19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 TEMMUZ1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIZIYAZI Sıvas ellerindeaydmlaryakılırKımi Sıvaslılara sızc "Bızım Sı\a«." dıyecekler- dir. "Bızım Sı\a> uıuıuılnnış bır kenıtir". Sankı bıı unulul- muşluğa bır tcpkı gıbı Sı\ as'ia yakın tanhin en bü\ük cjnkınmlan yaşandı. Işıe 1967 vılında. 44 kı^inın canını yiurdığı Sı\asspor-Malatya maçı sonrası patlak veren kanlı çatışmalar. İşte 1978"- dcki bır başka kanlı çaiışma. "Ale\iler Alıbaba Camu'ni bombaladı" yalanıyla ateşle- nen provokasyon fîıilı Sıvas'- ta Alevi-Sünni > urttaşlan bır- bırine düşürdü ve 9 kışı öldü. Son olarak da 2 Temmuz I993"ün kara uiancı. Cumhu- riyet tanhıne besbelli ki 1925 Şeyh Sait Kalkışması. 1930 Menemen Ayaklanması. 1978 Çorum. Malatya. Kah- ramanmaraşolaylangıbi "Şe- riatçı şiddeı"ın kilomeıre taş- lanndan biri olarak anılacak bır cankınmı. 36 aydının dın din yakıldığı bir ınsanlık suçu. Bu olaylann tümünü Sıvas'ın. Sıvaslılann "unutul- muşluklanna bir tepkı" ola- rak değerlendirmek. olaylan bıraz da hafife almak değıl mi? Dahası 36 Aydın'ın yakıla- rak öldürüldüğü son cankınmını. son şenatçı ayaklanmasını, İçışleri Ba- karu Gazioğlu, Başbakan Çil- ler gibi "Aziz Nesın"in konuş- masına tepki duyup galeyana gelen halkın..." dıye başlayan cümlelerle açıklamak müm- kün mü ? "Halk" tenmıni so- kağa dökülmüş Ortaçağ ka- ranlığını özleyen sürülere yakıştırmak en azından "halk"a saygısızlık olsa ge- rek. Hele hele 2 Temmuz günü Sıvas sokaklannda ağı- zlanndan köpükler saçarak "Türkiye Cumhunyetı Sıvas'- ta kumldu, Sıvas'ta vıkıla- cak" sloganlan ıle kan ve ölüm saçanlar sözkonusu ise "Sıvas GerçeğT'ni daha de- rinlerde aramak, olayı sabırla irdelemek gerekmiyor mu ? Sıcağı sıcağına baskıya haarlanan bir yaa dizisi için bunun üstesinden gelmek ko- lay değil. Ama denemeye de değer. Kısa bir tarihçe Sıvas Konya ve Ankara'- dan sonra ülkemizin yüzölçu- rnü en büyük kenti. Bu önem- lı. Ama daha da önemlısı Sıvas bugün de coğrafik sınırlan içinde bir inançlar mcşheri. Alevi ve Sünnı yurt- taşlann bu kadar yoğun ola- rak içıçe olduğu bir başka Anadolu kenli ya yok, ya an- cak bir ikı lane daha var. Bu karmaşıklık Sıvas için yeni değil. Sıvas'ın tarihi bır göç- ler, islilalar tarihi. Sıvas, tarihi boyunca dinlerin, ırklann. kavimlerin ya savaşarak, ya birarada yaşamaya çalışarak. kımi kez de bunu gerçekten becererek varolduklan bir belde Kent tarih öncesi dö- nemde de bir yerleşim bölge- sıydi. Hititler ve Frigyalılar döneminde Sıvas salt bir yer- leşme birimı değıl, bir merkez idi. Ünlü Kral Yolu üstünde bir önemli menzildı. Roma ve Bizans egemenliğı altında da yıldızı parlak bır kent olarak ilgiyi çekü. Özellikle Bizans ve Selçuklu İmparatorluğu dö- neminde hristıyan Rum ve Errnenilerle müslüman Türk- lerin Sıvas'ta birarada yaşadı- klanna tanık oluyoruz ve ta- rihler bu dönemlerde "tarihe geçmeye değer" ne bir din, ne bir ırk savaşı kaydediyorlar. Celalilerin beşiği Sıvas ÖLÜ OZANLAR KENTİ ri Çetin Yiğenoğlu GünümüzdekiSıvasgerçeğiile Pir Sultan Abdal dönemiarasında benzerlikler,şaşırtıcı benzerlikler var. O dönemde de ülke çalkantıh bir süreçten geçiyordu. Heryerden cankınmları9 çatışma haberlerigeliyordu. Bugün de öyle değilmi ? Güneydoğu biryangınyeri değilnü ? Kızılcahamam, Bayburt, Sıvas... Bunlar rastlantı olabilir mi ? 2 Temmuz 1993'te 36 kişinin ölümüne yol açan gösterilerin başlangıcı bir fotoğraf. Türkiye'nin utanç dosyasına ekJenen bir beige daha. (Fotoğrat: AA) Sıvas valisi Ahmet Karabiigin'in verdiği rapor IrticaAzizNesin'ibahaneetti HAKKIERDEM 1398'de Sıvas, Osmanlı ege- menliğine girdi. Kısa bir süre sonra da mezhep çatışmalan- run düğümlendiği, kimi kez de "kördüğümlendiği" bir kent coldu. Doğu'dan (İran'da (Şah tsmail) gelen Şii etkilerle, batıdan gelen (Osmanlı İmpa- ratorluğu) Sünnı etkıler Sıvas - Erzincan - Malatya üçgenin- de kesiştiler. Bu kesişme savaş demekti. Otlukbeli'nde Ya- vuz Sultan Selim'in Şii yayı- lmasını kesin olarak durdurması bel- ki siyasal banşı sağladı ama mezhep çatışmaian öyle bir tek savaşla kesi- Ûp atılamıyor, sona ermiyor. Os- manlı'nın yoğun iskan politikalan ıle bölgedeki Sünni nüfus, Alevi nüfus aleyhine artınldı. Ama bu mezhep çatışmalannı sona erdirmedi. Hatta belkı de körükledi Nitekim Osmanlı İmparatorluğu- nun duraklama ve özellikle genleme dönemlennde Anadoluyu kana bu- layan Celali isyanlannda Sıvas hcp önemli rol oynadı. Sünni Osmanlı devleti açısından Sıvas bir "fesat yu- vasf'ydı. Aleviler açısındansa sünnı Osmanlı despotızmine başkaldınnın bir simgesıydi. Osmanlının merkezi otoritesine duyulan bu güvensizlik, yakın tanhı- mizde de önemli bir işlcv kazanacak ve SıvasTürk Ulusal Kurtuluş harc- ketinin başladığı kent olarak anıla- ANKARA - Sıvas Valisi Ah- met Karabilgin, hükümete sunduğu raporda, Sıvas olay- lannın asıl nedenınin: dinsiz ol- duğunu bırçok yerde. bırçok kez açıklayan yazar Aziz Ne- sın'i bahane eden ırtica yanlısı vedevletdusmaniodaklann.fi- rsattan yararlanıp halkı. işsiz- güçsüz kışileri galeyana getır- mesi ve istismar etmesi olduğu- nu kaydetti. Rapor aynenşöyle: Geleneksel IV. Pir Sultan Abdal Kültür Etkınliklen, Pir Sultan Abdal Kültür ve Tanıt- ma Derneği tarafından prog- ramlanmış, "Kültür Bakan- lığı'nın katkılanyla" gerçekleş- tirileceği bildırilen etkinlikler programına, Valiliğimizce. ül- kemızın demokratik-hukuk düzenı, ıdarenin tarafsızlığı il- keleri ışığında izin verilmiştir. İlimizde bugüne kadar çeşitlı eğilimlere sahip kurum ve ku- ruluşlann toplantılan ve deği- şik nitehkte faaliyetlen olmuş, Valilığimız bütün kurum ve ku- ruluşlara karşı tarafsız, dengeli, binnı ötekine tercih etmeyen. anayasal haklan ve ifade öz- gürlüğünü kısıtlamayan bir uygulama içinde olagelmıştir. Valılığimiz. ctkinliklere kım- lerin katılacağına kanşmamış. bu amaçla ile kımseyi davet et- memiştir. Aziz Nesın'in veya bir başka kı^ının Sı\as'a gelme- sini engelleyen, seyahat özgür- lüğünü kısıtlayan bir yasa ya da karar olmadığından. Aziz Ne- sin'm cağnlmasına karşı bir tu- tum ortaya konmamıştır. Olayın asıl nedeni; dinsiz ol- duğunu birçok yerde. bırçok kez açıklayan yazar Aziz Ne- sin'ı bahane eden irtica yanlısı ve devlet düşmanı odaklann. fı- rsattan yararlanıp halkı. ışsız- güçsüz kişileri galeyana getir- mesi \e istismar eünesidir. Olay: a) Daha büyük bır toplum- sal olayın ortaya çıkmamast. b) Emnıyet güçleri ile vatan- daş arasında bir çauşma çı- kmaması, c) İldeki Polis Özel Harekat Tımi ve Jandarma Komando Birbklennin bır operasyon için Dıvriği ilçesınde görevii ol- ması, d) İlimizdeki 5. P. Er Eğıtim Tugay Komutanlığı'ndan ve çevre illerden istenen takviye kuvvetlennin sayıca yetersiz olması ve geç intikalleri. e) Yakın ilçelerden getirtılen polis-jandarma gücünün smır- lılığı karşısında, Idarenin elınde olmayan, kanunsuz göstencıler karşısı- nda eldeki güvenlik güçlennin kesin ü&tünlüğünu ımkansız kılan birgelişım seyrctmiştir. Sürecek caktı. Gerçekten de Mustafa Kemal şöyle diyecekti: "3iz Cumhuriyelin temelıni Sı- vas ta attık . Sıvas'taki henüz haftası dolmamış o "Kara Cuma"yı açıklarken tanıklıklanna ve yargjlanna başvur- duğunıuz S.vaslıİar, "Mustafa Ke- mal'in, Kurtuluş Savaşı'nı başlat- mak için neden Sıvas'ı seçtiği" soru- suna, bilımsel geçerliğı kuşkulu ama içenği ilginç yanıtlar venyorlar. Şöy- le diyorlar ömeğın' "Sıvas merkezi devletın denetim ve ctkisindcn oldukça uzaktır. Sıvas gc- çıt vermeyen yada zorlukla aşılabilen geçitler vcren dağlarla çevnlidır. O yüzdenışgalizorbırkenttır Dahada önemli^i Sıvas yıllar. yü/yıllar boyu süren "unutulmu'jluk'un ctkisıylc Mustafa Kemal'in kışılığinde Os- manlıya başkaldıran bır siyasal vc asken önder gormüş vc ona tam dcs- tek vermiştır..." Pir Sultan Sıvas yöresinde zulme ve haksızlığa başkaldınnın sımgesi Pir Sultan'ın darağacına yürürken söyledıği şiır dört yüzyıllık Sıvas tan- hinın bır yanına ışık tutuyor: "Kaçıncı ölmem bu hain Pir Sukan ölür, dirilir..." Pir ^uJtan Abdal bugün salt edebi- yat tarihçilerinin, folklor araştırmaa- lannın ılgılcndığı bır halk ozanı de- ğil. Pir Sultan'ın özellikle Sıvas yöre- sinde "Bir şaınçokçok aşan" biran- lamı ve önemı vc ağırlığı var. Nitekim 2 Temmuz cankın- mından sonra konuştuğumuz Sıvaslı aydınlar bu yargımızı pekiştirdiler. Sıvas'ta çok sayıda aydınla vaptığımi7 sohbetlerden şöyle bır ozet aktarabüınz: "Günümüzdeki Sıvas gerçcğı ile Pır Sultan Abdal dönemi arasında benzerlikler. şaşırtıcı benzerlikler var. O dönemde de ülke çalkantıh b'r süreçten geçiyordu. Heryerden cankınmlan, çatışma haberleri gelı- yordu. Bugün de öyle değıl mi ? Gü- neydoğu bır yangın yen değıl mi ? Kızılcahamam, Bayburt, Sivas... Bunlar rastlantı olabilir mi ? Neden- len ve kökenleri farklı da olsa bır tür 'toplumsal cinnet' olarak nitelenebi- lecek bu olaylar, Pir Sultan dönemini anımsatıyor..." Konuştuğumuz Sıvaslı aydınlann kurduklan bu paralcllik salt bir '"pa- norama" çizimınden ibaret değıl. Türkiye'de bır yandan "geç millıyet- çılık" dıye nıtelenebilecck ve özünde şoven. yayılmacı, şiddeti bir mücade- le yöntemi olarak benimsemiş bir Kürt harckcti yaygınlık kazanıyor. Öıcyandan batılılann "fundamen- lalızm" diyc adlandırdıklan kökten- cı dınci hareket, tanhte görülmemış bır örgutlenme tırmanışına geçmiş durumda. Dini bir ınanç ve tapınma düzleminden iktıdara yürüyen bir siyasal güç düzle- mıne tırmandıran bu hareketler İran'dan, Kuzey Afrika'dan (Mısır, Sudan, Tunus. Cezayir) esmleniyor, etkileniyor. İşte Sıvas tırmanış içinde olan her iki hareketin buluşa- bildiği bir coğrafyada. Sıvas'ta (ve Erzincan'da) Kürt ve Türk köyleri arasında ırk aynmın- dan kaynaklanan zehırli to- humlar yeşenrken, bır yandan da Alevi yurttaşlarla Sünni(Sı- vas özelinde Hanefı) yurttaşlar arasındaki nazık denge her an paılayabilecek bır barut fıçısına dönüşüyor. Tıpkı Pir Sultan Abdal döne- minde olduğu gibi. O dönemde de insanlar şiı- sünnı dıye ikı cepheye aynlmış, aynlmayanlar buna zorlanmış ve kardeşin kardeşı kırdığı bır çatışma başlamıştı. O dönemde de devlet ağırlığını ve gücünü sünniler yönünde koyunca ale- vilere direnmek düşmüştü. Bu direniş zorunluğu ve bilincı Pir Sultan Abdal'ı doğurdu. Bugün Sünnılen sokaktaki yurttaşlarla kanştırmamak ge- rek. Militanlaşan kökten dınci hareket Türkiye'de kendine üs olarak bır kaç merkez seçti. Bunlardan biri Sıvas. Bugün kentte sünnı asıllı tari- katlar akılalmaz bır hareket öz- gürlüğü ve örgutlenme kolaylığı için- de at koşturuyorlar. Bu örgutlenme çabalannda "dinsiz. kafır" nıteleme- leri ile zaman zaman eşanlamda kul- lanılan "Alevi"lere karşı cihad da önemli bır anahtar ışlevi görüyor. 1993 cankınmı sırasında yerinden sö- külen Pır Sultan Abdal heykelinin kafasının kopanlarak "tükürün" çağnlan ile kalabalık arasında do- laştınlması bunum bır kanıtı. O yüzden konuyu daâtmak pa- hasına da olsa "Sıvas'ta Pir Sultan Abdal gerçeği" üstüne kimı Sıvaslı- larla konuşma gereğinı duyduk. 2 Temmuz I993'ü anlamak için bu gerekli gıbı geldi bıze. Yann bu söyle- şiden bölümler aktaracağız... Yarın : Uğur Mumcu Pir Sultan Abdal idi... Cehennemde 7 saat Dostlavla bıduşmaya ghüyoruz HİDAYET KARAKUŞ Sıvas'ı, 1964'teöğretmenokulunubitınp Kars'a atandığımda görmüştüm ilk. Yolum oradan geçiyordu. Belleğımdeçok bır iz yok. Ağustos gecesıy dı, ceketle üşüdüğümü anımsıyorum. Nasıl bır yerdı? Çevrede neler vardı? Çifte Mınare'yi, Gök Medrese'yı, Sıvas Kongresi'nin yapıldığı yen merak ediyordum. Geceydi, otobüsümüz mola vermişti yalnızca, buralan gezemezdim. Ali Balkız, Sıvas'ta düzenlenecek 1993 Pır Sultan Abdal Kültür Etkınliklen'ne gelır mısın dediğinde sevindim. Demek yıllar sonra da olsa istedığim şeyleri görebılecek, tarihsel zenginlığimizi sımgeleyen o yapılarda içim tıtreyerek dolaşabilecektim Ankara'dan yolaçıktığımızda saat 23.45'ti. Kimler yoktu ki arabalarda. Arabalar diyorum. üç arabaydık: Şaır Metin Altıok, yazar Burhan Günel. şaır Behçet Ay san, Nesımi Çimen, Prof. Cevat Geray. Ali Yüce, Lütfıye Aydın, Ali Balkız. AsafKoçak, İlhan Cem Erseven...Gençkızlar, delikanlılar... Biz Aydoğan Yavaşh'nın eşi Melahat Yavaşh'yla Ankara'ya üç kişi gelmıştık. Eşim de Sıvas'ı göreceğı için mutluydu. Aydoğan Yavaşlı herzamanki esprilcnyle karşıladı bizd Ankara'da: Yoksa ben mı gelseydim İzmir'e sizigörmekiçin. O sıcak çocuk. sevecen, duy gulu insan. her şeyden espri kapan insan sanldı bızlere. Ali Balkız'ın Kardelen'ınegittık. Birazdınlenip, orada toplanmaya başlayan dostlan gördük. Şakalaştık. Metın Altıok, terastakı masasından Seslendi: Hoşgeldın Hıdayet!.. Hoş buldum. Ankara gibi güzel olsaydı bu işin sonu da!.. Sıvas'a Kayseri üzerinden gittik. Yozgat-Sıvas arası bozuk dediler. Kayseri'den sonra da uzun süre toprak bir yolda gittik. Çevre yemyeşıldi. Sabahın ilk saatlerindeki o saf dünya güzelliği büyülüyordu bızı. Her yerden yaşam fışkınyor. bizi yaşadığımıza ınandınyor, mutlu olmaya çağınyordu. Her indiğirniz yerde yüzümüzü yıkadık, soğuk sular içtik. Şarkışla'dan geçerken güneş doğmuştu artık. Yaz buralarda daha başlamamışü. Veysel'in köyü neredeydi acaba? 15-20 dakika çekermiş arabayla. Otele yerleştik. Odalanmıza çıkıp bırerduş Hidayet Karakuş- Acmın tarifi var mı? aldık. Madımak, öteden beri Sıvas'ın simgesi bir bitkiydi. Ne güzel bir ad bulmuşlardı otele! Sevındik. Etkinliklerin açıhş töreni Kültür Merkezi'nde yapılacaktı. Saat 10.00'da otelden yürüyerek oraya gittik. Kongre binasını uzaktan görüp heyecanlandım Gök Medrese, Çifte Minare işte dıbimizdeydi. Uzatsak elimızi değerdik. Sonra nasıl olsa bol bol göreceğiz iyimserliğiyle salona girdik. Salon tıklım tıklım doluydu. Nice etkınlikte böylesi bir izleyıci kitlesini özlemişimdir. Çoğu kez birbirimıze konuşur gibi olduğumuzdurumlar, toplantılar, programlaryapmışızdır. Ama kültür zdnciri kopmasın, bir kişi de olsa gelene saygıdan programı yapalım anlayışıyla bütün etkinliklere gitmeyi görev bildim. Burası ne güzeldi. İnsanlar ilgiyle dınliyorlardı. Umutladoluyduk hepimiz. Pir Sultan Derneği Genel Başkaru Murtaza Demir konuştu önce. Ali Balkız sunuyordu izlenceyi. Güler yüzüyle, kıkırdamasıyla sevimli birçocuğudüşündüren Ali Balkız... Murtaza Demir. kardeşlikten, insan haklanndan. çağdaş yaşamdan söz etti. Baskılann nedenlerini düşünmemiz gerektiğıni söyledi. Gerçekleri görmeye çağırdı. Vali Ahmet Karabilgin çıküğında kürsüye, acaba Kültür Bakanlığı'nın katkılan olduğundan mı burada bulunuyor, zonınlu bir görev mi yapacak. istemeden mi konuşacak. diye düşündüm. Çünkü kimi yerlerde belediyelerin düzenledikleri etkinliklerde kaymakamlar hep düşlerindeki "makam"lan toplumsal görevlennin üstünde düşündüklennden, sevgili Uğur Mumcu'nun deyimiyle "Bilgisiz düşünce sahibi olduklanndan çıkarlan için yuvarlak, kısa konuşmalar yaparak yasak savarlardı." Sürecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle