Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
mSAYFA CUMHURİYET 30OCAK1994PAZAR
16 HABERLEREV DEVAMI
Hukuka aykırılıkları korıuııa girişhni
M Baştarafi l.Sayfada
hukukla bağlı kılmak. objektıj ve tarafsız dav-
ranmasını sağlamak mümkun olmayacaktır
Aynca sanıldığının ve soylendığının tersıne, ge-
tınlecek kısıtlama ıle ıdan uyuşmazlık ve dava-
lar -her kışı ayn ayn ve teker teker başvurmak
zorunda bırakılacağı ıçm-, sayıca azalmak şöyle
dursun. çok fazla artacaktır
Gerçekten, ozellıkle ıdan ıptal davası, adlı da-
valardan farklı olarak, ılgılılenn haklannı ve çı-
karlannı korumak ve sağlamaktan çok yurutme
ve ıdarenın hukuka uygun davranmasını gerek-
leştırmeye yonelık olduğundan, objeklıf ve so-
yut nıtehkte bır yargısal denetım yoludur O ne-
denle, yargılama sonucunda venlen ıptal huk-
mü, yalnız davanın taraflan olan bıreyı ve bellı
bır ıdareyı değıl, herkesı ve tum kamu organ ve
makamlannı bağlayan genel ve mutlak bır etkı-
hhğe ve geçerüğe sahıptır tşte bu nıtelıklennden
otüru ıptal davası aslında ıkı taraflı sıradan bır
uyuşmazlık olmayıp sakatlığı ıddıa edılen ıdan
ışleme yonelık bır hukuka uygunluk denetımı-
dır Bunedenle kaynağıolan Fransızhukukun-
da ">etki aşunından otunı müracaat" ya da baş-
vuru dıye adiandınlmakta ve "nasınT sayılacak
davalı bır makam veya organı ıçermemektedır
Turk hukukunda da davanın bu oğesıne onem
venlmemekte ve başvurunun "hıısumet" nok-
tasında yanılması halınde. yargı yen kendıbğın-
den doğru "hasmı" belırlemektedır Çunkü, ıp-
tal davasında asıl amaç, karan alan makam
veya organı mahkûm etmek değıl, hukuka aykın
ıdan ışlemı ortadan kdldırmaktır Doğal olarak,
bu yoldan yapıkn yargısal denetımın tum yü-
rûtme ve ıdare uzennde eğıtsel ve ıyıleştıncı etkı-
len de olacaktır ve olmalıdır Tam yargı (tazmı-
nat) davalan da, kımı subjektıf yanlanna karşın,
ıptal davası gıbı, ıdareyı uygulama ve eylemle-
nnde yonlendırecek örnekler ve yöntemler oluş-
turmak bakımından eğıtıcı ve yol gosterıcı etkı-
lere sahıptır
Demek oluyor kı yürutme ve ıdarenın yargı-
sal denetımı. "demokratik hukuk devleti"nde,
menfaat ve haklan zedelemez. bıreyler kadar ve
hatta daha çok toplumun yararlannı ve kamu
düzenını korumaya yonelık bır yaptınm meka-
nızmasıdır Bu bakımdan, ıptal ıstemıyle ıdan
yargıya başvuran kışı, sıradan bır hukuk da-
vacısından zıyade, bır tur kamu davasının
savcısı konumunda sayılabılır Nıtekım Fransız
Devlet Şûrası, ıptal başvurusunda dosya tamam-
lanıp hukum verme aşamasına gelındıkten son-
ra, davacının ıstemınden vazgeçmesının (feraga-
tının) etkısız ve geçersız olduğunu ıçtıhad ve ka-
buJ etmektedır Esasen, ıptal ıstemınde buluna-
bılmek ıçın, kışı veya topluluklannın ıdan ışlem-
le doğrudan ya da dolaylı, maddı veya moral,
uzak ya da yakın bır ılışkısının varlığı yeterlı gö-
rulmekte ve bu ılıntı Türkçe'ye "menfaat" soz-
cuğuyle çevnlen. fakat "çıkar" anlamı taşıma-
yan "110" tenmı ıle karşılanmaktadır Turk
Danıştayi da ıptal davasında "menfaat ilişkisi"
dedığı bu koşulu, boylesıne genış ve esnek ola-
rak yorumlayıp uygulamaktadır
Değişiklik neleri içerivor?
Işte, "demokratik hukuk devleti"nde yurutme
ve ıdarenın yargısal denetımı ıstemıne tanıamen
uygun ve gereklı olan bu anlayış ve pratığe son
venlerek, hukuka aykın ışlem ve eylemler,
önemlı olçude davaya ve ıptale konu olmaktan
kurtanlıp korunmak ıstenmektedır Şöyle kı, bı-
reyler, toplumsal yararlara ve kamu düzenıne
ılışkın genefveyarferdı kararlardan dtrtayı, *tlşj-
sei menfaafJeri doğrudan ihlal edilmiş" olmaya-
cağından, bunlara karşı ıptal ıstemınde buluna-
mayacaklan gıbı, kendılennı ılgılendırse bıle,
haklannda uygulanmadan once, kural-ışlem nı-
tehğındekı düzenleyıcı genel kararlar konusun-
da da dava açamayacaklardır Bıreylenn ferdı
ışlemler hakkında ıptal yoluna gıdebılmesı de
her durumda olası görünmemektedır Çunkü,
orneğm bır kımsenın oturmakta olduğu sokak
veya mahallede, ımar düzenıne aykın olarak be-
ledıyece venlen bır ınşaat ruhsatına karşı açmak
ıstedığı ıptal davası bu ışlernın "kişisel menfaati-
ni doğrudan ihlal etmediği" gerekçesıy le reddedı-
hrse, şaşmamak gerekır Hatta, ferdı kararlar.
kımı muhatap almış veya kıme hıtap edıyorsa,
ancak o kışımn dava yetkısı bulunduğu bıle du-
şunulebılır Kaldı kı bıreyler. genellıkle toplum
yaran ve kamu duzenı soz konusu olan durum-
larda tek başlanna savaşıma gırmeye yanaşmaz-
lar ve kımı zaman da kışısel menfaatlennı zede-
leyen ışlemlere karşı dava açmaktan da çekıne-
bılırler Kışıler küçuk ve hatta buyukçeçıkarlan
ıçın para ve zaman harcamak ıstemeyebıhrler ve
daha kotusu, uyuşmazlığa duştuklen makam ve
yetkılılenn tepkı ve husumetlennı uzerlenne
çekmekten korkarak, yargı yoluna başvurmak-
tan kaçınabılırler Bu bakımdan yurutme ve ıda-
renın keyfi, kanunsuz, yolsuz ve haksız ışlem ve
eylemlen, toplumsal yararlar ve kamu düzenını
ihlal ettığınde, bunlarla en ıyı mucadeleyı yapabı-
lecek olan yukanda adlannı saydığım sivıl toplu-
mun demokratik kıtle orgutlendır Sıyası partıler
"çoğulcu defnokrasi"nın vazgeçılmez oğelen ıse,
demokratik kıtle orgutlen "kahlımcı demokrasT-
'nın olmazsa olmaz araçlandır Esasen, demok-
ratik ülkelerde 1970'ten bu >ana, sıyasal, sosyal,
ekonomık ve kultüıel alanlardakı toplum ya-
şamını, sıyası partıler ve ışçı sendıkalanndan zı-
yade, buyuk güç ve ıvme kazanan sıvıl kıtle or-
gutlen etkılemekte ve yonlendırmektedır
Tophmı yararının ve kamu duzeninin savunuoılan
Turkıye de, 1980'den once aynı sürecı yaşa-
makta ıken, 12 Eylül darbesı ve asken yonetımı
bu gelışmeyı durdurup. tersıne çevirmış 1982
Anayasası ve ondan once cıkanlan kanunlar. bu-
gunku antı-demokratık duzenı, kolayca değıştı-
nlemeyecek ve duzeltılemeyecek şekılde, kurmuş
ve yerleştırmış görunmektedır Gerçekten, 1961
Anayasası rejımınde yürûrlüğe konulan ışçı ve
memur sendıkalan kanunlan. bu orgutlere, top-
luluğun ortak hak ve menfaatlenne ılışkın konu-
larda her turlu dava hakkını tanıdıktan başka,
uyelennın kışısel uyuşmazlıklannda temsıl yet-
kısını de ermekte ıdı Danıştay da dernek, vakıf
ve meslek kuruluşlannın konu ve amaçlan ıle ıl-
gılı kr 'ularda yargısal denetım yapılmasını ıste-
meye > *kılı olduklannı, ıçtıhad yolu ıle kabul et-
mekte ı ı bugun de etmektedır Şımdı, kamu
çalışanlaı genellıkle sendıkal haklardan yoksun
sayıldıklan gıbı, dığer butun kesımlenn ve sıvıl
toplum kuruluşlannın kamu yarannı ve düzenını
ılgılendıren ve hatta kendı ortak hak, menfaat ve
ozgurluklenne dokunan ışlem ve evlemlere karşı
ıdan yargı yoluna başvurma ımkanlan ellennden
alınmak ıstenmektedır
Herkesın. önune gelen her ıdan ışleme karşı ıp-
tal davası açmasına ızın venlemezse de, demok-
ratik kıtle orgutlennın ya da ılgılı kışılenn top-
lumsal yararlan ve kamu düzenını koruma vo-
lunda yargı yerlenne başvurabılmelen "halk da-
vas" nıtelığınde sayılamayacağından, ıdan rruh-
kemelerle Danıştay'm ış yukunu ağırlaştınması-
ndan soz edılemez Dava yetkısıne getmlecek
kısıtlama, az sayıda, fakat onemı ve yetkısı bu-
yuk bırtakım hukuka aykın ıdan kararlann.
yargısal denetımden geçınlememesı yuzunden,
çok sakıncalı ve zararlı oldu-bıttıler yaratması
sonucunu doğuracaktır Hem boyle bır sınırla-
ma, 1982Anaya»ası'mnddhıbenımsedığı,"tdare-
nin her tıirlü eylem ve işlemkrine karşı vargı >olu
açıktır"(m l25)ve"Herkes,meşnıvasıtaveyol-
lardan faydalanmak sureti>le vargı merolen
onunde da>acı ve da\ alı olarak iddia ve savunma
hakkuıasahiptır"(m 36) kurallan ıle uyarlı değıl-
dır Iptal ve tam yargı (tazmınat) ıstemlennde.
"kişisel menfaat veya haklann doğrudan ihlal edil-
mesi" koşulunun, gorulmekte olan davalara da
uygulanmasını ongoren onennın geçıcı maddesı
hükmü ıse, aynı anayasanın. "Hiçbir organ ma-
kam mercı veya kışı vargı yetkısinin kullanıl-
masında mahkemetere venâkimlereemirve tohmet
veremez..." kuralı ıle bağdaştınlamaz Yasama
organının bu turden düzenlemeler yapma alı-
şkanlığı bulunması. aykınlığı mazur ve meşru
kılmaz
Sonuç
Sıyası ıktıdann soz konusu gınşımı ne yazık kı
ılk kez meydana gelmemektedır ANAP ıktıdan
donemınde, 1988 yılında yıne ÎYUK'da değışık-
lık yapılmasına ılışkın hukümet tasansında, ıdan
dava yetkısinin aynı yonde ve sözcüklerle kısı-
tlanmasını öngören düzenlemeler Adalet Ko-
mısyonu'ndan geçınlmış, ne mutlu kı, anamuha-
lefet partısı SHP'nın gayret ve dıretmesı ıle 1990'-
da, genel kurulda yasa metnınden çıkanlmış ıdı
Türkıye'de polıtıka etkınlıklen arasında sıkça
gorulen ve olağan karşılanan bır tutum ve dav-
ranış bıçımıne uyularak şınıdıkı ıktıdar ortağı,
oncekı anamuhalefet partısı mensubu olan yenı
Adalet Komısyonu Başkaru, beş yıl once
TBMM'de reddettırdıklen hukumlen, kendı ka-
nun onensıne aynen aktararak, yasama prosedu-
rune sokmuş bulunmaktadır Koalısyon proto-
kollen ve hükümet programlannda demokratık-
leşme ve ınsan haklan ıle temel özgûrlukler ko-
nulannda vaat ve taahhutlerde bulunan ıktıdar
ortağı sözde sosyal demokrat bır parıınm üjesı
tarafından getınlen bu önen, yasalaştığı takdır-
de, Turkıye Cumhunyeü'nın "demokratik, hu-
kuk devieti" nıtelığının büyuk olçude zedelenece-
ğı kesmdır
'Hovardalık döııeıııibitti'
MUSTAFA BALBAY
DAVOS - Oxford Analız
Grubu'nun, Dunya Ekonomık
Forumu ıçın hazıriadığı raporda,
Turkıje'dekı para polıtıkasında
son gelışmeler değerlendınldı ve
"Çiller yapamazsa, yerine vapan
gelir"yorumuyapıldı Koalısyon
hukumetının, "hovardalık döne-
minin" sona erdığı kaydedılen ra-
porda, hemen ıstıkrar önlemlen-
ne gıdılse dahı, ekonomınm an-
cak 1 yılda duzluğe çıkabıleceğı
vurgulandı Davos"takı "beyin
fırtınası" toplantılanna katılan
Harvard Unıversıtesı oğretım
üyelennın, Başbakan Tansu Çil-
ler'ınu
faizefren"polıtıkasını,"de-
lilik" olarak nıtelendırdıklen oğ-
renıldı Merkezı Ingıltere'de bu-
lunan Oxford Analız Grubu'na
yaklaşık 700 ekonomıst ve oğre-
tım üyesı katkıda bulunuyor
Grubun Davos toplantısı ıçın
hazıriadığı raporda. Turkıye'nın
yanı sıra Rusya \e Amenka'ddkı
son gelışmelere de dıkkat çekıldı
Raporun Turkıye ıle ılgılı bolu-
mu 27 ocağa kadar olan gelışme-
len ıçenyor Turkıye bolumu
"fstikrar lhtivacı " başhğını taşı-
yan raporda, şu noktalara dıkkat
çekılıyor
• Merkez Bankası'nın, sıkı
para polıtıkası lıranın ddha fazla
değer kaybını onledı
• Ancak pıyasa koşullan
açisından alınan önlemler yeterlı
değıl Devaluas>on ıle borsa ço-
kuşunun getırdığı sarsmtı. hüku-
metı ıstıkrar programına ıtıyor
Hukumet, bu programa ne kadar
karşı çıkarsa, o kadar zarar go-
rur
• Hukumet. "enflasvon kadar
devalüasyon" polıtıkası ızlemeye
çalışıyor. son vergı yasası cıddı
bır karar Ancak, kamu harca-
malannda kısıntı yapılamdması
ve özelleştırmede başdnlı olama-
ması, olumsuz gelışmelerde et-
ken
• Hukumet kolay kararlan
aldı, ancak asıl zor kararlan
martta yapılacak yerel seçımler
sonrasına bıraktı Şu aşamada,
DYP ve SHP'nın, uzennde tu-
muyle anldştığı tek konunun bu
olduğu gorulüyor
• Dış borç cıddı duzeyde son
olarak, 63 mılyar dolar duzeyıne
ulaştı
• PKK'ya karşı yürutûlen
muacadelede yapılan harcama-
lann yanı sıra, teror. tunst sayı-
sında da onemlı bırduşüşe neden
oldu Turkıye'ye gelen tunst
sayısı yüzde 8 oranında azaldı
Turkıye. tunzmden 5-6 mılyar
dolar beklerken, 4 mılyar dolann
altında kaldı
Kredi itiban azaldı
Turkıye de bır yıl ıçınde me\-
ddnd gelen ekonomık gelışme-
lenn de rakamlarla anlatıldığı ra-
pordd. ulusldrardsı alandd kredı
ıtıbdn kdv bınd dd değınıldı Stan-
dard and Poors ıle Moddy's'ın
son kredı değerlendırmelennın
ardından Turkıye dekı dolann
yukselışıne ışaret edıldı ve aşama
aşama dolann hangı noktaya
ulaştığı anlatıldı
Raporun son bolumunde de
hukumetın faız ve devalüasyon
ıle ılgılı karannın uç onemlı adı-
mddn ıkısını oluşturduğu ancdk
uçuncu unsur oldn kdmu kesımı
borçlanmalan sorununa pannak
basılamadığı belırtıldı Raporun
Davos'ta hava gefgm
• Başiarafı l.Sayfada
kumandanlık" gorevının kcn
dısmde olduğunu dnımsdtarak
Genelkurma) Başkanı nın Ana-
yasal otonte olarak Cumhurbaş-
kdnı na sıyası otonte olarak da
Başbakan'a bılgı verdığını sov-
ledı
Dcmırcl "Zeli operasyonun-
dan daha once haberdar mıvdı-
nız?" sonısuna şu vanıtı verdı
"Başkumandanhğı meclisın
manevı kışilığınde ben temsil ede-
run. Olağanustu bir durum oldu-
ğunda, olağanustu bir güvenlik on-
lemı almak gerektiğinde, vurtdışı-
na asker gondermek gerektiğinde,
Bakanlar kurulu'na ben baş-
kanlık edenm. V anı onemli karar-
lar benim başkanlığımda alınır.
Genelkurmav Başkanı'nı da Cum-
hurbaşkanı atar. BcnBaşkuman-
danım demek için sovlettıivoruın,
ama Anavasa'da bu va/ılıdır.
Bunlan sovlemekteki maksadını;
olan biten herşevden haberdanm."
Denıırel operasvon tanhıyle
ılgılı olarak da şu defTİendır-
meyı yaptı
"Operas>on gecen çarsamba
Cindoruk, Toptan'ınkızmın tanığı
TBMM Başkanı Hüsamcrtin Cindoruk, Köksai Toptan'ın
kızı Tuğba Toptan ile Cem Gokav Özsıkr'in dün akşam
Ankara Hilton Oteli'nde gerçekleştn nikah töreninde ta-
nıklık >aptı. Öteki tanıklığı Yargıtav Cumhurivet Başsav-
CBI Haluk Yardımcrnın > aptığı nikah töreninde. Cumhur-
başkanı Sülevman Demirel ile Başbakan Tansu Çiller'in
çelenkleridıkkatçek«.(Fotoğraf AA HÜSEYfNTEK)
bon bolumunde ıse başlıklar sı-
yah noktalarla vurgulanarak. şu
gelışmelere yer venldı
• Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, gelışmelerden oncelıkle
Bdşbakan Tansu Çiller ı sorumlu
tutuyor Çiller'in yanı sıra Mer-
kez Bankası Başkanı Bulent Gül-
tekin ıle Hazıne ve Dış Tıcaret
Musteşar Vekılı Osman Ünsal'ı
eleştınyor
• Koalısyon hukumetının.
ekonomıde kesın tedavıyı getı-
recek aa reçeteyı yerel secıme ka-
dar gundeme getırmesı mumkun
değıl Bu reçete, yerel secımlenn
hemen ardından ortaya konula-
cak
• Hukumetın "hovardalık do-
nemi" artık sona erdı Eğer Çiller
başaramazsa yenne başaracak
bın gelecektır Acı reçete hemen
uygulanırsa, sonuçlan ancak bır
yıl sonra alınabılecektır ve eko-
nomı 1995'te Avrupa Gumruk
Bırlığı'ne hazır hale gelecektır
Raporun sonuç bolumunde
de, ıkı tumceyle şu degerlendırme
vapıldı
"Lkonomide fırtınalı \e belirsiz
bir donem yaşanmaktadır. Huku-
met, ıstikrar paketi hazıriamava
mecburdur ve bu paket en gec vıl
sonuna kadar hazır olmalıdır."
Demırel'ın öncekı gun katıl-
dığı "beyin fırtınası" toplantıla-
nnda. Harvard Unıversıtesı oğre-
tım uyelen Albert Carnesale ve
Michaei Jensen. Çiller ın ıktıdara
geldığınde ızledığı faız polıtı-
kasını eleştırdıler öğretım u\ele-
nnın, "Çiller, faiz oranlannı enf-
lasyonun ahında rurmava
çalışmış. Bu j aptığı delilıktır" de-
dıklen ogrenıldı Demirel ın bu
değerlendırmeye "Öyle bir hata
oldu" karşılığını v erdığı bıldınldı
günu yapılacaktı. Bana Genelkur-
mav Başkanı bu vonde bilgi \erdı,
ancak Mıllı Cüvcnlık Kurulu'nun
toplandığı o gun Genelkurmay
Başkanı bır not halınde, so/ konu-
su bolgenın bulutlu olması nede-
nıvle operasvonun eıtelendığını
sovledı. Lvgun olduğu gun de
> apıldı. Bu tur işler için Bakanlar
Kunılu kararına gerek voktur,
Genelkurmav »apılacak ış hakkı-
nda \navasal otorite olarak Cum-
hurbaşkam'na. sı\asj otonte ola-
rak da Başbakan'a bilgı >enr. Itı-
raz olma/sa. karar kabul edılmış
demektir. Cumhurbaşkanı'nın
aynı zamanda \ururmevle ılgili
gorevıdevardır 1982 \na\asası'-
nın nasıl ışledığım pek çok kışı bıl-
mez.'Dı^ışlerı Bdkdnlıâ nca dun
yapılan açıklamada da. hareka-
tın İran topraklannı hedef al-
madığının komşu ulkenın yet-
kılılenne ddhd once bıldınldığı ve
operdsvondan sonrd çekılcn fo-
loğraiann ıncelemesınde. sıvıl
yerleşım yenne bombd duştuğu-
nun tespıt edılmedıgı belırtılerek
şovledenıldı
"Bununla beraber Turk ve Iran
sınır makamlannın bu konuvu in-
celemek için derhal goruşmelere
başlaması ve ortak bır he\etın ın-
celemelerde bulunması tarafımı-
zdan onenlımşhr. Turk heyehne
asken vetkilılennın de katılacağı
bıldırilmışrir."
Davos'd dun oğleden sonra
Fılıstın Devlet Başkanı Yaser
\rafat da geldı Bugun Israıl
Dışışlen Bakanı Şimon Peres ıle
goruşecek olan Demirel ın.
karşı taraftan ıstek gelmesı
halınde Arafat'lada
goruşebıleceğı ogrenıldı
Hep genç kalmak ve müzikle yaşaıııak
• Baştarafi l.Sayfada
nyor müzığı Ara vermeden
ıkıncı parçaya geçmek gerek,
çunku bu, mart ayında venlecek
konsenn provası VanniHristiva-
dfe, ısrarla "Kuğu Golü" çalınsın
ıstıyor KırmıyorOskanyan Par-
maklar, bu kez Kuğu Golu Ope-
rası'nın uverturu ıçın dokunuyor
tellere
Burası Moda'da, Aramyan
Uncuyan Okulundan Yetışenler
Derneğı'nın konser salonu Or-
kestranın kuruluşu da derneğın
oluşturulduğu yıla, yanı l°52'ye
denk düşüyor Bugun Kadıkoylu
olup da otuzlu yaşlamı devır-
mışlenn sutçusü Yanni Hristiya-
dis de orkestranın kuruculann-
dan "Ben" dıyor Hnstıyadıs,
"Iskender Arda'dan ders aldım,
Orhan Borar'la çalıştım. Kemanı
elime kün mi verdi? Fulya Apav-
dın..."
Orkestranın kurucusu ve en
yaşlı uyesı mımar Istapan Voski-
yan kesıyor konuşmasını Hnstı-
yadıs'ın Sahneye çıkan merdı-
venlen ancak yardımla aşabılen
Voskıyan'ın enstrumanı da ke-
man Yedı yaşında elıne aldığı
kemanından yetmış beş yıldır
vazgeçemedığını anlatıyor "İl-
kokulda başladım çalmaya, ama
virtuoz otamadım" dıyen sesı, bır
yakınmadan çok tercıhı çağnştı-
nyor Sekız kışıyle kurduklan or-
kestranın Halk Eğıtım Merkea'-
nde Şark Musıkı Cemıyetı'nde
de konserler verdığını soyluyor
On altı kışı olduklannda ortaya
tum enstrumanlan donanmış bır
orkestra çıkıyor Sonra olumler,
aynlmalar, 12 Eylul'le bırlıkte
kapatılmalar o büyuyu bozup
atıyor On üç yıl aradan sonra ge-
çen yıl yenıden orkestrayı kurma
karan alıyorlar Bakılıyor kım
kalmış eskılerden Sutçü Yaımis.
Mimar Voskivan, sekrelerlıkten
emeklı Agop Vlelikyajı. beyin cer-
rahı Opr Dr Özdemir Aral ser
best mesiek sahıbı Sahir \ltıner,
tornacı \rman Oskayan. deko-
rdsyon ışlen yapan Yarman Pat-
rosoğlu, mımar Oktay Lzel, nak-
lıyecı AB Altuner. ev kadını Var-
tuhi Demircioğlu. bır de ıktısat
profesoru Engin Okyay Hem
amator hem de klasık muzığı se-
ven gençler aranıyor, ama bulu-
namıyor İTÜ Turk Muzığı
Konservatu\an oğrenası Banu
Akın katılıyor drdlanna yenı Bır
arkddaşının drdcılığıvla orkestra-
ya katılan Banu'nun enstrumanı
ıse flut Her perşembe akşamı bır
ardva gelıp prova yapan orkest-
rava bır okul gozuyle bakıyor
Banu Akın Onca yaş farkına
kdrşın kurulan dostluk kendısını
daha ıyı hıssetmesını sağlıyor
Provaya bır hafta katılmasa tele-
fonlar ust uste çalıyor "Nerede-
sin" "Hasta mısın" "Haftav a
gelecek misin?" Çok dennlerde
de olsa yaşıtlanyld pdyldşa-
madığı bır dostlugu yaşadığını
anlatıyor Akın
l960'lı yıllarda hemen hemen
bütun dernek topldntıldnnın bır
tek orkestrası var, o da Aramyan
Derneğı Orkestrası Arşımetun
Operetı de o yıllarda sahnclenı
NOTLAR/MUSTAFA BALBAY
Türk cumhuriyetlerine ne oldu?
• Baştarafi l.Sayfada
dından tartışmalı bır şekılde goreve gelen Aliyev, arveyı bır
ay erteledı Turk cumhunyetlenrun lıderlen, 21-22 ocakta Ba-
ku'de bır araya geleceklerdı Ancak arveye 4 gün kala. perde
arkasında suren yoğun dıyaloğun ardından, endışe edılen açı-
klama yapıldı
"Zirve, belirsiz bir tarihe ertelenmiştJr."
Bu ertelemenın oykusunu, Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirerden Davos'da İcaldığı Belvedere Otelı'ndekı odasında dın-
ledık
"Bir rahatsızlık var tabii. Ben hepsiyle teker teker konuştum.
Orta Asya curnhuriyetleri 'Baku'ye gıdersek Ermenıler'e karşı
arka çıkmış mı oluruz
9
' diye bir düşünceye kapıhnışlar. Bunda
tabii farklı etkenlerde var. Birinci ertelemedensonra, benim Orta
Asya liderleriyle goruşmemde, 'Sen ıstersen yapanz' dediler.
Orada olav, tabii benim istemem değil. Zirveye dört gun kala ha-
ber geldi ki iptal edilmiş."
Bu gehşmelenn ardından gozler Davos'a çevnlmıştı
Dunya Ekonomık Forumu'na gelen Kazakıstan Devlet Baş-
kanı Nursultan Nazarbayev, Özbekıstan Devlet Başkanı tslam
Kerimov ve Turkmenıstan Devlet Başkanı Saparmurat Ni-
yazov'un Cumhurbaşkanı Demırel'le goruşmelen ve kuçuk
çapta da olsa bır Turk zırvesının gerçekleşmesı beklenıyordu
Bu lıderlenn, bugun Demırel'e vereceklen kahvalüda bır ara-
ya gelmelen planlanıycr Ne var kı oncekı akşam Dunya Eko-
nomık Forumu'nun sadece Turk cumhunyetlennın lıderlen ve
ışadamlan ıçın duzenledığı yemek, bugunku kahvaltıya gölge
duşurdu Yemekte Nazarbayev vardı, ama Kenmov ıle Nıya-
zov katılmadı Öğrenebıldığımız kadanyla Kenmov, şu gcrek-
çeyle yemeğe katılmamış
"Yorgunum..."
Kenmov, eğer dınlendıyse bugunku kahvaltıya katılacak
Bu gelışmeler, Rusya'nın Orta Asya cumhunyetlen uzenn-
dekı etkısının, artık perde arkasında değıl, açıkça ortada oldu-
ğunu gostenyor Davos'a gelmeden once Rusya'nın Ankara
Buyükelçısı Albert Çernişev ıle kısa bır gorüşme yapmıştım
Çernışev. Rusya Dışışlen Bakanı Kozırev'ın, "Eİki Sovyet
cumhuriyerJerinden çekilemeyiz!" dedığı basın toplantısında
hazır bulunmuştu Bana aktardığına gore Çernışev, basın top-
lantısı sonrasında Kozırev'ın yanına yaklaşmış ve kulağma
fısıldamış "Biraz ağır oldu."
Çernışev e sordum "Yani siz Orta Asya cumhuriyetlerine
ağabeylik mi yapacaksınızT"
Yanıtı kısaydı "Hayır arkadaşlık... Biz onlarla arkadaşız."
Davos'a dönersek Gozler bugunku kahvaltıda
Demırel'ın Davos gezısınde yabancı gazctecılenn yanıtmı
merak ettığı bır soru da Demırel-Çıller arasında herhangı bır
gergınlık olup olmadığıydı
Cumhurbaşkam'nın Journal De Cenevre gazetesının muha-
bın Antuan Bossard ıle goruşmesınde, gazetecı sordu
"Turkiye'de icranın başı kim?"
Demirel, her zaman cebınde taşıdığı anayasayı çıkardı Bdkdn-
kanlar Kunılu ve Mıllı Guvenlık Kurulu maddelenru açtı Ve
karşılık verdı "Bakın her ikisine de ben başkaniık ediyorum.
İcranın başı benim..."
>or ışte Enstruman eksıklığıne
karşın bır de operava eşlık edı-
vorlar Seçtıklen muzıkler daha
çok uvcrturler ve halk muzığı ez-
gılerı Orkestra Şefi Oskanyan.
salon orkestrası turunde. hallun
daha çok tanıdığı muzığe yer ver-
dıklennı soyluyor Hepsının ya-
kındıkları gençlenn hem ıcra et-
mekten hem de dınlemekten
uzak dunndlan Hnstıyadıs
"Yenı gençler pop mu/iğe eğili-
yor" dıvor "Onların enstrumanı
gitar, bateri. Çalmak daha kolay
tabii. Bizhn işimiz zor. Klamet ve
obuantız yok. Bu dallarda çalan
da bizim çevremizde bulunmu-
yor."
Sıra anılara geldığınde bınnın
eksık bıraktığını dığennın ta-
mamlamdsıyla suruvor konuş-
ma Kınalıadd da venlen bır kon-
serde. mandalla sehpaya tutturu-
lan notalan uçuruvor ruzgâr
Uçan notdlann on sıradd oturan
dınleyıcılenn kucaklanndan top-
Idnmdsı hdla aynı gulumsemevle
dnımsdnılıyor Add donuşunde
ıkıbuçuk lırd olan \apur bıletın-
den ıkı tane aiıp vıvolensele de
\er açmaldnnı unutamıyorlar
\li Altıner yurt dışından aldığı
vıyolonseh Bulganstan'dan Tur-
kıve ye geçınşınde vdşadıklannı
anlatıyor O yıllar, muzık aletıne
gumruk ödememek ıçın kendını-
zın çalacağını gostermek zorun-
daolduğunuzyıllar Gumrukgo-
revlısı, "Çal da gorelim" dıyor
Altınere
Oda Bach ın bıresennden par-
çaçalıyor Kızıvor gorevlı. "Ben
bundan bir şey anlamadım. Bir çif-
tetelli çal sen."
Anıldr muakle muzık ıkı dy
sonra venlecek konsenn heyeca-
nıyld çatışıyor Çatışmayan tek
sey dın ve dostluk Mûsluman-
Hınstıyan, Ermenı-Turk dıye bır
aynm yok sozcuklennde Muzı-
ğın kurduğu bırlıktelığı hıçbır şey
bozamıyor
HAFTAYABAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
M Baştarafi 4. Sayfada
Melburn'da gorevlı kultur ataşemız Hadiye Nugay,
geceye katıldı ve bır de guzel konuşma yaptı
Melburn dakı hava, Canberra ve Sıdney'dekı tem-
sılcılerımızın ayıbını bır kat daha arttırmıştı Davranı-
şlarının Dışışlen Bakanlığı ndan değıl, kendı kışılık-
lerınden kaynaklandığmı ortaya koymuştu'
• • •
Nazım'ın ıdeolojısı coktu, ama kendısı gene de bu-
yuk
Uğur'un kalemı sustu, ama seslendığı sessız mıl-
yonlar konuşmaya başladılar
Alatürk aramızdan ayrılalı 55 yıl oldu ama belkı de
her zamankınden daha guçlu
'Buyuk'\er olmekle yok olmuyorlar, ama tarıh, on-
ların olulerı ıle savaşanlara karsı çok acımasız
1
PENCERE
• Baştarafi 2. Sayfada
Aynı çatının altında çalışıyorduk, konuşmadan anlaştı-
ğım sayısı az ınsandan bırıydı, ozel yaşamının duyarlı
denızınde, karayel, poyraz ve yıldızlı ruzgârlarla dalga-
lanırdı, fıkır yorungesınde en kuçuk bır gelgıtı yoktu, tum
zamanların sosyalızmını bağdaştıran mantığın sımyası-
nı keşfetmıştı One çıkmak, baş olmak, yukselmek ıçın
numara yapmak, makama onem vermek, kuçuk oyunla-
rın gergefınde dedıkodu dokumak gıbı cucelıklere yasa-
mı boyunca heves etmedı
Edıp upuzun
Ve mahzundu
Huznu sankı meslek edınmıştı, gonul sarayının golgelı
korıdorlarında dolaşan bır Asur kralı
68'lı olmanın tanhsel bılıncmı Edıp kadar benlığınde
taşıyan az 68'lı vardır, dunyayı değıştırmek ıçın hesapsız
kıtapsız barıkata çıkmış gonulluye madalya verılmeye-
ceğını bılen bır ınsanın alçakgonulluluğunde yukselen
onurunu tum yaşamında surdurdu, Cumhurıyet'te çalış-
manın zorunluluğu sayılan bılgelığı, devrımcı bılıncıyle
yoğurdu, doneklerın aşağılık saltanatında soyluluğunu
korudu
•
Edıp toprağa verılırken yanı başındaydım, mezarına
karanfıller serpıldı, aradan on gun geçtıkten sonra bu
yazıyı yazıyorum, Uğur'un olum yıldonumunde gordu-
gurn her karanfıl bana Edıp'ı de çağrıştırdı
Eskıden karanfıl çıçeğını gorunce, Ahmet Haşim'ın
şıırını anımsardım
"Yarın dudağından getırılmış
Bır katre alevdır bu karanfıl
Ruhum acısından bunu bıldı "
Artık karanfıl ıle Ahmet Haşim'ın şıırı arasındakı bağı
kopardım, kırmızı karanfıl yarın dudağını anımsatmıyor
PTTııiıırsiM Baştarafi 1.Sayfada
tından yurutulecek
• Şırket. ana sozleşmesı
Ulaştırma Bakanı tarafından
onaylandıktan sonra faalıyete ge-
çecek
• Şırket hısselennın yuzde
49'nun satılmasına L'laştırma
Bakanı'nca karar venlebılecek
• PTT çalışanlan ıle kuçuk td-
sdrruf sahıplenne tanmacak ayn-
cılıklan da kapsayacak şekılde
satışa ılışkın usul veesaslar. Yuk-
sek Planlama Kurulu nca belırle-
necek Satışa arzedılecek hısseler-
den TC Posta Işletmesı Genel
Mudurluğu ne avnlacak pavı be-
lırleme>e Yuksek Planlama Ku-
rulu yetkılı oldcdk
• Turk Telekomunıkasyon
AŞ ışletme lısans ve ruhsatla-
nndan alınan ucretler ıle satış
hasılatlanndan Turk Teleko-
munıkasvon AŞye aynlacdk
paylar uzennden Yuksek Plan-
laına Kurulu'nun belırleyeceğı
kısım ıle TC Posta Işletmesı Ge-
nel Mudurluğu ne aıt hısselerden
elde edılecek gelırler oncelıkle
posta hızmetlennın gelıştınlme-
sınde kullanılacak
Llaştınna Bakdnlığı mobıl te-
lefon, çağn cıhazı data şebekesı.
akıllı şebeke. kablolu televızyon
ankesorlu telefon, uydu sıstemle-
n, rehber basım ve benzen katma
değerlı hızmetler konulannda
sermaye şırketlenne tekel oluş-
turmayacak koşullan da dîkkate
alarak ışletme lısans ve ruhsatı
(sermaye şırketlennın devrala-
caklan ve bızzat kuracaklan te-
sıslenn ışletılmesıne yönetık ola-
rak) verebılecek
• Işletme lısans ve ruhsatla-
nndan alınacak ucretler ıle ser-
maye şırketlennın ışletme hası-
latından Turk Telekomunıkas-
yon AŞ ye aynlacak pay, Ulaştı-
rma Bakanı"nın onayı ıle bebrle-
necek
• İşletme lısans ve lısans üc-
retlen ıle satış hasılatından Turk
Telekomunıkasyon AŞ'yeaynlâ-
cdk paydan elde edılecek gelırle-
nn, kalkınmada oncelıklı yore-
lerde ve telekomunıkasyon hız-
metlennın gehştınlmesınde kul-
Idnılmasına oncelık venlecek
• Şırketın yapacağj ış ve hız-
metlenn karşılığı olarak alınacak
ucretlere ılışkın usul ve esaslar,
Ulaştırma Bakanı'nın onayı ıle
>ururluğe konulacak
Tasandakı geçıcı maddelerde,
şırkete devredılecek mallar ve
personel ıle ılgılı hukumler yer
aldı Bu hukumler şoyle ' " »
• PTT Işletmesı Genel Mudur-
luğu'nun telekomunıkasyon ıle ıl-
gıb hızmetlen yûruten personelı ıle
taşmır ve taşınmaz mallan. her
turlu araç gereç ve ahazlan, hak
ve alacaklan ıle borçlan, kunıla-
cak yenı şırkete devredılecek Bu-
nunla ılgıb devır ışlemı, protokolle
sağlanacak
ÜçyolunköprüsüI Baştarafi l.Sayfada
fundamentalızmının eşığınde
olmadığını vurguladı
Bu yıl 21'ıncısı yapılan Davos
zırvesıne 81 ulkeden devlet baş-
kanı, polıtıkacı. ışadamı. ekono-
mıst ve gazetea katılıvor Çeşıtlı
salonldrdd ekonomı ve polıtıkay-
la ılgılı hemen her konunun
tdrtışıldığı "beyin fırtınası" top-
Idntıiannda onumuzdekı dö-
nemde ızlenecek polıtıkalann da
temellen oluşturuluvor
Cumhurbaşkanı Demirel, zır-
venın dunku bolumunde "Dunya
işbirliğinin temel koşullan" konu-
lu toplatıya konuşmaa olarak
katıldı Cumhurbaşkanı, bugun-
ku Sıngapur ekonomısının kuru-
cusu olarak bılınen ve ulkesınde
en kıdemlı bdkan oldrak tanınan
Lee Kuan \ ew ın başkanlık ettığı
toplantıdd Turkıve'yı şöyle an-
Idttı
"Turkiye, AvTupa'va çıkan tam
uç vohın koprusüdur. BırıncLSi
Rusya ve Kafkaslar. ıkıncısı Çin'-
ın de gelışmesivle bırlikte Japon-
>a-Çın-Orta As>a hattı. Lçuncü-
su de Ortadoğu banşı surecine ko-
şut olarak Ortadoğu hattı. Turkı-
ye A>rupa Bırlıği'nın uvesı ounası
haUnde, bu kopnı ışlevıni daha
sağlıklı vürutect'ktır. Karadeniz
Ekonomık IşbirliğFnın kuruhnası-
nda başrolu ovnadık. Kısacası biz
Adri\afık'len Çin'e kadar ciddi
bır ışjeve sahıbiz."
Demirel. konuşmasında aynca
Turkıye'nın bır Islam ulkesı ol-
duğunu. İslam ulkelenyle ılışkıle-
nne onem verdığını, ancak Islam
fundamentalızmının eşığınde ol-
madığını vurgulddı
Demirel. toplantılarda ele alı-
nan konularla ılgılı basına bılgı
v enrken ozelleştırme sorunlan
uzennde de durulduğunu belırte-
rek. "Bırçok kışi bu konuya değin-
di. Genellikle değınilen nokta,
ozelleştırme \apan memleketlerin
savısının çoğaldığı, ama sermave-
nin artmadığı, dolavısıyla
tıkanıkuk olduğu" dedı
Sovyetler Bırlığı'nın dağılması-
ndan sonra. Avrupa'da revızyon
çabalannın gundeme geldığmı
belırten Demirel, "\vrupa Konse-
yi gibi, N\TO gibi, müşterek pa-
zar gibi teşkılarlar venı Avrupa'va
gore şekillendırilmelıvdı. Avrupa
bunun vetennce farkına varmadı"
dıye konuştu jDavos zırvesının
dunku bolumündeaynca Dışı^le-
n Bakanı Hikmet Çetin. "Balkan-
lar" konulu toplantıya katıldı
Demirel. yann Turkıye'ye dö-
necek
ÇUlen Zeli de PKK büyük
• Baştarafi l.Sayfada
nmlen ve başta Merkez Bankası
olmak uzere bankalarca alınan
son duzenlemelerle ılgılı karar-
lann da aynı yonde dtılmış adı-
mlar olduğunu ıfadeetü PKK-
nın Zeli Kampı'run bombalan-
masını ıse son on yılın en buyuk
ve kapsamh operasyonu olarak
nıteleyen Çiller. şoyle dedı
"PKK, bu harekattan sonra
büyük ölçûde hem yonetim hem
militan hem de silah ve cephane
bakımından guc kay betmiştir.
Halkımızın PKK terorunun sona
erdirilmesi volundakı bu çalışma-
lanmıza verdığı destek açıkça bi-
linmektedir. Gerçekler bu iken ve
her ikı terorun (PKK ve ekono-
mi) ortadan kaldırılması v onunde
halk desteği sağlanmışken Zeli
PKK Kampı'nın bombalan-
masuu, para pıyasalarına ılışkin
karariarın oiumsuz etkilerinı per-
delemeyi amaçlamak gibi bır
mantıkîa değerlendirmek, başka-
larını bılrnem, ama benim anla-
yabileceğim bir husus değildir.
Boyle bir mantığı savunmak,
hem hükumete hem Turk Silahlı
Kuvvetleri'ne hem de serbest pi-
yasa ekonomisinin devamı >5-
nunde atunlar atarak ekonomiyi
rayına oturtmaya çahşanlara
haksızlık olacaktır. Biziın için
para pivasalannda gerçekJeştir-
diğimiz son ekonomik operas-
yonlar da, Zeli PKK Kampı ope-
rasjonu da buyuk başandır. Ûd-
sinin de y apdması gereklivdi. Za-
manlama acısından ikisinin birbi-
riyle hiçbir ilgisi voktur. Hükü-
met sivasi iradesini tartarak kul-
lanmış, iki operasyonda da işin
gereğini yapmtştır."
DYP Gene! Başkan Yardım-
ası Esat Kıratlıoğlu da dun du-
zenledığı basın toplantısında,
harekatın devaluasyonu perde-
lemeye yonelık olduğu \orum-
lan konusunda. "Harekatı ger-
cekleştiren Türk ordusu. Devalü-
asyonu gerçekleştiren ıse huku-
met" açıTdamasını yaptı Kıratlı-
oğlu, şoyle dedı
"Ordunun alacağı tedbir, ya-
pacağı mudahale kendi şartlan
ile ilgılidir. Devalüasyona rastla-
ması ise rastlantidan ıbarettir.
Ordu, ekonomi ile kendi politi-
kasını birbirine kanştırmayacak
derecede yuksek düzeye ve vatan-
perverliğe sahiptir."