Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 OCAK1994 PERŞEMBE CUMHURIYET2 SAYFA
KULTUR
20. yüzyıl Fransız tiyatrosunun en büyük isimlerinden Jean Louis Barrault 83 yaşında öldü
ÖzgünbirtiyatroustasıydıMEHMETBASUTÇU
P
ARİS - 22 Ocak 1994 sa-
bafu. uykusu sırasında
geçirdiği kalp yetmezüği
sonucu Paris'teki evinde
ölü olarak bulunan Je-
^ ^ ^ ^ g an-Louis Barrault, yir-
minci ^yüzyıl Fransız ti-
yatrosunun en büyuk adlanndan bi-
nydi. Hem unutulmaz yommlann,
hem deyenilikçi, özgün mizansenlerin
anahtar adıydı. Yaşamı boyunca Pa-
ns'in bir köşesinden diğerine taşınmış,
çok işlevli yepyeni tiyatro merkezleri
>aratmıştı.
Jean Louis-Barrault, yalnız Fran-
sa'da değil, tüm dünyada tanınan bir
sanatçıydı. Çıktığı uluslararası turne-
lerde olağanüstü bir küJtür elçisi göre-
vini yüklenmiş, toplam yedi yüz bin
kilometreye ulaşan bu uzun yolculuk-
lar boyunca, Fransız tiyatrosunu ba-
şanyla tanıtmış, sevdirmişti.
50 yıllıktiyatroyaşamı
Sanat yaşamına 2l yaşında tiyatro-
da başlayan Barrault, mim oyuncusu
olarak da başanlı olmuş; aynca. bazı
tiyatro sanatçılannın yaptığı gibi sine-
maya burun kıvırmamış. tersine, sü-
rekli ilgi göstererek toplam otuz iki
filmde rol almıştı. Marcel Carne'nin
"Les Enfants Du Paradis" (Cenneün
Çocuklan-1943,1945) adlı filmındeki
Baptıste yorumuyla beyazperdenin
unutulmazlan arasına girmişti.
1940 yılında girdiği ünlü Comedie
Hem unutulmaz yorumların, hem de yenilikçi, özgün mizansenlerin anahtar adıydı Jean- Louis Barrault.
Française'de geçirdiği yedi yıl boyun-
ca üstlendiği rollerdeki olağanüstü yo-
rum gücüyle büyük ilgi görmenin ya-
nında. sahneye koyduğu oyunlarda.
(Shakespeare ve Claudel) tiyatro yö-
netmeni olarak da başanlı olmuştu.
Yaklaşık elli yıllık bir tiyatro ya-
şarrunı birlikte sürdürdükleri Madela-
ine Renaud ile birlikte durmadan
çalışmış. büyük bîrcoşku içinde deği-
şık tiyatro biçimlerini savunmuş.
farklı ve yenilikçi mizansenleri imzala-
rruş; Shakespeare ve Çehov gibi klasik
yazarlar yanında. Beckett, Camus,
Oaudel, Duras, Cenet ve Kafka gibi
çağdaş kalemlerin oyunlannı da ba-
şanyla sahneye koymuştu.
Jean-Louis Barrault. Jean Vilar ve
Atoine Vitez ile birlikte. yirminci
yüzyıl Fransız tiyatrosuna yön veren.
öncülük eden en önemli üç tiyatro
adamından bıriydi.
Yetenekli bıroyuncu, yeni biçimler-
den korkmayan, klasik ve çağdaş tı-
yatronun değişik boyutlan arasmda
yılmadan uyum sağlamaya çalışan öz-
gün bir tiyatro ustası ve başanlı bir
idareci olarak sivrilmişti. Çabalan
saygıyla karşılanmış, alkışlanmış,
açtığı yollar gelişürilmiş, izi sürülmüş-
tü.
Bilinçli aydın/ sanatçı
Aynca, çağıyla birlikte yaşayan, du-
yarlı ve bilinçli aydın/sanatçı kışiliğiy-
İe, Jean-Louis Barrault'nun adı, tiyat-
ro dünyasının dışına dek taşmışü.
1958 yılında, zamanın Kültür Ba-
kanı Andre Malraux tarafından Ode-
on Fransa Tiyatrosu'nun (Odeon,
Theatre de France) başına getirilmişti.
Öğrenci mahallesinin göbeğindeki bu
sahnede Paul Claudel'den Jean Ge-
net'ye dek bir dizi Fransız yazann
yapıtlannı sahneye koyan Jean-Louis
Barrault, on yıl içinde toplam 25 oyun
sergilemışti. Bu arada, Jean Genet'nin
"Paravanlar" (Les Paravents) adlı
oyunu nedeniyie, Cezayir'in
bağımsızlığına karşı olan Fransızlann
hışmına da uğramıştı. Daha sonra,
1968 olaylan sırasında, Odeon Tiyat-
rosu'nu işgal eden ve tiyatronun gjrişi-
ne, üzerinde "öğrenciler, işçikr, Ode-
on açıWı!" yazılı bir pankart asan gös-
tericilere kucak açarak "Sizlerin yanı-
ndayun. Barrault öldü. Karşınızda ya-
şayan bir insan var artık" diyen Jean-
Louis Barrault. bu tavn nedeniyie
Andre Malraux'yu kızdırmış ve göre-
vine hemen son verilmişti.
Yenilikçi bir oyuncu, yönetmen, tiyatro yöneticisi ve kuramcısıydı Barrault
Gelecekkuşaklan da etkileyecek
Kûltfir Servisi - Oyuncu, yönetmen
tiyatro yöneticisi ve kuramcısı Jean-
Louis Barrault, Antonin Artaud'un
"Seyredenlerin yaşamlannı ve dav-
ramşlaruıı değiştireme.ven tiyatronun
hiç bir değeri yoktur" sözüne gönül-
den inanarak didaktik olduğu ölçüde
eğlencelı oyunlar sahneleyen. 30 yıl
kesintisiz sürdürdüğü sanat yaşamıy-
la çağdaş Fransız tiyatrosunun en
önemli kişiliğiydi.
1910 yılında Le Vesinet'de bir ec-
zaanın oğlu olarak dünyaya gelen
Barrault altı yaşında tiyatroyu mes-
lek olarak seçmeye karar verdi. Sıra-
dan bir işçi sınıfı okulundan. CoIIege
Chaptel'e girmeyi başararak mate-
matik, felsefe ve sanat okudu. Burslu
bir öğrenci olmasına ve kendisi için
ayırabileceğı hiç parası olmamasına
rağmen bütün okul yaşamı boyunca
her boş zamanını tiyatroda değerlen-
diriyordu. Sonunda dönemin en bü-
yük oyuncusu ve tiyatro öğretmeni
olan Charles Dullinin Atelier ismin-
deki okul ve tiyatrosuna hem oyuncu
hem öğrenci olarak kabul edildi. Pa-
rası olmadığı için tiyatroda yatıp
kalkıyordu. Dullin ondaki yeteneği
fark etti ve Etienne Decroux"un oku-
lunda mim eğkimi görmesi için ge-
reken parayı üstlendi. Kısa sürede
kendini yetiştiren Barrault. ilk kez
Atelier tiyatrosunda "Volpone" oyu-
nunda garson rolünde sahneye çıktı.
Bir süre sonra başrollerde oynamaya
başlayan sanatçı, romanlan da sah-
neye uyarlamaya başladı.
Yaşıyla birlikte belleği de zayıflamaya başiayana dek sahneden inmedi.
TJL uı
üm teknolojik
olanaklarile müzik,
dans, fılm gibi çeşitli
sanatlann bileşkesinden
oluşan 'total tiyatro'
düşünü gerçekleştirdi
Barrault.
Sahnelenen ilk uyarlaması Faulk-
ner'in "Döşeğimde Ölürken" isimli
romanı oldu. 1934 yılında kendi top-
luluğunun kurmak üzere Atelier"den
aynldı. İki yıl sonra Madeleine Rena-
ud ile tanıştı. Kendisinden 10 yaş bü-
yük oian ve Comedie -Française'in
1928 yılından beri baş oyuncusu olan
Renaud ile evlendi ve yaşamı boyun-
ca çoğu oyununda onunla birlikte rol
aldı. Renaud'un yardımıyla Comedie
-Française'e giren BarrauJt, savaş
yıllan boyunca burada çalıştı ve bazı
filmlerde rol aldı. Bunlann arasında
en ünlüsü 1944 yapımı "Cennetin Ço-
cukları" isimli fılmdeki Baptise ro-
lüydü. 1930'lu yıllardan beri Barra-
ult, Antonin Artaud ve Andre Bre-
ton'un düşünçelerinden yolâ çıkarak,
tüm teknolojik olanaklar ile müzik,
dans, fılm gibi çeşitli sanatlann bileş-
kesinden oluşan "total tiyatro" dü-
şüncesinin gelıştiriyordu.
Barrault- Renaud Topluluğu
1946 yıhnda Barrault ve Renaud
Comedie-Française"den aynlarak
"Compagnie Renaud-Barraulfu kur-
dular ve "Total Tiyatro"projesini
uygulamaya başladılar. 11 yıl boyun-
ca Theatre de Marigny'de Shakespe-
are, Moliere gibi klasiklerin yanı sıra
Barrault'un Kafka, Paul Claudel gibi
çağdaş yazarlardan yaptığı uyarla-
malan sahnelediler. Fransız hüküme-
ti Barrault'ta Theatre de l'Odeon'u
verdi ve sanatçı çift kısa sürede bu-
rayı Fransa'nın en prestijli tiyatrosu
haline getirdiler. Olanaklan artınca
repertuvannı da genişleten Barrault,
Beckett, lonesco \e Adamo\'un oyun-
lannı sahnelemeye başladı. Altmışlı
yıllar boyunca Barrault-Renaud
Topluluğu dünya turnesıyle Tokyo'-
dan New Yorka. Edinburgh'dan
Moskova'ya kadar birçok şehirde
oyunlannı sahneledi. Paul Claudel'in
"ChristopheColombe" yapımıyla "to-
tal tiyatro" düşünü gerçekleştirme
olanağını buldu Barrault. Gerçek bo-
yutlannda bir gemi biçiminde yapı-
lan sahnedüzeni ve geminin yelkenle-
rine zaman zaman yansıtılan görün-
tülerle tivatro tarihine geçen bir pro-
düksiyon oldu bu.
1968 olaylan sırasında tiyatrosunu
öğrencilerin kullanırruna açtığı için.
olaylann bastınlmasının ardından ti-
yatrosu elinden alındı ve devlet
yardımı alamaz oldu. Ama onunla
çalışabilmek için gün boyu başka işle-
rede çalışıp gece oyuna gelen vefalı
kadrosu ve bitmek bılmez tiyatro
aşkıyla bütün bu zorluklann üstesin-
den gelmeyı başardı. Tren istasyonu-
nun kubbesınin altına kurduğu dev
bir çadırda oyunlannı sahnelemeyi
sürdürdü.
Burada Voltaire ve Nietzsche gibi
düşünürlerden vaptığı uvarlamalan
sahneleyen sanatçı, hem halka kar-
maşık felsefelcn tanıtmayı. hem de
çadırla uyum sağlay>ârn 'sirk Benzeri
eğlencelen bir arada vererek tiyatro-
nun egitiri ve eğlendirici ışlevlerini
son derece deneysel bir yöntemle har-
manladı. Sonunda hükümet yeniden
Barrault"a bir tiyatro vermeye karar
verdi. Ve ünlü Champs Elysees cad-
desinde Theatre du Rond Point ku-
rulmuş oldu. Biri 300 dığeri 800 kişi-
lik iki salonu bulanan tiyatro. bunu
takip eden yıllarda Barrault'un gün-
düzleri de salonlan konferans. panel
hatta özel partiler için kullandırtması
ile birlikte bir sanat merkezinedönüş-
tü. Küçük sahnede hep adı duyul-
mamış genç yeteneklerin oyunlan
sahneleniyor, çoğu kısa sürede Fran-
sa'nın beli başlı üyatroculan arasına
gıriyordu.
Barrault yaşıyla birlikte belleği de
zayıflamay a başiayana dek sahneden
inmedi ve genç rollere çıkmakta da
bir sakınca görmedi. Ancak iki yıl
önce yaşlılık, onu büyük aşkı tiyatro-
dan kopmak zorunda bıraktı. Jean-
Louis Barrault 20. yüzyılın en büyük
tiyatroculanndan birivdi ve oluştur-
duğu örnek, öğretileri \e yazılanyla
gelecek kuşaklan da etkilemeye de-
vam edecek.
ıyatro, şıır, sanat ve
özgürlük için atan,
yılmadan savaşan,
durmadan enerjisini
tazeleyen,yeniliklere
ardma kadar açık
yüreği, Barrault'yu
uykusunda usulca
terkedivermişti.
1936 yılında tanıştığı ve bir daha
aynlmadığı sahne ve yasam arkadaşı
Madelaine Renaud ile birlikte 1947'de
kurduklan "Renaud-Barrault Tiyatro
Topluluğu", Paris'in değişik yerlerinde
etkinliklerini sürdürmüştü. Örneğin,
1974 yılında. bugün Orsay Müzesi'nin
bulunduğu yerde. tren istasyonundan
bozma "Orsay Gan Tiyatrosu"nu ku-
rarak. Seine Nehri kıyısındaki bu ge-
niş mekanı. ne yazık ki kısa süren bir
zaman dilimi boyunca. canlı bir tiyat-
ro merkezine dönüştürmüşlerdi.
Jean-Louis Barrault, 1980'li yıllann
başında. bu güzelim tarihi istasyon bi-
nasını terketmek zorunda kaldığında,
nehrin sağ yakasına gecerek, kentin en
zengin caddesi olan Champs Elysees'-
nin göbeğindeki eski saraylann yanı-
başına yerleşerek "Theatre du Rond
Point"i kurmuş ve her zaman olduğu
gibi, klasik yapıtlar yanında, çağdaş
tiyatronun özgün örneklerine de kapı-
lannı açmıştı. Son yıllarda. Paris Güz
Festivali'nin bazı etkinliklerini de
banndıran "Tbeatre du Rond Poinfin
salonlannda, Hint klasik müziğinden
çağdaş Avusturya tiyatrosunun ör-
neklerine dek değişik sanat biçimleriy-
le tanışma olanağı bulmuştuk.
21 ocak gününü. 93 yaşındaki eşiyle
ile birlikte el ele dinlenerek gecirmişti.
Ertesi sabah. kıvılcımlı yenilikler ve
cesur denemelerle dolu anlamlı ve yo-
ğun bir tiyatro macerasmın böylece
noktalandığını öğrendik.
IDSO, Dame Ninette deValois'in 95.yaşgünü onuruna iki bale sahneliyor
'Hovardanın Sonu' ve 'Çeşmebaşı'
Kültür Senisi - İstanbul Devlet Ope-
ra ve Balesi. Türk Balesı'nin kurucusu
Dame Ninette de Valois'in tüm dünvaea
kutlanan 95. yaş günü onuruna repertu-
vanna aldığı "Hovardanın Sonu" ve
"Çeşmebaşı" balelenni sahnelemeye
başladı.
Onuruna Türk hükümetince büyük
törenler düzenlenen Ninette de Valois'-
in koreografisini yaptığı. İngiliz balesi-
nin en önemli örneklerinden olan "Ho-
vardanın Sonu". mirasa konan genç bir
adamm çılgınlıklannı konu alıyor. Ba-
lenin müziği. Gavin Gordon'a ait.
Ünlü Türk besteci Ferit Tüzun'ün
"Çeşmebaşı" 'balesi ise Türk dansçı-
lannın üslup \e ritmlerinden faydalaru-
larak yaratılmış fantastık bir bale.
"Hovardanın Sonu". Richard Glass-
tone tarafından sahneye konuyor. Or-
kestra şefı Elşad Bagirov. Dekor \e kos-
tüm Rex VVTıistler ile Osman Şengezer'e
ait. Işık Bfilent Darcan laraiından ger-
çekleştiriliyor. Oyunun ilk sahnelenişin-
de rol alan Evinç Sunal-Suna Şenel ta-
rafından sahneye konan "Çeşmebaşı"-
mn orkestra şefı de Elşad Bagirov. De-
kor ve kostüm Osman Şengezer'e. ışık
Bülent Darcan'a ait.
"Hovardanın Sonu" ve "Çeşmebasj"-
Ferit Tüzun'ün 'Çeşmebaşrsı, Türk danscılarının üslup ve ritmlerinden faydandarak yaratdmış fantastık bir bale.
nda Oktay Keresteci, Çiğdem Erkaya,
Hülva Aksular, Murat Akaoğlu, Erdal
Uğurlu, Selçuk Borak, Serap Konuk,
Ender Savaşkurt, Deniz Berge, Ayfer
Zeren, Bahar Vklinlioğlu, Mustafa Kar-
gacı, Serap Meriç, Lale Sezgin, Uğur
İlter, Ünal Aster, Oktay Aksoy, Ümit
Karabel, Ya^nz Özdel, Aiim Günay,
Kaan \azgan, Ercan \üken, Meltem
Tezmen, Erdal Atik. Funda Emir, Tuva-
na Tuneer. Esin Baktşkan, Tülin Yitik,
Nursel Sönmez rol alıyorlar "Çeşme-
başı"nda soprano solo Suzan Kızıklıoğ-
lu ve Oya Gökberk.
Atatürk Kültür Merkezi fuayesinde
Dame Ninette de Valois'in Türkiye"-
deki çalışmalanyla ilgili bir de resim ser-
gisi yer alıyor.
Ulusal Sinema Sempozyumu 18-19 şubatta İstanbul'da
ANKARA (ANK.-V) - Kültür Bakanı
Fikri Sağlar'ın göreve geldiği dönem-
den itıbaren büyıik destek görcn Türk
sineması. yine Kültür Bakanhğı'nın
desteği ile sorunlannı tartışacak. Kültür
Bakanlığı. Türk sinemasırun yaratıcıhk
sorunlan, uluslararası ilişkilerde yaşa-
nan sorunlar ve devlet-sinema ilişkısı-
nın tartışılacağı 'Llusal Sinema Sem-
pozyumu' düzenlıyor.
Kültür Bakanlığı'ndan edinılen bilgi-
ye göre Ulusal Sinema Sempozyumu ile
Türk sinemasının sorunlan tartışılarak
yeni projeler üretilmesi amaçlanıyor. Si-
nema-devlet ilişkisi. uluslararası ılişkı-
ler, sinemada yaratıalık sorunlan ve
çerceve yasağı konu başhklannda ger-
çekleştirilecek sempozyumda, Türk si-
nemasının sorunlan ırdelenecek. Scm-
pozyuma sınemaya önemli katkılan
olan Ömer Kavur, İrfan Töziim, Atıf
Yılmaz. Ya>in Özkan, Tunç Basaran,
Başar Sabuncu. Fehmi Yaşar, V eşim L s-
taoğlu, Bilgi Olgaç,Seçkin Vaşar, Halit
Rcfığ, Yusuf Kurçtnli. Zekj Ökten, Er-
den Kıral. Sinan Çetin ve Türkân Şoray'-
ın konuşmaa olarak katılacağı bildinldi.
Kültür Bakanlığı yetkılıleri. sempoz-
yumla. sinema konusunda genış bir tar-
tışma platformunun oluşturulabileceğini
ve sempozyumda çıkacak görüşlere göre
yeni çözümlerin üretılebileceğini belirtti-
ler. Kültür Bakanhğı'nın sağladığı des-
teklerle Türk sinemasının atağa gectiğirıi
kaydeden yetkililer, sinemaya desteğin
süreceğini bildirdiler.
Kültür Bakanlığı tarafından düzenle-
necek 'Ulusal Sinema Sempozyumı'
18-19 şubat günlerinde istanbul Çıra-
ğan Sarayı'nda gerçekleştirilecek.
Bin beş yüz elli çocuğun
resimleri...
AHMET CEMAL
Her yılbaşı yaklaştığında satışa sunulan UNICEF kart-
larını görmemiş olanımız var mıdır? Birleşmiş Milletler'-
in çocuklara yardım fonunca hazırlatılan, çeşitli ebatlar-
daki bu kartların üstünde yer alan resimler, hep titiz se-
çimlerin ürünüdür. Peyzajlar, ölüdoğalar, çiçek, hayvan
ve insan betimlemeleri çoğunlukla büyük ustaların elin-
den çıkmadır.Bunların arasında -Noeli ve yılbaşını
çağrıştırmalan nedeniyle- kar manzaralarının önemli
bir yeri vardır. Bu manzaralarda damları karlarla kaplı,
pencerelerinden sıcacık ışıklar dökülen şipşirin evler
görürüz. Bu sıcak ışıklar, o pencerelerin arkasında diki-
len Noel ağaçlarının ve türlü yiyeceklerle dolu yılbaşı
sofralarının, kısacası pürüzsüz bir mutluluğun habercisi
gibidir.
Aynı kar manzaralarında kimi zaman çocuklara da yer
verilmiştir. Böyle resimlerde çocuklar neşeyle oyna-
makta, karınları tok, sırtları da iyice pek olarak kardan
adamlarını tamamlamakta, ya da yine neşeyle, kartopu
savaşlarını sürdürmektedirler.
Ama Saraybosna'da, evlerinin önünde kartopu oynar-
ken, Sırpların top ateşiyle can veren altı çocuğun resmi,
bu kartlardan hiçbirinde yoktur. Onların resimleri, yal-
nızca, üstelik/renrf/kanlanyla, evlerininönündeki karla-
ra çizilmiştir...
Onlar gibi, savaşın başlangıcından bugüne kadar ölen
ve sayıları, bu kartları bastıran örgütçe, yani Birleşmiş
Milletler tarafından açıklanan bin beş yüz elli çocuğun
resimlerine de, dünya çocuklarını hep mutlu görmek is-
teyen UNICEF kartlarında rastlayamazsınız. Bu kartların
dünyasında yalnızca pembe düşlere, olmayan cennet
bahçelerine, küçücükdünyaları büyüklerin koruyucu ka-
natları altında yaşayıp giden, onlar için ölüm hiç yok-
muşçasına yaşayıp giden güleryüzlü çocuklara yer
vardır. ötekilerin, yani hakiki ölümleri ölenlerin yerı, an-
cak gazete ve televizyon haberleridir. Başka deyişle,
gerçekten ölmek gibi, ne mutlu Noeller'le, ne de nice
mutlu yıllarla bağdaştırılabilecek bir yazgıya kurban gi-
dip, sokaktaki adamm keyfini kaçırabilecek çocuklara,
yalnızca bir kez okunduktan ya da izlendikten sonra. et-
kisini yirmi dört saat bile sürdüremeyen medyalarda yer
bulunmuştur. Bunun gibi, kartopu oynarken öldürülen
iki küçük oğlunun başında duran babanın resmi de UNI-
CEF kartlarının üstünde değil, fakat gazetelerde yer
almıştır.
1993 yılında, Der Spiegel dergisinin Alman SAT-1 tele-
vizyonu için hazırlattığı o unutulmaz -ya da pek çabuk
unutulması yeğlenen!- röportajda, konuşmacılardan bir
sanat uzmanı hanım, şöyle diyordu tanık olduğu çocuk
ölümleri için: "En büyük güçlüklerle, çocuklan emin yer-
lere götürmek istediğimizde karşılaşıyoruz; çünkü on-
lar, silah sesleri başladığında da özellikle güzel hava-
larda, kötü bir şey olabileceğine inanmıyorlar; ya da,
tam sığınaklara koşarken donüp geride kalan bir kedi
veya köpek yavrusunu almak için dışarı çıkıyorlar ve o
sırada ölüyorlar.."
Ama onları, hiçbir renkli kar manzarasmda göremiyo-
ruz. İnsan hakları konusunda olası ihlallerin gölçesin-
den bile korkan hümanist Batı, çocuk haklarını henüz
yetişkinlerin dünyasma almıyor. Yetişkinleri toplantı
masalarının başına yetiştiren akreple yelkovan, çocuk-
lan ö\üme gönderiyor. Bitip tükenmeyen toplantılarda
barışın koşulları tartışılırken Bosna-Hersek kentlerinin
sokaklarında ayaklarını, bacaklarını yitirmiş küçükler,
minik koltuk değneklerine dayanarak ayakta ve hayatta
kalabilmenin çarelerini arıyorlar..
ölümünün ardından Audrey Hepburn, yaşamını dün-
ya' çocuklarına adadığı için takdirle anılıyor. Danny Ka-
ye'in hayattayken 'dünya' çocuklarını ne kadar çok sev-
diği ve onlar için yaptıkları, hep anlatılıyor. Sophia Lo-
ren'i, Rolls Royce arabasına binmiş, 'dünya' çocukla-
rının yardımına koşarken gösteren resimler yayımlanı-
yor. Birleşmiş Milletler, 'dünya' çocuklarının haklarına
ilişkin bildirgeler hazırlıyor. UNICEF, geliri 'dünya' ço-
cuklarına harcanmak üzere yüz binlerce, belki milyon-
larca güleryüzlü kart satıyor...
Biz kaç dünyada yaşıyoruz?
Jockson, suçlomalordan 40 nûlyon
dolara kurtuluyor
LOS ANGELES (RELTER) - Mıchael Jackson ile onu
kendisine cınsel taciz yapmakla suçlayan 13 yaşındaki
çocuğun avukatlan. Jackson'un milyonlarca dolar
ödemesini öngören bir anlaşmaya varmak üzere
olduklannı açıkladılar. Eğer anlaşmaya vanhrsa. çocuk 21
Mart'ta yapılacak olanmahkemede ifade vermeyecek.
bunun karşılığında Jackson'un ödemeyi kabul ettiğı
miktann açıklanmamakla birlikte 40 milyon dolar
civannda olduğu tahmin ediliyor. Hukuİcçular hiç bir yazılı
anlaşmanm bir kişinın tanıklık yapmasına engel
olamayacağının söyleseler de Kaliforniya eyaleti
kanunîanna görecinsel suçlann kurbanlan istemedıkleri
takdirde tanık olmaya zorlanamıyor.
Aspendos 'Opera Şehri'olacak
ANKARA(ANKA) - Dünyaca ünlü opera sanatçılanndan
Jose Carreras ve Monserrat Caballe'a ev sahipliği yapan
Aspendos, uluslararası opera ve bale merkezi haline
dönüştürülecek. Devlet Opera ve Balesi Müdürü Rengim
Gökmen, 10-30 haziran günleri arasında Aspendos'ta ilk
kez "Uluslararası Opera ve Bale Festivali" düzenleneceğini
ve festival için gerçekleştirilecek altyapı calışmalanyla
Aspendos'un "opera şehri" olacağını söyledi.
BaharKocaman'dan 'tannça
idollerV
KültürServisi - Bahar Kocaman'ın dördüncü kişisel sergisi
Galeri Baldem'de sürüyor. Resimlerindeki "figür
soyutlamalan" genellikle kadını içeren Kocaman'ın son
yapıtlannda belirgin bir fark var: "tannça idolleri"göze
çarpıyor. Sanatçı bu konuda şöyle diyor:"İdoller. özellikle
tannça idolleri ve Hitit kabartmalan beni çok etkiliyor.
Sonresimlerimdetarihsel biçimlerden de izler görülecek.
Bu benim için yeni birlezzet." Bahar Kocaman, bu son
sergideki işlerinde resim anlayışı açısından bir fark
görmüyor. Ancak önceki yapıtlannda lekelerin daha çok
yüzeyle ilişkili olduğunu, oysa şimdi aynı lekelerin giderek
yoğunlaşüğını, biçime yöneldiğini söylüyor. Sanatçmın
yeni resimleri 8 şubat tarihine kadar gezilebilir.