Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 ŞUBAT1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYF*
EKONOMI
Banka alacaklan
9 trilyon
• ANKARA (ANKA>-
Bankalann tahsilı geçikmiş
alacaklan geçen yılın ilk
dokuz ayında 9 trilyon liraya
yaklaştı. Türkiye'de
faaliyette bulunan tüm
bankalann 1991 yılısonunda
6 tirilyon 485 milyar lira olan
toplam takipteki kredi
alacaklan geçen yılıneylül
ayı sonunda 8 trilyon 708
milyar liraya yükseldi.
Macak sorunu en fazla devlei
bankalanna yansıdı. Toplam
alacaklann yüzde 70'inden
fazlasını oluşturan 6 trilyon
142 milyar lirahk kısrrunı
devlet bankalannın takipteki
alacaklan olşturdu.
Bütçenin beşte
birifaize
• ANKARA (ANKA)-
Türkiye'nın geçen yılki
konsolide bütçe gelirlerinin
beşte birinden fazlası iç ve dış
borç faiz ödemelerine gitti.
Geçen yıl konsolide bütçeden
30 trilyon 545 milyar lirası iç
borç, 9 trilyon 753 milyar
lirası da dış borç faizi olmak
üzere toplam 40 trilyon 289
milyar lirahk faiz
ödemesinde bulunuldu.
YDK'dan İller
Bankası'na uyan
• ANKARA (ANKA)-
Yüksek Denetleme kurulu,
İller Bankası'nın 56
yatınmının incelemeye
alınmasıru istedi. Bu
kapsamda İller Bankası'nı
zarara uğratan firmalar kara
listeyealınacak. YDK'nın
İller Bankası Raporu'nda
bankanın içme suyu,
kanalizasyon ve yapı
sektörûndeki 56 yatınmının
incelenmesi istendi.
Firmalann sözleşme süresi ve
koşullan içinde işlenru
bitirmedikleri.
başlangıçtakinin yaklaşık on
katı keşifartışı
sağladıklannın belirtildiği
raporda, söz konusu
fırmalara yeni ihalelerde yer
verilmemesi ve bunun diğer
kamu kuruluşlanna
duyurulması gerektiği ifade
edikiı.
EPOI Aksoy
sepmayesini
arttıpdı
• ANKARA (ANKA)-
İşadamı Erol Aksoy, sahibi
bulunduğu Avrupa ve
Amenka Holding AŞ'nin
sermayesini 110 milyar
liradan 200 milyar liraya
yükseltti.
İhale yasağı
• ANKARA (ANKA>
Devlet Su İşleri Genel
Müdürlügü. İstanbul'da
bulunan IlkerlerOtomotiv
Sanayı ve Ticaret AŞ'yi alü
ay süreyle ihalelere
kaülmaktan yasakladı. YÖK
ise. Ankara'da bulunan
NükleomedTıbbi
Malzemeler şirketini dört ay
süreyle devlet ihalelerinden
men cezası verdi.
yönetimlepe19
trilyon lira
•ANKARA (AA)- Geçen yıl
mahalli idarelere yapılan
ödemeler toplamının 19
trilyon lira olarak
gerçekleştiği bildirildi.
Böylece bir önceki yıl yapılan
11 trilyon lirahk ödemeler
yüzde 80 oranında arttmlmış
oldu.
DAPtanıtıldı
• ANKARA (AA>- Devlet
bakaru Ekrem Ceyhun,
Doğu Anadolu'nun
kalkındınlması Projesi
kapsamında, ortak
yaünmlar ve yüzde 100
yabancı sermaye yatınmlan
da dahil, her türlü kaynağuı
düşünüldüğünü söyledi.
Ceyhun, DAP ile doğudan
batıya sermaye akışını
durdurmak ve batıya akan
bu sermayeyi geri getirmeyi
hedeflediklerini belirtti.
Fındık ihracı
•TRABZON(AA)-
Karadeniz Fındık
İhracatçılan Birlıği
tarafından Trabzon'da da
ırtibat bürosu açıldı. Büro
sayesinde fındık ihraç
işlemlerinde kolayhk
sağlanarak zaman kaybı
asgariye indirilecek.
Tarişbank kredi
faizini indîndi
• tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)- Tarişbank, Tariş
ortağı üreticilere verdiği
kredi faizlerini. kullanım
tarihlerine bağlı olarak yüzde
8 ile 10 arasında düşürdü.
Tarişbank Yönetim kurulu
Başkanı Prof. Oğuz Oyan
amaçlannın üreticilere en iyi
hizmeti en iyi koşullarda
sunmak olduğunu ve bu
amaçla kredilerin yeniden
düzenlendiğini belirtti.
Avrupalılar, ABD'deki canlanma ışığınm kendilerine yansıyacağı umudunda
Sam Amca'dapişer, bize dedüşer
MURATARIN
Körfez Savaşı'ndan bu yana
üstlerine ölü toprağı serpili olan
sanayileşmış üîke ekonomileri,
ABD ekonomisinin önderliğin-
de, eski parlak günlerine dön-
meyi bekliyor. Dünyadaki top-
lam üretunin üçte birini gerçek-
leştiren Amerikan ekonomisi-
nin canlanması; sıfır büyüme
hızı ve dev boyutlara ulaşan iş-
sizlikle boğuşan Avrupa Toplu-
luğu üyelerini umutlandınyor.
1992:Berbatyd!
Dünya ekonomisi 1992"yi
çok kötü bir performansla ka-
patü. ABD, Japonya ve Avru-
pa ekonomileri azalan büyüme
hızı ve sürekli artan işsizlikle
karşı karşıya kaldı. Halkın eko-
nomik sorunlann büyümesi
karşısındaki bezgınliğı iktidar-
lan sarsar bir duruma geldi.
Körfez Savaşı'nın 'fatihi'
George Bu*, geçen kasımdaki
seçımler öncesinde, Bill Clin-
ton'ın ekonomi ağırlıklı seçim
kampanyası karştsında yenilgi-
ye uğradı.
İşsizliğin yüzde 10'un üzerine
çıküğı Fransa'da, iki a> sonra
yapılacak genel seçımler önce-
sinde, iktidardaki Sosyalist
Parti'nin oy oranı kamuoyu
yoklamalannda yüzde 20'nin
altına inmiş gözüküyor.
Bush, yenügiye uğradı.
Eskiden' Amerika
hapşırsa, Avrupa
nezle olur' denirdi.
Oysaşimdi'ABD
ekonomisi canlansa,
Avrupa ekonomileri
kurtulur' deniyor ve
1992'yiberbat
kapatan bütün
Avrupalılar da buna
inamp umutla
bekliyorlar. Clinton, Bush'un ımrasçısı.
Amerika, Körfez Savaşı'yla
iyice derinleşen ekonomik dur-
gunluktan çıkmak için büyük
bir uğraş verdi. Bush kredi faiz-
lerini aşın düşürdü. Amerikan
Dolan'nın Japon Yeni, Alman
Markı gibi kuvvetü dö\izler
karşısında İkinci Dünya Savaşı
sonrasındaki en düşük değerle-
rine inmesine seyirci kaldı.
İşsizlik oranı yüzde 5.5 düze-
yinden yüzde 7.5'in üzerine
çıktı. İşini kaybetme korkusuy-
la yaşamaya başlayan. hayat
standardı gerileyen Amerikan
halkı Bush'a ikinci kezsecılme
şansını vermedi.
Bill Clinton, seçimleri hükü-
met harcamalannı arttırarak,
ekonomiyi ateşleyeceğini söy-
leyerek kazandı. Ama daha
başkanhk koltuğuna yerleşme-
den, ekonomide işler rayına
oturmaya başladı. Bush'un ça-
balan mevyvelerini veriyordu.
Belki seçimler ocak ayında
yapılsa Bush 'Körfez Savaşı
Fatihi' unvanına bir de •ekono-
mi fatihi' unvanını ekleyerek se-
çim zaferi kazanabilirdı.
Avnıpa'da işler kesat
Avrupa'da Almanya bütün
Avrupa Topluluğu ülkelerinin
boğazını sıkıyor. Nasıl mı? Fa-
izleri yüksek tutarak. Almanya
Merkez Bankası, yüzde 4 düze-
yindeki enflasyonu düşürmek
icin, geçen yıl kısa vadede yüzde
10'un üzerinde faiz uyguladı.
Avrupa Para Sistemi ile birbir-
lerine bağh olan öteki AT üyesi
ülkeler, paralannın aşın değer
kaybetmesini önlemek için faiz
oranını Almanya ile eşitlemek
zorunda. Örneğin Fransa'da
enflasyon yüzde 2, faiz oranlan
yüzde 10'un üzerinde seyredi-
yor. AT'de işsizlik oranının bu
yıl yüzde 11 'e, gelecek yıl yüzde
11 5'e yükselmesi bekleniyor.
Gerçekten de AT ülkeleri
faizleri arttırmak zorunda mı?
Bir bakıma evet... İşsiz sayısı üç
milyona doğru ürmanan İngil-
tere, eylül ayında artık Alman-
ya'yla faiz yanşı yapamaya-
cağmı açıklayarak Avrupa
Para Sistemi'nden çıktı ve faiz-
leri yüzde 5'e doğru çekmeye
başladı. Sonuç, İngjlız Sterhni,
beş ay içinde Amerikan Dolan
karşısında yüzde 20 değer kay-
betti, hala da durulmadı.
Avrupa'run son 6 aydır en
çok konuştuğu konu, Avupa
Para Sistemi'nin geleceği. Ama
para piyaşalan bir türlü şakin-
leşmiyor. İtalyan Lireti, İspan-
yol Pesetası'ndan sonra son he-
def İrlanda Puntu">du. Punt
yüzde lOdevalüeedildi. Bugün-
lerde Danimarka Kronuna
saidınlar ağırlaştı. Fransız
Frangı ise. hep diken üstünde.
Almanya tehlikesi
İki Almanya'nın birleşmesi-
nin faturası çok ağır oldu. Al-
manya dev bütçe açıklan ver-
meye başladı. Enflasyon yüzde
4'ün üzerine çıktı. Almanya,
önce enflasyonu düşürmeyi isti-
yor ve iç talebi kısmak için yük-
sek faiz politikası uyguluyor.
Ama bunun zaranru kendisi de
görüyor. Almanya'da 1993'te
ekonominin büyüme hızmın
yüzde 0 ile 1 arasında olması
bekleniyor.
ABD ekonomisindeki can-
lanma bütün dünyaya yansıya-
bilir mi? ABD'de yükselen ışık
Avrupa'yı kurtarabilir mi?
Umut var. ama Almanya 'Ta-
mam artık. Enflasyon karşı-
sında istediğim hedefı tuttur-
dum. Faiz oranlannı makul dü-
zeye indirebilirim' demedikçe
her şeyin toz pembe olması zor.
GATT görüşmeleri, ABD ve AT kadar Japonya'yı da ilgilendiriyor
Çıkrnaz sokakta çıkar arayışı
Ekonomi Servisi-1986 yılında
başlatılan ve iki yılı aşkın süre-
dir de çıkmazdan kurtulama-
yan GATT Uruguay Raundu
görüşmeleri daha da uzayacak
gibi görünüyor.
ABD Başkanı Bill Clinton
yönetimi, Gümriik Tarifeleri ve
Ticaret Genel Anlaşrnası
(GATT) çerçevesinde sürdürü-
len bu görüşmeler için, Kong-
re'den ek süre isteyecek. Bush
yönetimi sırasında, Uruguay
Raundu için en geç 2 Mart 1993
tarihine kadar süre tanınmıştı
Uruguay Raundu'nda kötü
bir anlaşmaya imza atmaktan-
sa hiç anlaşma sağlamamayı
terort'eden ABD yönetimi,
"RrMfİK^irrtıaflaHrrrjFdış pa-
zarlardakı payını artUnp içerde
yeni istihdam imkanlan yarat-
ma ve ekonomisini büyüüne"
arayışı nda.
Yahepyahiç
AT Komisyonu'nun ulusla-
rarası ticaret görüşmelerinin
yürütülmesiyle görevli yeni ti-
cari başkanı Leon Brittan, ABD
Başkanı Clinton'ın görevi dev-
ralmasından bu yana, Atlan-
tik'in iki yakası arasındaki tica-
ret sorunlannı görüşmek üzere
Washington'da bulunuyor.
ABD ile AT arasında tanm
sübvansıyonlan konusundaki
uzlaşmazlık, Bush yönetiminin,
Fransa başta olmak üzere.
ATden ithal ettiği yılLk 300
milyon dolarhk işlenmiş tanm
ürünlerine yüksek oranb güm-
rük vergisi kojmasıyla ticaret
savaşına tehlikesine dönüşmüş
ancak son anda tehlike gidenl-
mişti. Clinton, iktidara geldık-
ten hemen sonra aralannda beş
AT ülkesinin de ver aldığı bazı
ülkelere "ABD'ye sübvansiyon-
lu \e dampingli fıyattan çelik
ihraç ettikkri" gerekçesiyle çok
yüksek oranlı gümrük vergisi
ko>ması>la. Atîantik'in iki kı-
yısında yeniden ticaret savaşı
alarmı çalmaya başladı.
ABD'yi zıyaret eden Japon-
ya Dışışleri Bakaru Michio Wa-
tanabe, Clinton ile görüşmesın-
de, "ABD Kongresi'nin Japon-
>a"ya karşı alacağı tican misılle-
me önlernlerini engellemesıni'
istedi. VVatanabe, Japonya'nın
'Ticaret fazlannı diğer ülkeler
yaranna kullanacağını. iç talebi
arttıracagını \s pazarlannı ya-
bancı mallara daha fazla aça-
cağını' vaat etti. Clinton da
Watanabe'ye 'Japonya ile ti-
caretinde verdikleri açığı da-
raltmak ıstivoruz' dedı.
A T-L. Amerika 'mn
arası muz tachnda
Çikita
savaşı!
GLAYABU1L/EKVAÛOR/
BRtlvSEL (AA) - Bir yandan
uluslararası tkaretin serbestieş-
tirilmesine çalışılırken diğer > an-
dan. karşılıklı ticaret ilişkilerin-
de gerginlikler birfoirini iziiyor.
Bunun en son örneği olarak A>-
nıpa Tophıluğu'nun (AT) Latin
Amerika ülkelerinden vaptığı
muz ithalatına kota koyacağını
biktinnesi üzerine harekete ge-
çen Latin Amerika ülkeleri, AT-
yi Inisflleme' ile tendit ettiler.
AT'ye muz ihraç eden Latin
Amerika ülkelerinden Kolocn-
biya, Kosta Rika, Ekvador, Gu-
klernahı, HondoraK NatarBsua-
ve Panama Devlet Başkanlan
zirvesinde, "AT ile ticaret ilişki-
lerinde eşittiği sağla\Ki politika,
strateji >e eylemlerin elirlenmesi
amacıyla politikacılar ve uzman-
lardan oluşan bir komite kurul-
ması" karan alındı. Bu komite-
de, ATye karşı aiınabitectk mi-
sflkme önlemleri ek alınacak.
L.Amerika dünya genelindc
toplam muz üretiminin büyük
ktsmım karşıladığından. AT'nin
muz ithalatına kota koyma ka-
rannı uygulamaya koyması en
çok oniara zarar verecek.
DUNYA EKONOMISINE BAKIŞ
ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
DurgunluktanÇıkınca
Hem dünya ekonomisinin genelin-
de hem de durgunluğun şiddetle de-
vam ettiği gerekse bu durgunluktan
çıkmakta olduğuna dair işaretlerin
kuvvetlendiği ülkelerde önemli yapı-
sal değişiklikler yaşanıyor. Ne var ki
bu değişiklikler gelecekte daha mü-
reffeh ve istikrarlı bir dünya vaat et-
miyorlar.
ABD ekonomisinde yaşanan deği-
şikler özellikle önemli. Çünkü bura-
da durgunluğun bittiğine ve bir ge-
nişleme döneminin başladığına dair
işaretter var. Örneğin geçen 12 ayda
ABD'de sanayi üretimi ve GSMH
yaklaşık % 2.9 büyüdü Ekonominin
durumunu göstermek açısından en
sağlıklı göstergelerden biri olan Sa-
tınalma Müdürleri lndexi ciddi birsı-
çrama jle kasım ayında % 55.4'den
aralık ayında % 58e çıktı. Aynı dö-
nemde öncü Göstergeler lndexi %
1.9 artb. Bu, 1983'den beri en şiddetli
aylık artıştı. Belki de en önemlisi
üretkenlik indexi % 2.7 ile son 20
yılın en büyük artışını gösterdi. Ne
var ki işsizlik tüm bu gelişmelere
ayak uyduramayarak bir yıl % 7.3'de
kaldıktan sonra ocak 1993de ancak
% 7.1 e gerileyebildi. Aynı dönemde
gelir dağılımı daha da bozuldu ve en
üst %20 lik gelir dilimi ile nüfusun
geri kalanı arasındaki fark daha da
açıldı. (FT. 8 şubat. sf.11).
ABD'deki ekonomik toparlanma-
nın bu sefer, bir öncekinden farklı
olarak genişleyen tüketici talebine
değil de hızla artan üretkenliğe da-
yalı olması burada ekonominin yapı
değiştirmekte olduğunu, karlılığı art-
tırmak için giderek daha fazla tekno-
lojiye yatırım yapan şirketlerin işçi
çıkartmaya devam ettiği gösteriyor.
ABD'de ekonomik toparlanma
emekçi kesimine refah getirmiyor.
Ekonomik yapısı ve emek pazarı
ABD'den oldukça farklı olan ve ha-
len bir durgunluk yaşamakta olan
Japonya ve Almanyadaki gelişme-
ler de benzer yönde. ûrneğin Japon
sanayicileri arasında d'.ırgunluğun
bugüne kadar alışagelmiş durgun-
luklardan daha farklı olduğu yönün-
de bir inanç kuvvetleniyor. Japon
Araştırma Enstitüsü'ne göre artık iş
çevrelerinde, ağırlık pazar payını
genişleterek toplam karı arttırmak
stratejisinden "kişi başına maliyet-
leri ve personel sayısı nı azaltarak
yeniden bir yapılanmaya gitmek yo-
lu ile karlılığı arttırmaya" doğru kayı-
gettrmeye başlaması bu duruma bir
başka boyut da katıyor.
Geçen yılarda hızla artan global-
laşmenin bir sonucu olarak işsizli-
ğin artış tarzında da daha önce pek
görülmeyen bir özellik ortaya çıktı.
Çok uluslu şirketlerin global reoga-
nizasyona gitmeleri işsizliği birçok
ülkede birden, bazen bu ülkelerdeki
gelişmelerden bağımsız olarak arttı-
cağını gösterdi. Geçen haftalarda
IBM, önümüzdeki 2-3 yılda dünya
Almanya'da işsizlik arttıkça ücretler de dûşüyor.
yor. Japon sanayii 1980'ler boyunca
yarattıgı kapasitesinin bugün artık
bir fazla kapasite haline gelmiş ol-
duğunu fark ediyor ve bunu daralt-
mayaçalışıyor. Buna bağlı olarak da
işsizlik bir yılda % 2.1 den % 2.4'e
çıkıyor.
Batı Almanya'da işsizlik resesyo-
na paralel olarak, geçen yılda % 6.
2'den % 7.5'e çıktı. Bu yıl sonuna
doğru resesyonun şiddetinde bir
azalma beklenmesine rağmen iş-
sizliğin hızla artmaya deva edecegi
görülüyor. Bu arada Almanya'da
sendikalar enflasyon oranının altın-
da ücret artışlarını kabul ediyorlar
ve böylece de gerçek ücretler ilk de-
fa düşmeye başlıyor. Nihayet Al-
manya'da işverenlerin 40 saatlik iş
haftasına geri dönmek isteğini dile
çapında 25000 işçiyi, Ford Motor
Company ise 1993 yılında tüm Av-
rupa'da 10.000 kişiyi işten çıkara-
caklarını açıkladılar. Volksvvagen
ise 1997 yılına kadar tüm dünyadaki
şirketlerinden toplam 36.000 kişiyi
işten çıkartacak.
Demir çelik gibi bazı sanayi dalla-
rımda global ölçekte bir gerileme
yaşanıyor. Bu da işsizlik artışım glo-
balleştiriyor. Örneğin uluslararası
rekabete dayanamayan Avrupa de-
mir-çelik sanayii önümüzdeki üç yıl-
da 50000 kişiyi işten çıkartacağını
açıkladı. Bunun 37000 kişisinin he-
men 1993 yılında işten çıkarılacak ol-
ması bu 50000 rakamının da iyimser
bir rakam olduğunu, yıkımın aslında
daha geniş çaplı olacağını gösteri-
yor. Bu çöken sanayilerde ise kayıp
olan işlerin, ekonomik toparlanma
ne kadar güçlü olursa olsun bir daha
geri gelmesinin hiçbir şansı yok.
Dünya ekonomisinde ağırlık mer-
kezinin değişmekte ve ABD / Avrupa
ekseninden Uzakdoğu ya kaymakta
olduğuna dair güçlü göstergeler de
var. Uzakdoğu'da yeni sanayileşmiş
ülkelerin büyüme hızlarının 1993'de
Avrupa, ABD ve hatta Japonyanınki
ile karşılaştırılmayacak kadar büyük
bir hızla artmakta olması bu kanıyı
güçlendiriyor. 1993 yılında Çin'in %
12, Malezya'nın % 7.6, Tayland'ın %
8.1,Taywan ın %7.6, Endonezya'nın
% 6.9, Güney Kore'nin % 6.8, Singa-
pur'un % 6 büyümesi bekleniyor.
Aynı dönemde Çin, Tayvvan. ve Sin-
gapur'un cari hesaplarındaki fazla-
nın % 11 ve % 7 arasında artacağı
ve diğerlerinin de açıklarmm hızla
azalacağı tahmin ediliyor. Bu eko-
nomilerin esas olarak yen anlamın-
da olması, Japonya'nın ekonomik
durgunluktan çıkması ile birlikte bu-
rada son derecede güçlü bir bloğun
oluşacağına işaret ediyor.
Çok uluslu şirketlerin bünyesinde
görünen, ama uluslararası sürtüş-
melere yol açan yeni ve ilginç bir
gelişme de bunların global emek pa-
zarının özelliklerine bağ! olarak ko-
laylıkla bir ülkede tüm işçileri işten
çıkarıp bir diğerine göç etmeleri. Bu
durumu ilginç kılan, Hoover örne-
ğinde olduğu gibi bu tür gelişmele-
rin artık eskiden olduğu gibi sadece
az gelmişmiş ülkeleri değil, Ingiltere
ve Fransa gibi gelişmiş ülkeleri de
etkilemesi. Hoover'in geçen hafta-
larda Fransa'daki 400 kişilik fabrika-
sını, tüm işçileri çıkartarak ingiltere-
ye taşıması bu iki ülke arasında sür-
tüşmelere yol açt. Fransız Baş-
bakanı, Ingilizleri işçilerine yeterin-
ce sosyal haklar vermemekle ve
böylece de AT içinde hasız rekabet
ortamı yaratmakla ve Fransız işçile-
rinin işlerini çalmaklasuçladı.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Solda Doğru BirlikCumhuriyet Uğur'un öldürülmesıyle birlikte yükselen top-
lumsal istemi de göz önünde tutarak, sosyal demokrat parti-
lerın bırleşmesı önerısinı yaptı. Ancak partılerın ustyönetım-
lerınin değışik bıçımlerde görüş belirtmelerıne karşın, so-
mut bir birleşme süreci başlatılamıyor. Son on yıl boyunca
olduğu gibi solun birleşmesi konusundaki kısırlık sürüyor.
Bu nedenle sorunun nesnel yönlerının ırdelenmesi gere-
kiyor. Sağlıklı birleşme yalnız ve ancak doğru bir düzlemde
olabilir.
Ülkemızin sosyal demokrat partılerının bırleşmelerıni
güçleştiren, giderek engelleyen nedenler iki ana başlık altı-
nda toplanabilır Bunlar sıyasal örgütlenme ve düşunsel
(ıdeolojık) farklılıklardır
Ülkemizde tüm öbur partıler gıbı sosyal demokrat partile
rin örgütleri de çatı ya da tepe noktasına göre bıçımlenir.
Partilerın karar alma ve uygulama süreclerınde genel baş-
kan kesın belirleyicı konumundadır.
Genel başkana bağımlılık derecesine göre sıyaset yapma
olanağı bulunması, daha doğrsu kayıtsız, koşulsuz tek kişiye
bağlıhk anlayışı, sosyal demokrasının temel ılkeleriyle taban
tabana ters bir durumdur. Sosyal demokrasınin doğasında
katılımcılık ve çoğulculuk vardır. Bu partilerde sıyasal yük-
selme, örgütün gelişmesine ya da partınin düşüncelerine
yapılan katkıyla ölçülür, genel başkana bağlıiık derecesine
göre değil.
Örgüt içi demokrasının variığıdır ki sosyal demokrasının
dayanağı olan toplum kesimlerinın, özellikle emeğıyle geçı-
nenlerın partılerıyle bütunleşmelerını sağlar. Siyasetten
uzaklaşrnalarını. partilerıne yabancıtaşmalarını önler.
Sosyal demokrat partiler öncelıkle parti içi demokratık sıi-
reçlerin işletilmesi konusunda görüş birliğine ulaşmalıdır.
Sosyal demokratlann birleşmesinm ikinci, ancak kesinlik-
le ikincıl olmayan düzlemı, düşünseldir.
Sosyal demokrasinın evrensel ilkelerının ülkemize özgü
koşullarla en uygun bileşıminin yakalanması sosyal demok-
rat düşûnce üretiminin temelidir.
Sosyal demokrası. uzun dönemde insanın ınsan tara-
fından her türlü sömürüsunü, özgürlük, eşıtlık ve dayanışma,
kısaca demokrası içinde sona erdırmeyi amaçlar
Ancak ülkemizin koşullarında sosyal demokrasi iki ek
yükü daha taşımak zorundadır. Bu iki yük, demokratikleşme
ve ekonomik gelişmedir
Sosyal demokratlar, ülkemizin demokrasi açığını ka-
pamak ve bununla eşzamanlı olarak ekonomik gelişmesini
sağlamak zorundadır.
Laiklik ve çağdaşlaşma ilkelerı doğrultusunda devlet
yapısının demokratıkleşmesi ve yeniden kurumlaşması bü-
yük öncelik taşıyor Yalnız demokratıkleşen devlet yapısıy-
ladır ki etkin, verimli ve eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerı
eksiksiz yapabilen bir sosyal devlet oiuşabilir.
Ekonominin üretım olanaklannın genişletilmesi, üretım
yapısının ileri teknolojileri kullanma yönünde dönüşumunün
sağlanması, özel ve kamu tüm toplumsal üretici güçlerın bu
amaç doğrultusunda ışbırlıği konularında sosyal demokrat-
ların somutönerıler gelıştırmelerı gerekiyor. İşsızlere iş bul-
ma, bölgesel gelişme ve kentleşme sorunları çozüm üretil-
mesini bekliyor.
Ülkemizde solculuk, tıpkı dolar karşısındaki TL gibi sürekli
değer yıtiriyor. Buna kirşılık dünyada sosyal demokrasınin
tezleri özellikle demokrası ve teknoloji bağlamında giderek
güçlenıyor.
B^u çelişkinin gıderilmesinde ülkemizin sosyal demokrat-
lanna çok büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor.
Toplumun ezilen, haksızhğa uğrayan, yoksullaşan kesim-
leri sosyal demokrat partüerin birleşmesıni, yıllardır büyük
bir özlemle istiyor. Bu toplumsal isteme ve özleme yanıt ve-
rHmeoı vw olankoşuMsrdaçök daha büyük btr gerekliHk otu- \
yor. Çağdaş uygariığı yakalamadayeni bir atılımı gerçekleş-
tirmek, özellikle son yıllarda aşınan ve giderek yitinlen doğ-
ruluk, dürüstlük ve erdem gibi ahiak değerlerinin egemen
kılınmasını sağlamak ve hakça bir düzeni yaşama geçirmek,
sorumluluk duygusu taşıyan tüm sosyal demokratlan göre-
ve çağınyor
Yapılması gereken olabıldiğince katılıma bir yaklaşımla
örgüt anlayışı ve düşünce düzlemindeki somut konulan ele
almak ve bırleşmenin yollarını açmakîır.
Bu noktada, kendılerıni sosyal demokrat ve bununla eşan-
lamlı olarak demokratık sosyalist bıçıminde niteleyen tüm
kişi ve kuruluşlara önemli bir görev düşüyor. Sendikaların,
meslek oda ve bırliklerinin, gençlik ve çiftçi örgütlerınin ve
bıreylerin sosyal demokratlann bırleşmesı konusunda yo-
ğun bir çaba harcaması gerekiyor.
OPEC'te üretim karmasası
Uretimkısılacak,
ama nasıl?VİYANA (AAh Petrol İhraç
Eden Ülkeler Örgütü (OPEC)
bakanlan petrol fıyatlanndaki
düşüşü durdurmak için üreti-
min büyük ölçüde azaltılması
konusunda anlaşmaya van-
rken, hangı ülkenin üretımini
ne kadar kısacağma ılişkin gö-
rüşmelerdeki tıkamkhk çözüle-
medi. OPEC üyeleri Kuveytin
dahi fedakarlık yapmasmı iste-
dıler.
OPEC'in nisan-haziran dö-
nemi üretimini belirlemek için
Viyana'da önceki gün bir arava
gelen 11 ülkenin bakanlan. yo-
ğun görüşme trafiğine rağmen
sadece üretımin en az günlük 1
milyon varil azaltılması konu-
sunda anlaşmaya varabildiler.
Bu arada Irak'ın Kuve>tten
çekilmesinden sonra yapılan
OPEC toplantılannda bugüne
kadar herhangi bir kotaya dahil
edilmeyen Kuveyt'ten ilk kez
petrol üretimini kısması istendi.
Kuveyt ise 50 milyar dolarhk
savaş sonrası ödeme \e tamirat
çalışmalan sürerken kendisin-
den üretimi azaltması gibi bir
fedakarlık beklcnemeyeceğinı
bildirdi. Endonezya ile Cezayir
bakanlan da üretim kısıntısı
için ikna edilemedi.
OPEC'in toplantılannda
üretimin azaltılması için. en çok
mücadele veren Suudi Arabis-
tan ile İran, KörfezSavaşı sı-
rasında üretimlerini en çok
arttıran ülkeler olmuşlardı. Bu
>
r
üzden şirndi diğer üyeler, en
büyük üretim kısıntısmı bu iki
ülkenin yapması konusunda
ısrar ediyorlar. Kartelin en güç-
lü üyesi Suudi Arabistan ise her
üyenin üretim kısıntısından
payma düşeni gerçekleştirmesi
için baskı yapıy or
Son yıllarda sürekli olarak
belirlenen kotalan aşan OPEC
ülkeleri, alınan kararlan uvgu-
lamıyorlar. Kış için günlük top-
lam 24.4 milyon vanl üretim be-
lirlenmişken, OPEC'in toplam
üretimi 500 bin varil daha fazla
gerçekleşti.
MERKEZ BANKASI KURLARI IS|«BATI99S
dNK
1 ABD Dolan
1 Alman Markı
1 Avustralya Dolan
1 AvusturyaŞilini
1 Belçıka Frangı
1 Danimarka Kronu
1 Fın Markkası
1 Fransız Frangı
1 HollandaFlorını
11sveç Kronu
1 fsviçre Frangı
100 İtalyan Lireti
1 Japon Yenı
IKanada Dolan
1 Norveç Kronu
1 Sterlin
1 S.Arabistan Rıyali
•Mz
«u|| $*nş
9067.83
5498.99
6149.81
784.41
266.94
1436.37
1539.52
1624.19
^ 488700
1218.83
5934.45
588.63
75.25
7226.51
1294.11
12903.52
2417.95
908600
EFEKTtF
ALt?
9058.76
5510.01 i 5493.49
6162.13 6057.56
785.99J 78363
267.47
1439.25
1542.61
1627.44
264 27
142201
1524.12
1622.57
4896.79! 488211
1221.27
5946.34
120664
592852
589.81' 58274
75.40! 74.12
724099
1296.70
12929.38
711811
1281.17
12890.62
2422.80 238168
MTIŞ
9113.26
5526.54
6180.62
788.34
268.27
1443.57
1547.24
1632.32
4911.48
1224.93
L
596418
591.58
75.63
7262.71
1300.59
12968.17
İ430.07