Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 CCAK1994 PAZARTEJİ SAYFA
GENÇLIK - EGITIM
TRT-3'de gevçlik
haberleri
•ANKARA (Mak Ajans)-
Gnıçlik ve Spor kamhna
dcnüştürülen TRT-3'te, yeni
yayın dönemiyle brlikte
çocuklarve gençle?için
haber yayını yapılıcak.
"Cenç Haber", hıftaiçi
hergünsaat21.0Cde,
haftasonu saat l'.30'da,
"Çocuk Haber"naftaiçi
hergünsaat 19.4)'ta,
haftasonu ise saat 12.50'de
ekrana gelecek Ankara
ÇccukKulübi "Çocuk
Saati" sonucuan ve genç
seslendirme saıatçılannın
sunacaklan hıber
büJtenlerindç "Başan",
"Spor", "Saıat
PenceresiiKfcn", "Kısa Kısa"
gıb köşeleryer alacak. Genç
Haber 15 dıkika, Çocuk
Haber ıse 10 dakika süreyle
yayınlanaeak.
Universitelilere
ücretsiz kurs
• AMASYA (A.A)- Amasya
Gençlikve Spor İl
Müdürlüğü, ildeki Eğitim
Fakültesi ile Meslek Yüksek
Okulu'nda eğitim gören
öğrencilere, ücretsiz olarak
tiyatro, halk oyunlan, masa
tenisi ve satranç kurslan
verecek. A.A muhabirinin
aldığı bilgiyegöre, öğrenciler
en çok halk oyunlan ve
tiyatro kurslanna ilgi
gösteriyor. Amaçlannın
öğrencilerin boş zamanlannı
en iyı şekilde değerlendirmek
olduğunu bebrten yetkililer,
önümüzdeki günlerde
değişik branşlarda da kurs
açmayı düşündüklerini
söylediler.
KKTC'de,
İnönü
konferansı
• LEFKOŞE(A.AVSHP
onursal başkam ve lzmir
milletvekili Erdal İnönü,
Gazimagosa Doğu Akdeniz
Ünıversitesi'nde bugün,
"Bilım ve Siyaset Üzenne
Düşünceler"konulu bir
konferans verecek. İnönü ile
birlıkte Turizm Bakanı
AbdülkadırAteş, Bakanlık
müsteşan Koral Göymen,
Kültür Bakanlığı müsteşan
Emre Konjar, Toplu Konut
İdaresi Başkanı Yiğit
Gülöksüzve Tübitak
Başkanı frof. Dr. Tosun
Terzioğluve eşleri de Yılbaşı
tatili ıçin perşembe günü
KKTC'yegelmişlerdi. Erdal
İnönü saü günü,
beraberindekiler ise bugün
Ada'dan aynlacak.
Okul
yönetimme
_ MERSİN (Cumhuriyet
Gûney tlleri Bürosu)- Tevfik
Sırn Gür Lisesi öğrencileri,
okul yönetimi tarafından
çeşitli giderleri karşılamak
amaayla kişi başına 50 bin
lira toplanmak istenmesine
tepki gösterdiler. Öğrenciler,
5 bin kişiden toplam 250
milyon lira alınmak
istendiğini belirterek "Bu
düpedüz soygundur. Daha
önce de toplanmıştı. Vermek
istemiyoruz" dediler. Teyfîk
Sırn Gür Lisesi yönetimi, 5
bin öğrenciden, karne,
temizlik, teksir ve bilgisayar
için kişi başına 50 bin lira
olmak üzere 250 milyon lira
toplamak için harekete
gecince, öğrencilerin
tepkisiyle karşılaştı. Okul
müdürü Mehinet Erol ile
yardımcılan tarafindan
organize edilen yardımın
hedefinin, "temizliği
sağlamak", "karne giderini
karşılamak" ve
"bilgisayarlan çalışır hale
getirmek" olduğu öne
süriilüyor.
'Yeniyılı
kitapla
karşılayın'
• SİLIFKE (Cumhuriyet) -
Taşucu Belediyesi, okuma
alışkanbğını
kazandırabılmek amacıyla
yeni yıl için özel bir
kampanya başlattı. Taşucu
Beldesi'nı ve Silifke ilçesinin
sokaklannı "yeni yılı kitapla
karşılayın" yazılı afışlerle
donatan belediye, yolcu
otobüslerinde de kitaplıklar
oluşturdu.
İnsanlanmızı kitap almaya
çağıran Taşucu Belediyesi,
iki boyutu olan bir
kampanya başlattı. "Yeni yılı
kitaplarla karşılayın", "yeni
yıla kitapokuvarak girin" ve
"En iyi y ılbaşı hedij esi
kitaptır" yaalı afışîen
Taşucu ve Silifke'deki
sokaklarda asüran belediye,
okunmuş kitaplann da
okumamış olanlara armağan
edilmesini istiyor.
Un fabrikasında 'birbaşka' eğlenceGençler vegönlügençkalanlar, buyılbaşında 'alternatifeğlence'arayışındaydı. Bunun için depoda olmasına
karar verilen eğlencenin,fabrikada olmasıfarketmiyordu. Sonuçta ikiside ilginç, otantik, alternatifmekanlardı...
TUNA ERDEM
Borç harç, eksık gedik bütçe-
ler denkleştirildi; zar zor, kavga
gürültü izinJer kopanldı ve çılgın
giysilere bürünmek için bir kere-
ye mahsus cesaretler toplandı.
Tüm bunlar "kırk yılda bir" ba-
hanesinin ardına sığınıiarak
"yılda bir" yaşanabilecek bir
olay içindi: Yılbaşı. Ailelerin
görîlü ve harçlığı alındıktan
sonra saat 11.00 sulannda artık
herkes "teammüden eğlenmeye
tam teşebbüs" etmek ıçin yolla-
ra dökülmüştü. "Yüdönümü
senlikleri" yeni yılın ılk ışı-
İclanyla sona erdiğinde cepler
boşalmış, enerjiler tükeülmiş,
yaldızlar yerlere dökülüp
"çöpe" dönüşmüş, aranılan eğ-
lence kadehlerden yerlere
akıtılmıştı. Teammüden eğlen-
meye tam teşebbüs başansız ol-
muş ama para ve zaman cezası-
ndan kimse kurtulamamıştı.
Bu yıl gençler ve gönlü genç
kalanlar "alternatif eğlence"
arayışındaydı. "Her günü yeni
yri" olarak yaşayabilenler için
yılbaşını özel kılmak, bir ya-
ratıcılık gerektiriyordu. Yı-
Ibaşından yılbaşına izin ve para
bulabilenler içinse, bu saatte dı-
şanda olmak bile bir heyecan
vesilesiydi. Sonsuz bekientilere
ayarlanmış, "eğlenmeye en-
deksti" gençler için çılgınlık da
hayal kınklığı da köşe başında
bekliyordu.
Dört numaralı depo
1993'ü 1994'e bağlamanın
"alteraatifi" günler öncesinden
Tophane Gümrük Depolan
olarak belirlenmişti. 500 bin li-
raya satılan biletlerin adresi "4
numaralı depo"yu gösteriyor-
du. Giyinip kuşanmış topluluk-
lar, arabalar, taksiler hatta
kamyonetlerle ışığa boğulmuş
İstanbul'un en karanlık köşele-
rinde, 4 numaralı depoyu ara-
maya başladılar. Devriye gezen
polisleri işkillendirerek depoda-
ki bu "gizli" buluşmaya yetiş-
meye çahşanlar, sonunda depo
bekçisinin anlamaz bakışlan ve
kangalının neşelı havlama-
lannın yanından geçerek renkli
birpankartlakarşılaştılar:"Par-
ti Kasımpaşa un fabrikası"na
taşınmıştı. Kimi bu şok haberle
tam da "son anda", saatler 24.
00'e yaklaşırken karşılaştı. Bu
an için ne hayaller kurmuş olan
kimi genç kızlar gözyaşlanna
boğuldu. Yine de bir kere niyet
Kasımpaşa 'da buzhaneyi andıran un fabrikasından içeri girenler, çürümekte olan duvarlara rurunarak merdivenleri tırmanmaya başlıyoriar. Şoğuğa rağmen
dans edebilmek ve 'cicilerinf gösterebilmek için üzerlerindekileri vestiyere bırakıvor ve 'sınırsız yerli içki've yöneliyorlar. (Fotoğraflar: HATİCE TUNCER)
edilmişti eğJenmeye; toparlanıldı; makyaj-
lar tazelendi ve "Kasımpaşa canavarTnın
peşine düşüldü. Kimsecıklerin 500 bin lira
karşılığında vaadedilen depo cenneünin he-
sabını sormaya vakü yoktu. Zaten gece-
yansı çanı kaçınlmış, Sinderella'lar külke-
disine dönüşmekten zor kurtanlmıştı.
Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'nın yanı
başında sahipsiz ölülerin gömüldüğü Zin-
dan Arkası'nın oldukça yakınında, göze
çarpan yanardöner ışıklar ve jeneratörün
devasa homurtusu, sonunda aranılanın bu-
lunduğunu müjdeliyordu. Yine de herkes
yeni bir pankartla karşılaşma çekingenliği
içinde yaklaştı kapılara. Kasımpaşa ilk kez
böyle bir kıtleyle tanışıyor, sözkonusu kitle
belki de ılk kez Kasımpaşa'ya konuk olu-
yordu. Kapıya barikat kurmuş olan kırmızı
üşörtlü görevliler yer değişkıliği konusunda
açıklama yapmıyor ve bılet parasını gen al-
mak ısteyen tek tük umudunu yitirmişı cid-
diye almıyordu. Zaten çoğunluk "boşuna
süslenmediklerini" kanıtlamak için bir an
önce kollannı damgalatıp ıceri girmeyeçah-
şıyordu. Ha "depo" ha "fabrika" fark etmi-
yordu. Sonuçta ikısı de "ilginç, otantik, al-
ternatir1
mekanlardı. Buzhaneyi andıran
fabrikadan içeri girenler, nemi emip kabar-
mış, yavaş yavaş çürüyüp erimekte olan du-
varlara tutunarak merdivenleri ürman-
maya başlıyor. Buz parçacıklanyla keskın-
leşen küf kokusu, mekanla tezat oluşturan
zjyaretçilerin parfüm kokusunu bastınyor.
Üste para verilse adım atmayacaklan bu
mekanı yılbaşı hatınna "macera ruhuyla"
dolup taşarak keşfe çıkıyor herkes.
Soğuğa rağmen dans edebilmek ve hep-
sinden önemlısı "cicilerini" görünür kılmak
için uzun bekleyışlerden sonra vestiyere bı-
rakıyorlar üzenndekıleri. Sonra "bar" ol-
mayı amaçlayan upuzun masa-
ya koşar adım seyirtip plastik
bardaklarda verilen "smırsız
yerli" içkiden paylannı bir an
önce almaya bakıyorlar. Ger-
çekten de içki sınırsız olmasa
eğlencenin sınırh kalacağı orta-
da. Çausı akan, köşe bucak
molozlann öbekleştiği bu "sine-
matografik" mekanda henüz
''asımpaşa'-
daki
fabrikada
en büyük
eğlence, tavandan
sarkan halat. Kızlar
halatın ilmeğine
oturtulup
sallandınlıyor.
"kafayı bulamayanlar" sıkınülı
sı^ıntıh ayakta durmuş "eğlen-
cenin" gelip onlan bulmasını
bekliyor. Beklenilenin aksine
canlı müzik yok. Ne yurtdışı-
ndan ithal edilen ünlü müzis-
yenler var ortada, ne de ünlü sa-
natçılanmızın performanslan
ve mekan düzenlemeleri. Son
andaki mekan değişkiliğinden
kaynaklanan kötü ses düzenin-
den disko müzik fışkırtıhyor,
kalabalıktan kaynaşmak zo-
runda kalmış kitlenin üzerine.
En büyük eğlence kaynağı ise
tavandan sarkan halat. Kızlar
halatın ilmeğine oturtulup sal-
landınhyorlar. Adım atacak
yer olmadığından salıncak se-
fasının sonu, birkaç kişiyi yere
devirdikten sonra bir grup in-
sanın üzerine düşmek oluyor.
Metruk mekanlarda ispirto
demlenen berduşlann eğlence
anlayışına rücu ediliyor; Gü-
dümlü eğlence yaratacak bir
animasyon olmadığından tek
kurtana bardaklar oluyor.
Mekanın derbederliğine uy-
gun. özenle düzenlenmiş düzen-
sizlik olarak tanımlanabilecek
"grunge" modası hakim parti-
ye. Yine de "eski usul" siyah ve
dar yılbaşı elbiseleri eksik
kalmıyor. Rıhtımda gerçek-
leşürileceği beklentisiyle partiye
başında balıkçı beresi, üstünde
kot ve yelekfe gelenler de var.
Dize kadar uzanan kalın to-
puklu çizmeler, Claudia Schief-
fer örgüleri ve çeşit çeşit şapka-
lar da moda aksesuarlardan. Sı-
zıp çöplerin arasına uzanmalar
başlayana kadar "kim ne giy-
miş" tarüşmalan oyahyor insanlan.
Bu sonanda kotanlmaya çalışümış "alter-
natif " yılbaşı eğlencesi, eğlenmenin de ya-
ratıalık gerektirdiğinı bir kez daha kanıt-
lıyor. Yıllann bastınlmışlığını tek birgecede
boşaltma iznini kendine tanıyanlar, salt "me-
kan" değiştirerek eğlenilemeyeceğini anlı-
yorlar mı bilinmez, ama eğlenmek için önce
kafalann "iç mekan"ını değiştirmek gerek-
tiği bir kez daha ortaya çıkıyor. •
Aşkvesevda
üzerineşiirdinletisi
ANTALYA (Cumhuriyet) - Akdeniz Üniversitesi Tiyatro
Kulübü'nün Şiir Dinletisi'nde konu, "Aşk »e Sevda"
üzerineydi. Üniversite kampüsündeki Atatürk Konferans
Salonu'nda gerçekleştirilen şiir dinletısinde sahne sadece
mumlarla aydınlatılmıştı. Brecht'ın "Sevgi Üstüne"sı ve
Necatigil'in "Sevgilerle"sini, Nazım Hikmet'ın
"Tahir-Zühre Meselesi" izledi. Salon tıkhm tıkhm
dolmuştu. Alkışlamak dinleti boyunca yasaklanmıştı.
Üniversitenin Tiyatro Kulübü öğrencilennden N'uran
Ünver, Sibel Türk, Yurdaer Okur, Ömiir Kayıkçı, Günav
Gökmen, Gizem Kulaç, Bora Yaktcı ve Onur Doğasal
tarafından hazırlanan dinleti. 3 öğrencınin çaldığı gitarlar
eşliğinde sürdü. Orhan Velinın "Aşk Resmi Geçidi",
Cemal Süreyya'nın "Üvercinka"sı ve Nazım Hikmet'ın
"Taranta Babu'ya 5. Mektup"undan sonra Ahmet Arif
"Hasrerinden Prangalar Eskittim" dedi. "Aynlık Sevdaya
Dahil"dı Atilla İlhan'a göre. Hasan Hüseyin "Onu
Seımiştim Belki" dıyordu. Can \ ücel "Ağustos Çık-
mazr'ndaydı. Orhan Veli sevgisını "Anlatamıyonım"
diyerek dile getıriyordu. Murathan Mungan'ın "Yalnız Bir
Opera"sı ile dinleti sona erdi. A.Ü. Tiyatro Kulübü
Başkanı Ayhan Akalın, kulübün, V. üürrenmatt'ın
Fuikçiler oyununu hazırlamakta olduğunu belirterek,
"Üniversitemizde tiyatro gelişiyor. Devlet Tiyatrosu ile de
göriiştük. Kurs veya ders gibi bir program da koyacağız.
Buradadiksiyonveoyunculukeğitimiverilecek"dedı. • Akdeniz Üniversitesi Tiyatro Kulübü, şiir dinJetisinigitar eşliğinde yapıyor. (BÜLENT ECEVİT)
Gençlik Yarınlara
Tırmanıyor
Günümüzün ekonomik ve siyasal
sonuçlanndan yola çıkan günümüz
gençliği, 21. yüzyıla girerken oldukça
zorlu günler yaşıyor.
Nüfusumuzun yansından fazlasını
oluşturan gençlerimız mutsuzluk
içinde bocalayıp giderken mutlu olan
gençlerimizin sayısı da hiç fazla değil.
Burjuva gençliği bile mutlu olmakta
zorluk çekiyor. Politık
olarak bir şeylenn farkına
vardıklan için değil,
oldukça devınimli olan
sosyal yapının değiş-
mesınden korkuyorlar.
Yıllardır verilen tekdüze
eğitimin sonucunda
"bana ne"ci bir gençlik
yetiştirmeyi başaran sı-
yasal iktidarlar. eğitim sisteminin
gelişmesı. yani okullarda
demokratık-bihmsel eğitimin
verilmesi için hıçbirçabagös-
termediler. Bunun sonucu olarak da
iktidarlar, 20. yüzyıl boyunca gençliği
herdönem hayal İcınklığına uğrattılar.
Üniversite kapılanyıllardırpek çok
gence kapalı kaldı. Bütün zor
koşullara ve zorlamalara rağmen
üniversiteyi kazanan gençler aradığını
bulamadı. Hiçbır zaman ünıvefsite
gençlığıne. 'diplomalı ışsiz' yeüştır-
diklerini anlatmadılar. Bunu anlayan
öğrenciler de kendi çaplannda bir
şeyleryapıp mutlu olaya çalıştılar,
ama bazı koşullardan dolayı kendi
adlanna da olsa mutlu olamadılar.
Üniversiteyi kazanamayan gençler ise
umutlannı yitirdikleri an yaşamla
tanışmaya başladılar. Belki birçoklan
düşün yaşamındaki yenni alamadılar.
ama bir bakıma zaman kaybına
uğramadılar. Bütün bu siyasal yapmm
olumsuzluğuna ve koşullann zorla-
masına karşın yaşamdan umudunu
yitirmeyen, politikliğini kendi
çabasıyla da olsa koruyan gençter de
yetişiyor. Bu gençler yaşama karşı
duyarlılıklannı gösterip, azınlık da
olsalar, gençlere örnek olabilme
cesaretini gösterdiler.
Yaşamın olumsuz koşullanna üzülen.
kendisiyle banşık olmayan, kısacası
"Ben Türkiyenın bu durumuna
karşılık mutlu olaımyorum" dıyen
gençler hayattan hıçbir zaman
umudunu yitirmediler. Ne mutlu
bunlara. Diğer ülke gençlerine göre ne
kadarzorkoşullardayaşasakda,
yaşama karşı duvarhlığımızı
göstererek, bugüne kadar
beyinlerimize yüklenen apolitikliği
yıkıp, umut yüklü yannlanmıza
tırmanmak zorundayız. Aksi takdirde
kendimize karşı duyduğumuz
say gmlığımızı yitınp topluma karşı so-
rumluluğumuzu verine getiremeyiz.
Toplumsal olarak zarargöreceğimiz
her olaya, gündelık yaşamda muhalif
olarak, genç olduğumuzu
göstermeliyız. Genç olmak zordur,
zoru da ancak gençler başanr. Ne
mutlu gençlere.
BARIŞBEKAR
Öğretlm Uyelerl Derneğl
Vakıfveözel
üniversiteleriçin
Danıştay'adava
• Vakıf üniversitelerinin mali ve idari
özerkliği olduğu belirtilerek
Üniversitelerarası Kurul'da üyelik hakkı
olmadığı savunuldu.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Öğretım Üyeleri
Derneği, özel ve vakıf üniyer-
siteleri temsilcilerinin Üni-
versitelerarası Kurul'a olan
üyeliklerinın iptali ıçin Da-
nıştay'a dava açtı. Oğretim
Üyelen Derneği Başkanı
Prof. Dr. Mustafa Altıntaş
tarafından hazırlanan dava
dilekçesinde. özel-vakıf üni-
versitelerinin. devlet üniversi-
telerinin kuruluş ve çalışma-
lannı düzenleyen yasalara
tabi olmadıklan belirtilerek,
senatosu, rektörü ve dekanı
yasalara göre saptanmayan
bir kuruluşa Ünıversitelera-
rası Kurul'da üyeîik hakkı
verilmesınin yasal olmadığı
savunuldu.
Yasaya tabi değil
Dava dilekçesinde. Üni-
versitelerarası Kurufun. ünı-
versite rektörleri, Genelkur-
may Başkanlığı'nın silahlı
kuvvetlerden 4 yıl için seçece-
ği bir profesör ile her üniver-
site senatosunun o üniversi-
teden 4 yıl için seçecegı bir
profesörün katılımıyla oluş-
tuğu anımsatıldı. Dilekçede,
vakıf üniversitelennin anaya-
sa gereği mali ve ıdari özerk-
lik içinde bulunduklan belir-
tilerek, bu kuruluşlann yöne-
ticilerinin devlet üniversitele-
rinde olduğu gibi Cumhur-
başkanı tarafından atan-
madığma dikkat cekildi.
Vakıf üniversitelerinin sena-
tolannın da devlet üniversite-
lerinde bu konulan düzenle-
yen hükümlere göre oluşma-
dığımn belirtildiği dilekçede.
vakıf senatolannın bu neden-
le senato sayılamayacağı sa-
vunularak şöyle denildi:
"Vakıf yükseköğretim ku-
rumları mütevelli heyetleri ta-
rafından atanan ve ismine rek-
tör \a da dekan denilen kimse-
lerin, anayasada ve 2547 saydı
Yüiseköğretim Yasası'ıida
taıumlanan ve özellikleri üe
seçibne, atanma yol ve yön-
temleri tanımlanan rektör ve
dekanlarla, akademik organ-
larls ya da yönetim organları
ile hjçbir ilişkisi bulunmamak-
tadr.
Camhurbaşkanı ve YÖK
tarafından, yasasmdaki yol ve
yöntemlere göre seçümeyen ve
atanmayan rektör, rektör
vartımcısı, dekan gibi
kimselerden oluşan bir kuru-
hın da senato olarak nitelen-
mesi ve Üniversitelerarası Ku-
rul'j katılan üyeyi belirlemesi
anavasa ve yasalara aykırılık
taşmaktadır." •