Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12TEMMUZ1993PAZARTESİ * * * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 13
GÜNCEL
CÜNEYT AKCAYÜREK
• Baştarafi l.Sayfada
cağı siyasal ve askeri yeni vaziyet.
BaşbakanÇiller, birkaçgünöncebirdemecinde, "Top-
yekün harekef'ten söz ediyordu.
Neydi, neleri kapsıyordu "topyekün hareket." Fazla
açık değildi Çiller'in sözleri. "Birtakım şeylerin üstesin-
den geleceksek" sivil ile askerin ya da iktidar ile muha-
lefetin birlikte davranmak gereğine mi işaret ediyordu,
fazla açık değildi.
Kapalı, çözüme gereksinen bir başka irdelemesi ise
birtakım şeylerin üstesinden geleceksek "bunlan bir
'ufuk birlıği' ile önümüze alabilmemizin zorunluluğunu"
söylemesiydi.
"Ufuk birliği" nedir? Galiba bu hafta geniş kapsamlı
bu ifade ayrıntılarıyla ortaya çıkacak.
Elimizdeki ipuçlarına göreörneğin Genelkurmay Baş-
kanı Güreş "çok kararlı" oldukfarı noktaları açıklıyor.
PKK'nın çok kısa sürede ayağını kıracaklarına, "kış so-
nuna kadar bu gerçekleşmezse sıkıyönetim gelebilece-
ğine " değiniyor.
Bir yığın ifade arasından şöylesine söylenivermiş iz-
lenimi veren bu cümleler, kimi uzman kişilerin yorumu-
na göre bu yaz ve kış başlarında PKK'ya karşı amansız
yeni bir mücadelenin başlayacağına işaret, hatta kanıt
sayılıyor.
Başbakan Çiller de PKK'ya "amansız birsavaşm yü-
rütüleceğini" birkaç kez yineledi. Sert önlemleri kararlı-
lıkla alacağını sözlerine ekledi.
Ne var ki Başbakan, amansız savaş derken bölgedeki
halkın şefkatle korunacağından söz etmeye dikkat edi-
yordu.
Bu veriler sivil ve askeri otoritelerin PKK'ya karşı
amansız savaş konusunda görüş vefikirbirliğinevardık-
larını gösteriyor.
Ama
Sivil ve askeri otoritelerin basından terör konusunda
ağızbirliği isteminde bulunacakları, günlerdirönemli bir
olasılık olarak kulislerde tartışılıyor. Çiller'in bugün baş-
layacak olan turlarında basından beklediği "anlayış'ı
muhalefetpartilerinden de isteyeceği, birlik ve beraber-
liği kanıtlayacak davranışları yönetimden esirgememe-
lerini dileyeceği öne sürülüyor.
Fakatdün, perşembenin gelişinin çarşambadan belli
olabileceğine değinen özdeyiş bir açıklamayla kendini
kanıtlıyor.
ANAP lideri Mesut Yılmaz, terörle mücadeledesilahlı
kuvvetlere "daha sınırlı rol, ordu yerine özel tirnler"
ö'neriyor.
Böylece siyasal gündemin oluşmasında bir numaralı
etkeri olan ana muhalefetin iktidarın terörle savaşım ko-
nusundaki olası görüşlerine aykırı fikirler ürettiği, belki
de bu görüşleri bugünkü Çiller-Yılmaz görüşmesinde
hükümete aktaracağı ortaya çıkıyor.
Mesut Yılmaz'ın DYP ile kayıtsız koşulsuz koalisyon
olmaya heveslendiğini yayan balon haber ve istekler
ise ANAP liderinin bir küçük darbesiyle boşlukta kalıyor.
Başbakan Çiller'in DYP'nin olası kerametlerini ken-
dinden menkul sayan bir şeyh gibi, "Benim arkamda
yüzde 80'e yakın halk desteği olduğunu saptadık, parti
bundan yararlanmalı" içeriğindeki övünüleri ise neden-
se dikkatleri fazla çekmiyor.
Ne çare, Başbakan Çiller'in Türkiye'de gelmiş geçmiş
hiçbir lidere nasip olmayan halk desteğini arkasına ala-
rak en kısa sörede bir genel seçime gitmeyi, sandıktan
tek başına iktidar çıkarak bugünkü gibi bünyesiyle ayak-
bağı olmayan bir hükümet oluşturmayı neden öngörme-
diği anlaşılır gibi değil.
Tabii yeni Başbakan'la birçok yeni bilinmeyen var or-
talıkta.
örneğin, Or-An'daki evinde geceyarılarına dek süren
görüşmelerde kimbilir ne hesaplar yapıldığını, en yakın
danışmanı eşinden başka kimler bilebilir ki?
OLAYLAREV
ARDINDAKI
GERÇEK
• Baştarafi l.Sayfada
Terör dediğimiz zaman ne-
yi anlıyoruz? 12 Eylül rejimin-
de Diyarbakır Hapishanesi-
nde PKK'nın tohumlarının
atıldığı biliniyor. Yine 12 Eylül
yönetiminin "Türk-İstam sen-
tezi"nde laiklik ilkesinin dış-
landığı da açık seçik bilinen
birgerçek. Devletingericiliğe
yaptığı yaptırımlarla altyapı-
sını oluşturan şeriatçılık, Sı-
vas katliamında aydınları diri
diri yakmışsa bunu bir yılın,
beş yıl/n, on yılın işi saymak
olanaksızdır; ne ekiyorsak
onu biçiyoruz.
Ancak bütün bunların fatu-
rasını orduya çıkarmak yanıl-
gı olur. Faşizmin toplumsal
dayanakları sivildir. 12 Eylül
faşizmi, iç ve dış sermaye
çevrelerinden büyük destek
gördü. Generaller rejiminin
arkasında güçlü bir yığınak
vardı. Şimdi sözde sivil ke-
simlerin bunca yılın yatırı-
mıyla ortaya çıkan sorunları
orduya fatura etmesi, yine bir
çözümsüzlüğün dışavuru-
mundan gayrı aniam taşıma-
yacaktır.
1983'ten 1993e kadar 10yıl
geçmiştir.
10 yılda demokrasiyi kura-
cak, enflasyonu indirecek,
ekonomiyi düzeltecek, terörü
durduracak olan sivil hükü-
metlerdi. Ordu, 1982 Anaya-
sası'nı değiştirmek isteyen-
lere engel mi oldu?.. Siyasal
partilerin liderleri neden bir
araya gelerek çağdaş de-
mokrasi hukukunu Türkiye'-
de geçerli kılamıyorlar?..
Terör konusunu da aynı
mantıkla ele almak gerekir.
Demokrasiyi gerçekleştir-
mek için ordunun terörü tasfi-
ye etmesini beklemek yanlış-
tır. Bu yaklaşım, terörün de-
mokrasiyi ipotek altına al-
ması anlamını taşır. Eğer ci-
het-i askeriyeden engellerçı-
karılıyorsa o engelleri ce-
saretle aşmak sivillerin göre-
vidir. Hem demokratik atılım-
ları savsaklamak hem de bu-
nun gerekçesi olarak asker-
leri göstermek ayıbını iş-
leyen sivil kesimin tutumunu
onaylamak olanağı yoktur.
Eğer, Güneydoğu'da "as-
keri çözüm". istenmiyorsa bu
açıkça dile getirilmelidir. De-
mokratik rejimi sağlamak
için kılını kıpırdatmayan, ama
Güneydoğu'da askerin duru-
munu sürekli eleştiren sözde
sivil toplumcuların tutum-
larını nasıl açıklayabile-
ceğiz?
Türkiye'nin bugünkü tıka-
nıklığını gidermek ordunun
değil sivillerin görevidir. Bu
görevi yerine getirmeyenter,
bol demokrasi edebiyatı ya-
parak, ama demokrasiyi ger-
çekleştirmek yolunda hiçbir
şey yapmayarak "tavşana
kaç tazıya tut" oyunu oynu-
yorlar.
•••
Sıvas'ın 37. kurbanı
• Baştarafi l.Sayfada
sıkı önJem alındığı gözlendi.
MHP önünde " Hoşt hoşt kö-
pekler". "Yobazlar yaktı. asker
polis baktı", "Sıvas'ta nere-
deydiniz?" sloganlan atan gös-
tericiler. daha sonra cenaze na-
maarun kılınacağı Maltepe Ca-
mü'ne geldiler.
Cenaze törenine şairler, ya-
arlar, Aydınlık gazetesi calı-
anlan, SHP Ankara Milletve-
:ilı Salman kava. Şırnak Mil-
îtvekih Mahmut Alınak. Çan-
aya Belediye Başkanı Doğan
aşdelen. İşci Parıisi Genel
YOLKESEN
IRMAK
Hıfzı V. Velidedeoğlu
4. bası 20.000 lıra (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağatoğtu-tstanbul
Ödemeli gonderilmez.
PKK'yı yok etmehazırlığı Hükümet 3 ayda
ANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu) - Başbakan Tansu Çiüer
ve Bakanlar Kurulu ile gazete
televizyon yöneticilerine dün
Genelkurmay Başkanlığj Ka-
rargâhı'nda "anarşi ve terör"
konulu bir bnfıng verildi. Bri-
fingte özellikle. Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'ndeeyfemleri-
ni turistik merkezlere ve Av-
rupa'nın çeşitli kentlerine vay-
gınlaşuran PKK'nm stratejisı,
taktikleri. örgütün hangi dış ül-
kelerden destek aldığı ve buna
karşı güvenlik güçlerinin ve
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ai-
dığı önlemler üzerinde duruldu.
Aynı brifıng, yine dün akşa-
müstii yazılı ve sözlü basının
temsilcilerine de verildi. Bri-
fıngte, teröre karşı sadece aske-
ri önlemlerin değil "topyekün
mücadele" gerektiği vurgulan-
dı. Basına verilen brifingte
PKK'nınyıllıkgelirinin 1.1 tril-
von lira olduğu ve Yunanistan"-
ın bu yıl 10 milyon dolar ile
katkıda bulunduğunun saptan-
dığı açıklandı. Brifing sırasında
yapılan konuşmalarda Kıızey
Irak'lı Kürt lider Celal Tala-
banı'nin "İkili" oynadığı üze-
rinde duruldu.
Çiller karargâhta
Genelkurmav Karargâhı'-
ndaki brifinge. yurtdışında bu-
lunan bakanlar dışındaki tüm
kabine üyeleri katıldı. Saat 10.
30'dan itibaren. teker teker Ge-
nelkurmay Karargâhj'na gelen
bakanlar. brifing salonunda
yerlerinı alırlarken Başbakan
tansu Çiller saat 11.00'de ka-
rargâha geldi. Burada Genel-
kurrnay Başkanı Orgeneral
Doğan Güreş tarafmdan karşı-
lanan Çiller. Genelkurmay
Karargâhf ndaki komutanlarla
tokalaştıktan sonra. tören kıta-
smı denetlemeden bnfing salo-
nunun ana gıriş kapısına yönel-
di. Orgeneral Güreş tarafmdan
uyanlan Çiller. daha sonra tö-
ren kıtasını denetledi. A tipi tö-
renle karşılanan Çiller'in denet-
leme sırasındaki ""Merhaba
asker" \e "Nasılsınız?"' sözleri
güçlükle du>TiIdu. Çiller'in ilk
kez geldiği Genelkurmay Ka-
rargâhı'nda bıraz heyecanh ol-
duğu, ancak bu heyecanını his-
settırmemek için rahat görün-
meye çalıştığı gözlendi.
Genelkurmay Karargâhf-
ndaki brifinge. kabine üyelen-
nin \anı sıra ku^et komutan-
lan. Jandarma Genel Komuta-
nı Orgeneral Aydın tlter. MGK
GeneT Sekreteri Orgeneral Ah-
met Çörekçi ve Emniyet Genel
Müdürlüğü'ne yeni atanan
Mehmet Ağar da katıldı. Genel-
kurmav Karargâhı'ndaki çeşitli
başkanlıkların ortak hazırladı-
ğı bnfing. yaklaşık 2 saat sürdü.
PKK değerlendirildi
Alınan bilgiye göre brifıngte.
PKK'nın tarihçesi, bugüne ka-
dar yaptığı eylemler. yakalanan
militanlann verdikleri ifadeler
ve PKK'nın yaptığı açıklama-
lar çerçevesinde bundan sonra-
ki olası e>lem planlan ve buna
karşı alınan önlemler değerlen-
dirildi. Yurtdışında bulunan
örgüt mensuplannın Türkiye'-
ye sızma noktalan harita üze-
rinde gösterilen brifıngte. hü-
kümetten, sınırlann güvenliği
konusunda planlananfizikien-
gel sisteminin bir an önce ta-
mamlanması ıstendi. Brifıngte
aynca, örgüte karşı mücadele-
nin yalnızca güvenlik güçleriyle
değil. devletin tüm kurum ve
kuruluşlanyla "topyekün" yü-
rütülmesi gerektiği de vurgu-
landı. Basının. örgüte yönelik
tutumu da yer yer eleştirilen
brifıngte. topyekün mücadele
çerçevesinde. "söz birliği sağ-
lanması" gerekliliği vurgulandı.
Akşamüstü saat 17.00'de yazılı
ve sözlü basının temsilcilerine
de verilen a\nı brifingte. temsil-
gı verildi ve terörizmle mücade-
lede basının desteğinin önemi
vurgulandı. Şrifing sırasında
söz alan Piyade Binbaşı Oğuz
Aydın. PKK'run mart ayında
Kürt lider Talabani'nin telkini
ile zaman kazanmak ve snasal
destek için ateşkes ilan ettığini
belirterek. bu gelişmenin örgü-
tün sempatizanlan arasında
çözülmeye yol açtığını söyledi.
Avdın, örgütün çözülme üzen-
ne 24 Mayıs 1993 tarihınde 33
eri şehit ederek yeniden eyleme
başladığını açıkladı. Aydın.
PKK'nın finansman sorunu
çekmediğinj belirterek. örgütün
1992 yılında Diyarbakır'dan
zorla 35 milyar lira topladığını
ifade etti. Aydın'ın açıklaması-
na göre. PKK'nın 1992 yılı
"Bütçesi"100 milyon dolar ve
örgüt, Irak. İran, Suriye ve Yu-
nanistan'tan çeşitli destek görü-
yor. Yunanistan'ın örgüte 10
(Güreş, Çiller'i kapıda karşıladı.(Fotoğraf: RIZA EZER)
cilerden "sözbirliği" konusun-
da hassasiyet göstermeleri is-
tendi. Başbakan Tansu Çiller
de, yazılı ve sözlü basının tem-
silcileri ile üst düzey komutan-
lara dün Başbakanlık Konutu'-
nda biryemek verdi.
Brifing saat 14.00'te sona er-
di.
Genelkurmay Başkanlığı ta-
rafından dün gazete sahiplerine
ve yöneticilerine bir brifing ve-
rildi. Brifingte PKK'nın yıllık
gelirinin 1.1 trilyon lira olduğu
ve Yunanistan'ın bu yıl 10 mil-
>on dolar ile katkıda bulundu-
ğunun saptandığı açıklandı.
Brifing sırasında yapılan ko-
nuşmalarda Kuzey Irak'lı Kürt
Lider Celal Talabani'nin "İki-
li" oynadığı üzerinde duruldu.
Talabani ikili oynuyor
50"ye yakın gazete sahıbi ve
yöneticisinin bulunduğu brifin-
ge gazetemiz Yönetim Kurulu
Başkanı Alev Coşkun ve Genel
Yayın Yönetmenimiz Özgen
Acar da katıldı. Brifıngte.
PKK'nın eylemlerine ilişkin bii-
mılyon dolar katkıda bulundu-
ğu da saptanmış durumda.
A\dın. örgütün, Türkiye'de 5
bin 500- 6 bin, Irak'ta. 2 bin
500-3 bin, İran'da. 500-800 ve
Suriye ile Lübnan'da ise
300-400 arası olmak uzere 9 va
da lObinmilitanıbulunduğunu
ifade etti.
140 bin asker
Jandarma Kıdemli Yüzbaşı
Namık Dursun da yaptığı ko-
nuşmada, İngiltere ve Ispanya'-
da teröre karşı verilen mücadele
ile Türkiye'deki PKK teröriz-
mini karşılaştırdı. Dursun.
BBC dahıl pekçok yayın kuru-
luşunun aynlıkçı terör konu-
sundaki yayınlanna özen gös-
terdiğini belirtti. Dursun'un
afiklamasına göre. bölgedeki
helikopter sayısı geçen yıllara
göre iki kat artış gösterek 115'e
yükselirken. personel sayısı da
yüzde 25 artarak. 140 bine ulaş-
tı. Dursun. Talabani'nin "ikili"
politikası ile örgütün imhadan
kurtulduğunu ifade etti. Dur-
sun. örgüıle yürütülen mücade-
le sırasında 6,3 terönste karşılık
1 güvenlik görevlisinin yaşamı-
nı yitirdiğini. bu orarun öteki
ülkelerde 7 güvenlik görevlisi
olduğunu kaydetti.
Basına önemli görev
Geneikurmay Basın Dairesi
Başkanı Kuımay Alhay Doğu
Silahçıoğlu, basın kuruluşlan-
na ve televizyonlara bilgı ver-
mek maksadıyla yeniden yapı-
lanmaya gıdıldiğıni ve 5 daire
oluşturulduğu söyledi.
Genelkurmay Ikincı Başkanı
Orgeneral Fikret Küpeli. Tür-
kiye'de 10'dan fazla bölücü ör-
gütün faaliyet yürüttüğünü ve
bu örgütlerle yapılacak müca-
delede basına önemli görevlerin
düştüğünü söyledi.
Brifing sırasında söz alan Ge-
nelkurmay Başkan; Doğan
Güreş. doğuda askerlerin gü-
venliği için bazı toplama bölge-
lennın oluşturulduğunu. bölge-
ye terhis nedeniyle 3 ayda bir
100 bin askerin gelip, 100 bin
askerin gittiğini. izinler de dahil
olmak üzere 6 ayda 500 bin kişi-
nin. 37 binlik gruplar halinde
yerlerine ulaştınldığını belirte-
rek. ancak 22 bin askerin uçak-
la taşınabildiğini ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Erdal
İnönü. brifing sırasında yaptığı
konuşmada. soıunun hukuk
devleti ve demokrasinin kural-
Ian içinde yürütülecek mücade-
le ile çözüleceğjni belirterek.
"Nazik olan nokta. hükümeti
eleştirmek değil. aynlıkçı pro-
pagandaya hizmet etmemektir.
Bizimle müzakere masasına
oturmak istiyorlar, ancak dev-
let silahlı insanlarla müzakere-
yegjnnez"dedi.
Sıkıyönetim olasılığı
Bnfing sonrasında. herhangi
bir açıklama yapılmadı?Ancak
siyasi çevreler. gerek Tansu Çil-
ler'in "topyekün mücadelenin
kaçınılmaz olduğu" yolundaki
dcğerlendirmesinin, gerekse
Orgeneral Güreş'in 9 temmuz
euma günü Hürriyet gazetesin-
de yayımlanan demecinin.
••PKK'ya karşı daha sert ön-
lemlerin" gündeme getirileceği-
ni ortaya koyduğunu vurgula-
dılar. Orgeneral Güreş, sözko-
nusu demecinde, Gabar ve
Namaz dağlannda büyük ope-
rasyonlar yapıldığını belirterek.
özetle şövle demişti:
'.'Telsiz konuşmalanndan
manvoiduklârihı anlıyoruz.
Oralarda taş üstünde taş bırak-
madık. 500 librelik bombalar
attık oraya. Bu bombalara da-
yanmalan mümkün değil. Ay-
îar sonra bir bakarsınız, bura-
larda ölülerini görürsünüz.
Yaptığjm hesaplara göre. çok
kısa sürede ayaklannı kıraca-
ğız. Çok kararİıyız. Ancak önü-
müzdeki kış aylannın sonuna
kadar PKK'yı etkisiz hale geti-
remezsek. ciddi ciddi sıkıyöne-
tim gündeme gelebilir."
bir zamdaıı vana• Baştarafi lSayfada
kanlığı'nda bir araya gelen Ma-
liye ve Gümrük Bakanı Isnıet
Artila. Çaüşma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanı Mehmet Moğul-
tay, Milli Savunma Bakanı
Nevzat Ayaz, Devlet Bakanlan
Erman Şahin. Necmettin Cevhe-
ri. Bekir Şami Daçe.
Bayındırlık ve İskan Bakanı
Onur Kumbaracıbaşı ve Adalet
Bakanı Seyfi Oktay. kamuda 1
temmuz tarihinden geçerli ola-
cak maaş zamlannı ele aldılar.
Maliye ve Gümrük Bakanlığı
üst düzey bürokratlarından
zam alternatifleri ile bunlann
bütçeye getireceği yük konu-
sunda bilgi alan bakanlar. çeşit-
li kesimlerin "ek zam" talepleri
üzerinde de tartıştılar.
Yaz enflasyonu
Mevcut bütçe olanaklanyla
her kesimin ek zam istemini ye-
rine getirmenin mümkün olma-
dığı sonucuna varan Çiller'in.
önümüzdeki aylarda alınacak
önlemlerle bir rahatlama sağla-
nıncaya kadar bu taleplerin
askıya alınmasını istediği ve pe-
riyodik zam uygulamasını
önerdiğiöğrenildi.
ÇiUer'in talimatı ile gündeme
getirilen periyodik zam uygula-
masının, özellikle "yaz aylan-
nda sebze-meyve fiyatlanndaki
düşüş nedeniyle enflasyonun
gerileyeceği" varsayımına da-
yandığı belirtiliyor.
Katsayı görüşmelerine katı-
lan Devlet Bakanı Necmettin
Cevheri, Cumhuriyet'e şu açık-
lamayı yaptı:
"Maaş zammı. 3'er aylık mı
olacak, yoksa eskisi gibi 6 aylık
mı olacak, onu görüşüyoruz.
3'er aylık dönemler söz konusu
olursa fıyat hareketlerini. enf-
lasyonu daha yakın bir takip
içinde tutan bir sistem benim-
senmiş olur gibi geliyor bize.
Daha adaletli bir sistem. 6 ay
için yapacağınız tahminler, 6
ayın seyri içinde. akışı içinde
gerçeğe uymama ihtimali ile
karşı karşıya olur. Tarfrnin dö-
nemi kısaldıkça. daha sağlıklı
olabilir.
Hatta Sayın Başbakan'ın ilk
fıkri. eşel-mobil sistemi gibi ay-
dan aya yapmaktı. O aylık enf-
lasyon ne ise ona göre fark vere-
ceksiniz. Ona da geçilebilir. O
sistemde belki daha da karlı çı-
kabilir. Çünkü umumiyetle
daha yüksek enfiasyona göre
rakamı belirlersiniz, aşağıda ta-
hakkuk eder. Bunlar tartışılı-
yor. Henüz belli değil. ya 3 ay
anyı
Sezgin Gazioğlu'na sert Şeriatkamplarında ihmal
• Baştarafi 1. Sayfada
görevden alınması. tartışmala-
ra neden oldu.
İçişleri Bakanı Mdımet Ga-
zioğlu. "Benim, müsteşanmı
seçme hakkım yok mu?" dedi.
Eski Bakan İsmet Sezgin de,
Gazioğlu'nusuçlayarak, "Orta-
da bir siyasal sonımluluk
vardır. Bunun Müsteşar'a ve
Genel Müdür'e yükletilmemesi
gerekirdi" diye konuştu.
Sezgin, emniyet teşkilatının
hallaç pamuğu gibi atılması-
ndan söz edilmesini de anlaya-
madığını belirterek, yeni hükü-
mete ve Gazioğlu'na. "Dere ge-
çerken at değıştirilmez" uyan-
sında bulundu.
İçişlen Bakanı Mehmet
Gazioğlu. Cumhuriyet'e
yapüğı açıklamada. Fahri Öz-
türk ve Yılmaz Ergun'un. Sıvas
olaylanndan sorumlu görül-
dükleri için görevden alınmadı-
klannı, ancak kendisinin de.
çahşacağı müsteşan seçme
hakJcı olduğunu söyledi.
Gazioğlu. sorulanmızı şöyle
yanıtladı:
- Öztiirk ve Ergun'un görev-
den alınması, İsmet Sezgin eki-
binin tasfiyesi olarak değeriendi-
riliyor. Geniş çaplı bir >aliler ve
emniyet müdürleri karamamesi
hazırlığı içinde olduğunuz belir-
tiliyor. Sezgin ekibini tasfîje mi
edeceksiniz?
GAZİOĞLU: Hayır. ben is-
met ağabeye saygı duyan bir
insanım. Tasfiyegibi birdüşün-
cemiz de yok. Ama bazı deği-
şiklikler olabilir.
- Müsteşar, Sıvas olaylarının
sorumlulanyla birlikte görevden
ahnmasını 'Sicdansızlık" ve "ve-
fastzlık örneği" olarak değerlen-
diri.vor.
* GAZİOĞLU: Bu devleti kır-
tasiyecilikten kurtarmamız
laam. Ayn ayn kararname fa-
lan...Eski İçişleri Bakanı İsmet
Sezgin, Müsteşar ve Genel Mü-
dür ün Sıvas olaylarının so-
rumlusu gibi gösterilerek, gö-
revden alınmasına sert tepki
gösterdi.
"Bakanlık'ta sorumlu kişiler.
sadece müsteşar ve genel mü-
dür değildir. ortada siyasal bir
sorumluluk vardır" dedi.
Ortada bir siyasal sorumlu-
luk vardır. Bunun Müsteşar ve
Genel Müdür'e yükletilmemesi
gerekirdi. Bakan ya da hükü-
met. beraber çahşacağı müste-
şar ve genel müdürü seçme
hakkma sahipür.
Ama bu da devlet hiyerarşisi
ve devlet zarafeti içinde yapılır.
Devlete yıllarca şerefle hizmet
etmiş kişilerin. böyle bir dav-
ranışa müstahak göriilmesini
yanJış buluyorum."
Baştarafi l.Sayfada
lerinın önce vaüyle, daha sonra
da yörede bulunan Çevre Ba-
kanı Rıza Akçalı ile görüşmek
istedikleri. ancak vali ve bakan
tarafmdan ret edildikleri öğre-
nildi.
Kuşadası Ahmetbeyli yöre-
sindeki Baradan Koyu'nda.
uzun siyah şortlan ve üzerinde
Arapça yazılı yeşil bayraklany-
la kamp kuranlar. bir gecede
ortalıktan yok olurken. Kuşa-
dası balıkçı ve teknecilerinin
yaptıklan suç du>Tirusunun,
bugün İzmir Cumhuriyet
Savcılığı'nca incelemeye alına-
cağı öğrenildi.
Denizli'de. Milli Eğitim Ba-
kanlığı Özel Yurtlar Birimi'-
nden 9 müfettişin tarikat vurt-
lannda yaptığı incelemenin so-
nuçlannın, bakaniık dosyalan-
ndan 43'ünün Süleymanalara,
10'unun Nurculara. dığerlerinin
55'e ulaşan tarikat yurtlan-
ndan 43'ünün süleymancılara.
10'unun nurculara. diğerlerinin
de "Milli Görüş" ve Nakşibendi-
lere ait olduğu belırtildi. Bu
yurtlarda toplam 2387 öğrenci
banndınlıvor.
Hızla çoğalan tarikat yurt-
lanna karşı hiç bir yaptınmın
bulunmayışını kmayan Denizli
Barosu, yayımladığı açıklama-
da şu görüşlere yer verdi:
"Ülkemızin fakir ailelerinin
çocuklan, bu yurtlarda yoksul-
luğun kurbanı edilmektedir.
Yapılacak tek şey. bu yurtlan
bir an önce kapatmak veya
Milli Eğitim Bakanbğı'na dev-
retmek olmalıdır."
6
Yaıgısız iııfaz' Avrupa'da
PKK Ağn'daköy bastı
Başkam Doğu Perincek. Al-
tıok'un ailesi ve kalabahk bir
yurttaş topluluğu katıldı.
Altıok'un cenazesi Maltepe
Camii'nde kılınan cenaze na-
mazından sonra Karşıyaka
Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Haber Merkezi - Ağn'nın
Hamur ilçesi Beklemez Köyü"-
nü basan PKK militanlan. 4 ki-
şiyi öldürdü. Saldında bir kişi
de yaralandı. Batman'ın Do-
ğankavak Köyü'nde militan-
lar. ilkokul ve öğretmen loj-
manlannı vaktı. Iğdır-Doğuba-
yazıt Karayolu'nda da iki gaze-
te dağıtım aracı yakıldı.
Önceki akşam saat 21.30 sı-
ralannda Dereiçi köylerinden
Beklemez Köyü'ne gelen bir
grup PKK militanı, eviere rast-
gele ateş açtı. Olayda Turhan
Oğuz, İsmet Peligan, Dinçer Le-
rent ve reride Levent öldü. Sal-
dında muhtann eşi Makbule
Oğuz ağır yaralandı.
Batman'ın Beşiri ilçesine
bağlı Doğankavak Kövü'ne
önceki gece baskm düzenleyen
PKK militanlan, köy ilkokulu-
nu ve öğretmen lojmanlannı
ateşe vererek kaçtılar. Okul ve
lojmanlann büyük bölümünün
yanarak hasargördüğü, olayda
ölen ya da yaralanan olmadığı
bildirildi.
Iğdır-Doğubayazıt Kara-
yolu'nu, önceki gece saat 23.00
sıralannda kesen bir grup
PKK'lı. Hürriyet gazetesi ile
GAMEDA'ya ait iki minibüsü
durdurdular. Araçlan. benzin
dökerek ateşe veren militanlar,
daha sonra olay yerinden kaçtı-
lar.
HALİL NEBtLER
Amerika Birleşik Devletleri'-
nin o zamanki başkanı George
Bush'un Türkiye'yi ziyaretin-
den kısa bir süre önce, 12 Tem-
muz 1991 akşamı Nişantaşı,
Beşiktaş ve Etiler'de öldürülen
10 kişinin durumunun "yargı-
sız infaz" olup olmadığı, ara-
dan iki yıl geçmesine ve mahke-
mede 10 duruşma yapılmasına
karşın ortaya çıkmadı. Öldürü-
lenlerin avukatlanndan Zerrin
San'nın "bireysel başvnru
hakkı"nı kullanması üzerine.
Avrupa İnsan Haklan Komis-
yonu. olayı gündemine aldı.
Mahkeme. operasyonlann ya-
pıldığı binalarda oturan kom-
şulann tanıklığını kabul etti ve
çağnda bulundu.
Gazeteler öldürû'Ienlerin
"Başkan Bush'a suikast yapa-
caklannı" yazıyordu. Olavın
diğer köşesinde ise öldürülenle-
rin eşleri, anne-babalan veavu-
katlan vardı. Yapılanın operas-
yon değil. yargısız infaz olduğu,
operasyona katıhnlann insan-
lan sağ vakalamak yerine öl-
dürmek amacıyla hareket ettik-
lerini belirten aileler ve avukat-
lan, dört gün sonra. 16 tem-
muzda savcılığa başvurarak
oluryadaöayolur."
Cevheri, hakim ve savcdar
için ayn bir düzenleme yapma-
nın "anayasa gereği" oiduğuna
işaret etti.
Cevheri. "Orada tartışılan.
meselenın mali yükü değil. Bir
sistem meselesi. Biritibarmese-
lesi. Bizim hakimlerimiz, olaya
sadece maddi açıdan bakıyor
değiller. Anayasanın isteği
olan. kanunlannın çıkanlması
ve hizmet karşıhklannın, itibar
ölçüleri içinde olması. Olay bu"
dedi.
Hakim ve savcüar
Sürdürülen çalışmalar sıra-
sında en çok tartışma yaratan
gu'ndem maddesinin "yargıya
ek zam" olduğu belirlendi.
Yargı mensuplanna getirile-
cek ek zammın askeri yargıya
da yansıyacak olmasmın askeri
kesimde rahatsızlık yarattığı,
bu rahatsızlığın giderilebilmesi
için. yargı mensuplanna getiri-
lecek ek zamdan yargı mensu-
bu olmayan silahlı kuvvetler
mensuplannın da yararlandın-
Imasınm kararlaştınldığı bildi-
rildi.
Yetkililer, bu amaçla albay
ve generallerde makam tazmi-
natının yükseltilmesinin gün-
demde olduğunu söylediler.
Sıkı ekonomik poütika
Başbakan Tansu Çiller, me-
mur veemekli aylıklanna uygu-
lanacak katsayılar hakkında
dün gece gazetecilere verdiği ye-
mek sırasında şunlan söyledi:
"Bütçede 150 trilyon liralık
açık var. Katsayıdan yararlan-
mayı bekleyen İ .6 milyon kişi-
nin durumunun iyileştirilmesi
de gündemimizde. Ancak Tür-
kiye'nin genel ekonomik sorun-
Iannın çözümlenmesi için sıkı
bir politıka uygulamamız gere-
kiyor. Uygulayacağımız politi-
ka hiç kuşkusuz seçım ekono-
misi politikası olmayacaktır.
Katsayı konusunda basınımız-
dan ve halkımızdan. bu konuda
hükümete destek ve anlayış
bekliyoruz. Çalışmalar sürü-
yor. Katsa>i büyük olasılılıkla
salı günü açıklanacak."
Edinılen bilgiye göre ait ko-
misvon bugün yapılacak Ba-
kanlar Kurulu'na iki ana seçe-
nek sunacak. Katsavının 6 ay
için belirlenmesi halinde, me-
mur maaş zammı olasılıklan
yüzde 25-28.5. üç aylık belirlen-
mesi halinde de yüzde 10-13
oranlan arasında olacak.
Sıvas'ta yaşam normale
dönüyor, yasak kısaltıldı
HATİCEBİÇER
SIVAS - Kanlı Cuma olayla-
rının ardından günlük yaşam
normale dönerken sokağa çık-
ma vasağı da kısaltıldı. Aşın
dincilerin tahrip ettiği Atatürk
büstünün açılışı dün halkın
"büyük bir törenle açalım"
önerisine karşın yeni vali Aydın
Güçlü tarafmdan sessiz sedasız
açıldı. Sıvas olaylan Hollanda
ve İsviçre'de de bu ülkelerde ya-
şayan Türklerin düzenlediği
törenlerle kınandı.
Sıvas'ın yeni valisi Güçlü ve
Emniyet Müdürü Muammer
Öz, göreve "halkla temas kura-
rak" başladılar. Güçlü ve Öz
ayn ayn semtleri dolaşarak hal-
kı "birlik ve beraberliğe" çağır-
dılar. Yurttaşlar, validen gerici-
lerin sökerek sürükledikleri
Atatürk büstünün görkemü bir
törenle açılmasını istediler. Sı-
vaslılann Atatürk'e sahip çıktı-
ğını göstermek ıstediklerini be-
lirten Alevi ve Sünni yurttaşlar,
güvenlik önlemlerinin de "ra-
hatsız edici boyutlarda" olma-
ması gerektiğini söylediler.
Ancak vali halkm bu isteğini
dikkate almayarak. bayrağa sa-
nlı olan Atatürk büstünün açı-
lışını dün akşam saatlerinde
berabenndeki birkaç kişiyle
birlikte yaptı.
Emniyet müdürü Öz de Sı-
vaslılann dedikoduya inanma-
malannı, kendilerine güvenme-
lerini istedi. Alibaba semtinde
yurttaşlar üç gün önce cuma
olaylannı protesto edenlerden
gözaltına alınanlann durumu-
nu sordular. Öz. bu kişilerle il-
giii somşturmanın tamamlan-
dığını. bugün mahkemeye sevk
edileceklerini söyledi. Emniyet
müdürü aynca. Alibaba sem-
tindeki yurttaşlan açhk grevine
çağıran iki genç kızm gözaltına
alındığını açıkladı.
suç ouyurusunda bulundular.
SuçduvTirusundan yaklaşık altı
ay sonra düzenlenebilen iddia-
nameyle. İstanbul 6. Ağır Ceza
Mahkemesınde dava ancak
açılabildi. İlk duruşma, olay-
dan yaklaşık sekiz ay sonra
yapılabildi. Duruşma üstüne
duruşma. hiçbir yarar sağlamı-
yor. gerçeğin ortaya çıkması ge-
cikiyordu. Üstelik karanlık
noktalar gittikçe artıyordu.
önümüzdeki aylarda Straz-
burg'da görülecek olan davaya
San ve Hampton'un katılabil-
meleri için gerekli masraflan
karşılamak üzere, Avrupa Ko-
misyonu'ndan adli yardım iste-
nip ıstenmeyeceği de sorulan
sorular arasında yer aldı. Bu
arada. istanbul 6. Ağır Ceza
Mahkemesi ae sürpnz bir ara
karar alarak, operasyonlann
yapıldıği binalardaki komşula-
nn tanık olarak mahkemede
dinlenmesini kabul etti. Mah-
keme, bu kişilere çağn gönde-
rilmesi karan aldı veduruşmayı
eylüle erteledi.
AĞLAMAK VE
GÜLMEK
İlhan Selçuk
ANKARA PAZABI
YAKUP KEPENEK
(Baştarafi 9. Sayfada)
mesine fetva çıkardı. İran'da saçlarının ucu görünüyor
diye kadınlar tutuklanıyor. Şimdilerde nasıl bilmiyorum;
isfeo'li yıllarda. Doğu kültürünün en güzel ürünü oJan
satranç, iran'da yasaktı!
Kültür, insan ürünü. üretimi olan her şeyin ortak
adıdır. Kültüre saygının önkoşulu, insana saygıdır; in-
san haklarına saygıdır. Insanları din diri yakmanın ya da
öldürmenin hiçbir gerekçesi olamaz.
Kültürel ortaklık bu noktadan başlar.
ECO bildirgesinden birkaç gün önce açıklanan Hükü-
met Programı da Türkiye'ye ilginç bir görev yüklüyor.
Program, "İslam dünyasmın, milletler ailesi içindeki
ağırlığının, önemiyle orantılı olması gerekir" (s.36) di-
yor.
Türkiye Hükümeti bu görevi nasıl yerine getirecektir?
Bu olgulan ve gelişmeleri ait alta yazdığınızda bir so-
nuç çıkıyor. Daha doğrusu can alıcı bir soru gündeme
geliyor: Türkiye'yi yönetenler Cumhuriyet'i oluşturan
ortak değerlerden uzaklaşıyor mu?
• • •
Pir Sultan'ın şu dizesini çok seviyorum:
"Paşa hadimine tembih eylesin,
Kolum çekip elim bağlamasınlar"
Büyük halk ozanı, yalnızca, özgürluk istiyordu.
Bu dize, 12 Eylül sonrasının yönetici paşaları için çok
geçerliydi.
iyi de şimdilerin sivil yöneticilerine ne oluyor?
Yöneticilerin birincil görevi, yurttaşlarmın yaşama
hakkım korumaktır. Sonra da korkusuz bir biçimde öz-
gürlüklerinı kullanmalarını sağlama sorumluluğu altı-
ndadırlar. En temel insan hak ve özgürlüklerini tanıma-
yanlara şirin görünme, kamu görevi ile asla bağdaş-
maz. Unutulmaması gereken ana nokta budur.