Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24EYLÜL1993CUMA
HABERLER
Konya Ozgür-Der
kapatıldı
• Haber Merkezi- Konya
Özgür-Der Konya
Valiliği'nin emriyle kapatıldı.
dernekten yapılan
açıklamada, derneğin keyfi
bir şekilde kapatıldığı öne
sürülerek dernekte bulunan
Zeynep Fırat, Bağnu
Güdenoğlu. Canan Tokay,
Vakup Günüvar ve Mustafa
Köprülü'nün gözaltına
alındığı bildirildi.
Açıklamada. "'Kapımızakilit
vunnakla bizleri
susiuramayacaksınız"
denildi.
RP'denAczmendi
Dergatona destek
• KAYSERİ (AA)-Refah
Partisi Kayseri İl Başkanlığı.
bir süre önce kapatılan
Aczmendi Dergahı'nın
yeniden açılabilmesi için
Kayseri 2. Sulh Ceza
Mahkemesfnde dava açtı.
Titiz Otel'de düzenlenen
basın toplantısında konuşan
ve RPHukuk Müşaviri
Kadir Hikmet Beyazıt,
Aczmendi Dergahı'nın
sadece içerisinde bir değnek
ve def bulunduğu için
kapatıldığını iddiaederek,
"İnsanlann birbirine
hoşgörülü olması gerekir.
Buradaki öğrencilerin yasal
olmayan hiçbir faaliyetleri
yoktur. Beraat etmiş Said-i
Nursi'nin yolundan giden
öğrencilerin tekrar
dergahlanna
kavuşabilmeleri için dava
açtık" dedi. Aczmendi
Dergahı 28 ağustos günü 677
sayıh kanuna muhalefetten
kapatılmış, dergahta
bulunan 3 kişi de gözlem
altına alınmışü.
Karayalçın'ın
veda toplanösı
• ANKARA(AA)-SHP
Genel Başkanı ve Devlet
Bakanı Başbakan
Yardımcisı Murat
Karayalçm, bugün Belediye
Meclisi toplantısında
belediye çalışmalanna veda
edecek. Ankara Büyükşehir
Belediye Meclisi,
Karayalçın'ın isteği üzerine
bu sabah olağanüstü
toplanacak. Meclis
toplantısında Karayalçın, bir
konuşma yaparak yaklaşık
4.5 yı1dan buyana
başkanlığını yaptığı Ankara
Büyükşehir Belediyeşi'ne
vedada bulunacak. Öte
yandan Karayalçın'ın yerine
"Büyükşehir Belediye
Başkanlıâ için Belediye
Meclisi'nde 10 üyesi bulunan
CHP de arayış içinde.
Ankara Büyükşehir Belediye
Meclisi üyesi ve eski
Başkanvekili YaşarÇatak,
CHP grubunun bir araya
gelerek aday olup olmaması
konusunda bir
değerlendirme yapacağını
belirtti. Çatak, "SHP'nin
adaylannı bir görelim.
Ondan sonra tavnmızı
belirleyeceğiz" dedi.
CHPIiSevigen'in
Ecevife ricası
•ANKARA (ANKA)-
DSPdenSHP'yegeçen
İstanbul Milletvekıli Mehmct
Sevigen, eski Genel Başkanı
Bûlent Ecevit'e "Sayın
Ecevit, mezhep çaüşması
yaratacak demeçler
vermesin. Rica ediyorum"
diyeseslendi. Mehmet
Sevigen. Bülent Ecevit'in
"Ben ezan sesıne
küfredenlerle birlıkte
olamam" sözlerini
arumsatarak, bunlannçok
tehlikeli demeçler olduğunu
söyledi. Dünyanınçeşitli
yerlerinde Müslüman ve
Hıristiyanlann karşı karşıya
geldiğinı belirten Sevigen,
"Sayın Ecevit bu işe
kanşmasın, mezhep kavgası,
çaüşması yaratacak demeçler
vererek ortalığı
alevlendirmesin" dedi.
Çernişev,
Demirel'deıı
anlayrs istedi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, Rusya
Federasyonu Ankara
Büyükelçisi Albert Çernişev
fle dün Çankaya Köşkü'nde
görüştü. Görüşmede.
büyükelçinin Rusya'daki son
gelişmeler hakkında
Cumhurbaşka'nı'na bilgi
verdiği ve Rusya
Federasyonu Devlet Başkanı
Boris Yeltsin tarafından
alınan önlemlerin anlayışla
karşılanmasını istediği
bildirildi.
CumhurbaşkanlığYndan
yapılan açıklamada,
Büyükelçi Çernişev'in,
Rusya Parlamentosu'nun
yürütmeyetkisini elde
etmeye çahşmasıyla
Rusya'daki gelişmelerin ve
reformlann olumsuz
etkilendiğini ilettiği bildirildi.
DGM Başsavcısı, bütün sanıklann DGM'de yargılanmalan gerektiğini söyledi
SıvassanıklaruıaidamisteıııiHaber Merkezî- 37 aydın ve sanatçı-
nın yakılarak öldürülmesiyle ilgili "Sı-
vas katliamr davasının seyri Ankara
DGM Başsavcıhğı'nın müdahalesiyle
değişiyor. DGM Başsavcısı Nusret De-
miral. Sıvas'ta 2 temmuzda yaşanan
katliam nedeniyle açılan üç ayn dava-
daki sanıklann tümünün, DGM'de yar-
gılanmalan gerektiğini bildirdi. Demi-
ral. katliamda "Türkiye'de laik düzenin
yıkılarak yerine şeriat düzeranin getiril-
mesi" ginşıminin söz konusu olduğunu
kaydederek, sanıklann TCK'nın 146/1
maddesi uyannca idam ve 15 yıla kadar
hapsi öngören 146'3 maddesine göre
yargılanmalannı istedi.
Sıvas Barosu'na kayıtlı avukatlar ise
olaylann üzerinden yaklaşık üç aygeç-
mesine rağmen son iki ayda herhangı
bir tutuklama ya da soruşturmanın ya-
pılmadığını. olaylann örtbas edilerek
kapatılmak istendiğini öne sürdüler.
Avukatlar davalann selameti açısından
Ankara'ya alınan davalann daha ilk
duruşmalannın bile yapılmadan tutuk-
suz yargılama karan alınmasına şaşır-
dıklannı belirtüler.
Dosya üzerinde 46 sanığın tahliyesine
• Sıvas Barosu'na kayıtlı avukatlar son iki ayda
herhangi bir tutuklama ya da soruşturmanın yapılmadığını,
olaylann örtbas edilmek istendiğini ileri sürdüler.
Avukatlar ilk duruşmanın bile yapılmadığı davada tutuksuz
yargılama karan alınmasına tepki gösterdiler.
karar veren Ankara DGM Başsavası sözlerini şöyle sürdürdü:
Demiral. konuyla ilgili sorulan yanıt-
larken katliamla ilgili Sıvas'ta iki, Kay-
sen DGM"de bir dava açan savcılıklann
görüşlerine katılmadığını söyledi. De-
miral, sanıklann eylemlerinin "izinsiz
yürüyüş" ya da yalnızca "tophı ızrar"
olarak görülemeyeceğini vurguladı ve
şöyle dedi:
"Bunların hepsi bizim sanığımız. Biz
mütalaameı bu nedenle açılan dosyala-
nnkinden farklı verdik. Dedik ki 146/1
ve 146/3 olur, bu suclar. Bütün davalann
birleştirilmesini istedik. Tüm sanıklar
için söz konusu suç unsurlannın oluştu-
ğunu söy lüyoruz. Gerek DGM, gerek as-
liye ceza, gerek ağır ceza da yargıian-
ması istenen sanıklar için bu görüşümiiz
geçerlidir."
Bu >öndeki görüşünü Ankara Savcı-
lığVna da ilettiğini bildiren Demiral.
"Buradaki eylem laikliğe ay kınlıktır.
Başka şekilde mütalaa edilemeyeceğini
belirttik. Bize göre artık oradaki olay
gösteri vürüyüşünü geçmiş. kundakla-
mak tarzıyla hareket tarzını da geçmiş
onlann hepsinin birleşimi olan 146/1 ol-
muş."
Tutuksuz yargılama sevinci
Sıvas muhabirimız Hatice Biçer'in ha-
berine göre Ankara DGM'de. 46 sanı-
ğın tutuksuz yargılanacak olması, Sı-
vas'ta tutuklu aileleri arasında sevinç
yarattı. Tutuklu aileleri. "Hak yerini bu-
İacaktır"diyerek mutluluklannı dile ge-
tirdiler. "Sıvas oJaylarıyla ilgili olmayan,
hatta olay esnasında Sıvas'ta bulunma-
yanlann daha sonra yapılan ihbarlar ne-
deniyle tutuklandığını" öne süren tutuk-
lu aileleri, bırakılanlann çoğunun, olay-
dan birkaç gün sonra tutuklananlar ol-
duğunu iddia ettiler.
'Olayı çıkaranlara cesaret'
Birçok Sıvaslı yurttaş ise Ankara
DGM'nin verdiği karar karşısında şaş-
kına döndüklerini söylediler. Yurttaş-
lar. video görüntüleri ve resimlerle eyle-
me katıldıklan tespit edilerek haklann-
da tutuklama karan çıkanlanlarla ilgili
herhangi bir çalışma yapılmadığını öne
sürdüler. Sıvaslı yurtaşlar. "Tutuksuz
yargılamaiann, olayı çıkaranlara cesaret
vereceğinî" öne sürdüler.
Sıvas Barosu'na kayıtlı avukatlar da.
"Sıvas'ta bir olay yaşanmışrır ve suçiula-
rı adaiet önünde y argılanmalıdır. Bu tu-
tuksuz yargılanacak olanların say ılannuı
artacağı kesin gibi görülüyor. Toplumsal
bir suç işienmiştir. Tutuklanan insanların
az veya çok bu suça katılımlarının oldu-
ğuna inanıyoruz. Devlete karşı işlenmiş
bir eytem vardır. Birden çok kişinin öiü-
müne sebebiyet vermek suçu işienmiştir"
dıye konuşarak tutuksuz yargılamanın
karşısında olduklannı kaydettiler.
BIRBAKIMA
SHP Tunceli Milletvekili Yerlikaya devletin halkı hedef aldığını söyledi. İddialara göre yakılan araçlann içinden değerli eşyalar ve teypler alındı
Tunceli'nin Yeşilyazı köylüleri güvenlik güçlerinin köylerini yaktığını ileri sürdüler
Güvenlik güçleriyakarak cezalandırdı
• Aralannda SHP eski
milletvekili Mehmet Ali
Eren'in evinin de
bulunduğu çok sayıda
evin yakıldığı iddiasını
incelemek üzere bölgeye
İHD Tunceli Şube
MüdürüileSHP'liil
yöneticilerinden oluşan
bir heyet gönderildi.
TUNCELİ (Cumhuriyet) -
Tunceli'nin Ovacık ilçesi Yeşil-
yazı köyünde evi ve araçlannın
askerlerce yakıldığım iddia
eden eski SHP Milletvekili
Mehmet Ali Eren. "Bu böyle de-
>am ederse biz de demokratik
yolların dışındaki çözümün hak-
Idığına inanacağız" dedi.
16 eylül günü PKK militan-
lannın Yeşilyazı köyüne düzen-
lediği baskında köye yardıma
gelen Kıdemli Yüzbaşı Temel
Kuğuoğtu ılc Onbaşı Halil
Kamış şehit olmuştu. 4 PKK
militanının da öldürüldüğü
çatışmadan sonra Yeşilyazı
köyünde eski SHP Milletvekili
Mehmet Ali Eren'in evi ile trak-
tör ve taksilerinin astsubay Ali
Köylüler, eski milletvekili Eren'in evi ile araçlaruıın askerler tarafından yakıldığım öne sürdüler.
Akdam ve askerlerce Tunceli İl Başkanı Ali Türkel, olarak halkı hedef almrştır"ve
yakıldığıru iddia eden köylüler,
araçlarda bulunan teypler ve
diğer eşyalann da alındığını
söylediler. Bunun üzerine 18
eylülde İHD Tunceli Şube Mü-
dürü Mehmet Gülmez. SHP
SHP Tunceli Milletvekili Sinan
Yerlikaya'dan oluşan bir heyet
Yeşilyazı'ya gitti. Sinan Yerli-
kaya incelemelerinden sonra
basına yaptığı açıklamada,
"Devlet burada büerek ve kasti
dedi. Ovacık esnafı ise olayı
kınamak için 19 eylül günü ke-
penk ve kontak kapatmıştı.
Yeşilyazı köyünde evi ve
araçlannın askerlerce yakıldığı-
nı iddia eden eski SHP Millet-
vekili Mehmet Ali Eren olayla
ilgili olarak şunlan söyledi:
"Köyûmde büyük zarar >e zi-
yan var. Bu yetmezmiş gibi ak-
rabalarunıza 'çıkın gidın' diyor-
lar. İnsanlar tehdit ediliyor. Tes-
pit yaptırmıyorlar. Geleyim
diyorum. ısrarla. 'Gehne seni öl-
dürürüz" diyorlar. Köyün kara-
kol komutanı başımıza Hızır
Paşa ohnuş."
Demokratik mücadeleyi sa-
vunduklanru; bunu, PKK'nın
da devletin de bildiğini savunan
Eren. "Ama böyle olduğu halde
devletin bu yolîara baş^ırması
düşûndürücüdür. Bize başka se-
çenek bırakmıyorlar. 'Ya silah-
lanacaksınız ya da çekip gide-
ceksiniz' diyorlar. V'ersinler is-
timlak bedellerimizi çekip gi-
delim" dedi.
Tunceli ve yöresinin 1938'i
yaşadığmı. kendilerinin bölge-
den tecrit edilmek istendiklerini
iddia eden Mehmet Ali Eren
daha sonra şunlan kaydetti:
"Herhakle bir dönem sonra
bizi oradan çıkararak oralara
Ahıska Türklerini yerleşririrler.
Bu böyle de\ am ederse biz de de-
mokratik yolların çözümü dışın-
daki yolların haklilığına inana-
cağız."
Tutuklulara verilen haklann güvenlik görevlilerince geri alınmak istendiği ileri sürüldü
Buca Cezaevi'ndedayak^er«iıılim
•Adaiet Bakanlığı'nın tutuklulara verdiği
haklann cezaevinde uygulanmaması, tutuklu
yakınlannın getirdiği yiyeceklerin içeri alınmaması,
DGM'lere gidiş gelişlerdejandarmalann
tutuklulan dövmesi cezaevindeki huzursuzluğu
tırmandınyor.
IZMtR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu)-Buca Cezaevi'nde gergin
günler yaşaruyor. Siyasi tutuk-
lu ve hükümlü yakınlannın ge-
tirdikleri 'diyet' yiyecekleri jan-
darma tarafından içeri alın-
madı. Cezaevi'ndeki yakınına
>iyecek getiren ailelerden Os-
man Avcı, Adaiet BakanhğVnca
tutuklulara verilen haklann gü-
venlik görevlilerince geri alın-
mak istendiğini. DGM'deki
duruşmalara gidiş-gelişlerde
jandarmalann tutuklulan döv-
düklerini öne sürdü.
Açlık grevinden çıkan yakın-
lan için getirdikleri 'diyet'yiye-
cekleri yakınlanna vermek iste-
yen ailelerle jandarma arasında
zaman zaman sert tartışmalar
yaşanıyor.
Dün Buca Cezaevi'ndeki
yakınlarına yemek götürenlerle
jandarma arasında tarüşma
çıktı. Ailelerin fotoğraflannı
çekmek isteyen gazetecilere.
jandarma müdahale etti. Jan-
darmanın bu baskısının Buca
Cezaevi'nde de sürdüğünü ve
havarun gerginleşmesine neden
olduğunu söyleyen Osman
Ava, cezae\q yöneüminin bas-
kılannı protesto amaayla 1
mayısta başlayan ve 29 gün sü-
ren açlık grevinde elde edilen
haklann bu kezjandarma tara-
fından geri alınmak istendiğini
belirterek şunlan söyledi:
"Açlık grevinin birinıinin ar-
dından çocuklarımıza dışarıdan
pişirilmiş yiyecek getiriyorduk.
iki haftadır. jandarma getirdiği-
miz yiyecekleri içeri almıyor.
Cezaevi savctsı. diğer yetkililer.
bize dışarıdan jandarmanın so-
rumlu olduğunu, y etkilerinin ol-
madığını söylediler. SHP'li par-
lamenterlerin ve avukatlann
Ankara Kapalı Cezaevi
Tutukhıya işkenceidcHası
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara
Merkez Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan
Kemal AJtıngül'e cezaevi yöneticileri
tarafından işkence yapıldığı öne sürüldü.
Altıngül'ün avukatlan Murat Demir ve Engül
Büyükdağ. müvekkillerinın 20 Eylül 1993
tarihinde sevkli olarak Numune Hastanesi'ne
götürülürken, görevü Üsteğmen Mustafa
Şahin tarafından dövüldüğünü ve işkenceye
uğratıldığmı bildirdiler. Şahin'in göreve
başladıktan sonra birçok tutukluya aynı
muamelede bulunduğunu savunan
avukatlar, Şahin'i TBMMİnsan Haklan
Komisyonu'na şikayet ettiler. Şikayet
başvurusunda, şu görüşlere yer verildi:
"Özelde tutuklu müvekkil Kemal Altmgûl.
genelde de Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde
bulunan hlm tutuldulam sevk edildikleri
hastanelere, Adli Tıp kurumu'na ve
yargılandıkları mahkemelere güvenlik içinde
götürülüp getirilmelerinin sağlanması ve bu
saldırıdan sorumlu olan Üsteğmen Mustafa
Şahin. astsubay (Jzman Ça\uş Emrah
Lsta olmak üzere diğer görevli askerler
hakkında y asal işlemlerin y apılması için
komLsyonunuzun Ankara Merkez Kapalı
Cezaevi'ndeki rutullularla görüşmesini,
sözkonu^u darp izlerinin tesbifini ve insan
haklarına ay kın bu uygulamalara müdale
edilmesini talep ederiz."
Adaiet Bakanlığı ile yaptıkları
göriişmeler sonucunda elde edi-
len bu hak jandarma tarafından
bugün geri alındı. Jandarmanın
baskıları bununla da kalmıyor,
tutuklular DGM'ye gidiş gelişle-
rinde dövülmektedirler. Hatta
zaman zaman mahkeme salo-
nunda bile tartaklandıklannı
basından ögreniyonız."
Bu arada İzmir Barosu avu-
katlanndan Hülya Üçpınar da
jandarmanın baskılannın son
günlerde yoğunlaştığını. sanık-
lann mahkeye gidiş gelişlerinde
dövüldüklerini belirterek "Mü-
vekkilim Tamer Yıldız bana
jandarmanın maltalara (Koğuş-
lar arasındaki bölüm) girerek tu-
tuklulara baskı yaptığmı, onlan
tahrik ettiğini söyledi. DGM'-
den dönerken Cömert Bozkurt
adındaki tutuklunun da dövüldü-
ğünü anlattı" dedi.
SERVER TANİLLİ
Zola'nm Sesi
1894 sonbaharında bir gün, Yahudi asıllı Yüzbaşı
Dreyfus, Fransız Harbiye Nezareti'ne, olağan bir iş için
çağrılır. Kendisini bir subay karşılar ve elini omuzuna
koyarak şunu soyler: "Kanun adına tutukluyorum sizi.
Yurda ihanet etmekte suçlandırılıyorsunuz!" Arkasın-
dan, hemen Divan-ı Harp kurulur ve Dreyfus, üstünkörü
bir yargılama ile, Paris'teki Alman ataşesine askeri sır-
ları verdiği gerekçesiyle, ömür boyu küreğe mahkum
edilir; rütbeleri sökülür ve Amerika'daki Fransız sömür-
gesi Guyane'a sürülür.
On iki yıl sürecek bir facia böyle başlar.
Orduda ve basında Yahudi aleyhtarı bir yaygaranın
ardından dava unutulur, daha doğrusu unutturulmuş
olur bir süre. Oysa, Dreyfus'e yükletilmiş eylemi bir baş-
ka subay işlemiştir. Konunun üstüne gidilir; kamuoyu ve
aydınlar, Oreyfus'ten yana olanlar ve olmayanlar diye
ikiye aynlır sonunda. Hükümet ise ayak sürçer.
Işte o sıralarda, ünlü Clmenceau'nun gazetesi Şafak'-
ta, Cumhurbaşkanı'na seslenen bir açık mektup yayım-
lanır; başlığı da, bir bomba gibıdır: "Itham Ediyorum!"
Fransız romancılığında yeni bir çığır açıp o yolda verdiği
eserlerle kendisini -dosta düşmana- kabul ettirmiş, şöh-
retin doruğunda Emile Zola'dır mektubun sahibi ve
Dreyfus'ü savunmaktadır. Gerçi, kendisi de bu eylemin-
den dolayı, bir yıl hapis ve 3000 frank para cezasına
mahkûm edilir; ancak, Dreyfus'un aklanması ile sonuç-
lanacak gelişmeye büyük bir ivme kazandırmış olur...
Bu olayı biliyorsunuz siz; güzel de, ben ne diye tekrar-
ladım?
16-22 eylül tarihli Le Nouvel Observateur'de, yüklü bir
dosya Zola üstüne. Şu önümüzdeki günlerde, onun ünlü
romanı Germinal'ı yeniden perdeye yansıtacak birfilmi
çıkacakmış Claude Berrl'nin. Hem filmin nasıl yapıldığı
anlatılıyor; hem de romanın yanında yazarın çalışma bi-
çimi üzerinde durulurken, Zola'nm çağı, sanatı ve aydın
olarak oynadığı rol gösterilmiş oluyor.
Birkaç değerli kalemin oluşturduğu önemli bir dosya.
Eloğlunun nasıl çalıştığının da ilginç bir göstergesi:
Bir filim mi yapılmış, beraberinde yığınla konunun yanı
sıra, yazar da geliyor gündeme; bellekler tazeleniyor,
tartışmalar açılıyor, geçmişe ve geleceğe dönük yeni
değerlendirmelere gidiliyor. Kültürün ateş üstündeki
kazanı, sürekli karıştırılıp duruyor.
Yo öyle demeyın, pek gereklı bu! ~~
Bakın unutmuşum' Emile Zola'nm, kitlelerin sahneye
çıktığı bir tarih kesitinde, bu gelişmenin ilk titreyişlerini
yakalayıp, tek başına kahramanı bir yana bırakarak, ge-
leceğin fethine koşan yığınları romanın gündemine sok-
tuğunu; Fransa'da, Ikinci Imparatorluk döneminde, bir
ailenin doğal ve sosyal tarihini anlattığı, ünlü Rougon-
Macquart'\ar dizisiyle bu yolda çok önemli romanlar
yazdığını bilirdim. Ama içinde bir yirmi romanın yer aldı-
ğı bu şöhretli dizinin bitirilişinin yüzüncü yılında olduğu-
muzu bu vesileyle hatırladım.
Bağışlanır gibi değıl!
Işte, şimdi yeniden filme alınan GerminaHe, işçi sınıfı
girer romana. Rougon-Macquarf\ar dizinde çıkan bu
eserinde, Zola, maden işçilerinin sefil yaşamını dile ge-
tirirken, emek ve sermaye çatışmasınm boyutlannı da
gösterir. Bir madende, yoksunluk ve haksızlıklar orta-
sında çırpınan işçiler, greve giderier sonunda; istekleri
kabul edilmeyince, şiddete başvururlar. Ordu işe karı-
şır; işçiler, kurbanlar da vererek yenilir ve işbaşı eder-
ler. Ama, bir Rus Nihilisti, havaya uçurur madeni.
Romanın başkahramanı, üzgün, terkeder yöreyi; öyle
de olsa, bir "Germinal"in, emek insanlığının bir gün ta-
nıyacağı bir ilkbaharın umudu içindedir
Zola'nm en guzel romanıdır bana sorarsanız bu!
Ve Fransız edebiyatından, diyelim on romanlık bir lis-
te isteseniz benden, içine mutlaka koyarım bu eseri.
Okumamışsanız, bir an önce okuyun derim.
Sözünü ettiğim dosyada, Daniel Rondeau'nun, Zola'-
nm sanatı ve rolü üstüne yazdığı -o güzelim- yazısında
altını çizdiği bir doğru da şu: Sözü "İtham Ediyorum"a
getiriyor ve "bu zaferle Zola, XX. yüzyıl Fransız aydını-
nın doğum belgesini yazmıştır" diyor.
Ancak, o dosyada, üzerinde en çok düşündüğüm,
Claude Roy'nın yazısında söyledikleri oldu. Yazar,
Zola'nm kavgacı görevinin bitmediğine inansa da, ırkçı-
lığın, işkencenin binbir türlüsünün at oynattığı günümüz
dunyasında, genel bir duygusuzluktan yakınıyor ve so-
ruyor: "Kim altedecek bu duygusuzluğu? Hayır' diyen
hangi ses yükselecek de bütün dünya işitecek? Bir Zola
mı? Yoksa, on bin, yüz bin küçük Zola mı?"
Sorularına, kendisinin verdiği yanıtşu: "Hepimiz!"
Doğru değil mi söylediği, sevgili okurlarım?
Tartışmada son nokta
IsıkJaı 'ın DGM'yezorla
getirilmesi içinmüzekkere
ANKARA (ANKA)-
Anayasa Mahkemesi (arafi-
ndan söz ve eylemleriyle
Halkın Emek Partisi'nin
(HEP) kapatılmasına neden
olduğu gerekçesiyle millelve-
killiği sone erdirilen ve Meclis
Başkanı Hüsamettin Cindo-
ruk ile Anayasa Mahkemesi
Başkanı Yekta Güngör Özden
arasında sert polemiklere yol
açan Fehmi Işıklarla ilgili
tartışmalara son noktayı An-
kar DGM Başsavcılığı koy-
du. Başsavcı Nusret Demiral,
Işıklar'ın DGM'ye polis zo-
ruyla getirilmesi için ikinci kez
müzekkere yazdığını açıklar-
ken, üyeîik tartışmasırun ge-
reksiz olduğunu bildirdi.
Demiral, DEP Genel Başkanı
Yaşar Kaya ile ilgili araştı-
rmanın çok yönlü olarak sür-
dürüldüğünü açıkladı.
Demiral yapüğı açıklama-
da, "Bizim karanmız malum.
Mahkeme karan tebliğ edildi-
ği an hiçbir işieme tabi tntııl-
madan onun milletvekîlliği dü-
şer. Kendisini çağırdık. Her-
hakk gelecek" dedi.
Yazının Işıklar'ın kendisine
yazılmadığım belirten baş-
sava, polise bu amaçla
yazdığı yazının üzerinden
epey zaman geçtiğinin ve iş-
lemlerin dondurulduğu söy-
lentilerinin haürlatılması üze-
rine şöyle devam etti:
"Yok öyle şey. Bize dilekçe-
si geldi. Biz yeniden polise mü-
zekkere yazdık. Yazının tarihi-
ni açıklamam doğru olmaz.
Yazdığnnız müzekkere bu kişi-
nin polis marifetiv le zorla geti-
rileceğini öngöriiyor."
33 Kurşun röportajıyla yargüanmıştı
Yargıtay, gazeteciAslaıı'ın
hapiscezasuııonayladı
Haber Merkezi -Gazeteci-
yazar Günay Aslan'ın 1989 yılı
Yunus Nadi Yanşması'nda
üçüncülük alan "33 Kurşun"
adlı röportajı nedeniyle aldığı
24 ay hapis ve 55 milyon lira
para cezası Yargıtay 9. Ceza
Dairesi tarafından onandı.
Günay Aslan
U
33 Kurşun"
adlı röportajını kitaplaştırmış-
tı. 1990 yılında da aynı kitap
nedeniyle TCK'nın 142/3.
maddesi uyannca yargılanan
Aslan'ın davası bu maddenin
kaldınlması üzerine düşmüştü.
Daha sonra İstanbul Devlet
Güvenlik Mahkemesi'ne ikin-
ci kez "33 Kurşun" adlı kitap
için dava açüdı.
Aslan'a Terörle Mücadele
Yasası'nın 8/1. maddesi uyan-
nca "Bölücölük propagandası
yapmak" suçundan 24 ay ha-
pis ve 55 milyon lira para ce-
zası verildi. Dosyayı inceleyen
Yargıtay 9. Ceza Dairesi de
mahkemenin bu karannı
onadı.