18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 KASIM1993 PERŞEMBE HABERLER Eymür davası karara kakh • ANKARA (AA)- tedbirsizük ve dikkatsizlik sonucu arkadaşı Nuri Şahin Hasırcıoğlu'nu öldürdüğü gerekçesiyle Ankara l. Asliye Ceza Mahkemesi'ncepara cezasma çarptınlan ve bu cezası Yargıtay'ca bozularak dava dosyası ağır ceza mahkemesıne göndenlen, KİT Kaçakçıük ve İstihbarat eski Başkanı Mehmet Eymür'ün oğlu Mahzar Alp Eymür'ün yargılandığı dava karara kaldı. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün devam edilen davada savcı, esas hakkındaki mütaalasını vererek sanık Mahzar Alp Eymür'ün, TCK'nın 'tebbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu adam öldürme" fiilini düzenleyen 455-1 maddesine göre cezalandınlmasıru ve ipdirim maddelerinden yargılanmasını talep etti. Mahkeme başkanı karar verilebilmesi için dosyanın tetkike alınmasını kararlaştırarak duruşmayı bir başka güne bıraktı. Sayıştay denetimi sıklasarılıyor İANKARA(ANKA)- Sayıştay denetçi ve raportörlerinin çalışma vöntemlerini düzenleyen yönetmelikte değişikUk yapılarak. Sayıştay denetimirundaha sıklaşünlmasına çahşıhyor. Resmi Gazete'de . yayımlanan yönetmelik dcğışildiğınde. Sayıştay "m yapacağı denetim ve incelemeler sonucu "yargı ıjaporu", "değerlendirme raporu, "'gözlem ve sayım raporu", "Sayıştay raporu" ile "gözlem ve sayım raporu" hazırlanması hükmü getirildi. Uniyersitelerden teröre karşı destek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Hacettepe ve Gazi Üruversitelen senatolan, terörün önlenmesi için. hukuk ve uluslararası ajılaşmalar çerçevesindeki her tûrlü devlet girişiminin yanında olduklannı açıkladılar. tki üniversite senatosundan yapılan açıklamalarda. artan PKK terörû karşısında. her devlet gibi Türkiye'nin de önlem alma hakkına sahip olduğu vurgulandı. Açıklamalarda, PKK ve kökten dinci terörü destekleyen komşu ülkelere karşı alınacak önlemlerin destekleneceği bildirildi. Türkıye Cumhuriyeti'nin laik, cumhuriyetçi temeller üzerine oturtulmuş, demokratik bir hukuk devleti olduğuna dikkat çekilen açıklamalarda. '•yüzyıllarca beraber yaşayan ve \ atan için birlikte mücadele eden insanlann kardeşliğınin. bu oyunlarla bozulamayacağı" dilegetirikii. Çartakkale'ye boğaz köprüsû ti ÇAN AKKALE (AA) - Çanakkale Boğazı üzerinde yaptınlması planlanan köprüyle ilgili zemin felırleme sondajlanna fipşlandı. Karayollan 17. Bölge Müdürlüğü yetkilileri. (L\ muhabirine yaptıklan {jçıklamada, dört ay önce projesi ihale edilen boğaz Roprüsünün yerinin beürlenmesi amaayla çalışmalara başlandığını iöylediler. Çanakkale Boğazı'nın her iki yakasında. belirli noktalarda sürdürülecek sondaj çalışmalannın yaklaşık dört ây süreceğjni belirten îetkililer. köprünün ayaklannın dikileceğj jerlerin tespitinin bugün için fcnümkün olmadığını bildirdiler. 958 kişi TÜPk atandı P ANKARA (AA)- Şakanlar Kurulu, 958 kişinin Türk vatandaşlığına alınmasını kararlaştırdı. Bakanlar Kurulu'nun İçişleri Bakanlığı'nın onayı je kabul ettiği jatandaşlığa alınma İararlan Resmi Gazele'de yayımlanarak yürürlüğe _girdi. Türk vatandaşlığına alınan |işilerin isimleri de Resmi Gazete'de ilan edildı. Vatandaşhğa alınan kişileri 6ulgaristanveeski V ugoslavya'dan Türkiye'ye «elen göçmenleroluşturuyor. Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, yüzde 23 oyla başkanlık seçimini kazanacaklannı söyledi Kazaıuııakiçingiripde kaybettiğbnobnadı YALÇÜS ÇAKIR AYŞEYILDIRIM 1994 yılının mart ayında yapılacak genel yerel seçimler öncesi İSKİ yolsuzluğu ve SHP'ye yapılan yardımlar konusundaki sav- larla suçlanarak gazete manşetlerine yerleşen, televizyon haberlerinde ilk sıralan alan İstan- bul Büyükşehir Belediye Başkanı Nuret- tin Sözen, "Vicdanen rahatım" dedi. Asıl mesleği olan doktorluğa dönmeyip politika- ya devam edecegini belirten Sözen. yüzde 23 oyla İstanbul Büyükşehir Belediye Baş- kanlığTnı kazanacaklanna ınandığını söyle- di. İSKİ olayını "Bir bürokratın sıradan yol- suzluğu" olarak yorumlayan Sözen. hakkı- ndaki iddialarla ilgili sorulanmızı yanıtladı. - Yerel seçimler yaklaşırken herkesin me- rakla beklediği yanıtla başlamak isriyoruz; Aday olacak mısınız? SÖZEN- Benım siyaset anlayışım, yöne- tim anlayışım son derece önemli bir olay, Türkiye'nin en büyük kentinin belediye baş- kanlık olayı. Yeni seçilmiş genel başkan. yeni seçilmiş PM ve MYK var. Henüz yeni yeni seçim çalışmalanna başladılar. Adaylık konusunu onlarla beraber konuşacağım. Bi- reysel karar. benım anlayışım değil. Şimdiden bir şey soyleye- cek durumda değilım. Tamamen merkez yoklaması veya tamamen ön seçım yanlış- tır. Büyük ölçüde genel merkez, seçim bölgelennde partinin şansını düşünerek ve şansı etki- leyecek adaylan göz önüne ala- rak, ön seçimi esas alıp, ama yetkilerini de kullanarak listele- rini oluşturmalıdır. Hepimizin bildiği gibi öyle insanlar vardır ki. parti içinde ön seçimle güçlü çıkamaz, ama kamuoyunda güçlüdür. Sonra aynı nitelikte insanlar. bir seçim cilvesi olarak üst üste. yan yana gelebiliyor. Oysa seçmen, Üstede değişik ni- teİikte insanlann bulunmasını ister. Bu doğaldır. Bunu ön se- çim sağlayamaz. Bu yüzden kaybettiğimiz çok seçimler var. - Secimlere girersem kazanı- nm diyebiliyor musunuz? SÖZEN- 1989 seçimlerinde herhalde sizde SHP'nin adayı- na seçilme şansı veımemiştiniz. Her hafta salı günü benim gele- neksel basınla kahvaltım vardı. 88'in aralık kaydıyla basın top- lantısı yaptım, ben seçimleri ka- zanacağımı söyledim. Ben, bu- güne kadar gerçekten kazan- mak için girip de kaybettiğim seçim yoktur. takdir edecegini. dua edecegini. beğeneceği- ni, teşekkür edecegini biliyorum. Buna inanıyorum. Bu konuda bir tereddütüm ol- madı. - Ilçe belediyelerinin pek çok uygulamasj- nda doğrudan siz suçlandmız. Bunun yasal yönii nedir? SÖZEN- Bu tabii toplumsal kültür ve bilgi düzeyiyle çok ya- kından ilgili. Bu insanlar bizim in- sanlanmız, bu kaderi payla- şacağız. Düzeyimiz bu. Yasalar. çöp toplama olaymda ilçe beledi- yelerine yetki verir. Hele ilçe bele- diyesiyle ihtilaflı iseniz siz oraya laf edemezsiniz, arabanıa soka- mazsınız. Ben Eminönü'ne ara- bamızı sokabilmek için vilayetle anlaşarak, vilayetten kendimizi görevlendiımemizi sağlayarak, belediyenin bütün temizlik işlerini belki bir aya vakın çalıştırdık. - İSKİ olayınm SHP'yi ve sosyal demokra- siyi otumsuz etkilediği kanaati var. Bu etkiyi nasıl sileceksiniz? SÖZEN- Ben olumsuz etkilediği kanısı- nda değilim. Ülkemiz için olumsuz bir revlilerini kullanarak. belli bir siyaseti savu- nan adamlan karalamakta. onlann aleyhin- de haber çıkarmakta büyük bir yarar gör- mektedir. Ve devlet bu işe alet edilmektedir. Tehlike buradadır ve bunu gören insan çok- tur. - Hakkınızdaki somut suçlama nedir? • Vicdanen rahatım. Üstüme düşen görevi, müfettişleri ilk bençağırarak yaptım. Kuşkusuz çok acı verici, üzüntü verici bir şey. Ama benim bireysel bakımından bir rahatsızhğım yok. Ben her davranışımı, insan hatalarda, benim buradaki payım nedir diye yalnız kaldığı zaman düşünür. Bunu düşündüğüm zaman hiçbir şey görmüyorum. Vicdani rahatsızlık duymuyorum. SÖZEN- Dosyada benim hakkımdaki id- dia, aynen kelimesi kelimesine şudur: Bü- yükşehir Belediye Başkanı, Ergun Göknel'i makamında partiye bağış yapmaya azmet- miştir ve dolayısıyla görevini kötüye kul- lanmıştır. Ve bu azmedilen havuzu da bili- yor falan diyor. Havuzu mavuzu bildiğim tramvayı geziyonız, sosyal tesislerde yemek yiyeceğiz. Yarın sabah da Monaco'ya gidiyo- rum'. Bunun üzerine savcı, 'Çok önemli bir şey değil. Gelince 5 dakika konuşunız' dedi. Ertesi gün Sabah'ta manşet; 'Sözen sanık'. Başsavcıya telefon açtım. ' Bana dedi ki. Mona- coMan gelince 5 dakika konuşunız. Şimdi. sanık diyor. Ben bu vaziyette gitmem Monaco'ya. Bulun, ifademi vereyim, ondan sonra gjderim' de- dim. Sonra ifade vermeye gittik. Savcı, odamda bir toplantı olduğu- nu, bu toplantıya da Yüksel Çengel, Ziya Kurtaran ve Ergun GökneTın kaüldığını söyledi. Bu toplantıda benim Göknel'i partiye bağış topla- maya azmettirdiğimi ileri sürdü. Ben de, yan yana üç odam olduğu- nu, ard arda bir çok toplantıya gjr- diğimi ancak böyle gündemli bir toplantı ya- pılmadığını anlattım. Ben, her dakika 30 toplantıya girerim. Benim odamın kapKina da geneUikle uzaktan gelenler hariç randevu almazlar. Boyle bir toplantı olmadı. Böyle bir şartlandırma da söz konusu değil. Huku- ken böyle bir olay yok. De ki böyle bir top- Şanslı göriinmüyor O zaman hiç kimse şanslı görmüyordu. Yüzde 36 oy al- mıştım. Çok büyük favori gö- rülen ve 1988 sonlannda yüzde 95 popülaritesi gazetelerde ya- zılan Dalan, yüzde 26 aldı. Ben. demek 26.1 alsam yine kazana- cakmışım. Bunu, şunun için söylüyorum. Geçen seçimin sı- nın 26. Şimdi o seçimden bu yana 3-4 parti daha seçime kaü- lıyor. Dolayısıyla oy dağıhmn- la geçen sefer yüzde 26 ise, bu sefer yüzde 23-24 olması doğal- dır. Yüzde 23-24'le seçim kaza- nılır. Büyükşehir için söylüyo- rum, ilçeler için söylüyorum. Yani yüzde 23-24 bu seçimin üst sının olabilir. Bunu görmek lazım. Bunun manası nedir? 4 seçmenden 3'ü sizin karşınızda- dır. Siz, bir tanesinın oyunu al- sanız, vüzde 25 yeter de artar bile. ' . - Eğer aday obnazsanrz, poli- tikaya devam edecek misiniz? Sağİık Bakanlığı mı? Ne düşü- nüyorsunuz? SÖZEN- Doğal olarak bura- daki görevim herhangi bir şekil- de sona erer. biterse kuşkusuz politikaya devam edeceğim. Ben şimdi tek- rar hekimlik de düşünmüyonım, öğretim üyeliği de. Yani çok küçük olasılıklar. öy- leyse politikaya devam. Politikada olay neyi gösterir. Dediğim gibi çok değişik görevler- de çahştım. Non stop 25 sene üniversite yö- neticiliği yaptım. Parlamentoya mı girerim. Parlamentoya girersem daha çok hangi ihti- sasa yönelirim. Bu artık gelecek günlere bağh. Ama her şeyden önce ben halkımm, partimin beni görevlendireceğini düşünüyo- rum. Kuşkusuz insanlann hedefleri vardır. Beklentileri vardır. Ama bu hedef ve beklen- tiler, bende hiçbir zaman ihtiras noktasına ulaşmamıştır. - Istanburia ilgili çok ciddi yüzlerce projeyi gercekleştirdiğinizi söylüyorsunuz. Bunu hal- ka anlatabildiniz mi? SÖZEN- Halk bunu anladı. anlayamadı diye bir şey yok. En büyük iletişim aracı göz- dür, dokunmadır. Dokunma duygusu var ya. Karşı cinslerin dokunması. zevklerin en büyüğüdür. İnsanlar arasındaki dokunma duygusu. iletişimin en değerlisidir. Dün- ^nın en büyük teknolojisini getirseniz, tele- vizyonu, hayır, dokunma. Göz göze bir anda takılıyorsun ya. bu en büyük iletişim- dir. Orada bir yanlış anlaşılma olmasın. Halk anlamaz falan. Halk anlar. Olayı yaşa- mak önemli. Halk, o köprüden geçince Al- lah razı olsun der. ne güzel yapmış adam der. Önemli olan şu. bunun oya dönüşmesi. Ka- zanacak ölçüde insanın bu yapılan hizmetle- ri görmesi, yaşaması, algılaması. Tartıştığımız konu o. Yoksa, halk bunu an- lamaz değil. Ve bunu kısa bir zaman aralıgı içinde. ne zaman? Seçime kadar olan süre içinde algılaması önemli. İstanbuüu Florya'- da oturuyor, ama arkadaşını ziyarete Kar- tal'a gidecek. Sahil yolundan gıttiği zaman. bu yol ne zaman yapıldı, bir saatte gelemez- dik Kartal'a normal yoldan, 12 dakikada şimdi sahil yolundan gelıvoruz, diyecek. Önemli olan bu değerlendirmenın seçimden evvel ve seçim sonuçlannı etkileyecek şekilde yaşanmasıdır. Yoksa ben halkımın. bütün bunlan görerek, yaşayarak, algjlayarak. Sözeıün Kıbns'a kaçısvun öykiisii '1977'de Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmam gerekirken 1989'da oldum' İstanbul Haber Servisi- Bü\Tikşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen'le görüşmemiz sırasında "İki tane adaylık öyküm var" dıve söze başladı: "1973 yılırida ben tngiltere'den dönduğûmde do- çentiik sınavuıın ikinci a\ağı olan >abancı dil sına>ı için Ankara") a gitmiştim. Partiye uğradım. Partide çok eski arkadaşlarım Ale* Coşkun ve Tarhan Er- dem'le konuştuk. Parti yöneticileriyle konuşmalar yaptık. Sonra bir brifing yaptık. Daha sonra bize parlamentoya girmemiz ve partiye parlamentoda hizmet ermemiz önerildi. Ve herkese, "Hangi bölgeyi istersenız. şimdiden gıdın çalışın" dendi. Daha seçi- me 6 ay vardı. O gece Miilkiyeliler Büiiği'nin resto- ranına gittik. Geç vakte kadar yemek yedik, sohbet ertik. Ben dedirn ki, "Arkadaşlar ben yokum. Çün- kü benim bir yaşında çocuğum var. mesleğimde >üzde yüz doçent olacağım.' Alev, öğretim görevli- si. Tarhan zaten mühendis olarak çalışıyordu. 'Be- nim durumum farklı. Ama ıkinızın de olmasını çok istıyorum' dedim. Ertesi gfin gittik. Zaten bana sövledikleri zaman "Kendım için havır. iki arka- daşım için e\ et' demişrim. Ben kendimi öğretim üye- liğine konsantre ehnişim. O kadar emek, sıkıntı çek- misim, doçent olmadan potitika düşiinmiiyorum. İstanbul'a geldik. Orhan Birgit, Bir kez daha ka- rannı gözden geçır" diye telefon etti. \lev sonra il başkanı oldu ve kontenjandan mületvekili secildi. İkinci olay, 1977 seçimlerivdi. Belediye Başkanı Ahmet İsvan'dı. Bir gün, -şu anda merhum- Hürrivet gazetesinin yerel vönetim muhabiri vardı. Ben, Cer- rahpaşa'da profesöıiük dosvamı hazırlıyorum. Yanında bir foto muhabirnle geldi. 'Önce ben tebrik edejim" deyip yanaklanmdan öptü. 'Görmüyor musun' dedim, acımşım teksirieri meksnieri. 'Yok. yok. Bu iş tamam. Zaten günlerdir konuşuluvordu. ızliyordum' dedi. Ataköy'de aile meelisi yaptık. Al- lah rahmet etsin babacığım, her zaman konuşur, ko- nuşur. 'Son karar senin. nasıl ıstersen öyle yap' der- di. Bir de memuriyetten aday olmak için istifa süresi var. O istifa süresine I hafta veva 10 gün kalmıştı. Sonra habersiz Kıbrts'a gittun. Tek başuna, bayağı sıkınhlı günler geçirdim. O zaman ada\lık şûndiki gibi değildi. CHP adavlığı yüzde yüz. Bulent Beyin iki dudağı arasında. eğer isfiyorsa \üzde yüz beledive başkanısın. Secilip seçilmeme endişesi yok. Bulent Beyle ilişkilerim iyi, parti örgütüvle ilişkilerim iyi. Sorunum \ok yani. Kayboldum. acı bir hafta gecti. Adaylık süresi geçti. Sonra >oklamava karar verdi- ler. \oklamada az farkla Aytekin Koril seçildi. Yani 197Tde İstanbul Büyükşehir Beledi)e Başkanı ol- mam gerekirken 1989'da oWum." olaydır. En azından şu anda İSKİ yeterli ve- rimle çalışmadığı için olumsuzdur. Ama en azından sokaktaki insanlanrnız İSKİ vesile- siyle değişik kesimlerin hangi verileri üstlen- dıgini gördü. Dolayısıyla siyasi eğilim bakımdan, olumsuzluktan çıkıp. olumlulu- ğa yönelebileceğini görüyorum. Bunun işa- retlerini de görüyorum. Çünkü bu bir sı- radan bürokratın yaptığı yolsuzluktu, bu yolsuzluğu haksız olarak partililere ve parti- ye yıkmak için ana muhalefet partisi genel başkanından tutun da, birçok çevreler. haksız. abartarak, yalan beyanlarla olayı saptırmaya kalktılar ve bu halkımız tarafı- ndan sezildi. Aynı gün iki bakanla bir genel müdür. yüce d'ivanda yargılanırken, basın yayın organlannda hiçbir görüntü ol- madığı halde. aynı gün tamamen ilgi- siz, gayriciddi bir dosyanın iki savalık arasmda se- yahati sırasında kı- yamet koptu. yine haber oldu. İki aydan beri konuşuluyordu oysa. Ben Mona- co'ya giderken ko- nuşmuştuk, o zaman da yazılmıştı, çiçek pa- rası diye. Bu dosya, düzeltilmesi için İstan- bul Savcılığı'ndan Fatih'e gönderilmiştir. Fatih Savcılığı'ndan İstanbul Savcılığı'na se- yahat ederken tekrar haber oldu. Bu oyun- lan sezen çok sayıda insan var. Nitekim bazı yetkililer, yapılan ayıbı an- lamış olacak ki, basın yayın organlan hakkı- nda dava açtı. Yetkililerden şunu da açıkla- masını bekliyorum, nasıl oluyor, basın yayın organlan haber bulmakta özgürdür. haber kaynağını hatta bildirmemek durumun- dadır. Bir beceri gösterdi ve haberi ulaştırdı, asıl haberi veren kim? Bunun hakkında ne yapün? Yctkili organlara sorulması gereken şey budur. Bu haberin çıkmasında kimin çıkan var. Demek ki bazı insanlar devlet gö- falan yok. Bir de benim hiçbir şekilde im- zam, notum olmayan üç tane, 15 milyon tu- tanndaki faturadan söz ediyor. Bunlardan bir tanesi korumalanma pantolon ve göm- lek alınmış. Korumalar İSKİ'nin kadrosun- da, alan da Ergun (Göknel) Bey. Ne zaman, niçin alındı bilmem. Biz de tabancalı memur yok. İSKİ'de var, koruma görevi yapıyor. 'Özel korumalar 1 demiş. özel koruma değil. Devlet memuru, beni resmen koruyan in- sanlar. İkincisi. benim Büyükşehir Belediyesi için 4.5 milyon liralık çiçek faturası varmış, özel kalem, İSKİ'de yönetim kurulu başkanıyım o sırada öyle yazmış. 20-30 trilyonu yöne- tiyorum, ben 4,5 milyonu yazacak insan de- • Çok değişik görevlerde çahştım. Non stop 25 sene üniversite yöneticiliği yaptım. Parlamentoya mı girerim. Parlamentoya girersem daha çok hangi ihtisasa yönelirim. Bu artık gelecek günlere bağh. • Ama her şeyden önce ben halkımın. partimin beni görevlendireceğini düşünüyorum. Kuşkusuz insanlann hedefleri vardır. Beklentileri vardır. Ama bu hedef ve beklentiler, bende hiçbir zaman ihtiras noktasına ulaşmamıştır. ğilim. Erdal Bey'le işte başbakanla gittiğimiz Sıvas gezisinde, Ergun Bey de kansıyla bir- likte vardı. Güya sünnet düğünü olmuş, güya o sünnet düğününde çocuklara saat armağan edilmiş, onun faturası da 4,5 mil- yon. Benim böyle bir şeyden haberim ola- maz. Olduğunu gösteren en basit. kanıt, bel- ge de yok. Dosyada bu. - Bazı gazeteİerde 200 sene hapsiniz isteni- yor diye haberler çıktı. Basının, adaletin yanıldığuıı veya yanütttğını mı söylüyor- sunuz? SÖZEN- Bunun cevabını Türk basını kendi içinde aramalı. Savcılıkta sorulan sa- dece toplantı. Savcı bana cuma günü telefon etti, 'efendun ifadenize başvuracağız' dedi. Dedim ki, >Çok heyecanlıyız.Gazetecilerle lantı olsun. Örneğin ben dedim ki. 'Git Ayşe, hayvanları koruma demeğine yardım et', veya 'Partiye yardun et'. Bağış. gönülden kopan bir şeydir. Hakkımda istendiği söyleyen 207 yıl hapis cezasını ise şöyle hesaplayarak bul- muşlar: Aynı irtikap davasına herkesi dahi! etmişler. 23 tane de müteahhit var. Hiçbirini tanımam, görüşmem ve bilmem. İrtikap suçunun cezası 9 yılmış. 23"ü çarpıyor 9 ile ortaya 207 çıkıyor. Bir çok gazeteci arkadaş- lar da elmayla. armudu çarpar. Yani benim bir kere 23 müteahhitle işim yok. Benim mu- hatabım onlar değil. benim muhatabım Er- gun. Yani, o adam 500 kişiy le ilişki içinde ol- saydı. 500 çarpı 9 mu olacaktı? Böyle gayri ciddi şeyler bunlar. Gereken mesajı duruş- malarda vereceğiz. Ama ben duruşmanın gizliliğini dikkate alıyo- rum. Gazetelere tah- kikat açtıran yasa da var. Bunlan ihlal edip. adliye mekanizmasını rahatsız etmek iste- miyorum. - 4 3 vuda yotsuzluk- larla ilgili başka bir olay yaşandı mı? SÖZEN- Bana inti- kal eden, resmi 3 ciddi olay olmuştur. 3'ünü de savcılığa ulaştırdım. Birisi İSKİ. İkincisi, bir İller Bankası olayı olmuştu. Bir gün odama bir adamı soktular, çıkardılar. 'Neydi bu konu' dedim. Bizim İller Bankası'nda paramız olduğunu, bu adamın parayı İstanbul'a getirebileceğini, ancak komisyon alacağını söylediler. Bunun üzenne. 'İki şey var; Bu adam, ya kaçıktır, ya dolandırıcıdır. Uzaklaştınn buradan' dedim. Sonra birtakım gelişmeler oldu, biz de olayı savcılığa bildirdik. Maalesef o zaman genel sekreter yardımçımız tutaklandı. Dava hala devam ediyor. Üçüncüsü. göreve gelişimin birinci yılında oldu. Şişli Belediyesıyle ilgiliydi. Meclis üyele- rinden bir tanesi bir otel yapımı sırasında 250 milyon lira almış. Bunu da savcılığa bil- dirdim. Yani belediyede bana somut olarak, bel- geli. şahitli üç olay ulaştı, üçünü de savcılığa intikal ettirdim. Ama çok konuşulmuyor mu? Konuşuluyor. İşte imar komisyonuna şikayet olmuyor mu? Oluyor. Partiliye. senin kaç evin var, kaç metre diye soruluyor. Bun- lar belki önemli. fakat bir şey ifade etmiyor. - Siz İSKİ'de yönetim kurulu başkanısınız. Doğal olarak sizin İSKİ'de olup bitenleri bü- meniz gerekmez mi. SÖZEN- Birincisi, benim Yönetim Kuru- lu Başkanı olmam. Belediye Başkanı olmam sıfatından kaynaklanıyor. İkincisi, İSKİ'de genel müdür ve genel müdür yardımcısı do- ğal görevli, 4 tane de yönetim kurulu görevli- si seçilıyor. Bu yönetim kurulu üyeleri ka- muda ve özel sektörde görev yapamaz. Yani devlet memuru gibi. İSKİ başanlı bir kurum Şimdi 22 tane şirket var. Ben İGDAŞ'ın da yönetim kurulu üyesiyim. Yonetimin bel- li sınınn üstündeki kararlan benden geçer. 22 şirketin denetimi bende. 26 ılçenin beledi- ye meelisi kararlannı ben onaylanm, en- cümenin kararlan benden ge- çer. Büyükşehir Belediyesı'nin bütün kararlan benden geçer. Bunun dışında, metrodur, tramvaydır. doğalgazdır, bü- tün büyük projelerin sorumlu- luğu bana aittır. Bütün yapılan- lar. şıkayetler bana gelir. Ben bütün bunlann arasında orada yönetim kurulu başkanı olarak -kaldı ki hiçbir zaman savun- mamı buraya dayandırmıyo- rum- akıl var, mantık var, vic- dania düşünün, bu işlerin arası- nda ben yönetim kurulu baş- kanıyım. Orada ışi sadece bu olan 6 kişi var. Aynca iki tane de denetçi mecüsten seçihyor. Bugüne kadar mecüsten seçilen denetçilerden en ufak bir uyan gelmemiş. Yılda iki defa genel kurul toplanmış. İSKİ'nin en ufak bir problemı olmamış. Açıkça itiraf edeyim ki. İSKİ başanlı bir kurum olarak ka- muoyunda bılini\or ve doğru- dur. Bütün bunlann ötesinde İSKİ hiçbir dönemde görülme- mış kadar başanya ulaşmıştır. - 15 yıllık dostunuzun adı bu yolsuzluğa kanştı. Hiç mi his- setmediniz? Üstelik bir de poli- tikaya atılmak istediğini bildiği- nizi söylüyorsunuz. Bunun için para jgerekli değil mi? SÖZEN- İSKİnin sırkülas- yonu da. işlerinin yoğunluğuda Büyükşehir Belediyesi kadar. Benim oradaki yönetim kurulu başkanlığım sembolik. Benim, orada durup zaman ayırmam. incelemem veya araştırmam. 'şu alınacak', "bu alınacak' de- mem mümkün değil. Kaldı ki, kanun da bunu öngörmüyor. Kanun bunun için satınalma müdürü tayin etmiş, ticaret daı- re başkanı tayin etmiş, genel müdür yardımcısı tayin etmiş, genel müdür tayin etmiş. Yöne- tim kurulu başkanının bunlan araştırması zaten gerekmiyor, yasal bakımdan da böyle bir görev yok zaten. Mümkün de değil. Benim Tann olmam la- zım. 22 tane şirketin işine baka- cagım, 26 tane ilçenin kararlan- na bakacağım, encümenin ka- rarlanna bakacağım her gün. Böyle bir şey olamaz. - İddialardan bir tanesi de Er- gun Göknel'in politika>a atıl- mak isteğiyle anket y aptırdığı ve anakent belediye başkanlığma aday olacağı. Bir de, belediyede ikinci adam tartışması. Tuğnıl Erkin genel sekreter olarak gö- rev yapmasına karşın Ergun Göknel'in size daha yakın oldu- ğu >e bu nedeıüe iki yetkilinin arasında gizli bir çekişmenin bulunduğu iddia ediüyor? SÖZEN- Bu ikisi de doğru. Yani işin do- ğası gereği midır. nedir? Ergun Göknel, Tuğ- rul Erkin'le de takıştı. Çok açık bu. Birbirle- rini sevmediler. Herhalde bu ikinci. üçüncü adamlık işin doğasından kaynaklanıyor. İkinci olay da doğru. Gazetecilere maaş - Gazetecilere maaş verikliği yolunda iddia- lar da ortaya atılmtştı. Bunun gerçeklik payı nedir? SÖZEN- Biliyorsunuz sanıklardan bir ta- nesi gazeteci Metin. Hürriyet'ten aynlan bi- risi, şişman. Göknel'in. Metin aracılıgıyla Babıali'de birçok arkadaşa para verdiği an- laşılıyor. Orada geçen ısimler de var. iddia- namede var. Biraz Bedrettin Dalanvan yön- temlerle. herkesle iyi geçiniyordu. İlçe baş- kanlanyia hatta DYP'yle de. Aydın Vakfı'- nın 500 milyon liralık gece biletini satmış, düşünebiliyor musunuz? Ve bu Sayın İsmet Sezgin'in adaylığı dönemıne rastlıyor. Tesa- düfe bakın. Hem DYP ile iyi geçinmek. hem Sezgjn genel başkan adayı. Aydınlı değilsin, nereden çıktı Aydın Vakfı. Uzaktan ya- kından hiçbir ilgisi yok. 500 milyonluk bilet satıyor. - Vicdanen kendi kendinize kaldığınızda, çok çok yakın mesai arkadaşınızm böyle bir olayın sanıkları arasında olması ve başrokie bulunması si/j nasıl etkiledi? SÖZEN- Vicdanen rahatım. Üstüme dü- şen görevi, müfettişleri ilk ben çağırarak yaptım. Kuşkusuz çok acı verici, üzüntü ve- rici bir şey. Ama benim bireysel bakımından bir rahatsızhğım yok. Ben her davranışımı, insan hatalarda, benim buradaki payım ne- dir diye yalnız kaldığı zaman düşünür. Bunu düşündüğüm zaman hiçbir şey görmüyo- rum. Vicdani rahatsızlık duymuyorum. Buolay çıkmasaydı Ergun'un aynı şekilde çahşması- na devam etmesinı dilerdim. Hiçbir eksik ve kusurumun olduğuna ben inanmıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle