Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet70. YIISAYI24778 S A N A T K U L T U R M A G A Z I N T E L E V İ Z Y O N 9AĞUST0S1993PAZARTESİ
Dünyanın bilinen en eski batık teknesinden çok değerli eserler gün ışığına çıkarılıyor
Denizin altoda 34yüzyıllık tekne
Teknenin içinde çok değjşik eserlerin arasında bir de riton bulunarak gün
ıştğuıa çıkanldı.
ÖZGENACAR
KAŞ - On yıldır üzerinde dalışlar
vapılan. dünyanın bilinen en eski
baük teknesinden. çok değerli eser-
lenn gün ışığına çıkarılması çabş-
malan sürüyor.
Merkezı Teksas'ta bulunan Sualtı
Arkeoloji Enstitüsü (INA) adına Ce-
mai Pulak'ın başkanlığında ve ara-
lannda çeşitli uluslardan bilim
adamlannın da bulunduğu bu yılki
kazı dalışlanna geçen ay başlandı.
Denizaltı arkeolojisinin "babası"
olarak tanınan Prof. Georges Bass
ve DonaM Frey gibi ünlüler de 30 ki-
şilik kaa ekibinde yer ahyor.
Bir süngercinin Antalya'nın Kaş
ilçesi Uluburun kayahklan yakını-
nda buldugu ve Bodrum Sualtı Ar-
keoloji Müze Müdürlüğü'ne bildir-
diği batığın yaklaşık 34 yüzyıllık ol-
duğu saptanmışu.
Uluburun'un sarp, susuz. yakıa
ve rüzgarh kayalıklan üzerinde ku-
rulan karap ile birlikte INA'nın
araştırma gemisi Virazonda da bi-
limsel çalışmalar yürütülüyor.
Tekneyle, tarihine uygun dönemlerdeki bazı Mtsır duvar resimlerinde görükn yelkenli tekneler arasında büyük
benzerlik görûlüyor.
Geç Tunç Devrfne ait olan tekne-
ye arkeologlar ve dalgıçlar günde en
fazla iki kez 20'şer dakikahk dahşlar
yapıyor. Şimdiye kadar toplam 20
bine yakın dalış yapan arkeologlann
deniz alünda 6.000 saat kadar
çalıştıklan hesaplanjyor.
Bilim adamlan, 55 metre gibi ol-
dukça derinde, eğimli ve çok geniş
bir alana dağılnuş olan batık tekne
ve yüküne dalışlar boyunca çeşitli
önlemler alıyor ve bilimsel yöntem-
ler uyguluyorlar.
Teknenin o dönemdeki hangi ulu-
sa ait olduğu henüz saptanamamak-
la birlikte içindeki yükün çeşitliliği
arkeologlan hayrete düşürüyor.
Teknede suaygın dişleri. fıldişi,
devekuşu yumurtalan gibi Afrika
kökenli malzemeler; Mısır, Suriye -
Filistin, Kıbns, Anadolu, Girit ve
Yunanistan kökenli eserler ile Afga-
nistan. Rusya, Avrupa çıkışh ham
ve işlenmiş madenler dikkati çeki-
yor.
Teknenin biçimi ile ilgili veriler, o
dönem tekne yapımı hakkında da
önemli ipuçlannı veriyor. Bu bilgi-
lerden hareket eden bilim adam-
lannın yaptıklan tasanmlar ile tek-
nenin tarihine uygun dönemlerdeki
baa Mısır duvar resimlerinde görü-
len yelkenli tekneler arasında büyük
benzerlik görûlüyor.
Uluburun batığında geçen yıl ele
geçen buluntular çeşitli uluslararası
arkeoloji kongrelerinde tartışıldı ve
büyük ilgi gördü.
Dünyada herkes INA'yı ve ya-
şamlan bu buluntular ile dalgıçlann
en büyük korkusu vurgun arasına
sıkışmış bu arkeologlan alkışbyor ve
kendılerine ödül üzerine ödül veri-
yor.
Buna karşıbk, Türkiye'nin en çok
satan gazetelerinden birinin cahil bir
kabadayı köşe yazan, bu değerli bi-
lim adamlannı ve Bodrum Müzesf-
nin yöneticilerini utanmadan "ka-
çakçıhkla" ve "üç kağıtçılıkla" suç
luyordu. Bilim adamlan bu yazara
"yaruna gehrsem..." gibi yanıtlar
vermediler.
Uluburun beykekiği
Geçen yılki buluntulardan 16.3
cm. yüksekliğinde İ.ö. 14. yüzyıla
ait bir fıgür, arkeologlann başansını
taçlandırdı.
Başka bir benzeri bulunmayan ve
"Uluburun figürini" denilen bu ese-
rin Sunye - Filistin bölgesi yapımı
olduğu sanıhyor. Bronz döküm
olan heykelciğin başı ve kollan altın
folyo ile kaplı.
Cemal Pulak heykelcik hakkında
şunlan söylüyor:
"Öteki kazılarda eie geçen benzer
beykelciklerin bulunduklan konum-
lar, bunlann dinsel içerikli sunular ol-
duğunu belirtmektedir. Uluburun
heykelciği, betki de yolculuğun ba-
şanlı ve sağlıklı biçimde geçmesi
amacıyla gemide bulunmaktaydı."
Pulak bununla birlikte bir ikinci
yorumu da şöyle yapıyor:
"Amarna tabletlerinden öğrendiği-
miz kadarı ile bir kraldan diğer bir
krala gönderüen armağan da olabilir.
Savaş (afet) ve bereket tanrı ve tanrı-
çalannı simgekdiklerini sanıyoruz."
Kraldan krala
Teknenin her yıl artan değişik tür
eserleri arasında koç başı biçiminde
ve "riton" denilen içki kabı da ol-
dukça önemb buluntulardan biri
sayıhyor.
Batikta şu ana kadar beş adet koç
başı ve bir adet de kadın başı biçi-
minde riton bulundu. Fayanstan
yapılan bu ritonun Kıbns ya da Su-
riye- Filistin kökenli ve dinsel içerik-
li olduğu, armağan olarak gönderil-
diği sanılıyor.
10 yıldır süren bu tehlikeli ve
yıpratıcı arkeolojik kazının geçen yıl
sona ermesi söz konusuydu. Ancak
buluntulann yoğunluğu ve bilimsel
çalışmalann tamamlanmaması
nedeniyle dalışlar bu yıl da sürüyor.
Pulak. bu konuda düşüncelerini
şoyle açıklıyor:
"Kazıyı bu yıl tamamlayabilmek
için elimizdefi gelen her türlü çabayı
gösteriyoruz. Kazı mevsiminin Ağus-
tos ortasında sona ermesi gerekivor.
Bu yaz boyunca batık alanının 60
metre derinİiklerinde yeni buluntular
ortaya çıkarsa. kazıvı bu yıl tamam-
lamak olanağı olma> abilir."
Arkeologlar buluntulao Bodrum
Sualtı Arkeoloji Müzesi'ne büyük
özenle taşıyorlar. Müzede onanm
ve korumarun yanı sıra bazı labora-
tuvar çalışmalan da yapılıyor.
Kazı tamamlandıktan sonra bu
eski teknenin buluntulannın müze-
de sergileneceği bildiriliyor.
Geçen vıl tekneden çıkanlan bir diğer önemli eser ise 16.3 cm. yüksekli-
ğinde tö 14. yûzyıla ait Uluburun figürini.
Kilise, eşcinsel
kurumlaşmaya
karşı
PARİS (AA) • Eşcinsel çiftlerin,
diğer aileler gibi tek sağhk
sıgortasına kayıt olabilmesine
ilişkin karar, Katolik kilisesinin
tepkisineyolaçü.
Rennes kenti Başpiskoposu
JacquesJullien, bu konudaalınan
karan eleştirerek, '•Eşcinsel
çiftler, karşıt eşli çifüerle aynı
düzeye getirilmiş bulunuyor.
Erkeklerle kadınlar arasındaki
farkın, bu şekilde inkan, yannın
toplumunda beşik rolü
oynamaya aday aile kurumunun
dagılması ile sonuçlanabilir"
dedi.
Buna karşılık Fransa Protestan
Federasyonu Sözcüsü Olivier
Abel, "Yoksulluğun AIDS ve
tüberkülozgibi hastahklarla
atbaşı gittiği toplumda.
hastalann tedavisinde katkısı
olacaksa bu olumlu bir karardır
ve bunun evlilik kurumuyla hiçbir
ilgisi yoktur" dedi.
Fransa'da eşcinsel evlilikleryasal
olmamakla birlikte, sağhk
sigortası sandığı, birlikte yaşayan
eşcinselfcrin diğer evü çiftler gibi
aynı sigorta kaydından
yararlanmasına izin vermiş
bulunuyor.
Yunanlılar,
Uzo'dan
viskiyeterfietti
ATtNA(AA)- 1992yüında 13.5
trilyon liralık alkollü içki tüketen
Yunanhlann, bu paranın yüzde
30'luk bölümünü viskiye
ayırdıklan belirlendi.
Ulkeye viski ithaleden
şirketlerin yetkilileri. geçen yıl
2.4 milyon koh' viski ithal
edildiğini, bu yıl ise 3 milyon koli
rekoruna ulaşmayı
beklediklerini söylediler.
Viski tüketiminin son 5 yılda
yûzde 65 oranında arttığını
kaydeden yetkililer, viskinin en
çoİc Atina'da her geçen gün
mantar gibi çoğalan bar ve
publarda tüketildiğini belirttiler.
ithal mah içkilerde Yunanblar,
viskiden sonra en çok parayı
sırasıyla votkaya (yüzde 6) ve
roma (yüzde 4) yatınyorlar.
Yunanlı lar geçen yıl viski,
brandy gibi içkilerin yanı sıra,
kişi başına yılda 26 litre şarap ve
40 litre bira içtiler.
"Kryılann havadan denetimi" konusunda imzalanan protokol, ıımut verici görünüyor
Kıyılanmızın temizliğini deneüeyen bir birim yok
İZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu)
- Kıyılanmızda gemi ve teknelerin
yol açtığı kirliliği denetleyecek bi-
rimlerin bulunmaması, yasalann
caydıncı ohnasını önlüyor.
Kıyılardan açıkta, atık ve pis su-
lannı bırakan gemilerin daha sonra
belirlenmesinin mümkün ol-
madığını vurgulayan ilgililer, daha
fazla araç ve gereç istiyorlar. Kıyı-
lanmızda yeni bir "zehirti varü"
olayının yaşanmaması için, şimdi-
den önlem ahnak gerekiyor. Bu
amaçla Türk Hava Kurumu ve Tu-
rizm Bakanhğı arasında "kıyüann
havadan denetimi" konusunda im-
zalanan protokol, umut verici görü-
nüyor.
Yapacak birşey yok
Turizm sezonunda binlerce
teknenin doldurduğu koylarda. te-
sadüfen tanık olduğu kirletme olay-
lanm yetkililere bildiren sahil gü-
venlik botlanndan başka, düzenli
denetim yapan bir birim bulunmu-
yor.
Izmır Anakent Belediyesi Çevre
Sağlığı Daire Başkanı Ör. Sündüz
Yanıkyürek, körfez dışında denize
pisliğini bırakan ve daha sonra acık
denize çıkıp giden bir geminin belir-
lenmesinin çok zor olduğunu belir-
terek, "Halen körfezde demirli gemi-
lerden örnekJer alabilirsiniz. Ancak
gemi ghmişse yapacak bir sey yok"
diyor.
Bu tür olaylar olmadan önlem
TA. ur
unzm
sezonunda binlerce
teknenin doldurduğu
koylarda, tesadüfen
tanık olduğu
kirletme olaylannı
yetkililere bildiren
sahil güvehlik
botlanndan başka,
düzenli denetim
yapan bir birim
bulunmuyor.
ahnması konusunda ise Dr.
Yanıkyürek. "Limana giriş izni ve-
ren Lünan Müdürlügü'nün, bütfin ge-
milerin içlerini, taşıdığı yükü araştı-
rraası lazım, ki bu da pratik değil" di-
yerek, bunun önlenmesinin im-
kansız olduğunu savunuyor.
Deniz kirliliğinden, il ve ilçe sağhk
ve çevre müdürlüklerinin, vilayet ve
kaymakamhklann. belediyelerin,
yasalar çerçevesinde sorumluluklan
bulunmasına karşın, bu kuruluşlar
arasında denetim görevini yürüten
koordineli bir çalışma yapacak bi-
rim oluşturulmuyor.
Midilh ile yoğun bir tekne trafıği
yaşanan Ayvahk'ta, son yedi yıldır
denizi kirlettiği için yakalanabilen
hiçbir gemi ve tekne bulunmuyor.
Kıyılarda denetim yapma görevi ol-
masına karşın. Sağhk BakanlığYna
bağlı Sahil Sıhhiye Kurumu, botlan
bulunmadığı için bu görevi yerine
getiremiyor.
Sahil Güvenb'k'e ait bir bot ise
yalnızca iç körfezde. vatandaşlann
ihbarlan olursa konuyla ilgileniyor.
Gemi ve tekne trafiğinin yoğun
olduğu bir başka ilçe olan Kuşa-
dasfnda, en son Achille Laura ge-
misine, sintine suyunu denize
bıraktığı için 240 mıİyon lira ceza
kesildiğini bebrten yetkililer, bunun
da tesadüfen, bir vatandaşın ihban
sonucunda gerçekleşebildiğini vnr-
guluyorlar.
Turistik ilçede, bir tek Sahil Gü-
venbk botu ile denetirn yapılama-
yacağını kaydeden yetkililer. "Sahil
GüvenHk'e bir tekne daha aluumştı,
ancak daha sonra satıldı. 12 milden
fazla hız yapamavan bir bot ile ne kı-
yılarda giivenliği sağlayabüirsiniz ne
de kirlilik denetimi yapabilirsiniz.
Böyle bir bölgeye mutlaka helikopter
gerekiyor" diyorlar.
Türkiye'nin en uzun kıyıya sa-
hip ib' olan Muğla'da. yerel yönetici-
lerin ve gönüllü çevre kuruluşlannın
çabalan ile etkib bir denetim uygu-
lanmaya çabşdıyor. Muğla Vabsi
Lale Aytaman ve Bodrum Gönüllü-
leri Dernegi, bölgede gönüllü bir
T
J^ ürkiye'nin en
uzun kıyıya sahip
ili olan Muğla'da,
yerel yöneticilerin ve
gönüllü çevre
kuruluşlannın
çabalan ile etkili bir
denetim uygulan-
maya çalışılıyor.
Ama ne var ki bu
denetimleryeterli
değil.
denetim ağı oluşturmuşlar.
Biri Dalyan-Göcek arasını, diğe-
ri de Gökova Körfezi ve Marmaris
civannı sürekb denetleyen VaMik'e
ait ikı botun yanı sıra, Vab Ayta-
man'ın Çevre Bakanbğı'ndan istedi-
ği hebkopterin. yakında hizmete gi-
receği bebrtibyor.
Orman Böîge Müdürlüğü'ne ait
yangın söndürme hebkopterinin ise
rastladığı kirletme olaylannı yetkili-
lere bildirerek denetime katkı sağ-
ladığı kaydedibyor. Bodrum Gö-
nüllüleri Derneği'nin de her yıl mavi
bayrak dağıtüğı Bodrum tekneleri,
mavi yolculuk sırasında rastladı-
klan uygunsuz olaylan, telsizleriyle
Sahil Güvenb'k Kurumu'na haber
veriyorlar. Yetkililer, bu denetimin
oldukça etkih olduğunu söylüyor-
lar.
Uçaklarla denetim
Türk Hava Kurumu ile Turizm
Bakanhğı arasında 18 Haziran 1993
tarihinde imzalanan protokol gere-
ğince, Türk Kuşu uçaklan da kıyıla-
nn havadan denetimi uygulamasını
başlattı.
THK yetkihleri. 9 temmuz tari-
hinde başlayan uygulama ile Türki-
ye Kuşu pilotlannın. denizi kirlet-
tiklerini gördükleri gemileri, Sahil
Güvenbk komutanlıklanna haber
vereceklerini söylüyorlar.
Balıkesir Altmoluk'tan Mersin il
sınınna kadar olan kıyı şeridini kap-
sayan proje gereğince, üç uçak, gün-
de 16.5 saat süre ile uçarak belli bir
güzergahta denetim görevini yürü-
tecek.
Yetkibler, söz konusu kıyı şeri-
dinde uçaklann kalkıp inecekleri
4-5 havaalanı bulunduğunu anı-
msatarak. uçaklann güzergah-
lannm, bu havaalanlan ve yakıtlan-
na uygun olarak bebrleneceğini bil-
diriyorlar.
Türk Hava Kurumu'nun, kıyı
kirliliğini havadan denetleme uy-
gularnasının, henüz yalnızca AntaJ-
ya civannda başladıgı gözleniyor.
Doğalgazla ısınmanın bedeli daire başına aylık 1 milyon 200 bin lira
Doğalgazevleriıatacak,bütçeleriyakacak
K.apıcı,
elektrik ve su
ücretleriyle birlikte
13dairelibir
apartmanın yıllık
harcaması 150
milyon lirayı aşacak.
ANKARA (AA) - Başlangıçta
"ucuz ve temiz yakıt" olarak tanıtı-
larak tüketimi özendirilen ve tekel
durumunda bulunan doğalgaz, ısın-
mada bu çağdaş yolu seçenlerin büt-
çelerinı sarsar duruma geldi.
Ankara'da EGO tarafından, "alt-
yapı masraflan gerekçe gösterile-
rek" son ikı yılda yüzde 175 oranın-
da zamlanan doğalgazla ısınmanın
aybk bedeli daire başına 1 milyon
200 bin lirayı aşarken. 13 daireli bir
apartmanın bu yıl sadece ısınma
karşıbğında ödemesı gereken para-
nın 100 milyon lirayı bulacağı he-
saplandı.
Kış döneminde yaklaşık 32-33
bin metreküp doğalgaz tüketen 13
daireh' bir apartmanın, doğalgaz ve
asgari ücretîe çalıştınlan kapıcı üc-
retinin yanı sıra, sadece elektrik ve
su bedelleri dahil obnak üzere bu
yılki zorunlu harcaması 150 milyon
lirayı aşacak.
Başkentte. 1988 yılında başlayan
ve 1989 yıbnda hız verilen çalışma-
lar sonucu 1991 yıh sonunda 250
bin, geçen yıl sonunda da 300 bin
konut doğalgaz kullanmaya başla-
dı. Ankara'nın hava kirbliğine çö-
züm getirmesi ve başlangıçta kömü-
re göre daha ucuz olması dola>a-
sıyla mutfaklann yanı sıra ısınmada
da yaygın olarak doğalgaz kullanıl-
maya başlandı. Konutlarda büyük
masraflarla gerçekleştirilen kazan
dönüşümleri sonucu, 1992 yıb için
tahmin edilen 300 milyon metreküp
doğalgaz tüketimi de 363 milyon
metreküpü aştı.
Yüzde 170 zam
EGO. 1991 yıhnda, KDV dahil
bin 60 liradan sattığı doğalgaza, alt-
yapı için kullanılan kredilerin geri
ödemesinin başlaması ve işci ücret-
lerindeki artışlan gerekçe göstere-
rek, son iki yılda yüzde 175 oranın-
da zam yaptı. Başlangıçta bin 60 lira
olan doğalgazın bir metreküpü 1992
yılı başında bin 696 liraya, bu yıl ba-
şında da 2 bin 544 liraya yükseldi.
Son olarak yapılan zamla birlikte
bir metreküp doğalgazın bedeli 2
bin 915 bra oldu. EGO her fatura
döneminde almakta olduğu 20 bin
bra sayaç kirasını 30 bin braya, 2 bin
500 lira olan sabit hizmet ücretini de
6 bin liraya yükseltirken, ısınmada
doğal gaz kullanan apartmanlardan
son olarak da "gûvence farkı" adı al-
tında \e iki taksitte 420 bin bra tah-
sil etti.
Bebek dostlan
işbaşında
ANKARA - "Bebek dosnı"
köy, mahalle ve ışyerleri
oluşturulacak. "Dünya
EnudrmeHaftaa" dolayısıyla
Sağhk Bakanhğf ndan yapılan
açıklamada, dünyada her yıl
yaklaşık 13 milyon çocuğun beş
yaşını tamamlamadan öldüğü,
ülkemizdede ölümlerin
yansının beş yaş altmdaki
çocuklarda olduğu bildirildi.
Ölümlerin büyük bir kısmının,
yeterüvedengeü
beslenmemeden kaynaklandığı
kaydedilen açıklamada, anne
sütününün bu nedenle pekçok
yaran bulunduğu belirtildi.
Ülkemizde. emzinnenin doğru
şekilde uygulanarak.
sürekliliğinin sağlanması
amacıyla bir program
yüriitüldüğü, bu kapsamda
bebeklerin, doğumdan hemen
sonra emziribneye
başlanmasına ağırhk verildiği
kaydedilen açıklamada,
hastanelerde de annelerin
bebeklerini emzinnesi
konusunda çabşmalar
başlaüldığı. bu amaçla da
"bebek dostu hastaneler"
kavramı oluşturulduğu
kaydedıldi. Bebek dostu
hastaneler kavramırun yanı
sıra. annelerin hastaneden
taburcu olduktan sonra da
emzirmeyi sürdürmeleri
konusunda desteklenmelerinin
çok önemli olduğu belirtilen
açıklamada. şöyle denildi:
"Bu amaçla, bebek dostu köy,
mahalle kavramı
oiuşturulrauştur. Bu
doğrultuda gönüllü gruplar
oluşturulmakta. gönüllü
eğitimkri ile toplum
katılunının sağlanması
amaçlanmaktadır. AnneJerin,
bebeklerini emzümelerini
sürdürebümelerinc yönelik
sosyal şartlann da sağlanması
çok önenüidir. Bu doğrultiMÜL,
işyerierinde annelerin
bebeklerini emzirmelerine
ilişkin koşuliarın sağlanması
gündeme gelmektedir. Bu
amaçla, bebek dostu işyeri
kavramı oluşturuunuştur.
İşyerlerinin bu konuda
bUgUendirUmesi, işyerierinde
sosyal koşullann annelerin
bebeklerini emzirmelerinin
sağlanmasına yönelik
oluşturuunası anlamında,
işyerlerinin motive edilmesi
amaçlanmaktadır."