20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
i2S EYLÜL1993CUMARTESİ •••» CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 Dacareklambıılaştı DGM'de tutanaksoruşturmasıİZİNSİZ GÜRCİSTAN'A GİTTÎ I Baştarafi 1. Sayfada Lvurgulandı. Sağlık meslek bir- lıklen de vaptıklan ortak açık- lamada veni uygulamayla bır- lıkte insan sağlığırun tehlike>e düşeceğini ileri sürdü. l Sağlık Bakanlığı"nın gınşimi- ,ni olumlu karşılayan İlaç ve Kimya Endüstrisi İşverenler 'Sendikası ise reçetesız satılan ilaçlann listelennın genış katı- lımlı bir komisyon larafından hazırlanmasını önerdi. Sağlık Bakanı Rıfat Serda- roglu ıse reçetesız ilaçlara rek- lam ve tanıtım yasağının kaldı- nlması için çalışmalara başlan- dığını vurguladı. Clkemizde halen yüriirlükte olan mevzuat- 'lann reçetesız ilaçlar dahıl hıç .bir ilaan topluma reklamının yapılmasına imkân vermedığini belirten Rıfat Serdaroğlu. şun- lan söyledi: "Bilindiği gibi ilaç- lan 'reçete ile satılması gereken- ler' ve 'reçetesız satılabılecek ilaçlar" dive iki temel grupta top- lamak mümkündür. Reçete ile satılması gereken ilaçlann top- luma tanıtımı > a da reklamı söz konusu değildir. ABD. Avrupa ölkeleri gibi gelişmiş ülkelerde toplumun hekim tedavisine \e kontrolüne gerek göstermeyen basit rahatsızlıklarda kendileri- ne gereken ilacı alabilmelerini sağlamak için reçetesiz ilaç kav- ramı geliştirilmiş >e risk potansi- yeli düşuk. dozu uygun, kısa süreli kullanunda tıbbi sorun ya- ratmayacak ilaçlann eczaneler- den reçetesiz temin edilmesine imkân >erilmiştir. Ayrıca bu ilaçlar için belirli kısıtlamalar çerçevesinde, topluma yönelik ilan va da raklam yapma imkânı da tanınmıştır." Eczacılar, reçetesiz ilaçlara getinlecek reklam ve tanıtımın •halk sağhğını olumsuz vönde etkileyeceğini savundular. • İstanbul Eczaa Odası Başka- hı Mehmet Domaç, Sağlık Ba- Jcanlığı'nın bu uygulama ile ilaç fiyatlannın düşeceğını açıkla- masının tamamen bır talihsizlık olduğunu vurgulayarak şunlan söyledi: " Paracekus, M.Ö. yaptığı açıklamada 'Her ilaç bır zehırdır' derken doğnıvu en iyi şekilde tanunlamıştır. İlaçta ya- sal zonınluluk olan 'reçete ile satılması' ve "beklenmeyen du- nımlarda hekıme başvurulma- sı" uyansının bulunması getiril- Imiştir. tlk üretildiği yıllarda reçete ile satılması zorunlu olan ilaçlar, ilaç rırmalarının diinya foerinde tröstkşmesi aşamasın- 4a son yıllarda birden tiim risk Ytftehfflcelerden anıtarak reçete- stz hale gelmektedir. Nedeni çok açıktır ve daha çok kârdır." - Türk Tabiplen Bırlıği, Türk Oışhekimleri Bırlıği, Türk Ec- zaalan Birliği ve Türk Veteri- ner Hekimlen Bırlıği ise yaptık- lan ortak açıklamada yeni yasa tasansını sert bır dille eleştirdi- •ler. "Sadece satışı arttırmaktan -başka bir fayda sağlamayacak olan bu kararm sonucunda sağ- lıkları bozulacak insanlara kim sahip olacaktır"ın yanıtırun 'beklendiğı açıklamada özetle şu görüşlere \er venldi: "Rekla- mı yapılan ilaçlarla. insanlanmı- zm kendi kendilerini tedavi et- melerinin düşünüidüğüne ihtimal vermiyoruz. Çok önemli ounası- na karşın bu husus ne Viiksek Sağlık Şûrası'nda ne ruhsat Ko- misyonu'nda ne de Bakanhk tlaç Reklam ve Promosyon Komis- yonu'nda gündem edilmemiş. konu hakkında da herhangi bir görüş istenmemiştir. Bizler sağ- lık meslek birlikleri olarak ilacın reklama açılmasmın ileride hem insan sağlığı hem de mesleğimiz açısından büyük sorunlar çıka- racağı inancındayız. Konunun Bakanlar Kumlu'na götüriilme- den. demokratik kurallar içeri- sinde >e çok yönlü olarak değer- lendirmeye alınmasını takp ediyoruz." Yasa tasansıyla ılgılı ilaç iş- verenlen adına görüşlennı açık- layan İlaç ve Kımya Endüstnsı İşvererenler Sendikası Genel Sekreten Dr. Sabahattin Alpan da şu açıklamayı yaptı: "İlaç- larda reklam yasağının kaktınî- ması konusu, ilaçlann reçeteli ya da reçetesiz satdabilecek ilaç- İar şeklinde av ırımlan y apddık- tan sonra reçetesiz satıİabilecek ilaçlann tanıtımları ile ilgilidir. Sağlık Bakanlığı bünyesinde ya- pılacak bu çalışmalar sonunda, sadece eczanelerde satılması kaydıyla ayrdabilecek reçetesiz ilaçlann tanıtımlarınm ne şekil- de olacağı yine Sağlık Bakanlığı tarafından ele almmalıdır." Reçetesiz satılan ilaçlarda 1920 yılından beri uygulanan reklam ve tanıtım yasağının kaldınlmasının olumsuz ve sa- kıncalı yönleri şöyle sıralanı- yor: -Hastalığın tanısında profes- yonel (rasyonel tıbbi ledavide farmakolojik bilgi) bilgi yeter- sizliği. -İlaan farmakolojik sınıfı ve kullanılan ilaç hakkında bilgi yetersizliği. -Kendı kendine ilaç seçimin- de ve ılaçla tedavıde etkili olan bireysel, çevresel ve sübjektif faktörler. -İlaan kullanım talimat ve önerilenne zıt bir şekilde kulla- nılması. -Yanlış tanı. -Yanlış tedavi şeçimı. -Spesifık farmakolojik nskle- nn tanınması ve bu etkilerden sakınmada yetersızlik. -İlaan bırinci ve dığer karak- teristıklen hakkında bilgi yeter- sizliği. -Yanlış kullanım ve uygulama yolu -Yanlış (az veya aşın) dozaj. -Aşın uzun kullanım. -Yanlış kombınasyonlarda kullanım. -Yanlış ve aşın uzun sakla- ma." Eczaa odaları Sağlık Bakan- lığı'run reçetesiz ilaçlara reklam ve tanıtım getırmeye yönelik yenı yasa tasansına tamamıyla karşı. En önemli gerekçelerin- den birisı de ilaan öğreniminin görülmemesı halinde ne kadar merakh olunursa olunsun ila- an iyı tanınamavacağı görüşü- ne dayanıyor. Sağlık Bakan- lığı'nın iddia ettiğı gibi reçetesiz . ilaçlann reklam ve taruünunın serbest bırakılmasının ilaç fı- yatlannı düşüreceği gibi bir tezi kabul etmediklerini vurgulayan eczacılar, nasıl bır ilaç istedikle- nnı şöyle sıralıyor: "İlaç. ürünle ilgıli akademik kurumlar, mes- lek kuruluşlan ve ilaç sanayii ile Sağlık Bakanlığı temsilcileri ta- rafından oluşturulan özerk bir kurumda ruhsatlandınlsın. İlaç, patentin geçerlı olmadığı yasal düzenlemelerle üretılsin. ilaç üretıminde temel gırdı olan hammaddenin dışa bağımlılığı en aza ındırgensin. İlaç tekelci dayatmalarla yapay fıyat artış- lannın ya da yokluklannın oluşmayacağı bır biçimde üre- tilsin. İlaç. gereksiz tüketim ve fıyat arttına ambalaj biçimle- rinden anndınlsın. İlaan üre- tim. formülasyon ya da ben2eri sorunundan ötürü insan sağlı- ğına olumsuz bir etkisı görül- düğünde hızla pıyasadan çekil- melı, geri çekılme. nedenlen acıkça belirtilmeli. İlaç sadece eczanede, eczacının sorumlulu- ğunda hastaya sunulsun. İlaç, güvenilır. bulunabilir ve ucuz olsun." • Baştarafi 1. Sayfada Şeker, Mumcu anayeti ile ilış- kili olarak Ankara DGM'ye götürülmüş. buradaki bır tanık tarafından olay günü Mumcu'- nun araanın yanında olduğu teşhisedılmisti. Ancak soruşturmayı yürü- ten Ankara DGM Savalığı, Mehmet Alı Şeker'in polis tuta- naklanna göre 23 Ocak günü İstanbul'da gözaltına alındı- ğının belirlenmesı üzerine so- ruşturmanın Şeker dışında sür- dürülmesine karar vermışti Oysa Mehmet Ali Şeker ve arkadaşlan için istanbul DGM'de açılan "İslami Hare- ket Davası" dosyasındaki res- mi gözaltı tutanağına göre Şe- ker'in gözaltı tanhi 26 Ocak 1993. Yani Uğur Mumcu'nun katledilmesinden 2 gün sonra. "Yakalama ev arama ve zapt etme"tutanağı olarak dava dosyasma giren iki sayfalık ev- raka göre islami Hareket Ope- rasyonu'nun başlamasına tesa- düfen yol açan Mehmet Zeki Yıldınm, Erenköy STFA blok- lannın arkasındaki garajda 23 Ocak günü şüphe üzerine yaka- landı. Süleyman Tokmaktepe sahte kimlikli Yıldınm'ın verdı- ği bilgiyle Mehmet Ali Şeker ve arkadaşlannın yakalanışı ise tutanakta şu sözlerle yer alıyor: "Sorgusuna devam edilen Mehmet Zeki Yıldınm, İlimiz Bostancı İlçesi, Tünel Caddesı Tekfen Sitesı B Blok No 10da örgüt evi bulunduğunu. bu yeri gösterebileceğini bıldirmesi üzerine 26.01.1993 günü saat 09.00 sıralannda Mehmet Zeki Yıldınm yedeğe alınarak kendi- sıne evi göstermesı istenmiştır. Mehmet Zeki Yıldınm Tekfen Sıtesi B Blok. Numara 10. Daı- re I Tyi göstermiş olup bu yerde (İsa)kod adlı Mehmet Alı Şeker ile (Eşref) kod adlı Abdülaziz Ocakhan... ısimli örgüt men- suplan yakalanmışlardır." Ancak dosya içinde Şeker'in gözaltına alınışıyla ilgilı olarak üç ayn tanh daha var. Polısçe hazırlanan bir tutanağa göre Mehmet Ali Şeker 24 Ocak 1993 tarihinde gözaltına alındı. Bır başka tutanağa göre ıse Şe- ker'in gözaltı tarihi 23 Ocak. Ancak bu son iki tanhin üzenn- de tahrifat yer alıyor. Ve bu tahnfatlann nedeni henüz açık- lanabılmiş değil. Öte yandan, Cumhuriyet Gazetesi'nin iki günden bu yana gözaltı tuta- naklanndaki tahrifata ilişkin haberleriniciddi bulan İstanbul DGM Başsavcılığı'nın olayla ılgili soruşturma açma karan aldığı öğrenildi. Edınilen bilgi- ye göre tahrifatlarla ilgili soruş- turmada dosya yeniden gözden geçirilecek. Uğur Mumcu'nun katledilmesinden 10 gun sonra Ankara'da Mumcu cinayeti için sorgulanan ve bir tanık ta- rafından da teşhıs edilen Şeker'- in 24 Ocak günü nerede olduğu. İstanbul DGM Savcılığının bu soruşturmasıyla ortaya çıka- cak. Tanııı Bakanı Şahiıı kardeşinin iş takipçisi AHMETŞEFtK Diyarbakır9 da bir • Baştarafi 1. Sayfada Bu cinayetlen terör örgüıü. levletı karalamak için işliyor ve uçu bizim üzenmıze atmaya ca- ışıyor" dedı. Unal Erkan'ın bu saptamalan. ıyasi partı yönetıcıleri ve meslek tdalan temsılcilen tarafından maylanmıyor. Adının acıklan- nasını istemeyen bir avukat, 'Valinin saptaması doğru değil- lir. Çünkü PKK e\lem >aptığı aman üslenmektedir. Bildiri ya- ımlıyorlar ya da kendi yayın or- anlannda açıkça yazıyorlar. isker vurunca ya da Hizbul- konrra'dan adam vurunca açık çık ilan ediy orlar. Zaten PKK gi- •i bir örgütün bu tür ev lemleri ger- ekleştirip bunlardan propaganda macıyla yararlanmaması düşü- ülemez. Faili meçhullerin hiç biri 'KK tarafından islenmemişrir" edi Dıyarbakır'daki esnafın yay- ın kanısı. il merkezinde "faili leçhul" anayetlerin birdenbıre rttığı \e "bu cinayetlerin bir ıerkezden gerçekleştirildiği" îklinde. DEP Mardin Milletvekılı letamet Sincar'ın 4 eylül günü •atman'da kurşunlanarak öl- ürülmesinin ardmdan yakla- k bir hafta boyunca bölgede ayda değer bir saldın ya da ci- ayet meydana gelmedi Ancak son bır hafta içinde )i\arbakır ıl merkezinde PKK ıiİıtanlan ile güvenlik güçlen ; yeni bır olgu olarak Hızbul- ıh ile Cindullah arasındaki ça- şmalann voğunlaşması dikkat Çındullah, yörede "Hizbul- lah'ın, devlet ile ittifak yapma- yan dımlı kanadı" olarak tanım- lanıyor. Hizbul-Kontra, Hiz- bullah'ın devlet yanlısı kanadı- nı oluştururken, faili meçhul cinayetlerin artması sonucunda Hizbullah'ın tabanındaki ve PKK yandaşlannca "iyi niyetli Müslüman Kürt gençleri" Cin- dullah adıyla anılmaya başlan- dı PKK'ya yakın çevreler, son dönemlerde kent merkezinde artan saldınlan. "devletin Kürt- lere yönelik sürdürdiiğü özel sa- vaşın topyekûn şiddetlenmesi" olarak rutelerken resmı kay- naklar, tüm cinayetlenn dik- katle soruşturulduğunu, ancak şımdiye kadar önemli herhangi bir ipucu ele geçıremedıklirenı söylüyorlar Bu arada bazı Refah Partili- lerin de "CınduUah" olarak ni- telendirildiklen ortaya çıktı. Refah Partisi'nin Dıyarbakır- daki sorumlulan, cinayetlen kınarken "Biz yükselen bir par- tiyiz, biz şiddete karşıyız. giiç- lendiğimiz için bizi de bu şiddet tuzağına çekmek isteyenler var" şeklinde konuşuy orlar. Son bir hafta içinde hayatını ka>bedenlerden bazılannın ısımleri şöyle: "Feridun Nergiz. .Mımet Işık- h, Abbas Demiroğlu (DEP iiye- si), Sebahattin Genco, Ali Cey- lan, Ahmet Arcagök (Eğit-Sen üyesi, öğretmen), Savaş Adıgü- zel, Ali Şahap Salık (Eğit-Sen üyesi. öğretmen). Kutbettin Ak- bal, Hamit İ Igen" Suikasttan 2 saat önceki ilıbar • Baştarafi 1. Sayfada Önceki gün Hürnyet gazetesinde Saygı Öztürk ımzasıyla yayınlanan haberde Mumcu suikastjyla ılgili olarak TBMM'- ye göndenlen araştırma raporlan, tanık ıfadelen ve thbar mektuplannın ele gecirildıği belırtilerek Baltaaoğlu'nun ifa- desi şöyle verilmişti: "Olay günü saat 11.00-11.30 sıralarmda telefon eden bir kişi, çok >a*aş >e kısık bir sesle 'L'ğur Mumcu bugun öldürulecck' dedi ve hemen telefonu kapattı. Daha önceleri de dört- beş defa buna benzer telefonlar gebnişti. Ben hemen L ğur Bey'in evine telefon ettim ve ihban bildirdim..." Düzeltme Arkaddşımız AK Livi'nın dün yayınlanan kankatüründe bır sözcük eksık yayınlandı vc kankatürü anlamMZİa^tırdı Yazılı bölümii lam olarak \ aymlıyor * e ıvûr dıhyoru7 "Sofdan birileri darbe yapmca ona karşı çıka- caksın arkadaş... \ma sağdan birisi darbe yapınca onu destekleveceksin... Neden dersen. ben demokrasiden >anayım arkadaşmı !.." TRABZON - Tanm Bakanı Refaettin Şahin'in, Gürcis- tan'ın özerk cumhuriyeti Aca- ristan'a petrol ihraç eden ve kardeşi Sabahattin Şahin'in sahıbı bulunduğu Acar Petrol AŞ için bu ülke üst düzey yet- kilılen nezdinde girişimlerde bulunduğu öne sürüldü. Ba- kan Şahin'in Gürcü televizyo- nundakı bir röportaj sırasmda kardeşinin Kanada'da büyük petrol ışleri yaptığını. kendıle- rinın de Gürcü olduğunu, bu yüzden ış yapmak istediklerini belirttıği, Acanstan'a 20 ci- vannda petrol istasyonu kur- mak istediklerini açıkladıği da yıne iddialar arasında. DYP İl Kongresi'ne katılmak için pa- zartesi günü Giresun'a gelen Bakan Şahin, buradan Trab- zon'a, Rize'ye ve Artvin'e geç- ti. Bakan Şahin programda ol- madan yapılan bu ziyaretlerin hemen ardından 21 eylül salı günü "ani bır kararla" Gurcis- tan'a bağlı Acaristan Özerk Cumhuriyeti'nin başkentı Ba- tum'a gitti. Bakanın Acaristanlı yetkili- lerle kardeşi Sabahattin Şahin'- in sahibi göründüğü Acar Pet- rol ile ılgılı bazı görüşmelcr • Tanm Bakanı Refaettin Şahin'in Gürcistan'a bağlı Acaristan'da televizyona çıkarak burada petrol istasyonlan kurmak istediklerini söylediği öne sürülüyor. yaptığı öne sürüldü. Sabahattin Şahin'in Ankara'da Acara Tu- rizm İthalat ve İhracat Şirkcti bulunduğu, bu şirkete ek ola- rak yakın zamanda Acara Pet- rol'ü kurduğu öğrenildi. Trabzonlu bir petrol şirketi- nin 6 ay gibi uzun bir süre bek- ledikten sonra ihracat izni alıp ilk kez yurtdışına, Acanstan'a petrol ihraç eden özel şirket ol- masından sonra Acara şirketi- nin 3 gün gibi çok kısa bir süre- de ihracat ızni çıkardığı, bağ- lantının kurulmasından sonra da mallannı Trabzon'a getirdi- ği belirtiliyor. Bakan Refaettin Şahin'in Acaristan'da bulunduğu süre içinde kardeşinin görünen Aca- ra İthalat İhracat Şirketi'nin di- ğer mallan konusunda da Aca- ristanlı yetkililerden yardım is- tediğı ılen sürülüyor. Bu arada Bakan Şahin'in Gürcü televizyonu ile yaptığı röportajda ailesinin petrol işle- rini anlatırken, "Biz de Gûrcü- yûz. Kardeşiın Kanada'da bü- yük petrol işJeri yapıyor. Sizlerie iş yapmak istiyonız. En kısa za- manda Acaristan'da gazetecilere açıklamalarda bu- lunurken 250 bin üreticinin üye olduğu ve milyonlarca vatan- daşın eline baktığı Fındık Tanm Sauş Kooperatifleri Bir- liği (Fıskobirlik) için "Artık if- las etmiştir. Fiskobiriik'i özeHeş- tirmek lazmt. Sağra gibi kunı- luşlar haline getinnek lazrnı" şeklinde sözler sarf_etrni%u. Sorular Her iki olayda da bakan açısından açıklanması gereken birçok soru bulunuyor: - Bakan Şahin Acanstan'a hangi sıfatla gitti? Kimlerle, ne görüştü? Başbakan Tansu ÇB- ter'den izin aldı mı? - Kardeşi Sabahattin Şahin'- in görünen Acara Petrol aylar- ca süren ıhracat izni süresine rağmen 3 günlük bir sürede nasıl izin çıkardı? - Sayın Bakan televızyonda bakan sıfatıyla yaptığı belirülen konuşmasında neden ailesinin petrol işinden söz etti ve sürekli olarak Gürcü kökeninden gel- dığini vurguladı? - Yeni bağlanülar konusun- da hangi anlaşmalara vanldı? - Kardeşinin görünen Acara. İthalat ve İhracat Şirketi için başka mallar açısından hangi l l irildi?tür baelanülara girildi? - Fıskobirlık'ı renade edıci 20 civan- açıklamalarda bulundu? Or- nda petrol istasyonu kuracağız" du'nun en büyük sanayi kuru- TEMIZLIGIN YENİ GUCU ARÇELİK MITE-BUSTER Mite'tar... Çoğumw^vd|jklannd«n kpbersiz jro bu ddv*tflz miıslirl Ur, Allerji, kafintı, nefeı Harhğt yapıyor »lay yek elmuyorifen-. yOksek teknole^Uîyla ürcten Arfelik, fiışdi Wu f«ruı# kekünden Yeni Artellk Mite-BıİsterV 1300 «^tt'a uloşan yükıek emiş gOcüyie hen» her yCzeyi tertemiz «fe* »r, her ve ke- yapar, h4m de gdzla «erülm«y»n mitc'tarı (»kvr v« &•*! bölm«iinde yek e«h#. 360* <tön^il«n hortumu, h»r ifiı^özcl akMtuarlanyla tüm »vin tamisilgine y«tw. 0*l«lik, çok kuUaniflıdirl Elden kvmanda 3x»IH§iyU m*y« gerek bıraknıadan kullanılır. İştni bltirinc», duvar cukısıyla parlt *der! ^ Yer kaplonıaı. Tgğ A4!t«-Bu«ter. Temixligin yenî gOcül 4 l j l l j ayar şeklinde sözler soyledığı bildiri- luşu olan Sağrayı neden hep liyor. örnek gösterdi? Refaettin Şahin Trabzon'da - Rusya'nın Petersburg ken- tindeki ayaretleri sırasında Fis kobırlik'ı değıl de Sağra'yı öner di? Sağra şirketi ile ne gibi bir ba ğı vardı? AKTAŞ • Baştarafi 1. Sayfada AKTAŞ. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'ndan da eli boş döndü. TEK ve şirket, Da- nıştay 10. Dairesi'nce 29 Nisan 1993 tarihinde TEK ile AKTAŞ arasında yapılan sözleşmeyi iptal eden karan temyiz başvurusun- dan olumsuz sonuç aldı. TEK ve AKTAŞ'ın itırazı, dün Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu'- nda görüşüldü. Bır başkanvekili ile bır daire başkanının karşı oyu- na karşın, oy çokluğuyla alınan kararda, TEK'in ve AKTAŞ'ın, 10. Daire karan hakkında yürüt- menin durdurulması istemleri reddedildi. Genel Kurul, 10. Daire'nin yo- /rumlanna kaularak. TEK'in AKTAŞla yapüğı "tşletme Devir Hakkı Sözleşmesi"ru "imtiyaz södeşmesi" olarak niteledi. TEK işcisı Vahap Eycan'ın özlük hak- lan ıçın açtığı dava sonucunda Danıştay 10. Dairesı, söz konusu sözleşmenin "imtiyaz sözleşmesf olduğuna ve Danıştay denetimin- den geçırilmesi gerekirken bunun yapılmadığını görerek AKTAŞ'- ın. TEK ile 30 Mart 1990 tanhin- de ımzaladığı "tşletme Devir Hakkı Sözleşmesin ni iptal etmiş- ti. 29 Nısan 1993 tarihınde alman bu karar, hazıran başmda taraf- lara tebliğ edilmişti. Ancak TEK, bu karara uymayıp, 22 Temmuz- da temyiz hakkını kullanmıştı. Bundan sonra ne olacak? Bu karardan sonra AK- TAŞ'ın en geç 60 gün içinde Anadolu yakasındaki tüm yet- kilerini TEK'e devretmesi gere- kiyor. Yani TEK'in öncelikle bu hızmeti 60 gün içinde AK- TAŞ'tan devralması gerekiyor. Çünkü, Genel Kurul, konuyu esastan görüşünceye kadar, 10. Daire'nin iptal karan geçerh oluyor ve AKTAŞ, Anadolu yakasındaki yetkisıru hukuken yitiriyor. Genel kunılun esas karanndan sonra ise, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın, AKTAŞ'ın görevini sürdürme- sini istediği taktirde, Danıştay 1. Dairesi'ne başvurarak, istişa- ri görüşünü alması gerekiyor. Bu kararla birhkte İstanbul- lular, AKTAŞ'tan "şHndilik'' kurtulmuş görünüyor. TEK iş- çisı Vahap Eycan'ın, AKTAŞ'- ın sözleşmesinin iptaline yol açan davada avukatlığını ya- pan Kemal Keleşoğiu, karan öğrenınce şunlan söyledi: "An- kara'da hâkimler var. Söylene- eek fazla bir sey yok. Hukuka inancımızda ne kadar haklı okhı- ğumuzu bir kez daha gördük. Bundan sonra AKTAŞ'ın 60 gün içinde her türiü yetkisini TEK'e devretmesini bekliyonız." AKTAŞ, göreyi devraldığı 1 Eylül 1990 tarihinden bu yana Anadolu yakasındaki elektrik abonelerinı, yönetmeliklere ay- kın uygulamalanyla perişan et- ti, halkın üzerinden trilyonu aşan "haksız kazanç" sağladı. Abonelerin tüm itirazlanna, yakınmalanna karşın bu özel şirket hakkında hiçbir işlem ya- pılmadı. Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanhğı ile TEK, va- tandaşlann şikâyetlerine yanıt bile verme gereği duymazken, şirketin yolsuzluklanna ilişkin raporlar ve hatta Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'- nun önerileri bile dikkate alın- madı. AKTAŞ, bu arada yanlış beyan vererek girdiği Borsa'da yüzlerce yatınmeıyı zor dunım- da bıraktı. 30 yıllığma görevi devralan bu özel şirket karşısın- da İstanbullular, yapayalnız bırakıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle