27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8TEMMUZ1993PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Katsayıiçiııkadergünü Memurve emekli maaşlanna yapılacak zam oranı bugün Bakanlar Kurulu'nda ele alınacak NURSUN EREL ANKARA - Memur ve emekli ma- aşlanna yılın ikincı yansmda yapıla- cak zammın oranı, bugün toplanması beklenen Bakanlar Kurulu'nda belir- lenecek Malıye ve Gümrük Bakan- lığj'nın haarladığı alternatiflı taslakia; < yüzde 20 ile yüzde 30 arasında değişen * oranlarda zam önenlenne yer verıldi- ği, "maaş katsayısının ıse her halde 900'ün altına düşmeyeceğı" bildirildi. Malıye ve Gümrük Bakanlığj yetkili- Jeri,"Son sözü hükümet söyleyecek. Ancak. zam oranının yüzde 30 olması- nı hükme bağlayan alternatif en ağr- hklı olanı" diye İconuştular. Bu takdir- de, taban aylığj katsavısının da en az 1800 dolayında olabıleceğı kaydedili- yor. Cumhuriyet muhabırinin edindiği bilgiye göre, Başbakan Tansu Çiller başkanlığında önceki gün yapılan ekonomik zirvede, maaşlar konusu ele alındı. ancak "oran" telaffuzedilmedı. Çiller, maaşlara yapılacak zammın "enflasyonun gerisinde kalmaması ge- rektiğıni" belirterek."Madem ki bir enflasyonla mücadele programı baş- lattık. bu zam içın gereken kaynağın da bulunması lazım" demekle yetindi. Toplantıda Maliye ve Gümrük Ba- kanlığı yetkilileri, ikinci yan zammı ıçin elde kalan ödenekleri de anlattılar. Toplantıja katılan biryetkili, "'Ma- aşlar içın ek ödenek şart değil, harça- ma yapılır. bir sonraki yıl bütçesine aktanlır ve kesin hesap kanunu ile te- lafi edici ödenek alınır'" diye konuştu. Maaş katsayısının 900"den diişük olmaması halinde, taban aylığı katsa- yısında yapılacak artışla birlikte en düşük memur tnaaşının 2 milyon 400 bin lira dolayında olacağı bildiriliyor. Cumhuriyet'in edindiği bilgiye göre, eski Bakan Sümer Oral'ın talimau ile hazırlanan ilk taslakta, memurlara yı- lın ikinci yansı için zammın yüzde 22 ile yüzde 28.5 arasında değişen oran- larda belirienmesiru öngören altema- tifler yer almıştı. Bu alternatifler ara- smda yer alan, "maaş katsayısının 840'a yükseltilmesi. taban a> lığı katsa- yısının da 2 bin 250 yapılması" yönün- deki öneri, büyük ağırlık taşıyordu. Bu takdirde maaşlara yapılacak zam- mın ortalaması yüzde 28.5 olacak, an- cak maaş katsayısı yerine taban aylığı katsayısında yapılan yüksek oranlı artış, özellikle "küçük memuru" koru- yaçaktı. Üst düzey bir Başbakanlık yetkilisi, calışmalarda SHP liden İnönü'nün teklifinın de ele alınmakta olduğunu belirttı. 22 semlika oturtna eyletmnde İstanbul Haber Servisi- Türk- İş'e bağlı İstanbul"dakı 22 sen- düca şubesinin yöneticileri, , Ankara'da toplanan Türk-İş Başkanlar Kurulu'nda "Özel- leşurme ve taşeronlaşürma konusunda politika belirlene- rek eylem karan alınması" amacıyla bölge temsilciliğinde oturma eylemı yapıyorlar. Sen- dika şube yönetıci ve temsilcıle- nnden oluşan 200 kışilik grup, Başkanlar Kurulu toplanüsın- da, Başbakan Tansu Çiller'in sermayenin takplerini içeren konuşmasını ve Türk-İş Baş- kanlar Kurulu'nun görüşlerini almadan aynhşuu kınadıkian- nı, bu tavra en güzel yanıtın süresiz genel grevle verileceğini belirttiler. Eylem sürûyor İstanbul Şubeler Platformu- nu oluşturan sendika yönetici- leri, Başkanlar kurulu toplanü- sının ikinci güne uzatılmasıyla, önceki gün başlattıklan eylem- Jerini bugün de sürdürecekleri- ni belirterek Türk-İş'ın alacağı karara göre eylem takvimi be- lirleyeceklenni açıkladılar. Jaguar tartışması Bu arada Hava-İş Sendikası yöaeUakri. Genel Madeo-lş j Sendikası'nın aldıgı Jaguar'la başlayan tartışmaya, tüm mal- varlıklannı beyan ederek katıl- dı. Sendika yönelicilerinin ve sendikanın tüm mal beyanını gösteren bir tabloyu da basına dağnan Hava-İş yöneticileri, basında yer alan haberlerin dü- rüst sendikacılık yapanlar üze- rinde de spekülasyonlara neden olduğunu savundular. Türk-fş Bölge Temsilciliği'nde oturma eylemi gerçeldeştiren İstanbul Şubeler Platformu'na bağlı Ba- şın-İş, Ağaç-İş, Tümüs, Liman- İş, Çimse-İş, Haber-İş, Selüloz- İş, Denizciler Sendikası ve Harb-İş sendikalannın İstan- bul şubeleriyle Tes-Kop-İş 1-2-3 no'hı şubeler, Deri-İş Be- yoğlu Şubesı, Tek Gıda-İş Bur- sa ve 1-2-3-5-6-7-11 no'lu şube- ler, Petrol-İş Boğaziçi Şubesi, Şağlık-İş Kadıköy Şubesi, Tes- İş 5 no'lu Şube. Yol-İş 1 no'lu Şube ile Beledıye-İş 1 ve 2 no'lu, mezbahalar ve itfaiye şubeleriy- le Eğit-Ken Kartal Şubesi tem- silcileri Türk-İş Başkanlar Kurydu'nda gündem yapılma- sını istedikleri konulan açıkla- dı. Kıyafetierimizle, sanki bir uzay yolculuğuna hazırlanıyoruz. Ha bayıldık, bayılacağız derken, kendimizi mağarava atıvonız. İlkler için başlangıç ol- dukça ürkütücü. Ürkütücülüğü bir yana, başlangıçtaki heyecanı sonuna kadar yaşıyoruz. (Fotoğraflar: ZAFER AKNAR) YeratUcenncîinikeşfe haz/rnvsımz? Beysehir'in Balatini Mağarası'nda yokuluğunuız başüyor. Eiıistein'ın. 'Duyulabilecek en güzel heyecan, büinmeyen karşı- sında duyulan hcyecandır' sözünü pratik ettiğimiz için heyecanı- mız, korkıntıuzun çok önünde gidiyor. ZAFER AKNAR Siz hala anne vebabarûz g$ı rhi.'laü' yapıyorsunuz? Örneğin denize gırip, yanık bir tenle mi tatilden dönüyorsu- nuz? Ya da tatil köylerinin muzlu. para- şütlü heyecanlan sizi mutlu etmeye yeti- yor mu? Yanıünız, "Evet" ise, "Cık cık cık..." "Hayır" ise, size yeralü cennetlerini keş- fetmenizi öneririz. Bu cennetlere kısaca mağara diyece- ğiz! Ancak bir koşulu var bu keşfin, keş- fettiğiniz yeri bulduğunuz gibi bıraka- caksınız... Bu heyecanlı keşif için olmazsa olmaz koşul; keşfedılecek bir mağara bulmak. Sonrasında, mağaracılık deneyimı olan rehberler ve bu iş için uygun giysiler. Kıskançlık etmezseniz. size adım adım bu heyacanı anlatacağız.. Mekan, Beyşehir yakınlannda Balati- ni Mağarası. Uzun biryolculukian sonra mağaranın ağzındayız. KJasik anlaüm- la, yüreğimiz ağzımıza geliyor. Su ge- çirmez elbiselen, çizmeleri gıyiyor, kask- Ianmızı takıyoruz. Uzun ip belimizde, fenerler de kasklanmızda. Ha bayıldık, bayılacağız derken. ken- dimizi mağaraya atıyoruz. 10-15 metre sonra, "hoop" omuzlara kadar gelen su- yun içindeyiz. Sarkıtlar, dikitler ve suyun hareketlili- ğiyte.İuşmi>ş k*ja şkfftej Wa«ffnaŞr oĞrîâksızbfrrehkcürftbfisîS'. ReMbenmİ-n zmanlattığınagÖfe. ma|âra bİÇİrti'aeğiş-"" tixmek için hiç acele etmiyor. Örneğin , 15-20santimlik bir sarkıtın oluşması 100 veya 200 yıl sürüyor. İki milyon yaş bir mağara içın çocukluk çağı olarak kabul edilıyor. Ayağımız ka>ıyor. düşüyor kalkıyo- ruz. Kayalardan suyla birlikte kayıyo- ruz. Dar geçitlerden, camur banyosu ya- parak geçiyoruz. Başımıan üzerinde tonlarca ağjrlıkta bir kaya; bıze göre düştü. düşecek. Rehberimız ise sakin. "Hıımmm! Onun düşmesi mi, 5-10 mil- yon yıl sürer..." İşte en zorlu sınav; cadıkazanı olarak isimlendirilen ve derinlıği yüzlerce met- reyi bulan su bırikintilen. Bu bölümler bötlarla geçılecek. Kaygan ve dık kaya- lardan bota bınmek ayn bir beceri isti- \or. Ayagı kayan "Cup" suya. Botun üstündesiniz. Yönünüzü, temas ve hısle- riniz bulur Gün ışığı suyla oynaşmaya başladığı anda. fırtına kopmaz da, geriye dönüp bir bakarsınız karanhğa... Bıttiğıni mi. sandmız? Yeralü cenne- tınden çıkıp, hıç görmediğıniz bir açı- dan. yerüstü cennetıyle karşılaşırsmız. Filmsel bir mekan... Askerlikkısalacak şimdilikbedelK yok • "Profesyonel askerlik işlerlik kazandıkça, buna paralel olarak askerlik süresi de kısalacak" diye konuşan Nevzat Ayaz, Bedelü Askerlik Yasası'nm kısa süre içinde bir daha çıkmasının söz konusu obnadığmı söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Savunma Ba- kanı Nevzat Ayaz, geçtığimiz yıl haziran ayında başlayan ve bu yıl 31 mayısta başvuru sü- resi dolan Bedelli Askerlik Ya- sası'nın önümüzdeki kısa dö- nem içerisinde bir daha çıkmasının söz konusu ol- madığını bildirdi. Nevzat Ayaz, "Yükümlüler, cezai müeyyidelere maruz kal- madan ve bir beklenti içinde olmadan askerlik şubelerine başvurarak askerliklerini yap- sınlar" dedı. Ayaz, askerligin 12 aya inmesi konusunda bır takvim belirlenmediğini de be- lirterek "Profesyonel askerlik işleriik kazandıkça, buna paralel olarak askerlik süresi de kısalacak " diye konuştu. Ayaz, Genelkurmay Baş- kanhğı ve Kara Kuvvetlen Komutanlığı'na bu yıl yapıla- cak atamalar konusunda hü- kümette henüz bir calışma ol- madığını da kaydetti. Ayaz, bedelli askerlik uygu- laması ile ılgıli olarak dün bir basın toplantısı düzenledi. Ge- çen yıl çıkan ve başvuru süresi bu yıl 31 mayısta sona eren be- delü askerlıkten yararlanmak üzere, bugüne kadar toplam 39 bin 77 başvuru olduğunu bıldiren Ayaz, "Bu uygula- mayla, Savunma Sanayü Müsteşarbğı fonunda toplam 558 milyar 543 milyon lira toplanmıştır. Uygulamadan bugüne ka- dar 19 bin 566 kişinin yarar- lanmışür. 31 Mayıs 1993 tari- hine kadar başvurusunu yapmış olup da hakkı mükte- sap olarak bu kapsamda silah altına alınacak yükümlü miktan da 19 "bin 511'dir" dedi. Askerligin 12 aya inmesi ko- nusunda henüz bir takvim be- lırlemediklerini bildirdi. Ayaz, "İhtıyaç durumuna bağlıdır askerligin kısalması. Şımdı profesyonel askerlik ile ilgili bir teklif haarladık. Eskiden 35 olan yaş sınınnı, 45'e çı- kanyoruz ve emeklilik imkanı getiriyoruz. Buna paralel ola- rak askerlik süresi kısalacak" dedi. 7 düvelinmüzisyeııi Yedikule'de İstanbul 93 Uluslararası Müzik yanşmasına 14 ülkeden sanatçı katılıyor Külrûr Seoisi - Raks, Kültür Bakanlığı'nın katkılan 9e 10 temmuzda Yedikuk Zindan- lan'nda uluslararası bir müzik yanşması düzenliyor. "İstanbul 93' Uluslararası İstanbul Müzik Yanşması" adım taşıyan yans- maya, 14 ülkenin televizyon ka- naÜan tarafıodao seçilmiş yarış- macılar katılıyor. Yanşmada bi- rinci gelen şarkıcıya 5000 dolar, ikinciye 3000 dolar ve üçfincüye de 2000 dolar ödül verilecek. Raks adına Ahmet San Orga- nizasyon tarafmdan tarihsel bir Bananarama, Lisa Stansfield ve Bob Geldofgibi ünlüler İstanbullulann karşısına çıkacak dekorda, Yedikuk; Zindanlan'n- da gercekleştirilecek yanşmayı Ümit Tunçağ ile Vktor Lazlo sunacak. Show TV'den de nak- len yaymlanacak yarışmaya ay- nca L'ndercover, So- nia, The Pasadenas, Sybfl, Midge Ure, Jordv, Bob Geldof, Bananarama, Level 42 ve Lisa Stansfield gibi ünlü konuk sa- natçı ve topluluklar da katdacak. Başka gösteri ve etkinlikierin de yer alacağı yanşmaya Almanya'- dan Dan Lucas "Canadian Dre- am", Avusturya''dan Patrick Nes "For Your Love", Belçika'dan Pascal Charpentier "Je Ne Te Deteste Plus". Finlandiya'dan Çaron "Come Light Mj Fıre", İngilten'den Danny Mc Call "I LJke What You Are Doing To Me". tspanya'dan Fernandos "Saborea", Tsveç'ten Christer Björkman "Y ou Are The Only One", İtalya'dan Nica "Damtne- leo", Kuze; Kıbrıs Türk Cumhu- riyeti'nden Feridun Işıman "Deli- yürek", Fransa'dan Tanya St Val "Tropical", Malta'dan Ma- rita ve Jon Lucas "Love We Sha- re", Norveç'ten Tone Nonım "Man İn The Town", Romanya'- dan Loredana u Vino La Mine" ve Türkije'den Suat Suna "Dbet Birgün" adlı parçalany la katıla- caklar. Yarışma jürisinde her ül- kenin televizyon kanalflanndan temsilciler yer alıyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEg Tahrik Olmak... Günlerden beri bir "tahrik" edebiyatı sürüp gidiyor. işin aslı çok farklı tabii. işin aslı; Sıvasta tekbir sesleri ve şeriat özlemlerini dile getiren sloganlar arasında gözle- rini kırpmadan insanları yakan katilleri suçsuz çıkarmak çabası. Televizyonlarda ızlediklerimize ek olarak olay- ları yaşayanları dinleyince, artık "güneşi batçıkla sıva- yamazlar" diyorsunuz, ama birileri hala sıvamaya uğra- şıyor. Zira zor durumdalar. Akşamları iki kadeh rakı "parlattığı" için kendini laik sayan siyaset adamı zor durumda. Zira bu canileri suç- larsa "Allahsızları korudu" ithamından korkuyor. Bu du- rumda; Allah etmesin, kendi partililerine bile söz geçire- mez. Birkaç yabancı dil bilen ve karısı başınt bağlamadığı ve yılda dört-beş kez Avrupa'ya gittiği için kendini "çağ- daş" sayan köşe yazarı zor durumda. Aziz Nesin'i korur gibi görünse hem daha önce yazdıklarının önemli bir bölümünü yalamak zorunda kalacak hem de tehditlere hedef olacak. "Değişim talepleri sağdan geliyor" saçmalığıyla ytl- lardır laf salatası yapan; solcu eskisi, züppe entel zor durumda. içinde insanlar olan oteli yaktiktan sonra, alevler karşısında orgazm olmuş bir biçimde tekbir geti- ren canileri görünce, şaşkına dönmüş. Aslında pek bir "değişim" olmadığını da farkediyor. Kendi gibi düşün- meyen insanları alevlere atmak, insanoğlunun en eski "ikna yöntemi " Tarihe aklı bu kadarcık erdiği için deh- şet içinde. "Laiklik-irtica çelişkisini vurgulamak gericiliktir" diye yıllardır kalem oynatan "bilimsel fetvacılar" da sıkışmış- lar. Bu vahşet karşısında ürperiyor ve korkuyorlar. Ve bütün bu insanlar. bir başka suçlu arıyorlar. Hem gerçek suçlulan saklamak için ve hem de kendilerini kurtarmak için Suçlu bellidir: Aziz Nesın. Suç da bellidir Halkın din duygularını rencide etmek. (llginç bir biçimde hemen hiç kimse Şeytan Ayetleri çe- virisinden söz etmiyor.) Halkın din duyguları tahrik edil- miş. Ve utanmadan hepsi aynı laflara sarılıyorlar. Aynen gerçek suçlular gibi, kibriti çakanlar gibi ve onlan örgüt- leyen, kışkırtan ve yönetenler gibi... Oysa Aziz Nesin bu konudaki görüşlerini otuz yıldan berı yazıyordu. 1960lı yıllarda günlük gazetelerde, Ku- ran çevirilerini günlerce yayımlayarak eleştirdi. O za- man tahrik sayılmamıştı da şimdi mi tabrik oldu? Kaldı ki; tahrik nedir? Nerede başlar, nerede biter?öl- çüsü nedir? Üstsüz turistin zorla ırzına geçen köylü va- tandaş, "Beni tahrik etti diye kendini savunsa masum mu sayılacak? Turist kız mı suçlanacak? Aç insanlar lokantalara ve yiyecek maddesi satan dükkanlara saldırsa sonra da "Vitrinde gördük, tahrik olduk' diye kendini savunsa; suçlu, lokantalar ve dük- kan«ahipleri mi olacak? Kirasını ödeyenrteyen dar gelirli, evsahibinin lüks ara- basını, tahrik nedeni sayabilir mi? Nedir bu "tahrik" kav- ramının ölçüsü? Sıvasta bu katlıamı yapanları Müslüman saymak da mümkun değildir Sağ basın ister istemez bu' 'tahrik ede- biyatı na" sanlmıştır, ama önemli bir bölümünün durum- dan hoşnut olmadığına eminim. Sağdan tanıdığım pek çok kalem sahibinin bu vahşete alkış tutması mümkün Ulkemizde demokrasi yeniden askıya almırsa neleri yitireceklerini bilecek kadar akıllıdır bu insanlar. Herza- man bir Kenan Evren bulamazlar. Onlar da bunun bilin- cindedirler. Ayrıca Islam dünyasındaki gelişmeler ABD'nin de pek hoşuna gitmemektedir. SSCB bir ba- kımdan çöktüğüne göre Islamiyete dahafazla prim ver- menin de anlamı kalmamıştır VVashington'a ' after sha- ve" ve "parfüm" kokuları, "gülyağmdan" daha hoş gel- mektedir. Sağ basında bunu sezen kalemler, az değil- dir. Son on yılda, en radikal gruplar dahil olmak üzere, sağcı çevrelerin düzenlediği çok sayıda panel ve konfe- ransa gittim. Mustafa Kemal'in aydınlık yolunu ve Türki- ye Cumhuriyeti'nin laikliğini dilimin döndüğünce anlat- tım. Düşüncelerime katılmasalar bile dinlediler. Neza- keten de olsa alkışladılar. Hatta bir Ramazan günü Fırat Kültür Merkezi'nde, top- lantıyı düzenleyenlerden bir genç, sahneye gelerek ku- lağıma eğildi ve beni kulise çağırdı. OruçJu olmadığımı bilen bu insanlar; bir masaya bir bardak çay, bir paket Maltepe sigarası ve bir kutu kibrit hazırlamışfardı. Ne oldu bu sevgi, bu saygı, bu hoşgörü? Nerede bu büyük- lük? istanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrenciler yıl sonunda, dış politikayla ilgili bir panele davet ettiler. Derneklerine ve yayın organlarına "Enderun" adım ver- mişlerdi. Üzüldüm. Sert bir biçimde eleştirdim. Hoşnut- suzlukları yüzlerinden belliydi, ama saygıyla dinlemesi- nı bildiler. Saygısızlık, üç kuruşluk alkış toplamak iste- yen, laik bir dostum ve meslekdaşımdan geldi. Nerede bu gençler? İnsanları canlı, canlı yakmak iste- yenlerle bu gençler aynı mayadan mı? Hiç sanmıyorum. Demokrasilerde herkes istediği gibi düşünür ve ya- şar. Başkalarının yaşamına bir tecavüz olmadığı süre- ce, kimse kimseye karışamaz. Ortada toplu ve örgütlü bir katliam vardır. "Tahrik" vb kalkanlann ardına sığın- mak çok tehlikeli bir şeydir. Herkes, kendi biçtiği cezayı vermek isterse toplumda ne huzur kalır, ne demokrasi. Hoşgörünün ve karşılıklı tahammülün bittiği yerde anar- şi başlar. Bunun sonu da kaostur. Sabah muhabipi 2 gûndür kayıp • İstanbul Haber Servisi - Sabah gazetesinin bir muhabirindcn ve şoföründen 24 saattir haber ahnamadıgı bildinldi. Muhabir İhsan Lygur ve şoför Yüksel Alptekin'ın görev otomobüi Pendik'te ormanlık bir arazıde yakılmış halde bulundu. Kartal bürosunda görevli İhsan Uygur'un, önceki gece01 JOcivannda bir yangın ihban üzerine şoför Yüksel Alptekin'le birlikte bürodan aynldığı ve bir daha haber ahnamadıgı bildirildi. 34 DPJ 06 plakab otomobilk bûrodan aynlan Uygur ve Alptekin'in geri dönmemeleri ve telsız çağnlanna karşjhk vermemeleri üzerine araşürma yapan arkadaşlan, muhabir ve şoförün yangın yerine gitmediğini öğrendiler. Bu arada ormanlık bir arazide Sabah gazetesi görev otomobili, içinde telsiz ve fotoğraf makinesi olduğu halde yakılmış olarak bulundu. AA'nın haberine göre bazı karakollan arayan, kimliğı belirlenemeyen bir kişi. kendisini yasadışı Hizbullâh örgütü üyesi olarak tanıttıktan sonra Sabah gazetesi muhabiri İhsan Uygur ile şoför Yüksel Alptekin'i öldürdüklenni söyledi. Yetkililer olayla ilgili soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğunü bildirdiler. Renault'dan Avrupa gûzeline Magazuı/1V Servisi - Avrupa'nın en güzel kızının secileceği "Miss Europe" yanşması pazartesi günü İstanbul'da yapılacak. Dereceye gırecek güzellere, organizasyon komitesinin ortaya koyduğu ödüllerin yanısıra çeşitli fırmalar da kendi ürünlerini sunacak. Renault-Mais yetkiiileri, "Avrupa'nın en güzeli" unvanını elde edecek genç kıza, "Avrupa'nın en güzel otomobili" olarak lanse ettikleri "Renault Safrane" modelinden armağan edecekJerini açıkladılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle