19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24EYLÜL1993CUMA HABERLER Konya Ozgür-Der kapatıldı • Haber Merkezi- Konya Özgür-Der Konya Valiliği'nin emriyle kapatıldı. dernekten yapılan açıklamada, derneğin keyfi bir şekilde kapatıldığı öne sürülerek dernekte bulunan Zeynep Fırat, Bağnu Güdenoğlu. Canan Tokay, Vakup Günüvar ve Mustafa Köprülü'nün gözaltına alındığı bildirildi. Açıklamada. "'Kapımızakilit vunnakla bizleri susiuramayacaksınız" denildi. RP'denAczmendi Dergatona destek • KAYSERİ (AA)-Refah Partisi Kayseri İl Başkanlığı. bir süre önce kapatılan Aczmendi Dergahı'nın yeniden açılabilmesi için Kayseri 2. Sulh Ceza Mahkemesfnde dava açtı. Titiz Otel'de düzenlenen basın toplantısında konuşan ve RPHukuk Müşaviri Kadir Hikmet Beyazıt, Aczmendi Dergahı'nın sadece içerisinde bir değnek ve def bulunduğu için kapatıldığını iddiaederek, "İnsanlann birbirine hoşgörülü olması gerekir. Buradaki öğrencilerin yasal olmayan hiçbir faaliyetleri yoktur. Beraat etmiş Said-i Nursi'nin yolundan giden öğrencilerin tekrar dergahlanna kavuşabilmeleri için dava açtık" dedi. Aczmendi Dergahı 28 ağustos günü 677 sayıh kanuna muhalefetten kapatılmış, dergahta bulunan 3 kişi de gözlem altına alınmışü. Karayalçın'ın veda toplanösı • ANKARA(AA)-SHP Genel Başkanı ve Devlet Bakanı Başbakan Yardımcisı Murat Karayalçm, bugün Belediye Meclisi toplantısında belediye çalışmalanna veda edecek. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi, Karayalçın'ın isteği üzerine bu sabah olağanüstü toplanacak. Meclis toplantısında Karayalçın, bir konuşma yaparak yaklaşık 4.5 yı1dan buyana başkanlığını yaptığı Ankara Büyükşehir Belediyeşi'ne vedada bulunacak. Öte yandan Karayalçın'ın yerine "Büyükşehir Belediye Başkanlıâ için Belediye Meclisi'nde 10 üyesi bulunan CHP de arayış içinde. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi ve eski Başkanvekili YaşarÇatak, CHP grubunun bir araya gelerek aday olup olmaması konusunda bir değerlendirme yapacağını belirtti. Çatak, "SHP'nin adaylannı bir görelim. Ondan sonra tavnmızı belirleyeceğiz" dedi. CHPIiSevigen'in Ecevife ricası •ANKARA (ANKA)- DSPdenSHP'yegeçen İstanbul Milletvekıli Mehmct Sevigen, eski Genel Başkanı Bûlent Ecevit'e "Sayın Ecevit, mezhep çaüşması yaratacak demeçler vermesin. Rica ediyorum" diyeseslendi. Mehmet Sevigen. Bülent Ecevit'in "Ben ezan sesıne küfredenlerle birlıkte olamam" sözlerini arumsatarak, bunlannçok tehlikeli demeçler olduğunu söyledi. Dünyanınçeşitli yerlerinde Müslüman ve Hıristiyanlann karşı karşıya geldiğinı belirten Sevigen, "Sayın Ecevit bu işe kanşmasın, mezhep kavgası, çaüşması yaratacak demeçler vererek ortalığı alevlendirmesin" dedi. Çernişev, Demirel'deıı anlayrs istedi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Albert Çernişev fle dün Çankaya Köşkü'nde görüştü. Görüşmede. büyükelçinin Rusya'daki son gelişmeler hakkında Cumhurbaşka'nı'na bilgi verdiği ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin tarafından alınan önlemlerin anlayışla karşılanmasını istediği bildirildi. CumhurbaşkanlığYndan yapılan açıklamada, Büyükelçi Çernişev'in, Rusya Parlamentosu'nun yürütmeyetkisini elde etmeye çahşmasıyla Rusya'daki gelişmelerin ve reformlann olumsuz etkilendiğini ilettiği bildirildi. DGM Başsavcısı, bütün sanıklann DGM'de yargılanmalan gerektiğini söyledi SıvassanıklaruıaidamisteıııiHaber Merkezî- 37 aydın ve sanatçı- nın yakılarak öldürülmesiyle ilgili "Sı- vas katliamr davasının seyri Ankara DGM Başsavcıhğı'nın müdahalesiyle değişiyor. DGM Başsavcısı Nusret De- miral. Sıvas'ta 2 temmuzda yaşanan katliam nedeniyle açılan üç ayn dava- daki sanıklann tümünün, DGM'de yar- gılanmalan gerektiğini bildirdi. Demi- ral. katliamda "Türkiye'de laik düzenin yıkılarak yerine şeriat düzeranin getiril- mesi" ginşıminin söz konusu olduğunu kaydederek, sanıklann TCK'nın 146/1 maddesi uyannca idam ve 15 yıla kadar hapsi öngören 146'3 maddesine göre yargılanmalannı istedi. Sıvas Barosu'na kayıtlı avukatlar ise olaylann üzerinden yaklaşık üç aygeç- mesine rağmen son iki ayda herhangı bir tutuklama ya da soruşturmanın ya- pılmadığını. olaylann örtbas edilerek kapatılmak istendiğini öne sürdüler. Avukatlar davalann selameti açısından Ankara'ya alınan davalann daha ilk duruşmalannın bile yapılmadan tutuk- suz yargılama karan alınmasına şaşır- dıklannı belirtüler. Dosya üzerinde 46 sanığın tahliyesine • Sıvas Barosu'na kayıtlı avukatlar son iki ayda herhangi bir tutuklama ya da soruşturmanın yapılmadığını, olaylann örtbas edilmek istendiğini ileri sürdüler. Avukatlar ilk duruşmanın bile yapılmadığı davada tutuksuz yargılama karan alınmasına tepki gösterdiler. karar veren Ankara DGM Başsavası sözlerini şöyle sürdürdü: Demiral. konuyla ilgili sorulan yanıt- larken katliamla ilgili Sıvas'ta iki, Kay- sen DGM"de bir dava açan savcılıklann görüşlerine katılmadığını söyledi. De- miral, sanıklann eylemlerinin "izinsiz yürüyüş" ya da yalnızca "tophı ızrar" olarak görülemeyeceğini vurguladı ve şöyle dedi: "Bunların hepsi bizim sanığımız. Biz mütalaameı bu nedenle açılan dosyala- nnkinden farklı verdik. Dedik ki 146/1 ve 146/3 olur, bu suclar. Bütün davalann birleştirilmesini istedik. Tüm sanıklar için söz konusu suç unsurlannın oluştu- ğunu söy lüyoruz. Gerek DGM, gerek as- liye ceza, gerek ağır ceza da yargıian- ması istenen sanıklar için bu görüşümiiz geçerlidir." Bu >öndeki görüşünü Ankara Savcı- lığVna da ilettiğini bildiren Demiral. "Buradaki eylem laikliğe ay kınlıktır. Başka şekilde mütalaa edilemeyeceğini belirttik. Bize göre artık oradaki olay gösteri vürüyüşünü geçmiş. kundakla- mak tarzıyla hareket tarzını da geçmiş onlann hepsinin birleşimi olan 146/1 ol- muş." Tutuksuz yargılama sevinci Sıvas muhabirimız Hatice Biçer'in ha- berine göre Ankara DGM'de. 46 sanı- ğın tutuksuz yargılanacak olması, Sı- vas'ta tutuklu aileleri arasında sevinç yarattı. Tutuklu aileleri. "Hak yerini bu- İacaktır"diyerek mutluluklannı dile ge- tirdiler. "Sıvas oJaylarıyla ilgili olmayan, hatta olay esnasında Sıvas'ta bulunma- yanlann daha sonra yapılan ihbarlar ne- deniyle tutuklandığını" öne süren tutuk- lu aileleri, bırakılanlann çoğunun, olay- dan birkaç gün sonra tutuklananlar ol- duğunu iddia ettiler. 'Olayı çıkaranlara cesaret' Birçok Sıvaslı yurttaş ise Ankara DGM'nin verdiği karar karşısında şaş- kına döndüklerini söylediler. Yurttaş- lar. video görüntüleri ve resimlerle eyle- me katıldıklan tespit edilerek haklann- da tutuklama karan çıkanlanlarla ilgili herhangi bir çalışma yapılmadığını öne sürdüler. Sıvaslı yurtaşlar. "Tutuksuz yargılamaiann, olayı çıkaranlara cesaret vereceğinî" öne sürdüler. Sıvas Barosu'na kayıtlı avukatlar da. "Sıvas'ta bir olay yaşanmışrır ve suçiula- rı adaiet önünde y argılanmalıdır. Bu tu- tuksuz yargılanacak olanların say ılannuı artacağı kesin gibi görülüyor. Toplumsal bir suç işienmiştir. Tutuklanan insanların az veya çok bu suça katılımlarının oldu- ğuna inanıyoruz. Devlete karşı işlenmiş bir eytem vardır. Birden çok kişinin öiü- müne sebebiyet vermek suçu işienmiştir" dıye konuşarak tutuksuz yargılamanın karşısında olduklannı kaydettiler. BIRBAKIMA SHP Tunceli Milletvekili Yerlikaya devletin halkı hedef aldığını söyledi. İddialara göre yakılan araçlann içinden değerli eşyalar ve teypler alındı Tunceli'nin Yeşilyazı köylüleri güvenlik güçlerinin köylerini yaktığını ileri sürdüler Güvenlik güçleriyakarak cezalandırdı • Aralannda SHP eski milletvekili Mehmet Ali Eren'in evinin de bulunduğu çok sayıda evin yakıldığı iddiasını incelemek üzere bölgeye İHD Tunceli Şube MüdürüileSHP'liil yöneticilerinden oluşan bir heyet gönderildi. TUNCELİ (Cumhuriyet) - Tunceli'nin Ovacık ilçesi Yeşil- yazı köyünde evi ve araçlannın askerlerce yakıldığım iddia eden eski SHP Milletvekili Mehmet Ali Eren. "Bu böyle de- >am ederse biz de demokratik yolların dışındaki çözümün hak- Idığına inanacağız" dedi. 16 eylül günü PKK militan- lannın Yeşilyazı köyüne düzen- lediği baskında köye yardıma gelen Kıdemli Yüzbaşı Temel Kuğuoğtu ılc Onbaşı Halil Kamış şehit olmuştu. 4 PKK militanının da öldürüldüğü çatışmadan sonra Yeşilyazı köyünde eski SHP Milletvekili Mehmet Ali Eren'in evi ile trak- tör ve taksilerinin astsubay Ali Köylüler, eski milletvekili Eren'in evi ile araçlaruıın askerler tarafından yakıldığım öne sürdüler. Akdam ve askerlerce Tunceli İl Başkanı Ali Türkel, olarak halkı hedef almrştır"ve yakıldığıru iddia eden köylüler, araçlarda bulunan teypler ve diğer eşyalann da alındığını söylediler. Bunun üzerine 18 eylülde İHD Tunceli Şube Mü- dürü Mehmet Gülmez. SHP SHP Tunceli Milletvekili Sinan Yerlikaya'dan oluşan bir heyet Yeşilyazı'ya gitti. Sinan Yerli- kaya incelemelerinden sonra basına yaptığı açıklamada, "Devlet burada büerek ve kasti dedi. Ovacık esnafı ise olayı kınamak için 19 eylül günü ke- penk ve kontak kapatmıştı. Yeşilyazı köyünde evi ve araçlannın askerlerce yakıldığı- nı iddia eden eski SHP Millet- vekili Mehmet Ali Eren olayla ilgili olarak şunlan söyledi: "Köyûmde büyük zarar >e zi- yan var. Bu yetmezmiş gibi ak- rabalarunıza 'çıkın gidın' diyor- lar. İnsanlar tehdit ediliyor. Tes- pit yaptırmıyorlar. Geleyim diyorum. ısrarla. 'Gehne seni öl- dürürüz" diyorlar. Köyün kara- kol komutanı başımıza Hızır Paşa ohnuş." Demokratik mücadeleyi sa- vunduklanru; bunu, PKK'nın da devletin de bildiğini savunan Eren. "Ama böyle olduğu halde devletin bu yolîara baş^ırması düşûndürücüdür. Bize başka se- çenek bırakmıyorlar. 'Ya silah- lanacaksınız ya da çekip gide- ceksiniz' diyorlar. V'ersinler is- timlak bedellerimizi çekip gi- delim" dedi. Tunceli ve yöresinin 1938'i yaşadığmı. kendilerinin bölge- den tecrit edilmek istendiklerini iddia eden Mehmet Ali Eren daha sonra şunlan kaydetti: "Herhakle bir dönem sonra bizi oradan çıkararak oralara Ahıska Türklerini yerleşririrler. Bu böyle de\ am ederse biz de de- mokratik yolların çözümü dışın- daki yolların haklilığına inana- cağız." Tutuklulara verilen haklann güvenlik görevlilerince geri alınmak istendiği ileri sürüldü Buca Cezaevi'ndedayak^er«iıılim •Adaiet Bakanlığı'nın tutuklulara verdiği haklann cezaevinde uygulanmaması, tutuklu yakınlannın getirdiği yiyeceklerin içeri alınmaması, DGM'lere gidiş gelişlerdejandarmalann tutuklulan dövmesi cezaevindeki huzursuzluğu tırmandınyor. IZMtR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu)-Buca Cezaevi'nde gergin günler yaşaruyor. Siyasi tutuk- lu ve hükümlü yakınlannın ge- tirdikleri 'diyet' yiyecekleri jan- darma tarafından içeri alın- madı. Cezaevi'ndeki yakınına >iyecek getiren ailelerden Os- man Avcı, Adaiet BakanhğVnca tutuklulara verilen haklann gü- venlik görevlilerince geri alın- mak istendiğini. DGM'deki duruşmalara gidiş-gelişlerde jandarmalann tutuklulan döv- düklerini öne sürdü. Açlık grevinden çıkan yakın- lan için getirdikleri 'diyet'yiye- cekleri yakınlanna vermek iste- yen ailelerle jandarma arasında zaman zaman sert tartışmalar yaşanıyor. Dün Buca Cezaevi'ndeki yakınlarına yemek götürenlerle jandarma arasında tarüşma çıktı. Ailelerin fotoğraflannı çekmek isteyen gazetecilere. jandarma müdahale etti. Jan- darmanın bu baskısının Buca Cezaevi'nde de sürdüğünü ve havarun gerginleşmesine neden olduğunu söyleyen Osman Ava, cezae\q yöneüminin bas- kılannı protesto amaayla 1 mayısta başlayan ve 29 gün sü- ren açlık grevinde elde edilen haklann bu kezjandarma tara- fından geri alınmak istendiğini belirterek şunlan söyledi: "Açlık grevinin birinıinin ar- dından çocuklarımıza dışarıdan pişirilmiş yiyecek getiriyorduk. iki haftadır. jandarma getirdiği- miz yiyecekleri içeri almıyor. Cezaevi savctsı. diğer yetkililer. bize dışarıdan jandarmanın so- rumlu olduğunu, y etkilerinin ol- madığını söylediler. SHP'li par- lamenterlerin ve avukatlann Ankara Kapalı Cezaevi Tutukhıya işkenceidcHası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Kemal AJtıngül'e cezaevi yöneticileri tarafından işkence yapıldığı öne sürüldü. Altıngül'ün avukatlan Murat Demir ve Engül Büyükdağ. müvekkillerinın 20 Eylül 1993 tarihinde sevkli olarak Numune Hastanesi'ne götürülürken, görevü Üsteğmen Mustafa Şahin tarafından dövüldüğünü ve işkenceye uğratıldığmı bildirdiler. Şahin'in göreve başladıktan sonra birçok tutukluya aynı muamelede bulunduğunu savunan avukatlar, Şahin'i TBMMİnsan Haklan Komisyonu'na şikayet ettiler. Şikayet başvurusunda, şu görüşlere yer verildi: "Özelde tutuklu müvekkil Kemal Altmgûl. genelde de Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde bulunan hlm tutuldulam sevk edildikleri hastanelere, Adli Tıp kurumu'na ve yargılandıkları mahkemelere güvenlik içinde götürülüp getirilmelerinin sağlanması ve bu saldırıdan sorumlu olan Üsteğmen Mustafa Şahin. astsubay (Jzman Ça\uş Emrah Lsta olmak üzere diğer görevli askerler hakkında y asal işlemlerin y apılması için komLsyonunuzun Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ndeki rutullularla görüşmesini, sözkonu^u darp izlerinin tesbifini ve insan haklarına ay kın bu uygulamalara müdale edilmesini talep ederiz." Adaiet Bakanlığı ile yaptıkları göriişmeler sonucunda elde edi- len bu hak jandarma tarafından bugün geri alındı. Jandarmanın baskıları bununla da kalmıyor, tutuklular DGM'ye gidiş gelişle- rinde dövülmektedirler. Hatta zaman zaman mahkeme salo- nunda bile tartaklandıklannı basından ögreniyonız." Bu arada İzmir Barosu avu- katlanndan Hülya Üçpınar da jandarmanın baskılannın son günlerde yoğunlaştığını. sanık- lann mahkeye gidiş gelişlerinde dövüldüklerini belirterek "Mü- vekkilim Tamer Yıldız bana jandarmanın maltalara (Koğuş- lar arasındaki bölüm) girerek tu- tuklulara baskı yaptığmı, onlan tahrik ettiğini söyledi. DGM'- den dönerken Cömert Bozkurt adındaki tutuklunun da dövüldü- ğünü anlattı" dedi. SERVER TANİLLİ Zola'nm Sesi 1894 sonbaharında bir gün, Yahudi asıllı Yüzbaşı Dreyfus, Fransız Harbiye Nezareti'ne, olağan bir iş için çağrılır. Kendisini bir subay karşılar ve elini omuzuna koyarak şunu soyler: "Kanun adına tutukluyorum sizi. Yurda ihanet etmekte suçlandırılıyorsunuz!" Arkasın- dan, hemen Divan-ı Harp kurulur ve Dreyfus, üstünkörü bir yargılama ile, Paris'teki Alman ataşesine askeri sır- ları verdiği gerekçesiyle, ömür boyu küreğe mahkum edilir; rütbeleri sökülür ve Amerika'daki Fransız sömür- gesi Guyane'a sürülür. On iki yıl sürecek bir facia böyle başlar. Orduda ve basında Yahudi aleyhtarı bir yaygaranın ardından dava unutulur, daha doğrusu unutturulmuş olur bir süre. Oysa, Dreyfus'e yükletilmiş eylemi bir baş- ka subay işlemiştir. Konunun üstüne gidilir; kamuoyu ve aydınlar, Oreyfus'ten yana olanlar ve olmayanlar diye ikiye aynlır sonunda. Hükümet ise ayak sürçer. Işte o sıralarda, ünlü Clmenceau'nun gazetesi Şafak'- ta, Cumhurbaşkanı'na seslenen bir açık mektup yayım- lanır; başlığı da, bir bomba gibıdır: "Itham Ediyorum!" Fransız romancılığında yeni bir çığır açıp o yolda verdiği eserlerle kendisini -dosta düşmana- kabul ettirmiş, şöh- retin doruğunda Emile Zola'dır mektubun sahibi ve Dreyfus'ü savunmaktadır. Gerçi, kendisi de bu eylemin- den dolayı, bir yıl hapis ve 3000 frank para cezasına mahkûm edilir; ancak, Dreyfus'un aklanması ile sonuç- lanacak gelişmeye büyük bir ivme kazandırmış olur... Bu olayı biliyorsunuz siz; güzel de, ben ne diye tekrar- ladım? 16-22 eylül tarihli Le Nouvel Observateur'de, yüklü bir dosya Zola üstüne. Şu önümüzdeki günlerde, onun ünlü romanı Germinal'ı yeniden perdeye yansıtacak birfilmi çıkacakmış Claude Berrl'nin. Hem filmin nasıl yapıldığı anlatılıyor; hem de romanın yanında yazarın çalışma bi- çimi üzerinde durulurken, Zola'nm çağı, sanatı ve aydın olarak oynadığı rol gösterilmiş oluyor. Birkaç değerli kalemin oluşturduğu önemli bir dosya. Eloğlunun nasıl çalıştığının da ilginç bir göstergesi: Bir filim mi yapılmış, beraberinde yığınla konunun yanı sıra, yazar da geliyor gündeme; bellekler tazeleniyor, tartışmalar açılıyor, geçmişe ve geleceğe dönük yeni değerlendirmelere gidiliyor. Kültürün ateş üstündeki kazanı, sürekli karıştırılıp duruyor. Yo öyle demeyın, pek gereklı bu! ~~ Bakın unutmuşum' Emile Zola'nm, kitlelerin sahneye çıktığı bir tarih kesitinde, bu gelişmenin ilk titreyişlerini yakalayıp, tek başına kahramanı bir yana bırakarak, ge- leceğin fethine koşan yığınları romanın gündemine sok- tuğunu; Fransa'da, Ikinci Imparatorluk döneminde, bir ailenin doğal ve sosyal tarihini anlattığı, ünlü Rougon- Macquart'\ar dizisiyle bu yolda çok önemli romanlar yazdığını bilirdim. Ama içinde bir yirmi romanın yer aldı- ğı bu şöhretli dizinin bitirilişinin yüzüncü yılında olduğu- muzu bu vesileyle hatırladım. Bağışlanır gibi değıl! Işte, şimdi yeniden filme alınan GerminaHe, işçi sınıfı girer romana. Rougon-Macquarf\ar dizinde çıkan bu eserinde, Zola, maden işçilerinin sefil yaşamını dile ge- tirirken, emek ve sermaye çatışmasınm boyutlannı da gösterir. Bir madende, yoksunluk ve haksızlıklar orta- sında çırpınan işçiler, greve giderier sonunda; istekleri kabul edilmeyince, şiddete başvururlar. Ordu işe karı- şır; işçiler, kurbanlar da vererek yenilir ve işbaşı eder- ler. Ama, bir Rus Nihilisti, havaya uçurur madeni. Romanın başkahramanı, üzgün, terkeder yöreyi; öyle de olsa, bir "Germinal"in, emek insanlığının bir gün ta- nıyacağı bir ilkbaharın umudu içindedir Zola'nm en guzel romanıdır bana sorarsanız bu! Ve Fransız edebiyatından, diyelim on romanlık bir lis- te isteseniz benden, içine mutlaka koyarım bu eseri. Okumamışsanız, bir an önce okuyun derim. Sözünü ettiğim dosyada, Daniel Rondeau'nun, Zola'- nm sanatı ve rolü üstüne yazdığı -o güzelim- yazısında altını çizdiği bir doğru da şu: Sözü "İtham Ediyorum"a getiriyor ve "bu zaferle Zola, XX. yüzyıl Fransız aydını- nın doğum belgesini yazmıştır" diyor. Ancak, o dosyada, üzerinde en çok düşündüğüm, Claude Roy'nın yazısında söyledikleri oldu. Yazar, Zola'nm kavgacı görevinin bitmediğine inansa da, ırkçı- lığın, işkencenin binbir türlüsünün at oynattığı günümüz dunyasında, genel bir duygusuzluktan yakınıyor ve so- ruyor: "Kim altedecek bu duygusuzluğu? Hayır' diyen hangi ses yükselecek de bütün dünya işitecek? Bir Zola mı? Yoksa, on bin, yüz bin küçük Zola mı?" Sorularına, kendisinin verdiği yanıtşu: "Hepimiz!" Doğru değil mi söylediği, sevgili okurlarım? Tartışmada son nokta IsıkJaı 'ın DGM'yezorla getirilmesi içinmüzekkere ANKARA (ANKA)- Anayasa Mahkemesi (arafi- ndan söz ve eylemleriyle Halkın Emek Partisi'nin (HEP) kapatılmasına neden olduğu gerekçesiyle millelve- killiği sone erdirilen ve Meclis Başkanı Hüsamettin Cindo- ruk ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden arasında sert polemiklere yol açan Fehmi Işıklarla ilgili tartışmalara son noktayı An- kar DGM Başsavcılığı koy- du. Başsavcı Nusret Demiral, Işıklar'ın DGM'ye polis zo- ruyla getirilmesi için ikinci kez müzekkere yazdığını açıklar- ken, üyeîik tartışmasırun ge- reksiz olduğunu bildirdi. Demiral, DEP Genel Başkanı Yaşar Kaya ile ilgili araştı- rmanın çok yönlü olarak sür- dürüldüğünü açıkladı. Demiral yapüğı açıklama- da, "Bizim karanmız malum. Mahkeme karan tebliğ edildi- ği an hiçbir işieme tabi tntııl- madan onun milletvekîlliği dü- şer. Kendisini çağırdık. Her- hakk gelecek" dedi. Yazının Işıklar'ın kendisine yazılmadığım belirten baş- sava, polise bu amaçla yazdığı yazının üzerinden epey zaman geçtiğinin ve iş- lemlerin dondurulduğu söy- lentilerinin haürlatılması üze- rine şöyle devam etti: "Yok öyle şey. Bize dilekçe- si geldi. Biz yeniden polise mü- zekkere yazdık. Yazının tarihi- ni açıklamam doğru olmaz. Yazdığnnız müzekkere bu kişi- nin polis marifetiv le zorla geti- rileceğini öngöriiyor." 33 Kurşun röportajıyla yargüanmıştı Yargıtay, gazeteciAslaıı'ın hapiscezasuııonayladı Haber Merkezi -Gazeteci- yazar Günay Aslan'ın 1989 yılı Yunus Nadi Yanşması'nda üçüncülük alan "33 Kurşun" adlı röportajı nedeniyle aldığı 24 ay hapis ve 55 milyon lira para cezası Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onandı. Günay Aslan U 33 Kurşun" adlı röportajını kitaplaştırmış- tı. 1990 yılında da aynı kitap nedeniyle TCK'nın 142/3. maddesi uyannca yargılanan Aslan'ın davası bu maddenin kaldınlması üzerine düşmüştü. Daha sonra İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne ikin- ci kez "33 Kurşun" adlı kitap için dava açüdı. Aslan'a Terörle Mücadele Yasası'nın 8/1. maddesi uyan- nca "Bölücölük propagandası yapmak" suçundan 24 ay ha- pis ve 55 milyon lira para ce- zası verildi. Dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi de mahkemenin bu karannı onadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle