Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1SŞUBAT1993 PAZARTESİ
DIŞHABERLER
Kraliçe lıazretleri de vergi ıııükellefi
EDİPEMtLÖYMEN
LONDRA - Michael Jackson'ın cilt
renginin nasıl olupda gıtgide
beyazlaştığı geçen haftaen birinci
magazin haberiydi. Michael, I4yıldır
verdiği ilk televizyon mülakatında
ağlayarak, "nedeni belirsiz bircilt
hastalığı nedeniyle" sürekli
beyazlaştığını anlattı: "Ben siyahım.
Bununla gurur da duyuyorum. Ama
bende bır hastalık var. Cildimin rengi
açılıyor. Elimde olan bir şey değil.
Aıleden geliyormuş. Babam söyledi."
Michael bir tek burnunu kaldırtmışo
kadar. Neçenesine, ne yüzüne, ne
elmaak kemiklerine, negözlerine
neşter değmemiş meğerse. Bütün bu
anatomık adreslerdoğal değil miymiş?
-Michael'ın saranp solması, iğne ipliğe
dönmesi toplumda acaip bir acıma
hissi yarattığı sırada bir başka haber,
Michael'ı eksi puanla aşağılara itti.
Kraliçe hazretlerinin nihayet vergi
mükellefi olacağını Başbakan
açıkladı. Ama Kralkpe'nın gerçek bir
vergi mükellefı değil de "adet yerini
bulsun. muhaliflersussun" türünden
bir vergi mükellefı olduğu da hemen
anlaşıldı. Sadece kişisel geliri
üzerinden gelir vergisi ödeyecek.
Kişisel geliri iseaçıklanmayacak. Ama
İNGİLTERE
şöyle böyle 1 -2 milyon sterlin vergi
demek oluyor bu. Bizün paramızla
130-250 milyar lira ediyor. Oğlu eğer
gûnün birinde kral olursa, o da veraset
ve intikal vergisi ödemeyecek. Kraliçe
de oğlu da resmi harcamalannı
vergiden düşebilecekler. Devletin
yüklendiği masraflar ise vergi dışı.
Yani kraliyet treni, yatı, saraylara ait
her türlü gider. seyahatler, resmi
davetler devlet kasasından. Devlete ait
olan. her hükümdann devlet adına
kullandığı mücevherler de vergi dışı.
Kraliçe ve oğlu Prens Charles'ın
vergilendirilmeleri, kraliyet
kurumunun geçen yılki skandallar
yüzünden ağırbaşhhğı ve ciddiyetinin
örselenmesiyle güçlenen cumhuriyetçi
akımlan gûndemden süpürmeyi
öngörüyordu. Ama tam bu sırada,
Cumhuriyetçilerin motoru durumuna
gelen Avustralyalı basın imparatoru
Rupert Murdoch son numarasını
yaptı: Dün gece, sahibi olduğu uydu
televizyon kanah SKY'da "Diana:
Gerçek Öyküsü' pembe üzerine beyaz
çiçekli birdizi olarak başlamaz mı!
Uçüncü, dördüncü smıf
"sanatçılar"ın rol aldıklan dizide
Prens Charles'ı hık demiş bumundan
düşmüş biraktörcanlandınyor.
Dizide herkes var. Hele Charles'ın
"sevgilisi'" Camilla'nın Liana ile
tartışma ve yüzleşmesi mega-dramatik
boyutlarda. Diana-Charles itişmesi de
ayn biralem. Diana gözlerini sûzerek
soruyor "Beni hiç sevdin mi?"
Charles, olabilemez bir bönlükle.
şalatalık gibi bakarak, '"Hayır" diyor.
İşte bir turbo-süper-trajik sahne daha.
SKY-TV kanalını izleyen bir milyon
kadar meraklı, bunlan dün gece
gördü. Diğertelevizyonlardâ
bültenlerine haber olarak aldılar.
Rupert için ummadığı kadar reklam
oldu.
Çifte
vatandaşhk
tarbşılıyor
ALMANYA
GÜNER YÜREKLtK
BERLİN - Şu günlerde Almanya'da en
çok konuşulan konulardan biri de "Çifte
Vatandaşhk Hakkı." Federal Meclis'te
vatandaşhk hakkı konusunda, ikisi yasa
taslağı biçıminde üç ayn öneri var.
Bunlardan biri, hükümetteki Birlik
Parıılen CDU, CSU ı!e Hür
Demokratlar'ın (FDP) önerisi.
Koalisyonhükümeti. 15yıllık ikametten
sonra yabancılara Alman vatandaşhğına
geçi$ hakkının tanınmasını öngörüyor ve
çiftc vatandaşlığa kesinlikle karşı çıkıyor.
Enjzöyilokulagitmiş 17-23
yaşlarındaki genç kuşak yabancılarda
aranan ikamet süresı ise 8 yıl.
B.ı ûe Alman Sosyal Demokrat Parti'li
(SPD) Herta Daeumler-Gmeun'in
getırdiğı yasa taslağı önerisi var. Buna
göre dğır suç işlememiş yabancılar 5 yıllık
ikametten sonra Alman valandaşlığına
geçebiimeîi. 8 yıi sonra ise buna hak
ka/anmah. Yabancılann uçüncü kuşak
çccuklanna buradadoğardoğmaz
vaiandaşlık hakkı tanınmalı. Çiftc veya
daha fazla sayıda vatandaşhk mümkün
oltnah. Bir yasa taslağı önerisi de Hür
Demokrallar'ın federal hükümet
yabancılar görevlisi Cornelia Schmalz
Jacobsen getirdi. Oda getirdiği öneride 8
yıllık ikametten sonra Alman
vatandaşhğına geçiş hakkını savunuyor
ve bclli durumlarda çifte vatandaşhk
hakkına imkan tanınmasını istiyor.
Schmalz Jacobsen, 2. kuşak gençlerin. .
doğrudan Alman vatandaşhğına
geçebılmelerini de öneriyor.
Şimdi Almanya'da. anayasadaki 116.
maddenin değiştirilmesi ve yabancılara
çifte vatandaşhk hakkının tanınması için
birımza kampanyası başlatıldı.
Berlin'dekı Birlik 90/Yeşiller parti
grubunun başlatüğı imza kampanyası nı.
Dany John Bendit, Joschka Fischer,
Günter YVallrafFgibidaha birdizi ünlü
politikacı. sanatçı ve yazar destekliyor.
Doânamış bebeklere taş heykeUer Ş2$S£!
makuraTapınağı'nın yolunu tutar. Çocuğunudünyaya getirmek istemeyipde kürtaj yaptıra
ş y Ş!Z£2Z!&
apınağı'nın yolunu tutar. Çocuğunudünyaya getirmek istemeyipde kürtaj yaptıran kadınlar.doğma-
mtş çocuklannın antsına tapınaktaki taş bebek heykclcikleri giydirir ve işlediği günahjndan annabümeyi umut
cdcr. Japonva'da ev sorunu ve ekonomik güçlükier nedeniyle kürtaj yasal. Başkent Tokyo'da, eski Japonya'nın
özeiliklerinden biri oian geleneksel buyük ailelere rastlamak arük pek mümkün değil.
Seçim
kampanyasının
malzemesi
işsizlik
FRANSA
MtŞEL PERLMAN
PARİS - Şu günlerde Franşızlar
ılginç bir ortamda yaşıyor. İlk turu
21. ikind turu da 28 mart için
öngörülmüş milletveküi seçimleri
sanki olup bitmiş de bir tek kimih
hangi bakanlık koltuğuna
yerleşeceği sorunu kalmış çözüm
bekleyen. Daha önce dc söylendi,
belirtildi. vurgulandı. Sonuç
şimdıden belli gibi. Bilinmeyen tek
nokta. sosyalistlerin sadece
kaybedecekleri mi. voksa
Cumhuriyet İçin Birlik (RPR) -
Fransa Demokrasisi İçin Birlik
(UDF) koalisyonunun buldozeri
altında ezilecekleri mi?
İşte böy lesine bir ortam içinde yavaş
yavaş hareketlenmeye başlayşn
seçim kampanyasının önde gelen
konusu. elbette ki işsizlik. 58
milyonluk Fransa'da çalışan
nüfusun yaklaşık yüzde 10.5'i iş
anyor. Yani yaklaşık 3 milyon kişi.
Fakat bütün bu kasvetli havarun
içinde. yine de hiç beklenmeyen.
pınl pınl bir dayanışma örneği de
ortaya çıkıverdi. Yıllaryıh bize
özetle derdi ki: "Fransız bireyr eldir,
özgürlüğünü de bu tutumuna
dayamıştır." Oysa şimdi özellikle
istihdam konusunda ortaya
koyduğu tavır, Fransızın
dayanışmacı vegerçekçi tarafıruda
jeoymuştur ortaya. Bu genel konu
«jraçevesmde naensubu oiduklan
kuruhışun yeni kişilen tşe alabılmesi
için birazdaha azçalışıp birazdaha
az para kazanmayı, Fransızlann
yüzde 71 'i kabul ediyor. Karşı
olanlann oranı ise vüzde 26.
pte yandan çalıştıklan kuruluşta
işten çıkanlmalan önlemek
jmacıyla, maaşlannda yüzde 10'luk
birkesintiyi kabul edenJerde yüzde
S8 oranında.
Rıısya^la suç ulıısal felaketoldu
Mafyanm yürüttüğü döviz, uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı ülke ekonomisini baltalıyor
Dtş Habeıier Servisi - Rusya, ülkesinde ber ge-
çen gün yaygmiaşan suç şebekeleri >e mafyaya
karşı ciddi önlemler akna hazırlığında. Güvenlik
bakanı, Batılı istihbarat örgütterinin suç şebeke-
leriyle Lşbirliği yaparak, ülkeyi çökertmeye
çalıştıklarını öne sürdü.
Rcuter'in haberine göre Rusya Gihenlik Ba-
kanı Viktor Barannikov. yabancı istihbarat ör-
gütlerinin ülkesini zay ıf düşürmek aınacıy la Rus-
ya'daki örgfitlü suç şebekeleriye işbirliği y aptığını
sövledi. Baramikov Kremlin'de devam eden Or-
gütiü Suçlarla Mucadde konulu toplantıda
yaptığı konuşmada, yabancı istihbarat örgütleri-
nin Rusya'daki mafya benzeri örgütlerin dış ülke-
lerdeki karşıtlanyla bağlantı kurmalarmda işlev-
sd bir rol oynadıkları konusunda sistetnli bilgiler
aMıklannı açıkladı. Bu örgütlerin Rusya'da sahte
döviz, uyuşturucu madde >e silah kaçakçıiığına da
karışttğını belirten Gihenlik Bakanı ayrıca devle-
tin en üst kademesindeki göreviiler arasında da
örgüttü çetelerin elemanlarının bulunduğunu kay-
detti. Barannikov, devlet kademesideki personetin
yoLsuzluk ve suç şebekelerinden armdınlası için
bir an önce harekete geçilmesi gereköğini vurgu-
ladı. 1991 yılmdaki darbe girişjminden sonra
KGB'rin yerini alan Giivenlik Bakanı, Rusya-
daki mafyayla işbirliği yapan Batılı istihbarat ör-
gütlerinin adını vermedi, ancak ellerinde ciddi bil-
gilerin bulunduğunu söyledi. Barannikov Mosko-
va'da yüksek dü/cyde yetkililer arasında yoteuz-
luk y apıldığını bdgeley en 2 bin 700 dosyanın bu-
lunduğunu da bildirdi.
Başkent Moskova'da son aylarda soç işleme
oranı gittikçe artryor. Başkent sokaklannda in-
sanlan durdurup parasını alan çeteler, arrık ör-
gütlü ve profesyoneke tasarlanmış planla ruristik
otelleri ve yabancı sey ahat bûroianoı basıyor.
Bilindiği gibi geçen hafta Tfirk Hava Yollan"-
nın (THY) Moskova bürosu soyTilmuş ve 20 bin
dolar ıtakit para çalınmıştı.
THY Moskova temsiictsi Tayfun Davran, so-
yugnun çok profesyonelce tasarlandığını ve bi-
nanın alarm sisteminin normal işliyor görünme-
sine karşın, devre dtşı bn-akıldığıru bildirmişti.
AMLAR-KAMLAR
ECMEL BARUTÇU
Hangisi?
Eski CHP'li dostumu çok görmek istedim. Görebüsey-
dim, ona geçen haftaki hatasını düzelttirecektim.
Sayın Deniz Baykal'ın önerisi için "birleşmenin CHP
çatısı altında olması konusundaki ısrarından vazgeçmiş
gözüküyor" demişti. Halbuki öyle bir şey yok. O konıîdaki
fikrini değiştirmemiş. 9 marttaki CHP Kurultayı'nda "Ben
genel başkanlığa adaylığımı koymayayım, birleşmeyi
hangi parti istiyorsa o partinin lideri gelsin, genel haşkan
olsun" diyor.
Iyi de seçecek olan kimler?
CHP Kurultayı'na katılacak delegelerin tamamı Sayın
Deniz Baykal ve çevresinin seçtırdıği delegeler değil mi?
Iktidara ortak bir parti kendinı feshedecek ve onun ge-
nel başkanı kendlsine karşı çıkmış olan delegetere gkjip
teslim olacak!
Tanrı aşkjna, bunun ciddiyet neresinde?
Nitekim, eski bir milletvekili buna işaret etmiş bile. Iki
ay sonra fevkalade bir kongre ile yeni genel başkanın dü-
şürülüp eski genel başkanın veya onun desteklediği bir
mesai arkadaşının partinin başma getirilmesi işten bile
değil diyor.
Çünkü delegelerin hepsi şimdiki CHP Genel Başkanı
ve çevresindekilerin delegeleri.
Üstelik konu sadece genel başkanlıkla bitmiyor. Bunun
yöneticileri var, teşkilatları var. Onlar ne olacak?
Ona da ortaJama bir yol nasıl olsa bulunur, denesin.
SHP içindeki eski ikiliği hooop diye CHP içine taşımanın
anlamı yoktur.
Bana kalırsa bu işin ciddiyeti kalmadı
Bırleşme nasıl olur, bunu ilk fırsatta anlatacağım.
Şimdi dönelim dış aleme.
Bana sorarsanız. soğuk harp döneminde çok daha ra-
hattık derim. Doğu ve Batı blokları arasında nükleer sa-
vaş dehşetinin yarattığı denge altında Avrupa'da insanlar
yarım asra yakın, kimi özgür kimi daha az özgür olsa da,
gene de huzur içinde yaşadılar.
Bir de soğuk harbin sona erip Sovyetler Birliği'nin da-
ğılmasından sonra meydana gelen olaylara bakın.
Balkanlar'da ve Kafkaslar da gözyaşı ve kan durmu-
yor.
Sovyetler Birliği zamanında nükleer çanta sadece bir
kişide bulunurdu. Nükleer silahlan ise şimdi BDT'nin dört
bağımsız üyesinin töpraklannda kaldı. Nükleer çanta
adedideikiyeçıktı.
Biri Rusya Federasyonu Başkanı Yeltsin'de, diğeri de
BDT Silahlı Kuvvetler Başkumandanı Şapoşnikofun elin-
de. Yani, nükleer hesap hatası ihtimali eskiye nazaran
daha da artmış durumdadır.
öbür yandan, tüm Avrupalılar bir araya geldi ve yeni
dünya düzeni için kolları sıvadılar. Ortaya çıka çıka bir
ABDdüzeniçıktı.
Bosna-Hersek'te Sırp saldırılarını durdurmak için Gü-
venlik Konseyininaldığı kararlarolduğuhaldeyaptırım-
lar uygulanamıyor, ama öbür yanda Irak üce bölünmüş,
Güvenlik Konseyi karan olmadığı halde, ülkenin kuzeyirv
de ve güneyinde uçakları diişürülüyor, hava savunma
sistemleri bombalanıyor. Dünya tek kutuplu hale geldi.
Bu durum nasıl dengelenecek?
Sat'dan beklediği 24 milyan dolarlık yardımı bir türlü
alamayan Rusya Federasyonu bu role soyunabilecekdu-
rumda değil.
Avrupa Topluluğu,"na çjelince. o da el attığı Yugostavya'
rriesetesini yüzüne gözüne bulaştırdı. Bosna-Hersek'te
ise İşin Kolayına girti ve kuvvefliden yana çıkıp adil otma-
yan bir plana destek verdi. Buna mukabil, ABD'nin yani
yönetimi Bosna-Hersek'in gerçeklerine vakıf oldukça
dehşete kapıldı. Şimdi bu meselede daha aktif rol üstle-
neceği anlaşılıyor.
Başkan Clinton'ın bizimle yaptığı temasların bu tutu-
munda etkili olduğunu hemen soyleyenler çıktı. TaNi
buna sevindik. Ama ABD'nin ortaya çıkardığı yeni plan
beklentilerimizin gerisinde kaldığına göre demek o kadar
fazla etkili olamamışız.
Dış politika olaylarının iç politikada malzeme olarak
kullanılmasını doğru bulmuyorum. Bosna-Hersek'teki
durum iç tüketim malzemesi oldu. Bu ülkeye gitmeyi siya-
silerimizadeta kahramanlık yarışı haline getirdiler Dışiş-
leri Bakanımızın gitmesini anlıyorum. Ama ondan sonra-
kilere gerek var mıydı? Hele yardım malzemesi için bir
Bakanın gitmesini çok yadırgamışımdır. Siyasi partileri-
mizin gayretlerını Bosna-Hersek'teki Müslüman halka
yardım toplamak için yoğunlaştırmalan daha iyi olmaz
mı? Bu yarış yüzünden vuku bulan talihsiz bir olay dolayı-
sıyla Birleşmiş MilletlerTürkiye'yi hatalı buidu veziyaret-
lerin yasaklanmasını istedi. Gerekçesi hakikaten garip.
Saldırgan Sırplar bu ziyaretler karşısında daha müteca-
vizoluyorlarmış.
Bu, aslında Birleşmiş Milletler'in kendi aczinin rtirafKİtr.
öyle anlaşılıyor ki BM askerleri gidenlere pek yardımcı
olmayacak artık.
Bütün bu sorunları düşündükçe, insanın içinden "m
iyiydi eski dünya düzeni" diyeceği geliyor.
Tabii bir istisna hariç. Onu da siz tahmin edin.
Dini lider Hamaney: Ölüm fetvası kaldınlmayacak
IranRüşdü'yüistiyorDış Haberler Servisi - İran'ın dini li- duğu bildirildi.
deri Ayetullah Ali Hamaney, İngilte- Ajanslann bildirdiğine göre Aye-
hakkında Humeynire nın. hakkında Humeyni tarafı-
ndan verilen ıdam fetvası olan Hint
asıllı İngiliz yazar Salman Rüşdü'yü
kcndilerine vermesini istedi. Rüşdü
hakkında vcrilcn ölüm fetvasının da
hala gcçerli olduğunu açıklandı.
Tahran aynca İngiliz _ ^ ^ _
hükümetinin son günlerde
Salman Rüşdü'ye verdiği
desieği açıkça göstermeye
başlamasının iki ülke ih'ş-
kilerini daha da zedeleye-
ceğinı bildirdi.
AFP'nin bildirdiğine
göre "Şeytan Ayetİeri"
adlı kitabında Müslü-
manlara ve İslamiyet'in ^ _ ^ ^ _
temel inançlanna hakaret ^ ^ ^ ^ ~
ettiği gerekçesiyle İran'ın dini lideri
Ayetullah Humeyni tarafından Sal-
man Rüşdü hakkında 1989 yılında
verilen "idam fetvası "nın dördüncü
yıldönümünde bir açıklama yapan
İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Ha-
maney. İngiltere'den, Rüşdünün
kendilerine verilmesini istedi.
Hamaney, "Rüşdü idam edilmeli-
dir ve edilecektir" diye konuştu.
tullah Hasan Saney "şimdi, ölüm ce-
zasının yerine getirilmesi için gereken
koşuilar her zamankinden daha çok
geçerlidir" dedi.
Salman Rüşdü'yü öldüren kişiye
verileceği ilan eden 2 milyon dolann
nın yorumunda "İngiliz hükümetinin
Rüşdü'ye açıkça destek vererek elde
cdebilcceği kısa vadeli çıkarlar ne
olursa olsun, uzun vadede bu ülke
İslam dünyasında Müslümanlara
düşman ve Islamiyet karşı tı bir ülke
olarak tanınarak çok şey yitirecektir"
denildi.
1 ahran, İngiliz hükümetinin son
günlerde Salman Rüşdü'ye verdiği
desteği açıkça göstermeye başlama-
sının iki ülke ilişkilerini daha da
zedeleyeceğini bildirdi.
üzerindeki ödülü yöneten vakfın baş-
kanı olan Ayetullah Saney. "Cumhu-
ri İslami" gazetesine dün yaptığı açı-
klamada. Rüşdü meselesinin "hiçbir
zaman unutulmayacağmı ve yazara
destek olanlann da aynı kaderi payla-
şacaklannı" söyledi.
Rüşdü hakkında verilen idam fet-
vasının hala bağlayıcı olduğunu ifade
eden Saney, Rüşdü için konan ödü-
Hamaney, Tahran'da İslam alimle- lün de geçerli olduğunu kaydetti.
rine yapüğı konuşmada, "Bu hük- İran resmi haber ajansı IRNA ise.
mün yerine getirilmesi, bu zararlı kişi- ingiliz hükümetinin son günlerde Sal-
den kurtulmak isteyen tüm Müslü- man Rüşdü'ye verdiği desteği açıkça
manlann görevidir" dedi. " ~
Bu arada, Tahran'da yapılan bir
başka açıklamada da Rüşdü hakkı-
nda verilen ölüm fetvasının geçerli ol-
göstermek için bu yazarla düzenlediği
görüşmelenn iki ülke ilişkilerini daha
da zedeleyeceğini bildirdi.
Reuter'in haberine göre. IRNA'-
Hint asıllı İngiliz ya-
zar Salman Rüşdü, 4 yıl
önce hakkında Humey-
ni tarafından ölüm fet-
vası verilmesinden bu
yana sürekli saklanarak
yaşıyor.
Ancak Rüşdü son za-
manlarda, çeşitli basm-
yayın organlan ve
televizyonlarla görüş-
meler yapmaya başladı.
İngiliz hükümeti de Salman Rüşdü'-
yü Dışişleri Bakanhğına çağırdı. Rüş-
dü burada Dışişleri Bakan Yardımcısı
Douglas Hogg ile bir görüşme yaptı.
Bu görüşmenin, Ingihz hükümeti-
nin yazara verdiği desteğin kamuoyu-
na yönelik bir gösterisi olduğu bildi-
rildi.
"Şeytan AyetlerT'nin yazan Salman
Rüşdü. son dönemde saklanmaktan
vazgeçerek kamuoyunun önüne
çıkmasını açıklarken, "bir politika de-
ğışikliği sözkonusu. Artık saklan-
mayacağım. Tersine, herkesle görüşe-
rek bu soruna uluslararası kamuoyu-
nun daha fazla ilgi göstermesini sağ-
lamaya çahşacağım'" dedi.
UZMANRAPORU
Mısır'da 2milyonbiııa
jıkılmatehlikesiiçinde
Hakkında ölüm fetvası bulunan Salman Rüştü yıllardır saklanarak yaşıyor.
KAHİRE (AA) - Mısırülann
yansını mezarlar, sokaklar ve
çadırlar bekliyor.'
Mısır'daki binalann duru-
munu bu tüyler ürpertici sözler-
le açıklayan uzmanlar. ülke-
deki binalann yansının yıkılma
tehlikesiyle karşı karşıya oldu-
ğuna dikkat çekiyorlar.
Hükümete bağh ulusal uz-
manlar meclisi tarafından ha-
arlanan bir raporda, Mısır'-
daki binalann 2 milyon 125 bi-
nin yıkıhnaya yüz tuttuğu belir-
tildi.
Rapora göre bu binalann
büyük bir bölümü 'ömrünü ta-
mamlamış', 15-20 yıllık bina-
lardan bazılannın yapımında
ise eksik malzeme kullarulmış
ya da gereken özen gösterilme-
miş.
Yıkılma tehlikesiyle karşı
karşıya bulunan eski binalann
binlercesi. Kahire'nin İslami
eserleriyle ünlü El-Hüseyin ve
El-Ezher camileri çevresinde
bulunuyor.
Yeni oimasına rağmen aynı
tehlikeye maruz kalan binala-
nn usulsüz yapıldığına dikkat
çeken uzmanlar, Heliopolis
semtinde 12 ekim depreminde
yıkılan ve 70 kişinin can verdiği
binanın 15 yıllık, aynı semtte
geçen ay yıkılan ve 17 kişinin
yaşamını yitirdiği binanın da 20
yıllık olduğunu anımsatıyoriar.
Uzmanlar, binalann yıkılma
nedenlerini, eskilik, eksik mal-
zeme kullanma, hesapsız ek
katlar. hesapsız yapılan de-
ğişikh'kler, onanmın ihmalı ve
yargı kararlanna göre yıkılması
gereken binalann boşaltıl-
maması olarak özetliyorlar.
Yıkjlmaya yüz tutan binala-
nn sakinleri, binanın yıkılacağı
yüzde yüz kesin olsa bile, evle-
rini tahliye etmek istemiyorlar.
"Binanın enkazı altında kal-
mak sokakta kalmaktan daha
iyi" diyen bina sakinleri, evleri-
ni terk ettikeri takdirde, zarar-
lannı telafi için kendilerinekim-
senin yardımcı obnayacagını,
hükümetin bu konudaki çalı-
şmalanrun da yetersiz olduğu-
nu söylüyorlar.
Mısırda geçen yıl 12 ekimde
meydana gelen ve Kahire, Giza
ve Fayyum kentlerindeki evle-
rin yüzde 20'sinde büyük ha-
sarlara yol açan depremden
sonra, hükümet birtalom ön-
lemler alrnaya başladı.
Depremde tamamen kulla-
nılamaz hale gelen bir okulun
yıkılmasını karariaşüran hü-
kümet, mesken inşaatlannın
denetiminin sıkılaştınlması, yı-
kılma tehlikesi bulunan bina-
lann sakinlerini, binayı boşalt-
ma ya da onarma konusunda
zorlama önlemlenne daha çok
önem vermeye başladı.