25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 15EKİM1993CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Zengin Kroisos MELİH CEVDET ANDAY arun Hazmesı" dı- ye bıhnen eskı Anadolu yapımı tanhsel urunlenn Turkıye'yegenve- nlmesı, yalnızca bızı değıl, butun dunyayı ve ozelhkle, topraklannın zengınbğını benımse- mek açısından gen kalmış ulkelen ılgı- lendıren onemh bır ola>dır Arkeolojı yenı bır bıhm. geçen yüzyılın sonlann- da kurulmuş, yuzyıhmızda şaşırtıcı bır gehşım göstermış bır araştırma alanı, so>lemeye gerek yok kı, bu bılım Av- rupa da kuruldu ve gehştınldı. ondan önce gomut hırsızlannın çabşma alanı ıdı kazı ışı Bu gömutlerden çıkanlan eskı yapıtlara '"taş" denıyordu gen kalmış ulkelerde, bugun de öyle derur Sırası gelmışken anlatmadan geç- meyeyım (gerçı bır kez anlatmıştım ama olsun'), II Abdülhamıd, İstanbul Arkeolojı muzesındekı Iskender lâhdı- nı (öyle bılınır, doğru mu, değıl mı, kanşmam) Alman sefînne hedı>e ede- cek ıken, Muze Muduru ressam Ham- • dı Be> "Bunu yaparsanız kendımı öldururüm efendım benım cesedımı çığnemeden bu lâhdı kımseye vere- mezsınız' dı>erek onlemış bu bıhnç- sızlığı, bu bılgjsızlığı. bu kendını bıl- mezbğı Dıyeceğım, ınsanlık tanhının belge- len olan bu eskı taşlan, çanaklan çom- leklen. takılan. suslemelen, yonutlan, kabartmalan, değer bılme bılınane er- memış ulkelerden alıp goturduklen ıçın yabancılara kızmağa hakkımız ol- marnah Onlar araşünp bulmasalar v e goturmeselerdı ınsanJık bu tanhsel yapıtlardan yoksun kalacakü Kaçak- çılığı bunun dışında tutuyorum Gen venlen Karun Hazınesının ko- nacağı muze bolûmünun kapısına. yıl- larca suren akıl durdurucu çabasından oturû Sayın Ozgen Acar üe Sayın Kul- tur Bakanımız Fıkn Sağlar'ın adlan- nın kazılmasını ısterdım Bu onenm kulak arkası edılmezse sevıneceğım Bızde 'Karun" dıye bıhnen Lıdya Kıralına Batılılar "Krezus" derler, ıÖc- çağda (Lâtın abecesıne çevınsı ıle ) "Croısos" denırdı Tanh onu. gelmış geçmış kırallann en zengını olarak ta- nıur (BızKroısosdıveyazahm ) AnsıkJopedf den alalım "Baü Anadolunun orta kesımınde anük bölge Kuzeyde M>sıa, baüda Ionya, gune>de Kana, doğuda da Fngya bolgelenyle çevnlıdır Guney sınınnı Messogıs (bugunku Aydın) Dağlan oluşturur Baü sının Magne- sıa'ya (bugunku Marusa) doğru uza- rur Marusa ıbnın hemen hemen tumunu İzmırılınındedoğukesrmını, bır başka deyışle Gedız \e Kuçuk Menderes vadılennı ıçıne alır Hınt- Avrupa aılesıne bağlı bır dıllen olan bu halkın, Lydıa'da IO 2 bınyılın ıkın- a vansından sonra vaşadığı bıhnmek- tedır " Gelelım kırahmıza "Kroisos (İÖ 560-546) zengınlığı ıle ünluydu Lydıa doğuda Halys'e (Kızı- brmak) kadar uzanan buyuk bır dev- let durumuna geldı Bu devlete IO 547'46'da başkent Sardes'ı ele gecıre- rek yakıp yıkan Pers Kırab II Kyros son verdı) Bu olaya aşağıda geleceğız, bız şım- dı zengınbğın kaynağıru araştırabm "Lydıa"nın en onemb kentı Sardes'- tır Tımolos dağlannın (Bozdağ) ku- zey eteklerınde. Hermos Irmağı vadı- sının bereketb topraklannda kurulu olan kentın ıçınden akarak Hermos'a kanşan Paktolos (Sart) Çayırun sulan altın ıçemıesı nedenıyle eskı cağda un kazanmıştı Tanhte ılk sıkkelen altın ve gumuşten Lydıablar dokmuşlerdı Altın dokumhanelennın bulunduğu Sardes'te en önemb endustn dokuma- cılıktı" "Bugun tutün, pamuk, meyve ve uzüm bağlannın yer aldığı Lydıa vadı- len, o zaman genış otlaklarla kapbydı Fındık, nar, elma, kestane \e cevız ağaçlannın bulunduğu Tımolos Dağ- lannda, şarapçıbkta kullanılan uzum >etıştınbyordu Gene bu dağlardan toplanan safrandan yapılan kokular Anük Çağ'da sevılen luks tüketım mallan arasında ön sırayı abyordu " Işte Pers Kırab II Kyros, bu zengin ulkeye yaklaşıyordu buyuk ordusu ıle Savaş kaçınıbnazdı Croısos, bakıcısmı çağırdı, ona kımın kazanacağını sor- du Bakıa, Kızılırmak geçıbnce bır buyuk devletın yıkılacağını soyledı ona Ne bilsin Kroisos, zengin Kroisos Çocuk aklımızın huyunu ne bilsin! Kim olsa sorardı onun verinde, Kızılırmak'ı geçmeden once, Sa\ aşmadan once Kyros'la Ptena'ya >annadanonce. Kehanet gerekleşecek, büyük bir devlet yıkılacaktır. gecince Kroisos Kızılırmak'ı o gun. Ne bilsin Kroisos. tutkun Kroisos. Başına geleceğı ne bilsin, Vıkılır Kyros'un devleti sandı. Kyros zengin Sardes e gırdı ve Kroı- soslıbağlaüp ateşte çevırtmeğe başladı Başına gelenlerden saşkına donen Kroisos ateşte kızanrken "Ah Solon. Solon1 " dıye so>lenı>ormuş Meraka kapılan Kyros, "Ne dıyor bu adam9 " dıye sormuş Bundan sonrasını Montaıgne'den dınleyehm İnsanın son günûnü beklemeli her za- man Mutlu dememeli ona ölmeden Cenazesi kaldırıunadan. (Ovidius) Bu konuda Krezus'un hıkâyesmı çocuklar da bılır Pers kırab onu esır edıp olume mahkûm edınce gıder ayak 'Ah Solon ah Solon1 " dıye bağır- mış Kırala goturmuşler bu sozu, o da ne demek ıstedığını sordurunca. So- lon'un kendısıne verdığı bır oğutun ne doğru çıktığını anlatmış Solon bır gun demış kı. ona 'Tabh ne kadar guler yuz gostenrse gostersın, ömurlennın son gunu geçmeden ınsanlar mutlu say- mamalı kendılennı. çunku msan ha> a- tı kararsız, değışkendır, ufacık bır ey- lem yüzünden bır halden bambaşka bır hale geçıvenr " (Çevıren S Eyu- boğlu) Herkes bıbr. adamı asmağa goturu- yorlarmış, son anlannda"A.llah bete- nnden saklasın1 ' dıyen mahkûma, ' Be adam" demışler. "bundan daha beten olur mu? " O sırada bır atb go- zukmuş, "Durun durun" demış onla- ra, "Padışahın buyruğunu geünyo- rum, bu adam kazığa oturtulacak " Insan, zengin değıL zengınbk olma- b Ne guzeldır Mevlana'nın o şın Bütûn ömrümce ben mecnun değU- dim Akıldan böyle tüm yoksun değildim dıye başlavan o şıınn son beytı şojle- dır Meğer ben bir defineydim deçıktm Definevdim meğer Karun değildim (Çeviren: M. C. \nday) Montaıgne şunlan ekbyor "Hıç bır ınsana, komedyasının en son ve kuşkusuz en zor perdesını ov- namadan once mutlu denemez " ARADABIR Doç.Dr. NtHALİNCİOĞLU Marmara Ünı. Uluslararası İlışküer Bölümü Seçim Sistemi Tartışmalan Turkıye'de son yıllarda ne zaman seçım sıstemıyle ıl- gılı bır arayış gundeme gelse antı-demokratık seçım sıstemı' ya da "etnık, dınsel ya da feodal bağlara daya- narak seçılebılecek kışılerın parlamentoda bulunması- nıntehlıkelıolacağına' ışaretedengoruşlerbasındayer alıyor Son gunlerde DYP nın gırıştığı dar-bolge, çıft- turlu seçım sıstemı ıle ılgılı çalışmaların yol açtığı tar- tışmalarda bunlara bır de ' Anayasaya aykırı olma' kaygısı eklenmış görunuyor Özellıkle antı-demokratık olma ıddıası uzerınde dura- lım Ikı temel seçım sıstemı olan çoğunluk sıstemı (dar- bölge esasına dayalı çıft-turlu sıstem bunun alt kategorı- sıdır) ve nıspı temsıl, lıberal demokrasılerde uygulanan sıstemlerdır Çoğunluk sıstemının antı-demokratık oldu- ğunu ılerı surmek, bu sıstemın uygulandığı Ingıltere, ABD Fransa, Kanada Yenı Zelanda, Avustralya gıbı ul- kelerdekı rejımın, eğer demokrası değılse ne olduğu gıbı garıp bır soruya yol açıyor Demokrasılerde seçım sıstemının ıkı ışlevı vardır Bı- nncısı toplumdakı temsıl eğılımlerın parlamentoyayan- sıması (temsıl), ıkıncısı seçımler sonucunda belırlı bır sure ıçın ulkeyı yonetebılecek ıstıkrarlı bır hukumet olu- şabılmesıdır Turkıye'dekı tartışmalarda oncelıkle tem- sıl ılkesı vurgulanırken ıkıncısının pek onemsenmedığı dıkkatı çekıyor Bu ılke yalnızca ıstıkrar 'ı değıl,' yone- tebılmekapasıtesını' de ıçermektedır Buyuk çaplı ve hızlı donuşumlerın yaşandığı gunumuz dunyasında demokratık ulkelerde gıderek yurutmenın guçlendığı gozlenmektedır Boyle bır donemde onemlı sorunlarla karşı karşıya bulunan Turkıye'de temsılı nıte- lığı ağır basan ve ıstıkrarlı bır gorunum sergıleyen koalısyon hukumetının yaklaşık ıkı yıldır hıçbır temel so- runla ılgılı karar alamamış olması 'yonetebılme kapa- sıtesı' nın önemını vurgulamaktadır Bu kapasıtenın art- trılmasına yönelık yapılacak yasal duzenlemeler ıçınde seçım sıstemı ıle ılgılı arayışların da gundeme gelmesı doğaldır Turkıye'dekı tartışmaların en ılgınç yonu ıse bır yan- dan seçım sıstemının ' temsılı 1 ve "demokratık ' olması gereğı savunulurken, bır yandan da Guneydoğu Ana- dolu'da "etnık, dınsel ve feodal bağlara dayanarak seçılebılecek kışılerın parlamentoya gırmelerının en- gellenmekıstenılmesıdır Buradatuhafbırdurumortaya çıkıyor Demokrasılerde temsıl hakkı' nın tum vatan- daşlar ıçın geçerlı olduğu bır temel ılke ıken Turkıye nın Guneydoğu bolgesınde yaşayanlar' vatandaş' katego- rısıne gırmıyormuş gıbı bunlann temsıl hakkından yok- sun bırakılmak ıstenılmesını anlamak mumkun değıldır Bu durumda, dışlamanın yol açacağı sorunların daha da buyuk olacağı ve çozumlerı guçleştıreceğı açıkça go- rulmektedır Bır toplumdakı sosyo-ekonomık bolunme- ler (sınıfsal, kır-kent gıbı) yanında etnık ve dınsel farklı- lıkların sıyasal duzeye çeşıtlı bıçımlerde yansıdığı bılın- mektedır Bu farklılıkların sıstemın ıçınde ya da dışında temsıl edılmesı ıse önemlı olçude anayasal-yasal çerçe- ve ıle ılgılı gorunmektedır Ayrıca Turkıye de varolan sıyasal partıler ıçınde (onseçımlerde) aday seçılebılmek ıçın bu tur bağların ne kadar onemlı bır rol oynadığı da bılınmektedır Çıft-turlu sıstemın Anayasa ya aykırı bulunabıleceğı gıbı kaygılar ıse yersızdır Çunku Anayasa nın 67 mad- desınde yer alan seçımlerın tek derecelı' olması kay- dı temsılcılerı halkın doğrudan seçmesını ıfade etmek- tedır Bu kayıt, Turkıye de tek-partı donemınde uygula- nan, seçmenlerın ıkıncı seçmenlerı ıkıncı seçmenlerın de temsılcılerı seçtığı 'ıkı derecelı" seçım sıstemını dış- lamaktadır Çıft-turlu sıstemde seçmenler belırlı bır adayla ıkı kez sandık başına gıtmektedırler Partı sayısının gıderek arttığı ve son yapılan kamuoyu yokiamalarında buyuk partılerın en fazla %20 cıvarında oy aldığı duşunulurse bugunku seçım sıstemıyle onemlı kararları alabılecek ve uygulayacak guçte bır yurutme- nın olamayacağı gorulmektedır öte yandan, ulkeduze- yındekı %10 luk barajla kuçuk partılerı dışlayan bu sıs- temı "temsıl adaletı" açısından da savunmak mumkun değıldır Dar-bolge, çıfte-turlu seçım sıstemı, belırlı bol- gelerde yoğun olarak bulunan grupların parlamentoda temsılıne olanak sağlaması açısından azınlık taleplerı- nın sıstem ıçınde ıfade edılmesı ve dolayısıyla butunleş- me eğılımlerını guçlendırebılır Partıler arasındakı koa- lısyonlar ıse hukumetın kurulması aşamasında değıl, seçım surecınde oluşur ve Turkıye'nın gereksınımı olan "yonetebılme kapasıtesı 'ne sahıp bır hukumet mumkun olabılır OLTADAKİBALIK: TÜRKİYE M Emın Değer'ın "Emperyalizmin Tuzağındaki Ülke" ya da "Ohadaki Balık: Turkiye" adlı belgelerle değerlendırdıgı bu >apıtı Çınar V ajınları tarafından ya>ımlandı TARTIŞMA Yasaklamada son halka B ır aya yakın bır suredır kıtapseverlenn kafasına takılan bırsoruvar, "13. İstanbul TÜYAP Kitap Fuan acaba bu > ıl > apılacak mı, > apümayacak mı7" Ağustos ayının sonu v e ev lul ayının başında Cumhuriyet gazetesınde yer alan haberlere gore geçen yılkı 12 Fuar sırasında 9 kasım gunu meydana gelen polıs baskınından sonra TÜYAP >etkıblen, bu yılkı fuarda ya> mevlennın > asakb kıtap bulundunnamalannı ıstemışler. hatta > av mevlenne bu yonde bır belge ımzalatmak ıstemışler Bunu kabul edılemez olarak ruteleven Turkiye Y azarlar Sendikası da bu şarüar alunda fuan boykot edebıleceklenru bebrünce, TÜYAP yetkıblen gen adım atarak soz konusu yasaklı kıtaplann yalnızca kapaklannın (') sergjlenmesını önermışler Sayın TÜYAP yetkılılçnnın öne surduklen gerekçe ıse gerçektengülunç "Birkaç yasaklı kitap >fizundenfuan gezen binkrce insanın canını tehlikeye atama>ız." Yasaklı kıtaplar yuzunden yapılan baskmlar oyle sanıyorum kı hıçbır gerçek kıtap dostunu etkılemez Kaldıkı geçen yapılan pobs baskını sırasında o an fuan gezmekte olan bınlerce ınsan muthış bır dayanışma örneğı göstermış ve bu baskın o anda protesto edılmıştı Aynca Sayın TL YAP yetkıblen farkındalar mı. PENCERE bılmıyorum fakat İstanbul Kitap Fuan sadece tıcan bır etkınbk oknaktan ote>e gerçek anlamda bır kültur etkınbğıdır Her yü bınlerce kıtapsev enn bır araya geldığı bu fuar. Turkiye'de değışık merkezlerde de benzen etkınbklenn duzenlenmesınde oncu olmuştur Düzenlendığı alanın çok daha fazlası bır alanda etkınbğe sahıp olan bov le bır fuann duzenlenmemesı, kultur hayatımıza buyuk bır darbe olacaktır Son olarak buhaber"kûltûr hizmetkriiHİe oncu'" (') gazetelerde yer almaya değer görulmedı Bu gazetelenmız. kulturun 1 hamura ansıklopedı v ermenm çok otesınde bır şev olduğunu anladıklan an Turkıve, u> garbk yolunda bır haylı yol abnış olacakür Serkan Salihoğlu Öğreoci Erdemlitoplum, erdemlidevlet B u gunlerde "Amerika'yı >eniden kesfetmiş" gıbı basınımızve kamuoyu İSKİ yolsuzluğu nedenıyle devlet ve toplum ıçındekı çurumüşluğu yenı keşfetmış olmanın coşkusunu yaşamakta Kapıtabst sıstemın, lıberal ekonomının ozü daha fazla kazanç, daha fazla bınkım temelınedavandığı herkesçe bılınen kuramdır Kuşkusuz elde edılmesı gereken bu "daha fazlalıklar" başkalannın pa>ma duşen haklann lıberal sıstemın meşru kıldığı vollarla alınan artılardır O meşru yollar kı sayısıc ımn voktur Kâr rantı. hedıye, nışvet. faız, komısy on, v elhasü emek dışında her şe> Bu anla>ış bızım gıbı "acemi kapitalist" toplumlarda daha yozlaşarak kural tanımamazhkla. özelbkle 12 Ejlül sonrası donemde devlet başkanlannın ruşvet ıçın "Alan razı, veren razı biz ne vapalım", Başbakan ve bakanlann "Benim memurum işini büir". "Ben zenginlen se> enm" şekbndekı demeçlenyle daha da palazlanmış, once yosun tutmuş, sonra toplum ıcıne kok salarak artık golgesınde bu yolda su taşıyanlan banndıran çınar olmaya yuz tutmuştur Bu buyuv en çınar gunu gelmış çıçek açmış, etrafa pıs kokular salgılamış. ISKİ'nın patlayan kanabna kanşmasıyla da' genızlen yakar olmuştur Sözu edılen çınar bır gunde, beş a> da - beş yılda yetışmemıştır Osmanbnın dıktığı fideyı Cumhuriyet donemıyle büyutmuş bugune geürmışız Şımdı ıse durum SHP kaynaklı 4 yıllık yerel yonetıme fatura edılmeye çabşılmaktadır Hemen şunubebrtebm kı, getırdığı u\ gulamalarla ISKİye \e solun namusuna golge duşuren SHP ıçındekı çıkarcılan aklama nıyeünde değılız Yalnız gerek medyanın gerekse dığer sıyası kurulûş sozculennın. bu ola>ı hem geçmıştekı. hem de var olan pıslıklen örtmek ıçın kullanmalanndan ve özelbkle solu karalama malzemesıne donüşturmelennden rahatsızız İSKI malzemesı yalnız bu amaçla kullanılmakla kalmıyor. çok yönlu. orneğın kamu mallannın ozel çıkarlara devn anlamında ozelleştırme konusunu kamuoyunda tartış,ılmaz kıbnak, sıvasıler, sendıkalar, demekler uzenndekı baskılan gorubnez kılmak. Güneydoğu'da Kürt sorununun çozumu ıçın demokratık seçeneklen unutturup oradan gelen sılah sesıne susturucu olarak kullanmak. Srvas olaylannın utancını kapatmada kullanmak. sokak ınfazlannı gorunmez, duyubnaz hale getırmek yanı kapıtabst sıstemın "bir taşla on kuş vurmanın" ustauğıdır bu v ol Basındanogrenıvoruz İstanbul Büyükşehir Beledive Giderler Mudürü'nün > aşam sevıyesı normalın çok ustunde gorulduğu ıçın gorevden abnmış Yanı o kurumda hıçbır denetımmekanızmasıyok takı yaşam sevıyesı vııksebnceye kadar Yaşam sevıyesınm yuksebnesı kunımun ahlak şamandrası Bu durumda sorulmaz mı 9 Donemlerının hesabmı v ermekten kaçan ve bunun ıçın anayasaya hesap sorma yasağı ko> an generallere, basında yer alan arazı vurgununa rağmen hesap vermeyıp hesap sormaya kalkışan ust duzey vonetıalenne, on mılyarlarla duğun ve nışan yapan sıyasılere onlarcakezadb tahkıkata uğramasına ve hakkında cezaı hukumler Trafık, trafık, trafık T urkıye de trafık kazalan sıradan olaylar arasına gırdı Vtık kımse aldırmıyor bıle Bırbkte yaşamaya alıştık Gazetelere bakıyoruz Kırkellı kışmın olum haben ıle karşılaşıvoruz Bunlar gazetelerde gorunenler Bıro kddar da gorunmev en v ar Bunda, acemı şoforlenn, surat merakhlannın ve gozunu para burumuş, şoförlennı dınlendırmeden yola suren şırketlenn olduğu kadar. karayollanna ışaret kovan ılgılılenn de bu> uk hatalan v ar Her an karayollannda > anlış ve janılgılan yaşamak mumkun Tam > ol ağzına gırdığınızde. va da ana> olda uyancı ışaret ve lev halar, ış ışten geçtıkten sonra karşınızaçıkıyor Şaşkına donüyorsunuz. ama ış ışten geçmış oluyor Herhangıbır kazaya uğramadan olayı atlatırsanız ne ala. atlatamazsanız kaza kurbanı oluyorsunuz Bır de trafık polısı, ışaret ve ışaretçıler sorunu var kı. bu da bulunmasına rağmen hâlâ dört a> ak ustune duşen "yeğenlere" kamu bankalannı dölandıran, ancak madalya alan 'işadamlarının". hâlâ dumanı tuten "Hanedan Ocaklan", dört yıl once e\ kırasını odeyemeyen, ancak mılyarlık vıllalara, çıftbldere konân. yerel ve genel yonetımlen kullanarak pervasızca vurgun vuran ınlı ufakb sıyasılere. burokratlara soruyoruz Bunlann hangısımn yaşam sevıyesı emek urunudur9 Hangısı meşru > ollardan o noktaya ulaşmıştır7 Yoksa bunlann şamandra topu mu çok ağır, bır turlu batmıy or9 Son on >ıb yaşayanlar çok ıyı bıbrler kı bu yolda kazan kuran partılenn, yönetıcılenn her bınnın dıbı dığennden daha kara olmuştur Devlet gucunü, medyayı İSKI orneğı bır sıvnsıneğın peşıne takmak artık çozum değıldır Bu konuda ıçtenlıkb ısek önce ellenmızı temızleyehm. sonra "bataklığı kunıtalmı". Emek dışı kazanç meşru kıbndıkça da batakbk kurutulamaz. erdemb topluma ve erdemli devlete ulaşılamaz Av. İ. Hakkı Karaca İstanbul Barosu kazalann nedenlennden Uzur yola çıkıvorsunuz, çıktığınız > erden vardığınız yere kadar yollarda hıçbır trafık gorevbsıne rastlamıyorsunuz Trafık kazalan. savaş ve terör kurbanlannı aşacak sayıda olü verdınvor Bunlan onlemek ıçın,gerekb onlemlenabna zamanı geldı de geçtı bıle Av. Sadi Hasan Ayna Profesor Killaloe Ne Söylüyor?.. Profesor Killaloe dıyor kı - Tarıhçıler gozlerı kafalarının arkasında olan tuhaf yaratıklardır onyargılarına gore geçmışten başlayıp bu- gune kadar bır dızın ıçınde tarıhı ıncelemek gerekır Oysa tersını yapmak daha doğrudur Bır Ingılızce bır de Arapça ıkı kıtap alalım Ingılızce kıtap bır numaralı say- fadan başlar Oysa Arapça kıtabın bır numaralı sayfası, Ingılızceye gore en son sayfadır Tarıh yazmak ıçın en akıllıca yol, yakın olaylardan başlayıp genye doğru gıt- mektır Pekı nasıl? Profesor açıklıyor - Bır olayın gerçek onemı ve ıçyuzu, kımı zaman yuz- yıllar sonra ortaya çıkar Sozgelımı Muslumanlar Ku- dus'e 637 yılında gırdıler Hazretı Ömer'ın kentı alması neyı açıklar? Ancak 1095 te Hınstıyanlar Kudus'u zapte- dınce olayın çapı ortaya çıkar, aradan 5 yuzyıl geçtıkten sonra durum aydınlanır, Kudus onemını surdurecektır, bugunden dune doğru bır araştırmayla tarıhın anlammı kavramak olanağı kazanılır, once'yı anlatan 'sonra'dır Bır ınsana ılışkın son yargı, son gununden once verıle- mez, Sezar'ın yaşamı, oldurulduğu gunden başlar do- ğumuna kadar gıder Killaloe onemlı bır kışı ama, gerçekte yok, hıç yaşa- mamış, profesorun yukardakı fıkırlerını Giovannl Pa- pini'nın 'Gog adlı kıtabından derledım, çunku son yılla- rın buyuk olayları herkesı duşunmeye zorluyor, yaygın- laşan bır kanıya gore tarıhı yaşıyoruz', hem de gunu gunune • 1917 Devrımı'yle kurulan Sovyetler Bırliğı'nın dağıl- ması geleceğe donuk bakış açılarını değıştırdı Kımısıbuışesevındı kımısıuzüldu, ınsan toplumunun evrımınde sosyalızmın oluşumunu bır kılometre taşı sa- yanlar ıçın yaşanan olaylar çarpıcıydı Profesor Killaloe olsa ne soylerdı - Ben demedım mı' Tanhı dunden bugune değıl, bu- gunden dune doğru ıncelemek gerekır 1917 Devrımı'- nın anlammı çozmek ıcın 1990 ı, daha başka deyışle Sovyetler'ın yıkılışını beklemek gerekıyordu Profesor Killaloe bır yazarınvarsayımı olsa da, ınsanı duşunduruyor • insanlığın yaşamını bır Ingılızce ya daTurkçe kıtap gı- bı okumaya kalksak kıtabın ılk sayfası hangı tarıhten başlayacak? Az çok bılıyoruz tarıhten oncekı zamanlar karanlıkta kalsa da, tarıhten sonrakı zamanların ılk say- falarına ılışkın çok araştırma yapılmıştır Pekı, Arapça ya da Ibranıce gıbı tersınden okumaya başlayacağımız kıtabın ılk sayfası nereden başlıyor? Evet Lenin'ı anlamak ıçın bırGorbaçov'un yadaYeM- sin'ın ortaya çıkması gerektı Öyleyse bu kurala gore Gorbaçov u ya da Borıs Yelt- sın'ı değerlendırmek ıçın en azından bır yarım yuzyıl geçmesını mı bekleyeceğız? ' Tarıhın sonu' yokkı Yaşanan her olayı tarıhın sonu ' ya da sağdan sola yazıyla yazılmış bır kıtabın ılk sayfası' sayarak ahkâm kesmeye başladığımız an ortacağ kafasının karanlığına duşmek tehlıkesı belırıyor, dın kıtaplarında bıle "kıya- metgunu nden once tarıh noktalanmaz - , • " ' Kımı ınsan yureksızlığını ve erdemsızlığını ortbas et- mek ıçın "tarıhın sonu geldı' dıyor Yokcanım Tarıh yenı başlıyor ınsan ınsan gıbı ınsan oluncaya değın tarıh surecek SİMAVİ YAYINLARIÖVÜNÇLE SUNAR NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ1993TONI MORRISON suteymcm'ın ITurkçesı Sıbel OZBUDUN) "Bırzafer " The Newyork Times "Olağanustu bır gerçeklık, bılgelık ve mızah duygusu romanı sımsıkı kavrıyor " Sunday Tetegraph "Çeşıtlı ve derın bır kışılıkler galerısı Psıkoloıı, sosyal ayrıntı ve keskın gozlem yeteneğı " TheListener YAZARIN TÜRKÇEDE İLK VE TEK YAPITI BÜTÜN KİTAPÇILARDA SEVGIU (Turkçesı Guner FANSA) Gelecek hafta kitapçınızda... SİMAVİ YAYINLARI... EN YENİ... EN ÖNDE... SIAAAVI YAYINLARI - HURRIYET TESISLERI GUNEŞLI-ISTANBUL TELEFON 550 00 50'DEN 2178 VE 2334 DAĞfTIM 2221 RÖNESANS İNGİLTERESrNDE TÜRKLER Nazan Aksoy 30 000(KDV ıçınde) Çağckf Yaunları Turkocagı Cad 39-41 Caialoğhı-htanbıd Ödemeli gonderilmez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle