07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
mSAYFA CUMHURİYET 30OCAK1994PAZAR 16 HABERLEREV DEVAMI Hukuka aykırılıkları korıuııa girişhni M Baştarafi l.Sayfada hukukla bağlı kılmak. objektıj ve tarafsız dav- ranmasını sağlamak mümkun olmayacaktır Aynca sanıldığının ve soylendığının tersıne, ge- tınlecek kısıtlama ıle ıdan uyuşmazlık ve dava- lar -her kışı ayn ayn ve teker teker başvurmak zorunda bırakılacağı ıçm-, sayıca azalmak şöyle dursun. çok fazla artacaktır Gerçekten, ozellıkle ıdan ıptal davası, adlı da- valardan farklı olarak, ılgılılenn haklannı ve çı- karlannı korumak ve sağlamaktan çok yurutme ve ıdarenın hukuka uygun davranmasını gerek- leştırmeye yonelık olduğundan, objeklıf ve so- yut nıtehkte bır yargısal denetım yoludur O ne- denle, yargılama sonucunda venlen ıptal huk- mü, yalnız davanın taraflan olan bıreyı ve bellı bır ıdareyı değıl, herkesı ve tum kamu organ ve makamlannı bağlayan genel ve mutlak bır etkı- hhğe ve geçerüğe sahıptır tşte bu nıtelıklennden otüru ıptal davası aslında ıkı taraflı sıradan bır uyuşmazlık olmayıp sakatlığı ıddıa edılen ıdan ışleme yonelık bır hukuka uygunluk denetımı- dır Bunedenle kaynağıolan Fransızhukukun- da ">etki aşunından otunı müracaat" ya da baş- vuru dıye adiandınlmakta ve "nasınT sayılacak davalı bır makam veya organı ıçermemektedır Turk hukukunda da davanın bu oğesıne onem venlmemekte ve başvurunun "hıısumet" nok- tasında yanılması halınde. yargı yen kendıbğın- den doğru "hasmı" belırlemektedır Çunkü, ıp- tal davasında asıl amaç, karan alan makam veya organı mahkûm etmek değıl, hukuka aykın ıdan ışlemı ortadan kdldırmaktır Doğal olarak, bu yoldan yapıkn yargısal denetımın tum yü- rûtme ve ıdare uzennde eğıtsel ve ıyıleştıncı etkı- len de olacaktır ve olmalıdır Tam yargı (tazmı- nat) davalan da, kımı subjektıf yanlanna karşın, ıptal davası gıbı, ıdareyı uygulama ve eylemle- nnde yonlendırecek örnekler ve yöntemler oluş- turmak bakımından eğıtıcı ve yol gosterıcı etkı- lere sahıptır Demek oluyor kı yürutme ve ıdarenın yargı- sal denetımı. "demokratik hukuk devleti"nde, menfaat ve haklan zedelemez. bıreyler kadar ve hatta daha çok toplumun yararlannı ve kamu düzenını korumaya yonelık bır yaptınm meka- nızmasıdır Bu bakımdan, ıptal ıstemıyle ıdan yargıya başvuran kışı, sıradan bır hukuk da- vacısından zıyade, bır tur kamu davasının savcısı konumunda sayılabılır Nıtekım Fransız Devlet Şûrası, ıptal başvurusunda dosya tamam- lanıp hukum verme aşamasına gelındıkten son- ra, davacının ıstemınden vazgeçmesının (feraga- tının) etkısız ve geçersız olduğunu ıçtıhad ve ka- buJ etmektedır Esasen, ıptal ıstemınde buluna- bılmek ıçın, kışı veya topluluklannın ıdan ışlem- le doğrudan ya da dolaylı, maddı veya moral, uzak ya da yakın bır ılışkısının varlığı yeterlı gö- rulmekte ve bu ılıntı Türkçe'ye "menfaat" soz- cuğuyle çevnlen. fakat "çıkar" anlamı taşıma- yan "110" tenmı ıle karşılanmaktadır Turk Danıştayi da ıptal davasında "menfaat ilişkisi" dedığı bu koşulu, boylesıne genış ve esnek ola- rak yorumlayıp uygulamaktadır Değişiklik neleri içerivor? Işte, "demokratik hukuk devleti"nde yurutme ve ıdarenın yargısal denetımı ıstemıne tanıamen uygun ve gereklı olan bu anlayış ve pratığe son venlerek, hukuka aykın ışlem ve eylemler, önemlı olçude davaya ve ıptale konu olmaktan kurtanlıp korunmak ıstenmektedır Şöyle kı, bı- reyler, toplumsal yararlara ve kamu düzenıne ılışkın genefveyarferdı kararlardan dtrtayı, *tlşj- sei menfaafJeri doğrudan ihlal edilmiş" olmaya- cağından, bunlara karşı ıptal ıstemınde buluna- mayacaklan gıbı, kendılennı ılgılendırse bıle, haklannda uygulanmadan once, kural-ışlem nı- tehğındekı düzenleyıcı genel kararlar konusun- da da dava açamayacaklardır Bıreylenn ferdı ışlemler hakkında ıptal yoluna gıdebılmesı de her durumda olası görünmemektedır Çunkü, orneğm bır kımsenın oturmakta olduğu sokak veya mahallede, ımar düzenıne aykın olarak be- ledıyece venlen bır ınşaat ruhsatına karşı açmak ıstedığı ıptal davası bu ışlernın "kişisel menfaati- ni doğrudan ihlal etmediği" gerekçesıy le reddedı- hrse, şaşmamak gerekır Hatta, ferdı kararlar. kımı muhatap almış veya kıme hıtap edıyorsa, ancak o kışımn dava yetkısı bulunduğu bıle du- şunulebılır Kaldı kı bıreyler. genellıkle toplum yaran ve kamu duzenı soz konusu olan durum- larda tek başlanna savaşıma gırmeye yanaşmaz- lar ve kımı zaman da kışısel menfaatlennı zede- leyen ışlemlere karşı dava açmaktan da çekıne- bılırler Kışıler küçuk ve hatta buyukçeçıkarlan ıçın para ve zaman harcamak ıstemeyebıhrler ve daha kotusu, uyuşmazlığa duştuklen makam ve yetkılılenn tepkı ve husumetlennı uzerlenne çekmekten korkarak, yargı yoluna başvurmak- tan kaçınabılırler Bu bakımdan yurutme ve ıda- renın keyfi, kanunsuz, yolsuz ve haksız ışlem ve eylemlen, toplumsal yararlar ve kamu düzenını ihlal ettığınde, bunlarla en ıyı mucadeleyı yapabı- lecek olan yukanda adlannı saydığım sivıl toplu- mun demokratik kıtle orgutlendır Sıyası partıler "çoğulcu defnokrasi"nın vazgeçılmez oğelen ıse, demokratik kıtle orgutlen "kahlımcı demokrasT- 'nın olmazsa olmaz araçlandır Esasen, demok- ratik ülkelerde 1970'ten bu >ana, sıyasal, sosyal, ekonomık ve kultüıel alanlardakı toplum ya- şamını, sıyası partıler ve ışçı sendıkalanndan zı- yade, buyuk güç ve ıvme kazanan sıvıl kıtle or- gutlen etkılemekte ve yonlendırmektedır Tophmı yararının ve kamu duzeninin savunuoılan Turkıye de, 1980'den once aynı sürecı yaşa- makta ıken, 12 Eylül darbesı ve asken yonetımı bu gelışmeyı durdurup. tersıne çevirmış 1982 Anayasası ve ondan once cıkanlan kanunlar. bu- gunku antı-demokratık duzenı, kolayca değıştı- nlemeyecek ve duzeltılemeyecek şekılde, kurmuş ve yerleştırmış görunmektedır Gerçekten, 1961 Anayasası rejımınde yürûrlüğe konulan ışçı ve memur sendıkalan kanunlan. bu orgutlere, top- luluğun ortak hak ve menfaatlenne ılışkın konu- larda her turlu dava hakkını tanıdıktan başka, uyelennın kışısel uyuşmazlıklannda temsıl yet- kısını de ermekte ıdı Danıştay da dernek, vakıf ve meslek kuruluşlannın konu ve amaçlan ıle ıl- gılı kr 'ularda yargısal denetım yapılmasını ıste- meye > *kılı olduklannı, ıçtıhad yolu ıle kabul et- mekte ı ı bugun de etmektedır Şımdı, kamu çalışanlaı genellıkle sendıkal haklardan yoksun sayıldıklan gıbı, dığer butun kesımlenn ve sıvıl toplum kuruluşlannın kamu yarannı ve düzenını ılgılendıren ve hatta kendı ortak hak, menfaat ve ozgurluklenne dokunan ışlem ve evlemlere karşı ıdan yargı yoluna başvurma ımkanlan ellennden alınmak ıstenmektedır Herkesın. önune gelen her ıdan ışleme karşı ıp- tal davası açmasına ızın venlemezse de, demok- ratik kıtle orgutlennın ya da ılgılı kışılenn top- lumsal yararlan ve kamu düzenını koruma vo- lunda yargı yerlenne başvurabılmelen "halk da- vas" nıtelığınde sayılamayacağından, ıdan rruh- kemelerle Danıştay'm ış yukunu ağırlaştınması- ndan soz edılemez Dava yetkısıne getmlecek kısıtlama, az sayıda, fakat onemı ve yetkısı bu- yuk bırtakım hukuka aykın ıdan kararlann. yargısal denetımden geçınlememesı yuzunden, çok sakıncalı ve zararlı oldu-bıttıler yaratması sonucunu doğuracaktır Hem boyle bır sınırla- ma, 1982Anaya»ası'mnddhıbenımsedığı,"tdare- nin her tıirlü eylem ve işlemkrine karşı vargı >olu açıktır"(m l25)ve"Herkes,meşnıvasıtaveyol- lardan faydalanmak sureti>le vargı merolen onunde da>acı ve da\ alı olarak iddia ve savunma hakkuıasahiptır"(m 36) kurallan ıle uyarlı değıl- dır Iptal ve tam yargı (tazmınat) ıstemlennde. "kişisel menfaat veya haklann doğrudan ihlal edil- mesi" koşulunun, gorulmekte olan davalara da uygulanmasını ongoren onennın geçıcı maddesı hükmü ıse, aynı anayasanın. "Hiçbir organ ma- kam mercı veya kışı vargı yetkısinin kullanıl- masında mahkemetere venâkimlereemirve tohmet veremez..." kuralı ıle bağdaştınlamaz Yasama organının bu turden düzenlemeler yapma alı- şkanlığı bulunması. aykınlığı mazur ve meşru kılmaz Sonuç Sıyası ıktıdann soz konusu gınşımı ne yazık kı ılk kez meydana gelmemektedır ANAP ıktıdan donemınde, 1988 yılında yıne ÎYUK'da değışık- lık yapılmasına ılışkın hukümet tasansında, ıdan dava yetkısinin aynı yonde ve sözcüklerle kısı- tlanmasını öngören düzenlemeler Adalet Ko- mısyonu'ndan geçınlmış, ne mutlu kı, anamuha- lefet partısı SHP'nın gayret ve dıretmesı ıle 1990'- da, genel kurulda yasa metnınden çıkanlmış ıdı Türkıye'de polıtıka etkınlıklen arasında sıkça gorulen ve olağan karşılanan bır tutum ve dav- ranış bıçımıne uyularak şınıdıkı ıktıdar ortağı, oncekı anamuhalefet partısı mensubu olan yenı Adalet Komısyonu Başkaru, beş yıl once TBMM'de reddettırdıklen hukumlen, kendı ka- nun onensıne aynen aktararak, yasama prosedu- rune sokmuş bulunmaktadır Koalısyon proto- kollen ve hükümet programlannda demokratık- leşme ve ınsan haklan ıle temel özgûrlukler ko- nulannda vaat ve taahhutlerde bulunan ıktıdar ortağı sözde sosyal demokrat bır parıınm üjesı tarafından getınlen bu önen, yasalaştığı takdır- de, Turkıye Cumhunyeü'nın "demokratik, hu- kuk devieti" nıtelığının büyuk olçude zedelenece- ğı kesmdır 'Hovardalık döııeıııibitti' MUSTAFA BALBAY DAVOS - Oxford Analız Grubu'nun, Dunya Ekonomık Forumu ıçın hazıriadığı raporda, Turkıje'dekı para polıtıkasında son gelışmeler değerlendınldı ve "Çiller yapamazsa, yerine vapan gelir"yorumuyapıldı Koalısyon hukumetının, "hovardalık döne- minin" sona erdığı kaydedılen ra- porda, hemen ıstıkrar önlemlen- ne gıdılse dahı, ekonomınm an- cak 1 yılda duzluğe çıkabıleceğı vurgulandı Davos"takı "beyin fırtınası" toplantılanna katılan Harvard Unıversıtesı oğretım üyelennın, Başbakan Tansu Çil- ler'ınu faizefren"polıtıkasını,"de- lilik" olarak nıtelendırdıklen oğ- renıldı Merkezı Ingıltere'de bu- lunan Oxford Analız Grubu'na yaklaşık 700 ekonomıst ve oğre- tım üyesı katkıda bulunuyor Grubun Davos toplantısı ıçın hazıriadığı raporda. Turkıye'nın yanı sıra Rusya \e Amenka'ddkı son gelışmelere de dıkkat çekıldı Raporun Turkıye ıle ılgılı bolu- mu 27 ocağa kadar olan gelışme- len ıçenyor Turkıye bolumu "fstikrar lhtivacı " başhğını taşı- yan raporda, şu noktalara dıkkat çekılıyor • Merkez Bankası'nın, sıkı para polıtıkası lıranın ddha fazla değer kaybını onledı • Ancak pıyasa koşullan açisından alınan önlemler yeterlı değıl Devaluas>on ıle borsa ço- kuşunun getırdığı sarsmtı. hüku- metı ıstıkrar programına ıtıyor Hukumet, bu programa ne kadar karşı çıkarsa, o kadar zarar go- rur • Hukumet. "enflasvon kadar devalüasyon" polıtıkası ızlemeye çalışıyor. son vergı yasası cıddı bır karar Ancak, kamu harca- malannda kısıntı yapılamdması ve özelleştırmede başdnlı olama- ması, olumsuz gelışmelerde et- ken • Hukumet kolay kararlan aldı, ancak asıl zor kararlan martta yapılacak yerel seçımler sonrasına bıraktı Şu aşamada, DYP ve SHP'nın, uzennde tu- muyle anldştığı tek konunun bu olduğu gorulüyor • Dış borç cıddı duzeyde son olarak, 63 mılyar dolar duzeyıne ulaştı • PKK'ya karşı yürutûlen muacadelede yapılan harcama- lann yanı sıra, teror. tunst sayı- sında da onemlı bırduşüşe neden oldu Turkıye'ye gelen tunst sayısı yüzde 8 oranında azaldı Turkıye. tunzmden 5-6 mılyar dolar beklerken, 4 mılyar dolann altında kaldı Kredi itiban azaldı Turkıye de bır yıl ıçınde me\- ddnd gelen ekonomık gelışme- lenn de rakamlarla anlatıldığı ra- pordd. ulusldrardsı alandd kredı ıtıbdn kdv bınd dd değınıldı Stan- dard and Poors ıle Moddy's'ın son kredı değerlendırmelennın ardından Turkıye dekı dolann yukselışıne ışaret edıldı ve aşama aşama dolann hangı noktaya ulaştığı anlatıldı Raporun son bolumunde de hukumetın faız ve devalüasyon ıle ılgılı karannın uç onemlı adı- mddn ıkısını oluşturduğu ancdk uçuncu unsur oldn kdmu kesımı borçlanmalan sorununa pannak basılamadığı belırtıldı Raporun Davos'ta hava gefgm • Başiarafı l.Sayfada kumandanlık" gorevının kcn dısmde olduğunu dnımsdtarak Genelkurma) Başkanı nın Ana- yasal otonte olarak Cumhurbaş- kdnı na sıyası otonte olarak da Başbakan'a bılgı verdığını sov- ledı Dcmırcl "Zeli operasyonun- dan daha once haberdar mıvdı- nız?" sonısuna şu vanıtı verdı "Başkumandanhğı meclisın manevı kışilığınde ben temsil ede- run. Olağanustu bir durum oldu- ğunda, olağanustu bir güvenlik on- lemı almak gerektiğinde, vurtdışı- na asker gondermek gerektiğinde, Bakanlar kurulu'na ben baş- kanlık edenm. V anı onemli karar- lar benim başkanlığımda alınır. Genelkurmav Başkanı'nı da Cum- hurbaşkanı atar. BcnBaşkuman- danım demek için sovlettıivoruın, ama Anavasa'da bu va/ılıdır. Bunlan sovlemekteki maksadını; olan biten herşevden haberdanm." Denıırel operasvon tanhıyle ılgılı olarak da şu defTİendır- meyı yaptı "Operas>on gecen çarsamba Cindoruk, Toptan'ınkızmın tanığı TBMM Başkanı Hüsamcrtin Cindoruk, Köksai Toptan'ın kızı Tuğba Toptan ile Cem Gokav Özsıkr'in dün akşam Ankara Hilton Oteli'nde gerçekleştn nikah töreninde ta- nıklık >aptı. Öteki tanıklığı Yargıtav Cumhurivet Başsav- CBI Haluk Yardımcrnın > aptığı nikah töreninde. Cumhur- başkanı Sülevman Demirel ile Başbakan Tansu Çiller'in çelenkleridıkkatçek«.(Fotoğraf AA HÜSEYfNTEK) bon bolumunde ıse başlıklar sı- yah noktalarla vurgulanarak. şu gelışmelere yer venldı • Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, gelışmelerden oncelıkle Bdşbakan Tansu Çiller ı sorumlu tutuyor Çiller'in yanı sıra Mer- kez Bankası Başkanı Bulent Gül- tekin ıle Hazıne ve Dış Tıcaret Musteşar Vekılı Osman Ünsal'ı eleştınyor • Koalısyon hukumetının. ekonomıde kesın tedavıyı getı- recek aa reçeteyı yerel secıme ka- dar gundeme getırmesı mumkun değıl Bu reçete, yerel secımlenn hemen ardından ortaya konula- cak • Hukumetın "hovardalık do- nemi" artık sona erdı Eğer Çiller başaramazsa yenne başaracak bın gelecektır Acı reçete hemen uygulanırsa, sonuçlan ancak bır yıl sonra alınabılecektır ve eko- nomı 1995'te Avrupa Gumruk Bırlığı'ne hazır hale gelecektır Raporun sonuç bolumunde de, ıkı tumceyle şu degerlendırme vapıldı "Lkonomide fırtınalı \e belirsiz bir donem yaşanmaktadır. Huku- met, ıstikrar paketi hazıriamava mecburdur ve bu paket en gec vıl sonuna kadar hazır olmalıdır." Demırel'ın öncekı gun katıl- dığı "beyin fırtınası" toplantıla- nnda. Harvard Unıversıtesı oğre- tım uyelen Albert Carnesale ve Michaei Jensen. Çiller ın ıktıdara geldığınde ızledığı faız polıtı- kasını eleştırdıler öğretım u\ele- nnın, "Çiller, faiz oranlannı enf- lasyonun ahında rurmava çalışmış. Bu j aptığı delilıktır" de- dıklen ogrenıldı Demirel ın bu değerlendırmeye "Öyle bir hata oldu" karşılığını v erdığı bıldınldı günu yapılacaktı. Bana Genelkur- mav Başkanı bu vonde bilgi \erdı, ancak Mıllı Cüvcnlık Kurulu'nun toplandığı o gun Genelkurmay Başkanı bır not halınde, so/ konu- su bolgenın bulutlu olması nede- nıvle operasvonun eıtelendığını sovledı. Lvgun olduğu gun de > apıldı. Bu tur işler için Bakanlar Kunılu kararına gerek voktur, Genelkurmav »apılacak ış hakkı- nda \navasal otorite olarak Cum- hurbaşkam'na. sı\asj otonte ola- rak da Başbakan'a bilgı >enr. Itı- raz olma/sa. karar kabul edılmış demektir. Cumhurbaşkanı'nın aynı zamanda \ururmevle ılgili gorevıdevardır 1982 \na\asası'- nın nasıl ışledığım pek çok kışı bıl- mez.'Dı^ışlerı Bdkdnlıâ nca dun yapılan açıklamada da. hareka- tın İran topraklannı hedef al- madığının komşu ulkenın yet- kılılenne ddhd once bıldınldığı ve operdsvondan sonrd çekılcn fo- loğraiann ıncelemesınde. sıvıl yerleşım yenne bombd duştuğu- nun tespıt edılmedıgı belırtılerek şovledenıldı "Bununla beraber Turk ve Iran sınır makamlannın bu konuvu in- celemek için derhal goruşmelere başlaması ve ortak bır he\etın ın- celemelerde bulunması tarafımı- zdan onenlımşhr. Turk heyehne asken vetkilılennın de katılacağı bıldırilmışrir." Davos'd dun oğleden sonra Fılıstın Devlet Başkanı Yaser \rafat da geldı Bugun Israıl Dışışlen Bakanı Şimon Peres ıle goruşecek olan Demirel ın. karşı taraftan ıstek gelmesı halınde Arafat'lada goruşebıleceğı ogrenıldı Hep genç kalmak ve müzikle yaşaıııak • Baştarafi l.Sayfada nyor müzığı Ara vermeden ıkıncı parçaya geçmek gerek, çunku bu, mart ayında venlecek konsenn provası VanniHristiva- dfe, ısrarla "Kuğu Golü" çalınsın ıstıyor KırmıyorOskanyan Par- maklar, bu kez Kuğu Golu Ope- rası'nın uverturu ıçın dokunuyor tellere Burası Moda'da, Aramyan Uncuyan Okulundan Yetışenler Derneğı'nın konser salonu Or- kestranın kuruluşu da derneğın oluşturulduğu yıla, yanı l°52'ye denk düşüyor Bugun Kadıkoylu olup da otuzlu yaşlamı devır- mışlenn sutçusü Yanni Hristiya- dis de orkestranın kuruculann- dan "Ben" dıyor Hnstıyadıs, "Iskender Arda'dan ders aldım, Orhan Borar'la çalıştım. Kemanı elime kün mi verdi? Fulya Apav- dın..." Orkestranın kurucusu ve en yaşlı uyesı mımar Istapan Voski- yan kesıyor konuşmasını Hnstı- yadıs'ın Sahneye çıkan merdı- venlen ancak yardımla aşabılen Voskıyan'ın enstrumanı da ke- man Yedı yaşında elıne aldığı kemanından yetmış beş yıldır vazgeçemedığını anlatıyor "İl- kokulda başladım çalmaya, ama virtuoz otamadım" dıyen sesı, bır yakınmadan çok tercıhı çağnştı- nyor Sekız kışıyle kurduklan or- kestranın Halk Eğıtım Merkea'- nde Şark Musıkı Cemıyetı'nde de konserler verdığını soyluyor On altı kışı olduklannda ortaya tum enstrumanlan donanmış bır orkestra çıkıyor Sonra olumler, aynlmalar, 12 Eylul'le bırlıkte kapatılmalar o büyuyu bozup atıyor On üç yıl aradan sonra ge- çen yıl yenıden orkestrayı kurma karan alıyorlar Bakılıyor kım kalmış eskılerden Sutçü Yaımis. Mimar Voskivan, sekrelerlıkten emeklı Agop Vlelikyajı. beyin cer- rahı Opr Dr Özdemir Aral ser best mesiek sahıbı Sahir \ltıner, tornacı \rman Oskayan. deko- rdsyon ışlen yapan Yarman Pat- rosoğlu, mımar Oktay Lzel, nak- lıyecı AB Altuner. ev kadını Var- tuhi Demircioğlu. bır de ıktısat profesoru Engin Okyay Hem amator hem de klasık muzığı se- ven gençler aranıyor, ama bulu- namıyor İTÜ Turk Muzığı Konservatu\an oğrenası Banu Akın katılıyor drdlanna yenı Bır arkddaşının drdcılığıvla orkestra- ya katılan Banu'nun enstrumanı ıse flut Her perşembe akşamı bır ardva gelıp prova yapan orkest- rava bır okul gozuyle bakıyor Banu Akın Onca yaş farkına kdrşın kurulan dostluk kendısını daha ıyı hıssetmesını sağlıyor Provaya bır hafta katılmasa tele- fonlar ust uste çalıyor "Nerede- sin" "Hasta mısın" "Haftav a gelecek misin?" Çok dennlerde de olsa yaşıtlanyld pdyldşa- madığı bır dostlugu yaşadığını anlatıyor Akın l960'lı yıllarda hemen hemen bütun dernek topldntıldnnın bır tek orkestrası var, o da Aramyan Derneğı Orkestrası Arşımetun Operetı de o yıllarda sahnclenı NOTLAR/MUSTAFA BALBAY Türk cumhuriyetlerine ne oldu? • Baştarafi l.Sayfada dından tartışmalı bır şekılde goreve gelen Aliyev, arveyı bır ay erteledı Turk cumhunyetlenrun lıderlen, 21-22 ocakta Ba- ku'de bır araya geleceklerdı Ancak arveye 4 gün kala. perde arkasında suren yoğun dıyaloğun ardından, endışe edılen açı- klama yapıldı "Zirve, belirsiz bir tarihe ertelenmiştJr." Bu ertelemenın oykusunu, Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirerden Davos'da İcaldığı Belvedere Otelı'ndekı odasında dın- ledık "Bir rahatsızlık var tabii. Ben hepsiyle teker teker konuştum. Orta Asya curnhuriyetleri 'Baku'ye gıdersek Ermenıler'e karşı arka çıkmış mı oluruz 9 ' diye bir düşünceye kapıhnışlar. Bunda tabii farklı etkenlerde var. Birinci ertelemedensonra, benim Orta Asya liderleriyle goruşmemde, 'Sen ıstersen yapanz' dediler. Orada olav, tabii benim istemem değil. Zirveye dört gun kala ha- ber geldi ki iptal edilmiş." Bu gehşmelenn ardından gozler Davos'a çevnlmıştı Dunya Ekonomık Forumu'na gelen Kazakıstan Devlet Baş- kanı Nursultan Nazarbayev, Özbekıstan Devlet Başkanı tslam Kerimov ve Turkmenıstan Devlet Başkanı Saparmurat Ni- yazov'un Cumhurbaşkanı Demırel'le goruşmelen ve kuçuk çapta da olsa bır Turk zırvesının gerçekleşmesı beklenıyordu Bu lıderlenn, bugun Demırel'e vereceklen kahvalüda bır ara- ya gelmelen planlanıycr Ne var kı oncekı akşam Dunya Eko- nomık Forumu'nun sadece Turk cumhunyetlennın lıderlen ve ışadamlan ıçın duzenledığı yemek, bugunku kahvaltıya gölge duşurdu Yemekte Nazarbayev vardı, ama Kenmov ıle Nıya- zov katılmadı Öğrenebıldığımız kadanyla Kenmov, şu gcrek- çeyle yemeğe katılmamış "Yorgunum..." Kenmov, eğer dınlendıyse bugunku kahvaltıya katılacak Bu gelışmeler, Rusya'nın Orta Asya cumhunyetlen uzenn- dekı etkısının, artık perde arkasında değıl, açıkça ortada oldu- ğunu gostenyor Davos'a gelmeden once Rusya'nın Ankara Buyükelçısı Albert Çernişev ıle kısa bır gorüşme yapmıştım Çernışev. Rusya Dışışlen Bakanı Kozırev'ın, "Eİki Sovyet cumhuriyerJerinden çekilemeyiz!" dedığı basın toplantısında hazır bulunmuştu Bana aktardığına gore Çernışev, basın top- lantısı sonrasında Kozırev'ın yanına yaklaşmış ve kulağma fısıldamış "Biraz ağır oldu." Çernışev e sordum "Yani siz Orta Asya cumhuriyetlerine ağabeylik mi yapacaksınızT" Yanıtı kısaydı "Hayır arkadaşlık... Biz onlarla arkadaşız." Davos'a dönersek Gozler bugunku kahvaltıda Demırel'ın Davos gezısınde yabancı gazctecılenn yanıtmı merak ettığı bır soru da Demırel-Çıller arasında herhangı bır gergınlık olup olmadığıydı Cumhurbaşkam'nın Journal De Cenevre gazetesının muha- bın Antuan Bossard ıle goruşmesınde, gazetecı sordu "Turkiye'de icranın başı kim?" Demirel, her zaman cebınde taşıdığı anayasayı çıkardı Bdkdn- kanlar Kunılu ve Mıllı Guvenlık Kurulu maddelenru açtı Ve karşılık verdı "Bakın her ikisine de ben başkaniık ediyorum. İcranın başı benim..." >or ışte Enstruman eksıklığıne karşın bır de operava eşlık edı- vorlar Seçtıklen muzıkler daha çok uvcrturler ve halk muzığı ez- gılerı Orkestra Şefi Oskanyan. salon orkestrası turunde. hallun daha çok tanıdığı muzığe yer ver- dıklennı soyluyor Hepsının ya- kındıkları gençlenn hem ıcra et- mekten hem de dınlemekten uzak dunndlan Hnstıyadıs "Yenı gençler pop mu/iğe eğili- yor" dıvor "Onların enstrumanı gitar, bateri. Çalmak daha kolay tabii. Bizhn işimiz zor. Klamet ve obuantız yok. Bu dallarda çalan da bizim çevremizde bulunmu- yor." Sıra anılara geldığınde bınnın eksık bıraktığını dığennın ta- mamlamdsıyla suruvor konuş- ma Kınalıadd da venlen bır kon- serde. mandalla sehpaya tutturu- lan notalan uçuruvor ruzgâr Uçan notdlann on sıradd oturan dınleyıcılenn kucaklanndan top- Idnmdsı hdla aynı gulumsemevle dnımsdnılıyor Add donuşunde ıkıbuçuk lırd olan \apur bıletın- den ıkı tane aiıp vıvolensele de \er açmaldnnı unutamıyorlar \li Altıner yurt dışından aldığı vıyolonseh Bulganstan'dan Tur- kıve ye geçınşınde vdşadıklannı anlatıyor O yıllar, muzık aletıne gumruk ödememek ıçın kendını- zın çalacağını gostermek zorun- daolduğunuzyıllar Gumrukgo- revlısı, "Çal da gorelim" dıyor Altınere Oda Bach ın bıresennden par- çaçalıyor Kızıvor gorevlı. "Ben bundan bir şey anlamadım. Bir çif- tetelli çal sen." Anıldr muakle muzık ıkı dy sonra venlecek konsenn heyeca- nıyld çatışıyor Çatışmayan tek sey dın ve dostluk Mûsluman- Hınstıyan, Ermenı-Turk dıye bır aynm yok sozcuklennde Muzı- ğın kurduğu bırlıktelığı hıçbır şey bozamıyor HAFTAYABAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI M Baştarafi 4. Sayfada Melburn'da gorevlı kultur ataşemız Hadiye Nugay, geceye katıldı ve bır de guzel konuşma yaptı Melburn dakı hava, Canberra ve Sıdney'dekı tem- sılcılerımızın ayıbını bır kat daha arttırmıştı Davranı- şlarının Dışışlen Bakanlığı ndan değıl, kendı kışılık- lerınden kaynaklandığmı ortaya koymuştu' • • • Nazım'ın ıdeolojısı coktu, ama kendısı gene de bu- yuk Uğur'un kalemı sustu, ama seslendığı sessız mıl- yonlar konuşmaya başladılar Alatürk aramızdan ayrılalı 55 yıl oldu ama belkı de her zamankınden daha guçlu 'Buyuk'\er olmekle yok olmuyorlar, ama tarıh, on- ların olulerı ıle savaşanlara karsı çok acımasız 1 PENCERE • Baştarafi 2. Sayfada Aynı çatının