Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 KASIM1993 PERŞEMBE
HABERLER
Mölln sanıklamna
ağır cezaistendi
• SCHLESNİG
(AA)-Almanya'nın Mölln
kentinde geçen yılın kasım
ayında üç Türkü yakarak
katleden iki ırkçı Almanm
yargılanmalanna dün devam
edildi. Eyaletyüksek
mahkemesindeki duruşmada
savcı, sanıklardan Michael
Peters için ömür boyu. Lars
Christiansen için ise 10 yı\
hapis cezası verilmesini talep
etti. Her iki sanığın da
taammüden cinayet işlemek,
cinayete teşebbüs ve
kundaklama suçlanndan en
ağır cezalara çarpünlması
gerektiğini vurgulayan iddia
makamı. iki sanığın da suçu
bilerek ve kasıtlı işlediklerini
kaydetli. Davaya gelecek
hafta devam edilecek.
Tabanın, solda
birtik çağnsı
• Haber VÎerkezi- Sosyal
demokrat partilerin birliği
görüşmelerinden olumlu bir
sonuç alınamazken,
aralannda işçi, memur,
öğretmen. avukat, sanatçı, e\
hanımı, doktor, şoför gibi
birçok meslekten çok sayıda
kışi,SHP,CHPveDSP genel
başkanlıklanna dilekçe
vererek birleşme çağnsı
yapü. Toplanan 100'eyakın
imza, emekli memur Nihal
Ergûn imzasıyla üç sosyal
demokrat partinın genel
başkanlıklanna gönderildi.
Ergün. imzasıyla parti
başkanlıklanna göndenlen
dilekçede şöyle denildı: "Biz
sosyal demokrat
düşüncedeki taban olarak siz
siyasileri Türkıye genelinde
meydana gelen konularda
ulusal bırliğimizin
kazamlması ıçın birleşmeye
çağınyoruz. Birleşme günü
bugündür. Vatanın
bağımsızhğj, bölünmezliği,
laik devlet düzenini
kurtarmak bizim işimizdir."
EpzupumValisl:
Olaylar istismar
ediliyop
• ERZLRLM(AA)-
Erzurum Valisı Oğuz
Berberoğlu, kentteki
protesto olayının bazı
kesimlerce politik amaçlarla
istismar edilmeyeve
çarpıtılmaya çalışıldığını
belirtti. Berberoğlu. bazı TV
ve basın organlannda yer
alan "Halk, Kürt
mahallesıne yürûdü''
şeklindeki haberlerin gerçeği
yansıtmadığanı bildirdı. Vali,
topluluğun •"Türk-Kürt
kardeştir, bunu bölen
kalleştir" sloganı ile
yürüdüğünü söyledi.
Berberoğlu. yaptığı
açıklamada. Yavi'den sonra
Çiçekli Köyünde
gerçekleştirilen katliam
üzerine kent halkının bölücü
örgütü protesto etmek için
sokaklara döküldüğünü
belirterek, bazı kişilerin iddia
ettiği gibi Kürtlerin üzerine
yürünmediğini kaydetti. Vali
Berberoğlu, protesto olay lan
sırasında Erzurum halkının
olgun ve sağduyulu
davrandığını, tahriklere
rağmen kesinlikle taşkınlık
yapılmadığını belirtti.
PKKAlmanya için
tehlike
• ANKARA (AA) - Dışişleri
Bakanı HikmetÇetin. PKK
terör örgütünün
saldınlannın Almanya için
de tehlike yarattığıru söyledi.
Çetin. Türkıye'de bulunan
Brandenburg Eyalet Meclisi
Başkanı Herbert Knoblich
ve beraberindeki heyeti
kabul ederek bir süre
göriiştü. Kabulde Türkiye ve
Almanya'run tarih boyunca
iyi ilişkileri olduğunu ve
ticaretinbüyük bölümünün
Almanya ile yapıldığını
söyleyen Hikmet Çetin,
Almanya'da yabancı
düşmanlığı ve ırkçılığa
değinerek "Gerek bunlar ve
gerekse PKK'nin eylemlen.
yalnızca Türkiye için değil.
Almanya için de tehlike
yaratmıştır. Federal ve yerel
düzeyde işbirliği
yapmamızda yarar vardır"
dedi.
SHP'den
yardım
• Haber Merkezi-SHFnin
üni versite mezunu çaycılar
aradığı şeklindeki haberlerin
yanlış anlaştldığı kaydedildi.
SHP Genel Sekreterliği'nden
yapılan yazılı açıklamada,
partı genel merkezinde, başta
halkla ilişkiler olmak üzere,
degişik birimlerde üniversite
öğrencisi gençlerin yanm gün
istihdam edilmeleri
konusunda hazırlıklar
yapıldığı bildirildi.
Açıklamada "Bunun
dışında, çay servisi yapan
görevlilerin üniversite
mezunu olmalan gibi bir
düşüncemiz
bulunmamaktadır" denildi.
Yılmaz, Çiller'in 'Dökülen kan üzerinde politika yapıyor' suçlamasma yanıt verdi:
UcuzpolitikayapmamANKARA (Cumburiyet Bürosu) -
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
Başbakan Tansu ÇUler'in kendıne yö-
neltüği suçlamalara, "Hiçbir zaman dö-
kükn kan üzerinde ucuz politika yap-
mam" yanıunı verdi.
Başbakan Çiller'in kamuoyundaki
ıtiban azaldıkça "anirlerinin arttığını"
söyleyen Yılmaz, "Ne söylediğinin. han-
gi amaçia söylediğinin kendisi de farkm-
da olmuyor. Bana bağırıp çağırmakla
yarattıği sonınlan çözecekse devam et-
sin. Benimle ilgili yaptığı ithamlar doğnı
değildir'' dedi. Yılmaz. ANAP'tan uz-
laşma isteyen Başbakan"ın, bu tavnyla
uzlaşma olanağını yok edecek tutum
içinde olduğunu söyledi.
ANAP MKYK. Genel Başkan Me-
sut Yılmaz başkanlığında toplandı.
Mart yerel seçimleriyle ilgili hazırlıkla-
nn ele ahndığı toplanüda, il genel mecli-
si, belediye meclisi ve belediye başkanlı-
ğı için ANAP'a adaylık başvurulannın
• Partisinin MYK toplantısına başkanlık yapan Mesut Yılmaz.
hiçbir zaman dökülen kan üzerinde politika yapmadığını
söyleyerek, "Ne söylediğinin. hangi amaçia söylediğinin kendisi
de farkmda olmuyor. Bana bağınp çağırmakla yarattığı
sorunlan çözecekse devam etsin" dedi.
15 kasımda başlaması kararlaştınldı. yı imkansız kılacak ne kadar yol varsa
Mesut Yılmaz, toplantıdan sonra yaptı-
ğı açıklamada. Türkiye'nin ekonomi, iç
güvenlik ve dış politika alanlannda gi-
derek ağırlaşan sorunlarla karşı karşıya
olduğunu, ancak koalisyon hükümeti-
nin bu sorunlarla başedecek tecrübeye
sahip olmadığııu söyledi. Ağırlaşan so-
runlann baş sorumlusunun Başbakan
Çiller olduğunu ileri süren Yılmaz, Baş-
bakan'ın sorumluluğunu kamuoyun-
dan gjzlemeye çakştığını, ancak bunu
başaramayacağını söyledi.
Başbakan Tansu Çiller'in itiban azal-
dıkça sinirlenmeye başladığını söyleyen
Yılmaz. "Bir yandan bi/e uzlaşma çağn-
sı yapıyor. bir yandan böyle bir uzlaşma-
hepsine fîitursuzca başvunıyor. Bizim te-
rörün, de\let meselesi olduğu yolundaki
beyanlarımızı dikkate almadan haksız
yere geçmişi karalıyor" dedi. 2 yıldır te-
rör konusunda getirilen hiçbir yenı ön-
lem olmadığını ve ANAP döneminde
alınan önlemlerin devam ettirildığini
ifade eden Yılmaz, "Bugün iki senedir
politikasızlık nedeniyle dev leti getirdikle-
ri noktanın faturasını bize çıkarmak için
beyhude bir çaba içindedirler" dedi.
Yılmaz, Çiller'in kendisiyle ilgili sö>-
ledikleri konusundaki bir soruya, "Ne
söylediğinin, hangi amaçia söylediğinin
kendisi de farkında olmuyor. Bana bağv-
rıp çağırmakla yarattığı sonınlan çöze-
cekse devam etsin. Ben hiçbir zaman dö-
külen kan üzerinde ucuz politika yap-
mam" yanıtını verdi. Terör konusunu
parti sorunu olarak değil, bir ülke soru-
nu olarak gördüklerini Başbakan Çil-
ler'e de ıfade ettiğini söyleyen Yılmaz,
şöyle dedi:
"Dolayısıyla benimle ilgili yaptığı it-
hamlar doğnı değildir. Ama kendisinin
gençlerimizin istikbali üzerinde ucuz po-
litika yaptığı doğrudur. 440 bin kişiye
üniversite kapısı açtığını. sınavları kal-
dırdığını ilan etmiştir. Şimdi bunun müm-
kün olmadığı ifade edilmektedir. Açık
üniversiteye de sadece kontenjanın üçte
biri oranında öğrenci başvurmuştur. Bu
kadar reklam. bu kadar gösteriş. bu ka-
dar istismar üniversiteye giremeyen çare-
siz gençleri bile başvuruy a teşvik edeme-
miştir. Çünkü bu hükümetin güvenilirliği
yoktur. Güvenilirliği obnayan bir hükü-
metin doğnı icraat yapması mümkün de-
ğildir."
Antalya Devlet Hastanesi'ndeki "Beyaz Eylem"de doktoriar her gördükleri hastaya çieek verdiler.
Türk Tabipler Birliği, sert tepkiye hazır olduklannı açıkladı:
Oyalanmayatahamnıülüınüz yok
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez
Konseyi Başkaru Dr. Selim Ölçer, 18
ekimde başlatılan "Beyaz Eylem"de
bugün gelinen noktayı değerlendirdi.
Sağlık Bakanhğı'nca Bakanlar Ku-
rulu'nda imzaya açılan yeni yasa ta-
sanlannın tatmin edici olmadığını be-
lirten Ölçer, "Hekimlerin ve diğer
sağlık çalışanlarının yeni bir oyalama-
ya çok sert tepki göste-
receklerini ifade etmek
isterim" dedi.
TTB Genel Yöne-
tim Kurulu kararlan
doğrultusunda başlatı-
lan eylemlere katılımın
yüksek düzeyde ger-
çekleştiğini söyleyen
Selim Ölçer, diğer
sağlık çalışanlan ve
halkın da eyleme geniş
destek vermesinin son
derece sevindirici ve
yararlı olduğunu dile getirdi. Dr. Se-
lim Ölçer. eylemler sırasında yalnız
hekım sorunlannı değil, bebek ölüm
hızının yüksekliğı, sağlık hizmetlerine
aynlan kaynaklann yetersizliğı gibi
birçok sorunu halka anlattıklannı
ifade etti. •
Eylemlerin uzun dönemli amacmın
'iyi hekimlik ortamının sağlanması"
olduğunu kaydeden Dr. Selim Ölçer,
kısa dönemli amaçlannın. özlük hak-
lannın iyileştirilmesi olduğunu vur-
gulayarak şunlan söyledi:
"Bu amaca yönelik olarak hazırla-
dığımız 6 adet teklifi eylül ayında Sağ-
lık Bakanhğı'na sunmuştuk. Bu teklif
lerin esasuu, çeşitli hekim gnıplarına
farklı olmak üzere hekim ücretlerine
T
-XTB Merkez Konseyi
Başkanı Ölçer, eylemlerin uzun
dönemli amacının iyi hekimlik
ortamının sağlanması, kısa dönemli
amaçlarmın özlük haklannın
iyileştirilmesi olduğunu söyledi.
en az yüzde 100 zam yapıünası. zorun-
lu hizmetin kaldınlması, nöbet ücretle-
rinin yeniden dü/enlenmesi. çalışma
süreleri ve koşullarıyla ilgili düzenleme
yapılması oiuşturuyordu. Sağlık Ba-
kanlığı. yapdacak zammın özel hizmet
tazminatının yüzde 50'si oranında ol-
ması konusunda tsrar etti. Eylemler sı-
rasında. Bakanlık hazırladığı yasa ta-
sanlarını Başbakanlığa sundu. Sağlık
Bakanı. Yüksek Sağlık Şurası'nda. ta-
sanların Bakanlar Kurulu'nda imza-
lanarak TBMM'ye gönderildiğini açı-
kladı"
Hükümetin samimiyetinden emin
olamadıklannı kaydeden Ölçer, "De-
falarca randevu istememize karşm,
Başbakan Çiller ile görüşümedik. Baş-
bakan'ın bu konulara
yaklaşımı nedir bilmi-
yoruz. Bu tasanlarm
1994 başına kadar ya-
salaştınlması konusun-
da güven verici bir hükü-
met açıklaması yok. Bu
konuları değerlendire-
ceğiz" diye konuştu.
Dr. Selim Ölçer. he-
kimlerin haklannı ala-
na dek mücadele ede-
ceklerini vurgulayarak
"Bunlar gözönüne
alındığında, hekimlerin ve diğer sağlık
çalışanlarının yeni bir oyalamaya çok
sert tepki göstereceklerini ifade etmek
istiyorum. Bu sözlerimin de bir tehdit
anlamında değil, hekimlerin gerçek
duygularını yansıttığınuı herkes tarafı-
ndan bilinmesinde yarar göriiyonım"
değerlendırmesini yaptı.
Hapis gundemde
Beşikçiıûıı
cezası
onaylandı
ANKARA (ANKA) - Kürt sorunuyla ilgili
araştırma ve incelemeleriyle tanınan yazar
İsmail Beşikçi'y c "Cumhuriyet Halk Fırkası
(1931-Kürt Sorunu)" adlı kitabında
bölücülük propagandası yaptığı gerekçesiyle
İstanbul DGM tarafından verilen 1 yıl 8 ay
ağır hapis ve 42 milyon lira ağır para cezası
yargıtay tarafından onaylandı. Beşikçi'nin
yargılanmasına Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde
devam edildi. Geçen duruşmada savunmalar
yapıldığı için yargılamayı bitiren Yargıtay
karannı açıkladı. Ceza Dairesi, Dr. İsmail
Beşikçi'nin Cumhuriyet Halk Fırkası adlı
kitabında dev letin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğü aleyhine propaganda
yapuğını belirterek Terörle Mücadele
Yasası'nınbusuçudüzenleyen8 1 maddesi
uyannca cezalandınlmasına ilişkin DGM
karannı onayladı. Mahkumiyet karannın
onaylanmasından sonra Beşikçi'nin yeniden
hapse girmesi gündeme geldi. Yargıtay 9.
Ceza Dairesi'nde bugün yapılan karar
duruşmasana katılan ismail Beşikçi, karara
tepki gösterirken bu davada düşüncenin
yargılandığını belirttikten sonra.
düşüncelerin açıklanmasının
yasaklanamayacağını söyledi. Beşikçi
düşünceyi yasaklayan anayasayla Kürtlerin
varlığıru inkar eden yasalann ve diğer
mev zuatın meşru sayılamayacağmı kaydetti.
Savaş Karşülan
Derneği'nekitit
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Savaş
Karşıtlan Derneği (SKD) kapatıldı. Dernek
kuruculan yaptıklan ortak açıklamada.
militarizme karşı olduklan için
kapatıldıklannı belirterek. "Devlet; savaşa,
militarizme karşı insanlann bir araya
gelmesini hazmedemiy or" dediler.
SKD'nın 8 Kasım Pazartesi günü 13. Asliye
Hukuk Mahkemesi tarafından kapatılması.
dernek kuruculan tarafından tepkiyle
karşılandı. Yapılan açıklamada. kapatılma
gerekçesinin çok komık olduğu
vurgulanarak şu görüşlere yer verildi:
"Savcılığın iddianamesindeki gerekçede,
'SKD'nin tüzüğündeki amaç maddesinde,
demeğin militarizme karşı olmasmın ne
anlama geldiği açıklanmamıştır' deniliy or.
Yaptığunız savunmada. militari/min başka bir
açıklamay a gerek göstermey ecek açıklıkta bir
sözcük olduğunu söy ledik. Demokratik ve
hukuk devleti iddiasında bulunan Türkiye
Cumhuriyeti Devleti.Türk Dil Rurumu
sözlüğünde var olan bir sözcüğün
açıklanmasım isteyerek kendine gülünç bir
gerekçe bulmuş. sav aşa ve militarizme karşı
mücadele veren derneğünizi kapatma yoluna
gitmiştir."
Türkeş, Güneydoğu'da PKK ile mücadele için özel bir teşkilat kurulmasını öneriyor:
Kardeşkavgasındankaçuımamızgerekiyor
IŞIK KANSL
ANKARA - MHP Genel Başkaru Al-
parslan Türkeş, Güneydoğu'da gerekli
mücadeleyi meşnı hükümetin yapacağı-
ru belirterek "Birtakım gruplann, özel
teşekküllerin bu işlere bulaşması, çok za-
rarlı olur" diye konuştu. Türkeş. Gü-
neydoğu'da PKK ile mücadele için özel
bir teşkilat kurulmasını önerdi.
Türkeş, Güneydoğu sorununa ilişkin
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken
Güneydoğu'daki terör olaylanru, Tür-
kiye'ye düşman devletlerin hedeflerini
kolayca elde etmek için kışkırtüklannı
savundu ve şunlan söyledi:
"Güney doğu bölgemizde Kürtçe konu-
şan vatandaşlarımızı istismar etmeye ça-
lışıyorlar. Türkiye dışında kurdurmuş ol-
duklan askeri kamplarda kandırdıkları
gençlerin beyinlerini yıkayarak onlan as-
keri eğitimden geçirerek silahlandırıp
sımrlanmızdan içeriye sızdırıyorlar. Tür-
kiye've karşı 15 yıldan beri. adı konma-
mış sinsi bir savaş açılmış durumdadır.
Bu savaş. gerilla savaşı olarak sürdürül-
mektedir. Bunun için özel bir yeni teşki-
lat kurulmasına ihtiyaç vardır. Bu, yeni
ve özel bir ordu olmay acaktır. İçerisinde
MeŞPU hÜkÜmetMHP Genel Başkanı
Alparslan Türkeş, Güneydoğu'da gerekli
mücadeleyi meşru hükümetin yapması
gerektiğini söyleyerek, "Birtakım gruplann.
özel teşekküllerin bu işlere bulaşması, çok
zararlı olur" dedi.
sosyologlann. toplum psikoloji uzmanla-
nnın, halkoyu uzmanlannın. ekonomist-
lerin. siyaset uzmanlannın, strateji uz-
manlarının ve yüksek özel savaş eğitimi
görmüş timlerin bulunacağı. aynı zaman-
da en modern teknik ve araçlarla gereç-
leıie donatılmış çok güçlü istihbarat bi-
rimlerinin bulunacağı bir teşkilat olmalı-
dır."
MHFnin ügisi
Bu teşkilatın fonksiyonunun terörü
durdurmak olacağını kaydeden Türkeş,
"Bu teşkilatın askeri yönü yok. Bu, sivil
özel bir teşkilat olmalı. Bu, silahlı kuvvet-
lerin de yükiinü hafifletecek" dedi.
Türkeş, kurulacak özel orduya özel-
likle MHP'lı gençlerin teşvik ediîdiği yo-
lundaki iddialarla ilgili bir soruya.
"Yok, hayır, öyle bir şeyle hiç bizim ilgi-
miz yok ve olmay acaktır da. Fiiliyatla bi-
zim ilgimiz yok. Bunlar, hükümetin kuv-
vetlerinin işidir. Bizimki, siyasi bir parti
olarak kendi görüşümüzün ifadesidir"
yanıtını verdi.
Basında yer alan haberlere göre kımi
gençlerin, "Biz. devletin boşluğunu dol-
duracağız Güneydoğu sorunu konusun-
da" düşüncesinde olduklannın anımsa-
tılması üzerine de Türkeş. şöyle konuş-
tu:
"Bunlarla bizim bir ilgimiz yok. Böyle
bir görüşe, düşünceye biz karşıyız.
Gerekli mücadeleyi, gerekli tedbirleri,
Meclisimi/'den güvenoyu almış olan
meşnı hükümtt yapacaktır. Yetki de on-
dadır. sorumluluk da ondadır. Bunun dı-
şında. bir takım gruplann, ö/el teşekkül-
lerin bu işlere bulaşması, çok zararlı olur.
Kardeş kav gasından kesinlikle kaçınıl-
malıdır. Terörle mücadele edilirken Do-
ğu ve Güneydoğu'daki masum vatandaş-
lanmızın korunmasına. incinmemesine
çok titiz bir gayret sarfedilmelidir.'"
Silahsız. masum vatandaşlara karşı
girişilen katliamlardan PKK'nın amacı-
nın. o bölgede Türkiye Cumhuriyeti'ni
aciz göstermek ve herkesi kendine bağ-
lamak olduğunu kaydeden Türkeş. "Hü-
kümctlerin başta gelen görevi, insanlann
en kutsal hakkı olan yaşama hakkını ko-
rumaktır. \'atandaşlarımızın can giiven-
liğini sağlamaktır. Bunu yapamadığı için
iktidarlar, bugün Güneydoğu'daki v atan-
daşlanmız mecburen eşkıyanın insafına
sığınmak mı zonında kalmıştır? Bunun
bir an önce önlenmesi ve devlet, kesin şe-
kilde vatan topraklarının her santimetre-
karesinde can güvenligini sağlamış ol-
malıdır" dedi.
Türkeş. DYP-SHP koalisyonu halen
desteklerinin sürüp sürmediğine ilişkin
bir soruya. "Şimdiki halde politikamızda
bir değişiklik yok" karşılığını verdi.
Hükümet ortaklannın aynlıp yerine
DYP-ANAP koalisyonunun kurulması
halinde de bu hükümete destek verip
vermeyeceklerinin sorulması üzerine de
MHPlıderi, "Onu, o zaman yetkili
kurullarımızda değerlendireceğiz ve ge-
rekli kararı alacağu" dedi.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
11 Kasım
1960ların devrimci gençliği. dünyayı ve hayatı kendi-
siyle başlatmak ınkarcıhğma sapmadı. Uygarlığın geç-
mişten yarına uzanan tarihi zinciri içindeki yerinin bilin-
cindeydi.
Her düşünen insanın, yarına dönük yüzünün tarihi
kökleri vardır. Bu bir düşünce akımı için de, siyasi hare-
ket için de böyledir. Hiçbir şey, hiç kimse yoktan var ol-
madığına göre!
Gençliğin büyük bölümü, Türkiye ve dünya tarihindeki
köklerini arayışında Mustafa Kemal'le karşılaştı.
O'nun milli kurtuluşçu, bağımsızlıkçı ve devrimci
özüyle birleşti Büyük çoğunluk, sosyaiizm ütopyasını
gerçekleştirmede en azından Mustafa Kemal'in bu
özelliklerinden destek aldı.
•••
Bugün Mustafa Kemal tartışılıyor. Birileri, bugünkü
devletin yer yer çürümüş, antidemokratik yapısının, ül-
kede demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla hayata
geçirilememesinin nedeni olarak Mustafa Kemal i gö-
rüyor. Çağdaş demokrasiyi istemek, temel hak ve öz-
gürlüklerisavunmak için Mustafa Kemal'e de vurmage-
reğini anlamak zor.
Olayları ve kişileri, kendi tarihsel koşulları, çevresel
etkileşimleri içinde değerlendirdiğinizde bir anlamı var-
dır. Bunun sonucunda, kişi ve olayın ana karakteristik
çizgilerini ortaya çıkarırsınız.
Bu ana çizgiler ve özellikler, bınbir olayın, onlarca yı-
lın içinden süzülmüş, zamanın törpüsüne dayanmış ve
bugüne kalmıştır: O, milli Kurtuluş Savaşı kahramanıdır.
Bağımsızlıkçıdır. insanlığın çağdaş yüzüne dönüktür.
Türkiye'yi, insan ve kültür olarak Ortadoğu'nun, Arap ül-
kelerinin sığlığı, kokuşmuşluğu, geri kalmışlığı dışınaçı-
karmaya çalışmış ve bunu kısmen de başarmıştır.
Tabii bu değerlendirmeyi yaparken kullandığınız bi-
limsel bir yönteminiz tarihe ve geleceğe karşı tavrınız
ve bakışınız önemlidır.
Mustafa Kemal'in güncelleştirdiğimiz bu özellikleri-
nin, bugünün koşulları içinde anlamlı olduğunu da bil-
mek gerekir. Biz tarih değiliz Yaşanılan dönem hepimi-
zi etkiliyor. Yarınki nesiller başka koşullarda yaşayacak-
lar ve belki de Mustafa Kemal'i sadece Türkiye'nin ku-
rucusu olarak anımsayacaklar. Eğer anımsarlarsa tabii.
Zamanın görecelığınin, yasasının gereğidir bu.
•••
Ancak Mustafa Kemal in şu sozleri zamanın göreceli-
ğinden bağımsız, evrenin 20 mılyar yıllık. yeryüzünün 4
milyar yıllık devinimiyle uyumludur ve bütün zamanlara
meydan okur:
"Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma,
hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. 6e-
nim manevi mırasım ilim ve akıldır.''
Konuşmanın bundan sonraki akışı şöyle: "Benden
sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve
köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen ere-
medığimizi. fakat asla taviz vermediğimizi. akıl ve ilmi
rehber edindiğımizi onaylayacaklardır. Zaman süratle
ilerliyor; milletlerin. toplumların, kişilerin mutluluk ve
mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyaöa.
asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek,
aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur. Benim Türk
milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıkla-
rım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek ısteyen-
ler, bu temel eksen üzerinde. akıl ve ilmin rehberliğini
kabulederlersemanevimirascılarımolurlar.' (1937).
Zamanın smırını aşan bu duygu ve düşünceleriyle bir-
leşiyorum Mustafa Kemalin
ismet Sezgin
'Devlet oyuna gelmez'
ANKARA (ANKA) - Başba-
kan Tansu Çiller'in PKK'nın
ateşkes ilan ettiği süreç içeri-
sinde devletin oyuna geldiği ve
zamanın hükümetinin yanlış
yaptığına ilişkin açıklamalan-
na İçişleri eski Bakanı İsmet
Sezgjn'den sert yanıt geldi.
Sezgin, hükümetin terör örgü-
tü ile pazarlığının söz konusu
olamayacağını belirterek"Dev -
let oyuna gelmez" dedi
İsmet Sezgin. o zamanın hü-
kümetin içinde Sayın Çiller'in
de bulunduğunu belirterek
"Apo'nun bir basın toplantısı
dü/enley erek büyük bir şamata
ile silahlan bıraktıklarını açı-
kladığını dile getirdi. Sezgin bu
açıklamanın ardından kendile-
rinin de örgüte silahlan bırakıp
Türk adaletine tesüm ohnaları
çağnsında bulunduklanm hatı-
rlattı. PKK'nın çok kan ve stra-
teji kaybettiği için böyle bir
yola başvuımak zorunda
kaldığını savunan Sezgin, "Bize
"Bu fırsatı elinizin tersiyle gen
itiyorsunuz" diye hücumlar
yapıldı bu tür düşünceler Türk
ve düny a kamuoyunda taraftar
buldu, ama hükümet bir terör
örgütü ile pazarlık yapmaz, pa-
zarlık masasuıa oturamaz"
diye konuştu.
Sezgin. "Hükümetin ateş
kestiği sav ları doğnı değildir.
İleri sürülen bilginin nereden
geldiğini de bilemiyonım. Kaklı
ki o zaman yapılan mucadelenin
ka\ ıtlarını günlük asayiş çizel-
gelerinden de bulabilirler" dedi.
Cindoruk: Çekiç Güç'ün
Türkiye'ye etkisi olumsuz
BOMN (AA) - Almanya'-
daki temas ve incelemelerini
sürdüren TBMM Başkanı Hü-
samettin Cindoruk. Türkiye'-
nin birliğini sağlamada ve terö-
rün engellenmesinde Çekiç
Güç'ün olumsuz etkisi olduğu-
nu söyledi.
Türkıye'nın Bonn Büyükel-
çiliği'nde Atatürk'ü anma top-
lantısından sonra bir konuşma
yapan Cindoruk. çeşitli konu-
lara ilişkin görüşlerinı açıkladı.
Cindoruk. Çekiç Güç'le ilgi-
li bir soru üzerine söz konusu
gücün. egemen bir devletin di-
ğer bir egemen devlete sınır
olmasını engelleyici ve geleceğı
belli olmay an bir bölgede ne-
gatif bir unsur olduğunu kay-
detti. Çekiç Güç'ün arkasında-
ki siyasetin getirdiği Irak
ambargosunun Türkiye'ye bü-
yük zararlan olduğunu söyle-
yen Cindoruk. Bu durumun
Türk dış politikasının unsurla-
n arasında tartışılması gerekti-
ğini. Türkiye gündeminde de
tartışılır hale geldiğini bildirdi.
Cindoruk. Türkiye'nin izle-
diği dış politikanın yanlış ol-
madığını. buna en güzel örne-
ği. 70 yıldır banş içinde yaşa-
manın oluşturduğunu belirte-
rek "Dışişleri Bakanlığı
mensuplarını her zaman tebrik
ederim; Dışişleri ülkemizin
ayakta kalmış en iyi organla-
nndan biridir" dedi.
TBMM Başkanı Hüsamet-
tin Cindoruk. dünkü temasla-
nndan sonra Almanya Fede-
ral Meclıs Başkanı Rita Süss-
muth ile ortak bir basın toplan-
tısı düzenledi. Alman Meclis
Bakanı Süssmuth. Almanya'-
nın şiddet ve terör eylemlen ile
kararlı bir mücadele içinde ol-
duğunu belirterek teröre karşı
iki ülkenin ortak mücadele et-
mesi gerektiğini ve PKK terör
örgütünün faaliyetlennin ya-
saklanmasından yana olduğu-
nu söyledi.
Cındoruk'un dün meclis ge-
nel kurulunda PKK terörü ile
ilgili görüşmeyı ızlediğıne işa-
ret eden Süssmuth. "sayın baş-
kan, bu görüşmede Almanya'-
nın isteklerini izleme olanağı
buldu" diye konuştu.
TBMM Başkanı Cindoruk
da yaptığı açıklamada. genel
kuruldaki konuşmalarda yan-
lış değerlendirmeler olabilece-
ğini. ancak bunlann düzeltile-
bileceğini ifade ederek, iki ülke
parlamentolannın dayanışma
içinde bulunduklanm kaydet-
ti.
Alman milletvekillerinin
PKK terör örgütünün yasak-
lanması konusunda görüş bir-
liği içinde bulunduklanm
duymaktan memnun olduğu-
nu belirten Cindoruk, Tür-
kiye'deki terör örgütünün bir
hak arayışı içinde olmadığı,
toprak koparmak gayreti için-
de bulunduğunu, bu örgüte
Almanya'dan ilaç. silah, dokü-
man ve para gibi lojistik destek
sağlandığını ve bu desteğin ke-
silmesini istediklerini söyledi.