Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 OCAK1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
SSK'da ilaç gergiııliği tımıamyor
21 ilaç şirketi, ucuz ve eşdeğer ilaç uygulamasını sürdürmeye kararlı olan SSK ile sözleşme yenilemiyor
GÜNDÜZ İMŞtR
SSK'nın esdeğer iJaçlardan en ucuz olarunı aJ-
maya yönelik uygulamasına karşı, 21 ilaç şirke-
tinin ilaç ahm sözleşmelerini iptal etmesmden
sonra başlayan gerginlik tırmanıyor.
SSK'nın uygülamayı sürdürme konusunda
ısrarlı tutumu üzerine. ilaç şirketleri arasında
gruplaşmalar başladı. İlaç üretimi ve satışında
ılk beşe giren Roche, Fako, Eczacıbaşı, Pfızer ve
Abdi İbrahim'in de aralannda bulunduğu 21
şirket, sözleşmelerini yenilememe karan aldı.
Bayer, Schering, Knoll, Hoechest, Yurtoğlu
gibi bazı firmalann ise sözleşmelerini yenilemeyi
düşündükleri öğrenildi. Bu arada uygulamaya
şiddetle karşı çıkan Eczacıbaşı ve Abdi İbrahûn
adlı şirkeüerin, SSK ihalesinden pay kapmak
için piyasadaki 'Losec' ve 'Apranax adlı ilaç-
lannın yerine. fıyatlan yüzde 90 daha ucuz olan
aynı etken maddeli 'Prosek' ve 'Synflex' için
ruhsat aldıklan ortaya çıktı.
SSK ile ilaç şirketleri arasında İJCUZ ilaç' ge-
nelgesı nedeniyle çıkan anlaşmazlık boyutlana-
rak sürüyor. ilaç Endüstrisi Işverenler Sendi-
kası'nm sözJeşmelerini iptal ederken savladı-
klan "günün koşullan değişti ucuz ilaç vereme-
yiz" tezini, 'kara mizah örneğT olarak niteleyen
Izmir Eczaa Odası Başkanı Levent Kamacık,
ilaç işverenlerini 'yalan' söylemekle suçladı.
SSK'ya ilaç satırrunda şirkeüerin rahatsız ol-
duklan koşullan yine kendilerinin yarattığını
belirten Levent Kamacik. şu görüşe yer verdı:
"Bir kere 21 ilaç şirketinin kurumla sözleşme
imzalamalannın üzerinden henüz daha bir yıl geç-
medi. Sözleşmelerini iptal etmderine gerekçe ola-
4. Bölge Adana Eczacı Odası
Eczaalardan SSK'ya destek
ADANA (Cumburiyet Güney tlleri Bürosu)-
4. Bölge Adana Eczaa Odası, ucuz ilaç alımına
yöneldiği için ilaç şirketlerinin tepkisini çeken
SSK'ya destek verdi. Oda Başkanı Erdoğan Ço-
lak, "kamuoyunun tepkisinden ürken ilaç şirket-
lerinin SSK'ya 'tlaç sabnayacağız' diyerek pis bir
sa>aş açttğını" söyledi.
Erdoğan Çolak. düzenlediği basın toplantısın-
da ucuz ilaç alımı yapan SSK'nın 1993 yılında
2,5 trilyon ürayı kasasında tuttuğuna dıkkat çe-
kerek. "Bu durum, biz eczacılann yıtlardır vurgu-
ladığı 'ilaç fivatları şişiriliyor' gerçeğiıün somut-
lanması obnuştur. Bu olay, biz eczacılann, ilacın
asıl kullanıcısı olan halkın ve devletin büyük ölçü-
de zarara uğratıldığı gerçeğini ortaya koymuştur.
