03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet; Sahibi- Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Bcria N»di tstanbul Haberleri: Şeaay Kaikan, Dış Haberler: Ergua B»ta, lş-Ekonomi: Ş i k ı u Ketead, Yun Basan ve Yayarv Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecüik TA.Ş. TOrkocağı Cad. Genel Yayın Yönetmenr özgen Acar • Genel Yayın Koordmatörü: Hikmet Çetinkay* Haberleri: Mehmel Saraç, Kültür Cetol Üster, Malcaleler: S«mi lUraören, Spor: AMülkadir 39/41 Cağalçğlu 34334 İst. PK: 246 lstanbuJ. Tel: 512 05 05 (20 hat) Teta; Yaa Işleri Müdürlerr Füsun Öıbilgen (Sorumlu). Cetal Başlanpç (Haber) • Görsel Y«ceta»n, DUzeltme: Abdollah Ymzıa • Muessese Müdür V.: Erol Erkat • Koordinatör: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • BOrolar Aakan: Z. Gökalp BIv. Inkılap S. No: Yönetmen- AU Acw • Düzenleme: Mustıfa Sa£lanwt • Ankara Temsilcısr. Oineyt \hmet Korolsan • Muhasebe. Balent V»«r • ldare: Hnwjia Gurer • Işteme: ÖKler ÇeHk • •" " --•"••"•" Arcarttrek, Haber Müdürlerı: Musttfa Balbay, l?ık Kaıısn, tzmır Temsücı V: Sertar Kıak, Bilgi-lşlem: NaU tul Bilgısayar Sıstern: M«riive( Çikr • Personel: Sevjl BosUBOOflu Adana Temsılcısı: Çetln Yi*e»otlo • Reklam. Reh» Işıtman 9 Dış tlişkiter: Hiily» Akyol , ,., -_j 60 72 19/4, Tel: 433 11 41-47, Tetec: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • ümln H. Ziya Brv. 1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, 1elex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adaaa: lnönü Cd. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Tetau 62155, Fax: f71) 19 25 78 TAKVIM- 4 AĞUSTOS 1992 Imsak: 4.10 5.55 Öğle: 13.15 tkındi: 17.08 Akşam: 20.25 Yatsı: 22.00 Mitolojik güzellik yarısması • ANKÂRA/BALIKEStR (ANKA)-EskıYunan mitolojisinde Athena ile Afrodit arasında çekışmeye sahne olan ilk güzellik yanşmasının anısına Bayramiç'tedüzenlenen güzellik yanşmalannın 10'uncusu, 9 ağustos pazar günü yapılacak. GüzeÜik yanşmasına 15-22 yaş arasındaki adaylar kaülacak. Yanşmanın sonunda mitolojik tannçalann seçilmek üzere 1da dağına gönderilmeleri temsili bır şekılde canlandınlacak. Bu törende tda dağı ormanlan arasından çıkan mitolojik karakter "Çoban Paris" yanşma birincisineödülü altın elmayı verecek. Akdeniz, can çekişiyor • ADANA (AA) - Temiz bir Akdeniz yaratmak için, özellikle İcıyı şeridindeyoğun nüfusa sahip yerleşim birimlerinde sanayi ve evsel atıklan antma sısteminden geçirmek. gemileri denetlemek ve gereğinden çok tanmsal gübre ile kimyasal ılaç kullanımını önlcmek gereküği bildirildi. Konuyla ilgili olarak yapılan bir araşürmada, daha güvenli bir Akdeniz için yapılması gereken çahşmalar, kirlenmenin boyutu ve insan sağbğına etkisi incelendi. Akdeniz'e luyısı bulunan ülkelerin toplam nüfusunun 350 milyonun üzerinde olduğu ve bunun önemli bir bölümünün de kıyı şendinde yaşadığırun kaydedildiği araşürmada, turizm sezonunda bu sayının 250 milyona kadar çıkügı, bu nedenlede konunun tüm dünyayı ilgilendirdiği ifade edıldi. Çocuğunuz ateşlenipse • İZMİR(AA)- Çocuklarda göriilen ani ve yüksek ateşın, ıltihaplı bir hastahgın habercisi olabıleceğı bıldinlerek, ateşlenen çocuğa, çok su kaybedecegi için sık sık su verilmesi önerildi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan Anabilim Dah öğretim üyesi Prof. Dr. Güngör Nişli, bünyeye çeşitli yollarla giren mikroplara karşı organizmanın gösterdiği direnç nedeniyle ortaya çıkan yüksek ateşin, önlem ahnmadığı takdirde ohımsuz sonuçlara yol açabileceğini belirtti. Prof. Nişli, konuyla ilgili olarak şunlan söyledi: "Çocuklarda meydana gelen ani vc yüksek ateş, başta iltihaplı hastalıklar olmak üzere birçok nedenden kaynaklanabılir." Fransıdar şikâyetçi • ATİNA (AA) - Fransa'da yapılan bir kamuoyu araştırmasının sonuçlan, halkın büyük çoğunluğunun ülke yönetiminden memnun olmadığıru ortaya koydu. Sonuçlara göre ankete katılanlann yüzde 76'sı yöneümden memnun olmadığmı belirtirken, "az memnun olanlann" oranı ise yüzde 17 olarak belirlendi. Kamuoyu araşürmasınm en ılgjnç sonuçlanndan biri de ülkenin yönetiminden memnun olduğunu belirtenlerin oranının yüzde biri geçmemesi oldu. Kamuoyu araşürması, Cumhurbaşkanı François Mitterrand ve Başbakan Pierre Beregovoy'un popülerliklerini yitirdiklerini degösterdi. Kahve Yemen'den (mî) gelîr? AÜ TEVFİK BERBER Bir yudum kahvenin kırkyıl hatın var demiş, ardından da eklemişiz: "Gönül sohbet ister kahve bahane". Bir de türkü tu- turmuşuz ki coşup göbek atı- yoruz: "Kahve Yemeeen'den geliiir, amaaan yarim" Kahvenin hatın belki kırk yıl ama, kahve neredeyse 400 yıldır hatın sayıhr bir içecek. tkincisi; sohbetlerin içeceği kahvenin ye- rini şımdilerde nescafe abyor gibi. Uçüncüsü kahve Yemen'- den değil çoğunlukla Latin Amerika'dan geliyor; Yemen sadece kahvenin doğum yeri. Bazı kaynaklar Yemen'e de kahvenin l.ö 575-850 yıllan arasında Etiyopya'dan geldiğinı ileri sürer. Kahvenin klşifinin Moka'da Şaili Tarikatı'nın bir dervişi ol- duğu söylenir. Tekkesinden ko- vulan derviş cezalandınlmak ıçın çölde kuş uçmaz kervan geçmez bir yere sürülür. Açlıktan bitkjn düşen derviş bulunduğu vahayı tamamen kaplayan ağaç tane- lerini kaynaüp içerek 3 gün bu bıtkinin suyuyla yaşar. Derken aynı tarikat üyesi iki arkadaşı kendisine yardım için yanına gelir ve ne olduğunu bilrnedik- leri içecekle tam 8 gün geçirir- ler. Mucize ya, dervişin yanına gelen tarikat üyelerinin uyuz kaşıntılan bu süre içinde yok olmuştur. Olaylar çevrede du- yulur duyulmaz "her derde deva" kahve ınsanlığın karşısı- na kutsal bir içecek olup çıkar. Kısa bir süre içinde Suriye, Mısır ve İran'a 16. yüzyıhn or- talannda da Istanbul'a kadar yayıhr. Anadolu üzerinden Av- rupa ve Asya'ya uzanan kahve arük tüm dünyada bilinen ve beğenilen bir ıçecektir. Kahve mi neskahve mi? Çok değil daha on yıl önce- sinde hemen hemen her evin vazgeçilmez araçlan arasında san pirinçten kahve değir- menleri bulunurdu. Kahve taneleri bu değirmenlerde elle çevrilerek tath bir hınltıyla toz haJine dönüştürülür, ardı- ndan kaynatıhp zevkle yu- dumlanırdı. Günümüzde kahve değimıenleri arük an- tikalığa aday. Kahve ise yine klas, yine revaçta ama, arük alanında tek değil. Çünkü, tortusuz, kolay hazırlanabi- len nescafeler kahve tüketi- mindeki payını gıderek arttın- yor. Nescafenin bu hızh yayılış ister istemez akJa 'kah- venin yerini nescafe mi alı- yor?' sorusunu getiriyor. Gerçekten önüne "Türk" sı- faü koyarak turizmin hiz- metine sunduğumuz, sohbet- lerin "kırk yıllık haün" kahve akşkanhktan geleneksellığc mi itiliyor acaba? Kahve ithalaüyla ilgili veri- lere bakıldığında şimdilik kahvenin yerini nescafenin alması uzak bîr oİasılık. Hat- ta kahve ıthalaünda arüş var. 1983 yılı sonunda 3-4 bin ton olan kuru kahve ithalatı gü- nümüzde 7-8 bin tona yüksel- miş bulunuyor. Nescafe itha- laü ise resmi kayıtlarda 100 ton civannda görülse de bu rakamın çok daha fazla oldu- ğu belirtiliyor. Bu fazlalığı, ülkeye kaçak yollardan soku- lan nescafe miktan oluşturu- yor. Nescafe ithalatı yapan bir firma yetkilisi nescafenin özellikle işyerlerinde, ve ca^ felerde tercih edilen, sık içi- lebilen bir içecek konumunda olduğunu vurgulayarak, "Bu ardamda çaya rakip bence kahveye degil." diyor. Tortusuz, kolay hazuianabüen nescafeler kahve tâketimindeki payını giderek artınyor. Bu hızh yayılış akla şu sonıyu getiriyor. Kahvenin yerini nescafe mi alıyor ? Kahve ve cinsellik Kahve bu ilginç yayılım süreci içinde yarar- lannın yanı sıra, özellikle erkeklerde cinsel gücü azaîttığı yolunda tepkiler alır. ömeğin 1674'de Londralı kadınlar kahveye karşı başkaldınr. Zamanın yöneticilerine yazdıklan metinde şika- yetlerini şöyle dile getirirler: "Bir kahvehanede bu feci içkiyi yudumlama sonucu, oradan öyle bir geliyorlar ki, uzun bu- runlanndan başka nemti, mafsallanndan başka kasılmış ve kulaklanndan başka dıkilmiş bir şeyleri olmuyor. Siz güvenilir efendilerimizin il- gilerini artürarak bundan böyle altmış yaşından aşağı herkese kahve içmeyi sert ceza tehdidiyle yasaklamalan ve onun yerine bütün bu ütopya ülkesinde çeşitli biralann, yüreğe yarariı Ka- narya Adalan ve sağıkıa Malaga şaraplan, beli güçlendirici kaolar içilmesini salık verdirmeleri için önünüzde kendimizi alçaltarak yakannz." Tarih kitaplannda aynı gerekçelerle Mekkeli kadınlann da kadıya başvurduklan ve kahveyi geçicı bir süre yasaklaünayı başardıklan an- laülır.Kahve ve kahvehanelere ilişkin OsmanlT- da da yasaklamalara rastlanır. Ancak bunun nedeni kahvenin erkeklerde yaratüğı olumsuz etkisi değil, bıraz siyasi biraz dinidir. 111. Murat döneminde zamanın Şeyhülislamınm "Her ne kı fahim mertebesine varsa, yani kömür ola, sırf haramdır." fetvasıyla ilk kahve yasağı getirilir. Fetvava eöre kömür olan şeyin kaynaülıp ıçil- mesinın haram olduğu savunulur. Padişah bu- na onay vermez Hızla artan kahve ıçme aüş- kanlığı önlenemeyince çare fetvayı geri almak- ta bulunur. Bu kez fetva "Kahve kömür haddi- ne gelmez imiş, içmesi caiz imiş"e dönüşür. Kahvenin yararları 1670 yılında Fransız Jacobs Spon'un kaJeme aldığı "Kahve Kitabı" adh eserde kahvenin ya- rarlan şöyle sıralanır: "Her türlü sanayi iyileştirir, gazlan vucuttan atar, karaciğeri kuvvetlendirir, temizleyici has- sası ile vücudun su toplamasını teskin eder, uyu- za ve kan bozukluguna karşı son derece etkılı- dır. Kalbi sakinleştirir, naba düzeltir, mide agnlannı dindırir, iştahı açar, durgunluk, neşe- sizliic gibi her türlü zihni rahatsızhklan için de aynı derecede etkilidir. Kahveden tüten buhar göz nezlesini,kulak uğultulannı tedavi eder, ne- fes darlığına, bronşite, böbrek sancılanna ve bağırsak kurtlanna karşı da iyi gelir." Saro Havluciyan 100 yıl önce saatçiliğe başlanılan dükkânda nereye elini atsa geçmişle ilgili belge çıkanyor Cezvecilîkten saatçiliğe 115 yıllık serüven •Nasip Cezveciyan'ın kurduğu dükkânda gele- nek bozulmamış. Sadece Longines ve Rotary marka saatler satılıyor ve son kuşak Saro vitrini ni süsleyen saatlerin ço- ğunun artık Quartz elektronik sistem oldu- ğunu söylüyor. ERDAL YAZ1CI Kapı kolundan iç dekora, 'Viaor Patent' marka dev ka- sadan duvardaki antik saate, 'Longjnes' için verilmiş madal- yalara kadar asırltk bir zaman kesitinin izleri var Nasip K. Cezveciyan'ın kurduğu saatçi dükkânında... Sadece vitrinde- ki saatler ve müşterilerinde de- ğişikük olmuş. Ve bir de "işler eskisi gibi parlak değü"miş... Haliyle, saray ve çevresinin sa- atçiliğinden günümüze, "Lx>ngı- nes' saatlerinin 'mümessilüği'- nden bugünkü iş hayaüna ka- dar çok şey değişmiş. İlk yülar, saatler 'Nasip K. Cezveciyan' damgalı gelirmiş. Hatta istek üzerine padişahlann resimleri ve tuğralar kazınınruş saatle- re... Bir de "üzerlerine kuyum ve mücevherat eklenirse değer- lerine paha biçilmez"miş. 1800'lü yılların son çeyreğin- de Nasip K. Cezveciyan, iki or- tağıyla 'Omega, Vacheron, Longjnes'lerin mümessüligim alırlar. Sonralan ortaklar ay- nbrlar: "Pulcuyan, 'Vache- ron'u; Arapyan, 'Omega'yı; Cezveciyan da 'Longines'i alır- lar." Nasip K. Cezveciyan şim- diki 'Mahfazaalar' sokaktaki işyerinde saatçiliğe başlar. "Dükkanın Kapalıçarşı içinde kalması için 'Kıhçlar ve Mah- mutpaşa' kapılannı yapünr." 1800'lü yıllann son çeyreğinde Nasip Cezveciyan iki ortağıyla Omcga^V acheron ve LonginesJerin mümessilngini ahr. Dede Cezvedyan 19301u yıllarda dükkflnının önünde (Solda). Saatçi kuşağın en genci Saro. SaatçUik onlara kadar getaniş. "Bûyük dedem saatçiliğe başlamadan önce cezvecilik ya- parmış; soyadı da oradan ge- liyor..." Büyük dedesiyle ilgili anılan belleğinde tazeleyen Saro Hav- luciyan, 115 yıl önce saatçiliğe başlanılan dükkânda nereye elini atsa geçmişle ilgili birçok belge çıkanyor. Büyük dedesi- nin ve dayısının fotoğraflan, ilk yıllarda gazetelere venlmiş ilan- lar, madalyalar... "Dükkândaki iç dekor he- men hemen ilk yıllardaki gibi; aynalar. duvarlann ahşap kap- laması, \itrinin bir kısmı ve kapı kolu bile ilk yülardan kal- ma. Para kasaa -ki 3.500 kg. ağırlığında- benzeri Türkiye'de sadece bır bankada var: De- dem, iki çift öküzle Mahmutpa- şa'dan çektirerek getirüniş dük- kana..." "Saro, saatçi ailenin dördün- cü kuşağından..." Yardımalar- dan bir tanesı de anne Hilda Havluciyan... "Saatçi kuşağın en genci Sa- ro... Eşim ve ben üçüncü kuşak- tanız. Saatçilik kuşaktan ku- şağa gecerek bizlere kadar gel- di. Ağabeyim İsviçre'de küçük saatler üzerine tahsil görmüştü; 'saat mühendisi'ydi ve 'tez' ola- rak el işi harika bir saat yapmıştı. Kendisi yaşama göz- lerini yumduktan sonra işler bizlere kaldı..." Ve Hilda Havluciyan, ağa- beyi ile ilgili bir anıyı anlaüyor: "Avnıpa'da saatler üzerine tahsil gördüğü yıllar ufak bir kaza olur, ağabeyimin eli kanar ve arkadaşlannın şaşkın bakı- şlan arasında hocalan gelir, ga- yet soğukkanlılıkla 'Bır şey ol- maz, meslek içinize giriyor' der..." Nasip K. Cezveciyan'ın kur- duğu dükkânda gelenek bozul- mamış ve "sadece Longines ve Rotary marka saatler satüıyor'- 'muş. Ve 'son kuşak Saro", vitri- ni süsleyen saatlerin çoğunun "Quartz Elektronik Sistem" ol- duklannı belirtiyor... "Son yıllarda el işi yapımı veya mekanik yerine 'Quartz Elektronik Sistem' saatler ter- cih ediliyor. El işi saatler daha değerli, ama müşterilerimizin tercihi doğrultusunda ithaJ ya- pıyoruz. Dükkanımızda sadece Lon- gines ve Rotary saüyoruz. Saat- lerin fiyatlan üzerlerine kuyum ve mücevherat eklendikçe o denli yükseliyor." Ya müşterileri?.. Beş bin li- ralık "Capon saati" de aynı za- manı göstermez mi? "Gösterir göstermesine de onun değeri beş bindir, alün sa- atin değeri 20 milyondur... Yani büyük bir servet. Bu saati alan kimse ya servet edinmek için ahr ya da meraktan; yani hobisi vardır kıymetli saatle- re..." "Bu değerli saatlerin tamir- cileri de vardır elbet..." Ya asırlık saatlerin?.. Dükkanın bir kısmı da servis hizmeti için aynlmış ve başında Usta Turan Kurtuluş var... "Benim işim tamırciHk... Asırhk da olsa bizde, stoklan- mızda parçalanmız mevcuttur. Bulamazsak parçayı biz yapar, o saati çahşır hale sokanz." 'Berç' Ustayla ilgili bir ger- çeği de söylemeden geçemez Turan Usta: "Bizim çarşıda ustalann us- tası 'Berç' Usta'dır ki, İsviçre'- den gecmişte bir yıl 'Longines' fabrikası ona tamir için üç tane saat gönderdi ve onlan tamir edip sapasağlam gönderdi Av- rupa'ya..." Terzinin pantolonu... Berbe- rin sakah... Ya saatçinin?.. "Onun da saati olmazmış; et- rafına 'saat kaç' diye sorar- mış..." Tamirci Turan Usta'da olmadığı gibi!.. Ünlüler Aladağ'da trekking yapacak ANKARA (AA) - Turizm Bakanlığı tarafmdan ağus- tos ayında Toroslann Ala- dağlar kesiminde yapılacak olan trekkinge (doğa yürû- yüşü) her kesimden davetli- ler çağnldı. Turizm Bakanı Abdül- kadrr Ateş'ten alınan bilgi- ye göre Devlet Bakanı ve Başbakan Yardıması Erdal Inönün'nün eşi Sevinç lnö- nü ile birlikte kaülacağı ge- ziye, çok sayıda sporcu, sa- natcı, iş adamı da davet edildi. Davet edilenler arasında Judo şampiyonu Tennur Yerlisu, rallici Iskender Atakan, eski basketboku Efe Aydan, maratoncu Mehmet Yurdadön, milli lakım antrenörlerinden Sepp Piontek, sunucu Kor- han Abay, sanaçılar, Fikret Hakan, Türkan Şoray, Şe- ner Şen, Nur Sürer, Kadir tnanır, Hale Soygazi, Ka- yahan, Kemal Sunal, Izzet Alünmeşe, Zülfü Livaneli, Yonca Evcimik, Tank Akan, Perihan Savaş, Yılmaz Zafer, Tank Tar- can, Zuhal Olcay, Nükhet Dunı, Fatih Kısaparmak, manken Yasemin KoşaL Cem özer, Demet Akbağ, Mehmet Ali Erbil, yönet- menler Aüf Yümaz, Şerif Gören, ömer Kavur, Aziz Üstel, işadamlan Sakıp Sa- bana, Osman Kavala, İshak Alaton, Cem Boyner, Haldun Dormen, Deniz Türkali, antrenör Serpil Hamdi Tüzün ve Rutkay Aziz de bulunuyor. Trekkinge aynca AF- SAD ile Doğa Dostlan Derneği'nden temsilciler ile 20'si yabancı olmak üzere yaklaşık 50 gazeteci davet edildi. Bakan Ateş, Türk turiz- minin çeşiüendirilmesi ve dört mevsime yayılması konusunda her kesime gö- rev düştüğünü belirterek "Herkes üstüne düşen göre- üstlenecek. Turizmevı omuz verin"dedi. Yumurta azdapişse, zararlı çokda IZMtR (ANKA) - İyi pişmemiş ya da rafadan yu- murtanın beslenme ve sağlık açışından zararlı ol- duğu açıklandı. Hacettepe Üniversitesi Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Baysal, yurnur- tanın akında "avidin" denilen protein yapısında bir öğe bulunduğunu, bu- nun insan vücudunda B vi- taminlerinden biri olan bi- otinin işlevini engellediğini bildirdi. Baysal, "sofra sağbğı" ile ilgili araşürmasında, çiğ yumurta akının yenmesi halinde ciltte bozukluklar ve saç dökülmesi gibi belir- tilerin ortaya çıkabileceğini belirtti. Prof. Dr. Baysal, "Yumurta akı pişinlınce 'avidin'in, 'bioün'i engelle- yici etkisi ortadan kalkar" dedi. Yumurtanın çok hızh ve uzun süre kaynaülması ha- hnde proteinin yapısının bozuhnası sonucu kükür- tün açığa çıküğına işaret eden Baysal, böylece yu- murta sansının etrafmın yeşilimsi bir renk alacağını, bayat yumurtalarda bu du- rumun daha çok oluştuğu- nu, bu yüzden de yumur- tanın karannda kaynaüV ması gerektiğini ifade etti. Avrupa'mn üç katı ekıııek tüketiyoruz İZMİR (ANKA) - Avrupab'nın üç kaü ekmek tüketen Türk insanının günde 1.5 ekmek (500 gram) yediği açıklandı. Türkiye Ekmek Sanayi Işverenleri Sen- dikası (TESİS) Başkanı Mehmet Ali Yol- görmez, Anka'nın konuya ilişkin soru- lannı yanıtlarken şda uzmanlannın yapüğı araşürmaya göre Avrupa ölçüle- rinde günlük ekmek tüketim oranının er- keklerde 80 gram, kadınlarda ise 47.5 gram olduğunu açıkladı. Günde bir ekmek yiyen insanın gerek- ândiğı enerjinin üçte birini, prorteinin ise yansını ekmekten karşılayabildiğini kay- deden Yolgörmez, "Biz Türk insanı olarak günde 500 gram, bugünkü hesapla 1,5 ek- mek tüketiyoruz" dedi. Ekmek tüketımın- de Avnıpalı'yı üçe katladığjmızı bildiren Yolgörmez, son yıllarda daha modern sis- temlerin kullanılmasıyla ekmekçilik sek- törünün önemli gelişmeler kaydetüğini söyledi. Yolgörmez'e göre Türkiye'de gerek kubbeü fınn, gerekse ekmek fabrikası sayısında enflasyon yaşanırken ekmeğin sağlıklı pişmemesi ve halkın ihtiyacından fazla ekmek alma alışkanlığı kazanması nedeniyle yılda 50 milyar liranın üzerinde ekmek çöpe gidiyor. Öte yandan Ege Üniversitesi Mühendis- lik Fakültesi Gıda Mühendisliği bölümün- ce gerçekleşürilen bir araştırmada ise ek- meğin, küçüldükçe besin değerini yitirdiği saptandı. Kabuğunun besleyici değerinin ekmeği- ni içine göre daha az olduğunu kaydedilen araşürmada, "pişme esnasında B-l ve B-2 vitaminleri kayboluyor. Aynca ekmek, içine göre kabukta az su bulunduğundan bayatlama da hızlı olu- yor" denüdi. Ekmek bekletilmeti Aynca araşürmada, ekmeğin taze ola- rak tüketilmesinin sağlık açışından zararlı olduğu da beürtilerek, özetle şu önenlere yer verihyor: "Ekmek fınndan çıktıktan en az 3-5 saat sonra yenilmeli. Böylece hem daha az tü- ketilir hem de hazım bozukluklanrun önü- ne geçümiş olur. Hareket ve ış durumuna göre üç ekmek bıle tüketilmesı önemli de- ğil, ancak masa başında çalışan kişiler ekmek dihmlerini kesinlikle azalünalı." AL9Oelefondâ da heyecanlı, solul kesen oyunlar oynayabilirsintz! 900 900 671 YILDIZ SAVAŞÇISI TRON'A YARCHMCIOLUN NTRONİK 900 900 672 VAMPİR AVCISI SEVGİÜNlZ KONT DRAKULA'NIN Türkiye'nin her yerinden servislerimiıın 1 dakikosı 5833 TL'dır. Ortaloma servis süresi 3-4 dokikodır. Alo Bilgi P.K. 16 Tarabyo/lst.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle