27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC70.YH.SAYI24S3B S A N A T K Ü L T Ü R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N T70CAKÎ994PAZAHTESJ Boğaz'ın sırtlarında ya da kıyılannda, ahşap evlergörülür... Görülürde, insan o evlerde yaşayanlann, öyküsünü merak etmezmi hiç... Evlerdeyıkık,içlerindekiyaşamlarda... L BERATGÜNÇIKAN Her ev, akşam olup da bütün per- deleri kapandığında kendi içine dö- ner. Bır başınabklara, umarsızlıkla- ra. öflcelenmelere. ağızda donup ka- lan gülümsemelere. yaşlanrruşbkla- ra. yenıden başlama umutlanna baş eğmenın zamanıdır şimdi. Perde aralanndan sinsice dışan sızan ışıktadjr bü- tün öyküleri. Evler dün, evler bugün, / ij, \Ut\U]AP evler gele- -*• 1 K ı n t l l d l u e » cektir... 1960'ta yüreği JZ eh ^- duruvermış rtlannda.de- Melek'İll. İŞte nıze karşı, n 7 ! i m ; , n bır baş- ° Z a m a n kaidm çığiığı anlamış S u r P i k A t a r '- defferini ın evi. Bütün J ^ , ^ 1 1 ^ . yükünü ce- Fikret. Evi yo" ^yam öylece bırakıp başînda bi- gİtmİŞ. ten inşaatı mm^m^m umursa- mazmış gibi. Ahşap duvardan çıkan bacamn dumanı, betona rağmen hayatın süreklilığini, sımrlandınl- mamışbğını muştuluyor. İki kez çevrilen kurmab zibn yankısını, basamaklan ınen şıpıdak terbklenn sesı ızbyor. Kapı, telaşsız beklemelerin edası- nda, bir sürgü çekilmesiyle açılıyor. Açan, kısa kesılmiş saçlanmn altı- ndan baktığında, bütün aalann tü- ketilmişliğı duygusunu veren sıyah gözlü bir kadın. O, Armeniki Haçik- yan. Rumebhisan'nın dünü ve bu- günü... Gelecek; kım bılebibr ki? ITozdıunandan I artakalan Dünya. yüzyılın ılk paylaşım sa- vaşıylaçalkalanıyor. Anadoludagı- rtlağma kadar bu savaşın içinde. Ege toz duman; dostluklar. yüzlerce yıl birbkte yaratılmış kültürler kan- lann içinde boğuluyor. Kütahyalı Enmenı Atar ailesine de kaçmak dü- şüyor. Surpik henüz on beşınde, ab- lası Takü ise on yedısini doldurdu dolduracak. "Bizi bir Istanbul banndınr" deyip kara trenin dört numarah vagonuna yüklüyorlar Evler dün, evler bugün, evler gelecekrir... Birbaşınalıklarla, öfkeknmelerie, ımtarsızfaklarla, ağızda donup kalan gülümsemelerie, yaşlanmışlıklarla... Perde aralanndan sızan ışıktadır onlann bütün öyküleri. denklerini. İstanbul hiç itirazsız, Atarailesine de kucak açıyor. Rumelihisan'na; yeşıJlikJerarasmdaki ahşap evlerden bınne yerleşiliyor. IArdaşvusIata erince Durmuş Dede Sokak'taki, daha sonra, 1940'h yıllardadokuzyüzelli liraya satın alınacak olan bu evden, önce Takü gelin çıkıyor. Rumehhi- san ıskelesinin çımaası Anfaş Ha- çikyan ın gözü de Surpik'te. Gidip gelmeler, istemeler. karşı çıkmalar derken aradaki onca yaş farkma rağmen Ardaş vuslata eriyor. Çımacı maaşı evi geçindirmeye yeter mi? Surpik'e de iş bulmak İaam. Bütün semt kadınlan gibi o da Robert Kolej'e hızmetli girivor. Öğrencilenn çamaşırlan. yatakha- nelerin temızliği arasında bır de Ar- meniki'yi doğuruyor. Armeniki. Be- şiktaş Makruyan Okulu'nun henüz üçüncü sınıfındayken çımacı Ar- daş'ın kalbı, iskelede duruveriyor. Okul bırakılıyor, Armeniki iş öğren- sın diye bir terzinjn yanına yerleştiri- lıyor. IDanslı'bağ' eğlenceleri Nedp Bey'in Bağ'ındaki gazino- da yapıJan eğlenceler. tangolar. valsler; Angeraki, Nuvart'la evlene- ne dek sürüyor. Sahılde, Bebek'e kadar uzanan toprak yoldakı çay bahçelenne bu kez. yanında iki ço- cuk. Kirkor ve Ani'yle gjdip gelmeye başlıyor. Ahşap evlerin yıkılması. yennde betonlann yükselmesı de işte bu yıllara denk düşüyor. Çocuklannı büyütüyor, evlendi- riyor ve bütün anılannı Surpik'in bu ahşap evıne dolduruyor. Ev hala, 1910 yapımı. Amenkah- lardan düşürülmüş Nectar marka sobayla ısıtılmakta. O patika yol. birbirinden destek almak istermiş gibi sırt sırta vermiş ahşap evler an- cak fılm çekiminden çekimine anı- msanmakta. Ara sıra müşterisi de çıkmıyor değil. ama Angeniki sat- mayacak. Çünkü evi, kendisi ve geç- mişinin, var olmanın bir baş- kaldınsı... Seferberlikte. bin üç yüz sekiz ya da bın üç yüz on üçte gelmiş Fikret Eminoğlu nun Karadenizli ailesı fstanbul'a. O ıse doğma büyüme Kartal-Maltepelı. İngilizlerin za- manında. tam on ıkı yıl boyunca dağlardan topladığı çalı çırpıyı de- meti yüz paradan fınnlara satmış. Balıkçılık, çobanlık derken; 1938"de kapağı tersaneye atrruş. Angeliki'ylc tanışması da o yıllara denk düşmüş. Hisar'ın en güzel kızı Angeliki, ter- sanede kazan işçısi Fıkret'e bir gö- rüşte vumlmuş. Annesinin karşı çı- kmalanna. "bir daha kiliseye adon atamazsın" tehditlerine aldırmamış, kaçı vermiş... Şimdi, Surpik'in evınden iki ev ötedeki altı odalı ahşap evde girilmış gerdeğe. Angeliki yeni adı Meleke uygun, merhametli, şen şakrak bır kadın. Gündeliğe gittıği her evden bir lisan öğrenip çıkmışlığından on iki dilde derdini anlatabiliyor. I Dert mi ararsın I kocada! İki denleri var; biri çocuklannın olmaması, diğen Fıkret'in alkole düşkünlüğü. Bir oturdu mu dört kasa bıraya bana mısın demiyor Fikret. O da şışede durduğu gıbı durmuyor ki. Mayonezli balık köf- teli, arnavutciğerli meze sofrası hazırlamanm yorgunluğuna, Fik- ret'in ansızın kalkan elınin, küfürle- nnin acısı biniyor. İlk ihtilalde. I960'ta yüreği duru- vermiş Melek'in. İşte o zaman an- lamış değerini Fikret, öyle bir kadının bır daha asla bulunamaya- cağını. Evi öylece bırakıpgitmiş. Yı- llarca başka evlerde başka hayatlan ararruş, ama asla bir başka kadını sevememiş. evlenmemiş. Bakmış ol- muyor. dönmüş evıne. Beş odasını başkasına satmış, bir odasına da kendisi sığınmış. Şimdi çamaşınnı >ıkarken, sadece Hisar'da değil bü- tün Boğaz'da meşhur turşulannı kurarken derin iç geçirmelerle anımsıyor Melek'i. Bir gün yolunuz Rumelihisan'na düşer de betonlar arasında gûçlükle ayakta duran ahşap evleri görürse- nız bılin kı, öyküleri kadar eskidir kendileri de... 'Sanatçılar Mahallesi' restorasyonu 25milyar NEVŞEHİR (AA) - Nevşehir'in Avanos il- çesinde oluşturulan Sanatçılar Mahallesi'nde- kı tarihi evlerin restorasyonuna rusan ayında başlanacak. Avanos Belediye Başkanı Seyhan Duru, yaptığı açıklamada, Avanos'un Yukan Ma- haîle Çanakçılar mevkiinde bulunan 23 tarihi evm, bölgeye gelen Türk ve yabancı sanatçıla- ra cabşma, konaklama ortamı yaratmak amaayla geçen yıl Kültür BakanlığTnca ka- mulaştınldığmı hatırlatarak şunlan söyledi: "Kamulaştırüan tarihi 23 evin çevre dûzeni ile iç bölmelerinin restorasyon çaltşmalarına nisan ayında başlanacak. Çahşmalarda yaklaşık 25 niilyar lira harcama yapılacak. Evler içinde 20 iş atölyesi. 1 1 satış sâlonu, 15 odaiı konaklama tesisi iîe resim, heykeltıraş ve çanak sanatçıları için toplantı salonu yapılacak." Avanos Belediye Başkanı Seyhan Duru, be- lediye olarak restorasyon ve çevre düzeni ko- nusunda yardımda bulunacaklannı belirtti. Duru. Sanatçılar Mahallesi"nin 1995 yılında tüm sanatçılann hızmetine sunulacağını da sözlerine ekledı. Taşlıkaraziler tanmaaçılıyorKİLİS (Cumhuriyet) - Suriye sınınndaki taşhk arazilerin temızlenerek tanma açılmasma çab- şılıvor. Kö> r Hızmetleri İl Müdürlüğü'nce ge- çen yıl 450 hektar arazinin 900 milyon lira harcamayla temızlendikten sonra yapılan ekımde yüzde 80 daha fazla ürün artışı sağlan- dığı bildirildı. Gaziantep Köy Hizmetleri İl Müdürü Nadir KuJakoğlu. taşb arazilerin ıslahı projeîerinin Gaziantep ve yöresınde 1969'da uygulamaya konulduğunu. şimdhe dek 78.500 hektarlık taşlı araziden 29.626 hektannın devlet. 18 bin hekıannın da çiftçıler tarafından taşlardan te- mizlendiğini belirterek. "Bu yıl da 450 hektar arazi taşlardan temizlenerek farıma açılacak. İlimizde halen 30 bin hektar taşlı arazi bulumı- yor. Bu arazilerin tamamı 20 yıida taşlardan temizlenecek" dedı. Kulakoğlu. 1993 birim fıyatlanyla bir hek- tar taşb arazinin ortalama 2 milyon lira harca- mayla taşlardan temizlendiğini ve bu tür arazı- lenn öbür arazilere oranla yüzde 80 daha fazla venmli olduğunu söyledi. Ruhun simgesi sayılan taşlann dili aŞUBAT Ametist MART Akuam OCAK Lal ARALIK Turkuaz KASIM Topaz Psikolog Cari Jung, taşlann genellikle ruhun simgesi olarak görüldüğünü, çünkü "değişınez ve ebedi" olduklanru söylüyor. Taşlann. doğduğumuz aylara göre kişiliğimizi temsil etmesiyse, mitlerle, efsanelerle dolu yıllara da- yanıyor. Kişının. doğduğu ayın taşını takması geleneği, büyük olasılıkla 1700'lerde Almanya ya da Polonya'da başladı Değerli taşlar, cesaret, bağlıbk gibi değerlen temsil ediyordu. Taşlann. hastabklan iyıleştırmekten tutun da, evlıliğin mutlu sürmesine kadar bir dizi olayda gızli bir gücü olduğu düşünülüyordu. Büyülerdünyasmda 12sayısınınyeriayndır. Toplam 12 burç vardır. bir yıl 12 aydan oluşur. sonra îsrail'dekı 12 kabile... Üstelik çok daha eskı zamanlarda değerli taşlann tüm bunlarla ilişkısi olduğu oldukça yaygın bir ınançtı. Geçmışten bıze mıras kalan pek çok ınanç gıbı, değerli taşlann belirli aylan temsil ettiği ve o ay doğan kişılerin, eğer o taşı takarlarsa, kendilerine ugur getıreceği inana yaşamaya devam edivor. Ocak (Lal - sadakat): Latın- cesi granatum. Nuh, gemisı- nı aydınlatabıbnek içın ko- caman bir lal kullanmıştır. Şubat (Ametist-ıçtenlik): Yunanca. "içmeden sarhoş- luk" anlamınagelen amethy- stos'dan türemiştir. Mart (Akuamarin, kantaşı - cesaret): Akuamarin ismim, Latince'de deniz anlamına gelen sözcükten alır. Nisan (Elmas-masumiyet): Hındistan'dakı ayinlerde ço- cuklann saf kalabilmesi içın başlanna serperlerdi. May«s (Zümriit - aşk, ba- şan): Taşa rengini veren ye- şil, yeni bir yaşamm simgesi. Aşkta mutluluk ve doğumda kolaybk sağladığına inanılır Haaran (Jna >'a da aytaşı - sağlık, uzun ömür): Incının yuvarlakhğı ve parlaklığı. uzun yıllardır kutsal taş ka- bul edilmesıne neden oldu. Tenunuz (Yakut - gönül hoş- luğu). Latince kırmızı an- lamındaki sözcüğe karşılık. Panltısını. örtülü olsa bile göstereceğı söylenır. Ağustos (Pendo ya da Süley- mam -mutlu evb'lik): Perido güneşin taşıydı. Kardeşı Sü- leymani ayıda sımgeler. Eylül (Safir-berrak düşü- nüş): Güzelbğı ve soğukluğu dillere destan. Ateşleri bile söndürebileceğine inanılır. Ekim (Opal -umut): Sıcakhk değişimi, kınlmasına neden olabilir. Takanın doğum taşı değilse, uğursuzluk getirir. Kasmı (Topaz-bağbbk): Adını, Topazios adasından alır. Yunanlar. insanı bela- lardan koruduğuna ınanırdı. Aralık (Turkuaz-refah): Fransızlar Türkler için kul- lanırdı. Hındular, turkuazla yeni aya bakmanın zenginlik getırdiğini düşünürdü. NİSAN Elmas MAY1S Zümrut HAZİRAN Inci f EKİM Opal TEMMUZ Yakut EYLÜL Safir AĞUSTOS Perido Kapadokya'ya Bölge Koruma Kurulu SELAHATTİNŞAHİN NEVŞEHİR - Dünyanın en ilgınç yeryüzü şekillerinden birine sahip olan Kapadokya bölgesinde, gerek doğal ve gerekse köklü kültürel varb- klann korunmas amaavla Nevşehir'de Kapadokya Böİge Konma Kundu oluşturuidu. Daha önceleri Kayseri'ye bağb ola- rak faaliyet gösteren Kapadokya"nın oluşturulacak koruma kurulunun Niğde. Kırşehır ve Aksaray'dakı kül- türel varlıklann kurtanlması ve ko- runması konusunda da faaliyet göste- receğı öğrenildı Nevşehir Kültür Müdürlügü yet- kilileri, bölgenın doğal dokusunun yanında köklü tanh hazınelerinın ko- runmasının ancak Nevşehir merke- ande oluşturulabüecek tüm vönleny- le yetkili bir kurul tarafından gerçek- leştiriJebıleceği fikrinin. gerek bolge insanlan ve gerekse bölgede araşü- rmalarda bulunan yerli ve yabancı bı- lim adamlannın araşürrnalan son- rasında ortaya çıktığını belirtti. Nev- şehir Valısı Sait Eker başkanlığındaki Kapadokya Bölge Koruma Kurulu'- nda bırer şehır planlamaası, mjmar vearkeoloğun yanı sıra Yüksek Öğre- um Kurulu'nun belırleyeceğı 5 bilim adamı. Kültür Bakanlığı'nin belirle- veceği 3 uzman \e bölgedeki 3 uz- marun tam yetkili olarak görevlendı- rileceği bücbnldı. Kapadok\a Bölge Koruma Kuru- lu içın Kültür BakanhğYndan görevli elemanlann kadrolannın abnmaa- ndan sonra gereklı çalışmalara baş- larulacağı ve kurulun başta Nevşehir olmak üzere Niğde. Kırşehir ve AJcsa- ray'daki tarihi varlıklann korunması. kurtanbnası ve gehşürilmesı konu- sunda yetkıh' olacağı ıfade edildi. Kurul. Nevşehir Kültür Müdürlü- ğü'ne bağlı Kültür Sitesi'ne büro hiz- metı \erecek Kurul aynca bölgedeki japılaşma konusunda tek yetki mekanızmasını oluşturacak ve her turiü yapılaşma ızınlen bu kuruklan geçecek. Sigara içtikten sonra ellerinizi yıkayın ANTALYA (AA) • El temızlığınin sık sık sıcak su ve sabunla yapı- lması gerektiğı. el temızliğinin mık- rop üremesini engellediği bildinldı. Bir açıklama yapan Antalya Bü- yükşehir Beledıyesi Çevre Uzmanı Kimyager Demet Demirel, bu konuda yapılan araşürmalara göre, tuvalete giren bir insanm elın- de 100 bin mikrobun binktığıni kaydederek. ellerin sabunla yıkan- masından sonra mikrop sayısının 5 bine düştüğünü, havluyla kurula- madan sonra ise bu sayınm bine ın- diğini söyledi. Tuvaletlerde kullanılan havlula- ra da dikkat edilmesi gerektığini bıldıren Demirel, "Ellerimizi ha>lu ile kuruladığımız zaman havluda mikrop kalıyor. Bizim arkamızdan geien insan, elini yıkayıp aynı havlu- yu kullandığı zaman, rutubetli hava- da canlılığmı konıyan mikroplar onun eline gecer. Bu nedenle herke- sin havlusu ayn olmalı ve havlular sık sık yıkanmalıdır" diye konuştu. Sigara ıçıldıkten sonra da ellenn mutlaka yıkanması gerektığini ifa- de eden Demet Demirel, bakterile- rin ağızdan ve dudaktan ellere geç- tiğini ve daha sonra yıyeceklere de bulaştığını söyledi Demirel. aynca yüzük, küpe. bılezık ve kolye gibi mücevherlenn de baktenlerin banndıklan yerler olduğunu, hij- yenik açıdan bakıldığında. saat ve nıkah yüzüğünün yeterli olduğunu bildirdi. Tuvaletlerin kapı kollan ve sifon düğmesinde de çok sayıda mikrop bulunduğunu vurgulayan Demi- rel. ellerin mutlaka yıkanması gere- ken durumlan şöyle açıkladı: "Çöp döktükten sonra, mutfakta yemek hazırlamadan >e mutfak ge- reçlerini kullanmadan önce, burun temizliğinden »e hapşırdıktan sonra, yumurta kırdıktan sonra eller yı- kanmalıdır. Yumurta kabuklarmda 'salmonella' bakterisi yoğun şeküde bulunur. Eğer yumurta, ördck yu- murtasıvsa bakteri sayısı daha çok olur. Yumurta kabuklan sadece bak- teri değil, diğer parazitleri de taşıy a- bilir. Saçlanmızı taradıktan sonra da ellerimizi yıkamalıyız. Stafilo- kok bakterileri saç dipJerinde çok iyi gelişir ve eller vasıtasıyla yiye- ceklere geçer."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle