27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 TEMMUZ1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER CUMHURIYETTEN OKURLARA ÖZGENACAB Dinozor Titizliği... "Cumhuriyet" okurunun önemli bir özeliiği vardır. De- nilebilir ki "Cumhuriyet okuru" bir dedektifir titizliği için- de gazetesine önce bakar, sonra okur, daha sonra da kuşku duyduğu noktalara büyültecini yöneltir. Geçen hafta Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan'ın, muhabirimiz Sinan Gökçen'i uçağı ile Eri- van'a götürmesine değinmiştim. Hemen e^tesi günü bir bayan okurdan kısa bir eleştiri notu aldım. Özetle, olayı benim ve Sinan'ın farklı yazdığtmıza dik- kati çekiyor ve ardından abartıp abartmadığımı soruyor- du. Sinan'ın yazısını bir daha okuduğumda adını açıkla- mak istemediğim okurumuzun haklı olduğunu gördüm. Ancak araştırma sonucunda Sinan'ın Erivan'dan güç iletişim köşulları altında geçtiği haberinde. bu çelişkiye yol açan bir cümlenin düştüğü anlaşıldı. Bu tür titizlikler içeren çok çeşitli mektuplar alıyoruz. Ancak bunlar içinde en ilginç uyarı, çok yaKinımdan, oğ- lum Deniz'öen gelmişti. Anımsarsınız "Cumhuriyet Bilim Teknik" ekini tanıtmak amacıyla 1.5 yıl önce bir TV reklamı hazırlanıp gösteril- mişti. Reklamda bir mağara adamı bir dinozorun kafası- na bir sopa vurup, avlıyordu. Ondan sonra da ters yüz yaptığı dinozoru sürükleye sürükleye götürüyordu... O zaman 4.5 yaşında olan ve dinozor cinslerini ezbe- re bilen oğlum bu reklamı TV'de görür görmez "Baba! Bureklamyanlış... Böylebir şey olamaz..." demiş ve ne- denini sorduğumda şu yanıtı vermişti: "Dinozorların yaşadığı dönemde insanlar hiçbir zaman yaşamamıştı. Dinozorlar ile insanlar arasında 25 milyon yıl fark vardı..." Bu olayı daha sonra anlattığım değerli paleontolog Prof. Dr. Berna Alpagut "Olamaz!.. Biz öğrenciterimize bunu sınavda soruyoruz..." demişti. önemli olan, çocuk da olsa okurun dikkat ve titizliğiy- di... Petrosyan olayında önemli olan ise ben de dahil bir- kaç arkadaşımtzın dikkatsizliğiydi. Bayan okurumuz ha- tamızı bağışlamamış, bir Agatha Christie edasıyla olayı ortaya koymuştu... • • * Bugün adlarını vermeden iki öğretmen okurumuzun mektuplarından alıntılar yapmak istiyorum. Birincisi: "Ben diğer gazeteleri sık olmasa da izlemeye çalışıyo- rum. Ama Cumhuriyet'in tadını, doyuruculuğunu bulamı- yorum. Cumhuriyet okuru olmayı kendimce onur sayıyo- rum. İlkokul öğretmeniyim. 15 yıllık da Cumhuriyet okuru- yum. Gazeteyi günlük olarak takip edemiyorum. Köyümü- ze diğer gazeteler getiriliyor. Kahvelere getiyor, insanlar özellikle resimlerine bakmak için alıyorlar sanki o gazete- leri... Hepsini on beş dakikada bitiriyorum. Haftada 4-5 gün Cumhuriyet aldırıyorum şehre gidenlere. Hem herkese ge- tirtemiyorum gazeteyi, hem de tek maaş calıştığım için ekonomik olarak zohanıyorum. Her gün almak istesem bile bulamıyorum. Şehre gidecek insan bulmak, gazete almak zor oluyor." İşte, Türkiye'de gazete satışının artmayış nedenlerin- den biri... Üstelik, Türkiye'nin 3. büyük kenti İzmir'de... Balıkesirli öğretmen okurumuz ise "Bir şehirden diğer şehirlere giderken otobüsün 6n koltuklarında ya da bize yakın koltukta Cumhuriyet okuyan birini görünce o ada- ma ısınıyoruz. Hemen kaynaşıyoruz. İnanın bu duyguyu diğer gazetelerin hiçbirinde buiamazsınız " diyor. Doğru söze ne denir ki? • • • SBF'den ve meslekten ağabeyim Mehmet Ali Kışlalı "Bab-ı Ali Magazin"de, Amerikan Associated Press (AP) Haber Ajansı'nın 6O'lı yılların sonunda, 70'li yılların ba- şında Ankara temsilciliğini yapmış Nick Ludington ile bir söyleşisini yayımladı. Ludington AP'nin Ortadoğu temsilciliğinaen, geçen yıl sonunda VVashington bürosunda önemli bir bölümün ba- şına atandı. İki yıldır Türkiye'ye gelmemiştı. Söyleşinin bir bölümünde Türkiye'deki değişiklik konu- sunda şöyle diyor: "...Cumhuriyet gazetesinde olup bitenler de ilginç. Ben her geldiğimde gelişmeleri izlemek için Cumhuriyet oku- rum. Amerika'da iken de Cumhuriyet'in haftalık (Cumhu- riyet Hafta) yayınını izliyorum. Gazetenin kendisi hakkın- da yaptığı yayından bir şey anlayamamışttm. Çok esra- rengiz şeyler oluyor diye düşünmüştüm. Yaşar Kemal'in (Cumhuriyet'e yardım edin) çağrısı falan vardt. Karşı olan- lar da vardı herhalde... Buraya gelince olup bitenleri an- lamaya çalıştım. Umarım Cumhuriyet yayınına devam eder. Türkiye'nin en ciddi gazetesi. Benim gibi Türkiye'- de olup bitenleri izlemek isteyen bir yabancı için tek ya- rarlı gazetedir." Sağlıklı, mutlu ve başarılı haftalar dileğıyle. Türkiye'de son 1.5 yılda 63 kişi ruhsatlı tabanca ve tüfekle öldürüldü Günden güne silahlamyoruz• 190 bin kişinin taşıma, 160 bin kişinin de bulundurma ruhsatlı silahı var. Özellikle kırsal kesimde yaygm olarak bulundurulan av tüfeği ruhsatı ise 1 milyon 100 bin. • İçişleri Bakanı Sezgin, TBMM'de kabul edilen son düzenlemeyle, ateşli silah ya da patlayıcılan bu yasadan önce teslim edenlerle ilgili soruşturmalann düşeceğini söyledi. ANKARA (AA) - Eski Türk toplumunun vazgeçilmez üç unsuru, "at, avrat, silah". Atalanmızın alışkanlıkları, çağların değişimiyle birlikte geçerliğini yitiriyor. At, azaldı. "Avrat" derseniz, birini bulana aşkoisun. Geriye, kala kala silah kaJıyor. Gerçi aralarımızınki kadar değil, ama bu alışkanlık, gunümüzde de kısmen sürmekte. Bunu, silahlarla ilgili istatistiklerde de görmek mümkün. Ülkemi/de 190 bin kişi taşıma ruhsatlı, 160 bin kişi de bulundurma ruhsatlı silah taşıyor. 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanun'da yapılan değişiklikler, silah taşıyan ve bulunduran kişilerin sayısını arttırıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre 1992 yılı haziran ayına kadar 190 bin kişi taşıma, 160 bin kişi de bulundurma ruhsatlı silah aldı. Özellikle kırsal kesimde yaygın olarak bulundurulan av tüfeği ruhsatı ise bir milyon 100 bin. Ruhsatlı silah ve tüfekle işlenen suç sayısı da ateşli silahlarda meydana gelen artışa paralel olarak yükseliyor. 1991 yıhndan bugüne kadar meydana gelen olaylarda ruhsatlı av tüfeği ile 17, tabanca ile 35 kişi öldürülürken, 11 kişi de bu silahlarla kazara öldü. Ruhsatsız silahlar Emniyet yetkilileri, ruhsatsız olarak bulundurulan silah sayısının, ruhsatlılara oranla daha fazla olduğu göriişündeler. özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ruhsatsız olarak bulunan silahlarla ilgili TBMM'de kabul edilen bir yasayla, yeni bir düzenleme getirildi. 6136 sayılı yasada yapılan değişiklikle ruhsatsız olarak taşınan silahların, yasanın yürürlüğe girmesiniri ardından, bir ay içerisinde teslim edilmesi durumunda, söz konusu vatandaşlar hakkında herhangi bir işlem yapılmaması öngörülüyor. Yetkililer, taşıma ruhsatlı silah alacak kişilerin belirli özelliklere sahip olması gerektiğini vurgulayarak bulundurma ruhsatlı silah ahmının, yapılan değişikliklerle daha da İcolaylaştığını bildirdiler. Yetkililer^12 Eylül'de çıkarılan ve hayli etkili olan ruhsatsız silahların teslimiyle ilgili düzenlemenin, yeni uygulamayla da etkili olacağını savundular. İçişleri Bakanı Ismet Sezgin, 1 Temmuz 1992 tarihinde TBMM'de kabul edilen son düzenlemeyle, bu yasadan önce ateşli silah ya da patlayıcılan kendiliğinden teslim edenler hakkında açılan soruşturmalann da düşeceğini vurgulayarak şunlan söyledi: "Bu vesileyle, teröre bulaşanlan, bu yanhş ve sonu olmayan yoldan dönerek devletin müşfik ve adil kollanna silahlanyla birlikte teslim olmaya bir kez daha çağırıyorum. Bunun yanında, elinde silah ve patlayıcı madde olan vatandaşlannuza da sesleniyorum: Bu sizin için bir fırsattır; silahlarınızı teslim ediniz. Devletimiz, vatandaşını koruyacak güçtedir. Aynı zamanda, adil ve sevecendiu Bu kanunla bunu bir kez daha gösteriyoruz.'' Güneşli birpazarsabahında yolu Taksim Meydanı'ndan geçen İstanbullular, gördükleri manzara karşısında önce oldukça şaşırdılar. Çünkü biraz ötelerinde. gösteri sonuna kadar. önüne geienin üstüne tüküren iki deve, minyatür piramitler altında diz çökmüş ve gevışgetiriyor; hemen yanlannda ise Mısırlı delikanlılar egzotik danslanyla göbek atıp, gerdan kıvıran oryantal dansözlerin çe\ resinde dönerek. ellerindekı ince sopalarla gösteri yapıyordu! Bütün bunlar. The Marmara Oteli'nde 12 temmuz gününe kadar sürecek olan "Mısır Haftası" etkinliklerinin açılışındaki görüntülerdı. Hafta boyunca Mısır'dan gelen muzık. folklor ve dans gruplan, otelde değişik ve ilginç gösteriler sunacaklar. Aynca Panorama Restaurant'ın mönüsünü, Mısır mutfağından özgün ve egzotik yemekleroluşturacak. Dün yapılan tanıtım şovunda ise "Mısır Folklorik Grup Gösteri Ekibi" piramit ve develer arasında sunduklan "Stıck Dance"gösterisınde izleyicileri Mısır'ın büyüleyici ve otantik atmosferine sürüklediler. (Meraklılanna not Fıyat. herşey dahıl. 350 bin hra MUHARREM AYDIN) Yakınan yakınana Vatandaş TEK'ten, TEK, altyapıdan •TEK Genel Müdürü EFdal, elektrik sorununun tek nedenini çarpık kentleşme olarak gösterdi. Geçici çözümlerin günü kurtardığını belirten Genel Mü- dür, " Özellikle gecekondu bölgelerinde büyük so- runlar yaşanıyor"dedi. Çeşme Belediye Başkanı: Yayın hakkını interStar'a vermeyebiliriz Festivalde, belediye-interStar kavgası ÇEŞME (AA) - Uluslararası 7. Çeşme Festivali Müzik Ya- nşması'nın son günündc yaşa- nan protokol skandalıyla ilgili tartışma sürüyor. Çeşme Bele- diye Başkanı Faik Tütüncüoğ- lu, proıokol skandalına. orga- nizasyon komitesi ve interStar yöneticilerinin yol açtığını ifade ederek "Gelecek yıl yanşmanın naklen yayın hakkını interS- tar'a vermevebiliriz" dedi. Tütüncüoğlu, dün sabaha karşı düzenlediği basın toplan- tısında organizasyon komitesi tarafından yapılan oturma pla- nında. devlet protokolünün uygulanması gerektiğini belirt- ti. Tütüncüoğlu, "Protokolde devlet bakanı. silahlı kuvvetle- rin üst rütbeli görevlileri ve hal- km seçtiği yerel yöneticiler ön sırada gelir. Ancak kapanış ge- cesi için hazırlanan protokolde. bu kurala kesinlikle uyulmadı. Ne organizatör fırma ne de in- terStar yöneticileri, buna riayer etmediler" dedi. Faik Tütüncüoğlu. festival için 4.5 milyar lira harcandığı- m. bunun büyük bölümünün Kültür Bakanlığı tarafından fi- nanse edildiğini kaydederek şunlan söyledi: "interStar, sadece festivale gelecek olan sanatçılan fınanse ederek naklen yayın hakkını al- dı. Ancak festivalin son günün- de vaşananlan göz önünde bulundurarak önümüzdeki yıl televizyonda naklen yayın ko- nusunda ShosvTV ve yeni ku- rulacak olan Kanal-6 iîe görüş- meler yapıldıktan sonra karar verilecek. Önümüzdeki yıl ya- yın hakkını interStar'a verme- vebiliriz". TA YFUN GÖNÜLLÜ Yurttaşlar, gelen faturalann kabanklığı. hizmetin ulaşma- ması ve anzalann zamanında giderilememesinden dolayı TEK'e ateş püskürüyor. TEK Genel Müdürü Birkan Erdal ise çarpık kentleşmeden yakı- narak, kentlerde trafo merkezi kuracak arazi bulamadıklan iç*n hizmet götürmede zorluk çektiklenni. geçici çözümlerin ise kaynak zaranna yol açüğını söyledi. Kentlere elektrik dağıurrun- da büyük sorun var. Genel Müdür Erdal, hızlı ve çarpık kentleşme olayının dağıtımı güçleştırdiğini belirterek, " Üzerinde proje hazırlanabile- cek ımar planlan bulunmayın- ca kentlerimizin çoğunda sağ- lıklı şebeke oluşturulamamak- tadır. Kentlerde elektrik dağıtı- mı için santral yapacak arazileri bulamamaktayız" dedi. Türkiye Elektrik Kurumu, yatınmlann durmadığın], kı- smüya da gidilmediğini bütçe- lerinin de olduğu bildirildi. Ancak Erdal. problemlerin salt büyük kentlerde olmadıgını. Mardin'de yaşanan bir örnekle şöyle anlattı: "Ömeğin bu kentimizde 1980'li yıllann başından beri had safhada şebeke şorunlan bulunuyor. Mardin'in imar planı ancak 2 yıl önce tamamla- narak kesinleşmiş ve bundan sonra şehrin master elektrik projesi yaptınlabilmiştir. Bu yıl elektrik çözümünde bir takım palyatif çözümlere gıdilrruş, bu da kaynak israfına neden ol- muştur." Büyük kentlerin elektrik problemlerinden de örnek ve- ren Erdal, sorunlannın gece- kondu bölgelerinde yoğunlaştı- ğını belirtti. Özellikle ruhsatsız gecekondu bölgelerinde sorun- lann çok büyük olduğunu vur- gulayan Erdal, "3194 sayılı Irnar Yasası'nın 31. Maddesi ruhsatsız bınalara elektrik bağ- lanmasına izin vermemektedir. Bu defa. gecekonduda oturanp vatandaşlar doğrudan orta ge- rilim hatlanndan kaçak Ğİfckt* K rik almaktadır. Kaçak elektrik alınması hem güvenlik açısın- dan çok sakınca yaratmakta. hem hatlann anzalanmasına neden olmakta, hem de TEK'in gelir kaybına yol açmaktadır. Orneğin. son zamanlarda İs- tanbul'da yaşanan anzalarda, anza ihbanna giden ekiplerçok sayıda kaçak kullanım tespit et- mişlerdir" dedi. Erdal, ruhsatlan verilmiş ge- cekondularda ise imar planlan ve buna göre yapılaşma olma- dığından, geçici tesis yapma zorunluluğuna dikkat çekerek, "Bunlann yollan belli olmadı- ğından hatlann geçeceği güzer- gah da geçici olmakta , bölge- nin imar planı çıktığında elekt- rik direği yollann ortasında kalmakta. Önümüzdeki yıl sıkıntı yaşanmayacağını rahat- lıkla belirtebiliriz. Ancak bütün bu konular teknik olarak he-« men yann çözülebilecek sorun- )ar değildir. Bunun için zaman gerekmektedir" diye konuştu. rıazzoııa ıı yaşıııuayuı Astor Piazzolla öldü Kuitür Servisi - Günümüzün en önemli tango bestecilerinden Arjantinli müzisyen Astor Piaz- zolla dün Buenos Aires'te öldü. 1988'de 16. Uluslararası fstanbul Festivali'ne de katılan Piazzolla, 1990 agustosunda bir beyin ka- naması geçirmişti. O günden bu yana bakım altında olan. ama tam olarak iyileşemeyen ünlü sa- natçı 71 yaşındaydı. Aynı za- manda ülkesinin önde gelen bandoneonculanndan bin olan Piazzolla, tango müziğine zama- runın tarz ve beğenilerini getir- miş, tangoya modern müzik. caz ve klasik müzik öğelerini katarak kimilerine göre bu alanda bir 'devnm' yapmıştı. Ama Arjan- tin'de klasik tangoyu savunan mûzisyenler. Piazzolla'ya ağır eleştiriler yöneltmişler, ünlü sa- Azerbaycan Büimler Akademisi Doğu ülkeleri uzmanı Doç. Hasanova'nın Cumhuriyet'e demeci: 6 Pan Türkizm ideolojisi Türkleri felakete sürükler' ESATPALA Piazzolla 71 yaşındaydı. natçının tangoyu 'bayağılaşurdı- ğını' öne sürmüşlerdi.Buna kar- şılık klasik tangonun büyük ustalanndan Anibal 'Pichuco' Troilo. Piazzolla'vı kendi müziği- nin mirascısı olarak nitelemiş. bunu göstermek için de ünlü akordiyonunu Pıazzolla'ya ar- mağan etmiştı. Astor Piazzolla en tanınmış tangolan arasında "Adios Nonino'. 'Lıbertango'. 'Buenos Aires, Hora Ccro" gıbi besteler yer alı>t>rdu. Erzurumlu C.K. da AIDS ERZURUM (AA) - Erzu rum'da AIDS virüsü bulunan 45 yaşındaki C.K., Numune Hastanesi'nde karantina altına alındı. Uzun yıllar Almanya, Libya ve S. Arabistan'da işçi olarak calıştığım belirten Hınıslı C.K., AIDS virüsünü işçi olarak çalış- nğı Almanya'da, cinsel temas- ta bulunduğu bir kadından al- dığmı tahmin ettiğini söyfedi. Intaniye Servisi'nde özel bir odada adım adım ölüme yakla- şan C.K.'nın bakımını yapan doktor ve hemşıreler özel kıya- fetler giyiyorlar. Numune