Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 9 AĞUSTOS1993 PAZARTESf
KULTUR
Ressam Sabri Berkel, çağdaş bir sanatçı olduğu halde gerçek bir klasikti
86 ydlık bir yalnızhk sona erdiCANAN BEYKAL
Sabri Berkel için biten yalnızca ya-
şam değildi. 86 yıllık bir yalnızhk bit-
mişti. Tüm yaşamını sanatıyla sınırla-
rmş bu kişi, ölürken dejıastanenin in-
sandan ve mikroptan anndınlmış
cam bölmesi içinde dostlannın, seven-
lerinin, sayanlannın onu ancak uzak-
tan son bir kez selamlayabildikleri
ama onun kimseyi görûp tamyamadı-
ğı bir uzaklık ve sınırlanmışbk içindey-
di.
1988 yıhnda 24 ocak günü Atatürk
Kültür Merkezi'ndeki retrospeknt
sergisinin düzenlenişini denetlemck
üzere hasta yatağmdan kalkıp gelmii
Sabri Berkel'i, büyük salonun ortası-
na yerleştirilmiş bir koltuğa oturmuş
ve karşısındaki resme- sizi ancak ken-
disini sesli selamladığınızda farkede-
cek deıüi, dalıp gitmişken gördüm.
Yanına yaklaşüğımda sanki birkaç
gün önce ciddi bir rahatsızlık geçiren o
değilmiş gibi heyecanla tartışmaya ha-
zır edasıyla ve büyük bir hayranlıkla
bana El Greco ve Titiano'dan söz et-
meye başladı. sanki konuşuyormuşuz
da bir ara vermişiz ve sonra kaldığımız
yeden yeniden başlamışız gıbi. Karşı-
mızda Hoca'run dalıp gittiği, ona El
Greco ve Titiano'yu düşündüren so-
yut bir yapıü duruyordu.
Sanatçının sakallı portresi. 1933 Çini
mürekkebi, 22x16cm.
Sabri Berkel'in gravür atölyesine
devam ettiğim sırada onun herhangi
bir öğrenciyle yakın bir ilişkisine. ders
verişine tanık olmadım. Herşeyle asis-
lanı Kâni Aksoy ilgılenirdi. Çekindiği-
miz bir hoca idi. Ancak gençlerin,
özellikle mesleğe adım atmaya haarla-
nan gençlerin çalışmalanyla son de-
rece ciddiyetle ilgjlenirdi. Onda diğer
hocalann iyimser yurdumduymazlı-
ğından eser yoktu. Öyle ki öğrencilik-
ten yeni kopmuş \e kendisinden epey-
ce ürken genç bir sanatçının belirsizlik
içindeki >önelımlennı "Siz ampirik bir
yoltı denemeyeceksiniz, görülüyor bu"
diyecek denli ıçten bir ciddiyet ve ilgiy-
le yaklaşıp ileriyi sezen yargjlarda bu-
lundu.
Öğrenciliğim sonrasında kendisin-
den ürküp. çekindiğim bu hocanın
başka fırsatlarla, başka ortamlarda
konuşmalanndan yararlanma olanağı
buldum. Sorunlan sürekli yoğunlaştı-
np çıkmaza sürükleyen, karşısındaki-
ni sürekli sınayan, sorgulayan, sanat
konusunda hiçbir sonına üstünkörü
yaklaşmayan. yandaş olduğu halde
karşıt tezler ileri sürerek ya da bıldiği
anladığı halde anlamıyor ya da bilmi-
yormuş gibi yaparak tartışmayı açan
ve uzlaşılmaz bir yolda sızi zorlavan bir
sanatçı kişiliğinin bütün çözümünün
karşıt uçlardan oluşabilecek bir bü-
tûnlük tutkusunda yattığını gözlemle-
Berkel nedense bana hep Kan-
dinskv "nin tipi ve Van Doesburg'un an-
layışını anımsatmıştır. Buna neden
sanınm Kandinsky'i tertemiz, düzenli
atölyesinde bir bihm adamı pozunda
dimdik otururken gösteren bir resim-
di. Van Doesburg ile yakınlığı ise ikısi-
nın de sanatı "sonı olan doğaya verilen
bir yanıt" olarak algılamalanndandı.
Sabri Berkel "ressam" denılince aklı-
mızda oluşan imajdan çok farklı bir
göriintü sergiler. Kravalından çorabı-
na vanncaya dek kontrast renklerin
uyumunu İcuran özenli giyimiyle, bir
aksesuar olarak elinden düşürmediği
şemsiyesiyle gerçek bir Avrupalı'ya
soyut sanatın ciddi, düşünen, akılcı
ressamı Kandinsky"e benzeyen Ber-
Tiim yaşamını sanatıyla sınırtayan Sabri Berkel için biten yalnızca yaşam değildi, 86 yıllık bir valnı/lıktı.
Pertür, 1953 Tuval üzerine yağlıboya, 73x91 an.
Izmir Resim Hevkel Müzesi.
Balkoru 1948 Duralit üzerine >ağuboya, 89x 116
an., Izmir Resim Hevkel Müzesi.
dim. Figüratif ve soyut gjbi iki farklı
disiplinin en aşın uçlannda çahşıp
üretmiş olan Sabri Berkel'in her za-
man aynı tavn. ayru temel düşünceyi
koruduğunu saptadım. Onun bu te-
mel inancı doğruculuk. geometrik alt
vapı (klasik düzen) ve her şeyin biçim
uğruna birliğe vanşıydı. Bu inanç ve
düşünceydi ki. Berkel'i bir insan figü-
rüne ya da bir natürmort nesnesine yani
bir canhya ve de bir cansıza yaklaşı-
rken gösterdiği soğukkanlı gözlemci
nesnelliğine hapsetmişti. Berkel sıra-
dan bir testiye, bir bardağa nasıl bakı-
yorsa. onlardan ne anlamak ve onlarla
ne anlatmak istiyorsa bir ınsana, bir
kadına, bir çocuğa bile eşdeğer tutum-
la. aynı nesnel, gözlemci ruhuyla yak-
laşmıştır. Berkel'in gözü her şeyi biçim
güzelüği ve doğruluğu uğruna görmek
üzere eğitilmiştir.
Simitçi ve Şerbetçi. 1984 tmal üzerine
yağlıbo>a,200\l60cm.
kel'in yapıtlannın Van Doesburg'un
ülkesı Hollanda'da bizde olduğundan
daha çok beğenilrnesinin şaşılacak bir
yanı yoktur.
Berkel için biçim'form sanatının
hem amacı, hem aracı olmuştur. O do-
ğaçtanlığa karşı programcılığı, coşku-
sallığa karşı akılcıhğı, içgüdüsel dina-
mizme karşı optik kinetizmi. aşınlığa
karşı ölçülüğü. duygusalhğa karşı
mantığı önermiştir. Biçim sanatta öne
çıkmaya başladığnda düzeni. dengeyi,
çizgi kararlılığmı, sertliği. soğukîuğu
beraberinde getirir. Berkel. bu neden-
lerle bizım duygulanmızla sevip. haz-
lanmızla beğeneceğimiz bir ressam ol-
mamıştır.
Berkel'in klasik ustalara gercekten
büyük bir havranlıkla yaklaşmasının.
sürekli onlarla kıyaslamasının asıl ne-
deni onun bu resımlere dalıp gjttiğinde
sarfettiği şu sözlerde yanıüm bulur;
"Bu resünlerin bir taşuu bile oynatamaz-
sınız. oynatırsanız kompozisvonun
tümü yıkJır." İtalya'dakı öğrenimden
son dönemine kadar Berkel klasik ge-
ometrik düzenfikrinetemellenmiştir.
Her resminde bir fıgüre, bir nesneye
kendı içinde bir varhk olarak değil.
kompozisyonun yapısal elemanı, dı-
kev, yatay ve kurplardan oluşan bir
düzen tasanmıy la yaklaşmış, her çizgı-
si. her yüzeyi. her rengi. her ışık-gölge.
model tasası biçimin geometrik kuru-
luşunu, düzenini duyurmak isteğiyle
bütünleşmiştir.
Berkel bu tutumuyla bir klasik res-
sam özleminin çağdaşlık karşısındaki
idealist tavnnı yansıür. Bu nedenle
resmimizin en çağdaş göriinen res-
samının en klasik ressamı olmasına
engel oluşturmaz bu tavır.
Denebilir ki Berkel çağdaş bir sanat-
çı olduğu halde gerçek bir klasikti. res-
mi deneyötesı bir uğraş olarak gördü-
ğü halde sürekli deneyendi, kişisel ola-
rak seçtiği yalnızlığında etrafı en kala-
balık olandı ama çevresı en kalabalık
olup. yine de en yalnız olamydı.
'Clark Gable efsanesi', Jane Ellen Wayne'nin yazdığı biyografı kitabıyla yıkılıyor
Alkolik, egoistve oportünist...Kültür Servisi - Avrupa ve
Amerika'da en çok okunan ki-
tap türü, biyografıler. Eski ef-
sanelerin, kirli çamaşırlanru or-
taya döken biyografıler. artık
bilimsel dedikodular olarak ad-
landınlmaya başladı.
"İletişim Çağı"ndan önce
yaşama şansına sahip olduklan
için özel hayatlan günlük med-
ya malzemesine dönüşmemiş
olan sanat dünyasının eski ün-
lüleri hakkındaki 'bilgi eksik-
liklerimiz' biyografıler yoluyla
kapaulıyor. Yaşayan ünlülerin
buna ne kadar olanak bulacak-
lan ayn bir konu ama çoktan
ölmüş kimselerin haklannda
yazılanlara itiraz edemeyeceği
de bir gerçek.
Kadmları kuüanırdı
Bıyografısi yayınlanarak ef-
sane konumundan "emekli
olan" son sanatçı, Clark Gable.
Geçüğimiz günlerde İngiltere'-
de yayımlanan Jane Ellen Way-
ne'in kaleme aldığı "Clark
Gable" adlı kitap şu cümlelerle
başlıyor.
'• Clark Gable bir alkolik.
egoist ve oportünistdi. Kadı-
nlan kullanır ve mesleğjnde
ilerleyebilmek için onlarla
evlenirdi.
En çekici aktör
Yemek masasında, herkesin
ortasında takma dişlerini çı-
kartma adeti vardı. anfetamin
ve burbon ıçerek yaşardı ve film
tarihınin en çekici aktörüydü."
Ünlü aktör Billy Haines'le birlikte HoUywood'a girdiği belirtilen Clark Gable, Alüna Hücum" fılminde Loretta Youngia
Herkesin bildiği çekici aktör
bölümü bir kenara bırakıldığı-
nda. kitabın nasıl bir Gable
tablosu sunacaeı daha ilk söz-
cüklerden anlaşılıyor. Ama
yine de milyonlarca genç kızın
hayallerini yıkacak asıl "şok"
haber daha sonraya saklanmış.
Wayne'in iddialanna göre
Gable, sinema dünyasına ünlü
bir sessizfılm oyuncusunun ya-
tağından geçerek girmiş. Bu
Hollywood için sıradan bir ha-
ber sayılabilir ama önemli olan
nokta bu oyuncunun, eşcinsel-
liği yüzünden fılm piyasasından
sürülen aktör Billy Haines ol-
ması. 1939 yıhnda yönetmen
George Cukor'un hiçbir zaman
açıklığa kavuşmayan sebeplerle
"Rüzgar Gibi Geçtı" fıhninden
kovuhnasının nedeni de boyle-
likle açıkhğa kavuşmuş oluyor.
Cinsel tercıhlerini gızlemeye ge-
rek duymayan bir eşcinsel olan
Cukor. Gable'ın bu sımnı öğ-
renmiş ve Gable haberin gaze-
telere düşeceği korkusuyla he-
men yönetmeni kovdurmuş.
Bir yayayı öldürdü
Gable'ın bir alkolik olduğu
zirvedeki günlerinde bile bir sır
değildi ama alkolikliğinin bu-
güne kadar sır olarak kalan bir
sonucu da kitapta açığa çı-
kanlıyor. 1932 yıhnda ıçkili
araba kullarurken bir yayayı öl-
düren Gable'ın, Metro Golden
Mayer'ın bir çahşanına ömür
boyu maaş bağlamak karşıhğı
onun yerine suçu üstlenmesi ve
bir buçuk yıl hapis yatması
konusunda anlaşarak yargılan-
maktan kurtulduğu anlatıhvor.
Çok disiplinli bir o\ımcu
Kitapta Gable için övgü sayı-
labilecek tek bölüm. körkütük
sarhoşken bile tam vaktinde
sete geldiği ve çok disiplinli bir
oyuncu olduğu konusunda.
Ama oyunculuğundan çok.
kadınlann kalbinin hoplatan
bakışlanyla ünlenmiş bir oyun-
cu için bu "efsaneyi" kurtarma-
ya yetmeyecek bir aynntı ola-
rak kalıyor.
NE DEDİLER?
Sanat onurunun :
sembollerinden biriydi
DEVRİM ERBİL: Sabri Bey.Türk sanatında hocalığıyla, sa-
natçılığıyla üst düzeyde kişiliktir. Onun Türk sanatındaki.
varhğı, hem eğitime. hem de sanata yeni ufuklar açması bakımı-;
ndan gercekten büyük katkılar getirmıştir. Bir Batılı eğiümci ör-
neği olarak. gerek vaşantısıyla. gerek davranış biçimleriyle ve de *
bunlann ötesınde yeniyi çağdaşı yakalama yolunda inançh
tavnyla. >etiştırdiği öğrencilerle. Türk resim sanatının çok de-
ğerü bir sanatçısıdır.
MEHMET GÜLERYÜZ: Sabri Hoca'nın Türk resmindeki
yerinin zaman içinde çok daha iyi anlaşılacağına inanıyorum.
Berkel'in öğrencileri olan biz sanatçılar. onun yerini çok iyi büi-
yoruz. Sabn Bey. bizim için her yönüyle örnek bir sanatçıydı.'
Sanat onurunun sembollerinden biriydi. Bu yüzden, yalnız sa- :
nat öğretisinın ötesinde. sanatçı kişiliğiyle de önemliydi. Onun .
sanaia başladığı yıllarda, Türkiye'de sanat sorunlanna hangj .
gözlerle bakıldığını hatırlamak zor değil. Bunlann mücadelesini
\apan ve bunu uzun yıllar bir inançla götüren. yaptığı sanatın.
anlaşılıp anlaşılmamasına önem vermeksizin, inanandan hiç "
ödün vermeyen bir sanatçıydı. Hiçbir zaman ticari bir amaa ol-
mayan ve yalnız bir kişilikti. Yalnızhk, sanatçının gerçekten .
mecbur olduğu yalnızlıktı ve bundan da hiç bir zaman ödün ver-
medi. Tepeden tırnağa bir sanat adamı oluşu. bütün sanatçı öğ-
rencilerine örnek oluşturmasını sağlıyordu. Öğrencilerinin bir
kısmı, direkt öğrencileri değildi, ama onun meslek ve sanatçı ya-
şamındaki tavırlannı örnek alan birçok sanatçıyı da onun öğ-
rencileri olarak kabul edebiliriz.
VAHŞİ BARAZ: Sabri Berkel, 1964 yıhnda Akademiye gjrdi-
ğim zaman büyük bir şans eseri, benim hocam oldu. Bir resme .
nasıl bakıhr, müze nasıl gezilir, galeri nedir, ressamlarla nasıl di-
yalog kurulur. resim ekolleri nelerdir? Bunlan, ilk ondan öğren-
dim. Çok iyi bir eğiticiydi. Aynı zamanda 1949 yıhndan itibaren.
de çağdaş resim sanatının Türkiye'deki en önde gelen isimlerden
biriydi. Fransa'da soyut resim ekolünün başladığı yıllarda, Sab-
ri Berkel de aynı şekilde çalışmalar yapı> ordu. Bu aynı zamanda
dünya sanatıyla Türk resmini. aynı paralele geürmek anlarrunı •
da taşıvordu. Kendisi. daima eğitimi ve sanatı sevdirmeye çah-
şan bir kişilikti. Türkiye, çok önemli bir sanatçısını kavbettı.
HLSAMETTİN KOÇAN: Sabri Hoca. sanatçı ve eğitimci
olarak çok önemli bir ınsan. Üzennde asıl durulması gereken'
önemli yanı, Sabn Hoca'nın her alanda örnek bır kışihk üretme-
siydi. Türkiye'de sanatın en ileri dinamiğini yakalamış, sürekli
kendmı yenileyen bır sanatçıydı. Yaşamla çağın dinamıği arası- -
ndaki ilişkip hiçbir zaman koparmadı. Onun için, yeri dolduru-
lamayacak bir kişilik olduğunu düşünüyorum. Gelecek kuşak-
lann da onun kişiliğini örnek almalan gerektığine inanıyorum.'
Sanatçı kişiliğinin bir kitapta toplanması, Sabn Hoca'nın şansı
oldu. Zannediyorum ki bu kitapta söylediklerimin, geniş anlam-
da dökümü bulunacaktır.
ADNAN ÇOKER: Sabri Berkel, yalnız Türk soyut resim sa-
natının değil. Türk resminin de temel taşlanndan biriydi. Ken-
dısinin, 1935 yıhndan ölümüne kadar olan dönemi, gözlerimizin.
önünde. Yugoslavya'da ve İtalya'da gördüğü o gerçekçı resim-
den sonra, önce Cezanne'a, sonra da soyut geometriye dayanan
resmi. gıderek taşist daha sonra da geometrik birdüzleme ulaştı.
O, sanatçının sanat çizelgesiydi bizim için. Sabri Berkel, yalnızca
sanatıyla değil. yaşamıyla da bizlere örnek olduğu için kaybımız
büşüktür. Sabri Berkel'deki soyut sanat bilinci. birçok sanatçı-
da^ok gibiydi. Bu bakımdan. sanat dünyamız için büyük bir
kayıp olduğunu ve vennın doldurulamayacağıru düşünüyorum.
BULENT ÖZER: Berkel için, Cumhûriyet gazetesinde Meh-
met Güler\üz"ün \erdıği ilan. onun ıçın söylenebilecek en güzel
sözlerdi: "Sanatçı onurunun sembolü." Türkiye'de etiğin ve tö-
renın onuru sayılabilecek bjj- kişilikti. Mesleğe bağlıhk, dürüşt-
lük, değişmezlik açısından tam bir Avrupalf ydı. Sanatçı kişiliği
de aynı karakteri gibiydi. Fevkalade anlamh ve mantıkh bir yol
ızlemiştı. Rasyonalizmin sınırlan içinde ırrasyoneh ararruş bir
sanatçı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Devamlı aklıyla ve
mantığıyla. sanatta irrasyoneli bulmaya çahştı. Soyut resimde
de ön planda mantığını kullandığını sö\ leyebihriz, ki bu son de-
rece az görülen bir şey.
Behzat Ay
y
ınyeni romanı
Kültür Ser\isi - Behzat A\ 'ın >eni romanı "O Uzun
Yalnızhk" Broyyayınlarındançıktı. daha önce aynı
yayıne\ince "Kuşku ve korku". "Çanakkale'den laik
Cumhunyete", Dor Ali" adlı kitaplan yayımanan
Behzat Av bu kıtabını Françoıs Sagan'ın "kadınlar
böyleydi. Her şeyi ister. her şeyi verir gibi gözükürler. sizi
tam bir güvenceye ko> arlar. sonra güzel bir gün bır hiç
v üzünden cekip giderler" sözünden yola çıkarak yazmış.
Kitap yazann özyaşam öyküsüne dayanıyor. Romanda,
12 Eylül faşizminin baskılan altındaki bir öğretmenin
toplumsal ve siyasal açmazlannın yanı sıra aile içi dramı,
yalnızhğı anlatıhyor.
GESAM'uı, Didim resim sergisi
ANKARA (L BA) - Türkiye Güzel Sanat Eserleri Sahipleri
Meslek Birhği(GESAM),yaz dönemi etkinükleri
kapsamında Didim'de resim sergisi açacak. Didim Sanat
Galerisi'nde 14 ağustos günü açılacak olan sergiyi, galeri
sahıbi yüksek mühendis-mimar Doğan Ersoy ve eşi Ergül
Ersoy ile genel koordinatör Alaattin Özçelik organize etti.
Sergide. GESAM ü> esi ünlü ressamlann eserleri de yer
alacak. GESAM'ın >az dönemi etkinlikleri kapsamında
açılacak olan sergiye, eserleriy le katılacak baa sanatçılar
şunlar: Prof. Dinçer Erimez. Osman Altmtaş, Mehmet
Başbuç, Şena\ Günay, Alaybey Kanoğlu, Alper Susuzlu,
Asiye Soyarslan. Ayhan Menteş. Emel Yahn. Erol Yıldır,
Ethem Aydın, Fidan Kulelioğlu. Hihni Özbay. İhsan
Çakıcı. Mehmet Gürba\f
. Mehmet Şirzade. Mehmet
Ulubatlı. Hurşide İçmeli. Müşerref Koktürk, Nadir
Tosman. Ne\ ide Çokaydın. Nihat Tandoğan, Nurhan
Çakır. Nurşen Güngor. Nuzhet Aytekin, Oya Kınıkh,
Sabahat Önen, Salih İnatçı, Turgut Akan, Türksal İnce ve
Ulvi Soyarslan.
Tekirdağ Türk Musikisini
Sevenler Derneği
TEKİRDAĞ (AA) - Tekirdağ'da Türk Musikisini
Sevenler Derneği kuruldu. Tekirdağ Valisi Şenol Engın'in
desteğiyle kurulan derneğın kurucuîar kurulunda,
Tekirdağ Barosu Başkanı Av. Teoman Malkoçlar, Şükrü
Gömen. Aytun Üstel. Yaşar Daldip, Ercan Geyik, Hasan
Kantara ve A. Yücel Altunel yer ahyor. Tekirdağ Türk
Musikisini Sevenler Derneği'nden. üyeleri arasında
kültürel, sosyal ve ekonomik dayanışmayı oluşturmak.
Türk musikisini geliştirmek ve Tekirdağ'da konservatuvar
açılmasını sağlamak amaçlanıvor.
David Yaffe Bilar'da
Kültür Senisi - Britanyah Marksıst kurama David Yaffe,
10 ağustos salı günü saat 19.00"da "Batı Avrupada Kriz ve
ÖzeUeştirmeler" konulu bir konferans verecek. Konferans
anında Türkçe'ye çevrilecek. Haftanın diğer etkinliği ise
İskenderSavaşır'ın 'korku semineri" kapsamında,
perşembe günü saat 19.00'da yapacağı "ölüm korkusu"
konulu söyleşi.
Oktay Rifat İngilizce'de
Kültür Senisi - Oktay Rıfat'ın İngihzce'ye çevribniş
yaklaşık 125 şiirini kapsa> an "Voicesof Memory: Selected
PoemsofOktay Rifat" adh kitap İngiltere'de
yayımlanacak. Yapı Kredi Yayınlan ile İngiliz yayınevi
Rockingham Press'in ortaklaşa yayımlayacağı kitap kasım
ayı içinde piyasaya çıkacak. Önsözünü Talat Halman'ın
yazdığı ve çevirisıni Ruth Christie ile Richard Mckane'in
yaptığı kitap, Amerika v e Avustralya'da da tanıtılacak.