Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11OCAK1994SALI CUMHURİYET2 SAYFA
KULTUR
Miguel de Unamuno, kuşaktan kuşağa aktanlan düşünceleri sarstı, yurttaşlanru sorgulamaya çağırdı
îç savaş başlangıanda bir milliyetçi
NEYÎREGÜLIŞIK
1
936 yıbnın 31 aralığı, Kastilya'nın Sala-
manca kentinde erken bir gecenin karanlığı
basürmışü.
İspanya'nm uzun geçmişinde tanık olduğu en
uğursuz yıl. ıç savaşın patlak verdiği yıl kapan-
mak üzereydı.
Falanjistlerin 22 ekim tarihli kararnameyle
görevınden aldıklan eski üniversıte rektörü 73
yaşındakı Miguel de Unamuno, larihsel kentin
merkezinde. sessiz. sakin Bordadores sokağı-
ndakı kendi halınde evinde genç bir konuğuyla
buruk bir sohbete dalmıştı.:
"Ara sıra aklımdan gecmiyor değil, yoksa
Tanrı tspanya'dan yiiz mü çevirdi ki böyle en seç-
kin evlatlarinı çekip alıyor" dedı Falanj yanlısı
dehkanlı.
Don Miguel duraksamadan yanıtladı:
"Hayır, mümkün değil, Tann İspanya'dan yüz
çeviremez! İspan> a kurfulacak, çünkü kurtulması
gerek!"
Sonra o sözleri uzun bir sessizlik izledi. Don
Miguel'ın başı yavaş yavaş göğsüne düştü,
İspanyol ve dünya yazınında koca bir çınardı
devrilen.
Tıpkı dızelerindeki gjbı:
"Geceleyin gelecek o, evet, geceleyin gele-
cek,
kapkara mühriiyle kilitleyecek mhumu; ge-
celeyin gelecek o, gürûltüsûzce"
Alu aya yakındır kardeşin kardeşi vurduğu.
kandan sarhoş olmuş İspanya. XX. yüzyıl dün-
ya kültürüne sunmuş bulunduğu büyük ro-
mana, şaır, bilim ve düşünce adamtnın ölümü-
nü savaş bildirileri arasında duyurdu.
Aynı yılın 18 temmuzunda Cumhuriyet'e baş
kaldırarak iç savaşı başlatan Franco yanlısı ge-
nerallerden birinin oğlu olan tarihçi Guillermo
Cabanellas, Miguel de Unamunonun ölümünü
aşağj yukan bu sözlerle anlaür.
IFırtınalı bir ruh, ülkesine inançla
bağlı bir aydın
Yüzyılımızın i!k çeyreğınde. ülkesi denizaşın
ımparatorluğunun son parçalannı da yitirirken
geleneksel İspanyol kültür değerlennı yücelten
ve İspanya'nın Av rupa karşısındakı konumunu
tartışan ünlü "98 KuşağT aydınlanndandı Una-
muno.
Çevresınde, ulusal tanhınde. ınsanoğlunun iç
dünyasında hep bir "gerçeğin" içten ve kökten
arayışıy la yaşamış. her zaman ateşli, kımi zaman
çelışkili düşüncelerinden ötürü hem sağdan hem
soldan saldınlara uğramış, yine de sonuna değin
kendı kendısi olarak kalmışü: Tutkuyla. umut-
suzca çırpınan bir yürek, ve ona ödün-aman ver-
meden ışleyen bir akıl ("zeka korkunç şeydir"
derdı), o kişisel ıç savaş temelinde doğru bildiği-
ni olanca gücüyle savunan ve -elbette ki- bedeli-
ni ödeyen bir aydın olarak.
Unamuno füozoftu ama. soyutlamalara değil,
ülkesinin siyasal ortamınaydı yönelişi. İspanya'-
nın trajik gerçeğinin içinde yaşamış ve sonuçta
her şeye karşı savaşmışü: Katoük geleneklerine
sımsıkı sanlı ülkede kilisenin sunduğu eleştirisiz.
tartışmasız. rahatlatıcı dinsel ınanca karşı: kral
varken tahta karşı 1924'tc dikta yönetımi kuran
General Primo de Rivera\ a karşı en sonunda da
sol şıddete kol kanat gerdiğine ınandığı Cumhu-
riyet Hükümeti'ne karşı.
İspanya'ya kendisinin dilediği ruhu. kendi
beklediği siyasal ve toplumsal çözümleri sunma-
lannı istemiştı hepsinden, her düş kınklığında
birisine cephe almıştı.
Aydın olarak en önemli ışlevi. ülkenin ûzerini
bir fanus gibi örtmüş boğmakta olan, yüzlerce
yıldır edilgenlıkle benimsenen ve kuşaktan kuşa
ğa aktanlan inanç ve
düşünüş yığınını sars-
mak olmuştu; yurttaş-
lanru, okurlannı. öğ-
rencilerini tarihi ve
olaylan sorgulamaya,
insan ve İspanyol
yazgısına başkaldırma-
ya, kolay bır "eveften-
se, "hayır" demeye eğit-
mişti.
Unamuno. ömrünün
büyük bölümünü 1900
yılında Yunan Dili ve
Edebiyatı kürsüsü baş-
kanıyken atandığı Sa-
lamanca Üniversitesi
rektörlüğüyle geçirdi.
Ancak hiçbir siyasal
iktidann dümen suyu-
na girmeyişi yüzünden
birkaç kez görevinden
alındı, sürüldü ya da
ülkesinde bannamayıp Miguel de Unamuno
komşu Fransa'ya
sığınmak zorunda kaldı. Kendi deyışıyle "İspan-
yol potitikasında meslekten siyasetçilerden daha
fazla etkili olmasma" karşın, gündehk politikaya
bulaşmaktansa düşüncelerini bilim adamı ve bir
bilim yuvasırun yönetiası olarak savunmayı
yeğledf.
Bu yüzden, kendi düşünsel ve varoluşsal çeliş-
kilerinin yanı sıra, İspanya'nın trajik çelişkilerinı
de gün gün yaşayarak payıru aldı.
Yine de kuşkusuz o dönemde pek çok İspan-
yolunkınden daha rahat bir ölünile öldü; hıç ol-
mazsa Lorca gıbi ıdam
mangası önünde değıl-
dı. ispanya'nın gele-
neksel değerlerine iç-
tenlikle bağlı. metafızik
gereksınımlerle sarsı-
lan, büyük çelışkilerin
adamı Unamuno. baş-
langıçta. "Hıristiyan
Batı uygarlığını ve
onunla birlikte ulusal
bağunsızlığı kurtaraca-
ğına" içtenlikle
ınandığı Franco'ya açı-
kça destek vermişti.
Madnd'deki Halk
Cephesi Hükümeti de
kendısi nı "kaydı hayat
şartıyla" atanmış bu-
lunduğu rektörlük gö-
revinden derhal almıştı.
Bir haftasonu Ulusal
Sa\ unma Cuntası,
Unamuno'yu makamı-
na yenıden yerleştirdi:
Salamanca, Milliyetçilenn elındeydi artık. Ta-
bıi bu arada "kurtanlan" rektörün de kurtarn-
lannın sözcüsü olması bekleniyordu.
Ne var kı onun Milliyetçi Cephe'nin gercek
yüzünü görmesıne üç ay yettı: *
"Falanfın tek partiye dönüştüğûnün, İtalyan
faşizminin berbat bir kopyası olduğunun, üikeyi
dört bir yandan saran ateş >e >ahşet dalgası or-
tasında ulusal toprakların uluslararası bir savaşa
sımuMuğunun" bılincine vardı Unamuno. Artık
uzlaşmazlığını açığa vurması an meselesiydi.
12 Ekım Ulusal Bayramı sırasında o an geldi
ve görevinden son kez alınmasına yol açan olay
patlak verdi.
Salamanca Üniversitesi"nin tarihsel tören sa-
lonunda görkemli bır kutlama yapılmaktaydı:
Franco'nun eşinin ve Salamanca piskoposunun
huzurunda, yetkililer günün anlam ve önemini
belirten, İspanyol uygarhğının tarihini ve parlak
geleceğini göklere çıkartan parlak nutuklar veri-
yorlardı.
Milliyetçilenn İspanyayı kurtaracağı hayali-
ne kapılmış, ama haksız ve zalım bır ıç savaşı
aklına getirmemiş olan Rektör Unamuno ise si-
nirden kasılmış parmaklarla not alıyordu. Sıra
kendisine geldiğinde kalktı, düşündüklerini ora-
da bulunanlann hiç beklemediği biçimde. sözü-
nü esirgemeden açığa vurdu:
"l vgarlığa stğmayan bir savaşı sürdürüyorsu-
nuz. Ben iç savaş sırasında doğmuş biriyim, ne de-
diğuni bilirim. V enmek başka şeydir, inandırmak
başka; insanları her şe\den öncc inandırmanız ge-
rekir; oysa acıma duygusuna yer bırakmayan bir
nefretle kimseyi inandıramazsınız; ben burada
ayıncı, sorgulay ıcı. eleştirici zekây a olan nefretten
söz ediyorum!"
Franco'nun sağ kolu, ısyancılann elebaşlan-
ndan. "İspanyol Yabancı Lejyomfnun kuru-
cusu general Millan-Astray o sözler üslüne bir-
den ayağa fırladı, histerik bir çığlık kopardı var
gücüyle:
"Gebersin aydınlar! Kahroistın zekâ! Yaşasın
ölüm!"
Evet, aynen böyle, "Yaşasın ölüm!" İç savaşın
ıdeolojisi bır söz düellosunda özetlenmiş gibiydi.
Daha sonraki günlerde, haftalarda, aylarda, yı-
1larda İspanya'nın bir yansında bu kişilerden bi-
nnın sözleri çınlayacaktı. öteki yansında öbürii-
nün haykınşı. Düşünen. yargılayan. zorla be-
nimsetilmek istenen tek tip görüşün dışında baş-
ka seçenekler de araşüran kafaya karşı kırk yıl
sürccek nefretin ilk kez açığa vuruluşuydu bu.
Unamuno'yu salonu dolduran Falanjistlenn
hışmından ancak Franco'nun eşi kurtarabildi:
Koluna girip neredeyse sürükleyerek dışanya
çıkardığı rektörü aynı akşam şehır kulübünden
^ehlikeli bir kızıl" olarak kovaladılar. O akşam-
dan sonra kendi karanyla evıne kapandı. yetkili-
ler de kapısına bır nöbetçı dıktıler
IYaşamın trajik duygusu ve
başka yapıtiarı
1937 yılının ilk günü Falanj. Unamuno'nun
naaşına sahip çıkmayı uygun gördü, tabutunu
militanlannın omuzlannda taşıtarak kendi as-
ken töreleny le gömdü onu.
Ardından Unamuno adının üstüne koyu bir
sessizlik perdesi çekildı: Temsilcisı cılduğu çetin.
başedilmez, uzlaşmaz sorgulayıcı zekâ gibı unu-
tulsun diye.
"Altın Salamancam benim" dcdiğj kcnttc son
uykusunu uyuyan bu büyük düşünce ve duygu
adamının mezar taşında kendı dızeleri kazılıdır.
kazılıdır:
"Llu Tannm, bağnna
bastır beni, gi/.emli ateşinde .-^ ..
uyuvayım, bitkin geüyonım
çünkü amansız sa>aşundan"
Ülkemızde Yaman Adam (öyküler, çev. B.
Necatıgıl. Varlık. İsianbul, 1954). Sis (roman,
çev. B. Necatigil. Bılgi. İstanbul. 1970), Tula
Teyıe (roman. çev. Y. Canpolat. Can, İstanbul
1985). Yaşamın Trajik Duygusu (deneme. çev.
O. Derınsu. İnkılap. İsianbul. 1986) yapıtlanyla
oldukça ıyı tanınan Unamuno'nun ruhsal vasi-
yeti ise şu sözlerinde özellenıyor:
"Hep bir rutkunun sarhoşluğu içinde yaşamalı
insan, bir tutkuya kapılsın da ne olursa olsun.
Gerçekten kalıcı >e verimli işlerin üstesinden gel-
mek, ancak tutkulu kişilerin harcıdır çünkü.'"
Fransız Kültür MerkezTnde sergi
'İlkfotoğraflar...
Kültür Servisi -İstanbul Fransı: Kültür Merkezi'nde bugün
çok ilginç bir sergi açıhyor. "İlk Fotoğraf' adtnı taşıyan sergi-
de. admdan da anlasılacağı gıbi fotoğrafçılık tarihine adını
yazdırmıs önemli sanatçıların ilkfotoğraflan yer alıyor. Sergi,
Paris Galeri Agnes B. tarafından gerçekleştirilmiş. Agnes B.,
Tanınmış Avrupalı fotoğrafçılara ilk fotoğraflarmı, daha doğ-
rusu kendileri için ilkleri sordum" diyor ve özellikle Jacques-
Henri Lartigue 'in kitabım karıstırırken bu sergiyigerçekleştir-
meye karar rerdığim behrtıyor.
Sergıde fotoğrafçılık tarüunin ilk fotoğrafım elde eden Ni-
cephore Niepce'/n, 20 yüzyıl Fransız fotoğrafuıın en önemli
temsücilermden olan Doisneau 'nun, Newton, Ronis ve Boubat -
nın ilkfotoğraflan yer alıyor.
Fotoğrafsanatındakı tünı teknolojik gelismeler bir vana, ilk
foıoğraflarm o büyülü dünyasında yolculuğa çıkmak isteyenler
için ınanılmaz bırserüven olacak "İlk Fotoğraf"sergisi. 31 oca-
ğa kadar İstanbul Fransız Kültür Merkezi Sergi Salonu 'nda
sergılenecek "ilk tntoğraf'lar tüm fotoğraf ve sanat tutkunları
ıçın kaçınlmuz bır fırsat
Zerrin Tuluğ'un resim sergisi 20 ocak tarihine dek Izmir Rotary'de
Resimlerde bir kadın dünyası
ÜMİT OTAN
I
ZMİR- Çıplak kadın be-
denlerinın ressamı Zerrin
Tuluğ'un son dönem çalı-
şmalan göğüsler... Tuluğ. "Be-
nim kadınlarım anadan doğduk-
ları gibi. Onları belirli bir sınıfa
sokmadım. Ne burjma, ne işçi,
ne de köy lü, onlar sadece kadın"
diyor.
Zerrin Tuluğ, Karşıyaka Ro-
tary Kulübü Sanat Galerisı'nde
20 ocak tarihine dek açık
olan sergisınde. bu kez
daha öncekılerindcn farklı ola-
rak çıplak kadın bedeninden
bır "aynnö"yı konu edinmiş.
12 yıldan bu yana resim çalı-
şmalannı aralıksız sürdürdüğü-
nü belirten Zerrin Tuluğ. "Be-
nim amacım hikaye anJatmak
değil. Yapıtlanm her ne kadar
bir şeyler anlanyor göriinüyorsa
da, onlara bellekteki çeşitli algı-
lamaları harekete gecirecek,
hatırlatacak aksiyonlar olarak
bakılmalı"diyor.
Resimlerindekı coşkulu fırça
vuruşlanyla durağanlığın bır
arada olmasını "cifte kişilikli"
olmasına bağüyor Tuluğ. Me-
kanı olabildiğince az ve soyut
bir biçimde kullanan sanatçı.
insanın evren ıçindeki yerini ve
mitoslannı bulmaya çalıştığını
söylüyor:
"Benim kadınlarım, konuşa-
rak tartışarak, sonınlarını çöz-
meye çabalıyor. Neden kadın?
Onlar her şeyden önce insan.
Hakkında çok şeyler söylenen,
değişik gözlerle yargılanan, ne
entelektüel, ne burjuva, ne işçi
ne de köylü, analarından doğ-
dukları gibi. Resûnleri oluştu-
ran etkenlerin haşında, kendi
anlaytşım ve kabullenmemle,
dış gerçeklikteki kadmın duru-
mu arasındaki çelişkinin bende
oluşturduğu tepkivi eyleme dö-
nüştürme çabası yatıyor. Boş-
lukta, mekanı olnîayan figürler
bunlar. İnsanın boşluk duygusu,
kendi kendine yetemeyişi ve
çağın getirdiği hastalık; iletişim-
sizlik."
IResimlerinde
ağırlık mavide
Zerrin Tuluğ'un resimlerınde
renk ağırlığı ma\ide. Göğüsler
günışığı saıTnalında. Tuluğ,
ma\ı\ı ozgurluğun, gunışığını
da yaşamın ve bereketin simge-
si olarak seçtığini söylüyor. Za-
manm karşı koyulmaz tükenişi
Zenin Tuluğ'un hem paniğe
sürüklüyor hem üretiminde itici
bır güç oluyor.
"Saniyelerin, saatlerin, ya-
şamın hızla akıp gecmesi, za-
manın karşı koyulmaz tükenişi
sürerken, her şeyi öğrenme dür-
tüsü ve yaşamın öğrenmek ve
yaptnak istediklerime yetmeye-
cek olması beni dayamlması güç
bir paniğe sürüklüy or. Bunun so-
nucu daha çok resim > apma dür-
tüsü ile birikimimi oİabildiğince
özgür olarak tu-salimc aktarma-
ya, varoluşumu her an bitivere-
cekmiş gibi duyumsay arak, çok
üretip, dolu dolu yaşamaya
çalışıyorum."
Gürbüz Doğan Ekşioğlu'na
'Mükemmeltik Ödülü*
Kültür Servisi - Bu yıl Japonya'da 15.'si yapılan Yomiuri
Uluslararası Karikatür Yanşmasf nda Gürbüz Doğan
Ekşioğlu "Excellent Prize-Mükemmellik Ödülü" aldı. 68
ülkeden 10 bin 430 karikatürün katıldığı yanşmada
Gürbüz Doğan 9. kez ödüle layık bulundu.
İletişim Yayınları'ndan 99kitap
Kültür Servisi - İletişim Yayınlan geçen yıl 52'si yeni, 47'si
tekrar basım olmak üzere toplam 99 kitabın basımını
gerçekleştirdi. İletişim Yayınlan'nın bastığı kitaplar
arasında en çok ilgiyi Oğuz Atay, Şerif Mardin ve Cemil
Meriç'in toplu yapıtlan ılgi görürken, ilk baskısı yapılan
Gilbert Adair'in "Postmodernci Kapıyı Iki Kere Çalar" adlı
kitabı da büyük ilgı gördü.
Sivas'ta Yeşilkardeşlerin vitrayları
Kültür Servisi - Sivas Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde
Nuran Yeşil ve Zehra Yeşü'in yıllardır yaptığı yüze yakın
vitray çeşidi sergileniyor. Ikı kardeşin 20 ocak tarihine
kadar sürecek olan sergilerinin, Sivas'ı temsilen çevre illere
taşınması da planlanıy or.
Zeki Şahin
y
in resimleri Ömer
Sunar Sanat Galerisi'nde
Kültür Servisi - Zeki Şahin'in resım sergisi 26 ocak tarihine
kadar Ankara Şekerbank Ömer Sunar Galerisi'nde
görülebilır. 1947 Konya doğumlu Zeki Şahın. Gazı Eğıtım
Enstitüsü Resim-İş Bölümü'nü bitirdi. Sanatçı halen
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesı Grafik
Anasanat Dalı'nda öğretim üyesı olarak çalışmaktadır.
Sanatçı, 1970 yıhndan bu yana bırçok kişisel sergi açmış ve
ödül almıştır.
Kadıköy'de 'Sevgi Uzerine Bir
GösterV
Kültür Servisi - Selim Güneşin "Sev gi Üzerine Bır
Gösteri" adlı dia göstensı 15 ocak cumartesi günü saat
15.00te Kadıköy Kültür ve Sanat Merkea'nde
gerçekleşıinlecek. Sev ginin ve insanca yaşamın
yorumlanmasını amaçlayan göstende. çağımızın
fotoğrafçılanndan Roben Doisneau, VVerner Bischof ve
Emst Haas'a ait Hfotoğraf da yer alıyor. Göstennm
müzikleri. Levent Karaoğlu'na aıt.
Sanatçılara masterplaru
ANKARA (A.A)-Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
hımayesinde sanatçılan teşvik etmek ve özendınnek
amacıyla bır master planı hazırlanıyor. Plan bu yıl içinde
uygulamaya konulacak. Master planda ağırlıklı olarak
tüm sanat dallannın sağhklı bir yapıya ka\ uşıurulması \ e
eksıkliklerin gıdenlmesi gıbi sorunlara yer verilıy or.
Planda. ekonomik yönden zor durumda olan sanatçılann
durumlannın ıyileştinlmesı gibı konulara öncelık
tanınırken. bu sorunlann çözümlenebılmesı için öneriler de
yer alıyor. Planla. sanatçılara güvenh bır gelecek
sağlanması hedeflenıyor. Ankara ıçın yenı bir
"Cumhurbaşkanlığı Konser Salonu" projesinı de ıçeren
planda. 14 y ıldan bu y ana sadece sözde kaldığı ifade edılen
bu projenin kısa sürede yürürlüğe konulması ıçın
çalışmalann başlatılacağı kaydedilıyor. Aynca konser
salonunun temelınin de önümüzdeki ay larda atılacağına
dikkatçekilivor.
4. Boyuftan özelsayı
Kültür Servisi - İstanbul Üniversitesi İtetışim Fakülıesf nın
çıkardığı. yavın koordınatörlüğünü Bülent Taka'nın
yaptığı 4. Boyut dergisi bir özel sayı ile okuyuculara ula^tı
İstanbul UnıversıtesT'nın 54ü yılı veCumhuriyetin70 \ılı
olması dolayısıy la çıkan bu sayıda; Aşkın Elçi'nın "Onurkı
Bir Devrimin70. Yılında Atatürk ve Cumhurn eti".
Pcrihan Korkmaz'ın "Muhsin Ertuğrul'un İzinde". Eda
Açıkalın \e Nurnan Mozak'ın "İlk Kadın Romancımız
Fatma Alıye Hanım". Filiz Metin'in "Dakika Dakıka
Kurtuluş Savaşı". Fıliz Metin \e Burcu Yeşilovalı'nın
"Dünya Müzeleri Anadolu'yla Ayakta". Prof. Dr Okkı\
Aslanapa'nın"İstanbul Darülfünunu\e Uni\en.ıtc
Binalannın Tarihçesi". Penhan Korknıa/'ın
"Direklerarası" adlı yazılan bulunuyor. İstanbui
Üniversitesi kütüphanesinın, Öğrencı Kültür
Merkezi'nin. fakühelerinin lanıtıldığı bu özel sa\ ıda
İstanbul Üniversitesf nin geniş bir tarihçesi \e Alaturk'un
Keşşaf Devletşah'ın özel albümünden alınmış resımlcrı \cr
alıyor. Dergide aynca Genel Yayın Yönetmcnımu Ö/gcn
Acar'la. Önder Kiremitçi'nin yaptığı birsöyleşi yer .ılı\ or
Fikri Sağlar, kitap
toplatılmasına tepkigösterdi
ANKARA (AA) - Kültür Bakanı Fikri Sağlar. Nâzım
Hikmet'in "Memleketimden insan Manzaralan" adlı
kitabmın Ayvalık'ta toplatılma girişiminden büyük bir
üzüntü duyarak. "Devletin kütüphanelerinde özgürce
okunabilen kitaplann toplatılmasının anlamı ya da
ma nüğını kavrayabilmek mümkün değil. Ülkemizde
demokratikleşmeye yönelik çabalann yoğun biçimde
sürdürüldüğü ve buna bağlı olarak her türlü düşünce ve
yaratı özgürlüğünün yaşama geçirilmesinin hedeflendiği
bir dönemde meydana gelen bu utanç verici olayı
kınıyorum." dedi. Türkiye Cumhuriyeti 49. hükümetinin
göreve başlamasından sonra kütüphanelerde aralannda
Nâzım Hikmet'in de kitaplannın bulunduğu çok sayıda •
kitaba uygulanan yasaklann kaldınldığını ve bu kitaplann
okurlann yararlanmasına sunulduğunu haürlatan Sağlar.
bu ve benzeri olaylan artık yaşamamak için kamuoyunu
oluşturan ve farklı dünya görüşlerini savunan,
demokrasıye inanan tüm baskı gruplannın ortak tavır
almalan gerektiğini belirtti.