23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1SŞUBAT1993 PAZARTESİ DIŞHABERLER Kraliçe lıazretleri de vergi ıııükellefi EDİPEMtLÖYMEN LONDRA - Michael Jackson'ın cilt renginin nasıl olupda gıtgide beyazlaştığı geçen haftaen birinci magazin haberiydi. Michael, I4yıldır verdiği ilk televizyon mülakatında ağlayarak, "nedeni belirsiz bircilt hastalığı nedeniyle" sürekli beyazlaştığını anlattı: "Ben siyahım. Bununla gurur da duyuyorum. Ama bende bır hastalık var. Cildimin rengi açılıyor. Elimde olan bir şey değil. Aıleden geliyormuş. Babam söyledi." Michael bir tek burnunu kaldırtmışo kadar. Neçenesine, ne yüzüne, ne elmaak kemiklerine, negözlerine neşter değmemiş meğerse. Bütün bu anatomık adreslerdoğal değil miymiş? -Michael'ın saranp solması, iğne ipliğe dönmesi toplumda acaip bir acıma hissi yarattığı sırada bir başka haber, Michael'ı eksi puanla aşağılara itti. Kraliçe hazretlerinin nihayet vergi mükellefi olacağını Başbakan açıkladı. Ama Kralkpe'nın gerçek bir vergi mükellefı değil de "adet yerini bulsun. muhaliflersussun" türünden bir vergi mükellefı olduğu da hemen anlaşıldı. Sadece kişisel geliri üzerinden gelir vergisi ödeyecek. Kişisel geliri iseaçıklanmayacak. Ama İNGİLTERE şöyle böyle 1 -2 milyon sterlin vergi demek oluyor bu. Bizün paramızla 130-250 milyar lira ediyor. Oğlu eğer gûnün birinde kral olursa, o da veraset ve intikal vergisi ödemeyecek. Kraliçe de oğlu da resmi harcamalannı vergiden düşebilecekler. Devletin yüklendiği masraflar ise vergi dışı. Yani kraliyet treni, yatı, saraylara ait her türlü gider. seyahatler, resmi davetler devlet kasasından. Devlete ait olan. her hükümdann devlet adına kullandığı mücevherler de vergi dışı. Kraliçe ve oğlu Prens Charles'ın vergilendirilmeleri, kraliyet kurumunun geçen yılki skandallar yüzünden ağırbaşhhğı ve ciddiyetinin örselenmesiyle güçlenen cumhuriyetçi akımlan gûndemden süpürmeyi öngörüyordu. Ama tam bu sırada, Cumhuriyetçilerin motoru durumuna gelen Avustralyalı basın imparatoru Rupert Murdoch son numarasını yaptı: Dün gece, sahibi olduğu uydu televizyon kanah SKY'da "Diana: Gerçek Öyküsü' pembe üzerine beyaz çiçekli birdizi olarak başlamaz mı! Uçüncü, dördüncü smıf "sanatçılar"ın rol aldıklan dizide Prens Charles'ı hık demiş bumundan düşmüş biraktörcanlandınyor. Dizide herkes var. Hele Charles'ın "sevgilisi'" Camilla'nın Liana ile tartışma ve yüzleşmesi mega-dramatik boyutlarda. Diana-Charles itişmesi de ayn biralem. Diana gözlerini sûzerek soruyor "Beni hiç sevdin mi?" Charles, olabilemez bir bönlükle. şalatalık gibi bakarak, '"Hayır" diyor. İşte bir turbo-süper-trajik sahne daha. SKY-TV kanalını izleyen bir milyon kadar meraklı, bunlan dün gece gördü. Diğertelevizyonlardâ bültenlerine haber olarak aldılar. Rupert için ummadığı kadar reklam oldu. Çifte vatandaşhk tarbşılıyor ALMANYA GÜNER YÜREKLtK BERLİN - Şu günlerde Almanya'da en çok konuşulan konulardan biri de "Çifte Vatandaşhk Hakkı." Federal Meclis'te vatandaşhk hakkı konusunda, ikisi yasa taslağı biçıminde üç ayn öneri var. Bunlardan biri, hükümetteki Birlik Parıılen CDU, CSU ı!e Hür Demokratlar'ın (FDP) önerisi. Koalisyonhükümeti. 15yıllık ikametten sonra yabancılara Alman vatandaşhğına geçi$ hakkının tanınmasını öngörüyor ve çiftc vatandaşlığa kesinlikle karşı çıkıyor. Enjzöyilokulagitmiş 17-23 yaşlarındaki genç kuşak yabancılarda aranan ikamet süresı ise 8 yıl. B.ı ûe Alman Sosyal Demokrat Parti'li (SPD) Herta Daeumler-Gmeun'in getırdiğı yasa taslağı önerisi var. Buna göre dğır suç işlememiş yabancılar 5 yıllık ikametten sonra Alman valandaşlığına geçebiimeîi. 8 yıi sonra ise buna hak ka/anmah. Yabancılann uçüncü kuşak çccuklanna buradadoğardoğmaz vaiandaşlık hakkı tanınmalı. Çiftc veya daha fazla sayıda vatandaşhk mümkün oltnah. Bir yasa taslağı önerisi de Hür Demokrallar'ın federal hükümet yabancılar görevlisi Cornelia Schmalz Jacobsen getirdi. Oda getirdiği öneride 8 yıllık ikametten sonra Alman vatandaşhğına geçiş hakkını savunuyor ve bclli durumlarda çifte vatandaşhk hakkına imkan tanınmasını istiyor. Schmalz Jacobsen, 2. kuşak gençlerin. . doğrudan Alman vatandaşhğına geçebılmelerini de öneriyor. Şimdi Almanya'da. anayasadaki 116. maddenin değiştirilmesi ve yabancılara çifte vatandaşhk hakkının tanınması için birımza kampanyası başlatıldı. Berlin'dekı Birlik 90/Yeşiller parti grubunun başlatüğı imza kampanyası nı. Dany John Bendit, Joschka Fischer, Günter YVallrafFgibidaha birdizi ünlü politikacı. sanatçı ve yazar destekliyor. Doânamış bebeklere taş heykeUer Ş2$S£! makuraTapınağı'nın yolunu tutar. Çocuğunudünyaya getirmek istemeyipde kürtaj yaptıra ş y Ş!Z£2Z!& apınağı'nın yolunu tutar. Çocuğunudünyaya getirmek istemeyipde kürtaj yaptıran kadınlar.doğma- mtş çocuklannın antsına tapınaktaki taş bebek heykclcikleri giydirir ve işlediği günahjndan annabümeyi umut cdcr. Japonva'da ev sorunu ve ekonomik güçlükier nedeniyle kürtaj yasal. Başkent Tokyo'da, eski Japonya'nın özeiliklerinden biri oian geleneksel buyük ailelere rastlamak arük pek mümkün değil. Seçim kampanyasının malzemesi işsizlik FRANSA MtŞEL PERLMAN PARİS - Şu günlerde Franşızlar ılginç bir ortamda yaşıyor. İlk turu 21. ikind turu da 28 mart için öngörülmüş milletveküi seçimleri sanki olup bitmiş de bir tek kimih hangi bakanlık koltuğuna yerleşeceği sorunu kalmış çözüm bekleyen. Daha önce dc söylendi, belirtildi. vurgulandı. Sonuç şimdıden belli gibi. Bilinmeyen tek nokta. sosyalistlerin sadece kaybedecekleri mi. voksa Cumhuriyet İçin Birlik (RPR) - Fransa Demokrasisi İçin Birlik (UDF) koalisyonunun buldozeri altında ezilecekleri mi? İşte böy lesine bir ortam içinde yavaş yavaş hareketlenmeye başlayşn seçim kampanyasının önde gelen konusu. elbette ki işsizlik. 58 milyonluk Fransa'da çalışan nüfusun yaklaşık yüzde 10.5'i iş anyor. Yani yaklaşık 3 milyon kişi. Fakat bütün bu kasvetli havarun içinde. yine de hiç beklenmeyen. pınl pınl bir dayanışma örneği de ortaya çıkıverdi. Yıllaryıh bize özetle derdi ki: "Fransız bireyr eldir, özgürlüğünü de bu tutumuna dayamıştır." Oysa şimdi özellikle istihdam konusunda ortaya koyduğu tavır, Fransızın dayanışmacı vegerçekçi tarafıruda jeoymuştur ortaya. Bu genel konu «jraçevesmde naensubu oiduklan kuruhışun yeni kişilen tşe alabılmesi için birazdaha azçalışıp birazdaha az para kazanmayı, Fransızlann yüzde 71 'i kabul ediyor. Karşı olanlann oranı ise vüzde 26. pte yandan çalıştıklan kuruluşta işten çıkanlmalan önlemek jmacıyla, maaşlannda yüzde 10'luk birkesintiyi kabul edenJerde yüzde S8 oranında. Rıısya^la suç ulıısal felaketoldu Mafyanm yürüttüğü döviz, uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı ülke ekonomisini baltalıyor Dtş Habeıier Servisi - Rusya, ülkesinde ber ge- çen gün yaygmiaşan suç şebekeleri >e mafyaya karşı ciddi önlemler akna hazırlığında. Güvenlik bakanı, Batılı istihbarat örgütterinin suç şebeke- leriyle Lşbirliği yaparak, ülkeyi çökertmeye çalıştıklarını öne sürdü. Rcuter'in haberine göre Rusya Gihenlik Ba- kanı Viktor Barannikov. yabancı istihbarat ör- gütlerinin ülkesini zay ıf düşürmek aınacıy la Rus- ya'daki örgfitlü suç şebekeleriye işbirliği y aptığını sövledi. Baramikov Kremlin'de devam eden Or- gütiü Suçlarla Mucadde konulu toplantıda yaptığı konuşmada, yabancı istihbarat örgütleri- nin Rusya'daki mafya benzeri örgütlerin dış ülke- lerdeki karşıtlanyla bağlantı kurmalarmda işlev- sd bir rol oynadıkları konusunda sistetnli bilgiler aMıklannı açıkladı. Bu örgütlerin Rusya'da sahte döviz, uyuşturucu madde >e silah kaçakçıiığına da karışttğını belirten Gihenlik Bakanı ayrıca devle- tin en üst kademesindeki göreviiler arasında da örgüttü çetelerin elemanlarının bulunduğunu kay- detti. Barannikov, devlet kademesideki personetin yoLsuzluk ve suç şebekelerinden armdınlası için bir an önce harekete geçilmesi gereköğini vurgu- ladı. 1991 yılmdaki darbe girişjminden sonra KGB'rin yerini alan Giivenlik Bakanı, Rusya- daki mafyayla işbirliği yapan Batılı istihbarat ör- gütlerinin adını vermedi, ancak ellerinde ciddi bil- gilerin bulunduğunu söyledi. Barannikov Mosko- va'da yüksek dü/cyde yetkililer arasında yoteuz- luk y apıldığını bdgeley en 2 bin 700 dosyanın bu- lunduğunu da bildirdi. Başkent Moskova'da son aylarda soç işleme oranı gittikçe artryor. Başkent sokaklannda in- sanlan durdurup parasını alan çeteler, arrık ör- gütlü ve profesyoneke tasarlanmış planla ruristik otelleri ve yabancı sey ahat bûroianoı basıyor. Bilindiği gibi geçen hafta Tfirk Hava Yollan"- nın (THY) Moskova bürosu soyTilmuş ve 20 bin dolar ıtakit para çalınmıştı. THY Moskova temsiictsi Tayfun Davran, so- yugnun çok profesyonelce tasarlandığını ve bi- nanın alarm sisteminin normal işliyor görünme- sine karşın, devre dtşı bn-akıldığıru bildirmişti. AMLAR-KAMLAR ECMEL BARUTÇU Hangisi? Eski CHP'li dostumu çok görmek istedim. Görebüsey- dim, ona geçen haftaki hatasını düzelttirecektim. Sayın Deniz Baykal'ın önerisi için "birleşmenin CHP çatısı altında olması konusundaki ısrarından vazgeçmiş gözüküyor" demişti. Halbuki öyle bir şey yok. O konıîdaki fikrini değiştirmemiş. 9 marttaki CHP Kurultayı'nda "Ben genel başkanlığa adaylığımı koymayayım, birleşmeyi hangi parti istiyorsa o partinin lideri gelsin, genel haşkan olsun" diyor. Iyi de seçecek olan kimler? CHP Kurultayı'na katılacak delegelerin tamamı Sayın Deniz Baykal ve çevresinin seçtırdıği delegeler değil mi? Iktidara ortak bir parti kendinı feshedecek ve onun ge- nel başkanı kendlsine karşı çıkmış olan delegetere gkjip teslim olacak! Tanrı aşkjna, bunun ciddiyet neresinde? Nitekim, eski bir milletvekili buna işaret etmiş bile. Iki ay sonra fevkalade bir kongre ile yeni genel başkanın dü- şürülüp eski genel başkanın veya onun desteklediği bir mesai arkadaşının partinin başma getirilmesi işten bile değil diyor. Çünkü delegelerin hepsi şimdiki CHP Genel Başkanı ve çevresindekilerin delegeleri. Üstelik konu sadece genel başkanlıkla bitmiyor. Bunun yöneticileri var, teşkilatları var. Onlar ne olacak? Ona da ortaJama bir yol nasıl olsa bulunur, denesin. SHP içindeki eski ikiliği hooop diye CHP içine taşımanın anlamı yoktur. Bana kalırsa bu işin ciddiyeti kalmadı Bırleşme nasıl olur, bunu ilk fırsatta anlatacağım. Şimdi dönelim dış aleme. Bana sorarsanız. soğuk harp döneminde çok daha ra- hattık derim. Doğu ve Batı blokları arasında nükleer sa- vaş dehşetinin yarattığı denge altında Avrupa'da insanlar yarım asra yakın, kimi özgür kimi daha az özgür olsa da, gene de huzur içinde yaşadılar. Bir de soğuk harbin sona erip Sovyetler Birliği'nin da- ğılmasından sonra meydana gelen olaylara bakın. Balkanlar'da ve Kafkaslar da gözyaşı ve kan durmu- yor. Sovyetler Birliği zamanında nükleer çanta sadece bir kişide bulunurdu. Nükleer silahlan ise şimdi BDT'nin dört bağımsız üyesinin töpraklannda kaldı. Nükleer çanta adedideikiyeçıktı. Biri Rusya Federasyonu Başkanı Yeltsin'de, diğeri de BDT Silahlı Kuvvetler Başkumandanı Şapoşnikofun elin- de. Yani, nükleer hesap hatası ihtimali eskiye nazaran daha da artmış durumdadır. öbür yandan, tüm Avrupalılar bir araya geldi ve yeni dünya düzeni için kolları sıvadılar. Ortaya çıka çıka bir ABDdüzeniçıktı. Bosna-Hersek'te Sırp saldırılarını durdurmak için Gü- venlik Konseyininaldığı kararlarolduğuhaldeyaptırım- lar uygulanamıyor, ama öbür yanda Irak üce bölünmüş, Güvenlik Konseyi karan olmadığı halde, ülkenin kuzeyirv de ve güneyinde uçakları diişürülüyor, hava savunma sistemleri bombalanıyor. Dünya tek kutuplu hale geldi. Bu durum nasıl dengelenecek? Sat'dan beklediği 24 milyan dolarlık yardımı bir türlü alamayan Rusya Federasyonu bu role soyunabilecekdu- rumda değil. Avrupa Topluluğu,"na çjelince. o da el attığı Yugostavya' rriesetesini yüzüne gözüne bulaştırdı. Bosna-Hersek'te ise İşin Kolayına girti ve kuvvefliden yana çıkıp adil otma- yan bir plana destek verdi. Buna mukabil, ABD'nin yani yönetimi Bosna-Hersek'in gerçeklerine vakıf oldukça dehşete kapıldı. Şimdi bu meselede daha aktif rol üstle- neceği anlaşılıyor. Başkan Clinton'ın bizimle yaptığı temasların bu tutu- munda etkili olduğunu hemen soyleyenler çıktı. TaNi buna sevindik. Ama ABD'nin ortaya çıkardığı yeni plan beklentilerimizin gerisinde kaldığına göre demek o kadar fazla etkili olamamışız. Dış politika olaylarının iç politikada malzeme olarak kullanılmasını doğru bulmuyorum. Bosna-Hersek'teki durum iç tüketim malzemesi oldu. Bu ülkeye gitmeyi siya- silerimizadeta kahramanlık yarışı haline getirdiler Dışiş- leri Bakanımızın gitmesini anlıyorum. Ama ondan sonra- kilere gerek var mıydı? Hele yardım malzemesi için bir Bakanın gitmesini çok yadırgamışımdır. Siyasi partileri- mizin gayretlerını Bosna-Hersek'teki Müslüman halka yardım toplamak için yoğunlaştırmalan daha iyi olmaz mı? Bu yarış yüzünden vuku bulan talihsiz bir olay dolayı- sıyla Birleşmiş MilletlerTürkiye'yi hatalı buidu veziyaret- lerin yasaklanmasını istedi. Gerekçesi hakikaten garip. Saldırgan Sırplar bu ziyaretler karşısında daha müteca- vizoluyorlarmış. Bu, aslında Birleşmiş Milletler'in kendi aczinin rtirafKİtr. öyle anlaşılıyor ki BM askerleri gidenlere pek yardımcı olmayacak artık. Bütün bu sorunları düşündükçe, insanın içinden "m iyiydi eski dünya düzeni" diyeceği geliyor. Tabii bir istisna hariç. Onu da siz tahmin edin. Dini lider Hamaney: Ölüm fetvası kaldınlmayacak IranRüşdü'yüistiyorDış Haberler Servisi - İran'ın dini li- duğu bildirildi. deri Ayetullah Ali Hamaney, İngilte- Ajanslann bildirdiğine göre Aye- hakkında Humeynire nın. hakkında Humeyni tarafı- ndan verilen ıdam fetvası olan Hint asıllı İngiliz yazar Salman Rüşdü'yü kcndilerine vermesini istedi. Rüşdü hakkında vcrilcn ölüm fetvasının da hala gcçerli olduğunu açıklandı. Tahran aynca İngiliz _ ^ ^ _ hükümetinin son günlerde Salman Rüşdü'ye verdiği desieği açıkça göstermeye başlamasının iki ülke ih'ş- kilerini daha da zedeleye- ceğinı bildirdi. AFP'nin bildirdiğine göre "Şeytan Ayetİeri" adlı kitabında Müslü- manlara ve İslamiyet'in ^ _ ^ ^ _ temel inançlanna hakaret ^ ^ ^ ^ ~ ettiği gerekçesiyle İran'ın dini lideri Ayetullah Humeyni tarafından Sal- man Rüşdü hakkında 1989 yılında verilen "idam fetvası "nın dördüncü yıldönümünde bir açıklama yapan İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Ha- maney. İngiltere'den, Rüşdünün kendilerine verilmesini istedi. Hamaney, "Rüşdü idam edilmeli- dir ve edilecektir" diye konuştu. tullah Hasan Saney "şimdi, ölüm ce- zasının yerine getirilmesi için gereken koşuilar her zamankinden daha çok geçerlidir" dedi. Salman Rüşdü'yü öldüren kişiye verileceği ilan eden 2 milyon dolann nın yorumunda "İngiliz hükümetinin Rüşdü'ye açıkça destek vererek elde cdebilcceği kısa vadeli çıkarlar ne olursa olsun, uzun vadede bu ülke İslam dünyasında Müslümanlara düşman ve Islamiyet karşı tı bir ülke olarak tanınarak çok şey yitirecektir" denildi. 1 ahran, İngiliz hükümetinin son günlerde Salman Rüşdü'ye verdiği desteği açıkça göstermeye başlama- sının iki ülke ilişkilerini daha da zedeleyeceğini bildirdi. üzerindeki ödülü yöneten vakfın baş- kanı olan Ayetullah Saney. "Cumhu- ri İslami" gazetesine dün yaptığı açı- klamada. Rüşdü meselesinin "hiçbir zaman unutulmayacağmı ve yazara destek olanlann da aynı kaderi payla- şacaklannı" söyledi. Rüşdü hakkında verilen idam fet- vasının hala bağlayıcı olduğunu ifade eden Saney, Rüşdü için konan ödü- Hamaney, Tahran'da İslam alimle- lün de geçerli olduğunu kaydetti. rine yapüğı konuşmada, "Bu hük- İran resmi haber ajansı IRNA ise. mün yerine getirilmesi, bu zararlı kişi- ingiliz hükümetinin son günlerde Sal- den kurtulmak isteyen tüm Müslü- man Rüşdü'ye verdiği desteği açıkça manlann görevidir" dedi. " ~ Bu arada, Tahran'da yapılan bir başka açıklamada da Rüşdü hakkı- nda verilen ölüm fetvasının geçerli ol- göstermek için bu yazarla düzenlediği görüşmelenn iki ülke ilişkilerini daha da zedeleyeceğini bildirdi. Reuter'in haberine göre. IRNA'- Hint asıllı İngiliz ya- zar Salman Rüşdü, 4 yıl önce hakkında Humey- ni tarafından ölüm fet- vası verilmesinden bu yana sürekli saklanarak yaşıyor. Ancak Rüşdü son za- manlarda, çeşitli basm- yayın organlan ve televizyonlarla görüş- meler yapmaya başladı. İngiliz hükümeti de Salman Rüşdü'- yü Dışişleri Bakanhğına çağırdı. Rüş- dü burada Dışişleri Bakan Yardımcısı Douglas Hogg ile bir görüşme yaptı. Bu görüşmenin, Ingihz hükümeti- nin yazara verdiği desteğin kamuoyu- na yönelik bir gösterisi olduğu bildi- rildi. "Şeytan AyetlerT'nin yazan Salman Rüşdü. son dönemde saklanmaktan vazgeçerek kamuoyunun önüne çıkmasını açıklarken, "bir politika de- ğışikliği sözkonusu. Artık saklan- mayacağım. Tersine, herkesle görüşe- rek bu soruna uluslararası kamuoyu- nun daha fazla ilgi göstermesini sağ- lamaya çahşacağım'" dedi. UZMANRAPORU Mısır'da 2milyonbiııa jıkılmatehlikesiiçinde Hakkında ölüm fetvası bulunan Salman Rüştü yıllardır saklanarak yaşıyor. KAHİRE (AA) - Mısırülann yansını mezarlar, sokaklar ve çadırlar bekliyor.' Mısır'daki binalann duru- munu bu tüyler ürpertici sözler- le açıklayan uzmanlar. ülke- deki binalann yansının yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya oldu- ğuna dikkat çekiyorlar. Hükümete bağh ulusal uz- manlar meclisi tarafından ha- arlanan bir raporda, Mısır'- daki binalann 2 milyon 125 bi- nin yıkıhnaya yüz tuttuğu belir- tildi. Rapora göre bu binalann büyük bir bölümü 'ömrünü ta- mamlamış', 15-20 yıllık bina- lardan bazılannın yapımında ise eksik malzeme kullarulmış ya da gereken özen gösterilme- miş. Yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan eski binalann binlercesi. Kahire'nin İslami eserleriyle ünlü El-Hüseyin ve El-Ezher camileri çevresinde bulunuyor. Yeni oimasına rağmen aynı tehlikeye maruz kalan binala- nn usulsüz yapıldığına dikkat çeken uzmanlar, Heliopolis semtinde 12 ekim depreminde yıkılan ve 70 kişinin can verdiği binanın 15 yıllık, aynı semtte geçen ay yıkılan ve 17 kişinin yaşamını yitirdiği binanın da 20 yıllık olduğunu anımsatıyoriar. Uzmanlar, binalann yıkılma nedenlerini, eskilik, eksik mal- zeme kullanma, hesapsız ek katlar. hesapsız yapılan de- ğişikh'kler, onanmın ihmalı ve yargı kararlanna göre yıkılması gereken binalann boşaltıl- maması olarak özetliyorlar. Yıkjlmaya yüz tutan binala- nn sakinleri, binanın yıkılacağı yüzde yüz kesin olsa bile, evle- rini tahliye etmek istemiyorlar. "Binanın enkazı altında kal- mak sokakta kalmaktan daha iyi" diyen bina sakinleri, evleri- ni terk ettikeri takdirde, zarar- lannı telafi için kendilerinekim- senin yardımcı obnayacagını, hükümetin bu konudaki çalı- şmalanrun da yetersiz olduğu- nu söylüyorlar. Mısırda geçen yıl 12 ekimde meydana gelen ve Kahire, Giza ve Fayyum kentlerindeki evle- rin yüzde 20'sinde büyük ha- sarlara yol açan depremden sonra, hükümet birtalom ön- lemler alrnaya başladı. Depremde tamamen kulla- nılamaz hale gelen bir okulun yıkılmasını karariaşüran hü- kümet, mesken inşaatlannın denetiminin sıkılaştınlması, yı- kılma tehlikesi bulunan bina- lann sakinlerini, binayı boşalt- ma ya da onarma konusunda zorlama önlemlenne daha çok önem vermeye başladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle