Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2AĞUSTOS1992PAZAR CUMHURİYET 8AYPA
HABERLERIN DEVAM 17
O L A Y L A R 1 N Siyasi parti liderleri, Ankara'nın Gali haritasını kabul ettiğine inanmak istemiyor
KKTC'de kuşku ve kaygı hâkim
Özal
• Baştarafi 1. Sayfada
ma bu konuya el atmak da
yarar getirmiyor; çünkü, aklın
ve sağduyunun yolunu göster-
seniz de çeşitli hiziplere yara-
namıyorsunuz. CHP'nin açılı-
sını kendi siyasal konuları
bakımuıdan bir fırsat sayarak
kullanmak isteyen politikaa-
lar işin içine giriyorlar, ortaya
sağlıksız biryumak çıkıyor.
Belki bir tek umut ve çıkış
yolu var? Tavandaki tartışma-
lardan, çekişmelerden, kavga-
lardan bıkmış olan tabandaki
kitlenin 'yeter artık!..' diyebil-
mesi...
Bu da güçgörünüyor.
Çünkü parti örgütleri belirli
isimlerin çevresinde toplanmtş-
lardır. Adam adama bir reka-
bet ve kızıştırma taktiği uygu-
lanıvor. Lider diye bilinen kişi-
ler, solda birleşmeyi benimsi-
yorlar; ama, bir koşulla: Bu
birleşme kendi liderliklerinde
olursa!.. Daha alçakgönüllü
olanlar, tavandaki liderler ara-
sında kendüerine uzak gördük-
lerini ilk aşamada eleyecek bir
fomriil için kafa yoruyorlar.
Kamuoyu CHP'ye ilişkin
tartışmaları gazetelerden izle-
dikçe düşkırıklığına uğramak-
tadır. Çok iyi niyetle olaya
yaklaşan ve henüz sabrı tüken-
memiş olanlarm, bir süre sonra
bugünkü olumlu düşüncelerini
değiştirmeleri tehlikesi vardır.
Bunun için, soldaki liderlerin
bu alanda olabildiğince az ko-
nuşmalarında yarar var. Onlar
konuştukça halk bu bitmez tü-
kenmez tartışmanm içeriğine
yabancılaşıyor.
CHP'nin açılmasına kırk
gûnden az bir zaman kaldı. Bu
zamanı kullanırken çok özenli
ve dikkatli davranmak gereki-
yor. Çünkü CHP'ye ilişkin bir
başarısızhğın olumsuzluğunu,
soldaki bülün partiler, ister is-
lemez yükleneceklerdir.
İZZET RIZA YALIN
LEFKOŞA — BM Genel
Sekreteri Butros Gali haritasın-
daki toprak ödunu çizgisinin,
ABD Başkanı George Bush'la
yapılan görüşmelerde Cumhur-
başkanı Turgut Özal, Başbakan
Süleyman Demirel ve ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
tarafından kabul edildiği yö-
nündeki haberler KKTC'de kuş-
kuyla karşılandı. Ancak BM
Güvenlik Konseyi daimi üyele-
rinin KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş'a, son talebinde
randevu vermeyerek görüşmek-
ten kaçınması ve Türkiye Büyu-
kelçisi Mustafa Aksin'le görüş-
me isteminde bulunması, bu
yönde kaygıların başgösterme-
sine yol açtı. "Mustafa Aksin'-
den goruşme isteminde bulunul-
duğu" haberleri KKTC'deki
birçok ust duzey yetkilice, "Ga-
li'nin 28.2 oranındaki toprak
odunu, dolayısıyla Gali harita-
sı ve bu haritadaki sınır çizgisi-
nin kabul edileceği" vonunde
değerlendirildi.
Hafta sonu tatili nedenivle
kendileriyle gorüşme olanağı
bulabildiğimiz yasal parti yetki-
lileri, Demirel, Özal ve Yılmaz'-
ın Bush'la yaptıkları goruşme-
lerde Gali haritası veya sınır hat-
tını kabul ettiklerini gerçek ve-
rilere ulaşmadan yorumlamanın
doğru olmadığını belirtirken
"Böyle bir şeye inanılmaz" gö-
ruşunu dile getirdiler.
Hur Demokrat Parti (HDP),
Genel Başkanı Ismet Kotak ara-
cılığıyla yaptığı açıklamada,
"Ankara'daki temaslarda bu-
runlarına gelen kokuyu Denk-
taş'a aktardıklarını, bugünkü
durumdan da bugünkü huku-
metin Dışişleri Bakanı Hıkmet
Çetin'in sorumlu olduğunu"
vurguluvor.
Ulusal Birlik Partisi (UBP)
"29 + 'yı kabul etmeyiz" diye-
rek, "bu yetkinin meclis ve
halkta olduğunu" yeni bir go-
ruş olarak gundeme getirirken,
Toplumcu Kurtuluş Partisi
(TKP) Genel Başkanı Mustafa
Akıncı, "29 + olgusuyla en
azından bir anlaşma menziline
girildiğini ve bunun ileri bir
adım olduğunu. Gali haritası
konusunda bir tavır alınmadığı-
nı" kaydediyor. Cumhuriyetçi
Turk Partisi de TKP gibi "Nevv
York'taki yaklaşımlara olumlu
baktığıhı" vurguluvor.
Hur Demokrat Parti yetkili-
leri, "Yüzde 29 + formüluyle
ödun verilmesine karşı" çıkar-
ken, yeni kurulan Demokrat
Parti, "29 + formülüne, bir
butunlük içinde saygı duyduğu-
nu, duyabileceğini" belirtiyor.
Bur DP yetkilisi, "Turk halkı-
nı tekraf goçmen yapıp doğal
olanaklannı elinden alarak ge-
lecekte yaşanabilirlik konusun-
da sıkıntılara sokacağı bilindi-
ğinden, Gali'nin çizgisini kabule
kendilerini yetkili
gormediklerini" açıklarken,
"Demirel, Özal ve Yılmaz'ın
bunu kabul ettiği haberlerini ue
vorumlamak doğru olmaz. Böy-
le bir şeye de inanmıyoruz" yo-
rumunda bulundu.
'Vasiliu yeni oyunlar peşinde'
OSMAN KARAKAŞ
NEW YORK — Kıbrıs Rum
yönetimi lideri Yorgo Vasiliu'-
nun, Gali haritasının Türkiye'-
nin bilgisi dahilinde hazırlandı-
ğı şeklinde açıklama yapması.
Nevv York'taki Türk yetkililer
tarafından yalanlandı. Bir yet-
kili Vasiliu'nun hareketini deli-
lik olarak nitelendirdi.
Rum yönetimi liderinin yap-
tığı açıklama ile ilgili görüşünü
aldığımız Türkiye'nin Birleşmiş
Milletler BM Büyükelçisi Mus-
tafa Aksin, sorunun saptırılma-
ya çalışıldığını ifade ederek
"Kıbrıs sorununda taraflar,
Kıbrıs Türk kesimi ile Rum ke-
simidir. Sorunu ancak bunlar
müzakere eder, Türkiye etmez.
Türkiye yardımcı olmaya çaltş-
maktadır. Gali haritasının
Türkiye'nin bilgisi dahilinde ha-
zırlanması diye bir şey mümkün
olamaz" dedi.
KKTC BM Özel Temsilcisi
Osman Ertuğ ise böyle bir ha-
zırlığın ihtimal dahilinde bile
bulunamayacağını belirterek
"Zaten Köşk yalanladı. Bu şe-
kilde açıklama yapılması ilişki-
leri daha zora sokmaktan baş-
ka bir şeye yaramaz" diye
konuştu.
'Vasiliu yalancı
1
Kıbrıs sorunu ile ilgili bazı
Türk heyet üyeleri de Vasiliu'-
nun yaptığı açıklamaya büyuk
tepki göstererek "Bu, Vasiliu'-
nun ilk gafı değildir. Bu çeşit
açıklamalar Vasiliu'nun alış-
kanhklarındandır. Basına açık-
lama yasağı bulunmasına rağ-
men görüşmelerin başlamasın-
dan bu yana konuları çarpıtarak
ve yanlış bir kamuoyu oluştura-
rak basına sızdıran Vasiliu, şim-
di de yeni oyunların peşindedir"
dediler.
Vasiliu'nun, Güzelyurt konu-
sundaki başarısızlığı nedeniyle
şimdi Kıbrıs Turk kesimi ile
Turkiye'yi karşı karşıya getir-
meye çalıştığmı ifade eden bir
heyet uyesi, bu şekildeki açıkla-
maların sorunun çozumunu or-
jadan kaldırmaya yonelik oldu-
ğunu ifade etti.
Bu arada tıkanan Kıbrıs gö-
ruşmelerini çözmek amacıyla
ABD'ye gelip BM Genel Sekre-
teri Butros Gali ile görüşeceği
şeklinde spekulasyonlar yaratı-
lan Dışişleri Bakanı Hikmet Çe-
tin'le ilgili olarak da yetkililer
"Sayın Çetin, Bosna-Hersek
olayına BM, ABD ve diğer Ba-
tı ulkelerinin temsilcilerinin dik-
katini çekmek amacıyla ABD'-
ye gelecektir. Nevv York'a gelin-
ce de elbetteki Genel Sekreter'i
ziyaret edecektir. Bu bir neza-
kettir. Genel Sekreter'le yapaca-
ğı goruşmede Bosna-Hersek ko-
nusunun yanı sıra Kıbrıs konu-
su da ele alınacaktır. Ancak Çe-
tin'in Kıbrıs sorununu tek başı-
na çözmesi gibi bir durumu bu-
lunmamaktadır. Burada taraf
olan, Kıbrıslılardır. Türkiye gö-
rüşmelerde taraf değildir" şek-
linde görüş bildirdiler.
Üsküdar'a giderken yandı
M Baştarafi I. Sayfada
Itfaiyesi'run müdahale etti-
ği yangın rüzgârın da etkisiyle
kısa sürede yayılarak çevredeki
diğer ahşap evlere sıçradı. Kısa
sürede büyüyen yangında beş
ahşap ev tamamen kül oldu.
Yangının, sokaktaki diğer
ahşap binalara sıçrama tehlike-
sinin doğrnası ve Üsküdar Itfai-
ye ekiplerinin suyunun yetersiz
kalması üzerine Kadıköy, Üm-
raniye, Beykoz, Beşiktaş, Be-
yoğlu, Bakırköy ve Fatih itfai-
yelerinden yardım istendi.
İstanbul Itfaiye Müdürü Ab-
durrahman Kıhç'ın, Gülfem
Hatun Camisi'nden bizzat yö-
nettiği yangın söndürme çalış-
malan sırasında, çevre sakınle-
rinin can güvenliğini sağlamak
amaayla sokakta bulunan di-
ğer evler boşaltıldı. Denizden
su çekilerek söndürülmeye çah-
şılan yangın, bir saat sonra
kontrol altına alınabildi.
İstanbul îtfaiye Müdürü Ab-
durrahman Kıhç, çok sayıda
ahşap binanın bulunduğu so-
kakta çıkan yangın sornucu beş
ahşap evin İcül olmasını teselli
olarak gördüğünü açıkladı.
ARADA BİR
• Baştarafi 2. Sayfada
daha yüksek bir kültür düzeyinde oldukları gerçeğinden
(ya da varsayımından) kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, o
kişiler, kitleler tarafından kolay kolay feda edilemez (hani,
"ağırtop" takımı!).
Şimdi; hiç kuşku yok ki Michels'in "demir kanunu" da
her kuram için olduğu gibi çürütülmeye ya da çürümeye
açıktır. Ancak, "katılım" kavramı üzerinde düşünüyorken,
şimdilik de olsa söz konusu yaklaşımı gözardı edemeyiz.
Nitekim, "katılım kavramı"nın Batı demokrasilerinde (bi-
raz da telaşla) gündeme gelmesi, kuramın (tabii uzaktan
uzağa) olgularla kendini kanıtlamaya başlamış oluşun-
dandır. Söz konusu siyasal olguların başında Batı demok-
rasilerinde gözlenen "genel seçimlere katılma oranındaki
düşüklük" gelmektedir. Özellikle 6O'lı yılların başından
başlayarak "demokrasi beşikleri"nde seçimlere katılım
% 60dolayındadır. Durum, neresinden bakılsa % 31'i "ço-
ğunluk" ilan etmeyi gerektirmektedir ki bu da demokrasi
adına pek de savunulabilecek bir yüzde değildir. (Hoş,
gerçi ceza korkutmasıyla % 80'lere varan katılım yaratıp
sonramilyonlarcaoyuçöpeatarakyine%31-32'lik"çoğun-
luk!" yaratma becerimiz vardır ya... Neyse...)
işte, bu "siyasetten uzaklaşma" (uzaklaştırma değil) ol-
gusudur ki Batı demokrasilerinde Michels'i adeta haklı kı-
larken demokratları telaşlandırarak, "katılımcılık cansi-
midi"ni, "örgüt oligarşisi"nin azgın sularına attırmıştır.
Şöyle ya da böyle, artık "katılımcılık", çağdaş demokra-
silerde, gerek ulusal gerekse yerel yönetimlerde, iktidar-
ları kullananlar açısından, "seçilmiş" olmanın ötesinde,
karar ve uygulamalarının önemli bir "meşruluk temeli"
durumuna girmiştir. Başka bir deyişle, bu gidişle artık ne-
redeyse "iktidar ve icraaf'ın "meşru " sayılmasında "de-
mokratik-hukuki yoldan seçilmiş" olmak yetmeyecek, iş-
lerde (!) "halkın katılımı" da aranacaktır...
Bu noktada artık "yazmak geleneklerimize" uygun ola-
rak, "Memleketin durumunu ele almak" ve "çözüm öner-
mek" durumundayız.
Her ikisine de "katılım" sınırları içinde ve geliştirdiğimiz
düşünceler ışığında değinelim:
1- Ulusal iktidar, (DYP-SHP koalisyonu) katılımcılığı ol-
dukpa öne çıkartmakla birlikte, şimdilik "gözlemlenebilir-
lik"açısmdan olgunlaşmamış bir veridir (biraz zaman).
2-Yerel yönetimlerimiz, (özellikle sosyal demokrat be-
ledryelerimiz) oidukça iyi niyetli girişimler içinde bulun-
makla birlikte, (kimileri haklı olarak) "Yahu, elimizden ge-
len yaptık, bu millet katılmaya yanaşmıyor" yakınma-
sındadır.
Gerek uiusal gerekse yerel yönetimlerin, "somut varlı-
ğın", şu ya da bu "soyut varlığa" çocukluğundan başlaya-
rak "armağan" etmiş bireylerle "katılımcılık" yapması,
katul edilmelidir ki olanaksızdır.
Nerkezi bir imparatorluk ve şimdilerde henüz 40 yaşın-
d a vatandaşlarıyla yaşıt (onar yıl teklemeli) bir yarı de-
m<xrasiye, katılım açısından kanımca önerilebilecek tek
yörtem var: O da belediye başkanlığı ile milletvekilliğinin,
doayısıyla bakanlık ve başbakanlığın birleşebilmesi...
fanımcabu ilke, biryandan "katılım'asığınaraksiyaset
y^mayı engellerken (çünkü kentliler "şov'ları değil, uy-
gı_ıamayıdeğerlendirecektir)öteyandan,seçmenlerin"lis-
tesfere" değil, "tanıdıklarına" oyvermelerini sağlayacaktır.
E«-güncel, en somut gereksinimlerini çözebilmiş kişileri
deoa geniş sorunlara doğru yola çıkartmak, "katılım" çer-
çeesinde, "mevcut mevzuat" da göz önünde tutularak,
aSabilecek ilk adımdır.
İ ç giindür kentin pek çok verinde oluşan çöp dağlan şimdiden kokmaya ve çürümeye başladı.
Belediye grevleri
İnönü, iyi niyet önerdi
Haber Merkeri - İstanbul.
Ankara, Adana ve Trabzon be-
lediyelerinde 43 bin işçinin grevi
üçüncü gününü doldurdu. Baş-
bakan Yardıması Erdal İnönü.
belediye işçilerinin grevinin kısa
sürede sonuçlandınlacağını be-
lirterek "Herkes iyi niyetle bu
işin içine girsin" dedi.
tstanbul'da dört gün önce
başlayan toplu sözleşrnegörüş-
meleri kesildi. Belediye-İş Sen-
dikası Genel Başkanı Fuat
Alan "Sa>ın Sözen fazJa çalış-
mayı kafasından silmedikçe bu
sözleşme çözümlenmez" der-
ken, "Ben biskuvi fabrıkatöru
değilim, bir kamu görevlisi-
>im" diyen Nurettin Sözen.
bundan sonra pazarlık etme
güç'.erinin kalmadığını söyledi.
Sözen. toplantıda bulunan
esnaf temsilcilerinden. çöplerini
toplayarak kendi imkânlarıyla
çöp toplama alanlanna götür-
melerini istedi. Esnaf temsilcile-
ri de çöplerini toplayacaklan
sözü vererek, grevin bir an önce
sonuçlandınlmasını ıstediler.
Sözen aerektiğinde vatandaşla-
nn 51 f 56 27-512550O"dan 339
nolu telefonlara başvurabilece-
ğini sözlerine ekledi.
EP Ankara Atıksu Antma
Tesisi'nin temel atma töreninde
bir'konuşma yapan İnönü, kür-
sünün karşısında grev yapan
belediye işçileri tarafından açı-
lan . "Grevci Mamak işçileri",
" Üreten biziz, yöneten de biz
olacağız" yazılı pankartlan gö-
rünce "Anlaşmazlıklar orta-
ya çıkıyor, ondan sonra çö-
zülüyor. Mesele bunu yapmak
istişor musunuz, istemiyor mu-
sunuz? Grevi bitirecek misiniz?
Evet. Nasıl yapacaksınız? Uzla-
şarak. Herkes iyi niyetle bu işe
girsın" dive konuştu. Seyhan
belediyesinden tazminatsız ola-
rak işten çıkartılan 428 işçi SHP
ıl merkezinde açlık grevine baş-
ladılar.
Binlerce kokmuş tepe: istanbul
• Baştarafi I. Sayfada
dökülen çöpler. daha şimdiden
kokmaya ve çürümeye başladı.
İstanbullulann çöpleri ortadan
kaldırmak için yaktıklan da
gözleniyor. Özellikle dün mey-
dana gelen bu yangınlar itfaiye
görevlilerine soluk aldırmadı.
İtfaiye ekiplen. dün. yaklaşık
20 çöp yangını olayına müda-
hale etmek zorunda kaldı. Çöp-
lerin birikmesiyle bu yangınla-
nn da artacağını belirten vetki-
liler. çok daha >oğun çalışrnak
zorunda kalacaklannı söyledi.
Uzmanlar, yakma işlemi sı-
rasında zehirli gazlann havaya
kanşabildiğine dıkkat çekerek.
çöplerin yakılmaması. müm-
künse gömülmesi gerektiğini
belirtiyor. Katı Atık Türk Milli
Komitesi'ne göre. İstanbuPda
kişi basına günde 2.5-6 kilog-
ram arasında çöp üretiliyor.
Bunun içindeki tehlikeli çöp
miktan ise \ine kişi basına 50-
1500 gram arasında değışıyor.
Özellikle enfekte hastane çöple-
ri, diğer çöplerle birlikte gelişi-
güzel atıldığında. bu miktar
5-10 kat artıyor. Bu nedenle en-
fekte ve zehirli çöplerin kalın
torbalar içine konarak. müm-
künse sokağa bırakılmaması
gerekiyor.
İstanbul Belediyesi Sağlık Dai-
re Başkanı Şeref Solak. Anakent
Beledıvesi'nin 130 kişilik birekip-
le çöplen ilaçladıklannı belirttı
• Baştarafi 1. Sayfada
sunda henüz ikinci bir mektup
almadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Özal, eşi
Semra Özal ile birlikte dün An-
kara'ya geldi. Özal, Esenboğa
Havalimanı'nda gazetecilerin,
Rum Lideri Vasiliu'nun, dün
bir gazetede yayımlanan de-
mecinde, "Gaîi haritasını ken-
disinin de kabul ettiği"ni öne
sürdüğünü arumsatmalan üze-
rine. "Açıklama yapılacak"
karşılığını vermekle yetindi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü
Büyükelçi Kaya Toperi. daha
sonra havaalanında yaptığı
açıklamada. şunlan söyledi:
"Cumhurbaşkanı'nın Baş-
kan Bush ile yaptığı görüşme-
lerde. hiçbir zaman toprak
konusu ele ahnmamıştır. Bir
harita söz konusu olmamıştır.
Yapılan görüşmelerde, genel
çerçevede. Kıbns sorunu ele
alınmış, Kıbns sorununun çö-
zülmesi arzusu izharedilmiştir.
Aynca Cumhurbaşkanı, her
zaman görüşmelerde, özellikle
anayasa ve güvenh'k konulan-
na öncelik vermiştir. Bunun
için bir harita söz konusu ol-
mamıştır."
Toperi, "Vasiliu'nun açıkla-
ması sansasyon yaratmaya
yönelik olabılir mi?" sorusuna,
"Bu. herhalde Vasiliu'nun
kendi müzakere taktiği olsa
gerek. Ne bir harita, ne de bir
toprak konusu görüşülmüş-
tür. Dediğim gibi. Sayın Cum-
hurbaşkanı. gerek Başkan
Bush ile gerek diğer görüşme-
lerde ısrarla güvenlik ve anaya-
sa konusuna öncelik vermiş-
tir" yanıtını verdi. Topen.
"Vasiliu'nun açıklamasının
amacı. Kıbns Türk kesimiyle
Türkiye'nin arasını açmaya
yönelik olabilir mi?" yolunda-
ki bir soru üzerine, "Ne amaç-
la bu açıklamayı verdiğini bile-
mem tabii. Bu verilmiş bir
mülakattır. Ama iddia ettiği
gibi, böyle bir harita veya top-
rak konusu hiçbir zaman gö-
rüşülmemiştır" dedi.
Dışişleri Bakanı Çetin'in, BM
Islam ülkeleri grubunun top-
Iantısına katılmak üzere per-
şembe günü Nevv York'a ya-
pacağı gezinin Kıbns'la ilişki-
lendirmemesine karşın,
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, Çetin'in BM Genel
Sekreteri Butros Gali ile yapa-
cağı görüşmede Türk tarafının
tutumuyla ilgili bazı mesajlar
iletmesini bekliyor.
Denktaş'ın Çetin'den Gali'ye
aktarmasını beklediği konular
şöyle sıralanıyor:
• Türkler, Rumlardan ne gel-
diğini ve geleceğini görmeden
gereken fedakârlığı yapmıştır.
Bu büyük bir adımdır.
• Yapılan fedakârlığa karşı-
lık, Türk tarafı güvencesi için
istemiş olduğu konuların ana-
yasada yer almasıru beklemek-
tedir.
• Güzelyurt asla verilmez. Bu
bölgenin verilmesi durumunda
40 bin insan yerlerinden ola-
cakür. Böyle bir karar insanlı-
ğa aykındır.
Karakola
silahlı
saldırı
İstanbul Haber Servisi - Kâğıt-
hane Emniyet Amirliği'ne bağlı
Örnektepe Polis Karakolu dün
gece kimliği belirlenemeyen 3
kişi tarafından uzun namlulu
silahlarla tarandı. Olayda özel
bir otomobil ile karakolun bazı
camlan kınlırken, saldırganlar
kaçmayı başardı. İçişleri Baka-
nı İsmet Sezgin, İstanbul Valisi
Hayri Kozakçıoglu ile İstanbul
Emniyet Müdürü Necdet Men-
zir, saldından sonra olay yerine
gelerek incelemelerde bulundu-
lar ye yetkililerden bilgj aldılar.
Örnektepe, Etibank Caddesi
üzerindekı otobüs durağına
dün gece saat 22.20 sıralannda
gelen 3 kişi. ellerindeki uzun
namlulu silahlarla yolun karşı
tarafında bulunan Örnektepe
Polis Karakolu'na ateş açtılar.
Saldın arasında karakolun ba-
zı camlanyla özel bir otomobi-
lin camlan kınldı, karakolun
duvarlannda da hasar meyda-
na geldi. Olayda ölen ya da ya-
ralanan olmarlı
Dikili Saııat Şenliği, Barış Yürüyüşü'yle başladı
Baştarafi 1. Sayfada
turdu ve festival kavramına yep-
yeni bir boyut ve içerik kazan-
dırarak kendisinden sonraki
şenliklere onculuk etti" dedi.
Özguven. Dikili ı
>enliğinın ba-
şından bugüne dek uluslararası
bir özellık taş<dığmı vurgulaya-
rak şunlan söyledi:
•'Şenliklerimiz Ege Denizi'-
nin bir banş dcnızi olma çaba-
larına, karşı komşumuzu da
ortak ederek v oluna devam edi-
yor. Bu yıl daha da büyüyerek
tum Balkanlar'ı içine alan bir ni-
telik ka/anmış bulunuyor Bal-
kanlar'da yangın sürerken
Dikilı'den Balkanlar'a bir hafta
bo>unca banş ve dostluk rüz-
gârlan esecek. Balkanlar'dan
gelen konuklanmız ülkemizde
ivmc kazanan demokratıkleş-
me harcketlerini banş ve dost-
luk ıslemlerimizi hiç kuşku yok
ki kendi ülkelerine taşıvacak-
lar. Özlediğımız ülkemizde ve
Balkanlar'da banş. güvenlik ve
işbirüğinin gerçekleşmesi, de-
mokratikleşmenin ve insan
haklanna saygının sağlanması-
na bağlı olacaktır."
Kültür Bakanı Fikn Sağlar
da yaptığı konuşmada Dikili
Festivali'nin 12 Eylül yönetimi-
nin getirdiği yasakçı \e baskıcı
uygulamalara karşı o yöneti-
min biçimlehdirdiği antide-
mokratik vasalan halkın üstün-
de tüm voğunluklanyla uygula-
mavı bcnimsemiş olan bir
iktıdann tüm karşı çıkışlanna
rağmen 1986 yılından bugüne
dek gelişerek sürdüğünü vurgu-
ladı.
Daha sonra söz alan konuk-
lardan Yunanistan Banş Ko-
mıtesi Başkanı Pancs Trigazıs.
"Er büviik güç banş. Hepimİ7İ
ılgilendıren banş ıçın her şe\ı
yapalım. Mantık dışı savaşlara
hayır demek için buradayız.
Bazı güçlü güçlerin düzenlediği
müdahaleye hayır. BM ve
AGİK çerçevesinde barışa
evet dive konuştu. KKTC
CTP Başkanı Özker Özgür de
"Kıbns'ta ikı toplum banşa su-
samıştır. Görüşmelerin sonuç-
lanması bekleniyor" dedi.
Dikili Kültür ve Sanat Şenlı-
ği dün Dr. Erdal Atabek'in
"2(X)0"li Yıllarda Gençliğin
Kiiltürcl Kimliği" konferansı,
Orhan Veli Kanık şiır dinleıisı
ve "Eğitim \e Banş" konulu
panelle sürdü.
Dikili Şenliği'nin ilk konfc-
ransını "2000'li Yıllarda Genç-
liğin Kiiltürcl Kimliği"" konu-
sunda Dr. Erdal Atabek \crdi
Atabek. konferanstaki konus-
masında şu görüşlere veı verdı:
"Bugünkü ımaj kültürü ger-
çek kültürün yerinı aldı. Bura-
da önemli olan insan değil imaj.
Bizim bilgi toplumu 900'lü tele-
fonlar oldu. Bununla iletişım
ağında büyük adımlar atıldığı
zannediliyor. İnsan kültürünü
arıyorsak avantacılığa. kolaycı-
lığa, emek çıkarcılığına ha\ır
demek zorundayız. 2000"li >ıl-
lann bilgi toplumu, bilginın
üretim arapı olarak işlev gördü-
ğü toplum olacak. Bilgi toplu-
mu dünvanın ortak ideallerini
bırleştırecck. banş. çevre du-
yarlıhğı gibi olgular daha çok
paylaşıbr hale gecek. 2000'li yıl-
lann kültürü insanlığın paylaşı-
lan kültürü olmalıdır "
Dr. Erdal Atabek konuşma-
sından sonra İnsan Hakları
Derneğf ndeki fotoğraf vc rc-
sim sergisinin açılışını yaptı.
GOZLEM
UĞURMUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
man.
Bu sayın generallerin hepsi de Silahlı Kuvvetler'de
görevliydiler. Son üç atamayı yapan da sivilleşme
şampiyonu(!) eski Başbakan özal'dı.
MİT'e sivil müsteşar atanması süreci nasıl başladı?
Bir süre önce, Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Doğan Güreş, MİT müsteşarlığı ve yardımcılığı için
Silahlı Kuvvetler'de görevli general görevlendirmek
istemediklerini hükümete bildirdi.
"MIT'te sivilleşme" adıyla sunulan süreç böyle
başladı. Bu sürecin Genelkurmay tarafından başlatıl-
ması ilginç değil mi?
Bu "sivilleşme" kavramı son yıllarda hep yanlış
kullanılıyor.
Söz gelişi, 1987 yılında Genelkurmay Başkanlığı'na
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Necdet öztorun
yerine Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Necip To-
rumtay'ın atanması da özal yanlısı kalemler tarafın-
dan basına "sivilleşme"diye sunulmamış mıydı?
İşin içyüzü hiç de böyle değildi.
Başbakan özal, şu ya da bu nedenle Genelkurmay
Başkanlığı'na atamayı uygun görmediği öztorun ye-
rine Genelkurmay Başkanı Üruğ'a "Görev sürenizi
uzatalım" önerisinde bulunmuştu!
Üruğ bu öneriyi benimseseydi, o günlerde basına
"(ki Necdet olayı" diye sunulan o yapay ve o düzme-
ce sivilleşme senaryoları yazılıp oynanmayacaktı.
Bu nasıl sivilleşmeydi ki operasyon, 12 Eylül cunta-
sının emir ve kumanda zinciri ile ve emirle başbakan
yardımcılığı koltuğuna oturtulan bir siyasetçi tarafın-
dan yapılmaktaydı?
Bu nasıl sivilleşmeydi ki Başbakan, el altından
"2000 yılına kadarki atamaları yapmışlar" demagoji-
si ile suçlanan iki orgeneralden birine "Görev süreni-
zi uzatalım Paşam" önerisinde bulunmaktaydı?
Korgeneral rütbesindeki MİT müsteşarlarının
"darbeleri hükümetlere haber vermedikleri", de-
mokrasinin bu yüzden kesintilere uğradığı yolundaki
varsayımlara dayalı eleştiriler, olayları hiç izleme-
yen, bu konularda hiçbir inceleme yapmayan ve sivil-
leşmeyi hiç, ama hiç anlayamayan çevrelerden
gelmektedir.
örneğin, 27 Mayıs 1960 gününe kadarki -o zamanki
adıyla- Milli Emniyet başkanları, General Naci Per-
ker, Tümgeneral Behçet Türkmen, hukukçu Ahmet
Salih Korur, Prof. Hüseyin Avni Göktürk ve diplomat
Celal Tevfik Kafasapan'dı.
26 Mayıs 1960 günü Milli Emniyet Başkanlığı'nda
Celal Tevfik Karasapan bulunmaktaydı!
Sivil MİT Başkanı sivil Başbakan'a ihtilali ned,en
haber vermedi?
Ya da veremedi?
ihtilaller ve darbeler, bu tür bürokratik atama iş-
lemlerine bağlanarak önlenemez.
İhtilaller ve darbeler bu yolla önlenebilseydi, ne
her Ittihatçının peşine bir hafiye takan Abdülhamit
tahttan indirilirdi ne de Bolşevikleri adım adım izleyen
Rus Çarı!
ihtilal ve darbe koşulları bir kez doğmaya görsün,
ne MİT dinler ne ajan ne müsteşar...
Bu açıdan, MİT müsteşarlığında asker ya da sivil
kökenli bir bürokratın bulunması önemli değildir.
önemli olan, MlT'in kendi yasasında yazılı görevleri
yapması ve "devletin güvenliği ile ilgili hizmet istika-
metlerine" yöneltilip yöneltilmemesidir.
önemli olan ihtilal ve darbe koşullarının doğmala-
rına engel olabilmektir.
Kaldı ki ihtilal ve darbe koşulları bir kez doğdu mu
darbenin ve ihtilalin hükümetlere MİT müsteşarları
tarafından bildirilmesine de gerek yoktur. Aklı başın-
da bir hükümet, MİT müsteşarının uyarısını bekleme-
den, darbenin geleceğini, oluşan koşullardan "açık
ıstıhbarat" yoluyla da öğrenip anlayabilir.
Gücü de varsa darbeyi önler...
27 Mayıs da 12 Mart ve 12 Eylül de neredeyse davul
zurnayla geldi. Sokaktaki adam bile hele 12 Eylülde,
darbenin yapılacağını bilmekteydi.
Demokrasi ve darbelerin yazgıları, Ankara'nın Ye-
nimahalle semtindeki bir devlet kurumunun basına
getirilen bürokratın asker mi sivil mi olmalarına de-
ğil, çok daha başka koşullara ve kurumlara bağlıdır.
Sivilleşme; düşünce ve örgütlenme özgürlüklerin-
de, sivilleşme; sendikal haklarda, sivilleşme; memur
grevlerinde, sivilleşme; genel grevde, sivilleşme;
özerk kurumlarda, sivilleşme; devletin saydamlığın-
da, sivilleşme; çoğulcu demokrasinin ergin, etkin ve
yetkin sivil kurumlarında aranmalıdır.
Ve toplumsal kesimlerin partiler, sendikalar, der-
nekler olarak örgütlenip devlet çarklarında ağırlıkla-
rını duyurmalarında..
THY'ye yüzde 30 zam
• Baştarafi 1. Sayfada
dan sonra İstanbul-Ankara
uçak bileti 600 bin lira, jstan-
bul-İzmir 650 bin lira. İstan-
bul-Van, İstanbul-Adana 750
bin lira oldu.
THY"nin business class uy-
gulaması yaptığı yerlerden ise
örneğin İstanbul-Adana uçak
bileti 950 bin. İstanbul-Dala-
man bileti de 900 bin lira oldu.
THY yetkilileri. hizmetler-
de aksama olmaması için 1
ağustos tarihine kadar bıletle-
rinı almış olanlardan fark iste-
meyecekleriru açıkladılar. .
Türkiye Demır-Çelik İşlet-.
meleri'ne bağlı Karabük ve
İskenderun Demir-Çelik fab-
rikalannda üretilen demir ve
yan ürünlerine zam japıldı.
Demirçelik ürünlerine orta-
iama yüzde 6. van ürünlerden
ceviz kok ve döküm koka yüz-
de 19 oranında yapılan zam
vanndan itibaren mgulanma-
\a başlavacak.
Esklöcpot Yeniâcret
Ankara-Adana 400.000. TL 500.000. TL
Ankara-Antalya 400.000. TL 500.000. TL
Ankara - Dalaman 450.000. TL 600 000 TL
Ankara-Erzurum 400.000. TL 550.000. TL
Ankara-Gaziantep 375.000. TL 500.000. TL
Ankara - izmi r 500.000. TL 675.000. TL
Ankara - Malatya - 350.000. TL 450.000. TL
Ankara-Trabzon 400.000. TL 450.000. TL
Ankara-Van 450.000. TL 600.000. TL
İstanbul - Adana 550.000. TL 750.000. TL
İstanbul-Ankara 475.000 TL. 600.000 TL
İstanbul-Antalya 500.000TL. 675.000TL.
İstanbul-Dalaman 500.000. TL 700.000. TL
İstanbul-Diyarbakır/Batman 500.000. TL 675.000. TL
jstanbul-Denizli 400.000. TL 500.000. TL
İstanbul-Erzurum 500.000. TL 675.000. TL
İstanbul - Gaziantep 500.000. TL 675.000. TL
İstanbul-izmir 475.000. TL 650.000. TL
İstanbul-Kayseri 400.000. TL 525 000 TL
İstanbul - Konya 400.000. TL 525.000. TL
İstanbul - Malatya 500.000. TL 675.000. TL
istanbul-Trabzon 550.000. TL 625.000. TL
İstanbul - Van 550.000. TL 750.000. TL
Izmir-Antalya 350.000TL 475.000TL.
Business Class •jvaulaması olan noktalar ve bılet ücretleri
Ankara -Izmir
İstanbul-Adana
İstanbul-Antalya
İstanbul-Dalaman
İstanbul - Gaziantep
İstanbul-IzmK
İstanbul - Trabzon
675.000. TL
750.000. TL
700.000. TL
700.000. TL
700 000. TL
650.000. TL
750 000. TL
875.000. TL
950.000. TL
875.000. TL
900.000. TL
875.000. TL
850 000. TL
825.000. TL