SSK'nın ucuz ilaç alım politikası gereği şirketler-
ce yaptlan büyük indirimler. yalmz SSK'nın değil
rüm halkunızın ucuz ilaç alabilmesi basınımızın ve
kamuoyufnuzun duvariılığı somıcu gerçekieşmiş-
tir" dedi. tlaç fiyatlannın şışinldiği. SSK'ya ucuz
ilaç satıldığı yolundaki haberlerin ardmdan bü-
yük ilaç şırketlerinin "SSK'ya ilaç satmama" ka-
ranna varmalannı eleştiren 4. Bölge Adana Ec-
zacı Odası Başkanı Çolak. şunlan söyledi:
"Kamuoyunida doğan haklı tepkilerden ürken
ilaç şirketleri birbirieriyle olan rekabetierini bile
unutarak biraraya gelip SSK'y a ilaç satmayacak-
ları tehdidiyle ucuz bir tavır sergilemişlerdir."
rak gösterdikleri "değişen günün koşuilannı' biz
de öşrenmek isteriz. İlaç Endüstrisi İşverenler
Sendıkası işine geldiğinde üsttine vazife olmadığı
halde hekimin avukatlığını üstleniyor, işine gelme-
diğinde de hekimin bile dışlandığı reçetesiz ilaç ve
ilaçta reklamı savunuyor. Işte bu örnekte degörii-
len çifte standart, örgütsel saygınlık kadar,
inanırlığı da yok ediyor."
Firmalann Sağlık BakanlığYna yüzde 20 fiyat
artışı için başvurduklan zaman da sözleşmelerini
iptal ettiklerine dikkati çeken Levent Kamacık,
SSK dışmdaki ihaleleler incelendiğinde de bu
oyunun diğer kurumlarda sürdüğünün görü-
lebileceğini vurgııladı.
İlaç işverenlerini. 'kamuoyunu, çıkarlan adına
yanıltmakla' suçlayan, İslanbul Eczaa Odası
Başkanı Mehmet Domaç da ilaç firmalannın
bazılannın kendi üretim birimlerinde SSK'ya
vermek için, kendi ilaçlannın eşdeğerini ürettik-
lerini söyledi. Doma.;, bir yandan ucuz ilaç üre-
tirken dığer yandan sözleşmeyi iptal etmenin bir
başka çifte standart örnegi olduğunu vurgulaya-
rak, şöyle konuştu:
"tlaç şirketleri kartel oluşturarak bir kamu ku-
nımunu şahsi çıkarlarına alet etmek istiyor. Bura-
daki ekonomik gerçek şu; SSK, 2,5 trilvona yakın
tasarnıf yapıyor, ilaç firmalarının da kasasına 2
trilyon az para girivor. 2,5 trijyon Sağlık Ba-
kanlığı'nın 1994 yılı bütçesine eşit. SSK ucuz ilaç
uygulamasından geri dönemez.'
Bile bile lades
Yurtoğlu İlaçlan Yönetim Kurulu Başkanı
Cengiz Yurtoğlu'da ilaç şirketlerinin, daha bir yıl
önceden 22.7.1992 tarihli SSK genelgesine göre,
eşdeğer ilaçlardan en ucuz olanının alınacağını
bıldiklerini belirterek. şövle konuştu:
"Genelgeyi de bildiğin halde 1993 tarihinde söz-
ieşme yapacaksın, sonra da yaptığın açıklamada
"sözleşmede bu uygulama yok' gerekçesiyle
1994'te sözleşmeyi yeniletneyeceğini söyleyecek-
sin. Bu 'bile bile lades" olayıdır."
İlaç şirketlerinin bazılannın, SSK ihalelerine
sokmak için fiyat düsürerek aynı etken maddeli
ilaçlar için ruhsat alaıklan öğrenildi. Eczacıbası
fırması "OmeprazoF etken maddeli 'Losec' adlı
ilacı için ilk olarak 20.6.1991 tarihinde başyurarak
ruhsat aldı. Fiyatını da 180 bin lira olarak ilan etti.
Aynı firma SSK'nın 'ucuz ilaç' genelgesinden
sonra aynı etken maddeden ürettiği 'Prosec' adb
ilaç için 28.6.1993 tarihinde yeniden Sağlık Ba-
kanlığına başvurdu ve bu kez de ilacın fiyatını
yakjaşık yüzde 100 daha ucuz olan 91 bin 200 lira-
ya indirdi. Yine Abdi İbrahim Firması etken
maddesi 'Naproxen sodyum' dan ürettiği 'Apra-
nax' adlı ilaa için 110 bin lira fiyat tespit etti.
BaKIErdodon
TTB,AdH
Tıp raporunu
inceliyor
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) - Aydın Emniyet Müdür-
lüğü'nde gözaltındayken ölen
Baki Erdoğan'la ılgıli Adli Tıp
Kurumu raporunu Türk Tabip-
ler Birliğı incelemeye aldı. Erdo-
ğan'ın avukatlan sonışturmayı
yürüten ıki cumhuriyet savcısı
hakkında Adalet Bakanlığı'nca
soruşturma açıldığını belirttiler.
Avukatlar, TTB'nin vereceği ra-
pora göre, olayı uluslararası
platforma götüreceklerini açık-
İadılar.
ÇHD, IHD. TTB temsilcileri
ile Erdoğan'ın avukatlan düzen-
ledıkleri basın toplantısmda,
Aydın Emniyet Müdürlüğü'nce
Söke'de düzenlenen- Dev-Sol
operasyonunda gözaltına alınan
Baki Erdoğan'ın gördüğü işken-
ce sonucu öldüğünü belirterek,
Adli T.p Kurumu'nun raporu-
nun gerçeği yansıtmadığını öne
sürdüler.
Basın toplanüsına kaülan Tür-
kiye İnsan Haklan Vakfı kuru-
culanndan Dr. Alpaslan Berktay
Adli Tıp Kurumu raporunun
gerçekle bağdaşmadığını belirte-
rek şunlan söyledi:
" önce suskunluk, sonra Tü-
berküioz', arkasuıdan beslenme
yetersizüğinden akciğer ödemi.
Başlangıçta düzenlenmesi gereken
sağlık raponı da yok. Dört dınar
arasında, avucunuzıtn icerisinde
gencecik bir insanın 10 gün icinde
hastalanıp ölmesini açıklaya-
mazsınız. Bu mızrak çuvala
sığmaz. Gözaltında işkenceden
öiüm baska nastl olur? Saydamlık
bu mu? İnsan Haklan Komisyonu.
tnsan Haklan Bakaniığı ne iş gö-
riir? Gözalti merkezleri neden de-
nenenmez? Bu çelişkiler devleti
töhmetten kurtarmaz."
Ramodan Ctiney
Nadir'in kefıli
davayı
kaybetti
EDİPEMİLÖV^VIEN
LONDRA - Asü Nadir'in Ara-
lık 1990 tarihinde tutuklanması-
nın ardından kefaletle serbest
bırablması amaayla 1 milyon
sterlinle kefil olan Kıbnslı işada-
mı Ramadan Güney, kefalet para-
sırun bir kısmını ödemeye mah-
kûm edildi. Ramadan Güney,
Nadir'in kaçışı öncesinde aldığı
bazı duyumtan gerekli makamla-
ra ilettiğîni. ancak önlem alınma-
dığını öne sürerek kefaleti öde-
mek istememiş. konu Yüksek
Mahkeme'de dava konusu ol-
muştu. Bunun üzerine 1 milyon
sterlin tutanndaki kefalet parası
650 bin sterline indirilmişü.
Ramadan Güney, dünkü du-
ruşmayı kaybederek 650 bin ster-
lin ödemeye mahkûm oldu. Bu
para 31 Ocak 1995'e kadar öden-
mediği takdirde iki yıl hapis ceza-
sı verilebiliyor. Güney, karara
itiraz etti. Konunun Temyiz
Mahkemesi'ne gitmesi, konunun
4 ay ile 1 yıl arasında sürünceme-
de kalması anlamına gelecek.
Asil Nadir'e kefıl olan Ayşegül
Tecımer ise 30 Temmuz 1993 ta-
rihindeki kefalet duruşmasına
katılmamış ve temsil de edilme-t
mişti. Tecimer de 500 bin sterlin'
tutannda kefalete imza atmıştı.
Duruşma sırasında Tecimer'in de
Güney"le aynj konumda olduğu,
kefaleti 18 ayda ödemediği tak-
dirde 2 yıla kadar hapis cezası
venlebileceği açıklanmıştı. Mah-
kemenin verdiği süre Ocak 1995'-
te sona erivor.
İnsan haklan
Enis Karadıınum toprağa veriMİstanbul Haber Servisi - Mafyanın önde gelen ısimlcnnden Enis
Karaduman'ın cenazesi dün Fatih Camii'nde kıhnan ikindi
namazından sonra ailesi, yakınlan ve arkadaşlannın katıldığı
törenle Edirnekapı'da toprağa verildi. Karaduman'ı öldürdüğü
savlanan Coşkun Mercan dün yakalanarak çıkartıldığı
mahkemede tutuklandı. Hendek'te geçen pazartesi gecesi bir
lokantada içki içerken, tartışüğı lokanta sahibi tarafından
öldürülen Karaduman için düzenlenen cenaze töreni sakin
geçti. Cenaze töreninde Karaduman'ın yakın aile dostlannın
çoğunlukta olduğu dikkati çekerken, amcası Ahmet
Karaduman, gazetecilerin gerçekleri yazmadığını belirterek
" Yanlış şeyler yazmaym. Adam gibi haberler olsun" şeklinde
uyanda bulundu. Fatih Camisi'nde kılanan cenaze namazının
ardından, cenaze konvo>unun önünc geçen ve taşıdıklan
pankartta "Alemin ve Karagümriik'ün kralı, ruhun şad olsun"
yazısından ve Karagümrük'e gelindiği sırada birbırlerine
•'Tamam. geldik abi. Tekbir getirelim" şeklinde uyan
yapmalanndan Karagümrüklü olduklan anlaşılan 15 kişilik bir
grup, Fevzipaşa Caddesi'ni trafığe kapatarak Edirnekapı
Mezarlığı'na kadaryürüyüş yaptı. Trafiğe kapatılan yoldan
Edirnekapı MezarlığYna getirilen cenaze burada toprağa
verildi. (Fotoğraf: AHMET ŞIK)
Köstepen, TÜRKSAT1 uydusunun düşmesi üzerine şok yaşadıklannı söyledi:
Ikinci ııvdıımayıs ayında atılacak
Ulaştırma Bakanı Mehmet Köstepen, dün akşam yurda
döndü. Köstepen, ikinci uydunun fırlatılabilmesi için iİk uy-
dudaki anzanın belirienmesi gerekriğini söyledi.
İSTANBUL (AA) - Ulaştır-
ma Bakanı Mehmet Köstepen,
"İkinci uydumuzu mayıs ayı
içinde uzaya göndereceğiz" de-
di. TÜRKSAT 1 uydusunun
düşmesi üzerine şok yaşadıkla-
nnı belirten Köstepen, kazanın,
ateşleme sisteminde meydana
gelen anza nedeniyle olduğunu
belirttı.
TÜRKSAT l'in uzaya fırla-
tılması için Fransız Guyanasf-
nda düzenlenen törene katılan
Köstepen dün akşam yurda
döndü. Atatürk Havaalanı'nda
gazetecilerin sorulannı yanıtla-
>an Köstepen,TÜRKSAT l'in
düşmesi üzerine şok vaşadıkla-
nnı söyledi. Atılıştan sonra ge-
çen 12 dakikalık süre içinde her
şeyin normal olduğunu belirten
Köstepen. uçuşun 173. kilo-
metresinde ateşleme sisteminde
meydana gelen anza nedeniyle
uydunun düştüğünü belirterek.
ikinci uydunun uzaya gönderil-
me işleminin 1-2 ay öne çekil-
mesi için girişimleri başlattıkla-
nnı söyledi.
İkinci uydunun fırlatılabil-
mesi için ilk uydudaki anzanın
belirlenmesinin gerekli olduğu-
nu kaydeden Köstepen, uydu-
yu yapan Ariane firmasının
dünyada kendini kanıtladığını
belirtti. Köstepen, "Baslatîlan
ve yapılan büyük projelere sahip
çıkmadığunız takdirde bir gün
gelir, bizim başlattıklanmız da
sahipsiz kalır" diye konuştu.
Işkence
yarasına
'merhern'
• AvrupaBirliği,
Türkiye İnsan Haklan
Projesine 560 bin dolar
yardımedecek. Bu
paranın işkence
görenlerin tedavisinde
kullanılacağı belirtildi.
ÜMİTOTAN
İZMİR - Avrupa Birliği'nin
Türkiye'deki İnsan Haklan
Projeleri'ne yaptığı 500 bin
ECU'luk (560 bin dolar) yar-
dım, işkence görenlerin yarası-
na biraz da olsa "merhenı"ola-
cak. Kendilerine düşen 100 bin
ECU'luk yardırnı bir ay içinde
alacaklannı belirten Türkiye
İnsan Haklan Vakfı (TİHV)
Genel Sekreteri Mahmut Tali
Öngören, "Bu parayı işkence
görenlerin tedavisinde kullana-
cağız" dedi. TİHV İzmir Tem-
silcisi Prof. Dr. Veli Lök de,
Türkiye'de insan haklan ihlal-
lerinin sürdüğünü, bazı kuru-
luşlann dayanışma içine girerek
yardımda bulunmasının doğal
olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği, topluluk üye-
si olmayan ülkelerde sivil eğiti-
min gelışimini desteklemek, de-
mokratik ilkelerin yerleşmesine
yardımcı olmak amaayla, Av-
rupa Komisyonu'nun oluştur-
duğu yeni bütçeden Türkiye'ye
de 500 bin ECU tahsis edıyor.
Türkiye İnsan Haklan Derne-
ği, Türkiye İnsan Haklan VakA
ile.Yerel Yönetim ve Demokra-
si İçin Dünya Akademisi lOO'er
bin ECU, Türkiye Çevre Vakfı
ile Ankara Üniversitesi fnsan
Haklan Merkezi 50'şer bin
ECU alıvor. Avrupa Birliği,
Türkiye'deki hükümet dışı ku-
ruluşlann vurtdışı konferansla-
ra katılmalan için ve geçen yılın
aralık ayında düzenlenen Hel-
sinki Vatandaşlar Asamblesi
genel kurulunun organizasyon
masraflan için de 50'şer bin
ECU verdı.
Türkiye İnsan Haklan Vakfı
İzmir Temsilcisi Prof. Dr Veli
Lök, "İnsan haklan ihlallerinin
tüm dünyada ortadan kaldınl-
ması lazım. İhlaller genelde de-
mokrasinin yara aldığı ülkelerde
daha çok görülüyor. Türkiye'de
bu ihlaller sürüyor. Bize de yar-
dım edilmesi, destek verilmesi
çok doğaldır" dedi.
YABANCI DİL "KONUŞULDUĞU ÜLKE'DE
İLE ÖĞRENİLİR
' EF Uluslararası Dil Okulları'nın
olanaklarından yararlanınl
* Dıl eğitinıinde 28 yıllık deneyiın,
* 10 ıılkede yılboyu eğıtıın vereıı ve resmı kurtımlarca onaylı 22 okul
* Türkiye'de kemiı ofısı ve personelı ile lıızmet veren ilk ve tek
yabaııcı dil okulları zıııcıri
* Ingiltere'de 12. Aınerıkada 24 haftahk yoğıın kursa katılaıilara
BEDAVA gidış dönuş uçak bılelı.
Hemen arayın, ücretaiz brofürümüzü isteyîn.
EF EĞİTİM LTD.
Mını Keınal oke Cad 9/4, 80200 Nışaııtaşı İstanbul
Tel: (0212)225 02 10 Faks: (0212) 225 46 92
AcenUlar: Ankara (0312) 440 72 67 İzmir: (0232) 421 86 94
İSTANBUL 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
1993 266Vasi
Hastalığı sebebıylc Alı Kemal Fettahoğlu'nun vesayet altına alınmasına ve Beşiktaş. Yeşlfıstık Sokak No 12 adresınde ıka-
met eden babası Mehnret Fettahoğlu'nun vası tayınıne mahkememızce 17 12 1993 tanhinde karar verilmıştır
tlanolunur 4 I 1994 Basın 988
ÖDÜNSÜZ MİLLİ DEMOKRATİK
DEVRIMCİ
KALPAKSIZ KUVAYIMİLLİYECİ
SHP Muğla İl Yönetim Kurulu Üyesi,
Muğla Merkez Yapı Kooperatifleri
Birliği Genel Başkanı,
ALİFERİDUN
CEYLAN'ı
amansız bir hastalık sonucu yitirdik.
Anısını ödünsüz yolunda yaşatmaya
devam edeceğiz. Yaşamı önder olacak.
Halkımızın başı sağolsun.
MUĞLA MERKEZ YAPI
KOOPERATİFLERİ BİRLİĞİ
YÖNETİM KURULU
ARAYIS
TOKTAMIS ATES
Mumcu'yu Anmak (2)
Kimdi Uğur Mumcu? Uğur Mumcu; "araştırmacı bir
bilimadamı", "araştırmacıbiryazarvegazeteci", "ateş-
li bir hatip ve siyasetçi" ve "iyi bir dost ve aile ba-
basıydı." Ve tüm bu özelliklerinin yanı sıra "yurtsever
bir devrimciydi", "Misak-ı Milli"c'\ydi.
Titiz bir araştırmacıydı. Ele aldığı her konuya kuşkucu
bir titizlikle yaklaşır ve sonuna kadar izlerdi. Ve sonunda
ulaşılabilecek "en doğru"ya ulaşırdı. Ve belki de bu ne-
denle biraz kesin hükümlüydü. Zor "suçlayan", ancak
bir kez suçladıktan sonra, kolay "bağışlamayan " bir ya-
ptsı vardı.
Milliyetçi ve yurtsever geçinenlerin çoğundan daha
milliyetçi ve yurtseverdi. Solcu ve Marksist geçinenlerin
çoğundan daha solcu ve Marksistti. Demokrattı. Ama
demokrasiden anladığı, halkın örgütlü bir "katılımının"
sağlanmasıydı. özgürlüklerin, sadece o özgürlükleri
kullanma olanakları olanlar için bir anlam taşıdığını bilir
ve savunurdu. ölesiye sevenleri olduğu gibi, kızanlan
da vardı. Sağda da, solda da, entel barda da...
Olayların üzerine giden biryapısı vardı. Hedefini belir-
ledi mi, gözü artık hiçbir şeyi görmezdi. Aksayan o nok-
tayı, kuyruğundan tutup çıkarana, "teşhir edene" ka-
dar...
Yaşarken de çok etkiliydi. Ama öldükten sonra çok da-
ha etkili oldu. ölümü çok daha etkili kıldı onu. Bu cinayeti
planlayanlar acaba, bu gelişmeleri tahmin edebilmişler
miydi? Hiç sanmıyorum.
Türkiye'nin son 10-15 yılı biz Atatürkçüler için kara bir
dönemdir, zor bir dönemdir. Topluma Atatürkçülük adı-
na öyle şeyler yutturuldu ki; rahmetli Nadir Nadi gibi bir
isim, "Ben Atatürkçü değilim" diye haykırmak zorunda
kaldı. isyanını bundan daha güzel bir biçimde ifade ede-
mezdi.
Devrimci özünden soyutlanan Atatürk, boş bir kalıp
gibi sunulmak isteniyordu topluma. Heykellere hapsedi-
liyordu Muslafa Kemal, betonlara hapsediliyordu. Dev-
rimler, özünden soyutlanınca, korunması istenen boş
kalıplara dönüyor ve "tutuculuk" Atatürkçülük ile eşan-
lamlı kullanılır oluyordu. Terörü engellemek için Islami-
yet'ten medet uman bu sözde "Atatürkçülerin" döne-
minde; Atatürk'ün kurduğu parti de kapatılmış, mirası
bile yağmalanmıştı. Çok zor günlerdi...
Biz Atatürkçüler, yitirilmiş bir savaşta, ellerindeki
mevzileri tutmaya çalışan inatçı, fakat umutsuz savaşçı-
lar gibiydik. O çok zor günlerde bizlere umut veren bir-
kaçyazardan biriydi Uğur Mumcu. Toplumumuzdaki'7/e-
rici-gerici"cepheleri iyi gören, yorumlayan ve "ilericili-
ğin" bayrağını elden yere düşürmeyen yiğit bir yazar,
dürüst bir Atatürkçü'ydü. Bizim sesimiz ve umudumuz-
du...
1. Meşrutiyete de, 2. Meşrutiyete de, Kurtuluş Savaşı-
mıza da, cumhuriyetimize de, 27 Mayıs'a da aynı heye-
can içinde sahip çıkıyordu. Yıllarca bu değerlere sahip
çıkan kimi yasaklı parti liderleri, oportünizmin batağında
27 Mayıs'ı karalarken bunu mahkum eden de Uğur
Mumcuydu. Celal Bayar'ın tabutu Kara Harp Okulu öğ-
rencilerine "çektirilirken" buna karşı çıkan da.
Nakşibendi tarikatı üyelerinin iktidar olduğu Türkiye'-
de, tarikatların üzerine hangi cesaretle gittiyse; terörün,
silah kaçakçılığı ve mafya bağlantısmın üzerine de aynı
cesaretle gitti. Şortla askeri kıta teftiş etmenin, gazino-
larda şarkıcılara eşlik etmenin "halkçılık" olmadtğını
yazan da oydu, "devrimci" olmanın ne demek olduğu-
nu, kendini bilmezferin suratlarına çarpan da...
Üzerimize bir "ölü toprağı" serpilmiş gibiydi. Atatürk-
çü "potansiyel", bir türlü enerjiye dönüşemiyordu... O
uğursuz bombaya kadar...
Patlayan bombayla birden toplum derinden derine
sarsıldı. Orada-burada çoban ateşleri gibi parıldamaya
çalışan enerji, patladı. O çoban ateşleri, önünde durul-
maz bir yangına dönüştü. Yürekleri kasıp kavurdu.
Silkindi insanlar. Yıllardır susmanın, yıDardır susmak
zorunda bırakılmanın acısıyla, bu acının birikimiyle hay-
kırdılar. Seller gibi Ankara'ya aktılar. Yüzbinlerce yürek,
tek yürek gibi çarpmaya başladı. Yüzbinlerce yumruk,
tek yumruk oldu. Yüzbinlerce gırtlak tek ses oldu: Uğur-
lar ölmez...
Elbette ölmez Uğurlar. "Benim herparçamdan binler-
ce Uğur çıkacaktır", diyen bir Uğur ölür mü hiç? O yağ-
murlu vekarlı gündebuldukları her türlü vasıtayla Anka-
ra'ya koşan yüz binler, sadece son bir görev yapmak
için gitmediler Ankara'ya. Sadece Mumcu'ya olan sevgi
ve saygılarını göstermek için, bir karanfil atmak için dol-
durmadılar meydanları. "Var olduklarını" göstermek
için koştular Ankara'ya. "Vardık, varız ve var olacağız"
diye haykırmak için doldurdular meydanları...
Ürperdi insanlar. Kimileri korkuyla ürperdi. Elbette
korkacaklar, korksunlar. Kimileri heyecanla ürperdi.
Acı, heyecan, umut ve kızgınlığın taşırdığı gözyaşlarını
koyuverdiler. Çoğu, gözünün yaşardığını bile yakınla-
rından saklayan bu insanlar; katıla katıla, haykıra haykı-
ra ağladılar. Hem yitirdikleri Uğur Mumcu'ya hem ka-
zandıkları güven ve inancın bu ağır bedeline...
Ve aradan tam bir yıl geçti. Ne çabuk geçiyor zaman
ve ne yavaş geçiyor. Ve insanı güzelleştiren her türlü
duygusallık ve heyecanlarımızı bir kenara koyduğumuz
zaman. bugün de aynı şeyi görüyoruz ve aynı şeyi söy-
lüyoruz: Uğur Mumcu yaşıyor ve yaşayacak...
İşçüeralacaklmiçinyürüdü
İstanbul HaberServisi - Gaziosmanpaşa Belediyesi'nde, yedi aydır
maaş, ikramiye ve zorunlu tasarnıf alacaklan ödenmeyen işciler
dün yürüyüş yaptı. Küçükköy'de bulunan Fen İşleri
Müdürlüğü'nün önünden Gaziosmanpaşa Beledıyesi'nin önüne
kadar yürüyerek gelen işciler, "Sadaka değil, ödenmeyen
maaşlarımızı istiyoruz" yazılı bir pankart açtılar. Zaman zaman
"tşçiler el ele.^enel greve", "Başkan istift", "Yedi ay oldu, maaşlara
ne oldu?", '4
Ucretsiz köleliğe son" şeklinde sloganlar atan işcilerin
yürüyüşü sırasında polisler, yürüyüş kortejinin yanında ve belediye
binası önünde geniş güvenlik önlemleri aldı. Fen İşleri
Müdürlüğü'nün Önünden yürümeye başlayan yaklaşık 3 bin 200
işçi, alkışlı sloganlarla belediye binası önünegeldikten sonra
Belediye lş Sendikası Genel Sekreteri Kasun Yorulmazbaş bir
konuşma yaptı. Gaziosmanpaşa Belediyesi'nde çalışan 763 işçinin
yedi aydır ödenmeyen alacaklannın toplam 25 milyar liraya
ulaştığını belirten Yorulmazbaş, "Hayat pahalılığının her geçen gün
katmerieştiği ülkemizde, sorunlanmıza bir de alamadığımız
maaşlanmızeklenmiştir"dedı (Fotoğraf: AHMET ŞIK)