Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4AĞUSTOS1992SALJ,
16 HABERLERİN DEVAMI
I
BURASITÜRKİYE
HALUKŞAHİN
Bush Niçin Kaybediyor?
Işe bakın siz: Amerikan başkentinde yılın sorusu "Geor-
ge Bush seçimi nasıl kazanır?"
Oysa daha birkaç ay öncesine kadar bu sorunun, "Geor-
9e Bush seçimi nasıl kaybeder?" olacağı sanılıyordu.
AtJa araba yer değiştirdi: Yılın başında Bush'un seçimi
kaybetmesi ne kadar zor görünüyor idiyse, şimdi de ka-
zanması o kadar zor görünüyor.
Son üç hafta içinde konuştuğum Amerikalıların büyük
çoğunlugu Bush'tan umudu kesmiş. Kamuoyu yoklamala-
rı da bu kanının ABD'nin pek çok yerinde payJaşıldığını
gösteriyor. Yönelimler böyle giderse Demokrat Cill Clirv
ton, kasım ayının başındaki seçimi kazanacak.
Başta Ankara olmak üzere pek çok başkent, kurum ve
kişinin kendisini böyle bir olasılığa ciddi olarak hazırlama-
sında yarar var.
• • •
Peki, Bush'u Beyaz Saray'dan söküp atacağa benzeyen
bu rüzgârlar değişemez mi?
Elbette değişebilir. Siyasette, bırakın üç ayı, üç gün bile
önemli bir süredir. Amerikan tarihinde de son birkaç gün-
de yön değiştirmiş seçimler vardır. Ama kimse bunlara
bel bağlamasın. Şu anda hemen tüm kozlar Clinton'ın elirv
de bulunuyor. Körfez Savaşı'nın mağrur "başkomutan"ı
Bush ise acemi bir kovboy gibi pot üstüne pot kırıyor.
Rakibinin elindeki en önemli koz, kuşkusuz ekonominin
durumu. ABD ekonomisi son dört yıldır içinde bulunduğu
durgunluktan bir türlü kurtulamıyor. Ekonomik gösterge-
ler, Amerikan ekonomisinin 1945'ten bu yana en başansız
dönemini yasadığını ortaya koyuyor.
Işsizlik artıyor. Halk gelecek konusunda iyi şeyler söyle-
miyor. Bu psikolojinin faturası kime çıkacak? Elbette, 12
yıldtr iktidarda bulunan ve zengini daha zengin etmekten
başka bir ekonomik politikası bulunmadığı anlaşılan Cum-
huriyetçilere.
Ünlü tarihçi Henry Steele Commager "Amerikan Zihni-
yeti" adiı eserinde, Amerikan halkının refaha alışmış oldu-
ğunu ve "refahtan uzak düşmeyi doğaya karşı bir hakaret
saydığım" yazmıştı. Oyle anlaşılıyor ki, Amerikan orta sı-
nıfı son yıllarda refah hedefinden uzaklaşmasını dO&u&P
doğruya kendisine hakaret sayıyor.
Şu anda üniversiteyi bitiren kuşağın, ana-babalarının
refah düzeyini yakalamakta güclük çekecek ilk kuşak oldu-
ğu söyleniyor. Her şeyin maddi ölçülere vurulduğu bir ülke
için içe sindirilmesi zor bir durum bu.
Bush'un kurulu düzende önemli bir değişiklik yapmaya
niyeti yok. Hiç olmadı. Bir şeyler yapsa bile, uzmanlar "Ar-
tık çok geç, etkileri seçime kadar görülmez" diyorlar.
O zaman gözler, Bush'un uzmanlık alanı olduğu söyle-
nen dış politikaya çevriliyor. Orada kısa zamanda büyük
işler başarılamaz mı? Belki, ama Cumhuriyetçiler için "ko-
münist tehdidi" olmadan dış politika yapmak çok zor.
Ya başka yerler?.. Bush son dakikada şapkadan bir tav-
şan (örneğin bir Saddam kellesi) çıkaramaz mı?
Yanıt burada da olumsuz. Bu alanda da Bush'un çok geç
kaldığı söyleniyor. Konuştuğum deneyimli bir gazeteci,
"Amerikan halkı bu numarayı yutmaz. Bush'un oy al-
mak için kan akıttığı sonucuna varırsa çok fena yapar"
diyor.
Zaten şu dönemde Amerikalının aklında dış dünya de-
ğil, ülkesinin ve cüzdanının içi var. Bush'un soguk savaş'
döneminden kalma deneyiminin artık bir işe yaramayaca-
ğını söyleyenlerede rastlanmakta. Clinton bunlardan biri.
Ekonomi ve dış politikada fazla manevra alanı bulunma-
yan Bush'un tek umudu olabilir: Rakibi Clinton'ın kişiligi.
Eminim, Bush ekibi Clinton'a uçkur altı bir yumruk indir-
mek için fırsat kollayacaktır. Ne var ki Clinton'ın kirli çama-
şırları ipe asılalı aylar oldu. Geride pek bir şey kalmışa
benzemtyor.
Ozette, Bush'un işi zor görünüyor.
• • •
Bush, Körfez Savaşı'nın ardından "yeni bir dünya düze-
ni" muştulamıştı. 21. yüzyıla eşiklik eden budüzenin lider-
liğini elbette Amerika yapacaktı. Başkan Bush o zamanlar,
arkasının, yani ülkesindeki desteğinin çok sağlam olduğu-
nu düşünüyor, siyasal geleceğine güvenle bakıyordu.
Ama yapılan değerlendırmelerin pek dogru olmadığı or-
taya çıktı. Soğuk savaşın sona ermesiyle askeri gücünün
önemi azalan ABD'nin, 21. yüzyılın büyük ekonomik yarışı-
na Avrjpa ve Japonya'nın çok önünde değil, yanında gire-
ceği anlaşıldı. Hem de ciddi handikaplarla...
Moraller bozuldu. Antrenör değiştirme arzusunun ve
yaklaşan seçimlerin bir anlamı da budur.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Bin senelik mozaikler
4AĞUSTOS1932
Ayasofya'da temizlenmekte
olan mozaiklerin hangi
devirlere ait ve ne gibi eşkali
musavver olduklanna ve
temizlenme ameliyesininne
tarzda ifa edileceğine dair bir
muharririmizenvaki olan
suallerine cevaben Maarif
Vekili Esat Bey şu beyanatta
bulunmuştur:
'-Ayasofya'nın gerek esas
kubbesi, gerek etrafındaki
kemerleri ve pencereler arasında ve gerek şadırvanlardan
girilen kapının üstünde ve methal merdiven ve kubbeleri
ve pencereler arasında bir çok kıymetli mozaikler vardır.
Bunlar ûzerinde beliren eşkal ancak temizlendikten sonra
meydana çıkacaktır. Bugûn mozaikler hakkında henûz
malumat yoktur.Bu mozaiklerin ait olduğu devirler
mozaikleri temizlemekle meşgul olan Amerikah profesör
Vitmor'un ifadesi veçhile beş devre aittir. Birinci devir
Jııstinyen devndir. Bu devir Ayasofya'nın inşasına
mubaşeret tarihi olan 532 senesinden 565 senesine kadar
devam eder. Ikinci devir Ikonoklos devri olup 717-867
senesine kadar devam eder. Üçüncü devir Mekadonyal
yani Bazil ailesine ait hükümdarlann devridir ki 867
senesinden 1057 senesine kadar devam eder. Dördüncü
devir Kommen ailesine ait olup 1057-1204 senesine kadar
devam eder. Beşinci devir Paleolog ailesi devri olup
1261 -1453 senesine kadar devam eder. Bugün
temizlenmekte olan mozaikler üçüncü devre aittir. Bunlar
takriben bin küsur sene evvel yapılmışlardır. Yani
milattan bin sene sonraki zamanlara aittir. Temizlenme
ameliyesi çok dikkatle yapılmaktadır. Bugün meşgul
olduklan kısımlar daha bir kaç ay devam edebilir. Kubbe
ûzerinde ve bunun yanındaki kemerler arasında olanlann
bilahare temizlenip meydana çıkanlacağinı ve meydana
çıkan eşgale gelince bunun ancak ilmi bir tetkikten
gecirildikten sonra tayini kabil olabileceğini mütehassıs
beyan etmektedir.'
Grev uzuyor,
çöp kokuyorHaber Merkezi - Istanbul ve
Ankara Büyükşehir ve Trab-
zon Belediyesi'nde çalışan top-
lam 40 bin işçinin grevi sürer-
ken, Adana Anakent ve Yûre-
ğir belediyeleri ile ASKİ'de
toplu iş sözleşmesi bağıtlandı.
Izmir'de de son anda bir anlaş-
ma sağlanmazsa Konak Beledi-
yesi'nin 1250 işçisi bugünden
itibaren greve başlayacak. Gre-
vin devam etüği illerde cadde ve
sokaklarda binken çöp dağlan-
nın ilaçlama çalışmalan, 24 saat
arahksız sürdürülüyor.
Adana Anakent ve Yûreğir
belediyeleri ile ASKİ'de bağıt-
lanan toplu iş sözleşmesıyle
2300 işçinin maaşlanna yüzde
194 oranında brüt zam yapıldı.
1 mart 1992 tarihinden itiba-
ren geçerli olacak sözleşmeyle
maaşı net 985 bin lira olan işçi-
ler 2 milyon 904 bin lira alacak-
lar. tkinci yıl ise enflasyon artı
10 puan artış olacak.
Sözleşmenin imzalanmasın-
dan sonra Beledıye -tş Sendika-
sı yöneticileriyle birlikte basın
toplanüsı düzenleyen Anakent
Belediye Başkanı Selahattin
Çolak, hûkümetten yerel yöne-
timlere aynlan paylann arttınl-
masını istedi.
Istanbul'da belediye işçileri-
nin grevi nedeniyle toplanama-
yan çöplerin çevre ve halk sağlı-
ğına zarar vermemesi için yapı-
lan ilaçlama çahşmasırun yeter-
11 olmadı|ı hallerde çöp birikin-
ülennin toprakla kapatılması
önerildi. Grevin 5. gününde
yükselen çöp dağlannı ilaçla-
maya çıkan Istanbul Büyükşe-
hir Belediyesi'ne bağb Sağîık
Daire Başkanhğı ekipleri, bele-
diyeye ait motorize ekipler ara-
ahğıyla çöpleri her gün ilaçlı-
yor. Çöp yığmlan akşam saat-
lerinde ise vatandaşlar tarafın-
dan yakılıyor. Yakılan çöpler-
den havaya kanşan duman
nedeniyle yakma işlemi sırasın-
SSK'nın eli borçlunun
• Baştarafi 1. Sayfada
lanna. işçilerinin sigorta prim
borçlannı ödemeleri için son
kez uyan yazısı gönderdi. Ara-
lannda; TEK, TKİ, TTKİ,
Karayollan, TCDD Genel
Müdürleri ile Ankara, îstanbul
ve Izmir anakent belediye baş-
kanlannın da bulunduğu diğer
kamu kurumlanna gönderil-
mek üzere kaleme alınan uyan
yanlannın da yolda olduğu bil-
dirildi.
Cumhuriyet'in, SSK Genel
Müdürlüğü'nden aldığı bilgile-
re göre, işçilerinin sigorta prim-
lerini ödemeyen kamu ve özel
sektör yöneticilerini, bu borçla-
nndan kişisel olarak sorumlu
tutulmasını öngören genelge
yaşama geçirildi. SSK'nın, geç-
tiğimiz ay içinde yayımlanan ve
prim borçlannı ödemeyen ka-
mu ve özel sektör yöneticileri-
nin kişisel malvarlıklanna haciz
işlemi uygulanmasmı öngören
genelge uyannca, borçlu kamu
ve özel sektör kuruluşlannın
yöneticileri, borçlannı ödeme-
leri için son kez uyanlmaya baş-
landı.
SSK bu amaçla, sigorta mü-
dürlükleri aracüığıyla, ilk ola-
rak MKEK Genel Müdürü
Emin Gök, Personel Genel
SffiBaşkanı Doğan Taşdelen, Bele-
diye Hesap Işleri Müdürü Al-
tay Sönmezocak, Gölbaşı Bele-
diye Başkanı Erdal Eren ve
Evren Belediye Başkanı Mithat
Keskin'e uyan yazılannı gön-
derdi.
Ormancılar, Bilezdkçi
• Baştarafi 1. Sayfada
hendisleri Odası tarafından
İstanbul Üniversitesi'ne gön-
derilerek, uygulanılması isten-
di. Orman Mühendisleri
Odası da, Bilkent Üniversi-
tesi'ne yapılan satışın iptali
için Bilezikçi Çiftliği iJe ilgili
dava açıyor. Bilezikçi Çiftfîği
davasının kazanıhnası halın-
de, bu karar orman yağması-
na olanak sağladığı ileri sürii-
len 6831 sayılı Orman Ka-
nunu'nun 52. maddesinin
iptaliyle ilgili başvuruda ör-'
nek oluşturabilecek.
YÖK eski Başkanı Prof.Dr.
Doğramaa'nın Bilezikçi Çift-
liği'ne ilişkin yaptığı açıkla-
malar, ormanalar tarafından
tepkiyle karşılanıyor. Orman
Mühendisleri Odası Genel
Sekreteri Aytekin Aktan,
Prof. Dr. Doğramaa'nın
"l.Ü. Orman Fakültesi Eği-
tim Alanı olarak kullanılan
Bilezikçi Çiftliği'nin Bilkent
Üniversitesi'ne saüşının yasal
olduğuna ilişkin açıklamalan-
nın gerçeği yansıtmadığını
söyledi. Bu satışın, İstanbul 2
nolu İdare Mahkemesi'nce
hukuka aykın bulunarak 12
Mayıs 1992 tarihinde yürüt-
meyi durdurma karan verildi-
ğini belirten Aktan, bu mah-'
keme karanna karşın Prof.
Dr. Doğramacı'nın kamuo-
yunu yanıltmaya çalıştığını
savundu.
YÖK eski Başkanı Prof.Dr.
Doğramaa'nın "yasal tahsis"
dediği Bilezikçi Çiftliği dava-
sıyla ilgili İstanbul 2 Nolu İda-
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE
Devtet Bakanlığı Meteoroioji
Genel Mûdûrlûğü'nden alman
bilgiye göre yurdun kuzeydo-
ğu kesımlerı parçalı bulutlu,
Doğu Karadenız ile Doğu
Anadolu'nun kuzeyi sağanak
ve gökgürûltülû sağanak ya-
ğışlı, dığer yerler az bulutlu
ve açik geçecek Havasıcak-
lığı artacak Rûzgâr, kuzey ve
doflu yönlerden hafîf, ara sıra orta kuvvette. yurdun batı kesimlerinde kuvvetli
olarak esecek. Denizferimde rûzgâr. Akdenız'de günbatısı ve karayel, diğer deniz-
lerimizde yıMız ve karayelden 2-4. yeryer 5, Ege'de 6 kuvvetınde, saatte 4-16 yer
yer 21 denizmili htzla esecek Van Göfû'nde hava. parçalı bulutlu geçecek.
re Mahkemesi'nin 1992 esas
ve 65 sayılı karan, satışın ya-
sal olmadığını ve orman ala-
nında yapılaşmaya izin veril-
mediğini gösteriyor. Davaya
ilişkin mahkeme karan aynen
şöyle:" Dosyanın incelenme-
sinden l.Ü.Orman Fakültesi
Eğitim ve Araşürma Ormanı
olarak kullanılmak üzere,
l.Ü. Yönetim Kurulu'nun 22.
12.1977 tarih ve 58 sayılı kara-
nyla kamulaşünlan ve Or-
man Kanunu çerçevesi dışın-
daki yapılar dışında üzerine
herhangi bir yapı getirileme-
yeceği koşuluyla, onaylı 1/25
bin ölçekü Çevre Düzeni Na-
zım Imar Planı'nda orman
alanı olarak işlenen uyuşmaz-
lık konusu taşınmazın kamu-
laşürma amaana aykın ola-
rak yükseköğretim kururnlan
yapmak üzere Bilkent Üni-
versitesi'ne saülmasına ilişkin
l.Ü. Yönetim Kurulu'nun 20.
6.1991 günü ve 87 toplantı sa-
yıh toplantı karannda, huku-
ka uyarlık bulunmadığından
ve de uygulanması halinde te-
lafısi güç zararlar doğacağın-
dan 90 gün süreyle yürütme-
nin durdurulmasma 12.5.
1992 gününde oy birliği ile ka-
rar verildi."
Bu arada, Bilkent Üniversi-
tesi'nin neden ağaçlandırma-
ya muhtaç Konya'nın bozkır-
lannda değil de ormanı
kalmamış Istanbul'un en gü-
zel yerinde kurulmaya çalışıl-
dığını soran Aktan, ODTÜ
deneyimini hatırlattı.
DÛNYA'DA
A 34°
A 34°
B 22°
yajmurlu SB» > . karl. A-aCik B-boiuflu Gfuneşlı Kkım Sssiı Y-yaimırlu
Loodra
Madnd
Mılano
Moskora
Münıh
Osio
Pans
Prag
Rıyad
Ronu
Vıyana
Zunh
Y
eA
B
A
B
A
A
A
A
B
A
26°
34°
32°
23°
32°
22°
34°
30°
42°
33°
26°
30°
Dikilfde 'Milliyetçi Akımlar
ve Sorunları' tartışıldı
da çöplerin yanından gecilemi-
yor. Yakılan çöplerden havaya
zehirli gazlar kanşacagmı be-
lirten Sağhk Daire Başkanı Şe-
ref Solak, vatandaşlardan çöp-
leri yakmamasını istedi.
İstanbul Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Nurettin Sözen,
grev sûresince çevreci kuruluş-
lardan, resmi dairelerden ve
halktan çöp sorununun çözûl-
mesinde yardım beklediklerini
söyledi. Çöplerin ilaçlanması
için günde 15 milyon lira har-
candığını belirten Sözen, ilaçla-
ma çalışmalannın Dünya Sağ-
hk Örgütü'nün norinlanna
uygun olduğunu ifade etti.
Ankara'da biriken çöpler ba-
n mahallelerde vatandaşlann
ve belediyenin oluşturduğu
ekiplerce toplanmaya başladığı
görüldü. Çöplerin toplanması
sırasında grevdeki işçilerle va-
tandaşlar arasında zaman za-
man tartışmalar çıktı.
Belediye-tş Sendikası Genel
Sekreteri Metin Yazıcı, bu söz-
leşmede özveriyi Ankara Ana-
kent Belediye Başkanı Murat
Karayalçın'dan beklediklerini,
ancak istediklerini bulamadık-
lannı söyledi. Yazıa, geçen söz-
leşmenin tstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Nurettin Sö-
zen'in girişimiyle bağıtlandığını
belirterek, "Bu kez zorluğu gö-
ğüslemsi gereken Karayalçın'dı.
Çünkü belediyeler, içinde ve-
rimli çalışan olarak Ankara Bü-
yükşehir gözüküyor. Bu avan-
tajh bir durumdur" dedi.
Yasa gereğı grev dışı kalan
temizlik işçilerinden oluşturu-
lan ekipler, sağlık kuruluşlanna
ait çöpleri topluyor...
Ankara anakent ve ilce bele-
diyeleri, temizlik işçilerinin gre-
vi nedeniyle biriken çöplerin
halk sağlığını tehdit etmesini
önlemek amaayla ilaçlama ça-
lışmalannı 24 saat aralıksız ola-
rak sürdürüyor.
FİGEN YANIK
>fÜVİTTOKDEMtR
DtKÜJ - Dikib 7. Kültür ve
Sanat ŞenÜği'nin üçüncü gü-
nünde "Milliyetçi Akımlar ve
Sorunlan" tartışıldı.
Paneller, söyleşiler, kitap ve
kaset imza düzenlemeleri, şiir
dinletileri, konserler şenliğe gi-
derek daha da ilgi çeker bir gö-
rünüm kazandınyor. Dikili'ye
yurdun dört bir yanından ge-
lenler panel ve söyleşileri izleye-
bilmek için sabahın erken saat-
lerinde yerlerini alıyorlar.
Dikili Şenliği'nde dün ger-
çekleştirilen "Milliyetçi Akım-
lar ve Sorunlan" Panelini Prof.
Yakup Kepenek yönetti. Avru-
pa Parlamentosu üyesi Prof.
Alekos Alevanos, Doç. Dr.
Baskın Oral, Friedrich Ebert
Vakfı'ndan Dr. Motthes Buh-
be, KKTC CTP temsilcisi Fadıl
Çagla, EEDYE Yunan Banş
Konseyi üyesi Maria Prifti ve
Bulgaristan temsilcisi Prof. To-
dorov'un katıldığı panel yakla-
şık 3.5 saat sürdü.
Prof. Alekos Alevanos, Ox-
ford Üniversitesi Araşürma
Grubu'nun yayunladığı "Av-
rupa'daki çebşkiler, nedenleri
ve çözümlerine yönelik" bir
araştırmayı ele aldı. Günümüz
milüyetçi hareketlerin canlan-
masının bir önceki yüzyılın so-
nuçlannı doğurup doğurmaya-
cağının önemine değinen Ale-
vanos, önceki yüzyılda ulusla-
nn doğuşunun ilerici bir
hareket olup, daha fazla de-
mokrasi olduğunu belirtti. Eski
Yugoslavya'nın bölünmesiyle
ortaya çıkan beş devletin sağ-
lam yapılar kurabileceği konu-
sunda fazla iyimser olmadığını
bildiren Alevanos, bu sürecin
Çekoslovakya'da olduğu gibi
yalnız kalmaya giden bir süreç
olduğunu söyledi.
Panele Almanya'dan katılan
Dr. Motthes Buhbe, çözülme-
ler ve birleşmeler süreci yaşa-
yan Avnıpa'da Almanya'nın
sorunlannı ele aldı. Buhbe, ge-
lişmeleri üç noktada toplaya-
rak birincisinin iki Almanya'-
nın birleşmesiyle doğan sorun-
lar, ikincisinin siyasi göçrnen
sorunu, üçüncüsünün ise NA-
TO alanı dışında Alman silahlı
kuvvetlerinin kullandınlıp kul-
landınlmayacağının söz konu-
su olup olamayacağına değindi.
KKTC CTP temsilcisi Fadıl
Çagla, Dikili'nin başına "Banş-
kent" eklenmesini isteyerek
konuşmasına başladı. Çagla,
Kıbns'ta 30 yıldır milliyetçilik
sorunu yaşandıgını vurgulaya-
rak "Balkanlar'da yaşanan so-
runlar çözümü geciken mesele-
lerden doğdu. Olumsuzluklara
rağmen BM çerçevesinde fede-
ral yapıda iki bölge kurulması
yolunda çözüme gidilmesi bek-
leniyor. Demokratik yönetim-
ler miUiyetciliğe en iyi karşılık-
tır" diye konuştu. Doç. Dr.
Baskın Oran da milliyetçilik
akımının nedenini iç dinamigin
doğalhğını oluşturamayan Bal-
kan devletlerinin bireysel, ulu-
sal kimliklerine kavuşamama-
lanna bağladı.
Bulgaristan temsilcisi Prof.
Todorov milliyetçilik sorunu-
nun, Balkanlar'daki azınlık so-
rununa, imparatorluk anlayışı-
na ve bunun uluslararasındaki
çözümüne bağb olduğunu bil-
dirdi. Bulgaristan'daki en
önemli sorunun insan haklan-
na dayandığını belirten Todo-
rov, "Bulgar Türklerinin esas
kimlikleri, dinleri, gelenekleri
değiştirilmeye çalışıldı" dedi.
EEDYE Yunan Banş Konseyi
Genel Sekreteri Maria Prifti ise
"Uluslar ve halklar arasında
farklar her zaman vardır ve var
olacaktır. Bu farkhlıklar gele-
nek ve görenek farklıhklannın
sonucudur. Olumlu karşılan-
maa gereken, yıkıcı olarak ikti-
dar mücadelesinde ve serbest
piyasa ekonomisi uğruna değil,
yaraüa olarak ele alınması ge-
reken olaylardır" diye konuştu.
Bu arada, Dikili Şenliği'nde-
ki panel ve söyleşilere Kıbns
Rum kesimi temsıkilerinin de
katılması isteniyor. Geçen yıla
dek vize sorunu olan Rum kesi-
mi temsilcilerinin vizenin kaldı-
nlmasıyla Dikili'ye gelmeleri
bekleniyor.
"Balkanlar'da Banş ve Işbir-
liği" adlı konferansta konuşan
SBP Genel Başkanı Prof. Sa-
dun Aren, banş ve işbirliğini
dünya ölçeğinde değerlendıre-
rek "Banş insanlar ve toplum-
lar arasında eşitsizlik ortadan
kalktığı zaman oluşur. Banşın
önündeki en büyük engel em-
peryalizmdir" dedi. Aren, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Emperyalizm de artık bir iki
ülkede değil, büyük ülkelerin
içindeki sermaye yayılmacılı-
ğmdan oluşuyor. Kıbns'ta iki
taraf toprak ve anayasal konu-
larda ortak noktaya varmalı.
Dışandan müdahale olmamalı.
Türkler ve Kürtler Türkiye'de
bölünseler de birlikte yaşaya-
caklar. Sorunlar banşçı yollar-
dan çözülmeli."
Dikili 7. Kültür ve Sanat Şen-
liği'nde önceki gece Liman Sah-
nesi'nde Ruhi Su Dostlar Ko-
rosu'nun konseri büyük bir
ilgiyle izlendi. Aynca dün de
Turgutlu Belediye Tiyatrosu'-
nun çocuk oyunu ilgi gördü.
Özal, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'e Boğaz'ı gezdirdi.
Ozal'dan Alo'culara destekEkonomi Servisi - Cumhur-
başkanı Turgut Özal, özel sek-
töriin yasakçı sistemlere karşı
uyanık olmasını istedi. Seks ya-
yınlanna karşı gösterilen tepki-
yi eleştiren Özal, "Bir yasak
gelirse başka yasaklar da gelir.
Sona erdiremezsiniz" dedi.
DEİK'in düzenlediği Türk-
Kazakistan Ekonomik Işbirliği
Olanaklan toplantısında konu-
şan özal, gelecek 10 yılda dün-
yada siyasi sınırlar kalsa bile
ekonomik sınırlann tamamen
kalkacağını savunarak, Tür-
kiye'nin buna adapte olabilme-
si için yasakçı zihniyete geçit
vermemesi gerektiğini söyledi.
özel sektörden böyle bir zihni-
yetin gelmemesi için dikkatli
olmasını isteyen Özal, seks ya-
yınlan konusunda oluşan tep-
kiye değinerek şunlan söyledi:
"Dışandan seks yayınlan ge-
liyor. Şu yasağı koyalım, bu
yasağı koyalım deniyor. Böyle
şey olur mu? Herkesin bir aldı
var. Kendi kendini kontrol et-
mesi lazım. Bir yasak gelirse,
başka yasaklar da gelir. Mesela
bizim getirdiğimiz sınır ticareü
ile o bölgelerde büyük bir can-
lanma olmuşken hemen yasak-
çı zihniyet damladı. 'Karpuz,
kayısı geliyor. Rekabet ediyor.
Sınırlan kapatahm' diyorlar.
Bunun sonu yanlışur. Bu zihni-
yeti kaldınn."
Bağımsız Devletler Toplu-
luğu'nun kendi arasında yeni
sınırlar çizdiğini hatırlatan
Cumhurbaşkanı özal, Kaza-
kistan Cumhurbaşkanı Nursul-
tan Nazarbayev'e "Sınırlannızı
siyasi olarak çizin ama gümrük
duvarlan sakın koymayın. Or-
ta Asya'yı bölüp parçalama-
mak lazım. Ekonomik sınır
olmasın" tavsiyesinde buluna-
rak, "Keşke biz de yani başı-
mızdaki ülkelerle ekonomik
sınırlan kaldırabilsek. Bundan
korkacak bir şey yok. Aksine
rekabet olur, beslenecek pazar
artar, bu da hem üreticiye hem
de tüketiciye yarar" diye ko-
nuştu. özal, kısıtlamalann mü-
teşebbisleri kaçakçı haline ge-
tirdiğini de belirterek, "Türk
müteşebbislerine güveniyorum.
Orta Asya, Türkiye'nin güçlen-
mesi için önemli bir imkândır."
dedi.
Kazakistan Cumhurbaşkanı
Nazarbayev de Türkiye'den ne
kredi ne de para istediklerini
belirterek, "Beraber çalışalım,
hem siz hem de biz kazanalım
diyoruz" şeklinde konuştu. Na-
zarbayev, ulaşım olanaklannın
kısıtlılıgı nedeniyle Türkiye'yle
bugüne kadar yeterli ilişkinin
kurulamadığını da vurgulaya-
rak, Türk işadamlanndan oto-
motiv, yayınahk, konfeksiyon
ekipmanı, et işleme, ağır sanayi
ve enerji yaünmlan konusunda
işbirliği istedi.
Cumhurbaşkanı Turgut
özal akşam da Popüler Müzik
Sanaü Vakfı(POPSAV)'nın
Yedikule Hisarlan'nda düzen-
lediği 'Bir Şarkı Şöyle' adıyla
düzenlediği konseri izledi. Kül-
tür Bakanı Fikri Sağlar'ın da
katıldığı gecede televizyon çe-
kimlerini aksattıklan gerekçe-
siyle fotoğraf çekmeleri engelle-
nen gazeteciler ile POPSAV'ın
sahne görevlileri arasında kav-
ga çıkü. POPSAV Başkanı Erol
Evgin'in uyanlanna rağmen
görevlilerin tehditler savurup,
küfür etmesini protesto eden
basın mensuplan, Turgut
Özal'ın konsere gelmesinden
kısa bir süre önce Yedikule Hi-
sarlan'nı topluca terk ettiler.
G I T M E K
Gün devrilirken upuzun kumsal ikindilerinde, ufkun en uzak çizgisin-
den rüzgâra karışıp gelen kuş ve balık senfonileri alıp götürür insam
o en eski deniz yolculuklarına...
EGE-BATI AKDENİZ
IST-ÇanakkaJe (Gelıbolu-Anzaklar-Troya)-Assos (BefıramkaleJ-AyvaJık-Bergama-Kuşadası (Meıyemana-Efes-
Selçuk MuzesıJ-Mıtet-Dıdım (Apoilon TapınağhA!tınkum)-Bodrum (Tekne-Haiıkamassos)-Marmans-Dalyan
(Tekne-Kaunos)-Fetfııye (Ö(udefii2-Kayakoy)-Le(oon-Xanlrıos-Palara-Kaş-Kekova (Balık ükya şefimde tekne
Iuru)-Demre-An1alya (Duden Şelatest-Guvef Uçurumu-Lara Pla(t)-Perge-Aspendos-Sıde-Manavga» Şelalesı-Ajan-
ya (Kale-Damlataş Mağarası-Kızılkute)-tekrar Antalya-Pamukkale (Hpefapote-TravertefHef-Kırmızısu). .
KARADENIZ
Safranbolu-AmasraSınop-Saınsun-Odu-Trabzon (Alatürk Köşkü. Kızlar Manastin, Sümela Manastın) Uzun-
gol-Ayder YaylashÇamlıhemşın-Rze-Hopa-Sarp Smır Köyu-Giresun-Nlksar-Amasya-Akçakoca-Karasu-Ağva-Şi-
Deniz bir su değil; kabaran, köpüren, masmavi
yarılıp her şeyi yutan canlı, kudurgan bir öfkedir,
duyguları, inançları, aşkları, tannları olan...
SEYAHAT ACENTAfl
Ötçek Sok. No 161 / 19
Harbıye - ISTANBUL
Tel 241 36 31 - 24S 86 58
OZEL HACI BEKTAS TURU
Geleneksel Hact Bektaşn Veli'yi anma lörenlerine özel bir tur.
Bilimsel toplantılar-paneller-Semah ve lolktor gösterlleri-deyiş ve
saz dinletileri-halk ozanları yarışmaları-mizansen tlyatrolar-çeşitli
sergiler ve muzik şölenleri...
...Ve Türkiye'nin dört bir yanından gelen rengârenk insan seli...
ISTANBUL'dan Harekel 14 Ağustos Cumt
HACI BEKTAŞtan Donuş 18 Ağustos Salı
SON REZERVASYON TARİHİ : 8AĞUSTOS
Eski bakaıı
:
Ozdemir öldü
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Eski Yerel Yönetimler
Bakanı ve Kâğıthane Belediye
Başkanı Mahmut Özdemir, ön-
cekı gece, yakalandığı hastalık-
tan kurtulamayarak, Ibni Sina
Hastanesi'nde öldü. özdemir'-
in cenazesi, bugün Hacı Bay-
ram Camisi'nde kılınacak öğle
namazından sonra toprağa ve-
rilecek.
1937'de Sıvas'ın Kangal ilçe-
sinde doğan Mahmut özdemir,
I962'de Siyasal Bilgiler Fakül-
tesi'nden mezun olmuş, daha
sonra uzun yıllar Maliye Ba-
kanlığı'nda hesap uzmanı ola-
rak görev yapmıştı. 1977 secim-
lerinde CHP'den Sıvas Millet-
vekih seçilen özdemir, 1978
yılında kurulan Ecevit hükü-.
metinde Yerel Yönetimler Ba-
kanı olarak görev yapmıştı. 12
Eylül'den sonra bir süre serbest
çalışan özdemir, 1989 yılında
yapılan yerel seçimlerde Kâğıt-
hane Belediye BaşkanlığVna
seçilmişti. özdemir, 1991 se-
çimleri öncesi, milletvekili ada-.
yı olduğu için belediye başkan-'
lığı görevinden istifa etmişti.
Mahmut özdemir, rahatsız-
lığı nedeniyle, bir süredir İbni
Sina Hastanesi'nde tedavi al-
tında bulunuyordu.
Sııriye: Apo
bizde değil
EVREN DEĞER ~
ŞAM - Dışişleri Bakanı Hik-
met Çetin, iki gün olarak plan-
lanan, ancak Suriye Dışişleri
Bakanı Faruk El Şara'nın "ıs-
ran" üzerine üç gün kaldığı
Şam'dan Ankara'ya "mem-
nun" döndü. Çetin, üç günlük
Şam ziyaretini "güven bozuc
veya kuşku yaraüa konulardi»,
önemli adımlann atüdığı" bir
gezi olarak niteledi. Suriye Dı-
şişleri Bakanı Şara da Çetin'in
ziyaretini, "verimli, başanlı ve
olumlu" diye niteledi ve PKK
lideri Abdullah öcalan'ın "k&>
sinlıkle Suriye'de bulunmadığı-
nı" belirtti. Şara aynca gerek
Suriye'de gerekse Lübnan'da
PKK'nın eğitim kampı olmadı-
ğını da bildırdi.
Dışişleri Bakanı Hikmet Çe-
tin ve beraberindeki heyet üç
günlük Şam gezisini tamam-
layarak dün Ankara'ya döndü.
Dün sabah Şam Sheraton
Oteli'nde Suriye Dışişleri Baka-
nı Şara ile ortak bir basın top-
lanusı düzenleyen Çetin, ikıli
görüşmelerde bütün konulann
ele alindığıru bildırdi ve gezinin
amaana ulaştığını söyledi. Tür-
kiye'nin gündemindeki en
önemli konunun terörle müca-
dele olduğunu belirten Çetin,"
Elbette ki bu teröre Türkiye'nin
içinde çözüm aranacakür. An-
cak bu mücadeleyi sürdürür-
ken, komşulanmızdan kaynak-
lanabilecek bazı sonınlann
çözümü çabalannda, Suriye
daha önce yapılan anlaşmalar
çerçevesinde Türkiye ile işbirli-
ğini sürdüreceğini bir kez daha
en üst düzeyde teyit etmiştir''
dedi. Yalnız su konusunda de- .
ğil, hiçbir konuda Türkiye'nin
komşulanna zarar verecek bir
uygulama içinde bulunmadığı-
nı da bildiren Çetin, 1987 pn>
tokolünün yürürlükte olduğu-
nu da kaydetti.
Ttirkiye
• Baştarafi 1. Sayfada
lan ve BM Güvenlik Konseyi'n
de bulunmalan nedeniyle
Avusturya ve Macaristan'ı da
ziyaret edeceği ifade edildi. "Sı-
nırlı müdahale"nin gerektiğini
anlatmak üzere Moskova ve
Pekin'e de Dışişleri Bakanlığı'n
dan birer yetkılinin gideceği be-
lirtildi.
Sırplann yoğun saldınlan ne-
deniyle giderek daha zorlu gün-
ler yaşayan Bosna-Hersek'te,
banşın sağlanabilmesi için dip-
lomatik güişimlerin sonuçsuz
kalması üzerine, Türkiye bu
alandaki politikasını aktifleşti-
riyor. Edinilen bilgiye göre,
Türkiye başta BM daimi üyele-
ri ABD, Rusya Federasyonu,
İngiltere, Fransa ve Çin Halk
Cumhuriyeti olmak üzere dün-
yanın önde gelen tüm ülkelerini
harekete gecirmeye hazırlanı-
yor. Bu amaçla uzun bir geziye
çıkacak olan Hikmet Çetin ön-
ce tngiltere'nin başkenti
Londra'ya, sonra Fransa'nın
başkenti Paris'e, ardından da
ABD'ye gidecek. Çetin'in
Londra ve Paris'te bu ülkenin
dışişleri bakanlanyla gönîşmesi
bekleniyor. Dışişleri Bakanı
Çetin'in ABD'de, gerek bu ül-
kenin dışişleri yetküileriyle, ge-
rekse BM Güvenlik Konseyi'ne
daimi üye ülkelerin temsilcüe-
riyle yoğun temaslarda buluna-
cak.
Çetin'in bu temaslannda,
bölgeye "sınırlı" müdahale çağ-
nsı yapması bekleniyor. Çetin'-
in temaslannda, Bosna-Her- '
sek'in başkenti Saraybosna'ya
da dikkat çekeceği, akan karun
durması için köklü bir girişimin
kaçınılmaz olacağını vurgula-
yacağı öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre Çetin,
bu ziyaretlerinden dönüşünde
Saraybosna'ya da uğrayacak
ve temaslannın sonucunu
Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı
tzzet Begoviç'e aktaracak.