Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET2 27 OCAK1994 PERŞEMBE
Milano'daki Fiorucci Mağazası'nda tişörtler vejeanlann yanı sıra, saatJer, sözlükler, anahtarlıklar da satılıyor
Bir moda devinin iniş veçıkışlanHaber Merkezi - Fiorucci'nin Mi-
lano'daki büyük mağazasında satı-
lan çarpıa renklerdeki tişörtler, je-
an'ler, kitsch posterler. saatler, göz-
liikler ve anahtarbklar her gün yak-
laşık 6000 kişiyi buraya çeker. Fio-
rucci Mağazası, Milano'nun en çok
tunst çeken merkezlerinden biridir.
1960'lann sonu ve 70'lerde İtal-
ya'nın ciddi moda geleneğini yıkan
ve ülkeyi ve özellikle Milano'yu
uluslararası bir moda merkezi hali-
ne getiren Fiorucci, oldukça büyük
ıniş-çıkışlar yaşadı. Elio Fiorucci ta-
rafından I967'de kurulan rüya şir-
keti tamamen yıkıldı, değişik ortak-
lann eline geçen hisseler değer kay-
betti, yöneticiler çeşitli vesilelerle
grevleryaptılar.
Bütün bunlann nedeni peraken-
deci rakiplerin ustanın moda strate-
jisini kopya etmeleriydi.
İttasın eşiğinden dönüş
Fiorucci'nin dünyanın çeşitli ül-
kelenne dağılan mağazalan bir bir
kaparurken, l990*da tam iflasın eşı-
ğındeyken bir Japonjean firması olan
Edwin, Fiorucci'yi satın alıverdi.î
Şırket bu tarihten sonra ağır da olsa
bir yenıden doğuş sürecine girdi.
Milano'daki büyük mağaza yeni-
deneldengeçirildi.
Roma'da yeni bır mağaza hazı-
rlanmaya başlandı ve dört yıl ara-
dan sonra Fiorucci Fransa'da,
K
Elio Rorucci
tspanya'da, Almanya'da ve Türki-
ye'de yatınma girdi.
Fiorucci'nin güzel günlerini hatır-
layan Eiio, "Benim alfabemde 'ver-
mek" keümesi önetnlidir. Dükkanla-
nmı da vericilik ve yaratıcılığı ön pla-
na çıkartarak yaratmıştık. Bizim için
varatıcılık, tkariliğin önünde geliıtU.
İşte, bu, kısmen de olsa hatamızdı.
Ticaretin tek ölçü olduğunu sonra an-
ladık" diyor bugunlerde.
1960'larda, Milano henüz bir mo-
da merkezi değil, sessız bır ltalyan
endüstri şehriyken, bır ayakkabı ta-
sanmcısı olan Elio Fiorucci. aşk ve
özgürlük düşleri kuruyordu. Batı
Avrupa gençliği, Beatles dinieyıp.
iorucci'nin dünyanınçeşitli
ülkelerine dağılan mağazalan bir bir
kapandı.
Ancak 1990'da tam iflasın eşiğindeyken bir
Japonjeanfirması olan
Edwin, Fiorucci'yi
satın aldı. Şirket, bu tarihten sonra
ağır ağır da olsa yeniden
doğuş sürecine girdi.
mini eteklerle dolaşırken, Milanolu
akranlan onlan siyah-beyaz televiz-
yonlanndan hasetle izlerlerdi.
Küçücük dükkan
I967'de, Elio, GalJeria'da küçü-
cük bir dükkan açtı. Bu küçük me-
kanda o zaman Milano'da bulun-
mayan her şey vardı. Dükkandan
dışan çılgın bir pop müzik taşıyor,
içeri girenler, sahibinin dünyanın
dört biryanından topladığı ilginçeş-
yalan, Londra'dan gelmiş mını
eteklen, New York kökenli kovboy
çızmelenni deneyebiliyorlardı. .
Kısa bir süre ıçinde Elio'nun tasa-
nma ekibi, kendi adını taşıyan gıy-
sileri yarattılar. Aruk dükkanda
renkli blucinler, parlak giysiler satı-
byordu. Fiorucci bir anda Milano'-
nun moda merkezi olmuştu. 70'lerin
ortalannda Elio tarzını daha incelt-
ti. Fiorucci İtalya'nın Yahat' giyim
tarzırun öncüsü olmuştu. 1974'te
endüstri devri Montedison'la birleş-
tikten sonra tam anlamıyla 'ulusla-
rarası' oldu. Ilk dış şube, Manhat-
tan'da açıldı.
Canlı renkler
Gıysılenn renkleri capcanlıydı,
etrafta parlak pembeler, çarpıa.
sanlar, ışıldayan yeşiller uçuşuyor-
du..
Ürünlerin sayısı çok kısıtbydı, bu
da Fiorucd'yı daha da çekici yapı-
yordu. Boston'da, Chicago'da, Ba-
\erly Hills'de acılan mağazalarda,
leopar desenb kemerler. şeffaf plas-
tik yağmurluklar, payetlerle süslü
elbiseler ve tabii jeanlar vardı.
Fiorucci'nin dehası 'doğnı' insan-
lan seçmesindeydi. Joey Arias,
Manhattan butiğini yönetiyor ve
David Bowie'yi destekliyordu. Mi-
lano'da moda reklamcısı Karla Ot-
to, ılk işine Fiorucci'nin araştırma
bölümünde başlamışü.
önetnli partiye evsahipliği
I982'de Elio, 'Madonna'yı Av-
rupa'ya tanıtan bır partiye ev sahip-
liği yaptı.
Ilk Gaulüer koleksiyonunu Fio-
ruccı ile hazırlayan ünlü Fransız
modaa Jean-Paul Gauitier, "EoV-
nun butikleri yeni modalar yaratıyor-
lardı. 1970'lerde Elio Fiorucci tek
adamdı" dıyordu.
Daha sonralan ise karşısına bir
çok rakipçıktı. 1980'lerde italya'run
moda öncüsü olarak artık Benet-
ton'un adı geçiyordu.
Amerika ve Avrupa'daki Fioruc-
ci butikleri bır biri ardına kapanma-
ya başladılar. Yıne de sonunda çok
önemli bir şey Fiorucci'yi kurtardı:
"Renk".
Uçak yolcusu
kabinekibinden
dostluk
bekliyor
LONDRA (AA) - İngiltere'de
yapılan bır kamuoyu yoklaması,
uçak yolculuklannda ailelenn
uçuş sırasında verilen kaliteli
yemekleri, en sonfilmleriya da
uçağın zamanında varmasını
değıl. içten, dost birkabın ekibini
tercih ettiklerinı ortaya çıkardı.
İngiltere'de yapılan araştırmada,
aile olarak seyahat edenlerin ikinci
önemli husus olarak, özellikle
uzun mesafelere yapılan uçuşlarda
hosteslenn çocuklara iyi davranıp,
davtenmadıklanna dıkkat
ettikleri göriildü.
Ayaklann rahatça uzatılabileceğı
koltuklar yolculann üçüncü
tercihi olurken. kaliteli yemekler
ve uçuşemruyeti dördüncü sırada
geldi.
Araştırmayı yaptıran Airline
Ticket Netvvort Şirketi'nin Genel
Müdürii John Svvindell, "Pek çok
havayolu kunıluşu, çalışmalannı,
hizmetlerindeki randunanı
arttırmada odaklaştırıyor. Oysa
taril amaçlı sey ahatlerde yolcular,
hosteslerden içten, dostça muamele
bekliyorlar"dedı.
Kamuoyu yoklamasında
yolculann tercihlen şöyle oldu:
1 - İçten, dost venazik bir kabin
ekibi, 2 - Hosteslenn çocuklara iyi
davranması, 3 - Ayakİannın rahat
edebileceği oturma düzeni, 4 -
Kaliteli yemek, 5 - L'çuş güvenliğj, 6
- Rahatlık. 7 - Uçuş sırasında
eğlence, 8 - Çeşitli şaraplar, 9 -
L'çuşöncesi bilet kontroUerinin
fazia bekledlmeden yapılması, 10 -
Dakiklik.
Sterilize
edilmeyen sütü
içmeyin
ERZURL M (AA) - Atatürk
Üniversıtesi Araştırma Hastanesi
Üroloji Anabilım Dalı Öğretim
Üyesı Doç. Dr. Giiray Okyar,
hayvanlardan insanlara bulaşan
ve erkeklerde kısırlığa, kadınlarda
düşüğe neden olan Brusella
mikrobunun, taze süt ve
üriinkrinde bulunduğunu söyledi.
Doç. Dr. Okyar, Brusella
enfeksıyonunun sosyal düzeyi \ e
eğitım sevivesi düşük toplumlarda
yaygın olarak görüldüğünü
belirterek "Bu mikrobun yayılnnı
genellikle kan yolu ile oluyor.
Ancak hastalık ağız ve
vücudumuzdaki yaralardan da
bulaşabiUyor" dedı.
Brusella'nın erkeklerde 'testis
ütihabı'na neden olduğunu
anlatan Okyar. şunlan kaydetti:
"Enfeksiy on erkek genital
organlarına > av ılmışsa lokal ağnya
ve şişkinliğe neden olur. Brusella,
testislerin iki tarafına yerleserek
kısırlığa neden olmaktadır. Bu
dunımlarda erkek üreme bezleri
şişer, sperm hücreleri öliir. Bu
hastalık hamile kadmlarda nadiren
göriilmektedir. Ancak olumsuz
etkileri daha yüksektir. Çünkfi,
hastalık hamilelerde çeşitli
enfeksiyonlar \e kan hastalıklanna
ortam hazırlamaktadır."
Brusella'run, ağır vakalarda
menenjıte de neden olduğunu ve
genel olarak taze sütün sterilize
edilmeden kullaruldığı
toplumlarda görüldüğünü ifade
eden Doç. Okyar, hastahktan
korunmanınen iyi yolunun taze
süt ve ürünlerinı özenle
hazırlamaktan geçtiğini sözlerine
ekledi.
JJ. Bergamin Constant tarafından yapıJan resimde carivelerin saraydaki harem odalarında >akitlerini nasıl geçirdikleri görülüyor. Tarih boyunca güçlü erkeklerhareminzevkini çıkardı.
InsanlarlakolonikuşlanarasındakibenzerîikHaber Merkezi- Foklar çokeşlili-
ği, albatroslar tekeşbbği seçerken,
şempanzeler eşler arasında çiftleş-
menin serbest olduğu gnıplarda, go-
riller ise haremlerde aşk hayatını
sürdürüyor. Yeryüzünde bulunan
her hayvan türünün kendine özgü
bir çiftleşme şekli var. Peki insanoğ-
lunun çiftleşme şekli nedir?
Davraruşbiüm, her hayvan türü-
nün cinsel ibşkilerine ait kanunlan
ortaya çıkanrken, insanoğlu, özgür
iradesi ve değişik zevklere hitap
eden türlü çiftleşme şekilleriyle bu
kanunlann üzennde tutuluyor. Her
ne kadar insanoğlu cinsel ilişkilerin-
de çeşitliliğe yer verme şansına sahip
olsa da toplum bannda ele alındı-
ğında tarihte yalnızca iki tür temel
çiftleşme sistemi göze çarpıyor: Te-
keşlibk, ve berabeirned cariyelerin
bulunduğu haremden yararlanan
yetişkin erkeklerden oluşan bir azın-
lık.
Her konuda olduğu gibi cinsel
ilişki konusunda insanoğlunun ya-
ratıcılığı ve hayal gücü sırur tanıma-
sa da insanoğlunun doğal durumu-
nun tekeşlibk mi yoksa çokeşblik mi
olduğu büyük merak konusu.
Tarihe bakıldığında toplumlann
daha çok çokeşliligi tercih ettiği or-
taya çıkıyor. Kurulan ilk uygarlıkla-
nn hemen hemen hepsinde çokeşli-
lik görülüyor. Erken tarihin altı im-
paratorluğunun (Aztek, Babil, Çin,
Hint, İnka, Mısır) her bır imparato-
runun yüzlerce priyeden oluşap ha-
remleri vardı. Özellikle Eski Yunan
ve Roma'da çokeşblik oldukça
yaygındı. Ortaçağ Hıristiyan dün-
yasında da pek farklı olmayan du-
rum, günümüz kültürlerinin çoğun-
da güncelliğıni koruyor.
Tarih öncesinin avcı ve toplayıcı
toplumlannda ise tekeşlilik göze
çarpıyor. Tanm toplumuna geçişle,
tekeşb'bkten çokeşbbğe ilk adım atıl-
rruş oluyor. Modern Batı kültürün-
de ise yeniden tekeşbliğe dönüş söz
konusu.
İnsanoğlunun tekeşlibğe eğilimli
olması. çoğu bibm adamlan tarafın-
dan oyun teorisi ile açıklanıyor.
Cinsel ihşkinin her bir birey için ser-
best olduğu bir toplum düşünün. Bu
toplumda erkekler, kadınlar için sa-
vaş veriyor ve en güçlü erkek en çok
.uşlar üzerine yapılan çalışmalar
sonucunda, insanoğlunun tekeşlilik ve toplu
halde kolonilerdeyaşamalanyla koloni
kuşlannı andırdığı ortaya çıkanldı.
sayıda kadına sahip oluyor. Aynı
toplumun icinde kadınlan hayatlan
boyunca sadakatla koruyup, kolla-
yan genç bir erkek gözünüzün önü-
ne getirin. Kadm olsanız hangi er-
kek tiplemesini seçerdiniz? Bu top-
lumun içinde yer alan kadınlarda si-
zin gibi sadık erkeği tercih ediyor ve
sonuç olarak sadık erkeğin daha
çok çocuğu oluyor. Böylece sadık
erkeğin genleri bir sonraki kuşağa
taşınıyor ve tekeşbliğe eğilimb bir
kuşak ortaya çıkjyor.
Bu tür bır modele, genç erkeklerin
dişilerine kuluçka dönemi ve yavru-
lan beslemede yardıma olduğu ço-
ğu kuş türünde rastlanıyor. Çoğu
memeli için aynı durum söz konusu
değil. Bunun nedeni ise erkeklerin
süt verememesi ve cenin taşıyama-
ması.
İki özel neden -insanoğlu yavru-
sunun uzun yıllar bakıma muhtaç
olması ve cinsler arasında eski çağ-
lara dayanan görev dağılımı- dola-
yısıyla erkekler, insan yavrusunun
yetiştirilmesinde diğer memeb türle-
rinde olduğundan çok daha önemli
rol oynuyor. Bu nedenle insanoğlu-
nun dişileri uzun yıllardan sonra te-
keşliliğin ve evlilik kurumunun ken-
dilen için daha güvenli olduğuna
karar venyor.
Kuşlar üzerine yapılan çalışmalar
sonucunda, insanoğlunun tekeşlilik
ve toplu halde kolonilerde yaşama-
lanyla koloni kuşlanna benzedığı
ortaya çıkanldı. Ancak zina, koloni
kuşlannın en önemli sorunu. Kolo-
nilerde yetışen kuş yavrulannın üçte
birinın babası, kendilenni besleyen
erkek kuştan farklı oluyor. Koloni
halinde yaşayan kuşlar arasında zi-
nanın yaygın olmasının nedeni, eşle-
n dışında başka erkeklerin dışilenn
ılgisini çekebilmesi.
Koloni kuşlan arasındaki zına so-
runu testis boyutlarına >ansıyor.
Büyük testisler koloni halinde yaşa-
yan kuşlann karaktenstık özellığj.
Dışilenn sadık olmadığı kuş koloni-
lerinde. her erkek kuş rakıplerini
geçmek için daha fazla sperm üret-
mek durumunda.
İnsan testisinin şempanzelerin-
kinden daha küçük. gorillerinkin-
den daha büyük oiduğu ortaya çıka-
nldı. Kuş kolonilenndekı durum in-
sanoğlu içinde gecerlı. Kadınlann
hem sadık eşler. hem de genetık ola-
rak eşlerinden daha mükemmel sev-
gililer edinmelerini sağlayan zina.
insan doğasının önemli bir parçasını
oluşturuyor. Sonuç olarak insan ha-
yatının pembe dızilerden bir farkı
kalmıyor.
Batı dünvasında çokeşlibğın ya-
saklanması. feminizm hareketinın
başlamasından önce Hınstiyanbğın
ortaya çıkmasından ise sonraydı.Bu
nedenle çokeşbliğin kanun tarafın-
dan jasakianmasının nedenleri ola-
rak kadın haklannı >a da Hıristiyan
ahlak anla>ışını koruma amaçlanru
ortaya atmak oldukça anlamsız.
Esasında çokeşlılik kadınlar için o
1
-
dukça avantajlı:Dışiler çocuklann
bakımını pavlaşabib'vor.
Yasal çokeşlilıkten en çok dini se-
beplerle evlenmeme durumda olan
bekar genç erkekler şikayetçı. Ta-
nhte çokeşlıliğe karşı yasalann yü-
rürlüğe konulmasının nedenlerin-
den bın de bu tür genç erkeklen ko-
rumak.
Çokeşlilik hiçbır neden olmadığı
halde genellikle cinsel baskıyla bır-
likte anıbyor. Kadınlann evblikle il-
gib kararlannı kendilerinın verdiği
modern Batı dünvasında çokeşlibk
femınistler ıçın oldukça çekia olsa
gerek.
Tıp, ceninin hastalık tedavisinde kullanımını tarüşıyorLONDRA (AA) - Gen teknoloji-
sindeki başdöndürücü gelişmeler
devam ederken, düşük ya 3a kürtaj-
la alınmış ceninlerin hastabk ve kı-
sırbk tedavisinde kullanıbnalannın
ahlaki yönü büyük tartışmalara yol
açıyor.
Bilim adamlan, cenin dokulan-
nın omurilik zedelenmeleri, bağışık-
bk sistemi bozukluklan ve parkin-
son gibi hastabklann tedavisinde
kullanıbnası için çalışmalannı de-
vam ettirirken, bu çalışmalar, Geor-
ge OnveD'in "1984" isimli romarun-
dakı "olumsuz ütopyalarr çağnştı-
ran senaryolan akla getiriyor.
Gen teknolojisindeki araştırma-
lan ve bunlann ahlaki boyutlanm
inceleyen "Genetik Devrimi" kitabı-
nın yazan Dr. Patrick Divon, "Ce-
ninlerden elde edilen maddelerin
kullanılacağı yerlerin sayısı her haf-
ta artıyor. Gelecek yıllarda ceninin
kullanümayacak hiçbir parçası
kalmayacak" diyor.
Edınburgh Üniversıtesi doktorla-
nnın bir dişi ceninden aldıklan yu-
murtalan laboratuvarda büyüterek,
düşük fetüslerden yeni bebekler ya-
ratılması tekniği İngiltere'de büyük
çaplı bir tarüşmaya yol açmış bulu-
nuyor. Tıp alanında büyük gelişme
olarak da değerlendirilen yöntem
"mezar soygunculuğu" diye rütelen-
diribnişü. Edinburgh'da geliştiril-
meye başlanan bu tekniğin üç yıl
içinde kullanılma aşamasına gelece-
ği belırtiliyor.
Güney Kore'de ise araştırmacılar, ölü
bir kadının yumurtalanndan birçocuk
dünyaya getirmeyi başardılar.
Farelerle başlayan deneylerin ileri
aşamasmda, dişi ceninden alınacak
yıımurtalık hücreleri, laboratuvar-
da geliştirilerek döllenecek ve kısır
kadının rahimine yerleştirilecek.
Güney Kore'de ise araştırmacı-
lar, ölü bir kadının yumurtalann-
dan bir çocuk dünyaya getirmeyi
başardılar.
Yöntemi savunanlar, kürtajın be-
lırli koşullarda toplum tarafından
uygun görülmesiyle, uzun süreb
''bağış yımurta" bekleyen kadınla-
nn çocuk sahibi olabilmelerini
olumlu bir yol olarak gösteriyorlar.
İngiltere'nin "insan DöUenmesi ve
Embriyoloji Kunılu". bu alanda yü-
rütülen çahşmalann muhtemel sa-
kıncalan konusunda karar verecek.
İngiltere Tıp Derneği Başkanı
Fleur Fisher'e göre de konunun en
önemli "içgüdûsel tepki" kaynağı,
bu yöntemle doğacak çocuğun an-
nesinin "ölü cenin" olması.
Yönteme karşı olanlar, doğacak
çocuklann soya bağb "bilgj yoksun-
luğu" çekeceklerini, bununla birlik-
te ruhsal sorun yaşayabıleceklerini
bebrtiyorlar. Fiziksel açıdan ise do-
ğuştan oluşabilecek sakatlıklar en
büyük sorun. Çünkü yaşamayacak
bir ceninden alınacak "yumurtalar-
la" hayatının ilk döneminı kuracak
yeni cenin, hayatta kalma ve doğum
sonrası erginlik için hazırlanmış do-
ğa prograıruna "yabancı bir yoldan"
girmiş olacağından. olası sakatbkla-
nn önceden tespiti başhbaşına bir
sorun teşkil ediyor.
ABD'de Reagan döneminde, fe-
deral bütçeyle cenin dokusu araştır-
malan yasaklanmış, şimdikı Başkan
Clinion, bu yasağı kaldırmıştı.
Japonya Kyoto Üniversitesi'nde
fare ceninlerinden alınan omurilik
dokusu, erişkin farelerin kesibp çı-
kanlmış omurilik parçalan yerine
"aşılandı". Sonuçta, "sakat fare"
omunliğinin çok önemli parçalan-
nın yenilendiği görüldü.
Açıklığa kavuşturulmayı bekle-
yen "cenin doku naklT'nin belki de
en önernli yaran, beyin hücreleri gi-
bi bır yaştan sonra çoğalmalan du-
ran ve asla yenilenemeyen hücreleri
yemleme olanağj getirmesi olacak.
Dr. Patrick Dixon, bu konuda tek
araştırma kaynağına bakıp yargıya
varmak için vaktin erken olduğunu
bebrtiyor.