Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21OCAK1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
ŞtRKETLERDEN
««•nzsnon*
«RAY
StGORTA
Teletaş'ın
Dudullu ve
Ümraniye'deki
fabrikalaraait
bina, makine, tesis ve tüm
mal varhklannı 1.2 trilyon
lira ile güvence altına aldı.
•SESUYANTT
;
SİSTEMLERİ1993yıh
' satışlannı 322 port olarak
• gerçekleştirdi. SYS'nin
ı' Unilever Grubunda 3,
!Roche'da2,
| Simko-Siemens grubunda
|4, Koç grubunda 3 sistemi
çalışıyor.
{•VAKIFDENİZ
LEAStNG kuruluşunun
»dördüncü ayında 8 gemi ve
biryatleasingi
gerçekleştirerek, toplam
650 milyar lira ciro yaptı.
•TÜRK EKONOMI
BANKASIA tipi fon olan
Tebinfon'un 100 milyar
lirahk sermayesini yoğun
takbi karşılamak amacıyla
250 milyara çıkarmak için
gerekli başvuruyu
yapb.
•MERKEZ
StGORTA
tüm kasko
sigortalannda
yüzde 25 peşin ödeme
indirimi başlattı.
* Uygulamaya göre sigorta
priminin peşin ödenmesi
halinde ek tazminatlara da
aynı indirim tatbik edilecek.
• DEMtR StGORTA A Ş
Türkiye Korunmaya
Muhtaç Çocuklar Vakfı
tarafindan düzenlenecek
"Anılar ve Stefan"defilesini
güvence altına aldı.
•TAM StGORTA
Mardin. Diyarbakır.
Malatya, îçel, Elazığ,
Iskenderun, Şanlıurfa ve
Batman'daki sigortaahk
calışmalannı yeniden
düzenledi.
Şirketin Adana'daki Güney
ve Doğu Anadolu Bölge
Müdürlüğü'ne Hüseyin
Özgürgetirildi.
•DEHAlçve
DışTicaret
ürünlerini dün
başlayan
Yiyecek ve
Içecek Fuan'nda sergıliyor.
•ANADOLU SİGORTA
125 milyar lira olan esas
sermayenjn, 1994yılında
yüzde 200 ârtünlarak, 375
milyar liraya çıkartılması
yönünde prensip karan
aldı.
• tNTERTEXTtarafından
îstanbul Hilton Exhbition
Center'da düzenlenen
"9'uncu îstanbul
Uluslararası
Yiyecek-Içecek
Endüstrileri Fuan"23 ocak
tarihinekadar
açık kalacak.
• BATI
f « • StGORTA
• J îstanbul, İzmir.
F — ^ M Ankara,Adana
B | J veBursa'da
1993yıhüretim
faaliyetlerinin
değerlendirildiği, 1994yıh
projeksiyonunun çizilerek
nedef.politikave
amaçlannın açıklandığı bir
dizi bölgesel Acenteler
Koordinasyon Toplantısı
başlattı.
• MEDALİMtTED
Inşaat 94 Fuan'nda
Amerlink Masif Kütük Ev
ile Fransız şömineferinin
tanıtımını yaptı.
• FASÎFİK
Menkul
Değerler Genel
Müdürlüğü'ne
Nebil îlseven
atandı.
•AKBAJVKlkasıml993
ile 30 nisan 1994 tarihleri
arasında en fazla harcama
yapan 10 mastercard sahibi
vesonaltıayile
karşılaştırmalı olarak en
fazla mastercard cirosu
yapan lOişyeriiçin
Amerika gezisi düzenliyor.
• PAMUK-
BANKkredi
kartlanyla
yapılanherlOO
liralık alışveriş
için kart sahibine 2
Pamukpara kazandırmaya
başladı.
Pamukpara sahibi kişiler,
uçak biletinden müzik
setine kadar pekçok üriinü,
hic ücret ödemeden
alabilecekler.
•SANDOZTARIM
İlaçlan Bölümü'ne Türk
Standartlan Enstitüsü
tarafından TS-ISO 9002
Kalite Güvencesi Sistemi
Sertifıkası verildi.
• GÜNEŞ SİGORTA
Seka'ya b a p İzmit,
Dalaman, Aksu,
Kastamonu, Afyon, Bolu,
Çaycuma, Silifke, Balıkesir
fabrikalanna 3.6 trilyon lira
üzerindenyangm
all riski teminatı ile
sigortaladı.
Hükümete döviz uvaıısıEkonomi Senisi - Türk Sana-
yici ve İşadamlan Derneği (TÜS-
IAD) üyesi sanayiciler para pıya-
salannda yaşanan krizin iflaslara
ve ekonomide büyük dengesizlik-
lere yol açacağını belirttiler.
TÜSİAD'ın 24. Olağan Genel
Kurulu'nda Türkiye'nin kredi
notunun düşürülmesi ile birlikte
başlayan knz tartışıldı. Işadam-
lan Memduh Hacıoğlu, Cem Boy-
ner, Yavuz Cane\i ve Halit Na-
rin'in de söz alarak görüşlerini
açıkladığı genel kurulda konuşan
TÜSİAD Başkanı Halis Komili,
döviz spekülasyonu üzerinde ge-
liştirilecek senaryolann enflas-
yonda kısa dönemde umulmadık
sıçramalar yaratacağını belirte-
rek, hükümetin ekonomi kur-
maylanndan amaç ve ruyetlerini
açıklamasını istedi. Komilı, "Say-
dam toplumun bügi edinme öz-
gürlüğüne saygı göstermeli, spe-
külatif yaklaşunlara ortam oluş-
turmaktan kaçınmaudıriar" dedi.
Eleştiri ve uvan dolu konuş-
masına "TÜSİAD bir kez daha
kötümser oimakla suçlanacak"
diye başlayan Halis Komili, "Ne
aşın iyimser olaiım ne de aştn kö-
tümser. Gerçekleri görmeye çalı-
şalıın" dedı. Türk ekonomisinin
acil çözüm bekleyen ciddi sorun-
lan olduğunu vurgulayan Komi-
li, "Türk mali sisteminde son gün-
lerde giderek hrmanan belirsizliğe
Hazine ve Merkez Bankası >etki-
Hleri son vermeüdir" şeklınde ko-
nuştu. "Mali sektörde beürsiz ve
hedefsiz uygulamalar sistemde gü-
vensizJik yarahnaktadır" dıyen
Komih bu konuyia ılgili şunlan
söyledi:
'Ekonomide başıboşluk'
"Mali sistemde Hazine'nin kre-
di ihtiyaçlannın iç >e dış piyasalar
yerine Merkez Bankası kaynak-
lanndan karşılanması neticesi,
aşın likidite ekonomide başıboşlu-
ğu egemen kılmakta. her türlü
kontrolü. tahmin edilebilirliği yok
etmektedir. Bu tehlikeli gidişe son
vermenin yolu, Türk Lirası'nın li-
kiditesinin ktsılmasından, bunun
için de kamunun öncelikle Merkez
Bankası dışında kaynak ara-
masından ve harcamaian kısması-
ndan geçer. Son iiç günde Merkez
Bankası kurlan ile serbest piyasa
kurian arasındaki fark giderek
arrtı ve yüzde 20'nin üzerine çıktı.
Bu farklılık son 7-8 yıldır çeşitli
güçiüklerie yok edifen ikinci piya-
saların yeniden hortlamasuıa, bü-
yük dengesizliktere yol aça-
caktır."
TÜSİAD Yüksek İstişare Kon-
seyi Başkanı Rahmi Koç da Mo-
ody's ile Standard and PoorYun
Türkiye'nin kredı notunu düşür-
mesı ile ekonomide korktuklan
şeyin başlanna geldiğini söyledi.
Döviz piyasalannda yaşanan pa-
nik ve karmaşayı piyasanın kendi
kendine dengeleyeceğini belirten
Koç. "Bu konuda hükümetimize
tavsiyemiz de paniğe kapılıp çok
zecri tedbir almaktan kaçınma-
sıdır" dedı.
Koçunuyanları
• Birçok şirket 1993 senesini güzel karlarla kapatmıştır. Bu,
memleketin acil ekonomik sorunlannın önemli bir kısmını
1994'e aktarma pahasına olmuştur.
• Ekonominin iç ve dış açıklannın ölçüsüz büyümesi sonu-
cunda uluslararası kredi kuruluşlan ratingimizi düşürdü.
Yani Türkiye'nin kredibilitesi zarar gördü.
• Bunun sonucu son iki gündür döviz ve para pıyasalan
büyük bir karrnaşa yaşıyor.
• Piyasa bu istikrarsızlığı tekrardengeleyecektir. Ancak pa-
niğe kapılarak ne istikamette olursa olsun, ölçüsüz hareket
edilirse o zaman tahrifat daha fazla olacaktır.
• Büyük paralar kazarulabileceğı gibi iflaslann dahi yaşan-
ması mümkündür. Onun için çok lemkınli hareket edilmesı
gerekir.
•Bu konuda hükümete tavsiyemizde paniğe kapılıpçok
zecri tedbir almaktan
kaçınmasıdır.
• Mahalli seçimler bir genel
seçim havasına sokulmuştur.
Bazı partiler ya sınıfı gececek,
ya ikmale kalacak ya da
sınıfta kalacaktır.
•O zaman da politik
dengeler bir defa daha
gözden geçiriierek bazı
kaymalar ile yeni bir düzen
ortaya çıkacakur.
• Bu seçim ortamında hiçbir
parti ciddi ekonomik karar
alma riskine girmeyeceği gibi
para musluklan açılıp
piyasaya oluk gibi para akacak, bu, enflasyonu daha da
körükleyecektir.
• Bu vaziyette dengelerin ne yönde gelişeceğini kestirmek
mümkün değildir. Faizlerdüşecek gibi görünmemektedir.
•Son günlerde dövize hücumu önlemek için faizlen arttır-
mak mecburiyeü hasıl olmuştur. Dolayısıyla aşın ve hesapsız
borçlanmadan kaçınmamız lazımdır.
• Her işletmenın kendi özkaynağı nispetinde iş yapması akıl-
adır. Bu durumda büyüme pek mümkün olmayacaktır.
• Dış ödemeler dengesıfıde istıkrar olmadığı zamanlarda
döviz borçlanmasında ölçüsüz davranmanın ne kadar riskli
olabileceğini dövizde yaşanan son karmaşa göstermiştir.
• Kısa vadeli döviz borçlanmasmı planlı bir şekilde azaltmak
mecburiyetindeyiz.
• Kurlar ayarlandığı zaman yenı bir ihracat seferberliğine
gerek felsefe, gerekse kapasite bakımından hazırolmamız la-
amdır.
• Şimdiden sahamıza girmeyen işlerden çekilmeliyiz.
Komilı nin uyarıları
• Siyasette yaşanan depremler yüzünden ekonomide büyük
hasarlar meydana geldigini görmezükten gelemeyız. Bu hasarlar
gerektiği biçimde onanlmalıdır.
•Onanlmadığı takdirde, tıpkı büyük depremlerdesu ve kana-
lizasyon şebekelerinin tahirip olması yüzünden geçilemeyen salgın
hastahklârgibi ya da elektrik ve gaz şebekesindeki hasarlar
yüzünden meydana gelen yangın ve patlamalar gıbı, çapını ve
sonuçlannı bugünden tam olarak kesüremeyeceğimiz felaketlerle
karşıİaşınz.
• Zaman, iyimser tablolar çizerek, dün şuradaydık, bugün
buradayız diyerek kendimizi avutma zamanı değildir.
• Yapılan uyanlan politikacırefleksiylekulak arkasına atmakla ve
uyan yapanlan neredeyse hain ilan etmekle, ülkenin geleceğine
hiçbir olumlu katkıda bulunulamaz.
•Türkiye ekonomisi son iki yılda gelişmekte olan ülkelerin
ortalama hızının çok üstünde bir hızla büyümüştür. Ama bu
büyümeyi iç talepteki artış
uyarmış ve hızlandırmışür.
• Bu tarz bir büyümeye bakarak
ı>ımser olmak anlaşılır gibi
değildir. İç talebin yarattığı bu
hızlı büyüme makro dengelerde
belirgin bozulmalara yol aç-
maktadır.
• Büyük kamu açıklannı iç ve dış
borçlarla ve para basarak
kapamaya çaiışarak, tüketimi
kamçılayarak yaratılan büyü-
menin devam ettirilebilmesi
mümkün değildir. Bu politika-
lann gelecekteki faturalan çok
ağır olacaktır.
• 1994yılı yerel seçimler dola-
yısıy la 9 aylık bir yıl obna durumunda. Mart seçımlerinin sonucu ne
olursa olsun ülkeyi yönetenlerin iyi bir program ve kadro ile
sorunlann çözümüne girişmesı zorunludur.
• Yetkililer uluslararası kredi kuruluşlannın Türkiye'nin kre-
dibilitesinın düşürülmesini önemsemez, ciddiye almaz gözükmeyi
tercih etmiştir. Bu konuda aksi görüşü savunanlar ve savunacaklaı
yine "kötümser" olmaktan"hüküm giyeceklerdir."
• Değerlendirme kuruluşlannın verdıiclen notlar, gerek kamunun,
gerekse özel sektörün dışfcaynakbulma çabalan açısından hayati
önem taşımaktadjr.
•Türkiyeekonomisinin gidişatımn iyi olmadığı izleniminın
yayılmaya başlaması manvera kaabıliyetimızi azaltacaktır.
•Türkiye. yalnızca spekülatörlerin iltifat ettiğı bir ülke konumuna
düşerse. dış borçlanma olanaklan daralırken, alınan borçlara
ödenecek faizler artaçaktır. Bu da ekonomiyi bir çıkmaza doğru
sürükleyebılecekür. Öyleyse bu uyanlar addiye alınmalı, süreci
tersine çevirecek ve uluslararası piyasalarda Türkiye'nin itibannı
yeniden yükseltecek önlemlerzaman kaybetmeden uygulamaya
sokulmahdır.
ME>IDUH HACIOCLU; HALİT NARİN:
"Ekonomi
yönetilemiyor"
"Geldiğüniz noktada
yaşadıklarunızın nedeni
enflasyonyüksekliğidir. Enf-
lasyon yüksekliğinin sorumlusu
ise Ğe\ leti y öntten hükümetler-
dir. Enflasyonla mücadele bir
alkoliğin
alkolle
mücadelesi
gibidir.
Nasü bir
alkoliğin
alkolden
kurtulması
/orve
sıkıntılı ise
enflasyondan kurtulma dönemi-
de zor ve sıkıntılıdtr. Bugün rant
ekonomisi gelişmiştir. Türkiye'-
nin kaderi bu değildir.
Hükümetler ekonomiyi ivi yö-
netemivorlar."
"Rantgeliri
önlenmeli"
"Türkiy e'nin enflasy onu bu rant
getirlerinden kay naklanıyor.
Bugün 400 trilyon lira hiç çaba
sarfetmeden kazanılan rant geli-
ri vardır. Bu yapıcı Türk girişim-
cisini yok etmektedir. 1993 yüın-
dabunu
çektik,
1994
yılında
çekmemek
içinlobi
caiışmalan
na
başlayaİDn.
Bizbu
kadar sıkıntıy a bu rant geliri için
mi kaflanıvoruz. Devletin bütün
sorumlu insanları kalkıp da
uluslararası diyologlarla
sağladıkları de>let iribannı bu
rant kesuni için mi yapıy or?"
YA\XZCANE\1;
"Ankara'da
CEM BOYNER:
'Problemin
diyalog yok" kaynağı Ankara'
"Ankara'da ekonomi yöneti-
mindeki. özellikle teknik açıdan
dağınıklık, Merkez Bankası,
Hazine ve Planlama Teşkilatı-
nın di> olog içinde olmay ıp, olay-
lara anında rcaksiyon gösterme*
meleribu
bunalonı
varatmıştır
Bu
dağınıklık
geç de oisa
giderilmiş,
bütün
ekonomik
birimler
birbirleriıûn yüziine bakarak ne
istediklerini sö> lemişlerdir. Kısa
vadeli parasal tedbûier. ancak
zaman kazandırır. Bugün geli-
nen noktada, tutarlı, ekonomi
politikasına ihtiyaç vardır."
"Ankara'ya dikkatli bakmak
lazun. Türkiye'de sermaye
birikimi çok geç başladığı için,
biz sermaye birikimi ile
uğraşırken Ankara'yı çok
ihrnal ettik. Ankara'da Batüı
anlamda
yönetim
sağlanınca
ya kadar
sorunlar
sürecektir.
Ankara'ya
gözümüzü
dikip
oraya
daha çok tcmsilci
göndermeliyiz.
Devlet yönetimine daha çok
temsiici vermezsek biz yine fesi
bırakıp püskülüyle uğraşınz."
İsrail Merkez Bankası Başkanı'ndan enilasyon reçetesi
6
Istikrarprogramında
iııaııdıııeılıkönemli9
Ekonomi Servisi - israil Merkez Bankası Baş-
kanı Prof. Dr. Jacob A. Frenkel "Yüzde 600'ler-
de seyTeden enflasyonu yüzde 10'a çekme ba-
şanmızda en önemli etken, uygutadığunız ekono-
mi politasında inanıuruğı kaybetmememiz olmuş-
tur" dedi.
Türkiye Sanayicı ve İşadamlan DerneğTnin
24. Genel Kurulu nedeniyle dün Svvissotel'de
düzenlenen toplantının onur konuğu olan Prof.
Frenkel, Israıl'de ekonomide ciddi önlemler alı-
nmaya 10 yıl önce başlandığını kaydederek söz-
lerine şöyle devam etti:
"Durumumuz gerçekten çok kötüye gkliyordu.
Süratle acil önlemler aiuıması gerekiyordu. Biz
her şeyden Önce İsrail halkına durumun ciddiyeti-
ni, zor günler yaşayacaklannı, buna katlanmalan
gerektiğini sürekli tekrarladık. Halkın gözûnde
bir inanüırlık inşa ettik ve bumı yıkmaktan her za-
man kaçındık."
Kamu harcamalannda önemli kesintilere git-
tiklerini söyleyen Prof. Frenkel, eğitim giderleri-
ni bu kesintinin dışında tuttuklannı da sözlerine
ekledi. Bütçe açıklannı fınanse etmek için Mer-
kez Bankasını devreye hiçbir zaman sokmadı-
klanm sözlerine ekleyen Prof. Frenkel şöyle de-
vam etti:
"Vergi gelirirri arttırmak için çeşhü önlemler
aldık. Ama vergi toplarken üretimi ve yatınmlan
engeUemekten kaçındık, üreticiye ve yatınmcıya
cesaret verdik." Frenkerin konuşması, Türkiye bükümetine mesaj verir gibiydi.
AB Türk pamuklu kumaşlanna karşı damping soruşturması başlattı
2.4 trilyon lirabk ihracat tehlikeye girdi
DENtZ ŞAHtN
Avrupa Bırliği, Türk pamuklu
kumaşlanna karşı damping so-
ruşturması başlattı. Damping so-
ruşturmasına ilişkin duyuru dün
Avrupa Birliğı resmi gazetesinde
yayımlandı. Soruşturma sonu-
cunda Türkiye'nin damping
yaptığı kesınleşirse, AB, 1992"de
100 milyon ECU (2.4 trilyon lira)
tutan ve toplam tekstil ihra-
catımızın yüzde 10'unu oluşturan
pamuklu kumaş ihracatımıza an-
tidamping vergisi uygulayacak.
Bu durumda Türkiye'nin AB'ye
yaptığı pamuklu kumaş ih-
racatının yüzde 70 oranında aza-
labileceği tahmin ediliyor. AB'nin dam-
ping soruşturması, ihracatçılar tarafından
"Biz Gümrük Birliği'ne hazırianırken, Tür-
kiye'ye karşı böyle bir harkete girişilmesi
boş değfl" denilerek değerlendmldı.
AB'nin damping soruşturması, Euro-
coton'un (Avrupa Birliği Pamuklu Tekstil
Sanayicileri) Türkiye ile birlikte beş ülke
için dört ay önce Avrupa Komisyonu'na
yaptığı başvuruyla başladı. Komisyon,
Avrupa Bakanlar Konseyi'nin karan üze-
İTKİB Başkanı Okan Oğuz.
• Soruşturma sonucunda Türkiye'nin pamuklu
kumaş ihracatında damping yaptığına karar
verilirse, antidamping vergisi konacak. Bu
durumda AB'ye yapılan pamuklu kumaş
ihracatınm yüzde 70 oranında azalabileceği
tahmin ediliyor.
• Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Okan
Oğuz, Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne
hazırianırken bu tür bir soruşurmaya
uğramasının 'hoş olmadığını' belirterek AB'nin
bizi rakip olarak değil, ortak olarak görmesi
gerektiğini söyledi.
rine damping sonışturmasını dün resmı
olarak başlattı.
Eurocoton'un iddialan
Eurocoton'un Avrupa Komisyonu'na
yaptığı başvuruda, Türkiye'nin yanı sıra
Çin, Endonezya. Pakistan ve Hindıstan'ın
pamuklu kumaş ihracatında damping
yaptığı öne sürüldü. Resmi başvuruda yer
almamakla birlikte, Eurocoton, Türkiye'-
nin yüzde 49 4 oranında damping
yaptığını iddıa etti. Eurocoton damping
soruşturması isterken şu gerekçeleri öne
sürdü: "1989'dan 1992'ye kadar bu beş ül-
kenin (Türkiye, Çin, Endonezya, Pakistan
ve Hindistan) dtşsatımı 127 bin 663 tondan
136 bin 868 tona çıktı. Aynı sürede AB'nin
iç tüketimi ise 884 bin 988 tondan 710 bin
884 tona düştü. Böylece bu beş ülkeden
yapılan dışalunın payı toplam tüken'm için-
de yfizde 14.4'ten yüzde 19.3'e çıktı. Bu
artış nedeniyle AB üreticUeri fi-
yatlannı yüzde 22-38 arasında dü-
şürmek zonmda kaldılar. Bu sa-
nayideki istihdam 1988'den beri
yüzde 22 oranında azakiı. Birçok
tekstil fabrikası kapanmak zorun-
da kaldı."
Eurocoton, pamuklu kumaş-
larla birlikte çarşaf kategorisi için
de damping soruşturması açı-
Imasını istemişti. Bu konuda he-
nüz bir karar alınmadı.
Avrupa Komisyonu'nun dam-
ping sonışturması başlatması ih-
racatçılan hayal kınkhğına uğ-
rattı. Türkiye İhracatçılar Mecli-
si Başkanı Okan Oğuz, "Biz
Gümrük Birliği'ne hazırlanırken,
AB'nin damping soruşturması başlatması
hoş değil" dedi. Oğuz şöyle konuştu: "Tür-
kiye iki yıldır Gümrük Birliği'ne yönelık
pozitif adımlar atıyor. Biz artık AB'den de
karşı adımlar beklerken bu tür anü'dam-
piıtg spruşturmalan son derece lüzumsuz.
Tekstil ve konfeksiyonda biz onlann raki-
bi değil ortağıyız. Bizi rakip olarak gör-
meyip diğer ülkelere karşı ortak uyum
sağlamamız gerekirken, bu soruşturmaya
başlanması mantıklı değil."
MİKRO
DINÇ TAYANÇ
Tekerrüp... 'Mekeppür../
"Tarih, tekerrürden ibarettir" diyor okuduğum yazının
bir yerinde. Sonra sürüyor yazı: "Tarih tekerrür ediyor-
sa, hiç mi ders almıyor bu insanlar?.." Birazdan çok öf-
keli, gözlerimi kapatıp, önce 'tarih'i, ardından da 'teker-
rürü' düşünüyorum.
Yıl 1980... Ocak'ın 24'ünü 25'ine bağlayan gece
•adamın biri' (üstelik de etkin ve de yetkin konumdaki
adamınbiri)çıkıp, "ee^yılfedakarlıkistiyorumhalktan"
diyor. "Beş yılın sonunda düze çıkacağız..." 'Adam'ın
ardında, onu o yollara iten, icazet veren bir başka
'adam' var...
'Adam'ın arkasında 'babadan kalma' bir şirket var.
Şirket gırtlağına kadar borca batmış. Şirket, borçları-
ndan kurtulup biraz soluklanabilmek için V'ana sarı-
Imaya' çoktan razı...
Sarılınacak yılan, çok geçmeden Şahmeran' örneği
çıktyor ortaya: 12 Eylül Faşizmi!
Yılan; emeği sarıp boğuyor... Komprador burjuvazisi-
ne 'inanılmaz haklar
1
tanıyor. Ve 'adam' Şahmeran'ın
boğumlarından beslenerek, büyüyor ha, büyüyor!
Büyümenin sonu yok(muşçasına); 1983'te 'icazeti
kendinden menkul' bir de seçim kazanıyor adam!' Artık,
'liberalleşiyoruz...' TL'nın günlük devalüasyonu' artık
'vukuat-ı adiyeden' oluyor. 'Hayali' pompasıyla ihracat
artıyor (ve dahi ithalat, ondan 'ziyadesıyle' arttığından
dış ticaret dengesınin dengesizliği giderek göze batı-
yor).
Böyle geçiyor 1983'ten 1990'lara uzanan yollar. 'Çc-
ğunluğun sesi' haykırıyor 'yanlışsınız, çıkmaz bu yol bir
yere...' dinleyen yok.
Derken, tarihin bir dönemi kapanıyor. Kapandığı
noktada 'düze çıkartılacağı' varsayılan, ileri sürülen,
vaat edilen (...) ekonomi, emekçiler' açısından, tek bir
anlama geliyor 'dümdüz edilmişlik!!!'
'Adam', düze çıkartacağı toplumun 'görüşünü bile al-
maksızın', yüksek tepeye
1
tırmanıyor. Tırmandığı yer-
den, aşağılara' el uzatıyor ve sonunda fani son' ile bu-
luşuyor...
'Adam'ın yerini, 'onu yaratan' babacan bir 'adam'
geliyor. Yolları aynı, yöntemleri aynı, çıktıkları tepeler
aynı... Ama o, tepelere tırmanırken (kimine göre 'kendi
seçimiyle,' kimine göre 'örgüt sesi dinleyerek,' yetiştir-
diği bir 'sultan' bırakıyor... Sultan, sultanlığa yükselene
değin ekonomiyi yönetmiş bir 'bilimsel sultan!'
Sultan, koltuğuna oturur oturmaz, Bana zaman ge-
rek' diye ünlemiyor! Tam tersine, "Ben şunu, şukadara,
şu kadar gunde yaparım" diyor. O 'şu kadar gün' gelip
çattığında 'Benden öncesi tufandı' demeye gıdiyor...
Sultan 'sadaretinde' 1990lı yılların 2000'lilere dö-
nüştüğü yılları yaşıyoruz. Sultan diyor ki "Vergi reformu
dediğin böyle olur/ benden ala var mı?" Vergi Reformu'-
na önce 'komprador sermayesi' karşı çıkıyor... Sultan'-
dan yanıt: 'Emriniz olur!' Ardından, 'sokaktaki sermaye'
sesini yükseltiyor... Sultan'dan yanıt: 'Emrinizolur!'
'Emirleri' oluyor!
Bunların ardından 'sermayesiz bordro' sesini yükselt-
meye kalkışıyor. Ne hadlerine? 'Coplu bordro' devreye
girip 'gereğini' yapıveriyor... 'Emirleri üzerel' Emirler?.
İş o noktaya gelince 'yetimin, dulun, emeklinin (ve de
maaşlının)' katsayısının arttırılması 'çalışmalannı' baş-
latıveriyor Sultan'ım!
Tam bu sırada, "Osmanlı'yı arkadan vuran taife-i Ta-
tar" örneği, yabancı 'rating' şirketleri devreye girip "Sul-
tan Türkiyesi'nin notunu" kırıveriyorlar... Ardından gel-
sin, aylardan beri 'liberalizm içinde vurulan Hberaliz-
min' gerçeği! Dolar, fırlayıveriyor 17, 19, 22 bin TL'ye...
Oış ticaret açığı, dış borçların bir kalemde 'zıplayışı...'
Sonunda Sultan açıklıyor "TL'ye yatırım yapan kaza-
nır"... Açıklamanın ardında "Söylenmek istenen bir şey-
ler var; bana güvenin. Sizi düze çıkartacağım..."
'Adamın biri...' "Adam'ın kendisi"... "Adam'ın suret-i
Sultanı..." Vaatler hep aynı; "Sizi düze çıkartacağız...."
Sonuçlar da aynı "BİZ dümdüz olduk..."
Ana fikir: Tarih, tekerrür ediyorsa; işlerde bir aksaklık
var demektir.
Ana fikrin ana fikri: İşlerde aksaklık olduğunda, 'de-
mokratik ülkelerde' demokratik mekanizmalarm işleye-
ceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
IMKB'DEN SEMINER
Halka arz ve Borsa'da
pazar açıhııası
ANKARA (ANKA) - Son
zamanlarda epeyce tartışılan
halka arzlar ve şirketlerin Bor-
sa'ya girmesi seminer konusu
oldu. IMKB, menkul kıvinet-
lerin halka arn ve Borsa'da
pazar açılması konusunda bir
seminer düzenledi-. Seminer 28
ocak cuma günü İstanbul'da
yapılacak.
IMKB'nin İktisadi Araşür-
malar Vakfı'yla birlikte
düzenlediği seminerde,
uluslararası borsalarda-
ki menkul kıymetlerin
işlem görme kurallan ve
Türkiye'deki uygula-
malan, menkul kıymet-
lerin Borsa'da işlem görme
koşullan ile yatınmalann ko-
nınması ve kamunun aydı-
nlaülması konulan ele alı-
nacak. Seminer sonunda dü-
zenlenecek bir panelle de men-
kul kıymetlerin halka arzı ve
Borsa'da işlem görme esaslan
tartışılacak. Borsa baş-
kanhğının seminerle ilgili açı-
klamasında sermaye piyasası
araçlannın ihraa ve halka
arzında izin sısteminden kay-
da alma sıstemine geçildiğı be-
Iirtilerek kavda alma sistemiy-
le birlikte Borsa'da pazar açı-
lmasının büyük önem ka-
zandığı, bundan dolayı da
Borsa'nın sorumluluklannın
arttığı bildirildi. Açıklamada.
"Menkul değerleri Borsa'da iş-
lem gören ya da görmeyen aday
kuruluşlar için sağlıkîı
bir piyasa oluşturmak,
sermaye piyasasına du-
yulan güveni korumak
ve guçlendirmek
amacıyla halka arz ve
Borsa'da pazar açılması
kurallannın ve prosedürünün
yeniden yapılandmlması gün-
deme gelmiştir. Bu amaçla,
menkul kıymetlerin Borsa pa-
zarmda işlem görmesi ve Borsa
pazarlanndan çıkanlması du-
nımlannda uygulanacak kri-
terlerin belirlenmesi ve kamuyu
aydınlatmada uyuiacak ilkele-
rin açıklığa kavuşması önem
taşHnaktadır" denıldı.
Fonlarda patlama
ANKARA (AA) - Türkiye İş
Bankası'nın dün satışa sundu-
ğu A tipi 1. Yatınm Fonu, 2'-
inci tertip kaülma belgeleri ta-
mamen satıldı.
İş Bankası Yatınm Fonlan
Müdürü Yusuf Ziya Toprak
piyasanın şaşkınlığjna rağ-
men, dün yatınm fonlan satı-
şlannda bir şok yaşamadı-
klannı bildirdi.
Toprak, dünkü ikinci tertip
kaülma belgelerinin tutannın
3.3 trilyon lira olduğunu ifade
ederek, saüşın ilk günü ol-
masına rağmen dün 1.5 trilyon
lıranın üzerinde satış yaptı-
klannı söyledi. Geri kalan bö-
lümünün de rezerve edildiğini
ıfade eden Toprak, hisseleri-
nin dün 378 bin 504 liradan
satıldığını söyledi. Toprak,
"Dün gün bovu satış yaptık.
Seans açıkken de satış yaptık.
Bizim fonlannuzın tutan
133-14 trilyon liraya yaklaştı.
Bunların çok büyük bölümünû
Atipifonlar oluşturdu" dedi.