Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ARALIK1993ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
jN'rtu jjork Simcs
Rabin,
(tincilerden
medct
umuyor
B
ölünmüş İsrail kabinesi pa-
zar günü mekruh etin Yahu-
di devlete girişini engelleyen
yasayı oyladı.
Israiİ'deki yemek ahşkanlıklannın
gelecegi ne olursa olsun. bu konu.
koalisyonundan birkaç hafta önce
çıkarak onu bir azınlık hükümeti-
nin lideri haline getiren dinci bir
partiyi geri kazanma çabasındaki
lzak Rabin ıçın katlanılmaz bir baş
ağnsı anlamına geliyor.
Rabın.mekruh et konusunu
aşın ortodoks Yahudilerin partisi
olan Şas Partisfne kur yapmak
için kullanabilir ve böylelikle par-
lamentodaki çoğunluğu yeniden
elde edebilirse, bu fırsaü kaçırma-
yaçak.
Ülkesinin tarihinde böylesine
önemli bir dönüm noktasında
siyasal konumunun böylesine
zayıflamış olması, Rabin'i her şey-
den çok huzursuz eden konu. Dö-
nüm noktası ise, Baü Şeria'daki
Eriha kenti ve Gazze şeridindeki
işgal altındaki topraklarda otori-
tenin İsrail'den FKÖ'ye devr edil-
mesini öngören antlaşma.
Rabin. FKÖ eğer bölgedeki
îsrail yerleşimlerinde yaşayan Ya-
hudiler'e ilişkin garantı vermeye-
cek olursa, Israil'ın bu antlaşmayı
uygulamaya sokmayacağmı açı-
klamış durumda.
Rabin hükümeti yakında çök-
me tehlikesı içinde değilken, baş-
bakanın siyasal sorunlan onun
FKÖ'yle yapacağı. özellikle Go-
lan Tepeleri ve Ürdün sınınndaki
Ürdün Nehri civanndaki bölge-
lerin denetimini terketmek konu-
sundaki diğer antlaşmalan yürü-
tüp yürütemeyeceği konusunda
soru işaretleri yaratıyor. Başkanı
plduğu İşçi Partisi'nin üyeleri bile
İsraiFin ulusal güvenliğini tehlike-
ye atmadan ne miktarda toprak-
tan vaz geçebileceğine ilişkin aldığı
kararlann sağlamlığı konusunda
kuşkulu.
Başkanlan olan eski İçişlen
bakaru Aryeh Deri'ye karşı rüşvet
nederuyle verilen cezalardan ötürü
başbakanı terkeden Şas Partisi.
henüz muhalefete katılacak kadar
ilen gitmedi. Şimdılık kenarda
oturup seçeneklerinı araştırmayı
yeğliyor.
Rabin de. güvenoylamasında
çoğu Arap partilerden olan beş
meclis üyesinin desteğini almış du-
rumda. Gerçi Arap liderlerden
bazılan. kendilerini koalisyonuna
dahil etmediği takdirde destekleri-
ni geri çekecekleri konusunda Ra-
bin'i uyarmaktalar.
Araplann geçmişte FKÖ'yle
yaptığı ittifaklar ve gelecekteki Fi-
İistın devletine verdikleri destek
nedeniyle Rabin onlan tam ortak
olarak benimsemeyi ve onlara ba-
kanlık \ermeyi istemiyor. Bu zaıen
İsrail'de hiçbır zaman yapılmayan
bir şey.
Ölümübildiren
kolsaati
LONDRA- Amerikah bir bili-
madarrunın geliştirdiği kol saati,
sahibinin hangi tarihte ve hangi
saatte ölmesi ihtimali bulunduğu-
nu haber veriyor.
Normal kol saatleri gibi ileriye
değil de geriye doğru işleyen 'ecel
saati'ndeki hafızaya, koia lakıl-
madan önce sahibi hakkında yü-
zü aşkın sorunun yanıtını elektro-
nik tuşlara basarak kaydetmek
gerekiyor.
Sahibinin doğum gününden ge-
çırdiği hastalıklara ve aldığı ilaç-
lara kadar detaylı bilgilerin gerek-
tiği elektronik kayıtta. boy ve
ağırlık ölçüleri ıle seks ve beslen-
me alışkanlıklan da soruluyor.
Gerekli bilgiler kaydedildikten
sonra sol bileğe takılan ecel saati,
günün belirli saatlerinde kalp ve
nabız atışlan ile vücut hararetini
ölçerek çeşitli değerlendımıeler
yapıyor.
Ecel saatlerini alanlara. 'vak-
tinde ölmeyenlerin parasının iade
edileceği" garantisi veriliyor.
Bir milyar
kişiaç
Dünyada 1.13 milyar kişinin
açlıkla yüz yüze olduğu bil-
dirildi. Dünya Bankası'nın
istatistiklerine göre kalkınmakta
olan ülkelerin nüfuslannın yüzde
29.7'si açlık tehlikesiyle karşı kar-
şıya. Sayılan bir milyann üzenn-
deki bu kişiler, günde 1 dolardan
daha az gelire sahipler.
Ayru verilere göre, dûnyada
yaklaşık 1 milyar kişi de yetersiz
besleniyor.
Dünya Bankasfna göre, 562
milyon kişiyle Güney Asya ve 216
milyon kişiyle de Afrika açlıklan
en çok etkilenen bölgeler.
Bu iki bölgeyı, Ortadoğu. Latın
Amerika, Karayibler ve Doğu
As>a izliyor.
Bosnalılara mağarada da rahatyokSırp ve Hırvatlardan kaçan 80 Müslüman Boşnak aile mağaralarda yaşıyor, ot ve çimenpişirerek besleniyor. Savaşın acıları devam ediyor.
S
on altı ayını mağarada geçi-
ren 80 Bosnalı aile, kış yağ-
murlannın bastırması üzeri-
ne bannaklanru terk etmek zorunda
kaldılar. Sel sulannın mağara ta-
banını basmasından korkan aileler.
yalnızca kaynamış ot ve bitkilerle
besleniyorlardı.
1992 yazında Sırplann ilk etnik
temizlik harekatından kaçanlar. Hı-
rvatlann da baskısı ile Blagaj köyü
yakınlanndaki Puma nehnnın
kıyısmda yer alan mağaralara sığın-
dılar. Birleşmiş Miletler'e ait gıda
depolannın 40 kilometre uzağında
bulunan mağaralarda yaşayanlar,
nehir kıyısında topladıklan otlan
kaynatarak kannlannı doyuruyor-
du'
Şimdi mağaralar neredeyse bom-
boş. Bosnalı ailelerin pek çoğu geçı-
ci sığınaklara veya tamamlanmamış
binalara göç ederken, bir kısmı da
yükseklerde yer alan mağaralarda
yaşamaya devam ediyor.
Rauf Zeki adındaki 60 yaşmdaki
Bosnalı, kansı Münewer'le 2 metre-
ye 3 metre boyutlannda bir mağara-
da yaşıyor. Mağara. nehir kıyısın-
dan oldukça yüksekte olduğundan.
nehir sulannın yağmurlardan yük-
seüp taşmasından etkilenmiyor.
Mağaranın duvanndaki delikten
içerde biriken duman çıkıyor. Ta-
ban kurumuş otlar ve karton kutu-
larla kaplı.
Bir köşede kahve cezvesi ve yeşil
minelı saplı üç tencere duruyor. Ya-
nında yün battaniyeler ve yırtık bir
bavul yer alıyor.
Rauf Zeki ve ailesi, Stolak kenti-
nin yakınlannda bulunan bir çiftlik-
te yaşıyorlardı. Çiftlikte 140 koyun.
üç inek, iki köpek, bir traktör ve üç
arabalan vardı.
Geçen yıl, haziran ayının 18"inde
Müslüman Bosnalı askerler. Rauf
Zeki'yi uyararak Sırplann yaklaştı-
ğını, Hırvatlann da batıdan sıkıştır-
dığını söyleyerek bir an önce çiftliği
terketmelerini istediler. Bir süre or-
manda saklandılar. Geceleri çiftliğe
gizlioe girerek hayvanlannı besledi-
ler.
Ancak temmuz 1992"de çiftliği ta-
mamen bırakarak. Caplina'daki ak-
Rauf Zeki ve kansı Münevver, (yukanda solda) küçücök bir mağarada yaşıyor. Diğer mülteciler (yukarıda sağda) ottan oluşan j emeklerini pişiriyor. "20 dakika pirişeceksiniz, tıız ekfc-
yip yeniden 4 dakika pişirdiğinizde hazır olacak.'"
rabalannın yanına sığınmak zorun-
da kaldılar.
IMüslümanJarsürekü
kaçmak zorunda
8 ay önce bu kez de Hırvatlann
tehdidi altında. yeniden kaçmaktan
başka çare bulamadılar. Rauf Zeki.
Hırvatlann kamyonlar dolusu ölü-
yü Caplina yakınlanndaki toplu
mezara gömdüklerine tanık olduğu-
nu belirtıyor. Caplina'da yaşayan
tüm Müslümanlann toplu kıyıma
uğradığını öne sürüyor.
Rauf Zeki ve ailesi mayıs ayında
mağaraya sığındılar. Mağaralann
yer aldığı Blagaj köyü, doğudan Sı-
rplarla. batıdan Hırvatlarla sanlmış
durumdd. Tek çıkış yolu harabe ha-
line gelmiş Mostar kenti üzerinden
geçıyor Ancak Mostar'a giden yol.
atış alanı haline geldiğinden gecme-
yc kimsecesaret edemiyor. Kamyon
şoförleri geceleri farlannı yakma-
dan. büyük bir hızla geçmeye çalışı-
yor. Malzeme taşıyan kamyonlar
hcr an nercden geldıği belli olmayan
bir kurşuna hedef olabıliyor. Gıda
yardımlan öncelikle, ön saflarda
çarpışan askcrlerc ulaştınlıyor
Blagaj"ın nüfusu son günlerde kö-
>c gelcn sığınmacılarla 3 binden 15
bine çıkır."; duıumda. Mağaralann
\iîka;ıs;nkı yer alan yan bitmış bi-
nada. \an kardnlıkta 60 kışi yaşı-
yor. lşık >alnızca kapı aralığından
geli\or. Pencereler ağaç dallanyla
örtûlüp. ısı kaybını önlemek için sı-
kıca kapatılrnış. Her aile, geniş oda-
nın bir köşesini işgal edip sınırlannı
belırlemiş.
Sığınmacılann içinde en yaşlısı
Festik Slata Yaşam alanı yırtık pır-
tık bir kanapeden oluşuyor. İçinde
bulunduğu durumun korkunçluğu-
nu şöyle anlatıyor: "Eskidcn herşe-
yimiz vardı. 20 koyun, iki inek ve bir
sürii tavuğumun oİduğu çiftliğimi ne
kadar aradığımı bir bilsen. Şimdi aç-
lıktan ölmek ü/ereyim. Bazı giinler
hiçbir şe> vemediğim oluyor. Ayrıca
soğuktan da donmak ü/ere> im." Sla-
ta'nın kta yemek olarak yalnızca ol
ve bitkileri kaynatarak yediklerini
anlatıyor.
Sığınmacılann çoğu ctnik temiz-
lik harekatından iki kez geçmiş. İlk
olarak Sırplar tarafından Stolac'-
taki evlerinden sürülmüşler; sonra-
dan Caplina"dan da Hırvatlar tara-
fından çıkartılmışlar.
Blagaj kö>ü. Hırvatlar tarafından
sürekli havan topu ateşi altında.
Günde ortalama 3 kişı ölüyor veya
yaralanı>or.
Yaralananlar bodrum katında
bulunan hastaneye taşınıyor. Has-
tancde elektrik bulunmadığı gibi.
ilaç da hemen hemen hiç yok. Yara-
lılar arasında bölgeye gıda taşırken
kurşunlanan kamyon şoförleri ve
kadınlar çoğunlukta. Kadınlar ge-
nellikle ot toplamaya çıktıklannda
vuruluyor.
Uluslararası yardım örgütlerinin
çabalanna karşın. Blagaj gibi birçok
yerleşim merkezine malzeme ulaşü-
nlamıyor. Müslümanlar şu bölge-
lerde sıkışık bir şekilde yaşam savaşı
veriyor:
Doğu Mostar. Saraybosna. Tuz-
la, Zenika, Goradze; Zepa ve Srebe-
nika.
Bosna-Hersek'in merkezinde bu-
lunan Vitez'i korumak için Müslü-
manlar son bir gayretle çarpışıyor.
Ne yazık ki. Sırp ve Hırvatlann iş-
birliğine giderek Müslümanlan ha-
ntadan silme çabalan karşısında
Müslümanlann daha fazla dayana-
mıyacağı düşünülüyor.
Maggie O'Kane
The Guardian
BuTjuUardaikBmarastınnası başhyov
JKLİM ARAŞTIRMA HARİTASI
Rota ~^—
Hava yolu _ _ .
900 km.
GÜNEY
AMSRİKA
Bilim adamlan iklimdeki gizemli değişimleri denizde araştırıyorlar. Antartika 'ya doğru yola çıkcm 2 İngiliz
gemisinde , İngiliz, Alman ve Rus bilimadamlarından başka 14'ükadın 120kişilik mürettebat bulunuyor.
Adalan
B o Y o K
O K Y A N U S
2 Ocak 1994 HMS Endusance,
RRS Bransfıekfla 22 Ocak'ta
HalleyAraştırnıa Istasyonunda
buluşmak üzere denıze açıldı.
ANTARTİKA
YARİMADASI
İ
ki İngiliz gemisi Antartika'nın bi-
linmeyen sulannda 2 bin yıllık geç-
mişteki hava koşullannda ortaya
çıkan gizemli değişimleri çözmek üzere
denize açılmaya hazırlanıyor.
"RRS Bransfield" ve " HMS Endu-
rance" adlı gemiler. kıtanm NVeddell
Denizi'nin güney ucunda yer alan
Berkner Adası"ndaki buzlarda sondaj
vapmayı tasarlayan İngiliz, Alman ve
Rus bilim adamlanndan oluşan bireki-
bi laşıyor.
Yakındaki Shackleton dağlanndaki
bir başka ekip de bölgedeki ahşılmadık
9Şubal 1994 HMS
Eridurance jçûncû
depoyu tamamlamak
üzere harekel edıyor
7
W E D D E L L
N i Zİ
RRS Bransfield 10
Ocak 1994'oeCape
Town'dan ayrılıyof
Endurance Gemisi 22 ocakta Bransfield i le Halley Araştırma İstasyonu'nda bu-
luşmak üzereİngiltere'den bu hafta başında ayrıldı. Ara-jtırmalar sonucunda
dünya ikliminin gccirdiği gizemli değişimlerin ortaya çikanlması planlannor.
jeolojik yapının oluşumunu açıklama-
ya çalışacak. İngiliz Antartika Araştı-
rması Yerbılimı Bölüm Başkanı "Dr.
Mike Thomson".bu kuşağın "yerbilim-
sel bir muamma" olduğunu söyledı.
Bir kurama göre kuşak bir zamanlar
Kuzey Amerika"dakı Teksas'la birleşik
durumdaydı. Dr.TTıomson, "Teksas'-
daki kayalıklar ve Shackleton kuşağı
alanı benzer yapısal özellikler gösteri-
yor" dedi. Araştırma yolculuğunun
sondaj bölümünde 200-300 metre de-
rinlikteki buz parçacıklannı topla>a-
Bu parçaaklar. dünya ikliminin
geçen iki bin yıl içindeki kimyasal
yapısına ilişkin ipuçlan taşıyor.
Araştırmanın buzulbilimcisi Dr.
Da\id Peel, "Avrupa 1600-1850 arası-
nda kiiçük bir buz çağı gecirdi" diyor.
Bu dönemde hava sıcaklığında ortala-
madan bir derece düşüş görüldü.
Buzul parçacıklan 1100 ve 1300
arasında ısmın ortalama olarak bugün-
künden bir derece daha yüksek olduğu
bir dönemin gizini aydınlatacak. Bili-
madamlan bu olağandışı ısı artış vedü-
şüşlerinin nedenlerini aydınlatacak-
lannı umuyorlar.
Bu hafta başında Portsmouth li-
manından aynlan HMS Endurance, 22
ocakta WeddeII Denizinde RRS
Bransfıeld'la buluşacak.Daha sonra
A24 olarak adlandınlan dev aysbergin
geride bıraktığı buzlu alanda seyrede-
cek. Hava yoluyla donanımlann Berk-
ner Adası'na bırakılmasından sonra.
Endurance üçüncü iniş noktasma gide-
cek. Bransfıeld ise Halley araştırma is-
tasyonuna ulaşacak. Endurance'ın
kaptanı Alan Phillips. gemisinin bevaz
bayrakla güneyin en uzak noktasma gi-
den ilk gemi olacağını söyledi.
İçlerinde ilk olarak 14 İcadının da yer
aldığı 120 kişilik mürettabat içinde yer
alan Teğmen Chris Gardener 1991de
Tireles adlı gemiyle Kuzey Kutbu'na
gitmiş ve buzlann üzennde kriket oy-
namıştı. Bu yolculuktan sonra. dün-
yanın kuzey ve güneydeki en uzak nok-
talanna gjden ilk kraliyet deniz subayı
olmayı planlıyor.
TheTimes
CD CE
Sotheby's sahtemiğferi
geri alacakmı?
1
991'de Sotheby's'deki bir satı-
şta sahte bir Osmanlı miğferi
aldığma inanan bir kolleksivon-
cu. ödediği 22 bin poundun kendisine
geri verilmesini istiyor.
Moris Sadioğlu adındaki Türk
kolleksi\oncu, elindeki yaprak de-
senleriyle süslenmiş alttn kaplama
lombak mığferin. bugün vapıldığmı
gösteren kanıtlarla birlikte gelecek
hafta Londra'ya gelecek. Sadioğlu,
Istanbul'daki İslam Sanat Eserleri
Müzesi ile Askeri Müze nin de dahil
olduğu bir çok Türk ve İngiliz kuru-
luşundan uzmanlarm iddiasmı des-
teklediğini söyledi.
ITürk koleksiyoncu
geri getiriyor
Oxford L'niversitesi'nden bilim
adamlan "alttn kaplamaıun bir bü-
tûn olarak eskilikten uzak ve temiz
görünûşünden yola çıkıldtğmda, par-
çanın yeıü olduğu sonucuna vardtkla-
ruu" sö\lediler.
1980'liyıllarda 4yılhoyunca Sot-
hehv's'nin İslam silahları ve zırhlurı
uzmanlığmı yürütmüş olan Robert
Elgoodsati} sırasmdu mczat görevlı-
lerini. miğferin "apaçtk sahte oldu-
ğu" konusunda uyurdığmı söyledi.
Parçanın gerçek oİmadığını gö.steren
bir düzine nedeıı olduğunu helirlen
Elgood, miğferin dönemin disiplinini
bilmeyen bin tarafından yapıldığmın
kotayca anlastlcibildiğine dikkat çek-
tı.
IParasını fai/iyle
geri istiyor
Sotheby's'ninİslam ve Hindsanatı
bölümü müdür vardumısı Brendan
Lynch,"Eğer ahalardan birisi satın
aldığı parçanın sahte olduğuna inanı-
yorsa ve beş yıllık garanti dönemini
geçirmemisse, elindeki kanıtlann ge-
cerh' olduğu durumlarda parasını geri
ödemeyi garanti ediyoruz'' dedi.
Lzım yıllardır Sothebv's'nin müs-
terısi olan Sadioğlu'nu en çok üzen,
satıştan hemen sonra Istanbul'a dö-
nerken parçanın sahte olduğuna iliş-
kin olarak bir söylentiu isıtmesi ol-
ması Sotheby's'İe ilişkiye geçcrek.
parayı ödemeden önce miğferin öz-
günlüğünii garanti eden bir mektup
göndermelerini istemiş. Sotheby's'-
nııı bu isteğe yanıt vermes 13 ay almış.
Sadioğlu. bu di'mem içindeki bin 800
pound tutanndaki faizin de ödenme-
sini istivor.
\e kı. Sotheby's sekreteri Joe
Och. geri ödemelerin, fcıiz ya da para
dalgalanımdarı sonucıt doğan tark-
iarı ı\ermediğinihelirtiyor.
Dalya Alberge
\ f THE INDEPENDENT
Internaüonal Herald
Tribune 'unyayınlanan
Türkiye ve Kıbrts haritasınm
yanküarı devam ediyor. Bir
başka okur mektubu da 26
kasım tarihli.
Türkiye niçin
işgal etti?
K ıbrıs ın Fransa daki büyükel-
çisi Michalis Attalides, ülke-
sinin 1974'de Türkler tarafı-
ndan isgal edildiğinı belirtıyor. Amtı
kendileri, bunun "neden"
vapıldığmı belirtmiyorlar.
Temmuz 1974 de. fanatık bir
"enosis" yanlısı olan (yani Yuna-
nistan'm Kıbrıs'ı ilhakını savunan)
"Dirratrios Yoarmdes" vönetimin-
deki Yunan albavlar cuntası, Kıbrıs
Cumhurbaşkanı "Makarios"a
karşı bir darbe planladı. Makarios
kaçmak zorunda kaldı.
Bu Atina-kaynaklı darbe. hiç
kuskusuz. ya/nız uluslararası yasu-
lara değil, avnı zamandu ada devle-
tinin bağımsızlığını garanti eden
özel antlaşmalar ve sözleşmelere de
avkırıydı.
Türkiye üç garaıuör devletten bi-
risiydi (diğerleri İngiltere ve, evet,
Yımanistan idi'j. Buyüzdende Kıb-
rıs ın Yunanistan'ca zorla ılhak
edilmesine engel olmak ve Kıbrıslı
Türkleri koruyabilmek için müda-
hale etmek zoı unda kaldı.
Eskil Svane - Fransa
Türk medyasında
orman kanunlan geçerli
£t HîonJc
T
ürk vetkililerin nisan avmda
vasadışı ilun edip kapattığı
'800 radyo ve 80 televizyon
kanalı bugün vavınlarını sürdii-
rüyor. Başbakan Tansu Çitter, se-
çım vaatleri arasında "size radyo-
lart geri vereceğim" sloganıyla
halkına özel radyo ve televizyon-
ların lckrar yavma başkıtılaeağını
söylemisti. Çiller, bu sözü ttıttu ve
temmuz ayında radvo ve televizyon
yaymlarmı aevlet tekelinden
çıkardt.
Özel radyolann ve televizvon-
ların tekrar vayır.a başlaması berct-
beriııde büvük bir kaosıı gctirdi.
Çünkü Meı lis, yuymları düzenleye-
cek yeni yasayı henüz kahul etmedi
Yasal hiçbir dtizenlemenin olnıa-
ması, vavmların birbirıne karı-
şmasına neden olınor. Özel Radyo
Televizyon Sahiplerı ve Yayıneılcrı
Derneği Başkanı Osman Ataman
vasal düzenlemenin vokluğıımm
karışıklığa yol açtığma dikkat <<•-
kerken sadeı e güçlülerin yani zen-
ginlerin ayakta kalabildiğini belirti-
vor. atv'ııın başkan vardımcısı
Cem Şafmaz\sa radyo ve televizyon
kanallarının yasa yokluğundu tam
anlamıylaserbest nkabel içinde ol-
bir tek ızleyicilerin ka-
zançlı çıktığını belirtıyor.
Kanallar arasındaki rekabet, bu-
gün tam anlamıvla bir savaşa dö-
miştü. Genellikle basm kıınduş-
lannın kıırdıığıt veya ortak olduğu
televizyon kanalları ıırasındaki sa-
vaş. rukip kanalhırınyöneticilerinin
özel hayatlarına karşılıklı saldmya
kadar geldi. Bu savaşın en önemli
nedenlerinden biri reklem çelirleri.
Kanallar vı/lık 200-250 milyon do-
larlık reklam pastasmdan daha hü-
vıik dilimler alnuıyı amaçlıvor.
Özel radyo ve televizyon kaııal-
larının vöneticileri 1994 'de bu kar-
maşanın son bulaeağını düsiinüvor.
Bir kısım vöneticı 1994 vılına kadar
birçok özelkanalın batacağını veva
birleşeceğini düşünürken. bir kısım
da pazarın, çoğımluğunun yerel
veva belirli komılaıayönelik (örne-
ğın spor. sanat vb. > olması dıını-
ımıııda 30 kadar özcl kanalın kaldı-
nıbilec ığı göriisiiınk•. Özel k<ıııallar
pazaıdan daha büvük pay almak
ıçın yahtnifi kanallarla ortak yapı-
nıhıra ve onaklıklanı vöneliyor.
Önümüzdeki ayhınla vabancı or-
taklık h birçok reııi k aıınl'pazaragi-
recek.
Meı lisııı /<W başında veııi rad-
vo-televızvon kıinıııııı kabıılcdcccği
lahmin edilh or. Bugün üzennde
çalışılan bu kuııttn lasansı. \ckıöri'm
teknik ve yasal düzcnlenıeU ınte li-
sans dağıtımmı düzcııleyeuk Bu
kanım. yüksek kııntlıın oluşturul-
masmdan önce yürürlüğe gıreeek.
Ama özel kanalların bu yüksek kıı-
rulun oluşumuyla ilgili endıseleri
var: Kurulu oluşturan üyelerin aydı-
nlar, ütıiversite öğretim üyeleri veya
görsel-işitsel alanda uzman olan ki-
şiler arasından seçilmesini istiyor.
Ama kurul büyük olasılıkla 5 V hü-
kümet partisinden, 4'ü mulıalefet
parti/erinden seçilen 9 üyeden olu-
şacak. Ve en önemlisi devlet televiz-
yonu TRT. kanalların yüzde 25'me
sahip olacak.
Yasanın yürürlüğe girmesiyle
özel kanallar lısans almak için dev-
letepara ödeyecekler.
ISicole Pope