20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12ARALIK1993PAZAR 12 DİZİYAZI İkinci Dünya Savaşı nın ortaları;yıl 1941, arahğaı 15 'i. İstanbul Lünanı 'nda birgemi demirlemiştir. Şilepten bozma bu teknenin adı Struma 'dır ve içinde, Romanya 'daki Nazi vahşetinden kaçtna savaşımında 769 Yahudisığınmacı vardır. Tek umutları, Türkiye nin kendilerini kabuletmesi ve İstanbıd'a ayak basabilmeklir. Struma 'nın bordrasuıda, birbirineeklenmiş çarşaflarm üzerindeki yazıyabakanlar "Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Kurtarın Bizi!''ibaresini okumaktadırlar. Struma nın içinde ise , tam anlamıyla bir ağlatı yaşanmakıadır. Tek bir tuvalet ve dört lavabo, tahtalarla aynlmış bölmekr vekıvrıhp uyumakla, SUNUŞ tahta ranzaları birkaç soydaşıylapaylaşmak arasında seçimyapmak durumundakı 769 Yahudi... Struma, limanda 7Qgüneyakın bir süre kalacak ancak, Türkiye, içinde bulunduğu durum gereği, sığınmacılarakaraya çıkma izni vermeyecektir. Genede, kurtulanlar olmuştur ama nasü? Sonunda, Karadeni: 'egeriyollanan Struma, 24 Şubat 1942günü, İstanbul Yön Burnu açıklarmda "infilak eder.'' Bu derrne çatma tekneden kaç kişi ve nasılkurtulmuştur; gemi nasıl vekimler tarafmdan hangiamaçla batırıtmıstır?Bu dizimizde, roman vefılmlere konu olan Struma Olayı 'm canlı kalmış tanıkları ve bu konudayapümış araştırmalara dayanarak sunuyoruz. istanbul Limanı'nda demirli teknedeki 769 Yahudi için umudun adı Türkiye'ydi Olüın Gemisfııiııımıarsızyolcıılan \ 941 yılının son günleri, İkinci Dünya Savaşı'nda, savaş tannsının henüz Nazi Almanyası'ndan yana olduğu günlerdir. Romanya'da soykınma uğramaktan kurtulabüeceklerini düşünen 769 Yahudi; çoluk çocuk doluştuklan Struma'da, ölüm korkusuyla dolu gözlerini İstanbul'a dikmiş, Türk yetkililerinden gelecek "kabul edildiniz" sözlerini beklemektedir. BAŞLARKEN... Büyük gazeteci Turhan Aytul, Struma'} ı MUSyet'teyayımlanan iki ayrıyazı dizisinin konusuyapmıs, bu insanlık dışı olayın karanlıkta kalnuşbazıyönleriniaydmlatmıştı. Ancak, olayın içyüzünü bütünüyle ortaya çıkaramadığı inancmdaydı. Birgün tuttuğu notları, sakladığıgazetehaberlenni bana vererek, "Buolay göründüğünden de büyük, deşersen ahından daha başka seyler çtkacak "dedı. Onun bu dileğmi, ancak ölümünden sonrayerine getirmeye çalısabildim. Veşunugördüm: Turhan Aytul, yine yandmamıştı. Bu çalışmamı TURHAN A YTUL üstada adıyorum. Burada, ayrıca, bu araştırma sırasmdayardım ve katkılarmı gördüğümErhanDoğan'a, Akdeniz Vniversiteşi'nden Yrd. Doç. Dr. Oğuz Karagöz ve Okutman Salih Tunç 'a; İsrail'den Prof. Dr. Aryeh Shmuelevüz, Aiso Kanetti ve Heinz Ziffer e; Romanya dan Dr. Atina Luiçano 'ya leşekkürlenmi sunarım. Prof. Dr. Çetin Yetkin 15 aralık sabahı, açıktaki geminin bordasında birbirine ekli çarşaflar üzerindeki "Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Kurtann Bizi!" yazısını ilk gören belki de İstanbuFlu Yahudi genci Heinz Ziffer'di. Ziffer. 52 yıl sonra ve 70'inde Tel Aviv Hilton'daki konforlu odasında o günleri şöyle anımsıyor: "O ufacık tekneye 769 kişi nasıl sığabümişti?" - 1 - 1941 yılının 15 arabk günü, İstanbul'da He- inz Ziffer adb Yahudi genci, Galaıa Okçu Mu- sa Caddesfnde kaldığı pansiyonunun kapısım çekip kendisını sokakta bulduğunda, İstanbuT- un o birbirine benzeyen öteki soğuk kış günle- rinden hiç de değışık değildi. Yine tramvaya bi- necek, Karakoy'e ınecek. oradan Bebeİc'teki Robert Kolej'in mühendislik bölümündeki ilk derse yetişmeye çahşacaktı. Tramvay Kara- köy'e doğnı yaklaşırken birden nhtımdan açık- ta demirlemiş bir gemi gördü. Üzennde bir şeyler yaalı olan çarşaflar birbi- rine eklenerek, geminin bordasına boylu bo- yunca asılmıştı. Bir-ıkı dakika sonra yazıyı okuyabildi: Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Kurtann bizi! Heinz Zıfler çok geçmeden öğrenecekti ki, geminin adı Struma idi \e içinde Nazi vahşetin- den kaçan 769 Rumen Yahudisı bulunuyordu. 52 yıl sonra, Tei Aviv'de Hilton Oteli'nin ge- niş ve konforlu odasında karşılıkh oturmuş Struma'dan söz ederken. 70 yaşını aşkın. ama hala dinç duran Heinz ZifTer: - O ufak gemiye 769 kişi nasıl sığabilmiştı? Diyecek ve sözlerini şöyle sürdürecekti: - Benimle aynı pansiyonda kalan Rubin Peri- raan'dan, kendisıni görür görmez, ne olup bitti- ğini öğrenmek ıstedim. Perlman da, Yahudiydi. İstanbul'da uzun yıllar kılavuz kaptan olarak çalışmıştı. Lıman müdürünü tanımaktaydı. Müdürün Perlman'a dediğine göre Ankara, geminin geri- sin geriye göndenlmesini ısliyormuş. Ancak, müdür. "Gemi denize çıkmaya elverişli değü, makinejeri bozuk" dıye bildirmiş. Böylece de ge- mının İslanbulda nhtımdan açıkta bir süre daha kalması sağlanmış. Struma, denızde tstanbul nhtımından açıkta, 800'e yakın yolcusu ve gemi personeli ile 70 gün kaldı. Kızılay ve îstanbul Yahudi cemaati bu süre boyunca bu insanlara yiyecek, içecek ve öteki yardımlan sağladı. İstanbul, Yön Burnu - 24 Şubat 1942 7 0. günün sonunda 25 Şubat 1942'de yayımlanan gazetelenn manşetinde 769 Romanya Yahudisi sığınmacıyı İstan- bul'a getırmış olan Struma vapurunun İstanbul açıklannda battığı haberi yer aldı. Örneğin, TasviriEfkârhaberişöylevermişti: "Anadolu Ajansı'nın selahiyattar menbaından naber almdığma göre, içinde 769 Romamalı Ya- hudi bulunan Panama bandıralı Struma vapuru Istanbui'a 15 İlkkânun (Aralık) 1941 tarihinde geldi. Gemi makinasında tamiri muşkül ve hatta kas- den olduğu intibaım veren arızalann tamiri baha- nesi ile ikametini uzatmava başladı. Bir taraftan da Yahudileri kabul edebilmesi ihtimali olan dev- letlerin Ankara'daki mümessiUerine birkaç defa müracaat edildiği gibi bu \'ahudileri geldikleri memlekete iade etmek imkânı olup olmadığı arattınldı. Diğer taraftan da bu Yahudilerin yol- lanna devam etmeleri veya geri dönmeleri için birkaç defa tebligatta bulunuldu. Müracaat edi- len devietlerin kimi alaka göstermedi, kimi de kabul edemeyeccğini bildirdi. Romanya'nın An- kara Sefiri de bunlann Romanyab Yahudi olduk- bnnı, memlekeri yobuz bir şekilde terkettikleri- ni ve keodikrinin Romanya'ya kabulleri asla ba- Struma, denizde İstanbul nhtımından açıkta, 800'e yakın yolcusu ve gemi personeli ile 70 gün kaldı. Kızılay ve İstanbul Yahudi cemaati bu süre boyunca bu insanlara yiyecek, içecek ve öteki yardımlan sağladı. - Struma vapuru Içindeki 769 Rumanyalı Yahudi ileberaber Karadenize giderken Bojaz <bmda bir infaikj mütcakıl) hatt). Umumuıdu dcrfaal tahlhijcltı günkriUi Basında Struma olayı 769 Rumanya Yaiımllsl Sfruma vapuru ECaradenizde battı Gemi tat.jir bahanesiic 70 L "*/..""«- lstanbulda beklctnişti Karadvnizde bir facia indc 769 Yahudi bulunan Struma vapuru battı îngîîiZ Imsnkas anfaşmass »öt«M *•* ki, Cumhuriyet his mevzuu oiamayacağmı bildirdi. Geminin ta- miri hitam bulduğu halde bizzat Yahudiler de ne yollarma devam ettiler, ne de geriye döndüler. Çünkü, geminin kaptan ve tayfası Bulgar olduğu ve Bulgaristan da harb halinde bulunduğu için yollanna devam etmek istemiyorlardı. Binaena- leyfa geminin geJdiği denize iade edilmcsimlen başka imkân kahnadığı cihetle bu hususta alaka gösterecekleri zannedilen devietlerin mümessiUe- rine haber verildi ve gemi 23 şubatta Karadeniz'e iade edildi. Ertesi günü sabableyin Boğaz dtşında Yön Burnu'nun 4.5 mil kadar açtğında bir infi- laktan sonra geminin batmakta olduğu haber alı- narak mahalline tanlisiyeler gönderildi." Bu, aynı zamanda Türk hükümetinin resmi görüşüydü. Bu görüş ya da açıklamada altı çi- zilmesi gereken nokta, "geminin tamirinin hitam buWuğu"ydu. Başka bir deyişle Struma, Kara- deniz'e kendi makinelerini calışürarak açılmış- tı. Grerçek durumun bu olup olmadığı son dere- ce önemli. Daha sonra duracağız bu konu üze-. Tasvır-ı Ef kar rinde. Ama şimdi. üç yıl sonra bir başka yerde neler olup bittiğine bir göz atalım. Kahire-22Martl945 E liahu Hakim, 17 yaşındaydı. Eliahu Bet Zouri ise 22... 22 Mart I945"te Kahire Merkez Cezaevı'nde bu iki Yahudi genci asılarak idam edildi. Bugün bu iki gencin adlannı ve niçın idam edildiklerini çok az kimse anımsıyor. Kahıre'- nin bir köşesinde unutulup gitmiş bir Yahudi mezarhğında birlikte gömüldükleri çukurun başına konulmuş olan küçük mezar taşının üze- rinde bile adlan yazılı değıl. İsrail devletinin ku- rulmasından önce ve sonra Yahudi siyasal tari- hi ve bu devletin tarihinde rol oynayan kışılere ılışkin bılgiler veren ve son basımı Kudüs'te 1993te yapılan "Poütical Dictionary of tne Sta- te of Israel" ("İsrail Devletinin Politik Sözlü- ğü") adb ansiklopedik sözlükte de adlan yer vatan almıyor. Öylesıne unutulup gitmişler... Türkiye'de ise Eliahu Hakim ve Eliahu Bet Zouri adlan hıç kimseye bir şey anımsatmıyor. Oysa, bu iki genç, Türkiye'de, İstanbul'un hemen yanı başında yaşanan ve Türk Dışişleri'- nin önlemek için büyük çaba harcadığı, ancak kadın, çocuk. yaşlı, genç 764 kişinin, onlara re- va görülen ve aylarca süren işkence ve zulüm yetmezmiş gibi hunharca öldüriilmeleri ile nok- talanan Struma facıasının öcünü aldıklan, bu insanlık suçunun önde gelen sorumlulanndan birini cezalandırdıklanna inandıklan için asıl- mışlardı! Onlar, asıldıklan bu kentte, 6 Kasım 1944"te. Churchill'in Savaş Kabınesi üyesi, devlet baka- nı, İngiltere'nin Ortadoğu'dakı en üst düzey yetkilisı ve tam adı VValter Edvvard Guinness Moyne olan Lord Moyne'u öldürmüşlerdi!.. YARIN: Yüzer tabutta ya$am HAYVAN DOSTLARI KÖPEK, KEDİ, KUŞ, BAUK VE DOĞA SEVERIfR "PET MAGAZINE' ARALIK SAYISI Ç I K T I ! . . • Hdit Refiğ ile kedi sohbeti • Koracabey Horosı ve "Hafflingerler" • Bulldoğ • Anlcara kedısı • Hamster • Discus bolılclan • Popoğonlar AUN, ABONE OIUN veya mtlaka bizi arayın PET MAGA2INE PK.5, 81030 KIZILTOPRAK-İST Tel: (0216) 414 46 50-51 Fax. (0216)337 25 41 İLAN FATİH1. ASLÎYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1992/522 Davacı Mustafa Tüfekçıoğlu vekıb tarafından davalı Zeliha Tü- fekçioğlu aleyhine açılan boşanma davasında; Hâkimliğmızın 1992'522esas. 1993/644 kararsajılıve 11.10.1993 günlü karan ile Çanakkale, Yenice, Sofular Kö>ü, cilt 064-01. sayfa 52, kütûk 31'de nüfusta kayıtlı İsmail ve Hanife oğlu 27.2.1957 do- ğnmlu davaa Mustafa Tüfekçioğlu ile Naznu ve Errune kıa 11.10. 1968 doğumludavab Zeliha Tüfekçioğlu'nun M.K. 134. maddesıge- reğince boşanmalanna. takdiren müşterek çocuk 9.6.1986 doğumlu Çağdaş'ın velayeürun davaa babaya tevdiine, davalı annenın bu ço- cuğunu her hafta sonu curaartesı günieri ile dini ve midı bayTamlann 2. günleri sabah saat 09 00'dan aynı gün saat 17.00'ye kadar yanına alıp göruşmesıne, yol gıderlerini dahi temin etmesine. ıstenmediğin- den çocuk ve davaa için nafaka, tazminat takdinne yer olraadığına, 7.200 TL. bakıye harcın davabdan aünıp Hazine'ye venlmesıne, da- vaanın yaptığı 460.400 TL. muhakeme masrafı ile tanfeye göre tak- dir ve hesap edilen 250.000 TL. ücreü vekaletın davabdan ahrup davaaya venhnesİDe daır kanun yollan açık olnıak üzere 11 10.1993 tarihinde karar verilmi$ olup, adresi tespit edılemeyen Zeliha Tüfek- çıoğlu'na teblıgat yenne geçmek üzere ılân yolu ile tebliâ olunur. 3.12. 1993. Basm: 12741 İnsanca yaşamın, Ve demokrasinin olmadığı Ülkemizde, ABİDİN DİNO'yu Mutluluğun resmini yapamadan YİTİRDİK. Umudumuzu yitirmedik. Yapılmasında bu resmin Açtıklan yolda, Gelecekte... DİSK/ BANK-SEN ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Nurettin Sözen'le Söyleşi: (10) Köpekbalıkları... Prof. Nurettin Sözen'e soruyorum: - Nurettin Bey, kendi kendinize bir özeleştiri yaptığı- nızda, "Şu işi şöyle yapsaydım, daha iyi olurdu?" dedi- ğiniz oluyor mu? - Belediye hizmetlerinde? - Evet! Tabii, daha çok. - Valla, o açıdan kendimi eleştirecek bir şey bulamıyo- rum. - Övünmek gibi olmasın! (Gülüşmeler) - Yani, non stop (durmadan) çalışıyorum. 25-30 yıllık birikimim ve deneyimim var; danışıyorum, tartışıyorum. Herkese flkir soruyorum. Gece gündüz koşuyorum. Ça- buk affediyorum, insanları; yanlış yapmış birini falan ama, ülkemin koşulu bu. - Şikâyet mektupları alıyor musunuz? Belediye işleriy- le ilgili. Bizim gazeteciliğimiz belediye muhabirliğiyle başlar. Belediye muhabirliğinden genelyayın yönetme- ni olanlar var. - Şikâyet mektupları alıyorum. Şimdı, açıkçası kadro- larımız eskı düzeyde, eski kalitede değil Denetim kad- roları, Meclis kadroları, memur anlayışı, çok değtşmiş durumda. - Partiyle ilişkileriniz nasıl? - Partiyle hiçbir zaman sorunum olmadı. Htç olmadı. - Bab-ı Âli'de bazı gazeteci kooperatiflerine arsa ver- diğiniz söylentileri dolaşıyor. Dedikoduları yapılıyor. - Efendim, kurulmuştur kooperatifler; ben bu işleri iz- lemem. ihale ile verilmiştir, ben bugüne dek Encümen'e başkanlık yaprradım. Encumen yapar ihaleleri, her şey ihaleyledır. Hıç kimseye arsa vermedim. Her yerde, sa- dece ihaleye girmiş, ihale almış insanlar vardır. Biz, ihalesiz kimseye ne otopark, ne dört metrekarelik büfe tahsis ettik. 4.5 yıllık dönemımde, hiç kimseye arsa da- hil, parkyeri, büfe dahil tahsis yapılmamıştır. Kiralıkkat- lar dahi ihale ile yapılmıştır Tahsis başka, biliyorsunuz, başkan altına imza atar, Sana verdim!" der, Verir. 4.5 yıl içinde otopark, tuvalet dahil, kimseye "tahsis" yapıl- mamıştır... * İstanbul'da TÜYAP'ta, Rıfat llgaz için "onur gecesi" düzenlendiğınde, burada Nurettin Sözen, EmreKongar, Mücap Ofluoğlu, İlhan Setçuk da konuştular. llhan Sel- çuk, konuşmasına şöyle başladı: "Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım Sözen, Sayın Müsteşanm Kongar! Sevgili dostlar, daha önce dinle- yenler bilır, ben boyle bir gıriş yapmam! Falih RrtVı Atay. bir yazısında der ki: Ben yazıya giriş yapmayı hiç sevmem. Hiçbir yazımda giriş yapmam. Ama, ne yapayım ki, bu yazıda bu sözlerim giriş oldu.' Özellikle yıneliyorum, giriş yapıyorum: Sayın Büyük- şehir Belediye Başkanım Sozen, Arkadaşlar, Rıfat llgaz bize yine bir arada toplanma fırsatını verdi, madem ki bu fırsatı verdi, bu fırsatı kulia- nalım! Ve sevdiğimiz namuslu insanları köpekbalıkları- nın ağzına bırakmayalım! Sevgili dostum Çetin Altan, vaktiyle bir yazı yazmıştı, 1960'larda, yazının başlığı ilginçti: Sosyalist Yalan Söy- lemez!' Çok gürültü kopardı: gerçekte, söz kurala uy- gundu, 'Müslüman yalan söylemez!'. Herhangibiröğre- tinin muhayyilesi, kişiden istenirse, onun kuralları da ondan istenir. Buna karşı gelince, bu kurallara karşı in- sanlar yalan söylerler. Çalarlar, çırparlar, kotutuk ya- parlar, her şeyi yaparlar. lyilıkler, güzellikler, kötülükler insanlar içindir. Sol içindir, sağ içindir. Yalnız solun sağ- dan biraz daha akıllı olması gerekiyor. Eğer daha akıllı olmazsa, o zaman solculuğun da anlamı kalmıyor. Sol- cular zaten azınlıkta; Aziz Nesin "m dediği gibi, belki de ülkemizde akıllı olanlar solculardır. Ben bu kanıya katı- lamayacağım! Dostlar, solda da yolsuzluk olur, sağda da yolsuzluk olur; solda da korkaklar vardır, sağda da korkaklar var- dır; solda da güzeller vardır. sağda da güzeller vardır, insanlann kişilikleri, nitelikleri, kimlikleri, belki bulundu- ğu yerlerde, belki bulunduğu yerle çelişen bir durum da gosterebilir. Bir noktada, eğer bir yerlerde bir yönetim- ler varsa, o yönetimlerde bırtakım yolsuzluklar da olabi- lir. Ama, bu yolsuzluklan bahane ederek bütun solu, bütün sosyalistleri, bütun devrimcileri, bütün güzellikle- ri karalamak isteyen bir kampanya fırtınası estihliyorsa ve birçok fırtınaya karşı da. bırtakım kendi safımızda. bi- ze hizmet etmek için çırpınan insanları harcayabıliyor- sak, o zaman. biz biz değiliz demektir. Pek yakında bi- zim şirin medyamız, şöyle bir belge sonuç ortaya çıka- racak: Namuslu ne kadar adam varsa, içeri atıp ondan sonra rahat edecek. Eğer, bazı insanlar, bazı kişiler, ba- zı çevreler, on senede, beş senede, iki senede akıl al- maz bir sermaye birikiminin patlaması içinde zenginlik- lere kavuşmuşlarsa, kanıt onların yaptıkları namussuz- luğun şahıdır. Çunkü, bu sermaye birikimi bütün dünyada ancak, soygun ve sömurüyle gerçekleşir. Eğer bu sermaye birikimi, bir meşru kılıf uyduruyor, o meşru kılıfın kalkanı altında da solu düpedüz mahkûm etmeye kalkıyorsa, o zaman elbirliğiyle ona karşı çıkmalıyız. Eğer, Rıfat llgaz sağ olsaydı, o da boyle konuşurdu. Bu noktada, elbette bu işikeyifle yapacaktı..." BULMACA 1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA: 1/ Operada konuşur gibi söylenen şarkı ve bu tür söyleyiş. 2/ Yumurtalık... Genellikle giysinin yaka, kol, etek çevresine geçiri- len ınce şerit. 3/ Dinsel tören ve kurallan.... Pri- amos'la Hekabe'nin oğlu olan, yakışıklılığıyla ünlii Truvalı kahraman. 4/ Rey... Sıvacı aracı. 5/ Çevrebilim. 6/ fki büyük- 8 lük arasındaki bağıntı... Renyum elementinin simgesi. 7/ Niteliği düşük, eide kai- mış mal... Kırgızistan'ın para bin- mi. 8/ Kültür... Dişlerin taç kısmı- nı kaplayan beyaz ve sert doku. 9/ tnsanın ve bütün hayvanlann bes- lenmesinde yaşamsal önem taşı- yan B grubu vitamini. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir tür deniz taşımaalığı... İstanbul'- da yayımlanmış haftalık bir mizah dergisi. 2/ Bulaşık yıkanan musluk teknesi... Tropikal Afrika'da yeti- şen odunu marangozlukta kullanılan bir ağaç. 3/ Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük... Arsız sokak çocuğu. 4/ Iran'ın plaka işareti... Komor Adalan'nın başkenü. 5/ Genel- KkJe eşeklere vurulan bir çeşit eyer. 6/ Düğme ve süs eşyası yapı- mında kullanılan bir deniz kabuklusu... Su. 7/ Gazete ve dergi- nin baskı sayısı... ZöUD livaneli'nin bir fılmi. 8/ tstenilen nite- likleri taşıyan... Edebiyatta etkiyi çoğaltmak için bir şeyin tersini söyleyerek alay etme. 9/ Bir çeşit başhk... Kütahya'nın bir ilcesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle