15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 AĞUSTOS1992 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dagcılar bulundu •KASTAMONU(AA)- Kastamonu Pınarbaşı -Cide Kanyonu'nda 11 gûn önce kaybolduklan sarulan 4 dağcı dün bulundu. Dağcılann sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Ararnaya katılan çevre köylüleri tarafından dün 16.30sıralannda bulunan 4 dağa, askeri bir ıelikopterle Pınarbaşı'na getirildi. Dağcılar, bulunduklan kanyonda telsiz ve radyo haberleşmesinin mümkün olmadığını, silah atmalan ve ateş yakmalanndan da bir sonuç alamadıklannı anlattılar. 4 dağa, 20 temmuz günü Pınarbaşı ilçesı Sürmeler köyünden Hacatkayası Kanyonu'na girmişler ve o gûnden bu yana kendilerinden haber ahnamamışü. 900'üncü böbrek nakli • ANKARA (AA)- Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı Hastanesi, 900'üncü böbrek naklini gerçekleştirdiği Halise Demirbaş'ı yann taburcu ediyor. Hastane'den yapılan açıklamada, vakfın ilk böbrek naklini gerçekleşürdiği 3 kasım 1975 yüından bu yana, birçok imkânsızlığa karşın, ilgili altyapırun oluşturulmasından, Organ Nakli Yasası'nın hazırlaülmasına kadar, konuyla ilgili tüm faaliyetlere öncülük ettiği vurgulandı. Mezarlıkta ceset • tSTANBUL(AA)- Feriköy Mezarlığı'nda aşın dozda uyuşturucu aldıkian sonra ölen bir erkeğe ait ceset bulundu. Hacıhüsrev Mahallesi'ndeki Feriköy Mezarlığı'nda bir ceset bulunduğuna ilişkin yapılan ihban degerlendiren polis, yaptığı araşürmada, 30-35 yaşlanndabir erkek cesediyle karşılaşü. Üzerinde kimlik çıkmayan cesetten sadece bir doktor tarafından Adnan özkan adına düzenlenmiş sevk evrakı bulundu. Yetkililer, kişinin aşın dozda uyuşturucu aldıkian sonra öldüğünü bildirdiler. Trafikte 36 yıllık bilanço • İSTANBUL (AA> Türkiye'de 1955'tenitibaren 36 yılda, toplam I milyon 413 bin 313 trafik kazası meydana geldiği ve bu kazalarda 147 bin 780 kişinin öldüğü belirlendi. 1991 yılı fıyatlanyla, toplam 3 trilyon 429 milyar 841 milyon liralık maddı hasann oluştuğu kazalarda, ölenlerin toplam sayısırun da 1990 nûfus sayımı Türkiye sıralamasına göre50ilinmerkez nüfusundan daha fazla olduğu ifadeedildi. 1990 verilerinegöre, 1955-1990 arasında en fazla kaza, 115 bin 789 ile 1990 yüında okiu. Menopoza check-up • tstanbul Haber Servia- Ömürlerinin yaklaşık üçte birini menopoz devresinde geçiren kadınlann çektiği Jsıkıntılar, erken tedavi ile sortadan kaldınlıyor. jlnternational Hospital, imenopoz dönemi check-up programı başlatü. Türkiye inüfusunun yaklaşık 10 jmilyonunu menopoz jdöneminde kadınlann oluşturduğunu göz önünde ; bulunduran hastane yetkililerinin başlatüğı Jprogramda şu tetkikler yer jalıyor: jMamografi, Jinekolojik jultrasonografı, pop smear, ihemoglobin, FSH, E2, (Osteodansitometri, kadın ;doğum muayene. Hastane yetkilileri •başlatılan programla ilgili ,şn açıklamayı yapü: "Rahim ve meme kanserinin erken teşhisi ,kişiyi çok ciddi sonuçlardan kurtarmaktadır. Ateş ; basma, terleme gibi : menopozun diğer klinik belirOİerinden rahatsız olanlara uygun tedaviyi . erken dönemde başlatmak ;hedeftir." > ;Akyürek, aydınları suçtadı ' •BODRUM(Cumhuriyet)- ( Bir dızı gezı ve incelemelerde '< bulunmak üzere Muğla'ya ı gelen Çevre Bakanı '. Doğancan Akyürek, ' Bodrum'da yaptığı konuşmada çevre sorunları konusunda aydınlan eieştirdi. Akyürek, "Aydınlanmız tembel, konuyla yeterince ilgüeniyorlar" dedi. Sapığuıızı görmek istemez ıııiycliııiz?•Önce, savcılığa bir dilekçeyle başvurulması gere- • Savcılığın yazısmı alan başmüdürlük, başvuran •Yetkililer, telefon sapıkhğının, dünya çapında kiyor. Savcılık da eğer başvuruyu yerinde bulursa, kişinin numarası hangi santrala aitse, oraya talimat bir sorun olduğunu belirtiyor. Hatta bazı ülkeler, başvuru sahibinin numarasının dinlenmeye ahnması veriyor. Bu talimat, amirin eline geçtikten sonra, numara saptaması bile yapmıyorlar. Onun için, si- için Telefon Başmüdürlüğü'ne yazı yazıyor. başvuranın numarası bir düzene bağlanıyor. nirleri kontrol etmek, en iyi yöntem. TAYFUNGÖNÜLLÜ Sapığınızdan memnun değıl- senız, ne yapacağınızı biliyor musunuz? Yani, sapığınızı ele vermek ister misiniz? Hani, ya çok önemli bir iş yaparken, ya da tam başınızı dinlemek ıstedi- ğiniz bir saatte, rastgele telefon numaranızı çeviren sapığınız var ya: işte onu. Size cinsel ta- cizlerde veya sınir bozucu öne- rilerde bulunan, korkutan, tehdit eden ya da hiç ses çıkar- mayıp da "alo, alo..." diye ses- lenmenızi duymaktan hoşlanan sapığınız... "Sapığımı ele verip, nasıl bir ınsan olduğunu görmek istiyo- rum" diyorsanız, olayın hem yargı, hem de teknik yönü şöyle gelişiyor. Once, savalığa bir dilekçeyle başvurulması gerekiyor. Sava- lık da eğer başvuruyu yerinde bulursa, başvuru sahibinin nu- marasının dinlenmeye ahnması için Telefon Başmudurlüğu'ne yazı yazıyor. Savcılık "dinleme- ye ahnması" diye yaayor, ama PTT bunu "numara tespiti " olarak algılıyor. Çünkü yetkili- ler, "Dinlenme diye bir şey yok; ya da varsa bıle, nasıl olduğunu bilmiyoruz" diyorlar. Neyse, savcıüğın bu yazısını başmüdürlük, başvuran kişinin numarası hangi santrala aitse, rahatsız edenin saptanabilmesi için, oradaki görevlilere talimat verir. Bu talimat, santral amin- nin eline geçtikten sonra, baş- vuranın numarası bir düzene bağlanır. Ve rahatsız edilen abone, bu santraldaki teknis- yen tarafından aranıp, yapması gereken işlemler anlatılır. Bu- aboneden, rahatsız eden kişinin araması halinde "2" yi çevire- rek, numaranın saptanması için "start" vermesi istenir. Böylece, rahatsız eden kişi aradığında, o hat, röleler araalığıyla lokal şe- beke sınırlan içindeyse tutulur ve santralda alarm çalar. Eğer rahatsz eden kişi,rahatsızettiği kişiyle aynı santral sınırlan için- deyse, görevli teknisyen, bu numarayı anında saptayabilir. Eğer değilse, görevli teknisyen, Matematik Olîmpiyatı gelecek yıl Turkiye'de • TÜBtTAK, 1 milyon dola- ra mal olacak organizasyon- da Türkiye'yi temsil edecek takımı belirlemek amaayla, ülke çapında liseler arası bil- gi yarışmaları düzenleyecek. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye, önümüzdekı yıl, ilk kez, Uluslararası Mate- matik Olimpiyaü'na (UMO) ev sahipliği yapacak. 1993'te UMO, İstanbul'da yapılacak. 70 civannda ülkenın kaülması- nın beklendiği olimpıyat orga- nizasyonu, 1 milyon dolara mal olacak. TÜBfTAK'ın 1988 yılında UMO Organizasyon Komi- tesi'ne yaptığı başvurunun ka- bul edilmesi üzerine, olimpiyat önümüzdeki yıl temmuz ayında tstanbul'da gerçekleşecek. Olimpiyata öğrenci, öğretmen ve jün üyelerinden oluşan 700 kişilik bir ekip katılacak. 20 yaşından gün almamış, or- taöğrenime devam eden öğren- cilerin katılabildiği Matematik Olimpiyaü, ilk kez Türkiye'de düzenlenecek. TÜBİTAK Bı- lim Adamı Yeüşürme Grubu Yürütme Komıtesı Sekreteri Prof. Dr.Ersin Yurtsever.Tür- kıye'den olimpiyata katılacak öğrencilerin üniversite sınavın- da en başanlı olan liselerden seçildiğinı ve iki aşamalı bir ele- me ve kamp döneminden gece- rek yanşmaya hazırlandıklanrn aktardı. Gülhane Hayvanat Bahçesâ'nin sâkinleri, Florya'ya yapacaklan yolculuktan habersiz, ziyaretçflerinin verecekleri fındık fıstığın yolunu gözlüyorlar. Hayvanatbahçesininnakline tepkiİstanbtıl Haber Servisi - İtırazlara karşın Florya Hay\anat Bahçesi kuruluyor. Önceki gün toplanan meclis grubunda Anakent Belediyesi, Florya Hayvanat Bahçesi'ni 1993 yılı yaünm programına aldı. Toplanüda hayvanat bahçesinin Florya'da yapılmaması yönünde oy kullanan Beyoğlu Belediyesi Çevre Komisyonu Başkanı Nusret Avcı, alınan bu karann son derece yanlış olduğunu belirterek, yıllardır ağır eleştirilere hedef olan Gülhane Hayvanat Bahçesi'nden kurtulmaya çahşan Büyükşehir Belediyesi'nin, Florya'da da benzer sonınlarla karşılaşacağını savunuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Gülhane Bahçesi'ni Florya'da toplam 600dönümlük alanda kuracağı yeni bir hayvanat bahçesiyle tasfıye etmeyi planlıyor. Ancak 1993 yılında 20 milyar olmak üzere toplam 60 milyar lira harcayarak kuracağı bu hayvanat bahçesi, daha şımdiden eleştinlere hedef oluyor. Aynı tartışma, Florya için t.Ü. Veterinerlik Fakültesi öğretim üyelerince hazırlanan ikı ayn raporda da görülüyor. Bunlardan Prof. Dr. Muzaffer Beşe imzasını taşıyan rapor, söz konusu yerin hayvanat bahçesi için uygun olmadığını savunuyor. Beşe, bunun nedenlerini şöyle sıralıyor: "Hayvanat bahçesi kurulması düşünülen arazinin havaalanına yakın oluşu ve güney sınınndan tren yolunun geçmesi, daha fazla açık havada yaşamak zorunda olan hayvanlar üzerinde baskı ve stres kaynağı olacakür. Parkın üç tarafı konutlarlaçevrili olduğu için de, hayvanlann doğal haykınşlan yakın semt sakinlerini rahatsız edecek ve her tür enfeksiyon olasılığı epidemiyolojik sakmca oluşturacaktır. Eğer, Florya'da bu kapasitede bir hayvanat bahçesi yapılacak olursa, rekreasyon için olanaklar yaratmak da güçtür. Sonuç olarak, bu kapasite, 2000'li yıllann örnek bir hayvanat bahçesi için gerekli koşullan içermemektedir. Daha çok makro düzeyde bir bahçe kurmak için tez elden adımlar atılmalı, Gülhane Bahçesi'nin tasfiyesi düşünülürken, hayvan ve ağaan sevildiği evrensellik anlayışı göz ardı edilmemelidir." Beşe. Florya'daki yerin uygun olmadığını belırtirken, aynı fakülteden Prof.Dr. Servet Şenel ve Prof. Dr. Hüseyin Tan, hayvanat bahçesi için secilen yerin uygun olduğunu belirten bir görüş sunuyor. Şenel veTan, özetle, orman dışında kalan yaklaşık 300 dönüm büyüklüğündeki arazinin hayvan bannaklan için yeterli olduğunu belirterek, alanın havaalanına yakın olmasına karşın, ucaklann uçuş ve kalkış istikametlerinin gürültüye neden olmayacağını savunuyorlar. Şenel ve Tan, demiryolu ve konut alanlan konusunda herhangi bir görüş bildirmezken, orman alanının rekreasyon sahası olmaya uygun olduğunu ekliyorlar. Beyoğlu Belediyesi Çevre Komisyonu Başkanı Nusret Avcı, yıllardır belediye imar planında hayvanat bahçesi olarak görülen Fatih Ormanı karşısındaki yer için, İdare Mahkemesi'nin Büyükşehir Belediyesi lehine karar verdiğjni, dava dosyasının Danıştay'da görüşüldüğünü belirterek, "Orası metro istasyonunun da son duragı olacağı için hayvanat bahçesi için çok daha uygun olacak. Bu konuda gönüllü kuruluşlan duyarlı olmaya çağınyorum" diye konuştu Hayvansevenler demeğı Başkanı Suna Develioğlûda, Büyükşehir Belediyesi'nin bu konuda kendilerinin fıkirlerini sormadığı gibi, haber bile vermediğinı belirterek," Bu konudan haberimiz yok" dedi. Florya Hayvanat Bahçesi için buyıl lŞmilyar, 1993'te20milyar, 1994'tede5 milyar lira harcanacak. diğer santrallardaki teknisyen- leri arayarak, numaranın izini sürerek saptayabilir. Teknis- yenler, kendi aralannda anlaş- maya vardıktan sonra, numara saptanmış olur. "X- Bar (Cross Bar)" ve "Sa- yısal" adı verilen iki üp santral vardır. Santral teknisyenin "2" çevirilerek uyanldığı sistem, es- ki santral tipi olan 'Cross Bar'- larda bulunuyor. Rahatsız eden kişinin yaka- lanması, yeni üp bilgisayarh sayısal santrallarda daha kolay oluyor. Teknisyen, başvuran abonenin numarasını program- ladıktan sonra başka bir şeye kanşmıyor. Ancak, yine abone- nin santraldaki düzeneği uyar- ması için, bu santral tipinde "2" yi çevirmek yerine, ahizenin al- tındaki düğmeye birkaç kez dokunarak, "flaş" yapmaş is- teniyor. Her iki santral tipinde de, abonenin, santraldaki gö- revliyi arayarak, "size sinyal verdim" diye uyarması, şunu gösteriyor: Bu işin uzamadan, rahatsız eden, daha hızlı yaka- lanacaktır. Eğer rahatsız eden, yine o santralın sınırlan için- deyse, hemen saptanır. Değilse de, yine santrallar arası ilişki kurularak anlaşmaya vanlır ve numara belirlenmiş olur. Saptanan numara, aboneye kesinlikle bildirilmez ve doğru savalığa gönderilir. Bütün bu işlemler için abone, çok düşük bir ücret öder. Olayın duruşma- sı yapılır. İşte o zaman, rahatsız edilen abone, "sapığını" göre- bilir. Ama mahkemeden pek bir şey çıkmaz. Çünkü telefonla rahatsız edilmekle, sokaktan geçen birisine laf atmak arasın- da pek fark görülmez. Bunun için Türk Ceza Yasası'nda hü- kümler olmadığından, olay, genellikle küçük para cezalany- la sonuçlanır. Bu saptamalar sırasında ko- rnik olaylar da olmuyor değil. Örneğin baba, oğlunu; eşi, ko- casını yanlışlıkla yakalatabili- yor. Sonuçta, yetkililer, telefon sapıkhğının, dünyada bir sorun olduğunu belirtiyorlar. Hatta bazı ülkeler, numara saptaması bile yaprruyorlar. Onun için. si- nirleri kontrol etmenin, en iyi yöntem olduğu söyleniyor. ııe bilecekti dünya tekneyi! • Sürmene'de artık ağaç tekne yapımı yok. Ama sac, yine Sürmene ustalığıyla kıvnlıyor, monte edi- liyor, tekne şeklini alıyor. Yine Sürmene ustalığıyla. BEHZATŞAHTN \ "Gençliğimde yaptığım bir teknede hafıf bir eğrilik vardı. Başka bir usta bunu gördö vc 'Oğlum, Sürmene teknesi derler, kim yapü demezler' diye beni uyardı" diye, anlatıyor Necati Ergün. Rüstem Ergün, babasından öğrendiği mesleğini sürdüriiyor. Bu işi çok seviyor. Hiç ağaç tekne yapmamış. Bir teknenin nasıl yapddığını kısaca şöyle anlatıyor: Enini boyuna göre uyduruyorsun. SÜRMENE - 60 yaşındaki Necati Ergün, dedesinden öğ- rendi mesleği. Bütün iş boya göre yükseklik vermekte. Eği- mini de iyi ayarladın mı, vız ge- lir fırüna. Eğimini vermek göz işi. Yazılı hesabı-kitabı, projesi yok. Her şey göz işi ona göre. Necati Ergün usta, Sür- mene'nin ağaç tekne yapan son ustalanndan. 1975'te küçük tersanesinde ağaç tekne yapımı son bulmuş. Kestane ağaan- dan yapılan teknelerin yerini, ucuzluğu ve kolay yapımıyla sac tekneler almış. Oğlunu, 21 yaşındaki Rüstem'i de yetiştir- miş, usta yapmış. Oğlunun ye- tiştığine kanaat getirince, ken- disi bırakmış sac tekne yapımı- nı. Yeniden dönmüş ağaç tekne yapımına. Şimdı. küçük atölye- sinde kendisi için 7 metre uzun- luğunda bir ağaç tekne yapıyor. Hesabı kafasında. "Ağaç tekne ölmeye mahkûm. Kân yok, us- tası kahnadı" diyen Necati Us- ta, Sürmene teknelerinin ününü şöyle anlatıyor: "30 yıl once yaptığımız tekne hâlâ denizlerde. Bir kere sağ- lamlığı var. Eskiden ustalar bir- birine yardım ederlerdı. Hiç unutmam, gençliğimde yaptı- ğım bir teknede hafıf bir eğrilik vardı. Başka bir usta bunu gör- dü ve 'Oğlum. şurasını düzelt. Sürmene teknesi derler, kım yapü demezler' diye beni uyar- dı. Biçimi de bellidir Sürmene teknesinin. Yazılı hesabı yok, ama, hesapsız iş olmaz: hesabı kafamızda. Atalanmızdan öğ- rendik bu hesabı." Sac tekneler de aynı hesapla yapıhyor Necati Usta'nın küçük tersanesinde. Hem yapı- mı kolay, hem daha kârlı. Tek- ne dediysek, içlennde 55 metre uzunluğunda bin tonluk bir koster de var. Akdeniz'den. Ege'den, Marmara'dan tekne yaptırmak için ta Sürmene'ye gelenler çok. Yunanistan'a bıle tekne yapmışlar. İstanbul San- yerli bahkçı Ahmet Menekşe. Türkiye'nin en büyük bahkçı teknelerinden birini Necati Usta'nın tersanesinde yaptın- yor. Neden Sürmene, sorumu- zu, "Her yerde usta var ama buradaki gibi değil. Buradaki bir sanattır" sözleriyle yanıtlı- Rüstem Ergün, babasından öğrendiği mesleğini sürdürü- yor. Bu işi çok seviyor. Hiç ağaç tekne yapmamış. Bir teknenin nasıl yapıldığını kısaca şöyle anlatıyor: "Enını boyuna göre uyduru- yorsun." Tersanede hiç mühen- dis yok. Yapılan tekneler içinde bugüne kadar batan, yan yatan da yok Ancak, mühendisliğin gerekliliğine de inanıyor, "Hiç okumuşla okumamış bir olur mu?" diyorlar. 65 yaşındaki Ferhat Şengün de ağaç tekne ustalanndan. O da sac tekne yapımına başlamış 1975'te. Hem yapımı kolay, hem malzemesi kolay bulunu- yor. Atalanndan öğrendiği he- sap, onun da kafasının içinde. Artık çocuklan çalışıyor, o kontrol ediyor. "Teknenin ev- veliyatı burası. Diğerleri Sür- mene'den türeme" diyor. Sür- mene'de tekne yapım işinın ne zaman, nasıl başladığını bilme- mekle birlikte, Evliya Çelebi'- nin Seyahatnamesi'nde Sürme- ne teknelerinden söz edildiğini anlaüyor. Sürmene'de artık ağaç tekne yapımı yok. Ama sac, yine Sür- mene ustalığıyla kıvnlıyor, monte ediliyor, tekne şeklini alıyor. Yine Sürmene ustalığıy- la. Karadeniz'de silah üretimi Yılda 30 bin tabanca • Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse tarann- -dan bugün törenle başlatılacak olan Karadeniz Bölgesi'nde Silah Üretimi Projesi; Trabzon, Or- du, Giresun, Rize, Gümüşhane ve Artvin illerin- de uygulanacak. ANKARA/TRABZON (AA) - Bölgesel Kalkınma Projesi çer- ^vesinde başlatılan Karadeniz Bölgesi'nde Silah Üretimi Projesi, Sanayi ve Ticaret Bakanı TahSr Köse tarafından bu- gün Trabzon'da törenle başlatılacak. Küçük ve Orta Ölçekli Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanbğı (KOSGEB) ve Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) tarafından yürütülecek projeyle ilk aşamada yılda 30 bin adet tabanca üretimi planlanıyor. Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Rize ve Artvin illerinde uygulanacak proje için bölgede şimdiye kadar 10 silah kooperatifi kuruldu. Proje çerçevesinde ptyasada 25 milyon lira civannda satılan tabancalann 2 milyon liraya mal olacağı bildirildi. Silahlann 6 milyon liradan satılması halinde 300 bin silahın üretılmesıyle, bölgeye yaklaşık 1.8 trilyon liralık kaynak akışı sağlanacağınj belirten KOSGEB Başkanı Sadettin Karaerkek şunlan söyledi: "Amaamız. Karadeniz Bölgesi'nde özellikle savunma sa- nayiıne dönük, hassas mekanik konulannda ış yapabilir bir altyapı oluşturmak. Bundan sonra işimiz kolay. Daha sonra terazi. kantar. motosıklet. bisiklet. dikiş makınesi, tıbbi cihaz- lar gibi, aklınıza ne gelirse hassas mekanik konusunda tüm yedek parça sıparişı bu bölgeye akacaktır. Altyapı kurulduğu takdirde yalnızca yurtiçınden değil, yurtdışından da pek çok sipariş gelecektır bölgeye. Mesela NATO ülkelennin ıhtıyacı olan silah yedek parçalannın imali ıçın de uygun bir ortam oluşacak." Hangi silahlar Karadeniz Silah Projesi'yle üretimine başlanacak silah tip- len ve bu silahlann özellikleri ise şöyle: 1-9x19 mm Parabellum mermi atan, yan otomatik çift ha- reketli, şarjörlü, şarjör kapasitesi 15. 2- 357 Magnum mermi atan, çift hareketli, toplu, mermi kapasitesi 6. 3- 7.65 mermi atan, yan otomatik, çift hareketli, şarjörlü, şarjör kapasitesi 12. 4- 38 kalıbre mermi atan, çift hareketli, toplu. mermi kapa- SUt-Sl 5 3-9x19 mm Parabellum mermi atan, yan otomatik, tek ha- reketli. jarjörlü, şarjör kapasitesi 13.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle