Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 OCAK1994 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOM 11
Dönya
Gûmpök Günû
• AJNKARA (Cumhuriyet
Birosu) - Merkea Brüksel'de
bulunan Gümrük İşbirliği
Konseyi'nin 1953yılında
aldığı bir lavsiye karanyla
kutlanması kararlaştınlan
"Dünya Gümrük Günü"nün
41.'siAnkara'da düzenlenen
"Başmüdiirler Toplantısf'yla
kutlandı. Devlet Bakanı Ali
Şevki Erek, 8500personelleen
zor şartlarda ve her türlü
sıkıntıya göğüsgererek
hizmet verdilderini
belirttı.Erek, ABılegümriik
biriiği mevzuatıru düzenleyen
yasa tekJiflerini de mayısa
kadar Meclis'e sunacaklannı
bildirdi.
Yaünmlap
yavaş• ANKARA (AA)-DPT-
nin, özel takibe aldığı ve
proje değerleri toplamı 316
trilyon 29 milyar lirayı bulan
94önemliprojede, 1993
eylülü itibanyla yüzde 31.8
nakdi gerçekİeşme sağlandı.
DPT'nin hazırladığı. 1993
yılırun ocak-eylül aylannı
İcapsayan önemli projeler
raporuna göre kamu
sektörünün 4.377 adet olarak
belirlenen çeşitli sektörlere
ait projelerine geçen yılın ilk 9
ayında 74 trilyon lira
harcama yapıldı.
ŞİRKETLERDEN
• EUROCREDITTürk
Fransız Ticaret Bankası, üç
aylık dönemde 20 milyar lira
karetti.Ali Rıza
Çarmıklı'nın FransızJarla
ortaklaşa kurduğu banka
eylül ayında faaliyete
geçmişti
^ BRAY
işletmelenne ait
tüm deniz
taşıtlannı 300
milyar TL teminatla güvence
aJtına aldı.
• MICROSOFT 27-30
Oçak tarihleri arasında
TÜYAP'ta düzenlenen
Bürodata Softex'94.10.
Bilgisayarve Bilgisayar
Yaalımlan,
Telekomünikasyon Büro
Makineleri ve Malzemeleri
Fuan'na katılıyor.
• ŞEKER
SİGORTA,
Gotex'in 1994
yaz defilesini 2
milyar 100
milyon TL karşıbğı teminatla
güvence altına aldı.
•ODAK LTD.ŞTİ.Bayiler
toplantısı 15-17 Oçak
tarihleri arasında İzmir
Pulman Otel'de
yapıldı.Odak Ltd., Sharp
Corporation"un Türkiye
mümessilliğini sürdürüyor.
• VESTELŞirketler
topluluğunun reklam
kampanyalannı yeni yıldan
itibaren Medina Turgul
Reklam Ajansı üstleniyor.
^ • •LMVER-
SAL
SİGORTA,
1992yıbnda
35.4 milyar lira
olan prim üretimini yüzde
233 oranında arttırarak 82.7
milyar liraya çıkarttı.
İSO'nun aylık toplantısında ekonomideki sıkıntılar ve para politikalan değerlendirildi
Sanayiciler1ıüküıııetitopatııttıı
Ekonomi Servisi- Sanayiciler.
hükümeti yanlış para politika-
lan izlemek ve buna bağlı olarak
yatınm yapümasını engellemek-
le suçladı.
Ekonomideki sıkıntılann ele
abndığı İstanbul Sanayi Odası'-
nın (İSO) 1994'ün ilk meclis top-
lantısında hükümet ağır bir dille
eleştirildi.
Sanayirinin ve imalat sektö-
rünün, günümüz şartlannda
ekonominin lokomotifi ve tek
çıkış noktası olarak değerlendı-
rilmesi gerektiği vurgulanan
toplantıda kontrol altına alına-
mayan dolarla, rotasından çı-
kan faiz oranlanyla yeni yatı-
nmlara kesinlikle girişilemeye-
ceğı ve sanayinın durma nok-
tasına geldığı anlatıldı. Yeni ver-
gi yasasını ve teşvik sıstemini
şiddetle eleştiren meclis üyeleri,
gümrük biriiği öncesınde 94'ün
kaybedilmemesi gereken önemli
bir yıl olduğunu kaydederek hü-
kümetten hesap sorulması ge-
rektiğini söylediler.
Ekonomide yavaşlama
Toplantıya konuk konuşmacı
olarak katılan Dr.Öztin Akgüç
ekonomide geçen yılın kısa bir
değerlendirmesıni yaptı. 1993
yılında hızlı bir büyüme ya-
şandıgını. programda yüzde 5
olarak hedeflenen büyüme hı-
anın yıl sonunda yüzde 7'lere
ulaştığını kaydeden Akgüç.
1994 yılında ekonomide yavaş-
lamanın hedeflendiğini belirtti.
Dr. Akgüç sözlenni "Ekonomi-
de hızlı büvümeleri duraldamalar
İstanbul Sanayi Odası'nın meclis toplantısında hükümet ağır bir dille eleştirildi.
İSOeski Başkanı Memduh Hacıoğlu "Hükümetlerekonomiyi iyi idare edemezler savı yanlış. Hükümet-
ler ekonomiyi hiç idare edemezler. İstedikleri kadar harcama yapacaklar,içeride ve dışanda istedikleri
kadar borçlanacaklar, istedikleri kadar para basacaklar, sonra da durum çok kötü deyip bizden
istedikleri kadar vergi alacaklar" diye konuştu.
Dr. Öztin Akgüç: Hızlı büyü-
me v a\ aşlama) ı geririr.
Hüsamcttin Kavi: Vergi ta-
sartsı sanayici) i vurdu.
Memduh Hacıoğlu: Hükümet- Sakıp Sabancı: Türkiy e yine
ler ekonomi)i idare edemezler. secim havasına sokuldu.
izler"diye sürdürdü.
1993 te ithalat yüzde 28 artar-
ken.ihracatın sadece yüzde 1.6'-
lık bir artış gösterdiğini, aradaki
büyük farkın ıse yıl sonunda dış
ticaret açığını yüzde 79'lara yük-
selttığını belirten Akgüç. 94'te
beklenen durgunluğun ithalat
rakamlannı düşürebıleceğini
sözlerine ekledi.
Seçim politikası
İSO meclis toplantısında söz
alan dığer konuşmacılann hü-
kümetın ekonomi politikası
hakkındakı tıörüsjeri şöyle:
HtSAMETTİN KAVİ
(İSO Başkanı) "Yaklaşan yerel
seçimler ve uygulanmaya başla-
nan seçim politikası, ekonomik
meselelerin önüne geçecektır.
Terör gündemini koruyor.
Sanayiciye darbe vuran bir vergi
tasansı Meclis'ten geçti. İMKB
kendi gerçeklerinin ötesine gidi-
yor ve biz rotasından çıkan faiz
oranlanyla karşı karşıyayız.
Biz Türkiye'nin özel sektör
imalat sanayiinin yüzde 50"sini
oluşturan bir oda olarak ya-
şadıgımız sıkıntılan gündeme
getiren bir rapor hazırladık ve
Ankara'da ilgili mercilere gön-
dererek görüşlerini aldık. Milli
geliri arttırmanın yolu, sanayiyi
arttırmaktan geçer. Rekabet için
üretim ve sanayi teknolojisinin
yenilenmesi gerektiği de bir ger-
çek. Ama ya biz anlatamıyoruz
veya onlar anlamak istemiyor-
lar."
MEMDVH HACIOĞLU
(İSO eski başkanı) "Daha önce
dövıze dayalı iş yapmanın riski
yoktu. Şimdi ise, yaşanan para
depreminden sonra uygulanan
yüksek faiz politikasına rağmen
dövizdeki fren tutulamıyor. Hü-
kümetler ekonomiyi iyi idare
edemezler savı yanlış. Hükümet-
ler ekonomiyi hiç idare edemez-
ler. İstedikleri kadar harcama
yapacaklar.içeride ve dışanda
istedikleri kadar borçianacak-
lar, istedikleri kadar para basa-
caklar. sonra da durum çok
kötü deyip bizden istedikleri ka-
dar vergi alacaklar. Bu yanbş.
Hükümet faahyetlerinde kısı-
tlanma yapılmasına yönelik
baskı yapmamız gerek."
SAKIP SABAJVCI (Sana-
yici \e işadamı) "Türkıye. bele-
diye seçimleri nedeniyle yine se-
çim havasına sokuldu. Yine po-
litika ekonominin önüne geçti.
Bu gidişle ne enflasyon düşer ne
de faizler. Her seçim sonunda
politikacılann vergi affına alı-
şanlar vergi vermeyince. vergi
verenler saf duruma düşüyor."
Mevzuat değişikliğiyle 'kısıtlama' beklentisi yatınmcıyı harekete geçirdi
Teşvıkçi elini çabıık tııttıı• Aralık ayında. teşvik
belgesi almak amacıyla
tam 108 trilyon lira
tutanndaki yatınm için
Hazine'ye başvuru
yapıldı. Aralıktaki
başvurular, yılın ilk on
bir ayında teşviğe
bağlanan yatınm
tutanna erişti.
ANKARA (ANKA) - Aralık
ayında teşvikli yatınm başvu-
rulannda patlama yaşandı. Yeni
teşvik mevzuatı yûrürlüğe girme-
den belgesini almak isteyen
yatınmalar, yoğun biçimde Ha-
zine'ye başvurdu. Bunun sonu-
cunda, yalnızca aralık ayında
başvurusu yapılan yatınmlann
tutan, yıbn ilk on bir ayında teş-
vik kapsamına abnan yatınmlar-
la >aklaşık aynı düzeyde gerçek-
leşti.
Arabktaki başvurularda teşvik
belgesi alınmak istenen yatı-
nmlann tutan 108 trilyon liraya
ulaştı. Bir ayda 972 belge için başvuruldu.
Geçen yılın ilk onbir ayında ıeş\ik belgesıne
bağlanan yatınm tutan ise 111.4 trilyon lira
oldu.
Haane vetkililen, yaünm teşviği almak
için vapılan başvurulardaki bu artışı. yeni
mevzuat değişikliği sonucu teşviklerde kısı-
tlamaya gidileceği kuşkusuna kapılan
yatınmalann. elini çabuk tutma gayretıne
bağlıyor. Olayın psikolojik yönüne dıkkat
Hayvancılık sektörü de istediğini aldı
ANKARA (AA) - Besıcıvı desteklemek ve
hayvancılığıkalkındırmakamacıyla. kırmızıet
üretim teşvik pnmı. bu yıl kg başına 400 liradan
4000 liraya çıkartıldı. Aynca 15 bin baş damızlık
süt ineği ithal edilerek sübvansiyonlu olarak
besiciye dağıtılacak.
TanmveKöyişleri
Bakanlığı'nın Resmi
Gazete'de yajimlanan
tcbligine göre Yüksek
Planlama Kurulu
(YPK) karan uyannca.
Et ve Balık Kurumu ıle
2678 sayılı kanuna göre
" kurulmuşözel
kombınalarda. besıaler
tarafından yaptınlacak
kesımlerde, ka başına
4fX)01ırakrmıızıet
üretim teşvik primi
verilecek. Bu kuruluş-
larda yaptınlacak fason
kesımlerde ise teşuk
pnmı kg başına ) 000 TL
olarak ödenecek.
K.ınmızı et teşvik pnmleri, Geliştirme ve
Destekleme Fonu'ndan sağlanacak finansman
ileZiraat Bankası tarafından yapılacak. Bu yıl
başından önce düzenlenen ve kaynak yokluğu
nedeniyle ödenemeyen et teşvik pnmleri ise kg
başına 400 lira olarak
ödenecek. Karar
doğrultusunda, bu yıl
300 bin ton eün üretimin
teşMk edilmesi ve toplam
1.2 trilyon lira prim
ödenmesı öngörülüyor.
Kırmızıet teşvik
primınin 400 liradan
4000 liraya yüksel-
tilmesine, kaynak
yokluğu ve primden
yararlanmak için küçük
hayvanlann da kesime
getirileceği. dolayısı> la
kuzu-buzağı katiiamı
yaşanacağı gerekçesiyle,
Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı karşı
çıkmıştı.
çeken yetkılıler. önceki yıllarda da benzer du-
rumlann yaşandığını hatırlatı>orlar.
Geçen yılın ilk on bir ayında 2 bin 74 teşvık
belgesi kapsamında. toplam 111 trilyon
408.3 milyar liralık yatınm teşviğe bağlandı.
Söz konusu projelerdeki sabit yatınm tutan
98 trilyon 368.7 milyar bra düzeyinde bulu-
nuyor. Toplam 5 milyar 308.2 milyon dolar
tutannda dövız kullanımı öngörülen vatın-
mlar tamamlandığında 124 bin 342 kişılik is-
tihdam \ara[ılacak.
Ocak-kasım döneminde teşvik belgesine
bağlanan yatınmlann 78 trilyon 597 milyar
liralık bölümü imalat sanayiine yönelik bulu-
nuyor.
Bunun da 33 trilyon 350 milyar liralık kıs-
mını dokuma ve giyim yatınmlan oluşturdu.
İmalat sanayiinde. aynca çimento, taşıt ve
madeni eşya, en çok yatınm gerçekleştirile-
cek ait sektörier olarak beürlendi.
YAZAR
MUSTAFA OZYLiREK
Mali Müşavirler Odaları Biriiği Başkanı
Kayıt dışı ekonomi ve götürü vergileme
VAKIFBANK
Evkadınlanna
düşükfaizliiş
knodisi
• Halk Bankası'ndan
sonra Vakıfbank da 2
yıla kadar vadeli 50
milyon liralık ev kadmı
kredisi başlattı.
ANKARA
ı (Cumhuriyet
Bürosu)
Vakıflar Ban-
kası kendi işi-
ni kurmak isteyen ev kadın-
lan için 2 yıla kadar vadeli
50 milyon liralık "Ev Kadın-
lan kredisi" uygulaması
başlattı.
Vakıfbank"tan yapılan ya-
zılı açıklamaya göre ev
kadınlannın yararlanacağı
kredi 3 aydan 24 aya kadar
vadeli olacak.
Verilen kredi 3 a> öde-
mesiz-aylık taksitlerle
ödemeli, 3 ay ödemesiz 3'er
aylık dönemlerle ödemeli ve
aylık taksitlerle ödemeli ola-
cak. Alınacak krediye, 3 ile
12 ay arası vadelerle yüzde
5.50, 12 ile 18 ay arası vade-
lerde yüzde 5.60, 18 ile 24 ay
arası vadelerde yüzde 5.70
oranında aylık faiz uygula-
nacak.
IŞÇEMN EVREN1NDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
BukalemunBirinden birini dinlemiş olmalısınız. Birkaç kanalda bir-
den aynı akşam, Kadıköy Belediye Başkanlığının DYP
adayı sanatçı Banş Manço ile yapılmış söyleşiler vardı.
Sanatçı popülaritesi, çok büyük bir reklam kampanyasını
birlikte sağlamış oldu. Partilerin de sanatçı aday çıkarma-
da yarışmalarınm başkaca bir nedeni yok. Yöneltilen so-
ruları yanıtlarken, içtenlikle, ancak hepimizin tüylerini ür-
pertmesi gereken bir açıklaması oldu. Neden DYP sorusu-
na, "Sen/DV'Pçaö'/'d;"yanıtını verdi.
Siyasi parti programı, ilkeleri falan diye ortada bir kav-
ram yok. Fark etmiyor. Sadece sanatçı aday Banş Manço
için mi? Dalan'ın durumu daha da vahim. Üstetik o yıllann
siyasetçisi. Yıltardır solda önde, sosyal demokratlıkta sim-
geleşmiş isimler ANAP'ta. Mankenler Refah'ta. Faizi ha-
ram ilan eden Refah Partisi'nin çok önemli bir para kaynağı
da faiz geliri. Sadece partililer, siyasetçiler arasında mı?
Seçmenler arasında da bir partiden bir diğerine kayıp gi-
denler, bir seçimden bir diğerine zıt partilere oy kullanan-
lar çoğunlukta. Ne oluyor?
Türkiye'de herkes bukalemun gibi renkten renge, kimlik-
ten kimliğe, bir değer yargısından bir diğerine akıp gidiyor.
Toplum olarak değerler, kafa kaımaşası krizine yaka-
lanmış bir haldeyiz. Yıllarla çok önemli ilkelerin sahibi ola-
rak gördüğünüz, tanıdığınız bir insan, bütün savunduk-
larının, söylediklerinin tersini yapıyor.
llkesizlik, değer yargıları kaımaşası öyiesine boyutlandı
ki işçinin çıkar örgütünün başındaki sendikacı, işverenden
rüşvet alıp işyerinin sendikasızlaştırılmasında doğrudan
rol alıyor. Haksız rekabet nedeni ile bundan zarar gören,
işyerinde sendika olan işveren buna karşı çıkıyor. Sadece
laikliğin değil, insan haklarının, demokrasinin düşmanı şe-
riat düzenini savunanlar ya da ona kucak açanlar, demok-
reısi, insan hakları sözcüklerini ağızlarından düşürmüyor.
Bireysel ilişkilerimizdeki bu yozlaşma, bukalemuna ben-
zeme hali doğal olarak bütün örgütlenmelerimize çok
daha çarpık yansıyor. Aynı partinin bir mılletvekilı bıryana,
diğeri başka yana çekiyor. Ali UM'nin Demirel ve Çiller'in
birbirine sırtını çevirmiş ters yöne yürüyen karikatürünü
yaşamın ne kadar çok alanına ve ilişkilerine uygulayabili-
riz. Roller ve partiler çelişkisi seçimierde sadece kime ve
hangi partiye oy verileceğini değil, oyun ne anlama geldi-
ğini de karıştırdı. Şimdi uygulaması ile ûzal'ı taklit etmeye
çalışan Tansu Çiller DYP'nin Genel Başkanı kimliğini ger-
çekten taşıyor mu dersiniz? Demirel ile Mesut Yılmaz, hele
de istanbul Belediye Başkanı adayı İlhan Keskrf arasında
daha büyük bir yakınlaşma yok mu?
Bu bukalemun halin bir de çok ağır, olumsuz bedeli var
elbet. SHP'nin bir kısım milletvekilleri ve çoğunluk örgütü
özelleştirmeye karşı çıkar, PTT'nin Tsinin özelleştirilme-
sini engellemek üzere Danıştay'a dava açmışken, Hükü-
met içinde PTT'nin T'sinin satılması anlaşması yapılabili-
yor. Koalisyonun devamı adına, özellikle de memurların
sendikal haklarının ve ücret artışının biraz daha artması
adına böylesi bir anlaşmanın yapıldığı söyleniyor. Sonra
bir bakıyorsunuz memurların sendika haklan için bir garip
noktaya gelinmiş. Memurların sendika hakkının seçim
sonrasına atılmasını, gündem dışına düşmesini sağlaya-
cak bir formül bulunmuş.
Memurların sendikal hakları ile devlet personel rejimi
arasında ilişki kurulmasını sağlamak üzere bir komisyon
oluşturulmuş. Hükümet bu ilişkiyi daha önceden bilmiyor
muydu? Bizim bildiğimiz daha önceden yapılmış kaç tane
çalışma var. Tabii ki neden. yeni bir durumun keşfedilmiş
olması değil. Tansu Çiller ve DYP'nin önemli bir kanadı
memura sendika hakkı istemiyor. Seçim zamanı bunu söy-
leyecek halleri yok ya? Yani son aşamada, eli kulağında bir
hava verilerek zaman kazanılmak isteniyor. Sonra eli ku-
lağında pek çok işin yatması, unutulması gibi, memurun
sendika hakkı da rafa kalkacak.
Seçim günleri biraz daha kızışsın, bu kez işçinin çıkar-
larını korumak ve siyasete bu doğrultuda ağırlığını koy-
makla yükümlü sendika liderlerimizin ne saçmalıklarına,
sınıfa ihanetlerine tanık olacağız. Türk-İş sözde işçi çıkar-
lannı kollama adına koalisyon ortaklarının karşısında olma
sinyalleri verdi. Pek çok sendika liderinin ANAP'la çok sıkı
fıkı bir flört ilişkisi içinde olduklarını duyuyoruz. Anımsıyor
musunuz? ANAP'ın sadece Özal'lı dönemi için değil, Me-
sut Yılmaz'lı dönemi için de Türk-İş'in ret kampanyalan ka-
rarları ve eylemleri vardı. 1964 sonrası gerçekten de işçi
hakları düşmanlığı yapan ANAP iktidarları, muhalefette mi
işçi çıkarlarının, sınıfının yandaşı oluverdiler.
Insanların ve örgütlenmelerin bukalemuna benzemesi
sadece çok çirkin değil, insana ve topluma çok büyük za-
rarları var. Orneklemeyi sürdürürsek, sayfalar almaz. En
iyisi bu çok zararlı kimlik kaybından, kafa karmaşasından,
ilkesizlikten, hastalıktan kurtulmak için hep birlikte çaba
göstermeye başlasak.
_ , _ . ükümetin çıkmasına çok önem ver-
ğ ğ diği son vergi yasasının temel amaç-
' m~~m lanndan biri de götürü vergilendir-
M M menin kapsamını daraltmak ve bü-
yük kentlerde kaldırmaktır. Başba-
kan ve hükümet yetkılileri, çağdaş ve etkın bir
vergi sistemine ulaşabilmek için götürü vergi-
lendirmeyi, büyük şehırlerden başlayarak kaldı-
racaklarını sürekli itadeetmişlerdır.
Çağdaş gelir vergilerinde mükellefin (vergi
ödeyen) çeşitli kaynaklardan elde ettiği kazanç-
ların beyan edilmesi ve böylece tespit edilen ge-
lir üzerinden müterakki (artan oranlı) tarifeye
göre vergi alınması esastır. Beyan sistemi deni-
len bu temel ilkeden, ülkelerin şartlarına göre
bazı sapmalar olabilir.
Türkiye'de 1950 yılında uygulamaya baş-
lanan, çağdaş bir yasa olan, Ge-
lir Vergisi Kanunu'ndada beyan
sistemi esas ahnmakla birlikte, o
günün koşullannda 'götürü' usu-
le de yer verilmiştır. Götürü
usulde, mükellefin vergiye tabi
geliri, yasada belirtilen ölçülere
göre defter ve belgeye dayan-
madan tespit edilmektedir. Yü-
rürlükte bulunan Gelir Vergisi
Kanunu'na göre götürülüğün
genel ve özel şartlarını taşıyan
mükelleflerin kazançlan, asgari
işçi ücretinin %15ila %140'ı ola-
rak tespit edilmektedir. Mükellef az da kazansa
çok da kazansa, zarar da etse takdiri olarak tes-
pit edilen bu kazançlar üzerinden Gelir Vergisi
ödemektedir. Götürü mükellefler, büyük şehir-
lerdederecelerinegöre 1993 yılı için 1.625.000ila
15.728.000 TL arasında vergi ödeyeceklerdir.
Götürü vergi, gerçek geliri kavramayan
haksız bir sistemdir. Aynı gerçek kazançların be-
lirlenmesinin temel araçlarından olan belge ve
kayıt düzenini bozan, bu nedenle, kayıt dışı eko
nomiye yol açan bir sistemdir.
Gelir Vergisi'nde istisnai olarak başvurulması
gereken götürü vergilendirme, çeşitli tavizler
nedeniyle temel sisteme dönüşmüştür Gerçek
usulde vergilendirilen 1.917.447 adet mükellefe
karşılık 1.010.432 adet götürü mükellef vardır
Hükümet 26.12.1993 gün ve 3946 sayılı Vergi
Yasası ile götürülüğü kaldırma konusunda
TBMM'den yetki almış ve bu yetkısine dayana-
Hükümetin. hukuk
kurallannın
çiğnenmemesi için
götürü mükelleflerin
gerçek usule
geçirilmesi karannda
ısrar etmesi
gerekmektedir.
rak Ankara, İstanbul ve İzmir ıllerinın buyuk şe-
hir belediye sınırları içinde götürülüğü geniş öl-
çüde kaldırmıştır Hukumetin karan. kamuoyun-
da kayıt dışı ekonomi ile mücadelede bir adım
olarak değerlendirilip onaylanmıştır Daha son-
ra esnaf odalarından gelen tepkı uzerıne. hükü-
met. gönüllü olarak göturulukten gerçek usule
geçenlere, üç yıl süreyle hayat standardının
yarısının uygulanması olanağını tanımıştır.
Önemli olanın götürü mükellef sayısını azalt-
mak, böylece belge ve kayıt düzenine işlerlik ka-
zandırmak. kısaca, kayıt dışı ekonomi ile muca-
dele etmek olduğu düşüncesiyle, hükümetin
sağladığı bu kolaylık, anlayısla karşılanmıştır.
Ancak daha sonra, hükümet, götürülükten
gerçek usule geçme konusundakı kararından
vazgeçtığini ve gerçek usule geçenlerin tekrar
götürü usule dönebileceklerıni
ilan etmıstir Bu noktada, kamu-
oyunda önemli kuşkular doğ-
muştur. Öncelikle vergi kanun-
larını çıkarmada kararlı görü-
nen hükümetin, tepkiler karşısı-
nda gerilemesi, çıkardığı karar-
nameden geri dönmesı, devlete
duyulan güveni sarsmıştır
fkinci olarak, TESK yöneticile-
ri dahil, tüm çevrelerde kabul
edilen ve daha önce resmen ifa-
de edilen, büyük şehirlerde gö-
türü sistemin kaldırılması konu-
sunda oluşan genel mutabakata rağmen, göste-
rilen tepkileri ve verilen tavizleri anlamak müm-
kün olmamışör.
Kanunun bir önemli yanı da, 26.12.1993 gün ve
3946 sayılı yasanın 11. maddesine göre, herhan-
gi bir şekilde gerçek usulde vergilendirilen mü-
kellefler, bir daha hiçbir şekilde götürü usule dö-
nemezler. Yasanın bu açık hükmü karşısında,
Ankara, İstanbul ve Izmir'de gerçek usule geçen
mükelleflerin, götürü usule döndürülmesi huku-
ken olanaksızdır. Bir hukuk devletinde yaptım,
oldu' anlayışına yer olamaz
Hükümetin vergi sistemini iyileştirmek, kayıt
dışı ekonomiyi daraltmak konusundakı ka-
rarlılığına gölge düşmemesi ve en önemlisi hu-
kuk kurallarının çiğnenmemesi ıçın Ankara,
istanbul ve Izmır'dekı götürü mükelleflerin ger-
çek usule geçirilmesi karannda ısrar etmesi ge-
rekmektedir.
AB ile Gümrük Biriiği arifesinde Türkiye'nin en güçlü sektörleri de teşvik istiyor
Tekstilciler bile ağlaıııaya başladı
• Avrupa Birliği'ne
Çin'den sonra en büyük
ihracatı gerçekleştiren
Türk tekstil ve
konfeksiyon sektörü de
gümrük birliğiyle rekabet
gücünü yitirme tehlikesi
yaşayan diğer sektörier
gibi hükümetten teşvik
bekliyor.
YAKLP BİLGE
Türkıye'nin en dinamik ve
rekabet gücü yüksek sanayi
kollanndan tekstil ve konfeksi-
yon sektörleri de 1995 yılında
AB ile girilecek gümrük birli-
ğinden zarar görmemek için
hükümetten teşvik bekliyor.
Toplam ihracat içinde yüzde
38'lik bir paya ulaşan tekstil ve
konfeksıyoncular. Avrupa pa-
zannda üstünlük sağlama şan-
sını korumak için teknoloji ye-
nilemenin kaçınılmaz oldu-
ğunu savunuyorlar. Onlara gö-
re bunun için de devlet desteği
şart.
İTKİB Yönetim Kurulu üye-
si ve Bozkurt Mensucat Genel
Müdürü Atilla Alptekin, Türki-
ye ile AB arasında gümrük bir-
iiği konusunda çözülmesi gere-
ken sorunlan. kurduklan Yön-
lendırme Komiteleri kanalıyla
çözmeye çalıştıklannı söyledi.
Alptekin, Gümrük Birliği'negi-
dilirken hükümetin yapması
gereken en önemli işin tekstil
sektörünün eskiyen üretim
araçlarının yenilenmesi için teş-
vik sağlanması olduğunu vur-
guladı. Alptekin, gctirilecek
böyle bir teşvik sisteminin AB'-
nın uyguladığı teamüllere de
Brüksel'depazarlık şimdiden başladı
CEM SEY
BRÜKSEL-Tekstil ve otomotiv sanayii sektör
temsilcileri, AB'den ortak yatrnmlar için
yardım talebinde bulunacak. Gümrük Biriiği
Yönlendirme Komitesi toplantısı paralelinde
temaslarda bulunmak üzere Brüksel'e gelen
Türk sektör temsilcileri. aynı
sektörlerin Avrupalı temsilcileriyle
de temaslaryapacak. Türkiye ile
Avrupa Biriiği arasında 1995 yılında
gerçekleştirilecek Gümrük Birliği'ne
hazırlık amaayla Belçika'nın
başkenti Brüksel"deki Yönlendirme
Komitesi toplantısı öncesinde. Türk tekstil ve
otomotiv sektörleri temsilcileri, AB
yetkililerine Türkiye'deki ve sektörlerindeki
durumu anlatıp acıklayıcı bilgjler verecekler.
AB'nin bu sektörlerdeki Türkiye'deki
gelişmeye nasıl yardımcı olabileceği
konusundakı görüşlerini
aktaracaklar. Yönlendirme Komitesi
toplantısına katılacak resmi heyetin üyesi
olmayan sektör temsilcileri. AB'den ortak
yatınmlar için yardım talebinde bulunacaklar.
Aynca aynı sektörlerin Avrupalı temsilcileriyle
de görüşecekler. Yönlendirme Komitesi
loplantısındaiseABKomisyonutemsilcilerine
Türkiye'de yapılan son ithalat
rejimi değişikliği hakkında bilgi
verilecek ve Gümrük Birliği'nin
kurumsal yapısı üzerinde görüş
alışverişinde bulunulacak.
Aynca Gümrük Birliği'nin
başlamasıyla birlikte Türkiye,
AB'nin ortak ticaret politikasını uygulamak
zorunda kalacağı için Türkiye'nin bu konuda
abnacak kararlara nasıl katılacağı tartışılacak.
Diplomatik kaynaklar. siyasi hassasiyeti olan
bu konuda henüz ciddi olarak üzerinde
dunılan herhangi bir formül bulunmadığmı,
ancak görüş alışverişi yapıldığı nı bildiriyorlar.
aykın olmayacağıru belirtti.
Alptekin, sektörün de kendini
daha rekabetçi bir ortama ha-
zarlamak zorunda olduğunu sa-
vundu.
Hükümet hazir değil
Akkanat Holding Genel
Koordinatörü Mustafa Boyacı
da siyasi boyutu dışında sektö-
rün Gümrük Birliği'ne hazır
olduğunu söyledi. Boyacı, bu-
gün AB'nin toplam ithalatında
9-9.5 olan Türk konfeksiyon
oranının gümrük biriiği ıle yüz-
de 20'ye çıkacağmı belirterek,
"Bu da konfeksivon Türkive've
vılda 5 mih ar dolar kazandıra-
cak demektir" dedı. Boyaa,
Gümrük Biriiği için gerekli
olan siyasi boyutun hükümetin
prosedürü yasallaştırması ile
tamamlanacağinı, bunun için
gecikilmemesi gerektiğini söy-
ledi.
Trakya İplik Genel Müdürü
Ertekin Assapoğlu da Gümrük
Birliği'ne giderken teşvik siste-
minin gerçekçi bir yapıya ka-
vuşturulması gerektiğini belir-
terek. "Bunun yanında ekono-
minin diğer göstergelerinin de
iyileşmesi gerekir. Bu kadar
yüksek enflasyonla bu tş uzun
süre jüriinıez" dedi. Assapoğlu,
bazı firmalann bu ortamda ya-
şama şansının olmayacağinı
vurgulayarak. "Ancak bu fir-
nıalar yaşamayacak diye Güm-
rük Birliği'ne gitmezlik yapa-
mayız" dedi.
Uzmanlar ile tekstil ve kon-
feksiyon sektöründe faaliyet
gösteren firma yöneticilerinin
1995 yılında AB ile girilecek
Gümrük Birliği'nin sektörü belli
başlı şu noktalarda etkileyece-
ğjni belirtiyorlar
Sektörü neler bekliyor?
• AB, üye ülkelerdeki işgücü
maliyetlerinin yüksek olması
nedeniyle katma değeri düşük
ürünlerde uluslararası rekabet
gücüne sahip değil. Dolayısıyla
Türk tekstil ve konfeksiyon
sektörü olumlu etkilenecek.
Ancak bügün AB cıkışlı kon-
feksiyon ürünlerine uygulanan
yüzde 40-50'lere varan etkin
korumanın kalkması ve güm-
rüklenn sıfırlanması Lacoste,
Levi's. Hugo Bossgibi tanınmış
markalara yarayabilir.
• Türkiye'nin AB'nin Ortak
Dış Tarifesi'ne (Common Ex-
ternal TarifT) uymak zorunda
kalması, Türkiye pazannın
üçüncü ülkeiere karşı korun-
masını azaltacak. Bugün Tür-
kiye'nin uyguladığı gümrük
vergileri. AB'ninkilerden daha
yüksek. Türk tekstil sektörü-
nün geçici kabul uygulamalan
dolayısıyla zaten böyle bir reka-
bet içinde olduğundan etkilen-
meyecek. Konfeksiyon ise re-
kabet sıkışmasıyla karşılaşa-
cak. Ancak AB'nin üçüncü ül-
keiere karşı uyguladığı kota sis-
temiyle bu sıkışma büyük oran-
da giderilecek.
Kotalar
• AB'nin Türkiye tarafın-
dan uygulanmasını isteyeceği
iki önemli ortak ticaret politika
araa. Japon otomobillerine uy-
gulanan kısıtlama ile tekstil ve
konfeksiyon kotalandır. Bu
durum Türk pazannı üçüncü
ülkeiere açan Ortaklık Dış
Tarifesi'nin etkilerini büyük
oranda azaltacak.
Bu, rekabet gücü olmayan
tekstil ve konfeksiyon kuruluş-
lan tarafından olumlu karşılan-
masına rağmen, bu korumanın
bedelini sonuçta tüketici ödeye-
cek. Ancak bu konuda Türki-
ye'nin yerine getinnesi gereken
bazı yükümlülükleri var. Bun-
lar yerine getirilmediği takdirde
AB de ilk etapta Türkiye'ye uy-
guladığı kotalan korumak iste-
yecek.
• Türk ürünlerine anti-
damping vergilerirun kalkması
Türkiye'nin teşvik sistemini de-
ğiştirmesine bağlı görünüyor.