Hastanesi İntaniye Şefı Dr. Süleyman Seven, AIDS vakasının Erz^rum'da ilk kez görulduğunü belınerek hastalı- ğın diğer hastalara ve kişilere bulaşmaması :çin tüm önlemle- n aldıklarını bJdirdı. BAKÜ - Türkiye, dağılan Sovyetler Birliği'- ndeki Türki cumhuriyetlerle siyasi ve ekonomik açıdan yeni bir süreç içine giriyor. Türk hükü- met yetkilileri sık sık bu cumhuriyetlerle ilişkile- rin daha sıcak hale dönüştürüleceğini belirtiyor- lar. Şimdi merak edilen, bu ilişkilerin nasıl sıcak- laştınlacağı. Ve bu sıcaklaşmanın hangi siyasi yaklaşımla sağlanacağı? Azerbaycan'da Cum- hurbaşkanı Ebulfez Elçibey'le MÇP lideri Al- parslan Türkeş'in portrelerinin yan yana kon- ması "Ben Bozkurtum. Ben milliyetçiyim" diyenlerin seslerini son günlerde daha da yük- seltmesi "Pan Türkizm"i getiriyor akıllara... Azerbaycan Bilimler Akademisi'nde Doğu ül- keleri uzmaru Dooent Esmeralda Hasanova, "Pan Türkizm ideolojisi Hitler gibi Türkleri de fe- lakete sürükler. Zaten dünyanın hiçbir ülkesi de böyle bir çabaya izin \ermez ) ' diyor bu tür yo- rumlan yanıtlarken. Esmeralda Hasanova, 1966 yılında yayımla- dığı kitabında "Türkiye'de Burjuva Milliyetçilik ldeolojisi"ni araştırmış. Yakında da "Türkiye'- nin Siyasi, İçtimai Hayatında Islam Sosyalizmi" adh kitabı yayımlanacak. Hasanova ile Türk milliyetçiliğinin doğuşu, Pan Türkizm ve bunla- nn günümüze yansımalan üzerine söyleştik. Hasanova"ya yönelttiğimiz sorular ve yanıtlan şöyle: - Türkiye'de Atatürk'ün pozitif milliyetçiliği yerleşti mi, yoksa yeniden pantürkizme doğru mu gidiliyor? HASANOVA - Atatürk'ün ölümünden sonra Tu- rancılık. pantürkizm yeniden baş kaldırdı. I944'e kadar çok gelişti. Yayınlar, dergiler. ga- zeteler basıldı. Türkıye'de, Almanya'nın da etkı- siyle ırkçılığı ve faşızmi yaymaya çahştılar. Ancak. devletin müdahalesiyle bu ırkçılar tu- tuklandılar. mahkemeleri oldu. Buna karşın. 196O'lı yıllardan itibaren Türkiye'de solculuk hareketi kendini göstermeye başladı. Kımdi bunlar, daha önceki Atatürk milliyetçileri. Batf- dan, Avrupa'dan gelmediler Türkiye'ye. Solcu- lar, Pan Türkizm ve ırkçılığa karşı kurtuluşu sosyalizmde gördüler. - Günümüz Türkiyesi'ne baktığımızda milli- yetçilik akımlannın etkisi nedir? HASANOVA - Daha sonra sahneye Alparslan Türkeş çıktı. Atatürk'ü eleştirmek kanunen ya- sak biliyorsunuz ama o "9 Işık" adlı kitabında Atatürk'ün milliyetçıliğine karşı tezler önc sür- dü. Ve o kitapta bir kez olsun, Atatürk'un adını kullanmadı. Türkeş ve çevresındekıler. Islamı Türkçülükle birleştirerek \e yıne pantürkizm esaslanna davanan yeni bir Türk-İslam scntezi oiuşturdular. Kemalizme karşı, Türk-İsiam sen- • Halk Cephesi liderleri, Atatürk modelini kendilerine örnek aldıklannı söylüyorlar, ama Azerbaycan'a sadece Türkeş ve onun adamlan geliyor. Onlar farkında değiller, Türkeş'in milliyetçiliği ne. Atatürk'ün pozitif milliyetçiliği ne? • Nedense özellikle bu son dönemde Türkiye'de herkes kendi kendine gelin güvey oluyor."Şöyle birlik kuracağız, böyle büyük bir Türk devleti kuracağız, dünyaya egemen olacağız" diye. 21. yüzyılda insanlar artık böylefikirleresadece gülüpgeçiyorlar. tezini ortaya attılar. Türkeş'in Pan Türkizm anla- yışı Ziya Gökalp'e göre daha radikaldir. Türkeş, bu senteze bir de Osmanlı Türkçülüğünü ekledi. Alparslan Türkeş ve çevrebindekılerin milliyetçi- liği, Osmanlı Türkçülüğü. İslam ve ırkçılık üze- nnekuruldu. Birdeyine 1960'lardan sonra özel- likle "mılli görüş" denen ve İslamı öncelik alan "İslam Türkçülüğü" kendini gösterdi. Bunlann Türkeş milliyetçiliğinden aynlan en önemli yanı. Islamıyetın koşul ve prensiplerini esas almaktır. -Özellikle Bağımsız Devletler Topluluğunda- kı Türki cumhunyetlenn pantürkizm. panisla- mı/m ve Türk mıllıyetçiliğine bakış açılan nedir'' HASANOVA - Nedense özellikle bu son dönem- de Türkiye'de herkes kendi kendine gclin güvcv oluyor."Şöyle birlik kuracağız. böyle büyük bir Türk devleti kuracağız. dünyaya egemen olaca- ğız" di>c. 21 vüzyılda insanlar artık böyle fikir- lere sadece gülüp geçiyorlar. Hiç düşünmüyor- lar ki her ülkenin kendi tarihi, kendi psikolojik yapısı, kültürii ve düşünce yapısı var. Bunlann hepsi Türk dili halklandır. ama hepsinin de bir- birlerinden aynlan yönleri vardır. Türkiye ile kültürel ve psikolojik bağlann olması doğaldır. Ancak bütün halklann birleşmesi, tek bir devlet etrafında toplanması gibi bir saçmalık olamaz. Aynca BDT'deki Türki cumhuriyetlerin pan- türkizm gibi bir ideolojiye sıcak baktıklannı hiç sanmıyorum. Böyle bir düşüncenin yer aldığını söylemek bile yanlış olur. - Liderliğini Ebulfez Eicibeyin yürüttügü Azerbaycan Halk Cephesi'nde milliyetçi akım- lann etkisi biliniyor. Bu akımlar Azerbaycan'ın gelecekteki siyasetini olumsuz yönde etkiler mi? HASANOVA - Türk milliyetçiİiğinin Azerbaycan üzerindeki etkisi çok büyük. Sovyetler BırliğT- nin dağılması aşın bir antikomünist düşüncenin doğmasına da yol açtı. Azerbaycan ve öteki Türki cumhuriyetlerde siyasi ve ekonomik du- rum şimdi çok kanşık. Bir milliyetçilik uyanışı var, ama kendileri de bilmiyorlar ne istedikleri- ni. İdeolojileri ve düşünsel aityapılan yok. Dü- şünce sistemini oturtamadılar. Ona göre her etkiye uyuyorlar. Halk Cephesi liderleri. Atatürk modelini kendilerine örnek aldıklannı söylüyorlar. ama Azerbaycan'a sadece Türkeş ve onun adamlan geliyor. Onlar farkında değil- ler, Türkeş'in milliyetçiliği ne, Atatürk'ün pozi- tif milliyetçiliği ne? Şimdi de hep bir ağızdan bütün Türk dili halklannı birleşüreceklerini söy- lüyorlar. Ziya Gökalp döneminde sadece dü- şünsel pantürkizm vardı. ama bugün artık yaşa- ma geçtrmeye çalışıyorlar. Dünya siyasi ve ekonomik güç üzerine kuruldu. Ülkeler ideoloji- lcnnı ve birbırlerine yaklaşımlannı bu unsurlar- la belirliyor. Pan Türkizm ideolojisi Hitler gibi Türkleri de felakete sürükleyecektir. Ama hiçbir dünya ülkcsı bu kadar politik deneyimin ardın- dan böyle bir çabaya izin vermez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle