Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15EKİM1993CUMA
12 DIZIYAZI
Cnmhuriyet'in başkenti:
A NKA R A
Mustafa Kemal, daha 27 Aralık 1919'da
Ankara'ya yerleştiği gün kararım
vermiştiama "mahrem" (gizli) tutuyordu.
Bozkırdan
yayüanAYDINLANMA-3-
Mustafa Kemal ve Heyet-i Temsiliye
üyelen 27 Aralık 1919 günü. Ankara'ya
gelip yerleştiler. Heyet-i Temsiliye o ta-
nhte Anadolu'da de facto hükûmet du-
rumundaydı ve fiılen ülkeyı yöneüyor-
du. Ankara. bu a
hükümet"ın merkezı
durumuna geldı ve de facto başkent
oldu Atatürk, Ankara'ya geldiğı gün
yayımladığı duyuruda, "Şimdilik He-
yet-i Temsiliye merkezi Ankara'dır" di-
yordu. Orada Atatûrk"le beraber olan
Mazhar Müfit (Kansu). "Ankara'nın
daimi merkez olmasını karar-
laştınnıştık. Fakat ...mahrem (gizli) tu-
tuyorduk" der
• Atatürk'ün Ankara'ya gelişı. Ankara
tarihinin bir dönüm noktasıdır. Bu ta-
rihten sonra Ankara. başkent olmaya
doğru adım adım ilerleyecektır. Heyet-ı
Temsiliye Ankara'ya beş parasız gel-
miştı. Yurtsever Ankaralılar hemen ırn-
dada yetiştıler ve aydın müftü Rıfat
(Börekçi) Efendi aracıhğıyla Heyet-i
Temsiliye'ye ılk çırpıda 1000 lıra tak-
dim ettiler. Bin lira o tarihte büyük pa-
raydı Ankaralılar ondan sonra da para
toplama ışını sürdurdüler ve Mustafa
Kemal ve arkadaşlannı hep destekledı-
ler.
16 Mart 1920 günü başkent îstan-
bul'un ışgal edilmesı Ankara'yı bir kat
daha ön plana çıkardı. Gözler Ankara'-
ya çevnldı. Heyet-ı Temsiliye Başkanı
Mustafa Kemal Paşa bir duyuru yayı-
mladı Hem tstanbul'un işgalıni protes-
to etti. hem de Ankara'da "Oiağanüstü
yetkOi bir MecBs"in yakında toplana-
cağını duyurdu.
Türkiye Büyük Mıllet Mechsi 23 Nı-
san 1920 günü Ankara'da açıldı ve bü-
tün ulusun. bütün makamlann basvu-
racağı "en yûce kat" oldu. Böylece An-
kara tam anlamıyla bir "merkez" duru-
muna geldı. Gözler Ankara'ya çevrildi.
2 Mayıs 1920 günü Ankara'da ilk hü-
kümct kuruldu. Adı. Türkiye Büyük
Mıllet Mecüsı Hükümeü idi. Bu yeni
hukümetın kurulmasıyla Ankara. fiılen
hükümet merkea oldu ve bundan sonra
üç yıl kadar böyle kaldı. Yalnız Turkı-
ye'nin değıl, dış dünyanın da dıkkatlen
bu yeru merkeze çevnldı. De facto baş-
kent olan Ankara, hukuken de Türkı-
ye'nin başkenti olmaya adaydı artık
Zamansız bir girişim
Ankara hükümeü, başkenti Ana-
dolu'ya taşıma sorununu ilk defa 31
Ocak 1921 günüTBMM önune getirdi.
Hükümet, aylar öncesınden hazırlık
yapmış, bir başkent komısyonu kurmuş
ve bir kararname tasansı haarlamıştı.
Buna göre tstanbul sadece bir "mer-
kez-i merasinı" (tören merkezi) olarak
kalıyor. "Hukuki merkez-i hükümet" ise
Anadolu'ya geçiyordu.
Ankara hükümeü. başkenü tstan-
buTdan Anadolu'ya taşımaya karar
vermişti. Bu taşıma, "geçid" değiL "dai-
mi" olacakü. Yani, payitaht yabana iş-
galinden kurtulduktan sonra da oraya
dönülmeyecektı İstanbul bir "tören
merkezi" olarak kalacak. gerçek baş-
kent ise hep Anadolu'da olacakü. Hol-
landa benzeri bir dunım. Hollandada
bugün gercek başkent Lahey (E>en
Haag) şehndir. Eski başkent Amster-
dam ise bir çeşit "tören merkezi"dir.
Kralıçe, yılda bir defa Amsterdam'da
kordiplomatiğı kabul eder ve hepsı
onunla bıter. Bızım halife de İstanbul'-
da kalıp bayramdan bayrama sarayda
bir kabul törenı düzenleyecek; hükümet
ise Anadolu'dakı başkentte oturacak ve
ülkeyi oradan yönetecekü
Bu kararname milletvekillen içın
adeta bir sürpriz oldu. Meclıs'te tepkn-
le karşılandı. Milletvekilleri hukümeu
dınlemeye bıle yanaşmıyor ve İstanbul'-
un terk edilmesı lafını dahi duymak ıste-
miyorlardı. Hemen "ret, ret" seslen
yükseldı. Ve başkent karamamesi 26'ya
karşı 71 oyla reddedıldi Hükümet,
Meclıs'te yenilgıye uğradı ve kazandığı
bu tecrübeyle bir daha başkent işıni ta
Ekım 1923 tanhine- kadar tekrar Mec-
lis'e geürmedi.
Bırinci Meclıs, başkentin değıştinl-
mesme hıç haar değildi Mılletvekılle-
rinin önemh bır bölümü, önce zafer ka-
zanılsın, sonra başkent ışi ele alınsın dı-
yordu. Bir bölüm mılletvekılı ise halife-
ye yürekten bağhydı. Onlara göre İstan-
bul sonsuza kadar Osmanlı saltanatının
ve tslam halifehğinirf merkea olarak
kalrrtalıydı. Başkent değiştirme ka-
rannı, 1923 yaanda seçilen ıkinci meclıs
verecekti. 1921 Anayasamızda başkent
adı yer almadı. Zaten pek kısa olan bu
anayasayı haarlayanlar ne başkent
13Ekİm1923'de 23 Nisan 192QMe Birinci Türkiye Büyük Millet Mecüsi'nin açıhşıyla birliktc. Ankara Hukümeti de başkenti İstanbuT-
dan Anadohı'ya taşımaya karar vermişti. Hem de geçici değil. kalıcı bir biçimde....Artık "Türkiye Devİetfnin makarr-ı
idaresi Ankara şehridir" İşte bozkınn ortasındaki kentten aydınlanma tüm ülkeye yayılır..(OZAN SAĞDIÇ'ın arşivinden.)
İstanbul'dur dıyebıldiler. ne de bır baş-
ka başkent gösterebildiler; çaresiz ko-
nuyu sessız geçıştırdıler.
Başkent sorunu 1920-23 yıllannda
durmadan ahınleri kurcalar. Atatürk,
zaman zaman sorularla karşılaşır. 1921
yılında Amerikalı gazetecı Clarence K.
Streit'e. "Saltanat ve halifelik İstanbuT-
da kalacaksa da mittihükümetin merkezi
Anadolu'da olacak" der Avnı yıl
Fransız gazetecı Berthe George-GauBs'-
ın bir sorusunu da Atatürk. "Siyasi baş-
kentimiz Anadolu'nun ortasında kala-
cak" dıye cevaplandınr.
Atatürk, 16 Ocak 1923 günü tzmit'te
gazetecilere şunlan söylen
"Devlet merkezini secerken iki nok-
tayı göz önünde tutmak icabeder. Biri,
her türlü tecavüze karşı verinden kıpır-
damayacak, kuvvet >e sükunetini mu-
hafaza edecek bir yer olmalı...
İkincisi, hükümet merkezi öyle bir yer-
başkentinın neresı olacağını resmen be-
lirleme zamanı gelmışü. Atatürk, Nu-
tuk'ta. "Bütün düşünceler. yeni Turki-
ye'nin başkentinin Anadolu'da >e Anka-
ra'da ve Ankara kenti olması gerektiğin-
de toplanıyordu"der ve ekler "Dışişferi
Bakanı İsmet Paşa, 9 F.kim 1923 günü
bir maddelik yasa tasarısuıı Meclis'e
önerdi."
Tasan ve tepkiler '
Ismet Paşa (İnönü) ve 13 arkadaşının
Meclis'e sunduklan bır maddelik yasa
tasansı şuydu:
"Türkiye Devİeti'nin makarr-ı idaresi
(başkenti) Ankara şehridir."
Tasanda. taht sözcüğünü hatırlatan
payitaht adı kullanılmıyor ve bunun ye-
rine makarr-ı idare (yani başkent) deni-
yor. Tasannın gerekçesinde. İstanbul'-
un halifelik merkezi olarak kalacağı
söyleniyor ve "Yeni Türkije'nin başken-
Zeki Be\'e cevap verdı. "tğbirar keli-
mesini reddeder ve protesto ederim" dedı
ve şunlan ekledı:
"Ankara'yı Türkiye Devleti'nin baş-
kenti olarak olaylar ve dunımlar belir-
lemiştir... Bu yasa bu gercek durumun
şaptanmasından başka bir şey değildir...
İstanbul, evet bir payitaht idi. Ama payi-
taht maalesef Anadoiu'yu \e Rumeli'yi
kurtaramadı... Bizim Anadolu'da bulun-
mamız -bugün için bir takım u>garlık ge-
reksinmeleri >e bayındırhk yetersizliğin-
den dolayı sıkıntı çeksek bile- Ankara'-
dan hukümeti yönetmemiz herhalde dev-
let ve millet bakunından hayırlıdır. Biz
Ankara'nın yazın tozuna, kışın çamuru-
na katlanmalıyız ki. Anadolu'nun bütün
ihtiyaçlannı anlayabilelim ve ona göre
derdine dava olalım" dedı.
Ötekı konuşmacılar da Ankara'nın
başkent olmasını ıçeren tasanyı savun-
dular Aynı oturumda Ankara'nın baş-
M,ustafa Kemal, 16 Ocak 1923günü Izmit'te
gazetecilereşöyle der. "Devlet merkezi her türlü tecavüze karşıyerinden
kıpırdamayacak, kuvvet ve sükunetini muhafaza edecek bir yer
olmalı. Ayrıca, hükümet merkeziöyle biryerde
olmalı ki, hükümet nazarını memleketin bütün muhitlerine müsavi
olarak atfedebilsin."
de olmalı ki, hükümet, nazannı memle-
ketin bütün muhitlerine müsavi surette
atfedebilsin.
Herhalde birçok sebepter, hükümet
merkezinin Ankara-Kayseri-Sıvas mü-
seUesi (üçgeni) içinde bir noktada ol-
masını icap ettiriyor. Bu müsellesin bir
re'sinde (ucunda) bulunan Ankara, peka-
la devlet merkezi olabilir; esasen hadisat
orasını merkez yapmıştır."
Son işgal askeri degidince
Atatürk, karannı vermiş görünuyor-
du. Ama, başkent ışinin resmen ele alı-
nması ıçın daha on ay beklendi Türk
hükümeü, başkenti değiştirmek ıçın de
cumhuriyetın ilanı ıçın de vatan toprak-
lannın tamamen düşmandan temîzlen-
mesinı bekledı. Sonunda 2 Ekim 1923
günü yabancı işgal askerlerinin son
kalınülan da Türk topraklannı boşalüp
gutiler. Artık yeni Türkiye Devleü'nin
tinin Anadolu'da ve Ankara şehrinde se-
çilmesi gerektiği" •vurgulanıyor. Bunu
gereküren önemli nedenlere de kısaca
değıniliyor Yurdun güç ve gelişme kav -
naklannı Anadolu'nun ortasında kur-
mak, iç ve dış güvenlık, coğrafi dunım
ve sü^teji, denıvor. O tanhte Halifelik
henüz kaldınlmamış olduğu için İstan-
bul şehrimn halifelik merkezı olarak ka-
lacağı tasannın gerekçesinde belırtilı-
yor. Ama tasan metnınde Halifelik adı
hiç geçmıyordu.
Yasa tasansı komisyonlardan ça-
bucak geçü. 13 Ekım 1923 günü
TBMM Genel Kurulu'na geldı. Tasan-
ya yalnız Gümüşhane Mebusu Zeki
Bey karşı çıktı "Baylar, Akdeniz ve Ka-
radeniz'in kavşak yerinde, dünyanın göz-
lerini kamaştıran gü/ellikteki o za>allı
İstanbul'a kızgınlığınız, kırgınhğınız (iğ-
birarmız) nedir?'" dıye haykırdı
Gelıbolu Mebusu CeJal Nuri (İlen)
kent olması karan Meclis'ten geçü. Ka-
rann sadeleşürilmiş metni şudur
Karar No: 27
"Ankara şehrinin Türkiye Devleti'nin
başkenti olmasına ilişkin Vlalatya Mil-
lervekili İsmet Paşa Hazretleri'ni'n 2/188
sayılı yasa önerisi üzerine Anayasa Ko-
misyonu'nca düzenlenen 10.X.1923 ta-
rihfi mazbata. (TBMM'nin) 13.X.1923
tarihli oruzbeşinci bileşiminin ikinci oru-
mmunda okunarak olduğu gibi kabul
edihniş ve Ankara şehrinin Türkiye Dev-
İeti'nin başkenti olması büyuk çoğunluk-
la kararlaştırdmıştır."
Değiştirilemez madde
İşte bu kararladır kı Ankara resmen
Türkiye'nın başkenti olmuştur. Karar,
daha sonra anayasalanmıza geçınlıp
perçinlenecektı Halıfeliğın kaldın-
İmasından üç hafta sonra kabul edılen
1924 anayasamızın 2. maddesı şöyle ka-
leme alınmıştr "Türkiye Devleti'nin dini
din-i İslamdîr: resmi dîli Türkçedir; ma-
kam (başkenti) Ankara şehridir."
Bu madde 1937 yıhnda şöyle oldu:
"Türkiye Devlefi. cumhuriyetçi, milli-
yetçi, halkçı. devletçi, laik ve inkı-
lapçıdır. Vlakam Ankara şehridir."
Başkent Ankara. 1945 Anavasamızda
yıne 2. maddede; 1961 ve 1982 tanhli
anayasalanmızınıse3.maddelerindeyer
aldı Anayasamızın değişmez. değıştinl-
mesı teklıf bile edılemez bır maddesıdır
Basında polerrrik
Ankara'nın başkent oluşu. Ankara'-
da bavram sevıncıyle karşılandı. Anka-
ralılar üç gun üç gece şenük yaptılar.
İstanbul'da ise başkentlik taanın An-
kara'ya kaptınlması uzüntüyle karşı-
landı. Bazı istanbul gazeteleri üzüntule-
nni açıkça dile getırdıler. Özellikle Ta-
nın gazetesinde Hüsevin Cahit (Yalçın),
başkentin Ankara'ya kayduılmasını
sert bıçımde eleşürdı. Ankara'da otura-
cak hukumeun dünyadan bır Çın Seddi
ıle a>nlmış olacağını ilen sürdu. "Mer-
kez-i hükümetin Ankara'ya çekilmesin-
de en çok korktuğtımuz şey devlet adam-
larımızın tamamıyla suni. adeta dünya-
dan Seddi Çin ile aynlmış bir muhit fikri
ve ruhu dahilinde mahpus kalmaları ihti-
malidir!"dı\e>azdı.
Ankara'nın ünlü Hakimiyeti Mılliye
gazetesı bu yazılara ıkı başyazıyla cevap
verdı. "Huseyin Cahit Bey'i temin ederiz
ki, Ankara'nın merkez-i hükümet itti-
hazının en buyuk amili, bahsettiği o Sed-
di Çin'i yıkmaktır! Çinliler. mahut setie-
rini Yecüç ve Mecüç kavmine karşı
'yapmışlardı! Anadolu'yu, Anadolu ahali-
sini. Seddi Çin ile bütün alemden. medeni
dünyanın bütün füyuzatından (fevizlerin-
den). şimdiye kadar ay ıran amil istanbul
hükümetleri olmuştur... Bu kerre hükü-
met merkezinin Anadolu'nun göbeğine
intikali, Seddi Çin'i kırarak Anadolu'yu,
Anadolu ahalisini hükümet vasıtasıyla.
doğrudan doğnıya bütün medeni alemle
temasa getirmek, beşeriyet aleminin
müşterek mesai ile husule getirmiş oldu-
ğu bütün feyizlerden, bütün nimeüerden
behredar etmek emeline matuftur..."
Başkent konusunda Ankara ve ts-
tanbul gazeteleri arasındakı polemik bir
süre daha sürüp gjttikten sonra yaüştı..
YARIN:Düvel-i Huazza-
ma'nın son
ANKARA ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Cumhurbaşkanı Konserde
Konser mevsimineCarmina Burana ile başlamakçok
hoş. Carl OrfFun müziğiyle koroya katılarakşarkı söyle-
mek istiyor insan. O görkemli ses mozaiğine özünden
bir soluk katmak özlemini duyuyor.
Selam güzeller güzeli
Selam kızlann gururu,
Selam dünyanın ışığı,
Selam dünyanın gülü
diye dünyayı selamlamak istiyor, yitik sevgililere ses-
lenmek istiyor.
önümde Cumhurbaşkanı Demirel ve eşi oturuyor, ya-
nında Kültur Bakanı Flkri Sağlar ve eşi. Sayın Demirel'-
in konsere gelmesı değışık yorumlara uğradı müzikse-
verler arasında. Şaşıranlar var, sevinenler, umutlanan-
lar, bu gelişten somut sonuçlar bekleyenler. Bir devlet
büyüğünün sanatolaylarına ilgi göstermesi elbet güzel
bır olay. Sahnedekileri yüreklendirır Sahneyle salon
arasında başlayan diyalog olumlu ürünler verebilir. ör-
neğın, CSO salonu sorunu yeniden gündeme gelebilir.
Daha once yaşanan düş kırıklığı nedeniyle hayal kur-
maktan korkanlar var, ama ben lyimserliğimi koruyo-
rum Sayın Demirel, Cumhurbaşkanlığı adını taşıyan bir
orkestrayı ilk kez Carmina Burana gıbı genış kadrolu bir
yapıtladinliyor. Kültür Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu
sahneye sığmıyor. Çocuk Korosu'nun küçük üyeleri de
Demireller'in dizlerinde şarkı söylüyor o akşam. Konser
salonda mı, hamamda mı, karar vermek güç! Çağdaş bir
başkente haylı ters düşen bu ilkellık Sayın Demirel'in de
gözüne ve kulağına çarpmış olacak. Turgut özal'ın
cumhurbaşkanlığı doneminde gerçekleşemeyen proje-
nin bir an önce uygulanması için Sayın Demirel'in ge-
rekli uyarılarını umut ediyorum ben. Biryılan öyküsünün
noktalanmasına oncüluk etmesını.
Konser sonunda izlenimlerini sordum Cumhurbaş-
kanı'na
- Gerçekten onur verici bir olay, dedi.
Carl Ortf'un müziği, Gürer Aykal'ın yönettiği orkestra,
solistler, devlet korosu, çocuk korosuyla gerçekten
onurlanan bır devlet adamı var karşımda. Gözleri parlı-
yor, sesi gülüyor.
Ben de dayanamadım.
- Siyasal orkestralar da aynı şeyı yapabilseler, dedim.
Araya başkaları girdi, sözlerimin yanıtını alamadım.
Oysa merak ediyorum. Siyasal sahnenın önde gelen ki-
şilerinden biri Sayın Demirel. Uzun yıllar Adalet Partisi
orkestrasını yönettı. Sonra orkestradan ayrılanlar oldu.
12 Martlar, 12 Eylüller yaşandı Sürgünler, politikaya ye-
niden dönüş, sonra DYP orkestrası, alanlar, mitingler,
yengı, ama orkestrayı yönetmekten vazgeçtı, Çankaya1
-
ya çıktı Sayın Demirel. Orkestra da, devlet yaşamında
belli eğilimden, birikimden yoksun kişilere kaldı. Çok-
seslilik bir yana tekseslilik eğilımi güçleniyor DYP or-
kestrasında! Doğrusu ötekı orkestralarda da benzer
durumlar var. Dahası, bir kavram kargaşası! Çokseslili-
ği çokbaşlılığa dönüştürmek eğilımi boyveriyori Solistlik
tutkusu ağır basıyor. Notayı unutanlar var, sesının rüz-
gârıylakanatlananlarvar. Elbet kanatlan çabukkmlıyor.
• • •
Carmina Burana'ya dönüyorum yeniden. izleyicılerin
alkışları da yansıttı gerçeği. Orkestra da iyi çalışmış, so-
listler de . Kimi çalgısına bir an dokunuyor, ama bir an-
lık tını başka birer renk katıyor orkestraya. Solistler de
öyle, hepsi genç sanatçılar, sahnede uzun deneyleri
yok. örneğin, Eralp Kryıa'nın yüzünde, ellerinde bir
oturmamışlık var. Sevgiyle yapıyorum bu eleştiriyi, çün-
kü bu genç sanatçıyı çok beğeniyorum, opera sahnesin-
de gözden kaçan bir ayrıntı konserde guzel olmuyor.
Yüz çizgilerine, ellerıne, oturuşuna daha çok özen gös-
termesi gerekiyor. Eralp Kıyıcı iyi bir bariton. Bir süre
sonra konser sahnesıne de ne güzel yaraşacak kimbilir!
Soprano Nurdan özer, tenor Haser Tek'i de umutla din-
ledim doğrusu Şan dalında güzel açan çiçekler diye
selamladım. Ama hiçbir dalda bir başına açmıyor, ye-
şermiyor çiçekler. Devlet korosunun coşkuyla alkışlan-
masının nedeni de bu değıl mı? İnsan sesinin tüm renk-
leri, dalgaları var, ama şaşılası bir uyum, birlikteiik
içinde... Çocuk korosu da öyle. Küçük şarkıcılar, gözleri
Gürer Aykal'da, gülümseyerek şarkı söylüyor, taze bir
soluk katıyorlar öyle oluşuyor görkemli ses mozaiği.
Cumhurbaşkanı'nın deyişiyle "insana onur veren olay "
öyleyaşanıyor...
Siyasal orkestralardan da onur duyacağımız günler
gelecek elbet Toplumdaki beklentiye ters düşemez po-
litikacılar. Dışandan gazeller. arabesk şarkılar, solistlik
tutkusu aşılacak; değışik sesler. değışik renkler arasın-
da görkemli mozaik oluşacak bır gün. Tum politikacıla-
rın arada bir CSO salonuna gelmelerini diliyorum.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Suda çözünebılen bır
proteın türü. 2/ Dinsel
konuşma. Tarikatlarda
şeyhlik makamı. 3/ Paro-
la... Eskiden şaıri bılın-
me>en şıırlenn altına
yaalan sözcuk. 4/ Taşa
ya da duvara delik açmak
için kullanılan uzun, ağır 6
ve bir ucu sıvri derrur. 5/ -,
Eski dılde taht.. Polonya
halkından olan kimse 6/ 8
Bir sanat yapıünda işle- g
nen konu.. Lantan ele-
mentının simgesı... Bır nota
bk
1 2 3 4 5 6 7 8 9
7/
Gemılenn bakım ve onanmı ıçın
kullanılan havuz... Meyve ve seb-
zelerin suyunu ya da yağını sıka-
rak çıkarmaya yarayan aygıt 8/
Ruh... Sürekli olarak. 9/ Hınsti-
yanlıkta kilise tarafından verilen
"cemaatten kovma" cezası... Ko-
ca.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Herhangi bir nedenle armağan
kabul edenın. vermek zorunda ol-
duğu karşılık... Uzakhk ışaretı. 2/ Mikroskop camı... Son dö-
nem Osmanlı ordusunda, askerlik görevını bitirdikten sonra
yedeğe aynlan er. 3/ Baryumun sımgesi... Geniş kollu sabahlık.
4/ Topraktan yapılmış, kulpsuz ve küçük çömlek. 5/ Eski dılde
bal... Bır nota. 6/ Bır dokuma maddesi.. Bir avuç dolusu. 7/
Deri alünda oluşan sınırlı, yuvarlak ve ele gelebılen lezyon... 8/
Stronsıyumelementininsimgesi... Mantık.9/Çanakkaleilinde
birbaraj.
Ansiklopedilerinizveromanlarınız
yerinizdenalınır.
TEL: 5540804
HUKUKSUZ DEMOKRASI
HalitÇelenk
3bası3O0OO(KDVıçinde)
Çağdof Ya\ ınlan Türkncağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
ödemeG göoderflmez