30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11OCAK1994SAU 12 DUNYADAN Kasabavaizimifeministmi?lışageldiği pamuk tarlalanndan çok farklı olan 18.kattakisüitinden, DrJoycelyn EI- (ders'ın artık Arkansas'ıa olmadığı gayet iyi an- ılaşılıyor. Bir kasaba vaiziyle feminist olmak •arasında gidip gelen ABD'nin açık sözlii sağlık bakanı, geçenlerde uyuşturuculann yasallaşün- lması konusunda düşünmeden yaptığı açıkla- ' manın kopardığı kıyamet hakkında konuşuyor. Sorun geçen ayın başında L'lusal Basın Kulü- •bü'nde >aptığı konuşmadan sonra doğmuştu. Aslında Dr.Elders hiçbir zaman uyuşturucu- lann yasallaştınlmasından yana olduğu şeklinde bir söz sarfetmemişü. Ancak. sözleri dinleyiciler tarafından bu şekilde yorumlanmıştı. ABD'nin her yerinden gelen mektuplarda 'Böyle devam et kızun'dan, 'Hemen istifa etmen gerekir'e kadar değişen tepkiler aldığını belirtivordu. Göreve geleli henüz 4 ay olduğu halde, Clin- ton yönetiminin diğer peİc çok üyesinden çok daha fazla ilgj toplamış durumda. Uyuşturucu- lann tıbbi kullanımının yasallaştınlmasından yana olduğunu tasannın kabulünden önce açık- laması, büyük çalkantılara yol açıyordu. Anne- babalara, çocuklanna oyuncak sılahlar alma- malan şeklindeki öğüdü alkışlarla karşılanıyor- du. Geçen ay, uyuşturuculann yasallaştmlması- DR. ELDERS-Clinton'ın en tanınan bakanı. nın suçu azaltacağı yönündeki demeci, yepyeni bir fıkri dile getirmese de bir sağlık bakanının ağzından çıkması nedeniyle ilgi topluyordu. Arkansas'taki Johnson ve Johnson firmasın- da çalışan 28 yaşındaki oğlu Kevin temmuz ayı- nda alıcı kılığındaki bir polise kokain satmakla suçlanarak tutuklandı. Kevin Elders, tutukla- manın söz konusu açıklamadan hemen bir hafta sonra yapılmasına dikkati çekerek, olayı sağlık bakanını zor duruma düşürmek için kurulmuş bir komplo olarak niteledi. Bu hafta kendisiyle yapılan röportajlarda Dr. Elders. oğlunun uyuş- turucularla ilişkisini hiç bilmediğıni. ancak, ne olursa olsun her anne gibi oğluna destek ola- • Siyah bir kadın pamuk tarlalanndan yolaçıkarak ABD'de sağlık bakanlığı postuna oturdu. "AykırT görüşleri nedeniyle günün kadını. Oğlunun uyuşturucu ve hükümetle başı dertte. Bakan Joycelyn Elder uyuşturucunun yasallaştırüması konusunda düşünmeden ayaküstü ettiği sözler nedeniyle ABD'de kıyametin kopmasına neden oldu. • cağını belirttı. Oğlu- nun iki yıldır kendi- siyle oturmadığını ve her şeyden öte. artık yetişkin bir erkek ol- duğunu ifade etti. "Böyle bir şey ol- ması beni çok ûzdü. Eğer gerçekten bu işe karıştıysa buna daha çok üzûlürüm. Gene de, oğlum için elimden gelen her şevi yapa- cağım; bütün anneler gibi''' dedi. Dr. Elders, oğlu- nun tutuklanmasının kendisinin uyuşturucular konusundaki düşüncesini değıştinnediğini belir- terek-, "Savunduğum düşünceler, bilimsel bir te- mele sahip. Duygularımın ya da kişisel görüşleri- min işin içine girmesine i/in veremem. Bunu yap- saydım sağlık bakanı olamazdım. Llusal siyaseti ve ulusal düşünceyi oğluma day andıramam" dedi. Sağlık Bakanının ıki oğlundan küçiik olanı Kevin. 2 bin 500 dolarhk kefalctle serbest bıra- kıldı. Dr. Elders'ın kendisiyle kocası Oliver'ın da katılabıleceğıni belirttiği ön duruşma 22 şubatta yapılacak. Haberlcr, aile ve dostlannın anlattıklan Dr. Uyuşturucu 'işi'nde Kürtbağlantısı • Avrupa'ya sevk edilen uyuşturucunun bir kontrolörü de terör örgütü PKK. Avrupah yetkililer PKK'nın uyuşturucu işinin içinde olduğunu kabul ediyor ve bu kanıtlandı. Yakalanan PKK'lılar var. Ancak Türk yetkililerin "günah"ın tümünü PKK'nın sırtına atan sözlerine pek katılmıyorlar. B u, lngiliz gümrük yetkili- lerinin yakaladığı en büyük eroin kaça'kçıhğı girişimiydı. Tam 20 milyon pound değennde- ki eröin domateslerin altına giz- lenmiş durumda bulundu. Geçen kasrm ayında Türkiye'den yola çıkan uyuşturucuyu taşıyan kamyon kuzey Londra otoyo- lundaki bir servis istasyonunda durduruldu. Gümrükler ve Gelirler jdaresi araştırma başkartı Douglos Twe- edle'a göre. Ingiltere'ye giren ero- inin büyük bölümü Türkiye'den geliyor. Narkoük uzmanlan As- ya'dan Istanbul veya Türkiye'nin Akdeniz kıyısındaki limanlan aracılığıyla Avrupa'ya gelen morfin temelli uyuşturuculann yüzde 60-70 oranında olduğunu belirtiyorlar. fngiliz gümrük yet- kililen geçen uyuşturucu suçlan- ndan dolayı 16 Türkün tutuk- landığını söy lediler. Ankara'dakı narkotik şubesi başkanı Tuncay Yılmaz. Tür- kiye'deki kaçakçıbk şebekelerine yasa dışı aynlıkçı örgüt Kürdis- tan tşçi Partisi'nin (PKK)önder- lik ettiğını ileri sürdü. Yılmaz, "Geçen yıl Avnıpa'da 4 ton eroin ele geçirildi. Bunun yüzde 70'i Kürtferle ilgüiydi" de- di. Avrupa haberalma yetkılilen oran konusunda kuşkulu olmak- la birlikte, Türkiye'deki uyuştu- rucu kaçakçılannın çoğunun Kürt olduğu iddiasını kabul edi- yor. Geleneksel Kürt topraklan ana kacakçıhk yollan yani Tür- kiye'nin Suriye. Irak ve İran sı- nırlan üzerinde ver alıvor. Avrupa haberalma örgütlerin- den birinin yetkilisi, Ankara'yı dunımu abartmakla suçlayaraîc, "Lyuşturucu kaçakçılığını terö- ristlerin üzerine atmak tam Tür- kiye'ye yakışan bir rutum" dedi. Bir başkası da. "Evet, PKK işin içinde, ama kaçakçdıktan elde edilen paranın PKK'y a ya da Tür- kiye'deki bir başka örgüte geri döndügüne ilişkin elimi/de hiçbir kanıt yok" dedi. Ankara'nın ıddıalan, Kürt da- vasına Avrupa'nın desteğini ön plana çıkarmayı amaçlıyor. PKK, gittıkçe şiddetlenen ayn- lıkçı savaşına mali kaynak bul- mak üzere uyuşturucu kaçakçılı- ğına kanştığını kabul ediyor. Ge- çen yaz PKK kumandanı Cemil Bayık. "Baskı her zaman vardı, buna daima direndik" demişti. 1991'de Fransa'da yakalanan bir Kürt uyuşturucu kaçakçısı, üç yıl boyunca PKK için ülkeye 300 kılo eroin getirdiğini itiraf et- miştı. İtalya üzerinden geçen uyuşturucu yollannda bu iş için Türk kamyonlan ve turist ara- balan kullanılıyor. İtalyan polisi, tıalyan Rivye- rası'nda etkinlikte bulunan ve Italya'va getirdikleri uyuşturucu karşılığında aldıklan silahJan Türkiye'ye ulaştıran bir PKK ekibini ortaya çıkardıkjannı açı- kladı. Avrupa haberalma örgüt- leri araştırmalannı sürdürüyor. PKK'nın kanştığı uyuşturucu ti- caretine ilişkin kanıtlara Hollan- da. Almanya ve Iskandinavya ül- kelennde de rastlandı. The European y r Afrikalı çocuUar uzun süredir annesiz babasız. Yoksulluk inanılmaz bovutlara eriştjğinden Afrikalının artık çocuğunu bile görecek hali kal- mamıs. Bir lokma yiyecek buiabilmek için herkes başının çaresine bakmak zorunda. Kilometreler- ce ötedeki plantasyonda iş bulan Afnkalı kendini şanslı sayıp. evini, ailesini ranrıya emanet edip çaltşmaya gidiyor. Geri döndüğünde "kalan sağlar beninıdir" diyerek bıraktığı yerden yeniden başlıyor. Dolayısıyla çocuklar küçücük yaşlarında hem kendilerini hem de kardeşlerini kollamayı öğreniyor. Yakıcı güneşten korunmak için yırtık pırtık bir kazağı kardeşi ile birlikte paylaşan mi- nik "abla" Birieşnüş MiUetler'in dağıttığı yiyecekten payını almak için sıra bekliyor. Küçiik kız ve kardeşi bugün karnını doyuracak, ancak yarın ne olacağı belli değil. Elders'ın her zaman en doğru şeyi yaptığını or- taya koyuyor: Kendinden küçük yedi kardeşitı en başanlısı, aileden ilk yüksek öğrenim gören kişi. kendi çocukluğunda hiçbirine gitmediği halde bir çocuk doktoru ve şimdi de ABD'nin ilk siyah sağlık bakanı. Tıpkı başkangibi Dr.Elders dabırişkolik.Al- tın sırmalı üniformasının içinde her sabah er- kenden masasının başına geçiyor. Bu hafta kar nedeniyle tatil edilen resmi dairelere gelen birkaç memurdan biri. Oğlu için hiçbir mazeret bulma- ya çalışmıyor. Kendisinin ve emekli bir lise bas- ketbol koçu olan kocasının. çocuklanru bildikle- ri en iyi şekilde yetiştirmeye çalıştıklannı belirti- yor. "Oğluma iyi bir insan ohnasını öğretmeye çalıştım. Eğer bunu öğrenememişolsaydı, hayatta bir yere gelemezdi." |Dikkafalı nane şekeri Dr.Elders ne acı ne de öfkesini dile getiriyor. Kimseyi de suçlamıyor. Ama annesi Haller Jo- nes, "Şu gazetecilerden bıktun artık. Devamlı kızımla uğraşıyorlar. O iyi bir çocukrur. L marım bütün bunlardan yüz akıyla çıkacak" diyor. Tarlalarda pamuk toplayarak başlayan ço- cukluğu 15 yaşındayken Little Rock kasabasın- da siyahlann gittiği Philander Smıth College'- dan bir burs kazanmasıyla de- ğişti. Giysilerini komşulannın yardımıyla alabildiği okuldaki yaşamı süresince kardeşlerinin pamuk toplayarak aldıklan pa- ra>la otobüs biletini alabildi. Minnie Lee olan ismini Joy- celyn'e çevirmesı bu döneme rastlıyor. Yeni ismini kendine ilham eden nane şekerini anı- msadığında. "Dünyanın en iyi nane şekeriydi" diyor gülerek. Dr.Elders'ın genç kızlarda hamilelik ve yoksul çocuklarla ilgıli görüşleri de buna benzer bir şok >aratıyor. Seçim kam- panyasında "ber çocuğun plan- lanan, istenen bir çocuk olması" için zamansız gebelikleri önle- mek gerektiğini savunmuştu. "Hamile oimayan hiçbir kadının kürtajı sa\ unduğunu görmedim" derken. eskı dikkafalılığı gene su yüzüne çıkıyordu. Sağlığın korunması ve cinsel eğitimin anaokulundan başlayarak ço- cuğa venlmesini savunurken de aynı şekilde: "Bazıları çocukla- ra nasıl seks yapmasını öğret- mekten söz ediyor. Nasıl seks yapüdığıru bize Tann öğretiyor zaten. Asıl öğretilmesi gereken ilk kez ne zaman olacağı." Elders'ın vandaşlanna göre bütün bunlar son derece sağdu- y'ulu görüşler. Ama onu anla- mak yeteneğinden yoksun olan toplumca yanlış yorum- landığını ileri sürüyorlar. Kar- deşi. "Kendisi de, kocası da son derece düriist insanlar. Bütün yaşamları boyunca eşek gibi çalıştılar. Bu toplumda iyi işler yapanlar ce/alandırılıyor" di- yor. Onu en çok eleştiren karşı- tlan bu ola\a tepki vermezken. hayranlan seslerini yükseltiyor. Amenkan Tıp Birfiği başkanı olan cerrah Dr.Robert McAfee, "Joycelyn'in üzerine çok \ armay ın. Hiçbir şeyin artık \r- kansas'takiylc aynı olınadığıııı öğreniyor" di> or. The New York Times Amlnuuım dayıunhnazağırhğı Sbvaklavda • Çek ve Slovaklar arasındaki uçurum iyice derinleşti. 74 yıl beraber yaşayan iki halk bugün birbirlerine sırtlannı dönmüş durumda. Aynlığın tahminlerden çok daha çabuk gerçekleşmesi iki ulusu da çok şaşırttı. Ç ekoslavakya'nın ikiye bö- lünmesinin üzerinden sa- dece bir yıl geçmesıne karşın Çek ve Slovak Cumhuri- yetleri arasındaki uçurum iyice açıldı. 74 yıl beraber yaşayan iki halk bugün birbirlerine sırtlannı dönmüş durumda. Aynlığın tahminlerden çok daha çabuk gerçekleşmesi her iki tarafı da şaşırttı. Çek Cumhuriyeti yüzde 3.2'- liyle tüm Avrupa'run en düşük işsizlik oranına ve yüzde 44'le özel söktördeki en yüksek geliş- me hızına sahip. Bu olumlu göstergeler Çek Cumhuriyeti'- nin parçalanmanın etkisinden kurtulduğunu ve tüm Avru- rupa'nın en istikrarlı ülkesi du- rumuna geldiğini gösteriyor. Slovakya'nın durumuysa Slok- vakya Başbakaru \ladimir Meciar'ın de- vımivle 'tepeden aşa- ğıya hızla inen. freni kopmuş Dİr trene' benziyor. Ülkenin ekonomik geleceği karanlık. İş- sizlik oranı yüzde 13.5 ve acil olarak yabancı sermayeye ge- reksinim var. Slovak politik ya- şarrunı da bir yıl üç önemh ba- kanın değişimiyle istikrarsızlığ- ını göstererek kapkara bir tablo çiziyor. Aynlmadan sonra Çek Cumhuriyeti'nin hızla toparlan- masının iki önemli nedeni var: İlki Çekoslavakya'nın başken- tinin (Prag) kendi topraklan- nda kalmasıyla kurulu düzen (özellikle askeri alanda) üzerin- de daha kolay değişiklik yapıla- bilmesi. İkincisi ise aynlmadan POLONYA Slovakya Bratislava MACARISTAN KİMLIK KARTI Slovakya Nüfus: 5.2 milyon Yüzde 85 Slovak. yüzde 11 Macar. Çingeneler ve Çekler Din: Çoğunluk Katolik (3.2 milyon). gerisi Protestan Yönetim: 1993 şubat ayında Michel Kovaccumhurbaşkanı seçildi. Başbakan Vladimir Meciar koalisyon hükümetini yönetiyor. Çek Cumhuriyeti Nüfus: 10.3 milyon Yüzde 81 Çek. y üzde 13 Mo- rav, Slovaklar ve Çingeneler Din: Genelde Katolik (4 milyon). Protestanda var. Yönetim: 1993 ocak ayında Vaclav Havel cumhurbaşkanı seçildi. Başbakan Vaclav Klaus koalisyon hükümetini yönetiyor. sonra cumhurbaşkanı seçılen Vaclav Havel'ın Avrupa'da tanınması. Bu nedenlerden do- layı Çek Cumhuriyeti Avrupa"- dan büyük yardım alırken. Slo- vakya hala Slovenya'yla kanştınüyor. ISIovakya'da azınlıklar sorun yaratıyor Çek Cumhuriyeti gibi homo- jen bir topluma sahip oimayan Slovakya'nın sorunlanndan bi- rini de azınlıklar oluşturuyor. Yaklaşık 600 bin nüfusa sahip Macarlar Slovakya iç ve dış si- yaseti için büyük bir sorun ya- ratıyor. Macar toplumunun hassas durumu karşisinda par- tiler ikiye aynlmış durumda ve Macar sorunun çözümlenme- mesi ülkenin Macanstanla olan ilişkilerinı de bozmuş durumda. Çeklerse komşulann sorunlan- na kanşmıyor ve daha çok Batı'ya bakıyor. Çek gazeteleri Slovakya'yla ilgili haberleri dış haberler sayfalannda >er veri- yor. Çeklcnn de azınlıklarla ilgili bir sorunu var: Çingeneler. Nü- fuslan 200 bine yaklaşan Çin- geneler'e karşı son yıllarda olu- şan düşmanca tutum Çek yetki- lilerinı endişelendiriyor. Son üç yıl içinde üç çingene dazlaklar tarafından öldürüldü. Bunun dışında anayasada bulunan bir madde Çingenelerin Çek va- tandaşı olmalannı engelliyor. Slovakya'da yapılan bir ka- muoyu araştınnası. eğer bugün Çekoslavakya'nın bölünmesiy- le ilgili bir referandum yapılırsa halkın yüzde 60'ının olumsuz yönde oy kullanacağını ortaya koydu. Slovakya halkı. yaşam düzeyinin düşmesinden, gele- cek korkusunun o'"«masın- dan, komşu ülkelerin düşman- lığından (Macaristan)ya da ilgi- siz komşulardan (Poloiıya) ra- hatsız. Aynca aynlmanın üzerinden sadece bir yıl geçmesine karşın iki ülke arasındaki uçurumun gitikçe derinleşmcsi. Sınırlar- dan geçmek için nüfus kağıdı yeterli olmakla berabcr para bi- rimlerinın farklı olması bir so- run yaratıyor. Telefon görüş- melerinin ve posta hizmetlerin pahalılığı da bunlann üzerine eklenince iki toplum arasındaki ilişkiler daha da soğuyor. Prag'a yerleşen ve Çek vatan- daşlığına geçen Slovak sosyo- log Fedor Gal olaylann gelişi- mini şöyle değerlendiriyor: "Bu kadar hızlı olacağmı hiç düşün- memiştim. Bugün televizyonda yok denecek kadar az Slovakya duyuluy or. Belki yarın. çoçukla- nmız bu dili anlamay acak bile.". Veronique Soule CALISANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ SÎPAL "Limited bir şirket kurduk" : 27 yaşında kimya mühendisi bayanım. Ocak 1989'da SSK sigortaİBi olarak bir işe başladım. Aynı işyerin- den 1990 yılında ayrıldım ve bir arkadaşunla birlikte limited bir şirket kurduk. Firma ortağı olduğum için, Bağ-Kur'a geçtim. Halen de Bağ-Kur"a bağhyım. Sormak istediğim, kendimi şirkette çalışıyor göstere- rek, Bağ-Kur'dan ayrılıp, SSK'ya geçebflir miyim? (N.E.) YANTT: Yasayla ve yasalann verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kunıluşlan kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akti ile bağlı olmaksızm kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan "b) Kolektif şirketlerin ortakları, c) Adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortak- [an, d) Limited şirketlerin ortaklan, e) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin koman- dite ortaklan, f) Donaüna iştirakleri ortakları, g) Anonim şirketlerin kurucu ortaklan ile yönetim kurulu üyesi ortaklan," Zorunlu Bağ-Kur sigortalıklan sürerken. bir hizmet akti ile bir ya da birkaç işverene bağlı çalışmaya başlayan limited şir- ket ortaklan SSK sigortalısı olamazlar. SSK sigortalısı olabilmeleri için zorunlu Bağ-Kur sigortalı- lıklannın sona ermesi gerekir. Bağ-Kur yasasının "Sigortalılığın başlangıç ve bitiş tarihi"ne ilişkin 25. maddesine göre, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olup, "c) TC Emekli Sandığı'na bağlı çalışmaya başlayanların, emekli keseneği kesilmeye başladığı, d) Şirketlerle ilgisi kaİmay anlarm, çalışmalanna son verdik- leri vey a ilgilerinin kesildiği, (..) g) Gelir vergisi mükellefıyeti bulunmayan veya gelir vergisin- den muaf olan, ancak, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki kayıtlanna istinaden Bağ-Kur sigortalısı olanlardan bu sigortalılıklannın devamı sırasında, hizmet akti ile çalışanlann çalışmaya başladığı, Tarihten iribaren sigortalılıkları sona erer." Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalısı olabilmeniz için, ön- celikle limited şirketle olan ilginizin kesilmesi gerekir. Limited şirket ortağı iken, SSK'ya bağlı bir işte çalışmaya başlayanla- rın ise, Bağ-Kur sigortalılıklan sürer. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKCI Bu Havabr Mahvetti! Pazar sabahı Hüsnü Göksel telefon etti: - Nasıl oldun, dıye sordu, bu sabah yazını okudum. - Bu sabah senin de yazın var; nasılsın, iyi misin? - Ben bir haftadır yatıyorum öksürükten! - Hay Allah, benim gibi demek, niye haberimiz olmadı? - Bizim senin gibi köşemız yok ki yazalım! Bizim farkımız, habersizyatıp iyileşmek... - Bugün de tam havandasın ha, bak öksürüğekarşı sana bir önerıde bulunayım! Bu aslında her derde deva imiş. - Bulun bakalım! - Kalem kâğıdın hazır mı? Yaz: 60 gram sinameki, 12 gram damla sakızı, 2-3 gram anason, 150-200 gram bal. Yazdın mı? -Yazdım! - Bunları ezip karıştırıyorsun, koyuyorsun buzdolabına. Baş ağrısı, bağırsak düğümlenmesi, ne derdin varsa, bir lokma yutuyorsun! - Bağırsak düğümlenmesi benim tezimdi! Sinamekiden hiçhaberimyoktu! - Ben de yeni öğrendim. Çok sevdiğim bir dost anlattı. Bir arkadaşı, bağırsak sayrısıymış. Almanya'dan ilaç getırt- miş. Bir de ne görsün arkadaşım, ilaç kutusunun üzerinde minik minik sinameki yaprakları! - Bana öksürüğe karşı bir ilaç getirdiler, "Benylin" diye bir şurup! Bir iki çay kaşığı alınacakmış, ben yarım firtcan doldurup içmişim. On saat uyudum! - Ben hiç uyuyamıyorum. Aman o ilaçtan bana getir! -Olur! Hüsnü Bey bu! öğleden sonra çıkıp gelmez mi? Elinde "Benylin" şışesi, kucağında da kocaman bir çiçek. Çiçeği kapının eşığıne koydu: - Prof. Fuat Göksel benim kardeşim biliyorsun, o "Mavi Hastane"de yatıyor Eşiyle birlikte ona gittik; oradan geli- yorum. Korkma, çiçeğe on para vermedim1 Bir şey yedirip ıçiremedım. "Mavı" hastane dediği, Yük- sek ihtisas'mış. Oraya çok eskiden "MawHasfane"derler- miş. ilhan Selçuk'un 2 ocak pazar günü, Hürriyet'te çıkan ko- nuşmasını verdim, "okumamışsındır"dedim. - Okumadım! dedi. - Sesli oku da ben de dinleyeyim... Bir saate yakın oturdu. Havası yerındeydi: - Ankara Notları'nı nasıl buluyorsun? - Her zamankı yazılar; "Ben sayrıyım, yatıyorum, ev tele- fonum daşu..."Böyleşeyler. Havadan sudanyazıyorsun! - Benim durumumda bir düzelme görmüyor musun? - Senin durumun neydı ki, ne düzelecek? Sen köylüsün, köylünün durumu ha deyırtce düzelir mi? Cumhuriyet'tekı yazısı güzeldı. Kenan Bey'den alıp Tan- su Hanım'a dokunduru dokunduruverıyordu. Yazıda kimle- redersyoktu ki!.. özel sayrıevlerının kiminın durumları yürekler acısıydı. Mılletvekıllerı de nasıl olsa parasını Meclis ödüyor diye oralara yatıp amelıyat oluyorlardı. Bir konuda mı ameliyat olmaları gerekiyor? Hayır, kendisine bildiriliyordu ki, başka sayrılıkları da vardır; bir de onlara bakmalı. Oradan, bura- dan derken, sayrı yolunmuş kaza dönüp çıkıyordu sayrıe- vinden. Ağlamaya da başlamıyorlar mıydı sonra? Bir toplum çöktü mü, demek her yanından birden çökü- yor... "Demökrat Olmak!" başlıklı "Ankara Notlan"n\ boşuna yazmadım. ismet Paşa, 1946dan 1973 yılına dek, cephe- den cepheye demokrası savaşı verdı. S.D. ile Çağlayangıl ne savaşı verdiler? Ne yapılıp edılip iktidara gelme, iktidar- da kalma savaşı. Burada kim demokrattır? Elbette İsmet Paşa. S.D.nin de, Çağlayangil'ın de yanlışları, yanlışı ör- nek almalarıydı. Din sömürüsüne metelik vermeyebilirler- di. Yapamadılar, yapamazlardı. 1970'in bir ayında, AP mil- letvekillerınden 41i, bütçeye muhalefetle birlikte "kırmızı" oy verince, S.D.'de şafak attı. İsmet Paşa, şöyle dedi: "Sayın Süleyman Demirel'in ve Sayın Ihsan Sabri Çağ- iayangil'in işbaşında devam etmeleri. bütün ıç ve dış ka- ranlık ihtımallerin tam bir çaresızliğe varmasını intaç ede- cektir." Buradakı "İntaç" sözcüğü Arapça, "netice, sonuç" de- mek. ismet Paşa, o zaman CHP Genel Başkanı olarak, AP için- de, başbakanlık bekleyenler varsa, onlara da göz kırpmak istemektedır, şöyle der: ' AP bu iki siyaset adamının -Demırel ve Çağlayangıl- dı- şında herhangi bir hükümetı teşkıl etmekte güçlük çekmez. Böyle bir hükümeti ciddi nedenler ortaya çıkmadıkça, dü- şürüp memleketi idaresiz bırakmak kimsenin aklından geçmez. Elverır kı hukümet teşkilmde ıç ve dış, siyasi ve ahlakı, mali ve iktisadı tutumları apaçık belli olan insanlar- da sunı olarak ısrar edılmesın.'' (Metin Toker, • Demokrası- mızın İsmet Paşa'lı Yılları" 1965-1973 Bılgı Yayınevi, S 191). Kendilerini, analarının karnından "başbakan" ya da "dı- şışleri bakanı" doğmuş sananlar, demökrat olamazlar! Hacı T.Ö. de bu havadan gıtti! ••• Düzeltme: Pazar günü çıkan "Demökrat Olmak'" başlıklı yazıda geçen, Almanya'da yaşayan Dr. Mustafa Barış'ın mektubu şöyle başlayacaktı: "Yazıma, yeni rahmetli olan büyük usta Abidin Dino ile başlamak ıstıyorum. Toprağı bol olsun!.." Tümce yazıdan duşunce yazı havada kalmış Dizgıden doğan bu aksamadan dolayı özürdilerim. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 1/ Başar Sabuncu'nun bir fılmı.2/ Ücretle çalışan kimse... Türlü nedenlerle başarı gösteremeyen kimse. 3/ L'luslararası alanda karayoluyla yapı- lan mal taşımacılığına ve bu işte kullanılan kamyo- na verilen ad... Kayak. 4/ Bir maddenin kimyasal -, bir tepkimede hiçbir de- ğişmeye uğramadan. tep- 8 kimenin olmasını ya da g hızının değişmesini sağla- yan etkisi. 5/ Jeneratör... Sodyu- mun simgesi. 6/ Ölüyü gömme... Klasik Türk müziğinde sözlü yapıt formu. 7/ Şöhret... Lokantalarda garson yamağı. 8/ Üstten sağa doğru eğik plan basım harfı. 9/ Kabadayı... İyi terbiye edilmemiş, vahşi binek hayvanı. YUKARIDAPsl AŞAĞIYA: 1/ E>evlet büyüklerinin ya da zen- gin kimselerin buyruğunda çalışan ve onlann birtakım işlerini gören kimse. 2/ Yılmaz Güney'in bir filmi... Bir uyaktan sonra yinele- nen aynı anlamdaki sözcük ya da ek. 3/ Pis ve bulanık su... Bir cetvel türü. 4/ Utanç duyma... Avrupa'da bir başkent. 5/ Hafıf ve kullanışı kolay bir tür makineli tüfek... Bir nota. 6/ Dağ sırt- lannda davarlann yaünldığı düz ve kuytu yer... Geçirimsiz bir toprak cinsi. 7/ İnanmış, akb yatmış... Judoda, rakibi en az on saniye yerde hareketsiz tutarak kazanılan teknik üstünlük. 8/ Emanet. 9/ Üçer dizelik bölümlerden oluşan İtalyan şiir türü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle