder"da rol aldı
1990 ve 1992'de cevnlen "Evde Tek
Başuıa"filmlenylede zırveye oturarak en
çok araralan çocuk vildız olmayı başardı.
Peri
masahmn
büyüsüKüitür Servisi - "Jurassic Park" sine-
mada. game boylarda. ovuncakçı dük-
kanlarının v\innlennde çocuklann kal-
bını fethetü ama Nevv York'tan Lond-
ra'ya. Pans'ten Lvon'a. Perrault'dan,
HofTman'dan. Anderscn dcn etkilenerek
sahnelen balelere de yoğun olarak yer
veriliyoı repartuarlarda...
"Fındıkkıran", "Ormanda Lyuyan
Güzel'' v e "Kuğu Gölü" Marius Petipa -
ya ılham vermış 1847 yılında Petipa
Marseille'de doğduğu zaman, St. Pe-
tersburg'dakı Kraliyet Balesi'nde mü-
dür olarak çalışmaya başlamış.. O za-
manlarda 1832"de koregraflığını Fıllıp-
po Taglıonı ve 1841 yılında ise Öan Co-
rallı ve Jules Pcrot bırlikteliklerim sür-
dürerek. yaratıcılıklannı sürdürmüşler.
Fakat bu arada. pen masallannın vel-
pazesını genışleten Manus Petipa değıl.
Alexandrovıtch Vsevolojski olmuş.
Kraliyet Tıyatrosu'nun müdürü Ça-
yovski'den "Ormanda Lyuyan Güzel"
adlı masah konu alan bır bale müziği
bestelemesıni ıstemış. "İnsan belli bir
konu iizerinde de haval gücünü özgürce
kullanabilir ve Lullv, Rameau ve Bach
gibi ölümsüz > apıtlar besteleyebilir. Eğer
bu konu sizin hoşunuza gittiyse neden bir
beste yapmayasınız? Sizin konuya hakim
olabilmeniz için Pcrrault'nun tüm eserle-
rine sahip olmanız gerekiyor. Çizmeli
Kedi, \lavi Sakal. Kulkedisi, gibi masal-
ları okumanız gerekiyor."
Çaykovski bu konuda hıç tereddüt et-
memış. Tekrar eden temalan düzenle-
mış, masallann sembollerinı gözden ge-
grmış, Marius Petipa'nm çalışmalanna
da katılmış. Tüm bu çalışmalar besteci-
nm keyüni yerine gitirmeye yetmiş. O
bu durumu şu sözlerle açıklıyor "Bale
tüm sanarlar arasında en masum. en te-
miz olandır! Eğer böyle olmasavdı çocuk-
larımızı da bale izlemeye götürür müy-
dük?*^ Çaykovski ve Petipa'nm uyumu
bır dönüm noktası olmuştur aynı za-
manda. Dans kendinı bır yüksek sanat
olarak ıfadeedebilmıştır
Artık gunümüzde tüm bu klasikler
belleklerden silınmek bır yana. özel ola-
rak ıncelenen sanat eserleri olarak
önemlerini korumay a devam edıy orlar.
Cesur venı koregraflar klasikleri ye-
nıden gözden geçırip danslann tozunu
aldılar Pans Opera ve Balesı'nde
Fındıkkıran'ı sahneleyen John Neumei-
er şöyle der "Ben bugün yaşıyorum ve
masallann bugünün enerjisiy le yonımlan-
masını istivorum. Ben burada klasik dan-
sa duyduğum hayranlığı göstermeye
çalıştım. üramatik bir oyun ve seıtfoıük
bir bale sahnelmemeye çalıştım. Benim
Fındıkkıran'ım klasik dansa ve Marius
Petipa'ya bir saygı duruşudur."
Klasikler. farklı v >rum -
larla sevırcıye ula^ıyor. Peri masal-
lan da çağa ayak uydurarak değişıyor-
lar fakai asla büvülerini viürmıvorlar...
Carl Henning Pedersen'in sergisi bugün Ankara Galeri Nev'de açılıyor
Resimdekizehirliyılan...
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
"COBRA": COpenhangen J
-
BRussels + Amsterdam. Ölüm-
cül ve efsanevi bır yılan. COBRA gnıbu-
nu oluşiuran ressamlara göre ise "kendi
içinde sonsuz bir çelişki". 1948-51 yıllan
arasında birarada bulunmuş. fakat son-
rasında, dünya resmini \e sanat an-
layışını yıllar bovu etkilemiş COBR.A
grubundan Carl Henning Pedersenin re-
simleri, bugünden itibaren Galeri Nev'-
de.
Kopenhag'da 1913'de doğan sanatçı.
Amsterdam. Toledo. Mmneopolıs. New
York. Pıttsburgh. Vıvana. Paris. Dublın.
Milano. Hamburg. Oslo. Ostende ve Zü-
rih'te kışısel sergiler açtı. Venedik
(1948-62). Sao Paulo( 1963) bıneallennde
temsıl edılen ressamın. pek çok kolleksı-
yonda yapıtlan bulunuyor
Carl Henning Pedersen'in dc kurulu-
şunda ver aldığı COBRA, bütün sanat
akımlan gıbi geçmişi reddederek. 1948"-
de kuruldu. 2 Dünya Sa\aşı sonrasında
\arolan kûltürel değerlere kuşkuyla vak-
la^an bazı sanatçılann. Kopenhag. Brük-
sc\ ve Amsterdam'da oluşıurduklan
grup. bir kaç vönüvle 1. Dünva Savaşı
sonrasında oluşan Dadacılık akımını
undınyordu. Savaş sonrası ortava çıkan
bu iki akım, gerek onaya çıkma biçimle-
rı. gerekse önerdıkleri sanat felsefesıyle
upık bırer "savaş sonrası" sanat akı-
ınıydı. Rasvoncl kültürün ve onun da-
•-atıığı esteıiğın sorgulanmasıyla ışe baş-
luyan COBRA. felsefe. polıtika ve psi-
Redersen'in de
kuruculan arasında yer
aldığı COBRA grubu, 2.
Dünya Savaşı'ndan
sonraki kûltürel değerlere
kuşkuyla bakan
sanatçılann biraraya
gelmesiyle oluştu;
Kopenhag, Brüksel ve
Amsterdam'da...
koloji ile olan ilişki biçimi bakımından
Dadaizm'i andınyordu.
Zehirli yılana göre. bütün estetik ku-
rallar reddedilirse. her insanda varolan
ıfade etme özgürlüğü ortava çıkacak ve
herkesın sanatçı olduğu kanıtlanacaktı.
"Batı'nın klasik kültürünün" sınırlannı
yerle bır etmek güdüsü. COBRA'yı tarih
öncesi sanatta. Doğu hat sanatında.
bü> ü. folklor v e efsanelerdekı ka\ naklan
aramaya ittı Hatta çocuklar ve akıl has-
tahklanndaki yaraücılık güdülerinı bile
araştınnaya başlavan COBRA'cılar. C.
Gustav Jung'dan etkilenerek bılınçaltı
katmanlannda gızlı kalan düşsel tasan-
miardakı (fantazı) anlığa dönmcye
çalıştılar.
COBRA ütopyası. sekız ülkeden elli
sanatçıyı ancak üç yıl boyunca birarada
tutabilmesine karşın. kendisinden önceki
yanm yüzyılın entellektüel söyleminı ayı-
klayarak ve eleştirerek varoldu. COB-
RA'yı oluşturan sanatçılann. kendilerin-
den sonraki yanm yüzyıla ılişkin güçlü
sezgileri. resim üzerinde belirleyici ol-
muştu. Cobra manifestosu. grafitti (du-
var yazısı)'nın meşruluk kazanmasına
daha 30 yıl varken. "sokak karalamalan-
na" ılışin umutlanndan söz ediyordu.
"Popüler küitür, aborjinal sanat. marji-
nallik" gıbı. bugün gündemde olan söz-
cükler, COBRA'nın söylemme, bundan
yaklaşık elli vıl önce girmış ve savunul-
muştu.
COBRA'nın kurucusu Christian Dot-
remont. "Bir tablonun toprağında, estetik
teorinin gökyüzünden daha fazla şev
vardır" derken coğrafyanın ve kronoloji-
nin önemine dikkat cekiyordu. Dotre-
mont'un düşünceleri çevresinde oluşan
COBRA, her ne kadar kısa bır süre
varlığını sürdürmüşse de, daha sonra
COBRA "adına" değil de. COBRA "üze-
rine" açılmış sergiler. 1960'dan beri dün-
ya sanat gündemınde kaldı.
Ankara'da. 1992 yılında Sanart. Gale-
ri Nev ve Danımarka Büyükelçilıği'nin
ginşımlenyle açılan COBRA sergisi,
gördüğü bü\ük ilgıden sonra. bu kcz de
COBRA'dan Carl Henning Pedersen'in
sergisi. Ankaralılan beklivor. 2 şubata
kadar açık kalacak olan sergı. 27 mayısta
İsianbul Galen Nev'de vınelenecek.
Gülsüm Akyüz 'denyeni birşiir
kitabı: 'Mayısta ÜzgünGönlüm'
KültürSenisi- İlk şiir kitabı "Eylül DeyişlerTni 1987
yılında yayımlayan Gülsüm Akyüz'ün ikinci kitabı
"Sevdamız Çiçeklenir Zulada"dan sonra, üçüncü şiir
kitabı "Mayısta Üzgün Gönlüm" Demet Yayıncılik şiir
dizisinde yayımlandı. Çocuk yazını dalında yayımlanmış
on beş kitabı ve oyunlan da bulunan Akyüz son şiir
kitabında. yakın geçmişte yaşadığımız olaylardan
etkilenerek yazdığı şürleri toplamış. Kitap; "Mayısta
Üzgün Gönlüm". "Istanbul Resimleri", "Yaşamanın Yedi
Rengi Var". "Balıkesir Şıirleri" ve "Yandım Ateşlerde"
başlıklı bölümlerden oluşuyor.
tlginç bir dergi: 'GüzeV
Küitür Servisi - Fotokopiyle çoğalularak dağjtımı yapılan
"Güzel"deTürk sinemasına yıllarca emeği geçmiş, fakat
adlannı hatırlamakta zorlandığımız oyuncular yakından
tanıtılıy or. Abdurrahman Palay'ın Hadımköy'de bir süre
PTT memurluğu yaptığını, Davutpaşa A Takımı'nda
futbol oynadığını. "Oski" lakaplı Hüseyin Zan'ın 1968"de
sinema oyunculanna kavga derslen verdığini, Hafız
Burhan'ın Fevzi Çakmak'ın kızının mevlid duasmı
okurken 45 yaşında kalp krizi geçirerek öldüğünü, Süheyl
Eğriboz'un gençlığinde ıyi bir yüzücü olduğunu ve 100
metrede 1946'da kırdığı ve ancak 1952'de Engin Cnal'ın
egale ettiği bır İstanbul şampiyonluğu olduğunu dergide
bulabilirsiniz. Yanında ek olarak bir adet kaset (onun da
içinde ilgınç kayıtlar var) ve bir adet poster verilen dergi
Serhat Köksal tarafından hazırlanarak dagıtılmış.
Halide Edip Adıvarh anma
toplantısı bugün Ankara'da
Küitür Servisi - Ankara Mülkiyeliler Birliği'nin Halide
Edıp Adıv ar'ın otuzuncu ölüm yıldönümü nedeniyle
düzenlediğı toplantı. bugün saat 14.00'te izlenebilir.
Mülkiyeliler Birliği binasında yapılacak toplantıda Olcay
Önertoy. Halide Edip'ı öykü \e roman yazan olarak
inceleyecek. Ayla Kutlu bir Osmanlı aydın yazann
serüvenini anlatacak. Emre Kongar Halide Edıp ve
dönemini anlatacak. Şükran Kurdakul ise "Halide Edip ve
Sinekli Bakkal" üzerine konuşacak.
Feride Binicioğlu ve Ahmet Özel '94
ArtEx ToyamaSanatFuarı'nda
Küitür Servisi - Ressam Fende Binicioğlu ve ressam
Ahmet Özel 21 ocak tarihınde Japonv a'nın Toyama
şehrindeki Kenminkaikan Müzesi salonlannda açılacak
olan "94 An Ex Toyama Sanat Fuan"na çağnlı olarak
katılıy orlar Japonya'nın önemli sanat galerilerinden biri
olan Paleıte House tarafından dav et edilen iki sanatçı
kendilenne aynlan mekanlarda büyük boyutlu çalışmalar
sergileyecekler. "21. y üzyıla girerken venı aravışlar ve yeni
yaratımlar" sloganı ile içeriğini belırleyen Fuar Komitesi;
Fransa. Amerika Bırleşık Devietleri. Kanada ve Kore'den
de sanatçılar davetettı. FuaraTürkiye'yitemsilen katılan
Fende Binicioğlu. 1986yılında MimarSinan Üniversitesi
Resım Fakültesı'nden mezun oldu ve pek çok karma
sergiye katıldı. 2 kişisel sergi açan Bınicioğİu.çeşitli
vanşmalardaödüllerdekazandı. AhmetÖzel ise 1982
\ ılmda Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nden
mezun oldu. 1987-88 yıllan arasında resim araştırmalan
y apmak \ e resım restorasy onu eğıtımi için İtalya'da
bulundu. Yurtiçiveyurtdışında pek çok karma sergiye
katılan sanatçı iki kişisel sergi açtı.
Kile Sanat Galerisi'nin ikinci
müzayedesi
Küitür Servisi -16 ocak pazar günü Kile Sanat Galerisi'nin
organızasyonu ve Aziz Ustel'in yönetimiyle Harbiye
Küitür Merekzi'nde bir resim müzayedesi yapılacak.
Müzayedede: Halil Paşa'nın "Göksu" \e "Pembe
Sandal"ı. Nazmi Ziya'nın "Büyükdere Eteresi" ve
"Boğaziçi'nden Görünüm"ü, Hüseyin Zekai Paşa'nın
"Salacak'tan İstanbul" ve "Peyzaj"ı, Şevket Dağ'ın
"Ayasofya Enterior"u ile Hoca Ali Rıza. İbrahim Çallı,
Fikret Mualla, Hikmet Onat. Hamit Görele. Cevat Dereli
ve Ali Çelebi'nin eserleri yer alacak. Müzayedede. ünlü
ressam "Miro"nun imzalı bir eseri de alıcılann beğenisine
suunlacak. Aynca. bütün tablolar 14 ve 15 ocak
tarihlerinde Harbiye Küitür Merkezi'nde gezilebilecek.
Ressam Aydın Arkun
f
un sergisi
Atatürk Küitür MerkezVnde
Küitür Servisi - Aydın Arkun'un "Kozmik Kişiler" adlı
resim sergisi Atatürk Küitür Merkezi Sergi Salonu'nda
bugün açılıyor. Sergi 21 ocak tarihine kadar açık kalacak.
Sanatçı. sanat felsefesini şöyle açıklıyor: "Ben şımank ve
tatminsiz insanoğlu olarak mümkün olan her türlü zevki
tadabilmek. v ar olan bütün nimeüerden faydalanabilmek,
korkaklığımdan dolayı da herkes ve her şeyden güçlü
kendimi kılabilmek için dünyanın alunı üstüne
getirmekten dolayı en ufak bir tedirginlik ve vicdan azabı
duyTnuyorum. Ben nasıl olsa kendi yaşam sürem içinde
dünyanın daha tükenmeyeceğinden eminim. O halde daha
kenanndan köşesinden yok etmeye devam edebilirim."
Pen Yazarlar DerneğVnin
1993-94 Öaulü
Küitür Servisi - Pen Yazarlar Derneği, 2 temmuz 1993 günü
Sıv as'ta devlet güçlerinin gözü önünde yakılan 37 yazar,
sanatçı ve aydının anısını yaşatmak amaayla "Düşünce
Özgürlüğü ve Laiklik" konulu bir inceleme ve araştırma
yanşması düzenledi. Scn katılma tarihinin 15 Mayıs 1994
olarak belirlendiği yanşmanın Seçiciler Kurulu; Prof. Dr.
Bedia Akarsu. Prof. Dr. Cem Eroğul, Vedat Günyol,
Alpay Kabacalı ve Prof. Dr. Zafer Üskül'den oluşuyor.