altında çalışıyorduk, konuşmadan anlaştı- ğım sayısı az ınsandan bırıydı, ozel yaşamının duyarlı denızınde, karayel, poyraz ve yıldızlı ruzgârlarla dalga- lanırdı, fıkır yorungesınde en kuçuk bır gelgıtı yoktu, tum zamanların sosyalızmını bağdaştıran mantığın sımyası- nı keşfetmıştı One çıkmak, baş olmak, yukselmek ıçın numara yapmak, makama onem vermek, kuçuk oyunla- rın gergefınde dedıkodu dokumak gıbı cucelıklere yasa- mı boyunca heves etmedı Edıp upuzun Ve mahzundu Huznu sankı meslek edınmıştı, gonul sarayının golgelı korıdorlarında dolaşan bır Asur kralı 68'lı olmanın tanhsel bılıncmı Edıp kadar benlığınde taşıyan az 68'lı vardır, dunyayı değıştırmek ıçın hesapsız kıtapsız barıkata çıkmış gonulluye madalya verılmeye- ceğını bılen bır ınsanın alçakgonulluluğunde yukselen onurunu tum yaşamında surdurdu, Cumhurıyet'te çalış- manın zorunluluğu sayılan bılgelığı, devrımcı bılıncıyle yoğurdu, doneklerın aşağılık saltanatında soyluluğunu korudu • Edıp toprağa verılırken yanı başındaydım, mezarına karanfıller serpıldı, aradan on gun geçtıkten sonra bu yazıyı yazıyorum, Uğur'un olum yıldonumunde gordu- gurn her karanfıl bana Edıp'ı de çağrıştırdı Eskıden karanfıl çıçeğını gorunce, Ahmet Haşim'ın şıırını anımsardım "Yarın dudağından getırılmış Bır katre alevdır bu karanfıl Ruhum acısından bunu bıldı " Artık karanfıl ıle Ahmet Haşim'ın şıırı arasındakı bağı kopardım, kırmızı karanfıl yarın dudağını anımsatmıyor PTTııiıırsiM Baştarafi 1.Sayfada tından yurutulecek • Şırket. ana sozleşmesı Ulaştırma Bakanı tarafından onaylandıktan sonra faalıyete ge- çecek • Şırket hısselennın yuzde 49'nun satılmasına L'laştırma Bakanı'nca karar venlebılecek • PTT çalışanlan ıle kuçuk td- sdrruf sahıplenne tanmacak ayn- cılıklan da kapsayacak şekılde satışa ılışkın usul veesaslar. Yuk- sek Planlama Kurulu nca belırle- necek Satışa arzedılecek hısseler- den TC Posta Işletmesı Genel Mudurluğu ne avnlacak pavı be- lırleme>e Yuksek Planlama Ku- rulu yetkılı oldcdk • Turk Telekomunıkasyon AŞ ışletme lısans ve ruhsatla- nndan alınan ucretler ıle satış hasılatlanndan Turk Teleko- munıkasvon AŞye aynlacdk paylar uzennden Yuksek Plan- laına Kurulu'nun belırleyeceğı kısım ıle TC Posta Işletmesı Ge- nel Mudurluğu ne aıt hısselerden elde edılecek gelırler oncelıkle posta hızmetlennın gelıştınlme- sınde kullanılacak Llaştınna Bakdnlığı mobıl te- lefon, çağn cıhazı data şebekesı. akıllı şebeke. kablolu televızyon ankesorlu telefon, uydu sıstemle- n, rehber basım ve benzen katma değerlı hızmetler konulannda sermaye şırketlenne tekel oluş- turmayacak koşullan da dîkkate alarak ışletme lısans ve ruhsatı (sermaye şırketlennın devrala- caklan ve bızzat kuracaklan te- sıslenn ışletılmesıne yönetık ola- rak) verebılecek • Işletme lısans ve ruhsatla- nndan alınacak ucretler ıle ser- maye şırketlennın ışletme hası- latından Turk Telekomunıkas- yon AŞ ye aynlacak pay, Ulaştı- rma Bakanı"nın onayı ıle bebrle- necek • İşletme lısans ve lısans üc- retlen ıle satış hasılatından Turk Telekomunıkasyon AŞ'yeaynlâ- cdk paydan elde edılecek gelırle- nn, kalkınmada oncelıklı yore- lerde ve telekomunıkasyon hız- metlennın gehştınlmesınde kul- Idnılmasına oncelık venlecek • Şırketın yapacağj ış ve hız- metlenn karşılığı olarak alınacak ucretlere ılışkın usul ve esaslar, Ulaştırma Bakanı'nın onayı ıle >ururluğe konulacak Tasandakı geçıcı maddelerde, şırkete devredılecek mallar ve personel ıle ılgılı hukumler yer aldı Bu hukumler şoyle ' " » • PTT Işletmesı Genel Mudur- luğu'nun telekomunıkasyon ıle ıl- gıb hızmetlen yûruten personelı ıle taşmır ve taşınmaz mallan. her turlu araç gereç ve ahazlan, hak ve alacaklan ıle borçlan, kunıla- cak yenı şırkete devredılecek Bu- nunla ılgıb devır ışlemı, protokolle sağlanacak ÜçyolunköprüsüI Baştarafi l.Sayfada fundamentalızmının eşığınde olmadığını vurguladı Bu yıl 21'ıncısı yapılan Davos zırvesıne 81 ulkeden devlet baş- kanı, polıtıkacı. ışadamı. ekono- mıst ve gazetea katılıvor Çeşıtlı salonldrdd ekonomı ve polıtıkay- la ılgılı hemen her konunun tdrtışıldığı "beyin fırtınası" top- Idntıiannda onumuzdekı dö- nemde ızlenecek polıtıkalann da temellen oluşturuluvor Cumhurbaşkanı Demirel, zır- venın dunku bolumunde "Dunya işbirliğinin temel koşullan" konu- lu toplatıya konuşmaa olarak katıldı Cumhurbaşkanı, bugun- ku Sıngapur ekonomısının kuru- cusu olarak bılınen ve ulkesınde en kıdemlı bdkan oldrak tanınan Lee Kuan \ ew ın başkanlık ettığı toplantıdd Turkıve'yı şöyle an- Idttı "Turkiye, AvTupa'va çıkan tam uç vohın koprusüdur. BırıncLSi Rusya ve Kafkaslar. ıkıncısı Çin'- ın de gelışmesivle bırlikte Japon- >a-Çın-Orta As>a hattı. Lçuncü- su de Ortadoğu banşı surecine ko- şut olarak Ortadoğu hattı. Turkı- ye A>rupa Bırlıği'nın uvesı ounası haUnde, bu kopnı ışlevıni daha sağlıklı vürutect'ktır. Karadeniz Ekonomık IşbirliğFnın kuruhnası- nda başrolu ovnadık. Kısacası biz Adri\afık'len Çin'e kadar ciddi bır ışjeve sahıbiz." Demirel. konuşmasında aynca Turkıye'nın bır Islam ulkesı ol- duğunu. İslam ulkelenyle ılışkıle- nne onem verdığını, ancak Islam fundamentalızmının eşığınde ol- madığını vurgulddı Demirel. toplantılarda ele alı- nan konularla ılgılı basına bılgı v enrken ozelleştırme sorunlan uzennde de durulduğunu belırte- rek. "Bırçok kışi bu konuya değin- di. Genellikle değınilen nokta, ozelleştırme \apan memleketlerin savısının çoğaldığı, ama sermave- nin artmadığı, dolavısıyla tıkanıkuk olduğu" dedı Sovyetler Bırlığı'nın dağılması- ndan sonra. Avrupa'da revızyon çabalannın gundeme geldığmı belırten Demirel, "\vrupa Konse- yi gibi, N\TO gibi, müşterek pa- zar gibi teşkılarlar venı Avrupa'va gore şekillendırilmelıvdı. Avrupa bunun vetennce farkına varmadı" dıye konuştu jDavos zırvesının dunku bolumündeaynca Dışı^le- n Bakanı Hikmet Çetin. "Balkan- lar" konulu toplantıya katıldı Demirel. yann Turkıye'ye dö- necek ÇUlen Zeli de PKK büyük • Baştarafi l.Sayfada nmlen ve başta Merkez Bankası olmak uzere bankalarca alınan son duzenlemelerle ılgılı karar- lann da aynı yonde dtılmış adı- mlar olduğunu ıfadeetü PKK- nın Zeli Kampı'run bombalan- masını ıse son on yılın en buyuk ve kapsamh operasyonu olarak nıteleyen Çiller. şoyle dedı "PKK, bu harekattan sonra büyük ölçûde hem yonetim hem militan hem de silah ve cephane bakımından guc kay betmiştir. Halkımızın PKK terorunun sona erdirilmesi volundakı bu çalışma- lanmıza verdığı destek açıkça bi- linmektedir. Gerçekler bu iken ve her ikı terorun (PKK ve ekono- mi) ortadan kaldırılması v onunde halk desteği sağlanmışken Zeli PKK Kampı'nın bombalan- masuu, para pıyasalarına ılışkin karariarın oiumsuz etkilerinı per- delemeyi amaçlamak gibi bır mantıkîa değerlendirmek, başka- larını bılrnem, ama benim anla- yabileceğim bir husus değildir. Boyle bir mantığı savunmak, hem hükumete hem Turk Silahlı Kuvvetleri'ne hem de serbest pi- yasa ekonomisinin devamı >5- nunde atunlar atarak ekonomiyi rayına oturtmaya çahşanlara haksızlık olacaktır. Biziın için para pivasalannda gerçekJeştir- diğimiz son ekonomik operas- yonlar da, Zeli PKK Kampı ope- rasjonu da buyuk başandır. Ûd- sinin de y apdması gereklivdi. Za- manlama acısından ikisinin birbi- riyle hiçbir ilgisi voktur. Hükü- met sivasi iradesini tartarak kul- lanmış, iki operasyonda da işin gereğini yapmtştır." DYP Gene! Başkan Yardım- ası Esat Kıratlıoğlu da dun du- zenledığı basın toplantısında, harekatın devaluasyonu perde- lemeye yonelık olduğu \orum- lan konusunda. "Harekatı ger- cekleştiren Türk ordusu. Devalü- asyonu gerçekleştiren ıse huku- met" açıTdamasını yaptı Kıratlı- oğlu, şoyle dedı "Ordunun alacağı tedbir, ya- pacağı mudahale kendi şartlan ile ilgılidir. Devalüasyona rastla- ması ise rastlantidan ıbarettir. Ordu, ekonomi ile kendi politi- kasını birbirine kanştırmayacak derecede yuksek düzeye ve vatan- perverliğe sahiptir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle