Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 KASIM1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
ŞIRKETLERDEN
HABERLER
• ESBANK'a yundışından 75
milyon dolarlık kredi.
Esbank'm şu ana kadaraldığı
en yüksek tutarb olan bu kredi,
ihracat ve ihracat öncesi
finansman sağlamak üzere
ihracatçılara İcuUandınlacak.
• AFEKSile
ÇinHalk
Cumhuriyeti
Ekonomik ve
Tican damşma
Konseyi (onsultec)
işbirliğiyle düzenlenen Çin
Halk Cumhuriyeti ürünleri
Fuan 2-5 aralık tarihleri
arasında Mecidiyeköy FM
Fuar Merkezi'nde
sergjlenecek.
• BESAN BEStN SANAYİ
soğuk sütle hanrlanan ve
pasta yapımında
kullariılacak yeni üriinü
"Krem Şantili Mousse"u
piyasa sürdü.
• DtVAMEDYA
Hizmetleri Limited Şirketi
CNN international ile
temsilcilik anlaşması
imzaladı.
•TÜRK \TONG 23. yetkili
satıalar toplantısını, 19-21
kasım tarihleri arasında
Istanbul Holiday Inn
Crowne Plaza'da yaptı.
K
BEMEK
SİGORTA
Çalışkan
Holding'e bağlı
NazilliKöytaş
Tekstil Sanayi A.Ş'ye 100
milyar liralık yangın riski
teminatı ödedi.
•KENTBANK, elemanlan
arasındakı dayanışmayı
kuvvetlendirmek amaayla
Sosyal klüp kurdu.
• ADIDASSteiux
international Licensingile
Adidas saatleri üretimi
konusunda anlaşmaya vardı.
• SANAve
Unilever'le ilgili
haberleri içeren
"Sana Haber"in 3'üncü
sayısı çıktı.
•İNFORMATİKİle
ODTÜ-BiltirMerkezi
arasında endüstrimize
yönelik teknoloji işbirliği
protokolü imzalandı.
• FENİŞ ALtMİNYUM
renkli profıl talebini
karşılayabilmek için
'"Elektrostatik Toz Boya
Tesisi" yatınmına başladı.
• AKBANKFatihve
Yeşilyurt şubelerinin 25'inci
kuruluş yıldönümünü
kutladı.
•955 REKLAM Şirkeli ; N
halklailişkileralanmdada '
hizmet vermeye başladı.
• HEKTAŞ
1993yılımn
9ayhk
döneminde
kannı geçen
yıla göre. yüzde 120.6
oranında artürarak 13.9
milyar liraya ulaştırdı.
• MARM ARA SİGORTA
bırinci kuruluş yıldönümünü
şirketmerkezinde
düzenlenen sade bir törenle
kutladı.
• MERKEZŞİGORTA
Teksülbank yönetitilerine
sigorta konusunda
uygulamalı seminer verdi.
• HEVVLETT
PACKARD
Şirketi
dünyanın en
hafıf 486 tabanlı bilgısayannı
üretti.
•NET CtVATA VE VİDA
SANAYİ ile Fransız Dacral
S.A. işbirliğiyle üretilen
korozyona dayamklı ve
bağlanü elemanlannda
hidrojen kınlganhğı
meydana getirmeyen
"Dacromet kaplama"nın
tanıtımı yapıldı.
•FSFUARCILIK
tarafmdan düzenlenen
Uluslararası Taşımaalık
Fuan EXPOFREIGHT93
İstanbul'da düzenlendi.
• DEMİRER KABLO 30
milyon dolarlık ihracat
potansiyelini 50 milyon
dolara çıkartmayı hedefliyor.
•VARAN '
TLRİZM'in
Bursa Kemal
Paşa
TesisJeri'nde,
Likom'un İntroplus yazılımı
kullamlmaya başlandı.
• LOGOYAZILIM
muhasebe alanında hizmet
veren bütün ürünlerinde Maliye
ve Gümrük Bakanhğı'nın
Resmi Gazete'de yayımlanan
"Muhasebe sistemi
uygulamalan" doğrultusunda
düzenleme yaptı.
•ÖRSAHOLDİNG
Imateks. Örsa ve Öray tekstil
şirketlerine ihracat
performanslan nedeniyle,
Istanbul Tekstil ve
Konfeksiyon İhracatçı
Birlikleri tarafmdan altın
madalya verildi.
• KODAK tarafından
düzenlenen"Düğün ve
Portre Fotoğraflan
Yanşması"nın sonuçlan
Conrad Oteli'nde
düzenlenen bir kokteylle
açıklandı.
• PANCOM
PANCOM A.Ş.
Panasonic'in
"KX-Pl 150 Computer Set
Up"printenm piyasaya
sürdü.
Kayıt dışı ekonomi vergüendirilemeyince muhasebe kayıtlannda hata aranmaya başlandı
Maliyeıııiikellefiııyakasmda•Gelecek yıl 437 trilyon liralık vergi hedefini yakalamaya çahşan • Maliye, Anadolu'da başlattığı uygulamayı dört büyük ilde de
Maliye Bakanlığı, vergi alamadığı kesimlerin aasmı yine hayata geçirerek muhasebe bürolanna yapılan baskınlarla
mükelleflerden çıkanyor. Bordro mahkumu işçi memurdan devlete ödenen KDV'lerde de "defterlere kaydı henüz
sonra şimdi de küçük esnaf sanatkâr sıkıştınlıyor. yapılmadığı" gerekçesiyle vergi kaçaklığı cezası uyguluyor.
BÜLENT KIZANLIK
Maliye. Başbakan Tansu Ç3-
kr'in bütçe açığını kapamak ko-
nusunda "Vergi geliri arttı-
nlmalı" formülünü hayata geçır-
mek için yine mükelleflerin ya-
kasma yapıştı.
Kayıt dışı kesimlerin vergiden
korunduğu Türkiye'de. bordrolu
işçi ve memurlardan "firesiz"
yapılan tahsılattan sonra, sıra
küçük esnaf ve sanatkara geldi.
Vergi dairelerine kayıtlı mükel-
lefler Anadolu'daki muhasebe
bürolannda başlatılan "KDV
avı", dört büyük ilde de yaygı-
nlaştınldı
Defterdarlıga bağlı vergi kont-
rol memurlan, Maliye Ba-
kanlığı'nın geçen mayıs ayı-
nda yayınladığ KDVdenetimle-
rine etkinlik kazandınlması yo-
lundaki tebliğ ile harekete geçti-
ler. Mükelleflerin yanı sıra özel-
likle o bölgedeki muhasebeci ve
maü müşavirlerin bürolanna zi-
varette bulunan kontrol eleman-
lan, kanuni defterlerdeki kayı-
tlan inceledıler.
Konya, Kınkkak, Yozgat,
Muğla gibi illerde yapılan ince-
lemelerde. KDV'sini de\ lete öde-
diği belgelerle sabit olduğu halde,
bunlarla ilgili kayıtlan kanuni
defterlere zamanında işlenmeyen
mükellefler hakkında "vergi ka-
çakçılığı cezalan" uygulandığı
belirtildi. Sadece Karaman'da bu
olayla ilgili 400 civannda mükel-
lefle ilgili rapor tutulduğu öğre-
nildi.
Türkiye Serbest Yluhasebeci
Maü Müşavirier ve Yeminli \1ali
Müşavirler Odaları Birtiği (TL R-
MOB) Genel Başkanı Mustafa
Özyürek, mal alırken KDV öde-
yen bir vergj mükellefinin, bu
malı satarken tahsil ettiği K.DV-
den kendi ödediği miktan düşe-
rek beyanda bulunmasının doğal
hakkı olduğunu hatırlattı. Özyü-
rek'ın verdıği bilgiye göre, Vergi
Usul Kanunu'nda öngörülen 10
günlük süre ıçinde belgeleri no-
terden onaylı defterlere işlenme-
yen mükellefler, KDV Kanunu'-
nun 34'üncü maddesi gereğince
ödedikleri KDVyi indirme
hakkında mahrum bırakılıyor.
Denetimlerde muhasebe büro-
lanndaki defterlere el konuyor,
zamanında defterlere kaydedil-
meyen belgelere dair indirilen
'Muhasebeni kendin tut' tutmadıEkonomi Servisi - İstanbullu
bakkallar muhasebe öğrenmeye
yanaşmadılar. îstanbul Bakkal-
lar Odası'nın düzenlendiği beda-
va muhasebe kurslan, beklenen
katılım olmayınca gerçekleştirile-
medi.
Muhasebe kurslan ile ilgili
olarak Bakkallar Odası'na
yardıma olmaya çahşan "Muha-
sebeciniz yanınızda'" kitabmın
yazan Maü Müşavir Refık Gör-
gülü. mükelleflerin en azından
yanılülmamak için temel muha-
sebe ilkelerinı bilmeleri gerektiği-
ni savundu.
Türkıye Esnaf Şanatkar Kon-
federasyonu ile TÜRMOB arası-
nda geçen yıl sonunda yapılan
görüşmelerde işletme defteri tut-
ma ücretleri tabanının , çahşan
sayısına göre aylık 170 bin ile 330
bin lira arasında değiştiğini anla-
tan 1stanbul Bakkallar Odası Ge-
nel Sekreteri Tahir Paköz, muha-
sebecilerin 250 ile 300 bin lira
arasında ücret aldıklannı ifade
etti.
Geliriz demişlerdi
Gelecek yıl bu fiyatlann ayda
500 bin liraya ulaşacağım he-
saplayıp, üyelerinin kendi defter-
lerini tutmasım sağlamak için
kurs düzenlediklerini kaydeden
Paköz, 9 bin bakkaldan 334'-
ünün geleceğıni bildirdiğini, ama
bir smıf dolduracak kadar bile
katıbm olmadığmı söyledi. Beda-
va sağlanacak kursta gerekli ki-
tap ve rnalzeme. bakkaliye türü
üreticilerin sponsorluğunda sağ-
lanacaktı. Smıf boşkaldı. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)
KDV'Ier mükelleften, 3 katı vergi
kaçakçılık cezasıyla birlikte geri
isteniyor. Aynca usulsüzlük ce-
zalan da kesiliyor.
TÜRMOB Başkanı bilgjsa-
yarla çahşan muhasebe bürola-
nnın ödenen KDV ile ilgili belge-
leri bilgisayar kayıtlan bulundu-
ğu için zamanında deftere işleme-
diklerini kaydederek, şunlan söy-
ledi:
Vergi kaybı yok
"Burada KD\
T
ödenmiş, ancak
şekli olarak öngörülen sürede def-
terlere işleıunemiştir. Yani bir ver-
gi kaybı yokhır. Danıştay'uı ka-
ran da, ortada vergi kaybı oJ-
madığı için bu KDV'yi tekrar mö-
kelleften almanın hukuka aykın
bir mükerrer uygulama oiduğu yo-
lundadır."
Bu biçimdeki denetimlerde
mükelleflerin vergi cezalannı mu-
hasebecilerin ödediğini, ancak
müşterileriyle ilişkilerinin bozul-
duğunu anlatan Ozyürek, "tncele-
fnemükellefnezdindeyapılır. Def-
terler belgeler mükelleften istenır.
Onun defter ve belgesini muhase-
beci de tutsa. mükellefe makul bir
süre tanınmalıdır. Bu süre içinde
de inceleme elemanma muhasebe-
ci mükellefle birlikte defterieri ib-
raz etmelidir. Biz inceleme yapıl-
masına karşı değiliz. Ama bu şe-
kilde baskın şeklinde belli kesimle-
ri tedirgin eden baskınlan doğru
bulmuyoruz." biçiminde konuştu.
Maîi Müşavirier Muhaşebe-
cıler Birliği Genel Başkanı Ömer
Bekar ise Maliye Bakanı tsmet
Atüla'nın "Vergi reformu bir uz-
laşma ile olur" bıçimindeki söz-
lerini hatırlatarak. uygulamada
da Maliye'nin bindiğı dalı kes-
memesr gerektiği görüşûnü sa-
yundu. Maliye açısından uzlaşı
içinde bulunulacak kesimin mü-
kellefler ve muhasebeciler oldu-
ğunu öne süren Bekar. bu kesim-
Ierle arasındakı' ilişkilenn zede-
lenmesinden kaçınılmasını istedi.
ömer Bekar, bu biçimde gerçek-
leştirilen denetimlerin ertelenme-
sini önerdi.
Türkiye Denizcilik Işletmeleri 'Özelleştirme Raporu'ndan:
15 tıilyoıılıık kâr
J „fLKİN \YDIS
Türkiye Denizcilik
len (TDİ) tarafmdan
lanan özelleştirme raporunda,
l i l id i
yonu halinde yılda 15 trilyon Gündüz Yalman, İlker Demir, gulanması gereken özelleştirme
lira kar edeceği açıklandı. Günav Kutluk,ÖmerEgilIi,Os- yöntemi önerildi.
İşletme- Ulaştırma Bakanlığı'nm is- man Demirok ve Oral Erdoğan Liman ve iskelelerin yanlış
haar- teği üzerine Türkiye Denizcilik tarafmdan hazırlanan raporda. yönetim ve politık tercirüer yü-
İşletmeleri'nde çahşan Topa Türkiye'deki limanlann bu- zünden şu anda yılda 5 trilyon
H i S kü d l l d li k b d b l i i l d ilimanlann yeniden organizas- Toker, Hüseyin Seymen, günkü durumu anlatıldı ve uy-~ lira kayba uğradığı belirtildi.
Çarpıklıklargiderilsin, gerisizor değil
•Genelde limancılıkta ihtısas sahibi olmayan TCDD işletmesi
genel tnüdürlüğünce işletilen Türkiye'nin en büyük ana
limanlanndan elde edilen gelirTCDD işletmesınin günlük likidite
sıkıntısını gidermektedir.
• Bu çarpıklık yetmiyormuş gibi TCDD her sene devletten 10
trilyona yaklaşan sübvansiyon almaktadır.
• Âna limanlann TCDD'ye devredilme gerekçesi oferak bu
limanlann demirjolu ile bağlantısı olması ve denizyoluyla gelen
yüklerin. demiryoluyla çekilmesi göstenlmektedir.
• Bu son derece yanlıştır. zira istatistıkler göstermektedir ki
denizyoluyla limana gelen bin birim y ükün ancak iki birimi demir-
yoluyla laşınmakadır.
• Bu da göstermektedir ki ana limanlann derhal TCDD'den
aynlması ve TCDD"nin asli görevi demiryolculuğa dönmesi
gerekmektedir.
•TCDD'den arta kalan limanlar, limancılıkta ihtisas sahibi TDt
tarafından işletilmekte ancak bulimanlardan gelen gelirler Istanbul
ve Çanakkale Boğazlan ile Marmara kompleksmdekı ve tzmir
Körfezi'ndeki toplu taşımacılık hizmetlerine kaydınlmaktadır.
• Yani. TDİ liman gelirlerini dünyanın her yerinde zarar eden kamu
ağırlıkh toplu denız taşımaalığına aktanmaktadır.
•TDİ veTCDD'deki limanlar, Limanlar Genel Müdürlüğüadı
altında kurulacak yeni bir otonteye bağlanmabdır.
• Limanlar Genel,Müdürlüğü'ne sadece genel amaçla değil özel
amaçlı kıyı tesisleri de bağlanmalıdır.
• Limanlar Genel Müdürlüğü, Türkiye kıyı şeridindeki liman ve
iskelelerin hangısinde yük indirip yüklenmesi hangisinde yolcu ve
taşit gınş çıkışlannın yapılması gerektiği nc karar vermelidir.
• Devletçe denizyolundan alınacak takslar ile yapılcak
manipülasyonlarla ilgili tarifeler yeniden belirlenmelidir. Buşekilde
elde edilecek gelırle ilk yıl 15 trilyon lira kar elde edılecektir.
• Bu kar üçe bölünüp, bir tanesi mevcut yapılanmanın
amortismanı olarak devlet hazinesine aktanlmalıdır.
• İkinci bölüm kar, ana limanlann yaünmlanna harcanarak.
buralar çağdaş. modem lımancılık seviyesine getinlmelidir.
• Üçüncü bölüm kar ıse ana lımanlar dışında kalan belediyeler ve
özel idareler elindeki kıyı tesislerine aynlarak buralann gelişmesi
sağlanmalıdır.
• Bütün bunlaryapıldıktan sonra Limanlar Genel Müdürlüğü
feshedilerek, özelleştirmeye daha yakın otonom liman idarelerine
geçilmelidir.
•Otonom liman idarelerinde. limanı kullananlann seçilmiş
idarecileri. yöresel otoritelenn temsilcileri, devlet ile ilgili
kuruluşlann temsildleri bulunmalıdır.
• Böylece, Batılı ülkelerde (Fransa. Belçika. ftalya ve İngiltere)
olduğu gibi tesis maliyeti trilyonlan çok aşan limanlann mülkiyeti
değişmeyecek devlet elinde k'alacak ancak liman hizmetlerinin bir
kısmı, liman müteahhidi diye adlandınlan vemutlaka birden fazla
işletmeci kuruluş tarafından yapılarak, hizmet bazında karlılık ve
rekbet ortamı sağlanacak.
AtinaATyi
bezdirdi
STRASBOURG (AA) -
Avrupa Topluluğu'nun önde
gelen ülkeleri Almanya, Fran-
sa ve İngiltcre'nin, Yunanis-
tan'a topluluk bütçesinden
yapılan yardımlann amaç dışı
kullanılmasından artık
bıküklan bıldirildi.
Fransa'da yayımlanan L'-
Express dergjsinde çıkan bir
araştırmada. 1981 yıhndanbu
yana, Avrupa Topluluğu'nun,
alt yapı yatınmlan için Yuna-
nistan'a destek sağladığı
hatırlatılarak. paralann, pro-
paganda amaayla, amaç dışı
ve gereksiz yerlere kullanı-
lmasından duyulan ra-
hatsızlığın gidereİc arttığı kay-
dediliyor.
1981-1989 yıllan arasında
Yunanistan'a 60 milyar Fran-
sız Frangı verildiği kaydedilen
haberde, 1989-1993 yıllannda
verilen miktann. 50 milyar
Fransız Frangı'na ulaştığı ha-
tırlatılıyor.
Gelecek beş yıl içinde,
Yunanistan'a en az 100 milyar
Fransız Frangı verilmesinin
öngörüldüğü kaydedilen ha-
berde. AT fflkelerinin geçmiş-
te düştüklcn hatayı tekrarla-
mamak için artık yardımlann
nasıl kullanıldığını yakın taki-
be alacaklan ileri sürülüyor.
IŞÇENİNEVREMNDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
İnsan OUnak
Padişah olup insan olmayı beceremeyen oğluna,
babanın sözü ünlüdür: "Padişah olamazsın demedim
ki, adam olamazsın dedim" diye.
Can yakan terör sorununa siyasetçilerimizin, hu-
kukçularımızın, aydınlanmızın ürettikleri çözümler,
adam olamayan padişahın kafasını aratmıyor. Parla-
menterlerimiz, hukukçularımız idam cezasını savu-
nuyor.
İdam cezaları yeniden Türkiye'nin gündemine giri-
yor. Yıllar süren bir mücadele sonunda 141-142-163'ü
kaldırabilen, demokratıkleşmede umut verici bir
adımı atabilen ülkemizde Terörle Mücadele Yasası
ile geriye dönüş yapılıyor.
Başkente aşiret reisleri geliyor. Devletin yanındaki
aşiretlere ağır silah ve ekonomik destek verilerek,
PKK sorununa çözüm aranıyor. Bir yandan da PKK'-
nın komşularımız ve Batı dünyasından aldığı deste-
ğin boyutları her gün biraz daha su yüzüne çıkıyor.
İnsan hakları, Batılı ülkelerin küçük siyasi çıkar he-
sapları. silah kaçakçıhğı, beyaz zehir kaçakçılığı kav-
ramları birbirine karışıyor.
"İnsan olarak nereye doğru gidiyoruz? böyle" soru-
suna kafam takıldı mı, bir nostalji gibi çocuklukgünle-
rim aklıma geliyor. Tito'nun çok kültürlü toplumu yer-
leştirmeye çalıştığı Yugoslavyası'nda, Kosova'da üç
ayrı halktan çocukların, aynı ilkokulda birlikte okuduk-
ları günlere gidiyorum.
• • •
Arnavut, Sırp ve Türk çocuklarının, sınıflarda kendi
dillerinde özgürce eğitim görüp bahçede kardeşçe
oyanayabildikleri günlere. Yıllar sonra aynı okulda
Arnavut çocukların içtikleri suya zehir konduğunu;
doktorların, karşı ırktan kadın hastalar ellerine geçti-
ğinde kısırlaştırdıklannı duyduğumda gerçek olabile-
ceğine inanmak istememiştim.
Bosna'dan, Azarbeycan'dan, kendi ülkemizde Gü-
neydoğu'dan günahsız çocukların cesetlerinin fotoğ-
raflan yayımlandıkça, kadınların ırzına geçmenin bir
alışkanlık haline getirildiğini öğrendikçe çağa, insana
aykırı bu gelişmelerin lanetlenecek özel örnekler ol-
madığını öğreniyoruz.
İnsanlık, çağın hızlı değişiminde, değişimin sorun-
larına örgütlü çözüm üretemiyor. örgütlülük içinde
sorunlarına çözüm bulamayan insanlar, en ilkel
güdüleri ile, ilkel tepkiler gösteriyor. İstanbul'a gelip
İstanbullu olamayan kent olanaklarından yararlana-
mayan bir ınsanın, en ilkel korunma içgüdüsü ile
hemşerilikte çözüm araması, İstanbullu Oflu, istan-
bullu Sıvaslı olması gibi.
Kuyruğuna basılan kedinin tırmalaması gibi.. bir
garip ilkel tepkiler yaşanıyor. Yeni dünya düzeni, glo-
balleşme, tek pazar derken.. insanlar ırklara, dinlere
göre; asla kandan, acıdan başka birşey getirmeye-
cek, sonuçlandırılamayacak bir ilkel kavganın içine
sürükleniyor.
• • •
Dünyanın her yerinde, ülkemizde insanın örgütlü-
lük içinde, insana yaraşır çözümler üretebilmesi
giderek önem ve anlam kazanıyor. İnsanın ilkel güdü-
leri ile insanlık dışı, insan hakkı gaspı eylemlerinin
sonu gelmiyor. Almanya'da, işçilerimizin evlerinin
yakılmasının dehşetini üzerimizden atamadan, Sı-
vas'ta, 36 insanımızın seyredilerek yakılması ayıbını
yaşıyoruz.
Sonra da Türkiye'de yaşanmış bir Sıvas vahşeti
yokmuş gibi, oy çıkarcılığına saplanmış poiitikacıiar,
laiklik karşıtı eylemlerin içinde şiddet unsuru olsa
dahi, suç kapsamı içine ahnmamasını savunabiliyor.
Dahası DYPden bir grup parlamenter laikliği sa-
vunduğu için SHP ve Karayalçın'ı tehdit ediyor. Par-
lamenter değil de, babanın özlemini çektiği "Adam"
mertebesine ulaşabilmiş olsalardı, laiklik karşısında
duracaklarına, Terörle Mücadele Yasası'ndaki de-
mokrasiye, insan haklarına aykırı hükümlerin kaldırı-
Iması kaygısına düşerlerdi.
• • •
Evet, can yakan teröre karşı çözüm üretmek, hem
de hızla, ülkeyi parçalamadan, daha çok can yakma-
dan çözüm üretmek yaşamsal önem kazanıyor. An-
cak üretilen, idam cezasını gündeme getirmek, anti-
demokratik yasalarla insan haklarını gaspetmek,
halkı ezen ağalık düzenini hortlatmak olmamalı, değil
mi?
Babanın padişah değil, adam olmuş oğul istemesi
gibi bizim de, siyasetçiden, parlamentodan, Hüku-
metten çağa, insana yaraşır çözümler istemek
hakkımız olmalı.
Konuk
yazar Vergi dışı bırakılacak asgari bir gelir olmalı
Prof. Dr. ÖMER FARUK BATIREL
Vergi reform paketi gündemde... Acaba vergi
yükü dağılımmda adaletsizliğı gidermek için ne
yapılacak? Merak ediliyor. Resmi politika belgele-
rinde "bozulan gelir dağıhmını düzeltmek.. için en
önemli ve etkili araçlardan biri de vergi politikası"
denilmekte ve 1994'te "etkin ve çağdaş bir vergile-
me yapılması" için "vergi tabanının yaygmlaşün-
lması... vergi kayıp ve kaçağının asgariye indiril-
mesı" vb. önlemlerden söz edilmektedir. (Bkz.
1994 Bütçe Gerekçesi ss. 16-17).
Bu politika önlemleri '•vergilenıe
yoluyla adalet" gibi iddialı bir he-
defe yönelik görünmektedir. Ama
bırakalım şu vergiyle adalet sağ-
lanmasını. vergi yükünün mevcut
baksız dağıiımuıın düzeltilmesini
sağlayalım yeter diye düşünülebi-
lir.
Türkiye'de vergi istatistiklerine
göre -bunu artık herkes biliyor-
gelir vergisinin çoğunu (1992 iti-
banyla 2 3'ünü) ücretliler ödemektedir. Bu oran
1987de sadece yüzde 35 idi. (Bkz. Vergi İstatisrik-
leri Ydlığı, 1992, s.60). Görüldüğü gibi ücretlinin
payi ikiye katlanmıştır. Peki bu neden olmuştur?
Sebebı büyük ölçüde şudur: Gelir vergisi hasılatı
ilk dılim üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bir başka de-
yişle hasılatın yaklaşık 4/5'i ilk dilim kadar yapılan
beyan. (asgari ücret ödemesi) üzerinden alınmak-
tadır. Nitekim yıllık asgari ücret toplamı. ilk dilim
karşılaştırması yapıldığında TABLO l'deki sonuç
elde edilmektedir.
• Tablo'dan çok açık bir biçimde, ilk dilimin değe-
rinin 1987'de asgari ücreün yaklaşık dörtte biri
iken, 1993'te 3/4'ü haline geldiğı görülmektedir.
Biraz daha devam edersek asgari üçreti ikinci dilim-
den (%30) vergiler hale geleceğiz. Öte yandan dün-
yanın bütün gelir vergi sistemlerinde oîan, ama biz-
de olmayan genel indirimin, yanı sıra ücretlilere ko-
mik düzeyde bir özel indirim uygulanmaktadır.
Özel indirim katsayısı da TABLO2'deki şekli
ahnıştır.
Özel indirimin sağladığı vergi avantajı asgari üc-
retin vergisinin yüzde 7.5'ine inmiştir.
Günümüzde, en gelişmiş ülkelerde bile toplu-
mun refahının toplumdaki en kötü durumdaki ki-
Türkiye'de
vergi istatistiklerine göre -bunu artık herkes biliyor-
gelir vergisinin çoğunu (1992 itibanyla 2/3'ünü)
ücretliler ödemektedir. Bu oran 1987'de sadece yüzde
35 idi.Görüldüğü gibi ücretlinin payı ikiye
katlanmıştır.
şinin refahına bağlı olduğu genel kabul görmüştür
(Rawls yaklaşımı). Bu yüzden de fakirlık çızgisinin
altındakilerden vergı alınmamaktadır. Üstelik kişi-
nin bakmakla yükümlü olduğu eşi ve çocuklanna
da kişisel istisna getirilmektedir. Örneğin ABD'de
bu çizgi yıliık 5000 dolardır. Aynca her aile bireyi
için 2000 dolarlık istisna vardır. Kısacası dört kişi-
lik bir ailenin 13.000 dolan vergiden müstesnadır.
Bunun gerekçesi de "çok yoksul olandan vergi al-
> mamaktır..." (Bkz. Joseph Stiglitz; Economics of
The Public Sector, Norton. 1988 s. 508).
O zaman vergi reformunu esasta adalet için yap-
mak gerekecekür. Ayda 37.500.- TL'yi almayacak
bir indirimin hiçbir anlamı yoktur. Türkiye'de as-
gari ücret pekala yoksulluk çizgisiran (aile için he-
saplanmasa bile) asgari ölçüsikiür. Bu yüzden de
vergi adaleti için (işveren açısından da işgücü mali-
yetinı biraz düşürüp emek talebini arttırmak için)
asgari ücret düzeyiıideki bir gelir kesinlikle mükei-
lenerin tümii için vergi dışı bırakılmahdır. "Büyük
vergi kaybı olur". "pratik vergileme imkammız bu-
dur" mazeretlerinin ardına sığınılmamahdır. Tür-
kiye'de 5.5 milyon ücretli ve 2 milyon gelir vergisi
mükellefinin (Bkz. 1994 yJı programı ss. 179) her
birinden bu gelirin vergisi alınmayacak olursa
kayıp yaklaşık 50 trilyon olur.
Gelir vergisinin 1993 itibanyla
hasılat tahmininin 100 trilyon
civannda olduğu düşünülürse
acıklı olan şudur. Gelir vergi-
mizin yanstnı, ödeme gücü ol-
mayan, yoksulluk çızgisinin
altındaki gelirden alman vergi-
ler karşıkmaktadır. Bu mantı-
kla, asgari ücret düzeyindeki
gelirin vergi dışı olması, ger-
cekten gelir vergimizin
yansının, toplam vergi gelirinin yaklaşık beşte bi-
rinden vazgeçilmesi demek olmaktadır. Ama aca-
ba ödeme gücü olmayan bir gelirden vergj alınması
aslında mümkün müdür? Bu vergi nereden öden-
mektedir ve ne tür etkinlik kaybına yol acmak-
tadır? Lütfen ödeme gücü olan, sermaye kazançlan,
rantlar ve gelirlerden (reel faizi vb.) sermayeyi ta-
bana fılan yaymayan hisse senedi alım-satım ka-
zançlannı vergileyerek 50 trilyon fazla vergi alalım
da gelir vergisinin tamamını asgari ücret düzeyinin
altındaki gelirler ödemeye başlamadan, vergi ada-
leti naraına bir şeyler yapalırn. Bir anda yapamı-
yorsak, yarısından başİayalım...
TABLO I
Yıl
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
Asgari Ücret
Yıtlık Tutan (1)
693.900
1.201.500
2.106.000
3.834.000
7.290.000
13.500.000
23.679.000
%25'eTabiİkGefir
Vergisi Dilhrt (2)
3.000.000
5.000.000
6.000.000
8.000.000
12.000.000
20.000
32.000.000
1/2 (%)
23.13
24.03
35.1
4/.9
60.8
67.5
74.0
TABLO 2
1967
1968
1969
1990
1991
1992
1993
ÖJtlMtlnı
(*«
6.000
12.000
18.000
36.000
54.000
90.000
150.000
Amıtapd)
1500
3.000
4500
9000
13500
22.500
37.500
AsgariÛcret
(lalbay)
74.250
126.000
225.000
414,000
801.000
1.449.000
2.497.500
Asgari ücret
Ver*i(2)(TL)
14.453
24.090
41.625
71.370
158.715
289.035
499.463
1fl(%)
10.4
12,5
10.8
12,6
8.5
7.8
7.5