02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 3 OCAK1994 PAZARTESİ 12 DUNYADAN Kuveyîlişeriaîçüar\ İrcm ve Mısır'dakiaşırı dincilere benzemiyor. Şeriatıgetirmek için sessiz adunlarla, şiddete başvurmadan kararlı birşekilde üerliyorlar.Şeriatçılar Kuveyt'te deişbaşındaŞeriat düzeni ancak anayasanın dinle ilgili maddesinin değişmesiyle sağlanacak. K uveyt'te kökten dinater, hberalknn pro-< testolanna karşın, Emirtiği Islami bir topluma dönüştürmek için var gücüyJe çahşıyor. Şeriatçılar sessiz fakat etkin bir yaklaşımla gerek parlamentoda, gerekse medyada güç ka- zanmaya çahşıyor. Kuveytli kökten dinci Müş- lûmanlar Iran ve Cezayir'deki Müslüman mili- tanlara pek benzemiyor. Kuveytli din adamlan yerleşik düzeni bozmaya hiç niyetieri ol- madıgını. yalnızca Islami kurallann daha fazla geçerli olduğu bir yönetimi hedeflediklerini be- firtiyor. Parlamento'nun şeriatçı üyelerinden Ahmet Bakir temsil ettiği toplumun pek çok üyesinin eğitirrunı Bauda tamamladığını, Batı bilım ve teknolojisinden yararlanmaya devam etmek is- tediklennı ıleri sürerek şöyle konuşuyor:"4 Baü bizi Irak ışgalinden kurtardı. Ancak açikça ve yüksek sesle Müslüman ol- duğumuzu açıklamak istiyoruz". Ahmet Bakir Sdef adlı bir gnıbun sözcüsü. İsrail'in zaferi ile sonuçlanan 1967 savaşından sonra 1970'li yı- 1larda Müslümanlar arasında dine dönüş eğilimi ağırlık ka- zandı. Selefler işte bu akunın temsilcileri. Seleflerin arasında Şeyh Ab- dulaziz EI-Hoca gibi fanatik din adamlan da çıkıyor. İslami kurallara körü körüne uy- madıklan için Tannnın, Ku- veyt'i düşük petrol fiyaüan ve kronik dış borç sorunu ile ca- zalandırdığını ileri süren Şey- hin bu görüşlerine herkes katılmıyor. Ancak, tüm Müs- lümanlar üikede baş gösteren şiddel olaylannın İslami yasa- lan uygulamakla önlenebilece- ğine inanıyor. Irak işgali sırasmda şeriatçılar ülke savun- masında etkin rol oynadı. Camiler sivil halkın dayanışma merkezi haline gelirken, halka beda- va yiyecek ve ilaç dağıttılar. Bu tutumlanyla Körfez Savaşı sjrasında etkisini iyiden iyiye his- Kuveyt Emiri Şeyh Cabir El-Ahmet El-Sabah. settiren Batı kültürünün baskısını biraz olsun hafiflettik- lerini öne sürdüler. Geçtığimiz ay Kuveyt hükü- meti, ülkelerini hedef alan, aşağı- layan yabana programlann uydu kanalıyla izlenmesini önle- mek için çareler aramaya baş- ladı. Kuveyt'te kadın ve erkek arasında kaç-göç yaşandığından beraberce eğlenmek ve içki içmek yasak. Bir zamanlar açık olan diskotekler 1980 yılından sonra kapatıldı. Kuveyt diğer Körfez ülkeleri- ne oranla daha açık ve çoğulcu bir topluma sahip. Canlı bir parlamento geleneği ve sesini duyuran bir basın ülkenin entelektüel yaşamını canlı tutuyor. Kadınlann bir çoğu Batılı tarzı giyinip gerek resmi, gerek özel işlerde yoğun bır şekılde çalışı- yor. Din özgürlüğü anayasada saklı olmakla bır- Iikte, 50 üyelik parlamentonun 39 üyesi bir yasa değişikliği önergesi vererek, yargının tümüyle İslami yasalara dayandınlmasmı istiyor. Yü- rürlükte olan anayasanın 2. maddesi uyannca İslam dini, yasama erkinin temelini oluşturu- yor. Kuveyt'te anayasayı değiştirmek için Ku- veyt Emiri'nin onayı gerekiyor. Liberaller, anayasanın ikınci maddesini de- ğiştirmeyi amaçkyan şeriatçılan, ne yaptı- klannı bilmemekle suçluyor; daha ivedi ve önemli sorunlar dururken, bu konuya ibşkin çabaian zaman kaybı olarak değerlendiriyorlar. Aynca 5 kökten dinci parlamento üyesinın "iyi davraıuşlan ödüllendirmek, kötüieri cezalandı- rmak" amacıyla ba^latuklan gınşıme kesıniıkle karşı çıkıyorlar. Bu yaklaşımın giderek Suudi Arabistan veya İran'dakine benzer bir yöneti- me yol açaçağını düşünüyorlar. VVffliam Madean TheGuardian Kadınlar 'iş'teeşitlikistiyorABD 'de kadınlar iş hayatındaki ücret ve mevkii konusundaki sessiz ayırımcıhğa karşı birleşti. A slında hiç de komik olmadığırun bilin- dnde, ama birkaç gün önce yaşadığı olayı anımsayınca elinde olmadan gülü- yor. Yaşadığı son derece tipik bir olay. Los Angeles'taki 7-Up şirketinin üst düzey yönetirilerine geçenlerde şirkeün yıllık raponı için fotoğraflannın çekıleceğı bıldirilmişti. Yö- neucilenn fotoğraflan dört kişılik gruplar ha- linde çekılecekü. Sıra kendısıne geldığinde şirkeün halkla ilişkiler müdür yardımcısı olan Maria Contre- ras-Sweet, randevu saatinde erkek meslektaş- lanyla birlikte fotoğrafçının stüdyosundaydı. "Oturduk ve uzun süre bekJedik. Sonunda fo- toğrafçı 'Dördüncıi ne zaman gelecek?' djye sor- maz mı! Beni vöneticiJere eşlik etmek üzere gelen bir kadın olarak değeriendirdiği çok açıktı" di- yor Conteras-Sweet. Bu kanıyı doğrulayan çok açık kanıtlar var: Çalışma BakanhgYnca son 3 yıl boyunca ıncele- nen 94 şirketın üst duzey yoneticileri arasında kadınlann oranı yalnızca yüzde 6.6. Buna kar- şuı, şirketin genel olarak personelinin yüzde 37.2'sini oluşturuyorlar. Buna, kadınlan ve renkü erkekJen şirket merdi- veninin en tepedeki basamaklanna yükselmekten alıkoyan camdan duvar adı verilıyor. Bu, Contreras-Sweet'ın yakından tanıdığı bır olgu. 1992'de Senatör George Mitchell tarafından Camdan Duvar Komisyonu'na atanmış. Ko- Bosna'da yaşayan bir Sırp kadın, bir zamanlar dostça ilişkiler içinde ol- ikram ediyor. Saray Bosna'auı 30 km kuzeyinde bulunan Müsiünnuı bSH- dukları Müslüman Bosnalılara karşı gJriştiJderi acımasız kjyımdan yor- gesine sürekli saJdiniar düzenleyen Sırp askerleri de görevlerini yerine gım düşmüş Sırp askerierine kendi ekağuı ile hazırladığı erik rakısından getirmenin verdigi göoül huzuru ile başanlannı kutiuyor. Independent Moldova düze çıkmaya uğraşıyor I ç savaştan, son 50 yılın en kötü ku- raküğına kadar değişen bir dizi bu- nabmdan sonra, Rusya'nın güney batı ucundaki bu küçük ülke, millıyetçi liderlerini bir kenara itti ve hükümet, ekonomiyi düzeltmek için uğraşmaya başladı. Gelgelelim. karşı karşıya kaldıklan enerji kıtlığı ve bu eski Sovyet cumhuri- yetinin ana petrol kaynağı olan Mos- kova'yla ihşkilerinde bitmek bilmez güçlüİder, şubat ayındaki seçimlerin ve kışın yaklaşmasıyla hükümetin serbest pazar ekonomisi yanlısı politikalannı tehdit etmeye başladı. _ Ekonomi büyük bir güçlük içinde. Ülkenin 4.3 milyonluk nüfusunun ger- çek geliri 1990'dan bu yana üçte iki oranda azaldı ve enflasyon oranı aybk yüzde 30'a ulaşü. Chisinau kentindeki Codru Oteli'- nde, üzerine kat kat kazaklar giymiş ve başmda berea olan bir oda hizmetçisi "Yeni bir şey gercekleştirmek zorun- daydık, ama şimdi berbat bir dunımda- yu. Hiçbir şeküde ısınma imkanınızın otınadığını düşünün re bi/im ne korkunç şartlarda vaşadığımızı anlayın" dıyor. Devlet Başkanı Mircea Snegur ve hükümeti enflasyonla mücadele etmek için sanayiye verilen kredileri kesti ve bütce açıklannı azaltü. Faiz ve döviz oranlan artık pazar ekonomisine göre serbest olarak belirleniyor. Çoğu mal- lann fiyatlan serbest bırakıldı. Eski ko- münist ekonomiden aynlmanın bir Baltık Denizı POLONYA başka adımı olarak, Moldova'mn 5 bin devlet teşebbüsünün üçte biri gelecek yıl satışa çıkanlacak. Moldova'mn büt- çe açıklan ve enflas- yonla mücadeledeki kararlı tutumuna karşılık olarak, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi Batılı finans kurumlan •yardım olarak 200 milyon dolar verme- yi vaadettiler. Merkez Bankası genel müdürü Leo- nid P.Talmaci,u .4maeım parayı de- ğerti bir hak getir- mek. IMPle yaptığımız antlaş- manın bir nıblesİD- den bile vaz geç- meyeceğiz. 1 temmuzda girişimlere ön- celikü kratiler vermevı durduracağız. Artık bütün kredi faizleri serbest faiz oranlanyla belirlenecek" dedi. Ne ki, ekonomık reformlan hayata geçirmek yönündeki bu siyasal irade- nin ötesinde Moldova liderlerinin dö- nüşümün muhtemel sonuçlannın karşısmda çabalanru sürdürebilecek gücü bulup bulamayacaklan sorusu hala yamtsız. Dö- nüşümün muhte- mei sonuçlan ise, iflaslar ve işsizük. Moldova tümüyle yabancı enerji kaynaklan- na muhtaç du- rumda. Yaşanan olağandışı soğuk kışla birlikte yakıt yokluğu, bina- lann ya çok düşük düzeyde ya da hiç jsıtılamamasını getiriyor. Moldovalılar eylül ayından beri sıcak su bulamı- yorlar ve günlük elektrik kesintile- rine iyice alışmı- şlar. Fabrikalar kimi üretim bant- lannı kapatmak ve çalışma saatle- rini günlük 5 saatten fazla olmamak üzere haftada 3-4 güne indirmek zo- runda kalmışlar. Bazılanysa tümüyle kapanmış. Başkent Chisinau'da yan- mayan sokak lambalan kentin geceleri kapkara kesilmesine yol açıyor. Devlet dairelerindeki memurlar, has- tahanelerdeki hemşireler ve okullarda- ki çocuklar şapkalar, paltolar ve kat kat yün kazaklarla oturuyorlar. Enerji oldova, Moskova'dan bağımsız ekonomik bir düzen sağlamaya çalışıyor. sorununun bir nedeni Rusya'dan gele- cek enerji kaynaklanna pazar fıyaüan- na yakın bir pararun ödenemeyişi. Moidova'nın gıda sanayiine yönelik üretim yapan fabrikalan, yitirdikleri Rus pazannın yerini tutacak yeni pa- zarlar bulmakta güçlük çekiyorlar. Üretimin her aşamasında donanım eski ve Batı standartlannın çok altı- nda. Moskova'yla olan gerginlik, ge- çen yıl nüfusun yüzde 60'ının Rus ve Ukraynalı olan minik Dınyester bölge- sinin, o sıralarda Romanya eğilimli olan merkezi hükümetten aynlarak kendisini özerk bir cumhuriyet olarak ilan etmesiyle başlamışü. Moldova po- lisine yönelik çeşitli saldınlardan sonra geçen yılın haziranında patlayan iç sa- vaş sonucu 500 kişi ölmüştü. Diplo- matlara göre, bu aynlıkçılan Rusya desteklemiş ve yerel milis gruplannı eğıtmişti. Bir zamanlar Romen milliyetçiliği bağımsızlıkla aynı anlama gelirdi. Ne ki, halk, yalnızca Romanya'nın lisanı ve simgeleriyle meşgulmüş gibi görü- nen Başbakan VaJeriu Muravski ön- derliğindeki bağımsızlık sonrası liderle- rinin icraati yüzünden de düş kınklığına uğrarnıştı. Muravski sivil kargaşa ve gittikçe balağa gömülen ekonomik durum yü- zünden 30 Haziran 1992'de istifa etti. Yerini alan Andrei Sangheü halen baş- bakanlık koltuğunda oturuyor. The New York Times misyon geçenlerde Dallas'ta başlatüğı çalışma- lannı önümüzdeki 4 ay içinde Los Angeles'ın da aralannda bulunduğu diğer üç kentte de başlatacak. Amerikan Kongresi komisyonu 1991 İnsan Haklan Yasası-'nın bir parçası olarak oluştur- du. Amaç, ücret, terfi ve işe alma konulannda çalışan Amerikan kadın ve erkekleri arasındaki aynmalığı ortadan kaldırmak. Komisyon 1995'dedağıldığı zaman, Başkan Biü Clinton'a raporunu sunacak. Oturumlar bir yıl önce Kansas'ta başladığı için, son başkanlık seçimlerin- den sonra gruba yeni bir yöneti- ci atanmış. Şimdi komisyon Dallas'tan Oeveland, New York ve Los Angeles'a gidiyor. Üyeleri, a>nmcılığın somut düzeyde uy- gulandığı şırketlerde çalışan kadın ve erkeklerle görüşmek niyetinde. Komisyonun yeni yöneticisi, eski sendikacı Joyce Miller, ko- misyonun aynmalığı önlemek için çözümler arayacaklannı söyledi. "Bağışlaym ama, acıkJı öykû- lerden çok başarı öykülerinin pe- şindeyiz. Eğer bazı insanlar bi- ziınlesorunlannı anlatmak ister- se, tamam, bu da olur. Ama biz çözümJer ve tavsiyeler üretmek istiyoruz" diyor Bayan Miller. Açılan davalann ve komis- yon raporlanmn, böyle bir aynmcılığın gerçekten de var olduğunu ortaya koyduğunu belirtiyor. Ve araştırmalar bir- biri ardına kadın ve erkek arası- ndaki ücret eşitsizliğinj göster- mekte. Aslına bakıbrsa, son nüfus sayunı ve araştırması, Eşit Üc- ret Yasası'nın yürürlüğe girdiği 1964 yılından buyana, yaklaşık 30 yıldır kadının aynı iş için er- keğe oranla yüzde 30 daha az ücret aldığmı ortaya koymuş. En azından üniversite mezunu beyaz bir kadının yıllık ortala- ma ücreti 30 bin dolar. Buna karşılık aynı eğitim düzeyinde ortalama bir erkek yılda 44 bin dolar kazanıyor. Beyaz olmayan kadınlar söz konusu olduğunda, aradakı fark daha da büyüyor. Örneğin bır Latin Amerikalı kadın, er- keğin 1 dolar kazandığı bır iş için 54 sent abyor. Komisyonun tek ilgi odağı, kadının camdan duvan yıkması da değil. Aym zaman- da renkli erkeklere karşı uygu- lanan aynmalığı incelemek ve yapışkan taban sendromunu, yani en dibe adeta yapışmış, yükselemeyen ücretliler so- rununu da araştırmak zorunda. 9'dan 5'e Çalışan Kadınlar Ulusal Birliği'nin yöneticisi olan EUen Bravo, yapışkan ta- ban sendromunun çok daha ağır bir sorun olduğunu beb'rti- yor. Bu. Bravo'ya göre kadın ve erkekler arasındaki büyük üc- ret eşitsizliğine yol açan daha temeldeki bir sorun. "Kadınlann çoğuniuğu yapı- şkan tabanın dibindeler. Kariyer basamaklan biie yok. Gktecek- leri hiçbir yer yok" diyor. Bravo. "Eşit Ücret Yasası, aynı işyerinde çalışan ve aynı işi yapan kadın ve erkekleri kapsı- yor. Ama kadın >e erkekler her za- man aynı işi yapmıyor. En bü- yük eşitsizlik, temel olarak kadı- nlann ve erkeklerin yaptığı mes- ieklere ödenen ücret arasındaki eşitsizliktij" diyor. JanetVVeeks TheGuardian POLİTÎKA VE ÖTESÎ MEHMED KEMAL Kdriariar Arasında-Arbk Nazım Höcmet ten korkulmuyor. Adına dernek- ler, valaflar kuruluyor, oyunları Devlet Tryatrosu sahne- lerinde sergileniyor. Yönetmenliğini Başar Sabuncu- nun yaptığı 'Yolcu' filmi duraksız oynuyor, Antalya Film Festivali'nde 'En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü aldı. Kadın oyuncu Müjde Ar, erkek oyuncular Tank Akan, Halfl Er- gün. Istanbul Ortaköy'de bilmem kaçıncı haftadır oynu- yor. 'Yolcu'yu bundan yülarca önce Cahit Irgat oynarken görmüştüm. Nazım'm her eyleminden korkulurdu Her eylemine de bir anlam verilirdi. örneğin soyadı Ran'dı. Neden so- yadını Ran koymuştu? Ran, ne demekti? Ran, tekbaşına bir şey değildi. Ancak tersinden okunursa 'Nar' olurdu. Olgun bir narın rengi kızıl, kıpkırmızı olurdu. öyleyse Nazım, kızıl olsun d/ye soyadını Ran almıştı. Karşıtları, kulağı tersinden gösterir gibi anlamlar verir/erdi. 1950 affında herkes çıktı, bir Nazım kafdı Annesi Celi- ie Hanım köprü üstûnde, Nazım'm özgürlüğü için bildiri dağıtb. Celile Hanımın Galata Köprüsü üstünde bildiri dağıt- ması, bilmem kaç yıl sonra Sunay Akın'ın şiirlerine gir- di? Celile Hanım her gelip geçenden oğlunun özgürlüğü için imza istedi. Celile Hanım bir elinde bildiri, bir elinde dilekçe: "Oğlum için bir imza!.. Oğlum için bir imza!.." Celile Hanımın gelen geçene seslenişi, "Çarşıda Hay- bolan bir çocuğun elinde soğuyan anne sıcaklığıydı." ''Ne olurbir imza!.." Celile Hanım köprünün bir ucunda imza isterken öbür ucundan da şair Yahya Kemal geçiyordu. Celile hanım şairin şiirlerinde 'canan'dı, adı öyle geçerdi. Canan aramızda bir adındı Şiirin gibi hüsn ü ana unvan, Bir sahile hem şerefti bem şan. Çok kerre hayalimizde canan Birşi'ri hatırlatan kadındı. Yahya Kemal, Celile Hanımı gördü ama, Celile Hanım Yahya Kemal'i görmedi. Şair görünmemek için kalabalı- ğın arasına karıştı. Babıali'ye yöneldi, FalJh Rıflu Atay'ın Dünya gazetesine gitti. Büyük birşaşkınlıkla, "Şimdi köprüde kime rastladım, biliyor musun?" "Kime?" "Canan'a, oğlu için imza topluyordu. Canan birlaşeye dönmüştü, görünmeden sıvıştım." Falih Rıfkı bundan sonrasını bir dostuna şöyle anlatır: "Eski bir sevgiliye laşe diyen bir şaire içimden 'rezil' dedim. Başka ne olabilirdi." Gazetede şöyle bir haber gözüme ilişti: "Istanbul Üniversitesi Orman Fakültesi son sınıf öğ- rencisiSema Taşan (22), yüzlerce kişinin önündebaşını demiryoluna koyarak intiharetti. Sema birsüreden beri bunalım geçiriyordu." Istanbul'da oturan Sema'nın Izmit'te ne işi vardı? Is- tanbul'da oturuyor, Izmit'te boynunu raya uzatıyor. Bir sevda öyküsü mü? Sevda öykülerinin böylesi de var. Sunay Akın "Kaza Süsü"adU kitabında yer yer siyaset yapıyor. Yahya Kemal de siyasete kanşmışhr. Serbest Fırka kurulduğunda sorarlar: "Üstat hangi fırkadansınız?" "Ben hiçbir fırkadan değilim; iktidarda olan partinin dalkavuğuyum" der. Aşkında da siyasetindeki gibıdir. Gerçekten değil, ışıltılı, parlak şeylerden yanadır. Celile Hanıma yani Nazım Hikmet'in anasına vurgun olan üstat, evleneceğim deyip de evlenmeyince, günler- ce Kadıköy'den Beyoğlu'na inemez. Neden mi, söyleye- yim, Nazım korkusundan... BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ XIX. yüzyıbn sonla- .. nnda ortaya çıkan ve "Sanat, sanat içindir" gö- 2 rüşünü benimseyen. na- , türabzm karşıtı sanat ve edebiyat eğilimi. 2/ Bine- ğe ya da yük taşımaya alışünlmamış at ya da eşek süriisü. 3/ Ender. seyrek... Arthur Hailey'in tanınmış bir romam. 4/ Yurtlanma, yerleşme... Yankı. 5/ Bir gösterme sı- faü... "Çok sarhoş" anla- mında argo sözcük. 6/ Madame Bovary'nin küçük adı... Denizler- de yaşayan iki çenetli ve iri bedenb yumuşakça cinsi. 7/ Giysi kolu... Makinede yapılan bir tür dikiş. 8/ Paramızı simgeleyen harfler... ömer Kavur'un bir filmi... Kuzu sesi. 9/ Kastamonu'nun birilçesi... Adem ile Havva'nın üçüncü oğlu. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/Hz. Muhammed'in kızı, damadı ve torunlannı içine alan ailesine verilen ad. 2/ Tavlada bir sayı... "Meryemana Manastın" da denilen, Trabzon'daki ünlüyapı. 3/ 1944'te Bandırma yakınla- nnda batan Türk yolcu gemisi.. Manganezin simgesi. 4/ Kızar- tı, kaşıntı. suianma gibi özellikler gösteren bir deri hastalığı... Galyum elementinin simgesi. 5/ Bir cetvel türii... Olumsuzluk belirten bir önek... Kuyruksokumu kemiği. 6/ Uluslararası Ça- lışma Örgütü'nün simgesi... Manisa yakınlannda birdağ. 7/ Bir sorunun çözümünü bubnaya yöneb'k felsefe yöntemi. 8/Iktisat. 9/ Bir bölgede yetişen bitkilerin tümü... Bir gıda maddesi. ARGUVAN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1991*5 Davaa Vahap Erkaya ve Sadık Erkaya tarafından. davalı Haüce Ekicı ve Abuseyif Şünşek aleyhine mahkememizde açılan tescıl dava- sının yapılan açık yargılaması arasında verilen ara karan gereğınce; dahılı davalı Fadime Şimşek mırasçılanndan Ibrahım Şımşek ve Fikriye Şimşek ile Fatma Yücel mırasçılan Haşım Yücel ve Mesut Yücel ile Satı Ekkn mirasçılanndan Nigar Özfırat ile Hasan Hüseyin özfırat'ın adresleri yapılan zabıta tahkikatlanna rağmen saptanama- dığından, ılanen tebligat yapılmasına karar verilmış olmakîa. adı ge- çen dahılı davalılann dunışma günü olan9.2.1994gûnü saat 09.30'da duruşma salonunda haar bulunmajan veya kendilerinı bir vekille temsil ettirmelen, gelmedikleri veya haar bulunmadıklan takdirde. tahkıkat yokluğunda devam edıleceği ve karar venleceğı 7201 sayıb Tebligat Kanunu'nun 28,29, 30 ve 31. maddderî gereğınce adı geçen dahili davalılara ılanen tebliğ olunur. 22.12.1993 Basm: 51251 T.C. BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK HÂKtMLİĞİ'NDEN 1993*886 Mahkememize açılan vasi tayini davası sebebiyle Konya, Karatay, Dolapdere Mah. C: 023/02, S: 74, K: 60'ta nüfu- sa kayıtlı Rıfkı ve Zeynep Zühal'den otaıa 1975 D.'lu Emre Yunus Oda'ya, aynı yerde nüfusa kayıtlı Osman ve Ümmügürden olma 1950 D.'lu ve Güngören Cad. Merkez Mah. 3. Sk. Kurtulup Ap. A. Blok, D: 18, Bağcılar adresmde ikamet eden annesi Zeynep Zühal Oda, mahkememizce venlen 993/886-1040 sayılı ve 27.2.1993 tarihli karar ile vası tayin edilmiştir. İtiraa olanlann, yukanda numarası yazılı dosyamıza müracaat et- meleri. aksi takdirde karann kesinleşeceği hususu ilan olunur. 30 .12.1993 Basın: 13632
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle