Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 20 OCAK1994 PERŞEMBE
Dikkat! Erkekliğin"sım"ifşaediliyor!'Vücut dili" konusundaki araştırmalar tüylerden kokuya, cinsellikten tiplere değin
ne var ne yoksa hepsinin içyüzünü ortaya dökmekte.
Merkeri- Bir tü-
rün erkeğini tanımak
hiç de güç değildir.
Onu bir ragbi maçın-
dan sonra duş aldıklan
yere gıdin bir bakın;
tüm haşmetİNİe ortaya
çıkacakür: Dazlak bir kafa. pos bıyık-
lar, kıllı bır göğüs, kocaman bir göbek,
penis ve testisler. Sözcük dağarcığı kü-
fürlerle doludur, mizah anlayışı ka-
badır, çoraplan leş gjbi kokar. lyi de,
onu böyle yapan nedır? Bu soruyu
yanıtlamak ıçın en başa dönmek gere-
kiyor: Küçük harfli, erkek Y kromo-
zomuna.
Yaramaz kromozoml
Erkek bedenindeki onlarca milyon
hücrenin her bıri 46 kromozomla biri
x, diğeri y olmak üzere iki cinsiyet kro-
mozomu içerir. Bunun tek istisnası
sperm hayvancığıdır. Eğer dişi yumur-
taya doğru giderken önce x taşıyan
sperm ulaşırsa çocuk kız olacak, yanşı
y kromozomu taşıyan sperm ka-
zandığında ise erkek olacaktır.
Testosteron. sperm ve testislerin ge-
lişimini başlatan ve sürdüren erkeklik
hormonudur. Ergenlik çağında hor-
mon düzeyiyle birlikte cinsel libido
birdenbire yükselir ve ömür boyu sü-
recek cinsel doyum arayışıru başlatır.
Testosteron düzeyi hiçbir zaman yetiş-
kinlerin düzeyine erişmeyenler -söz ge-
limi delikanbhk çağından önce hadım
edilenler- hiçbir zaman tıras, olmaz,
kelleşmez ve ileri yaşlannda prostat
sorunlanyla karşılaşmazlar.
Hadımlığm aşık olmaya da bir engel
oluşturduğu söylenir.
Ya sperm hayvancığı
Sperm. erkekte çözüldüğü zamanki
uzunluğu 4 metre olan spiral epidi-
dimisten, 35 cmlik meni kanalından
geçerek, 20 cmlik sertleşmiş penise
doğru yolculuk etmek zorundadır.
Yolculuk burada da bitmez, spermin
önce vajina \e daha sonra rahrni aşıp,
vanş noktası olan yumurtahklara
ulaşması gerekir. Bizim böyle bir yol-
culuk yapmamız gerekseydi, 8 kmbk
bir yolu çılgınca bir hızla aşmanuz ge-
rekirdi.
Sperme itia gücünü veren, kamçısı-
dır. Taşınması gereken 23 kromozom-
luk paket. tıpkı nükleer bir savaş
başhğmın fırlatılmasma benzer şekilde
taşınır.
Bu gerçekten de yüksek düzeyde uz-
manlaşmış yapı tesüslerdeki tüplerde
depolanan ve ısısı ıç organlardakinden
birkaç derece düşük olan sperm hay-
vancıklannın gelişimini zorunlu
kılmıştır.
On yıl yönce erkek beyninin kadı-
nınkine oranla farkh, hatta bazı açılar-
dan ondan daha üstün olduğunu ileri
sürmek küstahhğmda bulunan biri.
büyük bir olasıhkla cinsiyetçi dam-
gasını yemeye mahkum olacaktı.
Şimdiyse, her açıdan -anatomik,
psikolojik ve zihinsel açılardan- gecerli
olan bu gerceği dile getirmek kolay-
laşmış durumda: tki cinsin beyni arası-
nda bir tebeşirle beyaz peynir kadar
fark var.
Burada testosteron bir kez daha
önem kazaruyor, özelükle de doğum
öncesi beyin gelişimi
göz önüne alındığı-
nda. Bu, erkeklik
hormonu alan kadı-
nlarda da kendini
gösteren bir gercek.
Bunlar erkek fat-
malar gjbi gelişirler,
bebeklere ve giysilere
ilgi duymazlar, anne-
lik duygulan geliş-
mez, evlilik ve anne-
lik yerine mesleki
ilerlemeye önem ve-
rirler. Testosteron
vücut geliştirmeciler
tarafından anobolik
steroidler olarak ye-
tişkin erkekJerce de
alırur. Başta libido-
nun artması ve
mantıksız şiddetin
dışavurumu gelmek
üzere, erkek davra-
nış kalıplan daha da
abartılmış olarak
kendini gösterecek-
tir. Zihinsel açıdan,
erkekler belirli alan-
larda üstündür. En
belirgin fark mate-
matik ve bilimsel yetenekte kendini
gösterir. Bunun nedeni tam olarak bi-
linmemekle birlikte, erkekler ve testos-
teron takviyesi yapılan kadınlar arası-
nda yapılan matematik üstünlük
araşnrmasında, her iki cinsin arasında
büyük bir fark olmadığı görüldü.
Aynca, psikolojik testler erkeklenn
geniş bir dizi alanda üstün olduğunu
ortaya koymakta. Dırektifleri daha
kolay anımsıyorlar, belirli bir hedefe
yönelmiş motor becerilerinde -öme-
ğin, bir topa vurmak ya da bir taşı fı-
rlatmak- ya da üç boyutlu cisimlerin
karmaşıklığını anlamakta çok daha
yetenekliler.
Erkek vücut yapısının herkesce be-
erek ikti-
darsızlık, ge-
rek kişisel ter-
cih sonucu or-
ganlannı cinsel ilişki-
de kullanmayan kişi-
ler zamanla daha da
küçüldüğüne tanık
olurlar.
nimsenen üç tipi, ya da gövde-tipi var:
Adaleli tip, kaslan ve kemikleri ge-
lişmiş, geniş bir omuz ve göğse sahip,
uzun ve kash kol ve bacaklan olan
klasik Herkül tipidir.
Daha sonra asabi tip gelir; ince, za-
yıf bir yüzü, geniş alnı, ince ve dar bir
göğsü ve leylek gibi ince kol ve bacak-
lan olan kalem gibi erkeklere verilen
addır.
Üçüncü tip ise, piknik tiptir; bir in-
sanın ulaşabileceği en yuvarlak hat-
lara sahiptirler, kocaman ve yuvarlak
bir kafalan, pantolonlardan taşan gö-
bekleri ve kısa, penguen gibi kol ve ba-
caklan vardır.
Kuşkusuz, bunlar yalruzca kalıp
tiplerdir ve gerçekte
insanlann büyük bir
çoğunluğu bu tipler
arasında bir yerlerde-
dır. Kırk yaşlanna
doğru tüm erkekler
genişlemeye, hele pik-
nik tipse ıyiden iyiye
şişmeye başlar. Er-
kekçe şişmanhkta
yağü hücrelerin top-
lam sayısından çok
nerede toplandığj
önemlidir, çünkü
sağlık acısından
önemli belirtiİer verir.
Nefes, ayaklar, saç
ve kasıklann hepsi de
oldukça farklı koku
salgılar, fakat en güç-
lüsü ve en kolay tanı-
nabileni koltuk altı
kokusudur. Koltuk
altı gizemli bir meka-
nızmayla testosteron
hormonu salgılar, ne
ki, bu hormonun ko-
kusuz olduğu ortaya
çıkmıştır.
Bununla birlikte,
' burada "corineform'
olarak adlandınlan bakterilerin bol
miktarda bulunması koltuk altı koku-
sunu oluşturur ve svveatshirt lerdeki o
müthiş koku oluşur. Gensinı siz de bi-
liyorsunuz.
Kıloranı
Atalannın bedenlenni kaplayan kıl-
lann bır kısmından kurtulmuş olsalar
bile erkekler hiç de yersiz olmayan bir
tanımlamayla Çıplak Maymun olarak
adlandınlmışlardır. Kafasında ve yü-
zünde, koltuk altlannda ve kasık böl-
gesındeki ve baa erkeklerde göğüs,
kann ve sırtındaki kıllar kalmıştır.
İnsandaki yüzbinlerce kıl bezecıği.
doğumdan üç ay önce çıkar. Ancak, çene, kasık ve koltuk altındaki
kıllann çıkması için ergenlik çağına ulaşılması gerekir. Insanlarda
kıllann çokluğu genellikle aşın yağlılığı da beraberinde getirir.
Her kıl bezesi özel bir kasa bağhdır ve stres anlannda kaslar
kısalır ve kıllar dikleşir.
Bazı erkekler kelliği kişisel bir kabus olarak görürler. Milyonlar-
ca lira harcayarak peruk kullanma ya da saç ektirme yoluyla kel-
liklerini örtmeye çahşırlar. Aslına bakıhrsa, tarih boyunca kelliğe
olumsuz anlamlar yüîdenmiştir.
Romalılar fahişelerin, zina yapanlann ve hainlerin kafalannı
kazırlardı. llk Hıristiyanlarda keşişler alçakgönül-
lülüğün ve tam itaatin simgesi
olarak kafalannı kazıtırlardı.
Bunun bir amacı da cinsel çe-
kicilikten uzaklaşmalannı
sağlayabilmekti.
Fransızlar Ikinci Dünya
Savaşı'nda Alman asker-
leriyle işbirliği yapan
ya da onlardan bi-
rinin metresi olan
kadınlann kafalannı
kazıtmışlardı.
En 'hassas' organ
Son olarak erkekliğin
en belirgin karakteristiği,
sahip olmaktan gurur duyu-
lan penis geliyor. Çiftleşmek ve işe-
mek gibi birbirinden çok farkb iki
işlevi olan bu organ iki kişiyi bir-
leşüren en ekonomik dizayna sa-
hiptir.
Bu karmaşık orgarun üç temel |"
anatomik özelliğj vardır. en uçta- ""'
ki kadifemsi başlık; sertleşme sı-
rasında içindeki damarlardaki
kanın akışının 50 kat hızlandığı
iki kanallı gö\de; ve bunun altı-
nda idrann gectiği ve spermin
yolculuk ettiği süngersi öz.
Gevşek haldeyken penisin
uzunluğu 7.5 cm ile 11.5 cm.
arastnda değişir ve sertleşti-
ğinde iki katına çıkar.
Masters ve Johnson,
daha büyük penise sahip
bir erkeğin cinsel ilişki sıra-
sında daha güçlü bir part-
ner olduğuna ilişkin bü-
yük yanılgıyi ortadan
kaldırdılar.
Gene de. bu orgarun büyük-
lüğünün cinsel zevkin düzeyinde
önemli bir etken olduğuna kuşku
yoktur. Bununla birlikte, cinsel et-
kinliği etkileyen tek etken penisin
boyutlan değildir. Ağır bir yük
kaldınlması kısmi sertleşmelere yol aça-
bilir. Soğuk ve aşın yorgunluk da peni-
sin boyunun her zamankinden daha da
küçülmesine neden olabilir Çıkanlacak ders
oldukça basit görünüyor : Kullan yoksa
kavbedersin.
Solak çocuklann
kaza yapma
olasılığı yüksek
MI-DICALTRIBUNI-
Arkansas"ta sunulan bir rapora
göre solak çocuklann kazada
yaralanma olasıhklan sağ ehni
kullananlara oranla daha yüksek.
Arkansas Çocuk Hastanesi acil
servisine travmatik yaralanma
nedeniyle başvuran 265 çocuk ve
erişkinle. başka nedenlerle hasta-
neye başvuran 494 hasta üzerinde
yapılan araştırma, yaralananlann
yandan çoğunun solak olduğunu
ortaya koydu. Araştırmayı yürü-
ten Arkansas Tip Fakültesi pedi-
atri profesörü Dr. Charles Gra-
ham, solak çocuklann daha çok
kaza yapıp yaralanma eğilımi
gösterdiklerini belirtıyor. Araştı-
rmada solak olan çocuklann
yansının daha önce de ciddi yara-
lanmalar nedeniyle hastaneye
başvurduklanna işaret ediliyor.
Solakların beyninde farklüık
Travma grubundaki çocuk-
lann 74-
ü düşmeden kaynakla-
nan yaralanmalardan hastaneye
başvurmuş. Deneklerin ana ba-
balanna çocuklanmn "sakar"
olup olmadıklan sorulduğunda,
solak çocuklann ana babalannın
%26'sının soruya olumlu yamt
verdiği görüldü. Dr. Graham, ya-
ralanmalarla solakhk arasında
yakın bir ilinti olduğu konusunda
kanıtlann giderek çoğaldığını ileri
sürüyor.
Daha önceki araştırmalar da
solaklar arasında kaza nedeniyle
yaralanma ve erken ölüm oran-
lanrun daha >"üksek olduğunu or-
taya koyuyordu. Kaliforniya
Cniversitesi Psikoloji Bölümü
profesörlerinden Diana Halpem
ve ekibinin gerçekleştirdiği araştı-
rma sonucunda, solaklann öteki-
lere kıyasla ortalama dokuz yıl
daha az yaşadıklan belirlendi.
Araştırma aynca ölenlerin çoğun-
lukla kaza sonucu yaşamlannı yi-
tirdiklerini ortaya koydu. Bu da
kaza ve erken ölümler arasındaki
ilişkiyi doğrulamakta.
Solaklann kaza yapmaya daha
eğilimli olmalannın nedeni henüz
kesin olarak bilinmemekle birEk-
te, sağ elini kullananlann egemen
olduğu bir dünyada yaşanmasına
ve her tûrlü donanımm buna göre
tasarlanmış olmasına bağlanıyor.
Buna ek olarak, solaklarla sağ eli-
ni kullananlar arasında, özellikle
beyinde farklıhklar olduğuna, bu
farklıhklann kaza yapma eğilimi-
ni arttırdıgına işaret ediliyor.
Graharn, bu arada solaklara özel
bir eğitim verilmesinden yana ol-
madığını da görüşlerine ekliyor.
'Sütyenimtrak' sütyenlersergisi!
•Telefonlusundan pompalısına, lahanalısından zırhlısma kadar her "zevke" ve "ölçüye" uygunu var Galeri Baraz'da; seçin, seçin alın.
Mazza'nın
sütvenleri;
telefonlu,
pompalı,
mayınlı,
musluklu,
eldivenli, farlı,
zırhlı,
lahanalı-kısacası
sötyen olarak
duşünebileceğiniz
ya da
düşünemeyeceğiniz
butuhafiç
çamaşırlan. bu kez
birer'sanatyapıtr
olarak çıkıvor
karşımıza.
• Samuele Mazza'nın 2 bin parçalık "muazzam koleksiyonu"nun sadece 200 parçasının
sergilendiği Galeri Baraz'm ziyaretçileri arasında kahkahadan kınlan genç hanımlardan,
"iyi, kadını meta olarak kullanmıyorlar" diyen feministlere kadar her türden kadın var.
•^f ^r"ûltür Servisi - Sözlük-
W^T lerde "göğûsleri dik
m£ tutmak için kullanı-
M^L lan, saten, dantel vb.
M m. kumaşlardan yapılan
^ ^ ^ ^ ^ ^ kadın iç çamaşın"
^ ^ ^ ^ ^ ^ olarak tanımlanan
sütyen, göğûsleri dik tutması o ka-
dar da zorunlu olmayan, saten ya da
dantelden yapılmayan 200 farklı çe-
şitlemesiyle, 1 şubat tarihine değin
Galeri Baraz'da sergileniyor.
"Brahaus - Sütyenimtrak" sergi,
genç İtalyan sanatçı-modacı Samue-
le Mazza'nın koleksiyonundan der-
lenmiş.
Mazza'nın sütyenleri: telefonlu,
pompalı, maymh, musluklu, eldi-
venli, farlı, zırhlı, lahanah - kısacası
sütyen olarak düşünebileceğirüz ya
da düşünemeyeceğiniz bu tuhaf iç
çamaşırlan, bu kez birer 'sanat
yapıtı' olarak çıkıyor karşımıza.
Sadece lO^da l*i
Hepsi birbirinden farklı ve Türki-
ye'de 2000 parçahk bir koleksiyonu-
nun yalruzca 200 örneği sergileniyor.
Koleksiyon ve sanat yapmaya baş-
ladıktan sonra modacıhğı bırakan
Samuele Mazza, "Koleksiyoncıılu-
ğum çok genç yaşta başladı. Mo-
dacılık tamamen ricari bir şeye dö-
nüşmûştü, ben de kendi işimi ticarete
dökmeye başladıktan sonra bıraktım.
Ayakkabtdan şapkaya, eklivene dek
farklı kokksiyonlar yapmaya baş-
ladım. Aslında sütyen koleksiyonu
düşüncesi oluşmamıştı kafamda. bir
gün bir kermeste..."
Başlangıcı bir kutucuk
Samuele Mazza, bugün 2000 par-
çahk dev bir koleksiyonun temelini
oluşturan bir kutu sütyeni o kermes-
ten almış. Bir kutu sütyenle ne yapa-
cağını tam olarak da bilmeden ama
o anda yeni bir koleksiyon oluştur-
maya karar veren Mazza, daha son-
ra Floransa'nın tepelerindeki Fieso-
le'deki evinde bir "sötyen partisi"
vermiş. Mazza, arkadaşlanndan
(mimarlar, sanatçılar. modaalar...)
her biri farklı olmak üzere çeşitli süt-
yen tasanmlan getirmelerini istemiş.
Sonucun bir bölümünu, Galeri
Baraz'da görüyoruz: Her biri. bu iç
çamaşınna farklı bir bakış açısını
yansıtan birer hayal ürünü sütyen:
Demir sütyenler, şekerlemeli sütyen-
ler, saç tellerinden, plaklardan, fın-
candan, legodan sütyenler...
Gülen de var, alan da...
Milano ve Londra'dan sonra
İstanbul'a gelen "Brahaus" sergisi-
nin aldığı tepkileri şöyle özetliyor
Mazza: "İnsanlar bu sergiyi çok sev-
di. Çok gülüyoriar, onlar için farklı
bir eglence. Olaya zekice bir şaka
gibi baktılar. Üstelik İngilizlcr bile -
İngilizlerin ne kadar donuk olduğunu
bilirsiniz- onlar bile çok sevdikr Bra-
haus sergisini. Londra'da 10 bin kişi
gezdi. Boy George, Sade ve Madon-
Londra'da gördükten ABD'de ger-
çekleştirilecek serginin sponsorluğu-
nu üstlendi."
Feminist kesimden tepki geldi mi?
na gibi sanatçılar da gezdi. Madonna, "Kadmları kullanmadığınu, bu süt-
yenlere birer sanat >apıtı olarak
yaklıştığunı anlıyorlar... Bunun için
herhangi bir tepki almadım. Gerçek-
ten de bu sütyenler erotik ya da por-
nografik değil. birer fetiş objesi değil,
yalnızca birer sanat yapıtı. Bir İngiliz
eleştirmen bu sütyenlerin yeni bir sa-
natın, Body artın (vücut sanatı) bir
parçası olduğunu söyledi. Ben de bu
koleksiyonu öyle düşündüm, yola çı-
karken" diyor Mazza.
Kitabı bile yazümış
"Brahaus" sergisi açılırken. sergi-
nin sponsorlerinden İbrahim Ayral
Holding'den Cüneyt Ayral, dünya-
da ve Türkiye'de sütyenin tarihçesi-
ni konu alan "The Sütyen" adlı ki-
tabını vayımladı. "Antik çağlarda,
göğüsler sütyen benzeri sargılarla
bastırılıp düzleştirilirken, daha sonra
korselerie cendere altına alındı. Süt-
yenler, kadın hakları akımlan ve öz-
gürleşme hareketleriyle uyumlu ola-
rak, ancak 19. vüzylda günümüzdeki
biçimini almaya başladı" diyen Cü-
neyt Ayral, şöyle konuşuyor kitabı
hakkında: "Kitapta, sütyenle Ugili
bilmek istediğiniz hemen hemen her-
şeyi bulabileceğinize inanıyorum.
1SW9 yılında bir üni>ersite öğrencisi-
nin iç givim konulu bitirme ödevini
hazırlamasına yardımcı olurken bu
konuda ülkemizde hiç kaynak ol-
madığının farkına vardun. Böyle bir
kitap yazmaya güiştim..."
Solunum
hastalıkları
atakta
MUDICALTRIBUNI-.
ABD hükümetinin yayımladığı bir
sağlık raporu geçenlerde New
York, Ohio ve Teksas
eyaletlerinde başgösteren ciddi bir
solunum rahatsızlığının kış
aylanndadahada
yaygınlaşabileceğini ortaya
koyuyor Mycoplasma
pneumonias adı verilen bir
organizmarun neden olduğu
rahatsızlık daha çok hastane ve
bakımevi gibi kalababk kurum-
larda ortaya çıkıyor.
Hastahğın tarusı güç ve kuluçka
süresi oldukça uzun olduğundan.
sağaltıma başlandığında genellikle
yayılmış oluyor. Yıllardır ilk kez
üç kişide görüldüğünden
hastabğın özellikleri henüz kesin
olarak bilinmiyor.
Hastahğın belirtileri ilk iki hafta
genellikle ılunlı bir seyir gösterip
yok oluyor. Ancak bulaşıcı
olduğundan kimi hastalarda ciddi
bir zatürreeye dönüşebihyor.
Hastahğın yayılmasını
engellemek amaayla hekimler
ciddi solunum rahatsızlıklan olan
hastalara daha özenle eğilmeli ve
bunlan karantinaya almabdır.
Mycoplasma pneumonias çocuk
ve gençlerde akcığer en-
feksiyonuna yol açan en yay gın
mikro organizma olarak biliniyor.
Boğaz ağnsı. kuru öksürük ve
halsizlik gibi belirtilerle kendini
gösteren hastahk giderek öksürük
nöbetlerine dönüşebihyor.
Hastahk hekim denetimi alünda
ya da kendiliğinden iyileşiyor.
Ancak hasta iyüeştikten sonra bir
ıkı hafta mikrobu taşıyor.
Bu tür hastalann iş ya da okuldan
uzaklaşünlmalan öneriliyor.
Çevre
Yasa
Tasansı
tartışıldı
GÜLÇtN tLÇt
BURDUR - Amacı çevrenin
korunması, çevre kirlibğinin
önlenmesi, kırsal ve kentsel alanda
arazinin ve doğal kaynaklann
bozulmadan kullanıbnası, ülkenin
doğal bitki ve hayvan türlerinin ve
yaşama ortamlannın
korunmasını. 'sürdürülebUir
kalkınma'Ve "kirleten öder'
ilkesine göre sağlamak olan Çevre
Yasa Tasansı Burdur'da tartışıldı.
Çevre BakanlığYnın isteği
doğrultusunda. vali yardımcısı
Alev Akçura başkanbğında
toplanan > etkili v e ilgib ku-
ruluşlar, hapis ve para cezalannı
az bulduklan tasandaki eksik ve
boşluklan belirlemeyeçabştılar.
ÇevTeyi gözeten ve koruyan
Burdur Valiliği Çe\ re Korurna
Vakfı Müdürü Rahrni Ermiş'in
sekretaryasını yaptığı toplantıda.
> eni kurulacak işletmeler için
öngörülen çevresel etki
değerlendirmesi. hava kirbbği ile
ilgib antma tesisi kurma ve aük
sulannın özellikleri nedeniyle ön
antma ve antma tesisi kurma ve
işletme yükümlülüğü getiren
tasanda, işletme habnde olan
tesislerle ilgib hiçbir hükmün
olmadığma dikkat çekildi.
Toplantıya katılan kuruluşlar.
daha önce açılrruş ve faabyetini
sürdüren işletmelere de belb bir
süre tanınarak çevresel etki
değerlendirmesi, ön antma ve
antma tesisi kurmalannın
sağlanmasını istediler.
Yasa tasansının 30. maddesinde
ycr alan 'çevrenin korunmasına,
iyileştirilmesine ve çevre kirliliğinin
önlenmesine yönelik olarak çevreyi
koruyanlaruı teşvik edUmesi'
hükrnü, toplanüda üzerinde en
çok durulan konu oldu. Sağbk,
kültür, turizm müdürlükleri ile
belediye yetkibleri, üniversite ve
doğa korumaa kuruluşlann
temsilcilerinden oluşan yasa
tasansıru tartışma komitesi,
çevreyi gözeten ve koruyan
faabyetlerin artması için
teşviklerin arttınlması isteminde
bulundu. Komisyon. Çevre
Kirbbğini Önleme Fonu
kurulmasım öngören tasannın fon
harcamalannı denetim dışı
bırakan 36. maddesine "Sayıştay
denetimine tabidir' hükmünün
eklenmesini istedi.