Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 2 27 OCAK1994 PERŞEMBE
KULTUR
Fatma Tülin'in sergisi Urart Sanat Galerisi'nde iki yönlü 'hesaplaşmayı' sergiliyor
Bir otoportrenin binbir görüntüsü
AHUANTMEN
» »atma Tülin, Urart
a . T
Sanat Galerisi'nde
M~y bir "hesaplaşmar>
yı
m sergıliyor. İki yönîü
M bir hesaplaşma bu;
^ ^ ^ * * ressamın yaşadığı.
Artık tuvalin kenarlanndan
taştığı, o kenarlardan kurtul-
mak istediği gözleniyor. Bir he-
saplaşma daha var; bu da ressa-
mın ressamla hesaplaşması.
Fatma Tülin'in bu sergide yan-
sıttığı yüz. kendi yüzü. "Bir oto-
portrenin binbir görüntüsü" di-
yor bunu anlatmak için. Yak-
laşükça bulanıklaşan, uzaktan
bakınca seçilebilen bir yüz...
- Bu serginizde tuvalin sınırla
nmn artık sizi kısıtlamaya baş-
ladığı göriilüyor. Bu aşamava
nasıl gelindi? Bir sanatçı hangi
noktada y eni bir aşamava geldi-
ğinin bilincine varıyor?
Başlangıcından bu yana re-
sim serüvenime baktığım za-
man tuval boyutlannın gitgide
büyüdüğünü görüyorum. Şu
an vardığım noktada artık iç
mekanlann beni zorladığını
hissediyorum. Dış mekanlara
ait duvarlara resim yapmak is-
terdim. Kısıtlı alanlar beni bo-
ğuyor, soluğum daralıyor.
Yayılma alanmdaki sınırlılık.
sanınm bu son sergide beni. tu-
valleri farklı düzlemlerde çoğul
bir yerleştirme aşamasına getir-
di.
- Ama tuval resmiyle hesap-
laşmanız henüz sona ermedi. Ne
zaman hesaplaşılacak? Bundan
sonra siz de farklı malzetnelerle,
örneğin mekan düzenlemeleri
yapabilir misiniz? Ve yeni bir
aşama, mutlaka farklı bir mal-
zeme mi geı ektiriy or?
Bir ifade aracı, bıçımi olarak.
tuval resminin tüm olanaklan-
nı zorladığımı. tükettığımi his-
settiğim noktada doğal olarak
farklı bir arayışa geçeceğim.
Bunun zamanını ve biçiminı
önceden saptamak, karar ver-
mek olanaksız. Bu aşamada
vardığınız nokta yapmak iste-
diğinız işin türünü ve buna uy-
gun malzemeyı seçmenizı belir-
ler. İfade biçiminize ve malze-
menize sizi o seçime iten aşama-
ya gelmeden karar vermek çok
yanlış olur. Örneğin iç mekan-
lann bana yetmediğı noktada.
büyük boyutlu heykel ya da
kavramsal işler yapma eğilimı
duyabilirim. Malzeme seçimi
de bu işlere uygun olarak o za-
man belirlenecektir.
- Demek ki bir süre sonra kav-
ramsal işler üretebilirsiniz... Ta-
bii bu, bugün tuval resmi üreten
sanatçının bile yaşadığı maddi
sıkıntılan da getirecektir ya-
nında...
Fatma Tülin'in bu sergide yansıttığı yüz, kendi yüzü. Yaklastıkça bulanıklaşan. uzaktan bakınca seçilebilen bir yüz...
Bir önceki sorunun yanmnda
da belırttiğim gibi, yapılacak
işin türüne önceden karar ver-
mek bence olanaksız. Kavram-
sal sanat, enstalasyon türü işler
gündemde olduğu için birden
bire böyle bir seçim yapıp. iste-
ğinizi seçiminizden dolayı yön-
lendirmek bana çok anlamsız
ve yüzeysel geliyor. İfade arayı-
şımın sonucunda ortaya çıkan
işler bu türe giriyorsa. bu doğal
ve sahici bir gelişme olur. Bu tür
çalışmalarda satış unsuru ol-
madığı için, eğer maddi yatınm
gereken işlere girişiyorsanız. bir
sponsor gerekecektir.
- Resminizin maddi karşılığı
obnası zorunluluğu nasıl bir kı-
sıtlama getiriyor?
Herşeyden önce yapılan iş.
'satılabilir bir mal' kapsamına
girdiği için satılması ya da satıl-
maması bir takım yapay artıla-
ra ve eksilere yol açıyor. Maddi
ve psikolojik açıdan ressamın
üzerinde bir yük oluşturuyor.
Yapılan işin değeriyle satılâbi-
lirliği arasında düz bir orantı ol-
madığı kesın. özellikle Tür-
kiye'de. Ama yine de resminize
olan talep maddi ve manevi açı-
dan daha kapsamlı, daha so-
luklu işlere girişmeniz için bir
etken oluşturabilir.
- Bu sergideki resimlerde mavi
ve sarı ağırlıklı renkler. Yazar
Adalet Ağaoğlu, "gözü kapalı
vaşanan renkler' demişti sergi-
nizi gezerken. Gerçekten de san
öyle bir sarı ki gündüz gözünü
kaparrığında gördüğün renk,
kuilandığınız mavi ise, geceleri
gözünü kapattığında gördüğün
renk... Bu renlderi nasıl bir trans
halinde yaptınız? Ya da böyle bir
şey so'zkonusu mu?
Çok sık karşılaştığım bir soru
bu. Yanıtım genellikle düşkı-
nklığına yol açıyor. Çahşırken
duygulardan tümüyie yalıtılmış
oluyorum. Aklın ve konsant-
rasyonun ağır bastığı bir geri-
lim, bir boğuşma süreci bu be-
nim için. Çok yoğun çalışma
dönemlerimde çevreyle, insan-
larla olan ilişkimde de du> gusal
kopukluklar yaşıyorum. Re-
simlerimi gerçekleştirirken
mutlaka bilinçü ya da bilinçaltı
bir takım seçimler gündeme ge-
liyor. Ama duygular, birikim-
ler, yaşanılanlar daha çok bilin-
çaltına ait. Defalarca süzgeçten
geçmiş damıtılmış bir biçımde.
• Sanat geçmisinize baktığı-
mızda avrıntıların resminizde ne
kadar önemli olduğu açıkça göz-
lenivor. Şinıdi, bir yüzden avrın-
tılar var karşunızda, parça par-
ça ayrınülar...
Sanat çoğu zaman saplantılı
bir uğraştır. Israr vardır, asılma
vardır. Bazen saplantılı bir bı-
çimde bir konuyla uğraşırsınız,
ifade yollan ararsınız. Sanınm
tuval resmiyle hesaplaşmam
gibi. kendimle uğraşmam da
henüz bıtmedi.
Bu 'otoportre' çıkışlı sergi de
kendimi bir tür deşme, didikle-
me, parçalama eğiliminden
kaynaklanıyor. Bu benım baş-
langıç noktam. Ama sonuçta
vardığım soyutlama. bu sergi-
deki işlen "otoportre' kapsamı-
ndan daha zengin. daha çoğul
çağnşımlara açık bir düzleme
getırdi. Anonim yüz \e göz
>ığınlan. .
- Sergiyi birlikte gezerken, ya-
ratma sürecindeki yalnızlıktan
soz erfiniz. Ama sergi açılışından
sonra daha büyük bir yalnızlığa
düştüğünüzü söylediniz. Bunu
biraz irdeleyebilir misiniz?
Ressam çalışma süresi içinde
tek başmadır; tek başına oİmak
da gereklidir. Yaptığınız işle sü-
rekli bir ıletişim içinde olduğu-
nuzdan yalmz hisseünezsiniz.
Bu aşama biüp de sergilediğiniz
andan itibaren resim kalabalığa
kanşır. Kalabahkta hissedilen
yalnızlık da en kötüsüdür. Re-
simle iletişim kurmaya çok alış-
kın bir toplum değiliz. Edebiyat
bu açıdan daha şanslı bir uğraş
alanı. Sesinizin duvarlara çar-
pıp gen dönmesı pek de iyi bir
duygu yaratmıyor.
Yusuf Taktak'ın 'gerçeküstü izlenimi veren' resim sergisi Teşvikiye Galeri B'de
Özgürlük, dayanışma ve hedef
'Amerikan Yönetmenler
Birliği Ödülleri'
Adaylar
açıklandı
Kültür Servisi - 21 martta yapıla-
cak olan ve Oscar ödüllerinin pro-
vası sayılan "Amerikan Yönetmen-
ler Birliği Ödülleri"nın adaylan açı-
klandı. "Amerikan Yönetmenler
Birliği Ödülö"nü alacak olan sa-
natçının Oscar'ı da kazanacağına
kesin gözüyle bakıhyor. Adaylar
arasında Yahudi sovkınmıru anla-
tan yeni fılmi "Schinders List" ile
Stevra Spilberg, Cannes Film Festi-
vali'nde en iyi film secilen "Piano"
ile Jane Campion. ünlü televizyon
dizisinin sinema uyarlaması olan
"Kaçak" ile Andrevv Davis. geçen
yıl birçok Oscar alan "Hovvard's
End" fılminin kadrosunu tekrar bir
araya getiren "Günden Kalanlar"
ile James Ivory ve Edith YV'arthon'-
un aynı adh romanından sinemaya
uyarlanan "Masumiyet Çağı" ile
Martin Scorsese bulunuyor.
Cumartesı günü "Altın Küre"
ödülüne değer bulunan Spielberg'-
in Amerikan Yönetmenler Birliği
Ödülleri'nin de en şansh adayı ol-
duğu düşünülüyor.
5 martta verilecek olan ödüle bu,
Spielberg'in beşinci kez aday göste-
rilişi oluyor. 1985 yılında "The Co-
lor Of Purple" fılmiyle ödülü ka-
zanrruş. ancak Oscar ödülünü "Be-
nim Afrikam" fılmiyle Sydney Pol-
lack'a kaptırmışü. 1949'dan bu
yana Amerikan Yönetmenler Birli-
ği Ödülü üe Oscar'ın aynı olmadığıru
ortaya koyan üçüncü olay olmuştu
bu. Yeni Zelandalı yönetmen Cam-
pion. birlik ödülüne aday gösteri-
len dördüncü kadın yönetmen
oldu, daha önce ödüle aday olan
kadın yönetmenler Lina Wertmul-
ler. Randa Haines ve Barbra Strei-
sand'dı. Davıs ilk kez ödüle aday
olurken. bu Ivory "nin üçüncü.
Scorsese'nin dördüncü adaylığı
oluyor.
LLDMİLLA BEHRAMOĞLU
Birkaç yıl öncesine kadar Yusuf
Taktak genç ressamlanmızdandı. Bu-
günse resim piyasasında güvenilir. ha-
kiki bir ressam olarak yerini yapmıştır
artık. Geçtiğimiz ay açılan pek çok
sergi içinde kulaktan kulağa en çok
fısıldanan Yusuf Taktak"ın Teşvi-
kiye"deki Galeri B'de açılan sergisiydi.
Oysa Yusuf Taktak'ın resimlerinde
renkli yalın bir yüzey üzerinde çeşitli
düzenlemelerle, hep yinejenen birkaç
form görünür o kadar: Üçgen. bisik-
let, merdiven vb... Elemanlan hemen
kavranan bir etki, sonrasında da gözö-
nünde canlanan duran, düşündüren
göriintüler. Resmin yüzeyindeki bir-
şeylere benzetilmesi güç formlar öykü-
lemeye pek bir ipucu vermiyor.
BOinç altmda yeretmiş semboDer
Mıchaux"un KJee'nin resimleri için
v aptığı tarumda olduğu gibi "saat aya-
rı gibi düzenknmiş" yapısal öğelerin ve
rengin sanatçının bilinçaltında yer et-
miş bazı semboller olduklannı varsa-
yabilinz.
Tematık açıdan bakarsak özyaşam-
daki du> arhktan gelen ve tüm soyutlu-
ğuna karşın gerçeküstü izlenimi veren
bir boyut algılanıyor. Yusuf Taktak'ın
ruhsal ve duvgusal ufku, kişisel görüş-
leri. resmıne aldığı bazı elemanlarla.
soyutladığı. \ineledıği. parçaladığı sti-
lize formlan\la, yalınlaştırdığı motif-
lerle elde ettiğf sembolizmde özgürleşi-
yor, tamamen sezgisel bir itkıyle psi-
koloji-yaratıcılık arasındaki olanaklar
alanını \akah\or. Psikanalizde "nes-
ne" enerjinin yoğunlaştınldığı herhan-
gi bir şeydir. Tüm enerjinin ve heye-
canın yaünldığı nesne evcilleşir, bibn-
çaltından gelen ve yüzeyde biçimini
bulan nesne gittikçe doğal olandan
farklı bir form olarak, ıfadenin süzül-
müş halinde kendi kendine var olma-
ya koyulur. kendi başına bir form ola-
rak artık içeriği dayatan. anlatan bir
öğe olmaktan kurtulur.
Yusuf Taktak'ın tüm yapıtlannda
çok eski yıllardan beri yinelenen iki
ana form vardır Bisiklet ve üçgen. Bu
iki formun da sanatçı sorgulandığında
çocuklukta ve gençlikte derin izler bı-
rakmış olan olaylarla ilgıli olduğu an-
Renkli yalın bir yüzey üzerinde çeşitli diizenlemelerde bir kaç form görünür: Üçgen, bisiklet, merdiven vb.
laşılır. Akrabalanndan bir çocuk çok
kötü bir kaza geçirmiş olduğundan ai-
lesi Yusuf Taktak'ın bisiklete binmesi-
ne hiç izin vermemiş. Bu tekerlekli, or-
tası üçgen alet, sanatçı için gizemli teh-
likeler taşıyan bir özgürlük simgesıne
dönüşmüş. Üçgene gelince haksızlı-
klara karşı duran delikanlılığından bir
imge: Dayanışma için omuz omuza
verdiği işçilerin grev çadırlan. Bugün
bu üçgen yukanya doğru sivrilen
ucuyla kah bir dikilitaş, kah bir füze
olarak ilerlemeyi. ulaşılmak isteneni.
uzak olaru simgeliyor. Basamak moti-
fı de öyle.
Tabii böyle maymuncukla girilince
çağdaş sanat yapıtlan daha bir anlaşı-
lır oluyor. Zaten 1877'de izlenimcilik
akımının devreye girmesiyle sanatçı-
Y.usuf Taktak'ın
tüm yapıtlannda çok
eski yıllardan beri
yinelenen iki ana form
vardırBisiklet ve üçgen.
nin bakış açısı da önem kazandı ve sanat
yapıtı herkesin aynı biçimde gördüğü bir
imge olmaktan çıkıp, yorum. açıklama
gerektiren düşünsel, duygusal. bügiye ve
kültüre daanan bir etkinlik oldu.
Yusuf Taktak'ın sergisi de tek tek
farklı çalışmalardan oluşan klasik bir
tarzda değil. Tüm sergi alanı aynı du-
yarlığj kapsayan bir bütünlük içinde
ele alınmış. Broşürde çok hoş görünen
kutulariçinemonteedilmişkompozis-
yonlar ise bu sergi salonunda pek iyi
anlaşılamıyor. İkınci kattaki daha
küçük boyutlu suluboya ve kanşık
teknikle oluşturulan dizi ise bir önce-
kinin tersine sergi mekânı ile çok iyi
uyum sağlamış. Yusuf Taktak'ın dü-
zenlemelerindeki denge ve uyum üze-
rine pek çok olumlu tahlil >apmak
olanaklı. Bense şu kısacık tanıtım ya-
zısını daha önceki dönemlerine göre
Yusuf Taktak'ın renklerinin parlak-
laştığını. kendinden emin yüzeyler
oluşturduğunu. serginin de ay sonuna
dek açık kalacağını arumsatarak bitir-
mek istiyorum.
Turistik mizah dergisi
ANTALYA (AA) - Türk turizmınin önemli
merkezlerinden bınsı olan Antalya'da. 'Carica Turist' adlı
turizm mizah dergisi yayımlanacak. İngilizce ve Almanca
olarak iki ay da bir y ay ımlanacak dergi. turizm olgusunu
tümyönleriyle vemizahi bıryaklaşımla ele alacak. Yayın
merkezi Antalya'da olan "Carica Turist'. yayın hayaüna
nisan ayında başlayacak. Dergi, 64sayfadan oluşacak.
Türkıye'nın usta mizah yazan veçizerlennin katkılanyla
hazırlanacak derginın mizah yönetmenliğinı. Orhan Coplu
yapacak. "Carica Tunst'ın yayın kurulunda Orhan Coplu,
Kadir Cengiz ve İsmet Küçük görev yapacak.
CumhuriyetDÖnemi Çağdaş Türk
Resmisergisi
Kültür Servisi -Türkiye İş-Bankası koleksiyonundan
derlenen "Cumhuriyet Dönemı Çağdaş Türk Resrru' sergisi
İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'ndeaçıdı. Daha önce
açılan ve Cumhuriyet öncesi dönemin ressamlannın
eserlerini kapsayan serginin devamı niteliğinde
'Cumhuriyet Dönemi Çağdaş Türk Resmi" sergisi
hazırlanıyor. Sergide. Cumhunyetin ilk dönemlerinde
eserler üreten sanatçılarla 1930 ve daha sonraki yıllarda
çalışmalannı sürdüren sanatçılar veeserleri yeralacak.
Türkiye İş Bankası koleksiyonundan derlenen sergide,
aralannda Elıf Nacı. Eşref Üren. İbrahim Safi, Şeref
Akdik, Cevat Erkul. Fikret Mualla. Şefık Bursalı,
Mahmut Cuda ve Nurullah Berk'in de bulundugu 13
sanatçının 141 tablosuyeralıyor. İstanbul Atatürk Kültür
Merkezi'nde açılacak olan 'Cumhuriyet Dönemi Çağdaş
Türk Resmi" sergisi 11 şubata kadar izlenebilecek.
Bizitn Tiyatro Küçük Sahne'de
Kültür Servisi - BızımTıyatro. Küçük Sahne'deki
etkinliklenne29Ocak 1994 Cumartesi günü başlıyor. Her
cuma ve cumartesı 18.30'da. "Yurttaş Nazım" için Nazım
Hikmet'in y apıtlanndan Zafer Diper'ın oyunlaştınp
yönetlığı. Şanar Yurdatapan'ınmüzıklenniyaptığı.
Şükran Kurdakul'un yazınsaldanışmanlığmı üstlendiği
"Şeytanıstan". herpazar 15.00'teısesekizyıldır
sürdürülmekteolan basın tarafından da "Savaş karşı tı
oyunlann en görkemlılennden!" diye nitelendınlen. Barry
Collinsınyazdığı, EnverÖzen'inçevırdığıve Zafer
Diper'in oynadığı "Yargı" sahnelenecek.
Akbank Oda Orkestrası konser
mevsimine tdilBiret ilegiriyor
Kültür Servisi - Kasım 1992'de kurulan. o tanhten beri ünlü
şef ve solistlerin katıhmıy la birçok konser veren Akbank
Oda Orkestrası 1994 konser mev simini devlet sanatçısı İdil
Biret'leaçıyor. Yann venlecek bu konserin birözelliği de
dünyanın sayılı virtüözleri arasında olan İdil Biret'in solist
olarak katılmasıdır. Konserin iki özelliği daha var.
Bunlardan birincisi Akbank Oda Orkestrası'nı bu defa
Pertev Apaydın'ın yönetecek olması. İkıncısı konsenn 4.
Levent'teyeni açılan Sabancı Center'ın Hacı Ömer
Salonu'nda verilecek olması. Bu konserde İdil Bıret,
Bach'ın "Fa Minör" ve "Re Mınör" pıyano konçertolannj
yorumlayacak, aynca 5 no'lu "Brandenburg
Konçertosu"na solist olarak katılacak. Pertev Apaydın
yönetimindeki Akbank Oda Orkestrası programda aynca
Grieg'in "Holberg" suıtını seslendırecektir.
Gaziantep'e Amfitiyatro
GAZİANTEP(AA)-Gazıantep'e3 bınkişilik amfitiyatro
yapılıyor. Büyükşehir Beledive Başkaru Celal Doğan
çağdaşlaşma yolunda önemli adımlar atarak. GAP'a
haarlandıklannı söy ledı. Sosyal v e kültürel yapısıy la da
Doğu ve Güneydoğu'va öncülük eden Gaziantep'te
ihtiyacacevapverebilecek konser salonuve açık hava
toplantı alanı bulunmadığını kaydeden Doğan. bunun için
3 bin kişilik amfitiyatro > apımını başlattıklannı söyledi.
Fizibilite çalışmalannı tamamlayarak. projesini
haarladıklanamfitivatronunınşaatına. 100. Yıl Atatürk
KültürParkı içerisinde başladıklannı belirten Doğan.
"Amfitiyatro 1993binmfiyatlanyla lSmılyarlirayamal
olacak" dedi.
ÇocukfilmleriAntrakt'ta
Kültür Servisi - Sinema dergisi Antrakt'ın 28. sayısı. ocak
ayınınyapımlan içinde öneçîkan çocuk filmlerinegeniş yer
veriyor. İlk olarak. Disnev Productıons tarafıdan
gerçekleştirilen "Aladdın" tanıtılıvor. Ardından. ünlü bir
çizgikahramanıbeyazperdeye getiren ""AfacanDennis"
yer alıyor. Bunlann yanı sıra. Sv 1\ester Stallone ile
röportaj, geçen yıl yitirdiğinuz Rıv er Phoeni.x ile v apılmış
son söyleşi de var Antrakt'ta. Portre köşesine kostümcü
Ni>azi Er konuk olurken. Tamer Baran. kimi film
kahramanlany la. "Şirket" filmınde Tom Cruıse'un
canlandırdığı karakten karşılaştınvor. Dergide. film
setlerinden izlenimler. eleştmler v e "Rezen uar Köpekleri"
fılmıy le ılgılı iddıalar da v er alı\ or.
Yves Navarre öldü
PARİS (RELTER) - Ünlü Fransız v azar Yves Navarre 53
vaşında öldü. Pazartesi günü Paris'teki evinde ölü olarak
bulunan sanatçının ölüm nedeninin aşın dozda ilaç almak
olduğu açıklandı. 1980yılında"LeJardın
d'acclimatatıon" isimli romanı> la Fransa'nın en prestijli
edebiy et ödülü olan Gocourt ödülüne değer görülen
Navarre. 1992 y ılında ise Fransız Akadernısftarafından
onurlandınlmıştı. Psıkolojik sorun ve açılan konualan
yapıtlannı klasik stilde kaleme alan y azar. son y ıllarda
kendini AİDSkonusunaadamıştı.
Grappelli, 86yaşında
LONDRA (RELTER) - Dün 86 yaşına basan caz
kemancısı Stephan Grappelli. hala dünyanın dört bir
yanında dolaşarak hay ranlannı büyülüy or. Yaşgünü için
Londra'da çocuklar > aranna bir dızı konser veren
Grappelli, dün gece konserdcn sonra tnosunun üyeleri
Jean-Phillıppe Veniet ve Marc Fosser ile birlikte
doğumgününükutladı. "Benımyaşımda hergün bir
doğum günüdür" dıyen Grappefli, Londra konserinde
pianist Stanlev Black ve klasik keman solısti Nigel
Kennedy ile birlikte çaldı. Konserdeneldeedilengelir
hasta ve yoksul bin beş yüz çocuğun tedav isi için
harcanacak. 11 vaşında ilk kemanını alan, 14 yaşında sesiz
fılmlerde piyano çalarak profcsyonel müzik yaşamına
başlayan Grappelli kaç yaşına gelirse gelsin konserlerinin
hızını azaltmaycağını söylüvor.