23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21OCAK1994CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 ŞtRKETLERDEN ««•nzsnon* «RAY StGORTA Teletaş'ın Dudullu ve Ümraniye'deki fabrikalaraait bina, makine, tesis ve tüm mal varhklannı 1.2 trilyon lira ile güvence altına aldı. •SESUYANTT ; SİSTEMLERİ1993yıh ' satışlannı 322 port olarak • gerçekleştirdi. SYS'nin ı' Unilever Grubunda 3, !Roche'da2, | Simko-Siemens grubunda |4, Koç grubunda 3 sistemi çalışıyor. {•VAKIFDENİZ LEAStNG kuruluşunun »dördüncü ayında 8 gemi ve biryatleasingi gerçekleştirerek, toplam 650 milyar lira ciro yaptı. •TÜRK EKONOMI BANKASIA tipi fon olan Tebinfon'un 100 milyar lirahk sermayesini yoğun takbi karşılamak amacıyla 250 milyara çıkarmak için gerekli başvuruyu yapb. •MERKEZ StGORTA tüm kasko sigortalannda yüzde 25 peşin ödeme indirimi başlattı. * Uygulamaya göre sigorta priminin peşin ödenmesi halinde ek tazminatlara da aynı indirim tatbik edilecek. • DEMtR StGORTA A Ş Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı tarafindan düzenlenecek "Anılar ve Stefan"defilesini güvence altına aldı. •TAM StGORTA Mardin. Diyarbakır. Malatya, îçel, Elazığ, Iskenderun, Şanlıurfa ve Batman'daki sigortaahk calışmalannı yeniden düzenledi. Şirketin Adana'daki Güney ve Doğu Anadolu Bölge Müdürlüğü'ne Hüseyin Özgürgetirildi. •DEHAlçve DışTicaret ürünlerini dün başlayan Yiyecek ve Içecek Fuan'nda sergıliyor. •ANADOLU SİGORTA 125 milyar lira olan esas sermayenjn, 1994yılında yüzde 200 ârtünlarak, 375 milyar liraya çıkartılması yönünde prensip karan aldı. • tNTERTEXTtarafından îstanbul Hilton Exhbition Center'da düzenlenen "9'uncu îstanbul Uluslararası Yiyecek-Içecek Endüstrileri Fuan"23 ocak tarihinekadar açık kalacak. • BATI f « • StGORTA • J îstanbul, İzmir. F — ^ M Ankara,Adana B | J veBursa'da 1993yıhüretim faaliyetlerinin değerlendirildiği, 1994yıh projeksiyonunun çizilerek nedef.politikave amaçlannın açıklandığı bir dizi bölgesel Acenteler Koordinasyon Toplantısı başlattı. • MEDALİMtTED Inşaat 94 Fuan'nda Amerlink Masif Kütük Ev ile Fransız şömineferinin tanıtımını yaptı. • FASÎFİK Menkul Değerler Genel Müdürlüğü'ne Nebil îlseven atandı. •AKBAJVKlkasıml993 ile 30 nisan 1994 tarihleri arasında en fazla harcama yapan 10 mastercard sahibi vesonaltıayile karşılaştırmalı olarak en fazla mastercard cirosu yapan lOişyeriiçin Amerika gezisi düzenliyor. • PAMUK- BANKkredi kartlanyla yapılanherlOO liralık alışveriş için kart sahibine 2 Pamukpara kazandırmaya başladı. Pamukpara sahibi kişiler, uçak biletinden müzik setine kadar pekçok üriinü, hic ücret ödemeden alabilecekler. •SANDOZTARIM İlaçlan Bölümü'ne Türk Standartlan Enstitüsü tarafından TS-ISO 9002 Kalite Güvencesi Sistemi Sertifıkası verildi. • GÜNEŞ SİGORTA Seka'ya b a p İzmit, Dalaman, Aksu, Kastamonu, Afyon, Bolu, Çaycuma, Silifke, Balıkesir fabrikalanna 3.6 trilyon lira üzerindenyangm all riski teminatı ile sigortaladı. Hükümete döviz uvaıısıEkonomi Senisi - Türk Sana- yici ve İşadamlan Derneği (TÜS- IAD) üyesi sanayiciler para pıya- salannda yaşanan krizin iflaslara ve ekonomide büyük dengesizlik- lere yol açacağını belirttiler. TÜSİAD'ın 24. Olağan Genel Kurulu'nda Türkiye'nin kredi notunun düşürülmesi ile birlikte başlayan knz tartışıldı. Işadam- lan Memduh Hacıoğlu, Cem Boy- ner, Yavuz Cane\i ve Halit Na- rin'in de söz alarak görüşlerini açıkladığı genel kurulda konuşan TÜSİAD Başkanı Halis Komili, döviz spekülasyonu üzerinde ge- liştirilecek senaryolann enflas- yonda kısa dönemde umulmadık sıçramalar yaratacağını belirte- rek, hükümetin ekonomi kur- maylanndan amaç ve ruyetlerini açıklamasını istedi. Komilı, "Say- dam toplumun bügi edinme öz- gürlüğüne saygı göstermeli, spe- külatif yaklaşunlara ortam oluş- turmaktan kaçınmaudıriar" dedi. Eleştiri ve uvan dolu konuş- masına "TÜSİAD bir kez daha kötümser oimakla suçlanacak" diye başlayan Halis Komili, "Ne aşın iyimser olaiım ne de aştn kö- tümser. Gerçekleri görmeye çalı- şalıın" dedı. Türk ekonomisinin acil çözüm bekleyen ciddi sorun- lan olduğunu vurgulayan Komi- li, "Türk mali sisteminde son gün- lerde giderek hrmanan belirsizliğe Hazine ve Merkez Bankası >etki- Hleri son vermeüdir" şeklınde ko- nuştu. "Mali sektörde beürsiz ve hedefsiz uygulamalar sistemde gü- vensizJik yarahnaktadır" dıyen Komih bu konuyia ılgili şunlan söyledi: 'Ekonomide başıboşluk' "Mali sistemde Hazine'nin kre- di ihtiyaçlannın iç >e dış piyasalar yerine Merkez Bankası kaynak- lanndan karşılanması neticesi, aşın likidite ekonomide başıboşlu- ğu egemen kılmakta. her türlü kontrolü. tahmin edilebilirliği yok etmektedir. Bu tehlikeli gidişe son vermenin yolu, Türk Lirası'nın li- kiditesinin ktsılmasından, bunun için de kamunun öncelikle Merkez Bankası dışında kaynak ara- masından ve harcamaian kısması- ndan geçer. Son iiç günde Merkez Bankası kurlan ile serbest piyasa kurian arasındaki fark giderek arrtı ve yüzde 20'nin üzerine çıktı. Bu farklılık son 7-8 yıldır çeşitli güçiüklerie yok edifen ikinci piya- saların yeniden hortlamasuıa, bü- yük dengesizliktere yol aça- caktır." TÜSİAD Yüksek İstişare Kon- seyi Başkanı Rahmi Koç da Mo- ody's ile Standard and PoorYun Türkiye'nin kredı notunu düşür- mesı ile ekonomide korktuklan şeyin başlanna geldiğini söyledi. Döviz piyasalannda yaşanan pa- nik ve karmaşayı piyasanın kendi kendine dengeleyeceğini belirten Koç. "Bu konuda hükümetimize tavsiyemiz de paniğe kapılıp çok zecri tedbir almaktan kaçınma- sıdır" dedı. Koçunuyanları • Birçok şirket 1993 senesini güzel karlarla kapatmıştır. Bu, memleketin acil ekonomik sorunlannın önemli bir kısmını 1994'e aktarma pahasına olmuştur. • Ekonominin iç ve dış açıklannın ölçüsüz büyümesi sonu- cunda uluslararası kredi kuruluşlan ratingimizi düşürdü. Yani Türkiye'nin kredibilitesi zarar gördü. • Bunun sonucu son iki gündür döviz ve para pıyasalan büyük bir karrnaşa yaşıyor. • Piyasa bu istikrarsızlığı tekrardengeleyecektir. Ancak pa- niğe kapılarak ne istikamette olursa olsun, ölçüsüz hareket edilirse o zaman tahrifat daha fazla olacaktır. • Büyük paralar kazarulabileceğı gibi iflaslann dahi yaşan- ması mümkündür. Onun için çok lemkınli hareket edilmesı gerekir. •Bu konuda hükümete tavsiyemizde paniğe kapılıpçok zecri tedbir almaktan kaçınmasıdır. • Mahalli seçimler bir genel seçim havasına sokulmuştur. Bazı partiler ya sınıfı gececek, ya ikmale kalacak ya da sınıfta kalacaktır. •O zaman da politik dengeler bir defa daha gözden geçiriierek bazı kaymalar ile yeni bir düzen ortaya çıkacakur. • Bu seçim ortamında hiçbir parti ciddi ekonomik karar alma riskine girmeyeceği gibi para musluklan açılıp piyasaya oluk gibi para akacak, bu, enflasyonu daha da körükleyecektir. • Bu vaziyette dengelerin ne yönde gelişeceğini kestirmek mümkün değildir. Faizlerdüşecek gibi görünmemektedir. •Son günlerde dövize hücumu önlemek için faizlen arttır- mak mecburiyeü hasıl olmuştur. Dolayısıyla aşın ve hesapsız borçlanmadan kaçınmamız lazımdır. • Her işletmenın kendi özkaynağı nispetinde iş yapması akıl- adır. Bu durumda büyüme pek mümkün olmayacaktır. • Dış ödemeler dengesıfıde istıkrar olmadığı zamanlarda döviz borçlanmasında ölçüsüz davranmanın ne kadar riskli olabileceğini dövizde yaşanan son karmaşa göstermiştir. • Kısa vadeli döviz borçlanmasmı planlı bir şekilde azaltmak mecburiyetindeyiz. • Kurlar ayarlandığı zaman yenı bir ihracat seferberliğine gerek felsefe, gerekse kapasite bakımından hazırolmamız la- amdır. • Şimdiden sahamıza girmeyen işlerden çekilmeliyiz. Komilı nin uyarıları • Siyasette yaşanan depremler yüzünden ekonomide büyük hasarlar meydana geldigini görmezükten gelemeyız. Bu hasarlar gerektiği biçimde onanlmalıdır. •Onanlmadığı takdirde, tıpkı büyük depremlerdesu ve kana- lizasyon şebekelerinin tahirip olması yüzünden geçilemeyen salgın hastahklârgibi ya da elektrik ve gaz şebekesindeki hasarlar yüzünden meydana gelen yangın ve patlamalar gıbı, çapını ve sonuçlannı bugünden tam olarak kesüremeyeceğimiz felaketlerle karşıİaşınz. • Zaman, iyimser tablolar çizerek, dün şuradaydık, bugün buradayız diyerek kendimizi avutma zamanı değildir. • Yapılan uyanlan politikacırefleksiylekulak arkasına atmakla ve uyan yapanlan neredeyse hain ilan etmekle, ülkenin geleceğine hiçbir olumlu katkıda bulunulamaz. •Türkiye ekonomisi son iki yılda gelişmekte olan ülkelerin ortalama hızının çok üstünde bir hızla büyümüştür. Ama bu büyümeyi iç talepteki artış uyarmış ve hızlandırmışür. • Bu tarz bir büyümeye bakarak ı>ımser olmak anlaşılır gibi değildir. İç talebin yarattığı bu hızlı büyüme makro dengelerde belirgin bozulmalara yol aç- maktadır. • Büyük kamu açıklannı iç ve dış borçlarla ve para basarak kapamaya çaiışarak, tüketimi kamçılayarak yaratılan büyü- menin devam ettirilebilmesi mümkün değildir. Bu politika- lann gelecekteki faturalan çok ağır olacaktır. • 1994yılı yerel seçimler dola- yısıy la 9 aylık bir yıl obna durumunda. Mart seçımlerinin sonucu ne olursa olsun ülkeyi yönetenlerin iyi bir program ve kadro ile sorunlann çözümüne girişmesı zorunludur. • Yetkililer uluslararası kredi kuruluşlannın Türkiye'nin kre- dibilitesinın düşürülmesini önemsemez, ciddiye almaz gözükmeyi tercih etmiştir. Bu konuda aksi görüşü savunanlar ve savunacaklaı yine "kötümser" olmaktan"hüküm giyeceklerdir." • Değerlendirme kuruluşlannın verdıiclen notlar, gerek kamunun, gerekse özel sektörün dışfcaynakbulma çabalan açısından hayati önem taşımaktadjr. •Türkiyeekonomisinin gidişatımn iyi olmadığı izleniminın yayılmaya başlaması manvera kaabıliyetimızi azaltacaktır. •Türkiye. yalnızca spekülatörlerin iltifat ettiğı bir ülke konumuna düşerse. dış borçlanma olanaklan daralırken, alınan borçlara ödenecek faizler artaçaktır. Bu da ekonomiyi bir çıkmaza doğru sürükleyebılecekür. Öyleyse bu uyanlar addiye alınmalı, süreci tersine çevirecek ve uluslararası piyasalarda Türkiye'nin itibannı yeniden yükseltecek önlemlerzaman kaybetmeden uygulamaya sokulmahdır. ME>IDUH HACIOCLU; HALİT NARİN: "Ekonomi yönetilemiyor" "Geldiğüniz noktada yaşadıklarunızın nedeni enflasyonyüksekliğidir. Enf- lasyon yüksekliğinin sorumlusu ise Ğe\ leti y öntten hükümetler- dir. Enflasyonla mücadele bir alkoliğin alkolle mücadelesi gibidir. Nasü bir alkoliğin alkolden kurtulması /orve sıkıntılı ise enflasyondan kurtulma dönemi- de zor ve sıkıntılıdtr. Bugün rant ekonomisi gelişmiştir. Türkiye'- nin kaderi bu değildir. Hükümetler ekonomiyi ivi yö- netemivorlar." "Rantgeliri önlenmeli" "Türkiy e'nin enflasy onu bu rant getirlerinden kay naklanıyor. Bugün 400 trilyon lira hiç çaba sarfetmeden kazanılan rant geli- ri vardır. Bu yapıcı Türk girişim- cisini yok etmektedir. 1993 yüın- dabunu çektik, 1994 yılında çekmemek içinlobi caiışmalan na başlayaİDn. Bizbu kadar sıkıntıy a bu rant geliri için mi kaflanıvoruz. Devletin bütün sorumlu insanları kalkıp da uluslararası diyologlarla sağladıkları de>let iribannı bu rant kesuni için mi yapıy or?" YA\XZCANE\1; "Ankara'da CEM BOYNER: 'Problemin diyalog yok" kaynağı Ankara' "Ankara'da ekonomi yöneti- mindeki. özellikle teknik açıdan dağınıklık, Merkez Bankası, Hazine ve Planlama Teşkilatı- nın di> olog içinde olmay ıp, olay- lara anında rcaksiyon gösterme* meleribu bunalonı varatmıştır Bu dağınıklık geç de oisa giderilmiş, bütün ekonomik birimler birbirleriıûn yüziine bakarak ne istediklerini sö> lemişlerdir. Kısa vadeli parasal tedbûier. ancak zaman kazandırır. Bugün geli- nen noktada, tutarlı, ekonomi politikasına ihtiyaç vardır." "Ankara'ya dikkatli bakmak lazun. Türkiye'de sermaye birikimi çok geç başladığı için, biz sermaye birikimi ile uğraşırken Ankara'yı çok ihrnal ettik. Ankara'da Batüı anlamda yönetim sağlanınca ya kadar sorunlar sürecektir. Ankara'ya gözümüzü dikip oraya daha çok tcmsilci göndermeliyiz. Devlet yönetimine daha çok temsiici vermezsek biz yine fesi bırakıp püskülüyle uğraşınz." İsrail Merkez Bankası Başkanı'ndan enilasyon reçetesi 6 Istikrarprogramında iııaııdıııeılıkönemli9 Ekonomi Servisi - israil Merkez Bankası Baş- kanı Prof. Dr. Jacob A. Frenkel "Yüzde 600'ler- de seyTeden enflasyonu yüzde 10'a çekme ba- şanmızda en önemli etken, uygutadığunız ekono- mi politasında inanıuruğı kaybetmememiz olmuş- tur" dedi. Türkiye Sanayicı ve İşadamlan DerneğTnin 24. Genel Kurulu nedeniyle dün Svvissotel'de düzenlenen toplantının onur konuğu olan Prof. Frenkel, Israıl'de ekonomide ciddi önlemler alı- nmaya 10 yıl önce başlandığını kaydederek söz- lerine şöyle devam etti: "Durumumuz gerçekten çok kötüye gkliyordu. Süratle acil önlemler aiuıması gerekiyordu. Biz her şeyden Önce İsrail halkına durumun ciddiyeti- ni, zor günler yaşayacaklannı, buna katlanmalan gerektiğini sürekli tekrarladık. Halkın gözûnde bir inanüırlık inşa ettik ve bumı yıkmaktan her za- man kaçındık." Kamu harcamalannda önemli kesintilere git- tiklerini söyleyen Prof. Frenkel, eğitim giderleri- ni bu kesintinin dışında tuttuklannı da sözlerine ekledi. Bütçe açıklannı fınanse etmek için Mer- kez Bankasını devreye hiçbir zaman sokmadı- klanm sözlerine ekleyen Prof. Frenkel şöyle de- vam etti: "Vergi gelirirri arttırmak için çeşhü önlemler aldık. Ama vergi toplarken üretimi ve yatınmlan engeUemekten kaçındık, üreticiye ve yatınmcıya cesaret verdik." Frenkerin konuşması, Türkiye bükümetine mesaj verir gibiydi. AB Türk pamuklu kumaşlanna karşı damping soruşturması başlattı 2.4 trilyon lirabk ihracat tehlikeye girdi DENtZ ŞAHtN Avrupa Bırliği, Türk pamuklu kumaşlanna karşı damping so- ruşturması başlattı. Damping so- ruşturmasına ilişkin duyuru dün Avrupa Birliğı resmi gazetesinde yayımlandı. Soruşturma sonu- cunda Türkiye'nin damping yaptığı kesınleşirse, AB, 1992"de 100 milyon ECU (2.4 trilyon lira) tutan ve toplam tekstil ihra- catımızın yüzde 10'unu oluşturan pamuklu kumaş ihracatımıza an- tidamping vergisi uygulayacak. Bu durumda Türkiye'nin AB'ye yaptığı pamuklu kumaş ih- racatının yüzde 70 oranında aza- labileceği tahmin ediliyor. AB'nin dam- ping soruşturması, ihracatçılar tarafından "Biz Gümrük Birliği'ne hazırianırken, Tür- kiye'ye karşı böyle bir harkete girişilmesi boş değfl" denilerek değerlendmldı. AB'nin damping soruşturması, Euro- coton'un (Avrupa Birliği Pamuklu Tekstil Sanayicileri) Türkiye ile birlikte beş ülke için dört ay önce Avrupa Komisyonu'na yaptığı başvuruyla başladı. Komisyon, Avrupa Bakanlar Konseyi'nin karan üze- İTKİB Başkanı Okan Oğuz. • Soruşturma sonucunda Türkiye'nin pamuklu kumaş ihracatında damping yaptığına karar verilirse, antidamping vergisi konacak. Bu durumda AB'ye yapılan pamuklu kumaş ihracatınm yüzde 70 oranında azalabileceği tahmin ediliyor. • Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Okan Oğuz, Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne hazırianırken bu tür bir soruşurmaya uğramasının 'hoş olmadığını' belirterek AB'nin bizi rakip olarak değil, ortak olarak görmesi gerektiğini söyledi. rine damping sonışturmasını dün resmı olarak başlattı. Eurocoton'un iddialan Eurocoton'un Avrupa Komisyonu'na yaptığı başvuruda, Türkiye'nin yanı sıra Çin, Endonezya. Pakistan ve Hindıstan'ın pamuklu kumaş ihracatında damping yaptığı öne sürüldü. Resmi başvuruda yer almamakla birlikte, Eurocoton, Türkiye'- nin yüzde 49 4 oranında damping yaptığını iddıa etti. Eurocoton damping soruşturması isterken şu gerekçeleri öne sürdü: "1989'dan 1992'ye kadar bu beş ül- kenin (Türkiye, Çin, Endonezya, Pakistan ve Hindistan) dtşsatımı 127 bin 663 tondan 136 bin 868 tona çıktı. Aynı sürede AB'nin iç tüketimi ise 884 bin 988 tondan 710 bin 884 tona düştü. Böylece bu beş ülkeden yapılan dışalunın payı toplam tüken'm için- de yfizde 14.4'ten yüzde 19.3'e çıktı. Bu artış nedeniyle AB üreticUeri fi- yatlannı yüzde 22-38 arasında dü- şürmek zonmda kaldılar. Bu sa- nayideki istihdam 1988'den beri yüzde 22 oranında azakiı. Birçok tekstil fabrikası kapanmak zorun- da kaldı." Eurocoton, pamuklu kumaş- larla birlikte çarşaf kategorisi için de damping soruşturması açı- Imasını istemişti. Bu konuda he- nüz bir karar alınmadı. Avrupa Komisyonu'nun dam- ping sonışturması başlatması ih- racatçılan hayal kınkhğına uğ- rattı. Türkiye İhracatçılar Mecli- si Başkanı Okan Oğuz, "Biz Gümrük Birliği'ne hazırlanırken, AB'nin damping soruşturması başlatması hoş değil" dedi. Oğuz şöyle konuştu: "Tür- kiye iki yıldır Gümrük Birliği'ne yönelık pozitif adımlar atıyor. Biz artık AB'den de karşı adımlar beklerken bu tür anü'dam- piıtg spruşturmalan son derece lüzumsuz. Tekstil ve konfeksiyonda biz onlann raki- bi değil ortağıyız. Bizi rakip olarak gör- meyip diğer ülkelere karşı ortak uyum sağlamamız gerekirken, bu soruşturmaya başlanması mantıklı değil." MİKRO DINÇ TAYANÇ Tekerrüp... 'Mekeppür../ "Tarih, tekerrürden ibarettir" diyor okuduğum yazının bir yerinde. Sonra sürüyor yazı: "Tarih tekerrür ediyor- sa, hiç mi ders almıyor bu insanlar?.." Birazdan çok öf- keli, gözlerimi kapatıp, önce 'tarih'i, ardından da 'teker- rürü' düşünüyorum. Yıl 1980... Ocak'ın 24'ünü 25'ine bağlayan gece •adamın biri' (üstelik de etkin ve de yetkin konumdaki adamınbiri)çıkıp, "ee^yılfedakarlıkistiyorumhalktan" diyor. "Beş yılın sonunda düze çıkacağız..." 'Adam'ın ardında, onu o yollara iten, icazet veren bir başka 'adam' var... 'Adam'ın arkasında 'babadan kalma' bir şirket var. Şirket gırtlağına kadar borca batmış. Şirket, borçları- ndan kurtulup biraz soluklanabilmek için V'ana sarı- Imaya' çoktan razı... Sarılınacak yılan, çok geçmeden Şahmeran' örneği çıktyor ortaya: 12 Eylül Faşizmi! Yılan; emeği sarıp boğuyor... Komprador burjuvazisi- ne 'inanılmaz haklar 1 tanıyor. Ve 'adam' Şahmeran'ın boğumlarından beslenerek, büyüyor ha, büyüyor! Büyümenin sonu yok(muşçasına); 1983'te 'icazeti kendinden menkul' bir de seçim kazanıyor adam!' Artık, 'liberalleşiyoruz...' TL'nın günlük devalüasyonu' artık 'vukuat-ı adiyeden' oluyor. 'Hayali' pompasıyla ihracat artıyor (ve dahi ithalat, ondan 'ziyadesıyle' arttığından dış ticaret dengesınin dengesizliği giderek göze batı- yor). Böyle geçiyor 1983'ten 1990'lara uzanan yollar. 'Çc- ğunluğun sesi' haykırıyor 'yanlışsınız, çıkmaz bu yol bir yere...' dinleyen yok. Derken, tarihin bir dönemi kapanıyor. Kapandığı noktada 'düze çıkartılacağı' varsayılan, ileri sürülen, vaat edilen (...) ekonomi, emekçiler' açısından, tek bir anlama geliyor 'dümdüz edilmişlik!!!' 'Adam', düze çıkartacağı toplumun 'görüşünü bile al- maksızın', yüksek tepeye 1 tırmanıyor. Tırmandığı yer- den, aşağılara' el uzatıyor ve sonunda fani son' ile bu- luşuyor... 'Adam'ın yerini, 'onu yaratan' babacan bir 'adam' geliyor. Yolları aynı, yöntemleri aynı, çıktıkları tepeler aynı... Ama o, tepelere tırmanırken (kimine göre 'kendi seçimiyle,' kimine göre 'örgüt sesi dinleyerek,' yetiştir- diği bir 'sultan' bırakıyor... Sultan, sultanlığa yükselene değin ekonomiyi yönetmiş bir 'bilimsel sultan!' Sultan, koltuğuna oturur oturmaz, Bana zaman ge- rek' diye ünlemiyor! Tam tersine, "Ben şunu, şukadara, şu kadar gunde yaparım" diyor. O 'şu kadar gün' gelip çattığında 'Benden öncesi tufandı' demeye gıdiyor... Sultan 'sadaretinde' 1990lı yılların 2000'lilere dö- nüştüğü yılları yaşıyoruz. Sultan diyor ki "Vergi reformu dediğin böyle olur/ benden ala var mı?" Vergi Reformu'- na önce 'komprador sermayesi' karşı çıkıyor... Sultan'- dan yanıt: 'Emriniz olur!' Ardından, 'sokaktaki sermaye' sesini yükseltiyor... Sultan'dan yanıt: 'Emrinizolur!' 'Emirleri' oluyor! Bunların ardından 'sermayesiz bordro' sesini yükselt- meye kalkışıyor. Ne hadlerine? 'Coplu bordro' devreye girip 'gereğini' yapıveriyor... 'Emirleri üzerel' Emirler?. İş o noktaya gelince 'yetimin, dulun, emeklinin (ve de maaşlının)' katsayısının arttırılması 'çalışmalannı' baş- latıveriyor Sultan'ım! Tam bu sırada, "Osmanlı'yı arkadan vuran taife-i Ta- tar" örneği, yabancı 'rating' şirketleri devreye girip "Sul- tan Türkiyesi'nin notunu" kırıveriyorlar... Ardından gel- sin, aylardan beri 'liberalizm içinde vurulan Hberaliz- min' gerçeği! Dolar, fırlayıveriyor 17, 19, 22 bin TL'ye... Oış ticaret açığı, dış borçların bir kalemde 'zıplayışı...' Sonunda Sultan açıklıyor "TL'ye yatırım yapan kaza- nır"... Açıklamanın ardında "Söylenmek istenen bir şey- ler var; bana güvenin. Sizi düze çıkartacağım..." 'Adamın biri...' "Adam'ın kendisi"... "Adam'ın suret-i Sultanı..." Vaatler hep aynı; "Sizi düze çıkartacağız...." Sonuçlar da aynı "BİZ dümdüz olduk..." Ana fikir: Tarih, tekerrür ediyorsa; işlerde bir aksaklık var demektir. Ana fikrin ana fikri: İşlerde aksaklık olduğunda, 'de- mokratik ülkelerde' demokratik mekanizmalarm işleye- ceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır. IMKB'DEN SEMINER Halka arz ve Borsa'da pazar açıhııası ANKARA (ANKA) - Son zamanlarda epeyce tartışılan halka arzlar ve şirketlerin Bor- sa'ya girmesi seminer konusu oldu. IMKB, menkul kıvinet- lerin halka arn ve Borsa'da pazar açılması konusunda bir seminer düzenledi-. Seminer 28 ocak cuma günü İstanbul'da yapılacak. IMKB'nin İktisadi Araşür- malar Vakfı'yla birlikte düzenlediği seminerde, uluslararası borsalarda- ki menkul kıymetlerin işlem görme kurallan ve Türkiye'deki uygula- malan, menkul kıymet- lerin Borsa'da işlem görme koşullan ile yatınmalann ko- nınması ve kamunun aydı- nlaülması konulan ele alı- nacak. Seminer sonunda dü- zenlenecek bir panelle de men- kul kıymetlerin halka arzı ve Borsa'da işlem görme esaslan tartışılacak. Borsa baş- kanhğının seminerle ilgili açı- klamasında sermaye piyasası araçlannın ihraa ve halka arzında izin sısteminden kay- da alma sıstemine geçildiğı be- Iirtilerek kavda alma sistemiy- le birlikte Borsa'da pazar açı- lmasının büyük önem ka- zandığı, bundan dolayı da Borsa'nın sorumluluklannın arttığı bildirildi. Açıklamada. "Menkul değerleri Borsa'da iş- lem gören ya da görmeyen aday kuruluşlar için sağlıkîı bir piyasa oluşturmak, sermaye piyasasına du- yulan güveni korumak ve guçlendirmek amacıyla halka arz ve Borsa'da pazar açılması kurallannın ve prosedürünün yeniden yapılandmlması gün- deme gelmiştir. Bu amaçla, menkul kıymetlerin Borsa pa- zarmda işlem görmesi ve Borsa pazarlanndan çıkanlması du- nımlannda uygulanacak kri- terlerin belirlenmesi ve kamuyu aydınlatmada uyuiacak ilkele- rin açıklığa kavuşması önem taşHnaktadır" denıldı. Fonlarda patlama ANKARA (AA) - Türkiye İş Bankası'nın dün satışa sundu- ğu A tipi 1. Yatınm Fonu, 2'- inci tertip kaülma belgeleri ta- mamen satıldı. İş Bankası Yatınm Fonlan Müdürü Yusuf Ziya Toprak piyasanın şaşkınlığjna rağ- men, dün yatınm fonlan satı- şlannda bir şok yaşamadı- klannı bildirdi. Toprak, dünkü ikinci tertip kaülma belgelerinin tutannın 3.3 trilyon lira olduğunu ifade ederek, saüşın ilk günü ol- masına rağmen dün 1.5 trilyon lıranın üzerinde satış yaptı- klannı söyledi. Geri kalan bö- lümünün de rezerve edildiğini ıfade eden Toprak, hisseleri- nin dün 378 bin 504 liradan satıldığını söyledi. Toprak, "Dün gün bovu satış yaptık. Seans açıkken de satış yaptık. Bizim fonlannuzın tutan 133-14 trilyon liraya yaklaştı. Bunların çok büyük bölümünû Atipifonlar oluşturdu" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle